Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16HAZİRAN 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bugün yapılacak YAŞ'tan hükümete uyan çıkması bekleniyor
Orduda irtica temizliğiANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), bugûn
olağanüstü toplanıyor. Ağustos ayında
yapılması gereken, ancak hükümetin
irtica ile mücadele konusunda gerekli
adımlan atmaması üzerine acil
kararlann ahnmasına yönelik toplanan
YAŞ'ta, çete ve irtica faaliyetlerine
kanştığı saptanan TSK mensuplannın
dosyalannın da gündeme geleceği
belırtildi.
YAŞ, bugün Başbakan Mesut Yılmaz'in
başkanlığında, Milli Savunma Bakanı
• Askeri çevreler, hükümetin irtica ile mücadelede gereğini
yapmadığını, bir yıl içinde yapılacak seçimi dikkate alarak
irtica yasalannı gözden çıkardığını, milletvekillerinin de 'Biz
bu yasalan Meclis'ten geçirirsek seçimi kaybederiz' görüşü
içinde olduğunu dile getiriyorlar.
Ismet Sezgjn. Genelkurmay Başkanı toplantısında, ağırlıklı olarak irtica
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, konusu ele alınacak. Hükümetin son
kuvvet komutanlan ve ilgıli dönemde irtica ile mücadele konusunu
orgenarallerin katılımıyla Genelkurmay askıya almaya başlamasının gündeme
Başkanlığı karargâhında yapılacak. geleceği YAŞ'ta, Başbakan'a "brifing~
Edinilen bilgilere göre YAŞ olarak değerlendirilebilecek bilgıler de
Göreve dönemeyecek
Danıştay
Yüksel'e
kapıyı kapattı
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
Danıştay tdari Dava Daireleri
Genel Kurulu, eski Emniyet
Genel Müdürü Alaaddin
Yüksel'ın göreve ıade edilme
yolunu kapattı.
Kurul, Yüksel'in bu görevden
ahnmasına ilişkin kararnameyi
iptal eden 5. daire karan için
"yürürlüğü durdurma" hükmünü
verdi.
lçişleri Bakanlıgı. Danıştay 5.
Dairesi'nin iptal karan için bir üst
mahkeme olan Danıştay tdari
Dava Daireleri Genel Kurulu'na
itirazda bulunmuştu. Genel kurul,
Alaaddin Yüksel'in göreve
döndürülmesini sağlayacak iptal
karannm yürütmesini durdurdu.
Danıştay'ın bu karan sonucu,
Yüksel, Emniyet Genel
Müdürlüğü görevine
dönemeyecek.
Danıştay 5. Dairesi, Yüksel'in,
görevden ahnmasına ilişkin
kararnamenin iptali istemiyle
açtığı davada önce yürütmeyi
durdurmuş, daha sonra iptal karan
vermişti.
Danıştay karan doğrultusunda
Emniyet Genel Müdürü Necati
Bilican'ın yerinde kalması
durumunda, Ankara Emniyet
Müdürü Cevdet Saral' ın
Istanbul'a atanmasının
kesinleşeceği belırtildi.
Keskin, hükümetin görevini tamamladığmı söyledi
'Irtica yasalan geçmez'
OZCANOZGUR
BODRLM-CHPGenel Sek-
reteri Adnan Keskin. hükümetin
irtica ile mücadele yasalannı
parlamentodan geçirmesinin
mümkün olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in -Bu hiikümet görevini
yapmışür" sözlennı anımsatan
Keskin, "Biz de aynı görüşteyiz.
Bu hükümet görevini tamamla-
nuşbr. Ne Susurluk'u çözmesi ne
de irticavla mücadele yasalannı
çıkarması beklenemez. Biz o ne-
denle erken seçim istivonız. Tür-
kiye zaman kaybediyor" dedi.
CHP Genel Sekreten Adnan
Keskin, Milas-Bodrum Hava-
alanı'nda yaptığı açıklamada,
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
Meclis'in çahşmamasından ya-
kınmasını eleştırdi.
