Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16HAZİRAN1998 SALI
HABERLER
Türbanlı
sergiye ADD
tepkisi
• tZMİR (Cumhurfyet
Ege Bürosu) - ADD Izmir
Merkez Şubesı. Düşünce
Suçlan Sanat
Galerisi'nde türban, sank
ve cüppe sergılenmesine
•-tepkigösterdi. Şube
Başkanı Metin Aydoğan,
bu oyuna bilerek ya da
' -'bilmeyerek alet olarr
**sağ" ve "sol" markalı
yeni mandacılann
Türluye'de hiçbir şanslan
olmadığıru belirterek
"Özgürlüğün ne
olduğunu. nasıl kazanılıp
Jcorunması gerektiğini
„ bilmedikleri anla^ılan
girişimcilenn Karl
Marks'ı yasaklı olarak
sergileyecekleri yerde,|
eserlennı piyasadan satın
alıp okuyarak bu
konudakı bilgı eksıklerini
gidermeleri gerekir"
dedi. Aydoğan,
gerçekJeştirilen serginin
Sevr'i gündeme getiren
emperyalist devletlerin
ilgi alanı olduğunu
sözlenne ekledi.
CHP'ye borç
mirası
• ANKARA (AA) -
Anayasa Mahkemesi,
CHP ile birleşmesi
nedeniyie feshedilen
SHP'nin I992ve 1993
yıllanndaki gelir ve
giderlerine ait toplam 5
milyar 790 milyon 283
bin 655 liranın Hazine'ye
gelir kaydedilmesine
-- karar verdi. Aynca, Parti
1
Genel Merkezi'nceyıne
yasaya aykın olarak
alındığı gerekçesiyle 235
* milyon liralık krediye de
K
' Hazine tarafından el
.' konulması kararlaştınldı.
',' /Buarada, SHP'nin
J
feshedilerek CHP ile
" birleşmesi, ortaya yeni bir
durum çıkardı. Anayasa
Mahkemesi kaynaklan,
SHP'nin malvarlığının
- CHP'ye geçtiğine işaret
,-. «derek, Hazine'ye gelir
kaydedılen miktann CHP
tarafından ödenmesi
-»^gerektigını belırttiler.
flksoy'un soru•-•
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Ege
Üniversitesi lletişim
Fakültesi'nin tuvaletinde
l asılı olarak bulunan Ali
r- Serkan Eroğlu'nun
£• kuşkulu ölümünün
< aydınlatılması için CHP
Izmir Mılletvekili Veli
Aksov 'un verdiği soru
önergelenni Adalet
Bakanı Oltan
Sungurlu. soruşturmanın
gizliliği gerekçesiyle
yanıtlamadı. Içışleri
Bakanı Murat
Basesgioğlu da.
Eroğlu'nun gözaltına
alınmadığı görüşünü
yineledi.
ÇHPnin
'İnternet
Anketi'
, • ANKARA (AA) - CHP.
*- Internet aracılığıyla
• geçen hafta başlattığı ilk
"Internet Anketi "nin
sonuçlannı aldı. CHP'nin
Internet"teki vveb
sayfasında
\ gerçekleştirilen ankette,
katıhmcılara ilk olarak,
"Türkıye'de Internet'in
daha yaygın ve etkin
- kullanımı için sizce
l öncelikle hangi
konular ele alınmalıdır"
î sorusu yöneltildi.
_£. Katıhmcılann yüzde 70'i
bu soruya. "Türk
Telekom ve Turnet'in
yatınm ve altyapılannı
î hızlandırması \e
* geliştirmesı" yanıtını
«' verirken. yüzde 26 sı
"Özel internet
. omurgası oluşumianna
[ izin verilmesi" görüşünü
dile getırdı.
* Katılımcılann yüzde 4'ü
ise farklı görüşler ifade
j> ettiler.
; Taksim
Toplantıları
1 m Haber Merkezi -
2 Taksim Toplantılan'nın
| bu akşam yapılacak
ı bölümüne konuşmacı
« olarak Cu-ihurbaşkanı
j Danışmanı
* Büyükelçi Mehmet Ali
j . Bayar katılacak. Saat
f 20.00'de The Marmara
; Oteli'nde yapılacak
t toplantıda Büyükelçi
Bayar, Kafkasya'daki
durum ve Hazar petrolJeri
konusunda konuşacak.
