22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 1998 SA OLAYLAR VE GORUŞLER Eğitim Çağdaşlaştınlmadıkça HLSEYINOZTLRK A vTiıpa'dakı çağdaş gelışme- len v ıllardırgorup ızleyen ulkemızde denevımlen \e gereksınımlen ıvı değer- iendıren \taturk. eğıtım ışınde de onderiığmı sür- durdu Çunku eğıtımsız kalkınma olama- >acağı. topvekûn kalkmmanın ve laıkCum- hunvetın ya$dttlıpgelıstınlmesınıneğıtım- lesağlanabıleceğıneınanmaktaydı 19 yuz- yılın akılcı ve bılımsel uyanışı ıle 20 yuz- yılınkultureJ değışımı \edemokrankleşme eyleminm ûlkemız ıçın gereklılığmı be- nımseyen Ataturk, çozumu egıtımde ara- dı Eğıtıme onem ven^nın bır nedenı de o tanhte okuma-yazma yaşında olan nufusu- muzun erkeklerde yuzde 76 sı, kadınlarda yuzde92'sınınokur-vazarolmavışıdır Kur- duğu laık Cumhunvet devletırun değen- nın bılınmes! ve yaşatılmasinın da eğıhm yolu ıle saglanacagı duşuncesıy le bu konu- yaçokonem \ermı>tır vıneotanhlerdenu- fusumuzun >uzde 80 kadan kovlerde ya- şamaktadır Bu nedenle Ataturk'ün koyde e&tım ışını or plana çıkardiğını goruyoruz l\lart 1921 'de TBMM 2 Toplanti vilı açı- lışkonuşmasında. "Turkive'ningerçeksa- hibi ve efendisi. gercek un'rtci olan kovlu- dür. İşte bu kd\ ludur kı bugune dek eğirinı ve oğrctimin ışıgindan \oksun bırakıuruş- ör. Bu nedenle bızim izleveceğimiz eğitim ve öğretimsiyasetinin temeü.oncevar olan bil- gisizliğıvoketnıektir'': 1922 > ılında oğret- menlereyaptıgıkonuşmaMndaıse "Herşey- den once bilgisiztikle savaşmalryız. Eğitim sistemimizin temel taşı budur. Bilim \e gi- rişimlerin odak noktası okuldur. Okul adı- nı hep birlikte sa\«ı\la so>le\elim. Eğirim- de kcsınliUe başanlı olmak gerekir. Bir ulu- sun gerçek ku rtuluşu bu \olla olur. Eğitim- de ondenmiz bilım ve fen olacakür"; E\ lul 1924 tekı konuşnidsinda da "Oğretmen- ler. >eni nesil sizin eseruıiz olacaktır- Sian başannızCumhurnerin başansıdır. Cum- Cumhuı ı\ et Senatosu Sı \ as L\e$ı hurivet sizden fikri hür. vicdanı hur, irfanı hür nesiller ister_" dıverek demokratık \e çağdaş eğıtımın de ılke \ e amacını belırle- mış oluvordu Ataturk, bu eğitım sorununun çozumü ıçın Avrupa'dakı oluşum ve gelışımlen yenn- de ıneelev ıp oğrenmek ıçın oğrencı \ e oğ- retmen gondermeyı uygun bulur Bunlarara- sında once oğrencı sonra oğretmen olarak gıden İ. Hakla Tonguç da vardır Tonguç, Avrupada kaldığı surede J. J. Rousseau, PestaiazzL Kerschensteiner,Resingergıbı eğı- tımcılenn açtıklan iş \e kırüretimokulla- n'nı ve eğıtım vontemlennı ınceleyerek donduğunde eğıtımde Ataturk'un ıstedığı- nı gerçek leştırecek guç \ e yenılıkıerle dop- doludur Bırçok eğıtım etkınlıklenne de katılarak Avrupa'dakı yenılıklerden yarar- lanıpTurkıve'vegeldıkten sonra Gazı Eğı- tım Enstıtusu ndekı oğretmenlığı suresın- ce 4vrupa"da kendısı gıbı ıncelemelerde bulunan FuatGünduzalp,JVI. Raufİnan,Fe- rit Oguz Bayır, Fuat Bavmur gıbı eğıtım- cılerle sureklı danışma \e dayanışma ıçın- de çalışmalar yapmıştır 1935 yılında ll- koğretım Genel Mudurluğu'negetinlınce ılk ışı seçkın eğıtımcı Jhon Dovey'ın daha çok koy egıtım-oğretımını ıçeren, 1924'te vermış olduğu yazanagını (raporunu) toz- lu rattan