ANASOL-D hükümetinin
bugüne kadar toplumun her ke-
siminin desteğini almış tek hü-
kümet oldufunu vurgulayan
Keskin sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Toplum bu desteği boşuna
vermedi. Toplumun bekJenrileri
var. Halk İrtica ile mücadele
yasasını çıkann" diyor. ' Susur-
luk'u çözün' diyor. Ama onlar
muhalefet Meclis'i çalıştırmıyor
gerekçesinin arkasına sığınıyor-
lar. Buna haklan yok. Meclis'i
muhalefet degil. iktidar çahşb-
nr. Çalıştıramıvurvan çeker gi-
deran."
Keskin: Sorunlann çözümü
için seçim istivonız.
Türkiye'de Susurluk'un halen
temel sorun olmaya devam etti-
ğini belirten Keskin şunlan söy-
ledi.
"Susurluk nedir, ne değildir
biliniyor. Kim kimle ilişkilidir,
kim devletten hangi desteği gör-
müştür, bunlar biliniyor. Lyuş-
tunıcu trafiği devlet kaynaklı
olarak göriilüyor. Ancak Başba-
kan 'Bunu çözmezsem, bu kol-
tuk bana haram olsun' demesi-
ne rağmen çözmüyor. Başbakan
bütün iddialar karşısında şişine-
ceğine çeteetkinliğine çözüm ge-
tirmeli. Halkı tatmin etmeyen
raporla oyalayamazlar. Şu anda
kendisi de haram koltukta otur-
maya devam ettigini unutma-
suı.''
Keskin, CHP'nin gerek Su-
surluk konusunda gerekse vergi
yasa tasansı konusunda üzerine
düşeni yaptığını. muhalefette
olmalanna karşın halkın beklen-
tilerine cevap veren her türlü ya-
sanın çıkmasına destek olduk-
lannı beiirtti. Keskin, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Vergi yasa tasansı CHP des-
teğiyleçıktı. Bir buçuk aydır ge-
nel kurulda bekliyor. 9 > ıldır bii-
yiik mücadeieler vererek örgiit-
lenmeierini gerçekleştiren kamu
çalışanlannın bütün kazanım-
lannı ortadan kaldıran sendika
yasa tasansını getirip önümüze
koy up Meclis'i tıkadılar.
Meclis'i çalıştırmayan biz de-
ğiL, onlardır. İrtica ile mücadele
yasa tasansı da sürüncemeye
girdi, yasalaşamayacaktır. Ne
zaman bu konuda bir madde
gündeme gelse, hükümetin mil-
letvekilleriyle muhalefetteki
yandaşlan işbirligi yapıyorlar. O
nedenle bu parlamentodan bu
yasa çıkmaz. Biz bu y üzden er-
ken seçim istiyoruz. Artık hükü-
metin yapacağı hiçbir şey kal-
mamıştır."
verileceği öğrenildı.
Askeri çevrelerin. hükümetin irtica ile
mücadale konusunda yaptıklan
değerlendirmelerde şu noktalann altını
çizdikleri öğrenildi:
"İrtica yasalannın Meclis'ten geçirilmesi
için mart ayında son derece kararlı
görünen başbakan, kısa bir süre sonra
partili millervekillerinin bûyük
çoğunluğu tarafından tepki görmesi
üzerine bu konudaki ısrannı terk etti.
Harta bir yıl içinde yapılacak bir seçimi
de dikkate alarak söz konusu yasalan
gözden çıkardı.
MiUetvekiUeri üzerinde
gereken otoriteyi
kuramadığını anladığı
andan itibaren konunun
üzerine gitmemeyi tercih
etti. Nitekim Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu ile
lçişleri Bakanı Murat
Başesgioğlu, ilgili
komisyonlara gekneyerek
yasalann görüşülmesine
bir yerde engel
olmalannda Yılmaz'ın
tutumunun etken olduğu
görülmekte. Yılmaz,
bugüne kadar ne
Sungurlu">a nede
Başesgioğlu'na ikazda
bulundu. Başbakan
isteseydi her iki bakan da
kendisine direnecek gücü
ve cesareti bulamazdı.
Partili miUetvekillerinde
de'Bizbu yasalan
Meclis'ten geçirirsek
seçimi kaybederiz'
anla>ışı bulunuyor.