Hukukçiılar hııkuktan snııfta kaldı
Adalet Bakanlığı'nın 800 yargıç adayı için açtığı smavı, katılan 4970 kişiden sadece 496'sı kazandı
• Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, sınav
sonucunun Türkiye için bir 'felaket' olduğunu belirterek
"Her ile bir hukuk fakültesi açıhrsa sonuç bu olur" dedi.
Dinçer, Adalet Bakanlığı'nın ilk kez dürüst bir sınav
yaptığını kaydetti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı'nın adli yargıç ve
savcı adaylan için ilk kez
ÖSYM'ye yaptırdığı yazılı sınav,
fiyaskoyla sonuçlandı. 4 bin 970
adaydan ancak 496'sı taban puan
olan 70 ve daha yukansını alarak
sözlüye gırmeye hak kazandı.
Adalet Bakanlığı. yazılı ve sözlü
sınav sonucunda toplam 800 yargıç
ve savcı almayı planlıyordu. Bu
durumda 304 kişilık yargıç ve savcı
açığı gidenlemedi.
Sınav sonuçlannın u
hüsran"
olduğunu belirten ve taban puanın,
kalitenin düşmemesi için
indirilmeyeceğinı \ urgulayan
Adalet Bakanlığı \etkilıleri. adlı
yargıda yaklaşık 2 bin yargıç ve
savcıya gereksinim bulunduğunu
söylediler.
Sınav sonuçlan. ÖSYM tarafından
adaylara postalanırken. Adalet
Bakanlığı'nm
"http://www.adalet.gov. tr" Internet
adresinden de öğrenilebılecek.
Yazılıyı kazanan adaylar. 13
Temmuz'dan ıtibaren 50'şer kişilik
gruplar halinde sözlüye alınacaklar.
Adalet Bakanlığı'nın yıne
ÖSYM'ye yaptırdığı icra müdür ve
müdüryardımcılan sınav sonuçlan
da belli oldu. Bu sınava giren 2 bin
174 kişiden yazılı sınav ı 274 kjşi
kazandı. Bakanlık. yazılı ve sözlü
sınav sonucunda toplam 400 icra
müdürü ve müdür yardımcısı
alacaktı.
Dinçer: Kamuyu bozan,
bakanlıklar
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Güven Dinçer, Adalet
Bakanlığf nın açtığı adli yargıç ve
savcı sınav sonuçlannı, "Türkiye
için bir felaket" diye değerlendirdi.
Dinçer. "Her ile bir hukuk fakültesi
açılırsa sonuç bu olur" dedi. Adalet
Bakanlığı'nın şimdiye kadar ilk kez
dürüst bir sınav yaptığını belirten
Dinçer, şunlan söyledi:
"Türkiye'de kamu vönetünûıi
başından beri bozan kurumlar
Adalet ve İçişleri Bakanlıklan
olmuştur. Bu kurumlar şimdhe
kadar kendi ön fikirlerine göre
sınav açıp kendi üyeterini alarak,
Türkive'de hâkim, savcı ve
kaymakam kalitesini
düşürmüşierdir. Zaten başımıza ne
geldiyse hep bundan geldi."
Dinçer, yargıç ve savcı adaylannın
800 kişi gibi büyük gruplar halinde
mesleğe almmasına şjddetle karşı
olduğunu kaydederek. "90-100
kişilik gruplar halinde alınması
daha vararlı olur. Bövle vapıldığı
takdirde. her yıl hukuk
fakühelerinden mezun olan binlerce
gencin önü kapanmamış olur"
görüşünü dıle getirdı.
Mutiş'e, Yüce
Divan yolu
• Çiller'i kurtaran kişi olarak bilinen
Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin Başkanı
Necdet Mutiş hakkında görevini kötüye
kullanmaktan soruşturma açılmasma
karar verildi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
ANKARA(Cumhuri-
yet Bürosu)-Örtülü öde-
nek davasının karanna
DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller lehine tüm-
ceyi ekleyen Yargıtay 6.
Ceza Dairesi'nin Başka-
nı Necdet Mutiş'e Yüce
Divan yolu göründü.