ındırmek olmuştur Goruldûğu gı- bı Koy Enstıtusu sıstemmın oluşturulma- sı ıçın çok onemlı araştirmalar ve hazırlık- larvapılmıştır 1934'te hukumetın vaptırdıgı bıraraştır- mada 40 bın koyden 35 bınınde okul olma- dıgı saptanmış. I935'te yapılan genel nu- fus sayımında da nufusu 250'den fazla 22 bın koyde okul bulunmadığı gorulmu^tu'" Mıllı Eğıtım Bakanı Mustafa.Necatizama- nında 20 kadar oğretmen okulu açılmış. ıl. ılçe ve kov lere oğretmenyetıştınlmesıne baş- lanmıştır \ncak buyuk eğıtım sorununun çözumunde bu bır başiangıç olabılmıştır Bu- tün buçalışmalan ıvı değerlendıren I Hak- kı Tonguç, SafTet Ankan'ın Bakanlıga ge- lışıyle Ko> Enstıtusu sıstemını peyderpev ortaya çıkarmaya çalı$mi5 1936 vılmda Ataturk'un Eskısehırçevresınde^aptığı ın- celemede Bakan SafTet Ankan. Ihsan Sun- gu. I Hakkı Tonguç'un da bulundufu bır ortamda koy eğıtmenlerı sorunu konuşul duğu ve Mahmudıve Kışlası'nın da okul ıçın duşunuldüğu anlaşılmaktadır Nıtekım o > ıl, askerden ça\ uş olarak avnlmış okur-> a- zar olanlardan seçılen kışıler ıçın egıtmen kurslannın açılması sağlanmış 116 1937 tanh. 3238 Sayılı "Kö> Eğrtmenleri Vasa- a" çıkanlarak, nufusu 400 den az olan 32 bın köye eğıtmen yetıştınlmesı hızlandınl- mıştır Sayılanoncealtıya, 1937-1938 oğ- retımvılında I6'vaçıkanlmı>tır Vıne 1938- !939oğretım vrİmda İzmır-Kızılçullu Es- kışehır-Çıfteler, Trakya-Alpullu, Kabtamo- nu-Golköy'de köy oğretmen okulu açıl- mıştır Tonguç bununla vetınmemektedır Kov Enstıtusu sıstemını yenı Bakanı H.ÂÜ Yücel'e anlatıp benımsetmıştır Onemlı olan tsmet Paşa'va kabul ettıımektır Sıs- temı tsmet Paşa'va anlatır ve Cumhurbaş- kanı, sıstemı beğenır Ancak. o. ulkenın o gunku durumunun bu okullann olsun. kov okullannın olsun ne vapımına ne de araç ve gerecının sağlanmasına elvenşlı olma- dığını soyler Koy Enstıtusu bınalarının okuyan oğrencılerce vapılacağmı. kov okul- lannın da ımece ıle sağlanacağını, ders araç ve gereçlennın doğanın kendısı olacağını. gerekenlenn de ış atolyelennde oğYetmen ve oğrencılerce yapılacağı anlatılınca ıste- neneldeedılır !7Nisanl940tanhve3803 sayılı "Köy Enstitusü Kuruluş Yasası" ıle Koy Enstıtulen'nın kuruluşu sağlanır Da- ha onceaçılan 4 köy oğretmen okulu da koy Enstıtusu'neçevnlerek. ıkıyı!dasavı)an2l ı bulur Koy Enstıtulen ıçın kırsal kesımde. tarımsal çalışmalara elveri!>Iı ve ulaşımı zor olmayan. ılk günlerde bannma gerek- sınımlennı de bırazcık olsun karsılayacak bınalann olduğu yerlerseçılır Ko> Enstı- tulen açılınca Eğımien Kurslan. Köv Ens- tıtusu mudurlen yonetımıne venldı Ime- ce yontemı ıle vapılan çalışmalanna katı- lan eğıtmenlenn de yararlı katkılan olur Atartirk gibi büvuk bir devrimci.çağda$ birduşünurun \onİenttımıcsı. Hasan Ali > u- cel gibı ulusal \e e\ rensel kulturie dopdolu seçkin bir kişinin. Ismet Paşa gibı seçkin birde\letadamının veeğınmbiiım kulruru- nü ozumsemiş, ı>i bir arasttrmaa. girisim- ci \e orgutleyici olan İ. Hakkı Tonguç dii- zeyindeseçkın bire^tımcinin \bnetinunde Ko\ Enstıtulen kısa suredc buyuk başan- lara ulastınlır. 