Yılmaz'ın haziran ayuıda
yapılacak MCK'de irtica
yasalannın Meclis'te
karşılaştıg) engellemeierin
gündeme gelmesini göz
önünde bulundurarak
toplantı öncesine kadar
bazı çalışmalar
yaptırabileceği. ancak
sonuç almaya yönelik
obnayacağı göriilüyor. Bu
düzenlemelerin
çıkmaması yıkıcı
faaliyetier yanında söz
konusu unsurlara büyük
bir psikolojik güç
sağlayacak ve bu çevreler
seçim öncesinde
etkinlikkrini . .._,
arttıracaklar." - 'V
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Ozal'dan Çiller'e
ABD'nin ve Fazilet Partisi'nin istediği it-
tifak kuruldu...
Şeriatçılar, yeni mandacılar ve Kürtçü-
ler "1923 Devrimi"ne karşı, "insan hakla-
n ve düşünce özgüriüğü" yutturmacasıy-
la harekete geçtiler...
Bu hareket, 1980 sonrası Kenan Ev-
ren'in Said-i Nursi'nin müritleriyle işbirti-
ği yapmasıyla yoğunlaşmış; 1983 seçim-
lerinde Turgut Ozal'ın başbakan olma-
sıyla ivme kazanmıştı...
1993 yılında özal'ın görevini Tansu Çil-
ler yüklenmiş, şeriatçı yapılanma gerici-
faşist bir güç olarak devlet içinde örgüt-
lenmenin son aşamasına gelmişti...
Devlet içinde örgütlü "silahlı güç"
1950'lerde başlayan gerici-faşist yapılan-
manın sonucu degil miydi?
27 Mayıs 1960 Devrimi'nin hesabını 12
Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'de gören kar-
şıdevrimci güçler, şimdilerde şeriatçı, ye-
ni mandacı ve Kürtçülerie yeni bir tezgâ-
hın içindeler...
Izmir'de açılan "Düşünce Suçlan Sanat
Galerisı "nde Said-i Nursi, Karl Manc ve
Nâzım Hikmet ın resimlerinın yanı sıra sa-
nk, cüppe ve türban da bulunuyor...
Bu bir oyun değil de nedir?
Said-i Nursi'yi yaklaşık 50 yıldır kimler
koruyup kolluyor? Said-i Nursi'nin mürit-
leri bugün televizyon, radyo, dergi, gaze-
te, finans kuruluşu, yüzlerce okul, dersha-
ne ve yurtan kimlerin parasıyla kurdular ve
buralarda 'güç sahıbi' oldular?
İsmail Beşikçi, Haluk Gerger yıllardır
cezaevinde yatarken tarikat şeyhleri nasıl
oluyor da devlet erkini elinde tutan siya-
silerin, ABD'nin ve Vatikan'ın koruması al-
tına giriyor; Tansu Çiller'den Bülent Ece-
vit'e; Süleyman Demirel'den Mesut Yıl-
maz'a; Graham Fuller'den Henry Bar-
key'e dek pek çok kişi tarafından destek-
leniyor?
Bir soru daha:
"Ragıp Duran, biryazısından ötürü 7.5
ay hapis cezasını çekmek için cezaevine
girerken şeriatçılann yazılan niçin suç öğe-
si oluşturmuyor? Aynca hangi çete yargı-
landı veya ceza aldı da kamuoyu vicdanı
rahatladı?
•••
Dedim ya, oyun içinde oyun var!
Sank, cüppe, türban...
istanbul'da sanklı, cüppeli ve türbanlı-
dan geçilmiyor; üniversiteli kızlar türbanın
üzerine kep giyip diploma alıyor, Kanal-7
televizyonu da bu görüntüleri yayımlıyor...
Hani Türkiye'de başörtüsü zulmü var-
dı?
Istanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde
15-20 kişilik kız öğrenci grubu tarikatlann
desteğinde çoğunluğu öğrenci olmayan
eylemcilerle birlıkte.. "Türbanımızı çıkar-
mayız" diyerek gösteri yapıp, ortalığı ka-
nştınyoriar... Ve şeriatçı basın da televiz-
ygelar da by eylemlere çanak tutup, ba-
ğınyor: "Düşünceyeözgürlük..."
O zaman türban üzerine yaratılan fırtı-
na niye? Türban, sank, cüppenin düşün-
ce suçlan galerisinde ışi ne?