Mutı'ş hakJcında "triJ-
yonluk Osmanlı miras
davasında üyelerden ha-
bersiz karar vererek gö-
revini kötüve kuilandığı"
gerekçesiyle, soruştur-
ma açılmasına karar ve-
rildi.
Ön soruşturmayı yü-
rüten Yargıtay 2. Hukuk
Dairesi Başkanı Tahir
Alp, dün raporunu ta-
mamladı. Alp'ın, 6. Ce-
za Dairesi üyeleri Yavuz
Yazıcıoglu, Cavit Genç-
kaya, Teoman Üneri ve
Adnan Hekimoğlu ile
kısa süre önce emekli
olan üyelerden Zekai
Turanın ifadelerini al-
dılctan sonra hazırladağı
rapor dün tüm Birinci
Başkanlık Kurulu üyele-
nne ayn ayn imzalattı-
nldı.
Aşçıoğlu suç duyu-
rusu yaptı
Emekli Yargıtay üyesı
Çetin Aşçıoğiu'nun, Mu-
tiş hakkındaki suç duyu-
rusu üzerine başlatılan
ön soruşturmada dinle-
nen daire üyelerinin,
suçlamayı dogruladıkla-
n bildirildi. Üyelerin ifa-
delerinde, Mutiş'in tek
başına karar yazdığını
belirttikleri öğrenildi.
Ön soruşturma rapo-
runda, Mutiş hakkında
soruşturma açılmasına
karar verildi.
Soruşturmayı Birinci
Başkanlık Kurulu yürü-
tecek. Soruşturma sonu-
cunda Mutiş'in yargı-
lanması gerektiğine ka-
rar verilirse Yüce Di-
van'a, disiplin cezası uy-
gulanması gerekiyorsa
Yüksek Disiplin Kuru-
lu'na sevkine karar veri-
lecek.
Kurul, soruşturma so-
nucunda hiçbir suç un-
suru bulamazsa Mutiş
hakkında kovuşrurma
yapılmasına yer olmadı-
ğına karar verecek.
Yargıtay Birinci Baş-
kanı Mehmet Uygun'un
başkantığındaki Birinci
Başkanlık Kurulu'nda 2
ayn ceza ve hukuk da-
ireleri başkanlan ile
2'şer üye bulunuyor.
Kurul, toplam 9 yargıç-
tan oluşuyor.
Necdet Mutiş'in adı.
dolandıncı Seiçuk Par-
sadan ve arkadaşlan
hakkında mahkûmiyet
verilen davayla ilgili ka-
rar gerekçesine "Haksız
menfaatuı hangi amaç
ileri sürülerek saglandı-
ğı kesinlikle tespit edile-
memiş ise de" tümcesı-
nin eklenmesiyle günde-
me gelmişti.
Bu tümcenin, Başba-
kanlık örtülü odeneğınin
"siyasi amaçla" kulla-
nıldığım göz ardı etme-
si gerekçesiyle Tansu
Çiller'i Yüce Divan'dan
kurtardığı iddialan tartı-
şılmıştı.
Not: Gazeteci Ragıp Duran'ı bugün saat 11.00'de Cazeteciler Cenüyeti'nin önünden cezaev ine uğurluvoru/.
FPTi Yenidede'dençMdnsaldrn
"Hırsız, soysuz, tacizci; ben Atatürkçüyüm ve laikim diyor. Cumhuriyet
tek başına meseleyi çözmüyor. Saddam da rejimine cumhuriyet diyor."
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
FP'nin türban konusundaki tavnnı
eleştirerek partisinden isrifa eden
ve birkaç saat sonra istifasını geri
alan Denizli milletvekili Ramazan
Yenidede, Atatürkçülük ve
laikliğin istismar edildiğini öne
sürerek "Hırsn, soysuz 'Ben
Atatürkçüyüm, laikim' diyor.
Çalıstığı kurumda birçok kadını
taciz eden adam Atatürkçü ve
çağdaşım dhor" dedi. Yenidede
türbanı savunurken de "Birisi
çıkar da 'Başörtüsü siyasi bir
simgedır' derse, başkası da kalkar
birileri kan 'Bunlann kıyafetleri
ahlaksızlık ve fahişelik simgesi'
diyebilir" diye konuştu. Yaşanan
gerginliğin sosyal patlamalara yol
açabileceğine dikkat çeken
Yenidede, "Hiç kimsenin baa
çıkarlar uğruna bu ülkeyi kana
bulamaya hakkı yoktur" dedi.