19 Hazıran 1942 tanh 4274 sayılı "Köv Ensbtuleri l'eskilat Kanunu" çıkanlarak okullardakı orgütlenme ve kurumlaşma- nm sağlanmasi kolavlaştınlır Bu Kanun- dakı "kövcyarayacak meskk erbabı vetış- tirmek" hukmu gereğmce de Hasanoğlan Köy Enstirüsü nde Kov Sağlık Memuru. Ebe ve Hemşıre Okulu açılarak kov kalkınma- sındakı bu gereksınımlenn de gıdenlmesı basanlır 24 Temmuz 1943 tanhınde çıka- nlan "V uksek Koy Enstitusü YonetmeJiğJ" ıleaçılan Yuksek Koy Enstıtulen savesın- de hem Koy Enstıtulennm oğrermen gerek- sınımlennı karşılamak, koy oğretmenlen- nın başansında vardımcı olmak, hem de kov ıçın eğıtımbılımın sıstemleştınlmesını sağ- lavacak araştırmacı ve yüzvılımızın yara- tıcı ve uretıcılerını yetıştırmek amacıvla vapılan planlama ıle koylenn ve ulkemızın kalkınması ıçın gerçekveçağdaş bır sıste- mın oluşturulması gerçekleştınlır 42""4 sayılı "OrgûtJenme Yasası" çıka- nldıktan sonra venı kurulan Kov Enstıtu- su ve koy okullannın ımece ıle yapılışın- da yenı duzenlemeler getınlır 1944 vılm- da okullannı bıtınp kovlere gıden ogrefmen- lennçoğu okulunu ve oğretmen evını va- pılmış olarak bulur Bu yasa gereğı açılan Yatılı llkoğretım Bolge Okullan da ımece yontemıyle yapılmış çok onemlı eğıtım ku- rumiandır Merkezı durumdakı kovlerde açılan buokullar. Koy Enstıtulennm kuçuk bırer modelı olarak duşunulmuş ve çalı^- malanyiadabunukanıtlamışlardır Eğıtmen- lı okullardan, kuçuk koy ve mezralardan alı- nan ogrencılenn tam yatılı, merkez koyden alınan çocuklann yanm yatılı olarak oku- duklan bu okullann geleceğı sekız v ıllık zo- runlu oğretıme gore pianianmı^tır Boyle bır duzenlemeyle eğıtım kulrur ekonomı v e sosv al v a>am bakımından Kov kent olu- şumu da sağlanabılecektı 1946"da vapılan bır araştırma ve değer- lendırmede sayılan 400 olan bu okullann çoğaltılmasında varar gorulmu^ken bu okullann gelışmesı durdurulmuş kısa su- nede sayılan 26'ya çıkanlması du^unulen Kov Enstıtulendekapatılmıştır O\sa 1956 yılındaokulsuzkov oğrermensızokul kal- mayacaktı Egıtılıp bılınçlenen ve sıvasal ıçenklı kulturef bırkı^ılıge kavu^arak de- mokratık duzende soz ve hak sahıbı olan koyluler, demokrasının bugunku kotu du- ruma duşmesinı de engellemış olacaktı Çıkanlan vasalarla kurumlaşan veguç- lenen Koy Enstıtulennm çalışma program- lannın hazırlanış bıçımlennm ıse bugun de ulkemız ıçın gereklı \e onemlı olduğu kanısındayım Oncelıkletemeldeva>gm ta- banda orgun ıçenklı. uretıme donuk. laık. demokratık, ulusal nıtelıklı toplumsal uya- nışı ekonomık vesanatsal kalkınmavı ger- çekleştırecek bır eğıtım dızgesı amaçlanır Çunku yıllardır unutulmu^ horlanmı> ıl- kel bır uretım bıçımıyle geçımını zorlukla sağlavan, kapalı bırekonomı \e bağnaz bır ya>amı surduren ve nuftısumuzun vuzde 75 ını olu^turan koy halkının bu durumda olması ulke kalkınmaMnda onemlı bıren- geldır Bugerçegıgoren Ataturk'un baslat- tığı eğıtım e> lemının ıse başanva ulastınl- ması Kö> Enstıtulen modelı ıle saglanabı- lecektır Nıtekım eğrtım programlan buna gore duzenlenırken çağdaş eğıtımın denev- sel. araştırmacı varatıcı ve uretıcı ılkelen de eğıtım programlannda yer almıstır Ne yazık kı 1946 da, bu uvanışı çıkarlanna aykın bulan toprak ağalan ve vandaşlan bu çağdaşlaşmanm onunu