Bugüne değın Kürt şovenizmi Türk şo-
venizmini kamçılamadı mı?
Bundan en büyük zararı da Türkler ve
Kürtler gördü; köyler boşaltıldı, göç baş-
ladı, insanlanmız faılı meçhul cınayetlere
kurban gitti...
Oysa halkımızın sorunu demokratikle-
şememe ve olaylara sınıfsal açıdan baka-
mamaydı...
Emek ve sermaye çelişkisini görme-
mezlıkten gelerek nereye kadar gidilebilir-
di? Sadece "faşist devlet" ve "devlet te-
rörü" denilerek demokrasi ve insan hak-
ları sorunu çözülebilir miydi?
SHP'nin 1990 yılında hazırladığı "Gü-
neydoğu Raporu"na karşı çıkanlar ANAP,
DYP, RP ve MHP değil miydi? 1996 yılın-
da ortaya çıkan devlet içındeki çeteleri ko-
ruyup kollayanlar, onlara arka çıkanlar, Sü-
rekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık ey-
lemine "mum söndü" diyenler kimlerdi?
Dört gün önce Kuzey Kıbns'ın Güzelyurt
ilçesine bağlı Bostancı Köyü'ndeki Kars
Mahallesi'ni basanlar "Kürtlere ölüm" di-
ye bağınyoriardı?
Kimdi bunlar?
Gerici-faşist 50 kişilik bir topluluk...
Biz bu eylemleri 1980 öncesi Kahra-
manmaraş'ta, Çorum'da, Sıvas'ta yaşa-
dık, yine 1993 yılında Sıvas'ta gördük...
• • •
Şovenistterte, şeriatçılarla insan hakla-
n mücadelesi yapılmaz. Irkçılığı, etnik ayı-
nmı "kimlik" adıyla öne sürüp demokra-
tikleşmenin yolu açılmaz...
Bakın Izmir Barosu avukatlanndan No-
yan Özkan, Izmir'de "Düşünce Suçlan
Sanat Galensi" açan meslektaşlanna na-
sıl sesleniyor:
"Insanın en temel hakkı olan yaşam
hakkını sürekli olarak tehdit altında bulun-
duran ve Sıvas katlıamından sonra sınta-
rak bu katliama destek veren ırtıcai hare-
ketin aktöıieriyle biriıkte bir koalisyon
oluşturulmuş ve insan haklan felsefesı İle
hiçbir ilgisi olmayan büyük bir saçmalık
yaratılmıştır, Bu işı düzenleyen hukukçu
arkadaşlanmız öncelikle devrim kanunla-
nnı ve Anayasa Mahkemesı kararlannı
okumalı ve aynca biraz geriye doğru dö-
nerek bu ülkede ramazan ayında oruç tut-
madıklan için öldürülen genç ınsanlan ha-
tıriamalıdıhar."
Oyun içinde oyun var...
Arnaç da şu: Lozan'ın yerine Sevr...
Bizım şeriatçılar, Kürtçüler ve yeni man-
dacılar da bu oyunun baş aktörleri olarak
bağınyorlar:
"Halklara özgürlük Sevr'den geçeri.."
hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÜZYAZIIORHAN BtRGİT
Yolun Sonuna Doğru
Elli beşinci hükümetin büyük
umutlar bağlayarak, reform pa-
ketinin ilk sıralarında yer verdiği
"Vergi Yasası" tasansı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde bugün
görüşülmeye başlanıyor. Kapı-
sına, erken genel seçimin izdü-
şümü vurmuş olan bir parlamen-
tonun, 87 maddelik bir vergi re-
formu tasansını görüşüp komis-
yondan geldiği gibi yasalaştır-
ması bayağı zaman isteyen bir
konu olmalı.
Her madde üzerinde altı gru-
bun sözcüsü konuşacak, ko-
misyon ve hükümetin temsilcile-
ri, yanıt vermek için kürsüye çı-
kacak. Muhalefet, hükümet ta-
sansını delmek istiyorsa her
madde üzerinde dört değişiklik
önergesi verme hakkı kullanıla-
cak, bu önergeler üzerinde ikişer
konuşma ve en önemlisi ayrı ay-
rı oylamalar... O oylamalar sıra-
sında ise çoğunluk olup olmadı-
ğı iddiaları ile uzun süren yokla-
maişlemleri...