Yenidede, parlamentoda
düzenlediği basm toplantısında.
başta ünivesitelerdeki türban
sorunu olmak üzere son günlerde
yaşanan gelişmelerin ve FP'nin
bunlara karşı yüreklı bir şekılde
mücadele vermemesının kendisını
isyan noktasına getirdiğini ve
ıstıfaya karar verdiğinı söyledi.
Ramazan Yenidede, istifasından
sonra kendisini ziyaret eden ve
sayılan 50~60'ı bulan
milletvekilinin "parti içinde
birlikte mücadele etme" sözü
verdiklerini ve bu nedenle gen
döndüğünü savundu. Yenıdede.
"Bu mücadelenin hedefkri
arasında parti vönetimini
değiştirmek de var mı" sorusuna
"Zaoıan içerisinde neier olacak,
hep birlikte göreceğiz" yanıtını
verdi. Yenidede, bir başka soru
üzerine de üniversitelerde oruç
tutmayan öğrenciîerin saldınya
uğradıklan yönündeki haberlerin
medya tarafından abartıldığmı öne
sürdü. Yenidede, başka bir soruv u
yanıtlarken de kamu kurumlannda
türban serbestisinin bugünün
konusu olmadığını,
üniversitelerdeki sorunun
çözümlenmesi durumunda sıranın
ona geleceğını söyledi.
Ramazan Yenidede, hakaret ve
tehdıtlerle dolu konuşmasında
özetle şunlan söyledi:
• Türban: Ben dmsizin
dinsızlığıne. donsuzun
donsuzluğuna nasıl
kanşmıyorsam; bir başkası da
diniinin dinine. donlunun donuna
kanşma hakkına sahıp değildır.
Buradaki don elbıse anlamındadır.
Bırisi çıkar da "Bunlann
başörtüJeri siyasi bir simgedir"
derse, bir başkası da kalkar,
bırileri için "Bunlann kıyafetferi
ahlaksızlık ve fahişelik simgesi"
diyebilir.
• Cumhuriyet: Cumhuriyet tek
başına meseleyi çözmez.
Cumhuriyet ancak demokrasi ile
birlikte oidugu zaman anlam
kazanır. Aksı takdirde bir değen
olmaz. Saddam da rejimine
cumhunyet diyor.
• Atatürkçülük ve laiklik: Bu
ülkede laiklik ve Atatürkçülük
istismar edılıvor. Hırsız, "Ben
Atatürkçüyüm ve laikim" diyor.
Soysuz böyle diyor.
Çalıştığı kurumda birçok kadını
tacız eden adam "Ben
Atatürkçihüm" diyor. Zulüm,
baskı, işkence. dayarma. soygun,
vurgun, her türlü antıdemokratik
uygulama bu kılıf ıçensınde
v ürütülüyor. Bu zokayı artık kimse
yutmuyor. Halk bu tiyatroyu esefle
izlıvor.
• Sosyal patlamalar: Bu gergınlık
arttıkça sosyal patlamalar olabılir.
Gerginlığı tırmandırarak
toplumsal patlamalara me>dan
verilirse bu ülke için felaket olur.
Bu vatan bizım. Hiç kimsenin bazı
çıkarlar uğruna ülkeyi kana
bulamaya hakkı yoktur. Bu gemi
batarsa hepimız batanz. Taşîann
bağlandığı, köpeklerin
salıverildiği bir ülkede huzurlu
yaşamak asla mümkün değildir.
^niversiteler işkence'
FP Genel Başkan Yardımcısı
İsmail Alptekin de düzenlediği
basın toplantısında.
"üniversitelerin artık ilim yuvası
değil, işkence haline geldiğini" öne
sürdü. Alptekin. bir
gazetecinın "Başörtüsü konusu
RP'nin kapatılma nedenleri
arasındavdı. Siz de RP'nin
akıbetine uğramaktan korkmuyor
musunuz" sorusuna,
"Biz bizim gibi düşünenlerin de
düşünmeyenlerin de haklannı
savunuyoruz. Biz uluslararası
hukuk. demokrasi ve inanç
özgüıiüğu savunuculuğunu
yapryoruz" yanıtını verdi.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Ispanyol komünistlerinin ef-
sanevi önderi Santiago Caril-
lo ile geçen yıl yaptığım uzun
söyleşi sırasında Avrupa Birli-
ği'ne karşı tutumunu sordu-
ğumda çok çarpıcı bir cevap
almıştım: "Bazı ülkelerde sol-
cuların Avrupa Birliği'ne karşı
çıkmasının anlaşılır bir tarafı
yok. Avrupa Biriiği'nin kaplta-
list niteliğinden dolayı buna
karşı çıkan sol hata yapıyor. O
zaman bu argümanla başka
bir gezegene göç etmek ge-
rekiyor.
Avrupa Birliği'nde olmayan
şey, Avrupalı birsolun kendi-
sini örgütleyememesi, ifade
edememesi. Bu savaşı Avru-
pa konsepti içinde yürütmek
gerekir... Kapitalizme karşı bir
emek cephesi kurulması ge-
rekiyor. Kapitalizm, uluslara-
rası hale gelirken, ne yazık ki
işçi hareketı ve sol, ulusal sı-
nırlar içine hapsediliyor. İşçi
hareketi ve sol da uluslarara-
sı çapta örgütlenmeye gide-
ceğine, tamtersibiryolizliyor.
Globalizm ve Solun Evrenselliği
Böyle bir gelişme, kapitalist-
iere muazzam biravantajsağ-
lıyor."
Carillo'nun bu sözlerine
dünya ölçeğinde baktığımız-
da benzer bir manzara ile kar-
şılaşıyoruz. Uluslararası ser-
maye, özellikle son on yılda
inanılmaz ölçüde global bir
karakter kazandı. Bunun en ti-
pik göstergelerinden birisi,
futbol maçlarında saha kenar-
lanna asılan reklam panoları.
Maçın hangi ülkede oynandı-
ğının hiçbir önemi yok, hemen
her yerde aynı uluslararası şir-
ketlerin reklamlarıyla karşıla-
şıyoruz. Coca Cola, Fuji, Ko-
dak, Sony, Opel, JVC, Grun-
dig, Philips, Ford, Adidas, Ni-
ke, Renault, Fiat vb. logoları
reklam panolannı işgal ediyor-
lar.
Bu ekonomik süreci ülkele-
rin içine yaydığınızda, her ül-
kedeki büyük sermayenin ar-
tık bu global şirketlerin birer
parçası haline geldiğini görü-
yoruz. Kendi ülkemize baktığı-
mızda da aynı manzarayla
karşılaşıyoruz. Reklamveren-
ler Derneği Başkanı'yla yaptı-
ğımız bir söyleşıde, Türkı-
ye'deki reklamların yüzde
60'ının yabancı sermaye ürün-
leri olduğunu anlatmıştı. işa-
damlarının hemen her gün ye-
ni bir yatınm için anlaşmalar
ımzaladıklarını görüyoruz. Bü-
tün bu yatırımlar bir büyük
uluslararası firmayla ortaklığa
dayanıyor.
Sermayenin bu kadar ulus-
lararası bir hale gelmesi. dün-
yadaki bütün ekonomik ve si-
yasi ilişkilere yansıyor. işte bu
gelişmeye globalleşme adı
verilıyor. Avrupa Birliği böyle
bir ihtiyacın ürünü olarak da
kabul edilebilir.
Görünen o ki, sermayenin
globalleşmesinin önüne geç-
mek mümkün değil. Zaten
sosyalistler. bu süreci çok da-
ha önceden gördüler. Lenin'ın
emperyalizm teorisınde,
Manc'ın "Bütün ülkelerin işçi-
leri birleşiniz" çağrısında, işte
böyle bir gerçeklik yatıyordu.
Marx'ın ve Lenin'in bu öngö-
rüleri şımdi daha net ve daha
acımasız bir şekilde ortaya
çıktı. Zaten, işçi Enternasyo-
nali kurma fikri de bu gerçek-
leredayanıyordu. İşçi sınıfı en-
ternasyonalızmı şimdı pek
rağbet görmese de, çok an-
lamlı bir dunya emek bırliğinı
hedeflıyordu.
Bugünün gerçeklığinde Ca-
rillo'nun da dikkat çektiği gibi
tüm dünya emekçilerinin ve
geri tJlkelerin halklarının, glo-
balizmin bombardımanına
karşı, yeniden bir yapılanma-
ya gitmeleri gerekiyor. Serma-
yenin evrenselleşmesine kar-
şı, emeğin evrensel karşı ko-
yuşu zorunlu bir hale geldi. Ta-
bii buna, dünyayı ve geri ülke-
leri de hızla yok eden çevre fe-
laketini ve benzer yıkımları da
eklemek gerekiyor.
İşte sorun da burada başlı-
yor. Birçok ülkede solcular,
Carillo'nun dikkat çektiği gibi
bu büyük hücuma karşı milli
sınırlar içinde kalan tepkilerle
yetiniyorlar. Çaresizlikleri onla-
rı dar milliyetçiliğe sürüklüyor.
Bu açıdan bakıldığında anti-
emperyalizm, içi kof bir milli-
yetçilikle sınırlı hale geliyor.
Sosyalizmin, özgürlük, eşitlik,
demokrasi olmazsa olmaz bir-
çok evrensel değeri, iç burju-
vaziyle ıttıfak anlayışı nedeniy-
ie terk edilıyor. Tabii daha da
önemlisi, enternasyonalizm
gibi sosyalizmin en temel de-
ğerı de terk ediliyor.
Not: Yazı için yerim tüken-
di. Gerçek antiemperyalizm
ve globalleşmeye karşı dire-
niş konusundaki düşünceleri-
me yarın devam edeceğim.
Yargıda tayin kararnamesi
Edirne Başsavcısı
görevden almıyor
ANKARA (Cumhu-
rij'çt Bürosu) - Hâkim-
ler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun (HSYK)
1300 kişilik yargıç ve
savcı kararnamesi ha-
zıriadıgı bildirildi.
Edirne'de yaşanan
olaylardan sonra Baş-
savcı Vahap Güneş'in
de kararnameye dahil
edildiği belirtildi.
Kararnameyle. Ela-
zıg, Bursa, Ordu, De-
nizli, Manisa, Hatay,
Samsun. Salihli, Fethi-
ye ve Gaziantep cum-
huriyet başsavcılannm
görev yerleri de değiş-
tiriliyor. Geniş çaplı bu
kararnameyle, eski
Adalet Bakanı Şevket
Kazao dönemınde tar-
tışma çıkması nedeniy-
ie terfi ettirilemeyen
muhafazakâr eğilimli
bazı yargıç ve savcıla-
nn da üst görevlere ata-
nacaldan öğrenildi.
Ses sanatçısı Muaz-
zez Ersov'un Edirne'de
kaldığı Kervansaray O-
tel'de silahlı saldınya
uğramasıyla gündeme
gelen Edirne Tanm
Açıft'C'ezaevi'nde maf-
Va suç\usu kalmadı.
Adalet Bakanı Oltan
Sunguıiu'nun talimatı
üzerine, Edirne Kapalı
ve Tanm Açık cezaev-
lerindeki mafya suçlu-
Jan dahil, diğercezaev-
lerinde barınan mafya
suçlulan saptanarak, 8
ayn cezaevine nakledil-
di.
Edirne Tanm Açık
Cezaevi'nde inceleme
yapan Adalet Bakanlığı
müfettişferi, hazırladık-
lan raporda, "Mafya,
Edirne Kapalı \v Tanm
Açık Cezaevlerini kur-
tanlmış bölge olarak i-
ian etmiş" dedıler. Ra-
porda, heriki cezaevin-
de de çok büyük rüşvet
olaylannın döndüğü
ileri sürüldü.
Cezaevlerinde mafya
suçlusu 1100 civannda
rutukJu ve ^ükümiünün
yattığı bildirildi. Bu tu-
tuklu ve hükümJüler-
den büyük bölümü baş-
ta Kastamonu olmak
üzere, Eskişehır, Inebo-
lu, Zonguldak, Bandır-
ma. Yozgat, Uşak ve
Afyon kapalı cezaevle-
rine nakledildi. •
Edirne Kapalı Ceza-
evi'nde mafya adına ça-
lışarak, saltanat süren
hükümlüleri başka
kentlerdeki cezaevleri-
ne gönderen Adalet Ba-
kanı Oltan Sungur-
lu'ya, "Nakilleri geri
çek" diye baskı yapan
milletvekillerinin Gü-
neydoğulu ve Karade-
nizli olduklan belirtil-
di. Bakan Sungurlu,
tüm ısrarlara karşın bu
milietvekjllerinin adını
aç'ıklâmazken, ' "Bîz,
Edirne Cezaev i meseie-
sini büyük ölçüde çöz-
dük. N'akilfcri geri çek-
mem için beni arayan si-
ydsilere kesinlikie taviz
vermeyeceğiın" demek-
le yetindi.'