kestıler Kapatılmalanna karşın Koy Enstıtulen- nm kuruluşunun 58 vılını kutladığımız günlerde bıle adından ov unçle sozedılme- sının bır anlamı olsa gerektır Gorulen o kı ulke sorunlan ıle çağdaş duşunceyı bağdaş- tıran, nıtelıklı eğıtım kurumlan olarak gu- cunu koruyacağı ve toplumun v ıcdanında yaşayacağı da bır gerçektır Kaht-ı Recül H. BASRİ AKGİRAY Hukukçu E skıler. nıtelıksiz ve yeteneksız kışılenn dev- let yonetımıne egemen oldukları donemler- de, dev let adamı kıtlıgını anlatmak ıçın kaht- ı ncal (dev let adamı ya da ust duzey yönetı- cı kıtlığı) sozcuğunu kullanırlardı Yazık kı ulkemız, yaklaşık 30 yıldır kaht-ı ncal acısı çekmektedır Ozel- lıkle son yıllartia. sıyasal v aşamımızda kaht-ı ricali de aşmı> kahtH reciil donemıne gırmış bulunuyoruz (*) Osmanlının bu tamlaması da bılındığı gıbı adam kıtlığı anlamınadır Burada adam sozcuğu ıle yıyen, ıçen. ureyen sade bıryaratık amaçlanmamaktadır Bu- rada adam, çalışan ve ureten bır beyne. sevgı ve coş- ku dolu bır yureğe sahıp bırey anlamına alınmıştır Adam yoklugu derken bız. bu nıtelıklerı ta^ıyanların yokluğundan soz etmek ıstıyoruz Gerçekten ınsanlann. anakaralar arasında Inter- net'lerle ıletışım sağladıklan, uzay gezılen ıçın hazır- lık yaptıklan bır çağda bır ulkenın başbakam, 1400 yıl once bır bedevı kabılenın duzenını sağlayan kurallar- dan olusan kutsal kıtabı kastederek "Btdm volumuz Kuran yoiu, IMuhammed'in yoludur" sozleny le sıya- set kursusunden ahkâm kesiyorsa, cumhurba^kanla- n. tankat şevhlen ıle kucaklaşabılıyorsa, devletm ba- kanı, bır bolum halkı peşıne takarak vağmur duasına çıkabılıyorsa demokratiksol duma goruşünü benim- sedigini iddia eden bu- sıvasal partının genel başkam, tankatlan, lyı-kotu olarak sınıflandınyorsa, o ulkede gerçekten adam kıtlığı var demektır Neden adam kıtlığı 0 Kanımca bu soruya venlecek yamt, çok açık ve yalındır|sadedır) Ne zaman, çatı- şan bır beyıne,sevgı yuklu bir yurege sahıp olan ın- sanlanmız,yanı "adanılar'nnyz ulke sorunlannda soz sahıbı olmak ıstese. yenı onenler ve çağdaş duzenden soz etse cezaev lerınde çurütulmuş, ıdam edılmış. kur- şuna dızılmış v a da surulmuştur Daha yalın bır deyış- (eadamlanmızyokedılmıştır KahHrecüLensadebı- çımı ıle başka nasıl açıklanabılır Orneğın MuammerAksoj 'lar Abdi ipekq'ler. Uğur Mumcu'lar \e obürfen oldurulmeseydı, 60 yıllann o yureklı gençlen yaşamlannın bahannda yok edılme- seydı Sinan'lar. Deriiz'ler, Inan'lar ve daha nıcelen acı- masızca kurşunlanıp yok edılmeseydı Duşunerek, ya- zarak hapıslerde ezılıp surgunlerde yaşayarak tav lana- cak o ınsanlanmız vaşasalardı, acaba bugün nasıl bır Turkıye olurdu' Daha duygusal bır deyışle kurşun atarak, hapıs ya- tarak, ışkenceden geçerek tavlanmış haksızlığa baş kaldıımanın tadını almış o ınsanlar. bugunun adamla- n olur, belkı de bugun kahtn recül soz konusu olma- yabılırdı Onları oldurduk, yok ettık Sonuçta sıyaset. Mesut'lara, Baykal'lara, Ecevit'lere kaldı Adam yokluğununriuncıbır nedenı ısesıyasetın çır- k d ı r Sıvasaipartı vescçırayasalan ıle devlet duzenını sağlayan otekı yasaların çağdaş bır hukuk anlayışi ıle çelışmesı yuzünden