Hükümet kanadı, vergi refor-
mu tasarısının görüşülmesi sıra-
sında bu yoklama isteklerini, her
seferinde 548 milletvekilinin
isimlerinin tek tek okunması bi-
çiminden kurtarma yolunu, tar-
tışmalı yeni genel kurul salonu-
nun devreye sokulmasında gör-
dü. Yılmaz ve Ecevit, bu amaç-
la geçen hafta sonunda üzerin-
den ihale yolsuzluğunun söylen-
tileri geçmiş olan salonu incele-
diler. Parmak izi ile yoklama ve
oy verme sistemini denediler.
Daha sonra da Meclis Başka-
nı'na gidip genel kurul çalışma-
larının asıl salonda yapılmasının
sağlamasını istediler. Çetin, bu
istege soğuk baktı.
Hafta başında, Baykal'ın zih-
nindeki "tarafsız bir partili baş-
bakan" formülünün ilk sıradaki
ismi olarak yer alan Çetin'deki
soğuk bakışın CHP Grup Baş-
kanvekillerininkinden farklı ol-
madığı, Önder Sav'ın demeci ile
anlaşılmış oldu.
Çalışmaların yenilenmiş genel
kurul salonunda sürdürülmesini
isterken, hükümet partileri de el-
bette yolsuzlukların kapatılma-
sını amaçlamıyorlar. Her yapı
için, bir "geçici kabul" bir de
"kesin kabul" denilen iki sistem-
den ilkinin uygulanmasını, salo-
nun özellikle hızlı yoklama dü-
zeninin de devreye sokularak,
eldeki tasarıların birbiri arkasına
ele alınmasını istiyorlar. Ama bir-
çok konuda olduğu gibi, iktidar
bu konuda da meramını anlatma
becerisinden yoksun.
Başbakan Yılmaz, dünkü "Sa-
bah" gazetesinde çıkan bir ha-
bere göre Baykal'a istediği im-
zalı protokolü teslim ederek,
Meclis'i çalıştırabileceği gibi bir
iyimserlik içerisinde görünürken,
Bülent Ecevit, parlamentonun
vergi tasansını yasalaştırdıktan
sonra tıkanacağı görüşünde ol-
duğunu, başkentteki arkadaşla-
nmıza anlatıyor.
Türkiye'de sistemin tıkandığı-
nı söyleyerek, yeni bir model
arayanların karşısında koalisyon
partileri ile ahenk içerisinde hü-
kümet edilebileceğini savunan-
lar, galibadüş kırıklığınauğraya-
cağız. On biray, kendi içinde tek
sorun çıkartmadan huzurlu bir
çalışma yürüten ANASOL-D hü-
kümeti, başbakanı ile iktidarı dı-
şandan destekleyen partinin ge-
nel başkanı arasındaki anlaşma-
nın kurbanı olmak için geri sayı-
ma geçmek üzere.
Geri sayım, en çok altı ay son-
ra, başbakanın istifasını cum-
hurbaşkanına vermesi ile nokta-
lanacak ve REFAHYOL'un ne-
den olduğu bunalımların üzerine
kurulmuş üç partili bir koalisyon,
yerini ellialtıncı hükümetin doğu-
muna bırakmak üzere görev tes-
lim edecektir. Bugünkü hükü-
metin birinci partisinin hiçbir or-
ganında bu doğrultuda bir karar
alınmadığını, siyasi tarih yaza-
caktır. Ikinci parti, büyük ortağın
liderînin taraf olduğu bu karar
için "garip" sözcüğünü kullanı-
yor. Kendisi de oluşturulduğu
söylenilen mutabakata "kerhen"
evet dediğini saklamıyor.
Üçüncü ortağın genel başka-
nına göre ise Yılmaz-Baykal an-
laşmasının siyasi literatürdeki
adı "ucube"dir.
Yeni hükümet için başbakan
görevlendirecek cumhurbaşka-
nı, kendisine "bağlılıklannı bil-
dirmek üzere" Çankaya'ya çı-
kan üçüncü ortak partinin mer-
kez karar organı üyelerine,
ANAP-CHP arasındaki anlaş-
manın kendisini bağlamayaca-
ğını, anayasal bir söylem içinde
anlatıyor.
Tıpkı "Kızım sana söyleyeyim,
gelinim sen anla" özdeyişi gibi.
Ama Yılmaz da Baykal da ken-
dilerini gelin yerine koymaya ya-
naşmıyorlar.
Siyasetin gündemi, bir değil;
birkaç bilinmeyenli bir denklem
haline geliyor.
Eldeki veri, başbakanın en geç
31 Aralık 1998 gününe dek isti-
fası ile bu hükümetin düşeceği.
Birinci bilinmeyen, başbakanlı-
ğın parlamentoda en çok millet-
vekiline sahip Fazilet Partisi'ne
verilip verilmeyeceği.
Kara kaplı kitap, yani anayasa,
matematiksel bir açıklık ile ger-
çi cumhurbaşkanlannın da "la-
yemut" olamayacağını yazıyor
ama; insan bunca yıllık yaşına
ve deneyimine karşı, 75 yılını
onurla devirmiş bir makamın, o
gün ne yapacağını da bu formü-
lü ortaya atan iki kocaman lider
unvanlı kişinin bilmeden eyleme
geçmeyeceğini de hesaba katı-
yor.
"Bakalım" diyor, "bunca yılın
Demirel'i, selefigibi, anayasa bir
kez çiğnenirse ne çıkar, mı diye-
cek? Demeyecek ise hem par-
tili, hem tarafsız bir başbakanı
bu parlamentodan nasıl bulup
çıkartacak ve böylece dünya si-
yasi tarih literatürüne de geçe-
cek bir iş yapacak?"
Bir başka bilinmeyen de iki li-
derin seçim kararına, öncelikle
ANAP ve CHP'den kaç milletve-
kilinin "kabul" oyu vereceği? Yıl-
maz, irtica yasalannı komisyon-
larda kerhen destekler görülen
milletvekillerini değiştirmeye
başladığı birsırada, aynı değişi-
mi yeni seçimin aday listelerine
yansıtmayacak mı?
Ve Baykal, son kurultayda
kendisine oy vermeyen bugün-
kü grubunu, listelerin hazırtan-
dığı sırada bağrına basacak mı?
Denklemin sonucu ise yazık ki
apaçık ortada.
Türkiye iki kaprisli liderin sat-
ranç oyunu ile karmaşah bir dö-
neme pupayelken giden bir ge-'
miye benzemek üzere.
IRNE MERIKAN
NIVERSITESI
ABD'de "Amerika Üniversiteler Konsorsiyumu"na
kabuledilen, 14yıldan berieğitimalanında hizmetveren,
Diploması Amerika Yüksek Öğretim Kurulu ve
YÖK tarafından onaylı
T.C. ve K.K.T.C/de
İLK, TEKve GERÇEKAMERİKAN UNIVERSITESI
G.A.U.ni tercih edin
%50 BURS KAZANIN.
1998 ÖSYS'de 4 yıllık fakülte
programlarımızı tercih ederek
ilk 3'e giren her öğrencimize
%50 eğitim bursu.
(G.A.Ü.'nün OSYM klavuzundaki
burs kontenjanları haricinde)
BUYUK FIRSAT!
1 YIL YURTDISI EĞİTİMİ
G.A.Ü.'yü tercih ederek kazanan
her öğrenciye işbirligi yaptığımız
26 değişik ülkenin üniversitelerinden
herhangi birinde 1 YIL
(hiçbir ek ücret ödemeksizin)
EĞİTİM İMKANI
BM*
» 1 -
GİRNE AMERİKAN ÖNİVERSİTESİ, KARM! KAMPÜSÜ Ûniversite Cd. Karaoğlanoğlu-GİRNE Tel: (0 392) 822 32 03 - 6 hat Fax: (0 392) 822 21 53
İSTANBUL (22/6/98'den itibaren) inönü Cd. No:26 Gümüşsuyu Palas D.11-12 Taksim-İST. Tel: (0 212) 292 08 52 Pbx Fax: (0 212) 249 92 20
İZMİR KKTC Türk Kültûr Derneği, Ziya Gökalp Bulvan 11/2 Alsancak-İZMİR Tel: (0 232) 421 76 25-421 77 04 Fax: (0 232) 42113 40 - 421 76 25