İçişleri Bakanlığı'nın
da. Edirne Emniyet
Müdürü Mehmet Can-
seven hakkında soruş-
turma açacağı öğrenil-
di. Canseven'in. soruş-
turma açıldıktan sonra
kızak göreve atanacağı
ileri sürüldü.
Mevhibe Can rüşvet
suçundan beraat etti
• Turizm Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı, "Kumarhaneler kralı" olarak
bilinen Topal'dan işleri karşıhğı para
almakla suçlanıyordu.
ANKARA (Cftmhuri-
yet Bürosu) - Ankara 8.
Ağır Ceza Mahkemesi.
kamuoyunda "Kumar-
haneler krah" olarak bı-
linen Ömer Lürfü To-
pal'a ait kumarhanelerin
işlerinin japılması sıra-
sında rüşvet aldığı iddia
edilerek. hakkında 6 v ıl-
dan 15 yıla kadar ağır ha-
pis cezası ıstenen eski
Turizm Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcısı Mevhi-
be Can'ın beraanna ka-
rar verdi.
Davanın dün görülen
kararduruşmasına. Mev-
hibe Can ve avukatı ile
müdahil Turizm Bakanlı-
ğı'nın avukatı katıldı.
Duruşmada ilk olarak
dönemin Emperyal Şir-
ketleri'nin Ankara tem-
silcisi Aliye Kara tanık
olarak dinlendi. Kara,
davaya konu olan faks
metnini kendisinin çekti-
ğini ancak faksta belirtı-
len X-4, M.C ve M. Can
rumuzlanyla belirtılen
kişilerin Mevhibe Can
olmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Ih-
san Akçin, bunun üzeri-
ne "Peld bu kişi Jdmdir?"
diye sordu. Aliye Kara,
bu rumuzlarla kimin kas-
tedildiğini bilmediğini,
ancak anımsadığı kada-
nyla Mehmet Can ya da
Mahır Can olabileceğini
söyledi.
Kara, Mevhibe Can'ın
Emperyal Şirketleri ile
ilgili bir tasarrufunun da
söz konusu olmadığını
kaydetti.
Müdahil avukatı. tanık
beyanına katılmadıklan-
nı belirtti. Mahkeme.
Cumhuriyet Savcısı Ah-
metSoylu'nun isteği üze-
nne dönemin Turizm Ba-
kanlığı Müsteşan Korel
Gö\Tnen'in tanık olarak
dınlenilmesinin davanın
sonucuna etkili olmaya-
cağı gerekçesiyle bu
yönde daha önce alınan
karardan vazgeçilmesinı
öngördü.
Söz alan müdahil avu-
katı, müdahale dilekçesi-
ni aynen tekrar ederek.
sanığın cezalandınlması
ısteğıni dile gerirdi. An-
cak Savcı Soylu, Mevhi-
be Can'ın rüşvet suçunu
işlediğine ilişkin mahkû-
miyetine yeterlı kanıt el-
de edılemediği gerekçe-
siyle beraatına karar ve-
rilmesini istedı.
Esas hakkındaki sa-
vunması sorulan Mev hi-
be Can. 29 yıldan berı
kamu görevlisi olarak
devlete hızmet verdiğini
ve bu süre içinde hiçbir
zaman görevini suiisti-
mal etmediğini söyledi.
Sanık avukatının da be-
raat istemesinin ardından
Mahkeme Başkanı Ak-
çin. Can'ın, rüşvet alma
suçunu işlediğine ilişkin
mahkûmiyetine yeterlı
ve inandıncı kanıt bulu-
namadığı gerekçesiyle
oy birliğiyle beraatınaka-
rar venJdığın) açıkladı.