demokrasının tum boyutlan ıle oluşmadığı ulkemızde iivasete so- yunanlann yapacağı sıyasetın çırkın olacağı eşyanın doğası gereğıdır Her msanın camurda kulaç atması ola- nağı bulunmadığınagoregunumüzsıyasetı çırkın po- lıtıkacılannelındeolacaktır Buçırkınlıktemızlenme- dıkçe, devlet yonetımınde adam yoklugu her zaman var olacaktır Temızlık, ancak çırkın polıtıkacılann sı- yaset sahnesınden temızlenmesı ıle olanaklıdır Te- mızlığı. bugünku polıtıkacılardan beklemek duşsel bır düşunuş bıçımıdır Bu nedenle gorev toplumsal tep- kıyı artrırarak oluşturmak. sıv ıl toplum orgutlen ıle cum- hunyetı ve demokrasıyı korumakla gorevlı otekı guç- lere duşmektedır Burada otekı guçlerden amaç, sade- ce sılahlı kuvvetler olarak anlaşılmamalıdır Ama Sı- lahlı Kuvvetler'ı de ıçıne alan bıçımde tum halk ke- sımlerı duşunulmelıdır (*)Kaht Krtlık Recül- Yetışkın. ışbılırerkek. dev- let adamı. PENCERE Irtica Terör Gibidir... Suryanıler Guneydoğu Anadolu'da, daha çol Mardın ve Dıyarbakır'da odaklanıyorlardı Isa'nın havarılerınden Azız Petrus, yore halk Aramılerden bır boluğunu baştan çıkarmış, Hıns tıyanlığa ınandırmış, bunlara Suryanı adı verılmış Çok partılı rejım Suryanıler ıçın bır donum nok- tası oldu, Sunnı yobazlığı azgınlaşınca, bu kendı halındekı ınsanlar yurtdışına goçmek zorunda kal- dılar Gozumuzün önunde yaşandı bu olay, ama bur- numuzun dıbındekı Istanbul'da neler oldu? Bu kentın yarısı Hınstıyandı, çok partılı rejımden son- ra Isa'nın oğullan selametı yurtdışına kaçmakta bul- dular Ama Sunnı baskısı, yalnız Hırıstıyana mıydı7 Alevı de bundan payını alıyordu • Alevıler şımdı ıkı ateş arasında' Batı'da Sunnı kuşatması Doğu'da Şıı iran'da sozumona "Islam Devrımı" yaşandı, kapkara Şıı yobazı ıktıdara geçtı Cuppe kara Sank kara Sakal kara Çarşaf kara Sankı katran kazanına duştu koskoca ulke, ama bu da yetmıyor kı karanlığın dışsatımını yapmak ıçın Iran, komşusu Turkıye'ye zıft yolluyor Doğu Anadolu'da camıler yoluyla Şıılığın yayıl- dığına ılışkın haberler arttıkça arrtı, ozellıkle Ale- vılere yonelık kuşatma yayılıyor Gerçı Hazreti Ali, Hasan ıle Hüseyin hem Alevılıkte hem Şıılıkte ba- şustunedır Ancak ıkı mezhep taban tabana zıttır, Şıı kadını kara çarşafa sokar, Alevı ozgurleştırır, Şı- ılıkte camı var, Alevılıkte yok, Şıılıkte uç vakıt na- maz, Alevılıkte cem, Şıılıkte ıçkı haram, Alevılıkte helal iran'dan sarkan Şıılık, Anadolu da Alevılığı ka- fakola almak çabasında . • Ya Sunnı yobazlığı'' Anadolu'da ırtica, yalnız Alevılığı değıl, laık Cum- hurıyetı de tehdıt edıyor, Sunnılık neredeyse res- mı devlet dınıne donuştu, herkesın korkusu - Turkıye Iran mı olacak? Oysa herkesın gozu Batı'dayken Turkıye Doğu Anadolu'da iran'a donuşmeye başlamış bıle Yeşıl sank Kara sank. Al bırını vur otekıne 1 Ne Şıı yobazlığı, ne Sun- nı yobazlığı Alevılığe saldın, yalnız mezhep kavgası değıldır, laıklık sorunudur, demokrası davasıdır, sağ-sol ıkı- lemıdır, Atatürk'e dolaylı saldındır Irtica teror gıbıdır Nereden, nasıl, kımden gelırsegelsın, elbırlığıy- le ırtıcaya karşı çıkılmalı YAŞAMIN RENKLİ YANL^RI FARKU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear