25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ HABERLER Trabzon'da görülen davada tanıklardan biri sanık polis Adem Albayrak'ı teşhis etti 6 Gazi katliiuıu çetelerin işi'• Müdahil avukatlan, katliamı Susurluk bağlantılı çetelerin yaptığını ileri sürerek önemli olanın bu ilişkileri ortaya çıkarmak olduğunu söylediler. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de, yargılamanın çok uzak bir noktada yapılmasının büyük sorunlar yarattığını ileri sürdü. AHMETŞEFİK TRABZON - İstanbul Gazı Ma- hallesi'nde 12-13 Mart 1995'te meydana gelen olaylar sırasmda 9 vatandaşm ölümünden sorumlu tu- tulan polislerin yargılanmasına Trabzon AğırCeza Mahkemesi'nde de\am edildi. Tanıtdardan bıri. sanık polis Adem Albayrak'ı teşhis etti. Müdahil avukatlar. Gazi davasının demokrasi mücadelesine dönüştü- ğünü belirterek, asıl önemli olanın katJiamı yapan Susurluk bağlamılı çetenin ortaya çıkanlması olduğu- nu savundular. Dursun Kaya Güleç başkanlığın- da yürütülen davanın dokuzuncu du- ruşmasına lstanbul'dan yüz civann- da mağdur ve vatandaş katıldı. Pir Sultan Abdal Derneği Genel Mer- kez yöneticileri, CHP Milletvekili Mehmet Sevigen. Banş Partisi Ge- nel Sekreter Yardımcısı Sadık Eral. bazı siyasi parti ve sivil kuruluş tem- silcilerinin de izlediği duruşma için adliye çevresinde sıkı güvenlik ön- lemleri alındı. BP Genel Sekreter Yardımcısı Eral. duruşma öneesinde yaptığı açıklamada Gazi olaylannın toplumsal banşı bozmak. toplumun demokrasi ve insan haklan istemle- rini boğmak isteyenlerce tezgdhlan- dığını iddiaetti. Yargılamanın İstan- bul yerine Trabzon'da yapılmasının adaleti yaraladığırı öne süren Eral " İktidar partilerini u\ an yonım. Ga- zi'ye seyirci kaldınız. Yargılaınayase- yirci kalma\ın. Dava ınutlaka İstan- bul'a alınmaJıdır. Yoksa Gazi davası 'gazi' olacaktır"dedi. CHP İstanbul Milletvekili Meh- met Se\ igen de. yargılamanın ola\ ın meydana geldiği yerden çok uzak bir noktada yapılmasının büyük so- runlar yarattığını \urguladı. Se\i- gen, olaya tanık olan birçok kişınin Trabzon'a gelmekten korktuğuna dikkat çekti. Teşhis etti Dünkü duruşmada Zeynep Pov raz \e Reis Kopal'ın öldürülmesine ilişkin iki tanık dinlendi. Tanıklar- dan Muharrem Buldukoğlu. 13 Mart günü Ismetpaşa Caddesi'nde olduğunu, hemen önlerinde bulunan panzerlenn durup dururken halkın üzerine yöneldiğini söyledi. Panik içinde kaçmaya çalışan halka ateş edildiğini anlatan Buldukoğlu. bu sırada hemen arkasında bulunan Zeynep Poyraz'ın bağırtısı ilearka- ya döndüğünü ve kendisıne yardım etmeye çaiıştığmı anlattı. Aynı anda ellerinde uzun namlulu tüfekler bu- lunan biri resmi diğeri sivil iki poli- si çevreye ateş ederken gördüğünü belirten Buldukoğlu. hafîf sakallı kot takımlı sivil kişinin yüzünü se- çemediğini anlattı. Tanıklardan Yalçui Ydmazda. ye- ğenini aramak için gittiği PTT ya- nından olaylan seyrettiğini. bir ta- rafta polis ve asker 50 metre uzağın- da da kalabalığm yer aldığmı, poli- sin durup dururken ateş etmeye baş- ladığını söyledi. Yılmaz ifadesini şöyle sürdürdü: "Bu arada iki polis çok dikkatimi çekti. Biri srvil biri resmiydi. Sivilin üzerindeaçıkrenkbir kot takım var- dı. İkisinin elinde de uzun namlulu tüfekler bulunuyordu. Nişan alarak ateş ediyorlardı. Reis Kopal'ı tam- yordtım. Kalabalığm en önündeydi. Taş aüyorlardı. Ateş başlayuıca Re- is dahil üç kişi yere düştü. Diğer po- lislerseellerindeki tabancalarla rast- gele ateş ediyordu." Mahkeme başkanmın isteği üze- rine tutuklu sanıklar Adem Albay- rak ve Mehmet Gündoğan'la yüz- leştirilen Yılmaz, Albayrak'ı profil- den tanıdığını kaydetti Seçim hazınlığı ödeneği • ANKARA(AA)- Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Ecevit, Yüksek Seçim Kurulu(YSK)Başkanı Tufan Algan'ı Başbakanlık'taki makamında kabul etti. Ecevit, YSK Başkanı Algan'ın. sağlıklı bir seçimin altyapısı bakımından duyulan gereksinimleri aktardığını. hepsinin haklı istekler olduğunu söyledi. Özellikle parasal konularda ihtiyaçlan olduğunu belirten Algan da "Seçim hazırlıklan için 4.5 trilyon lira istedik. Bu parayı bize verecekler" karşılığını verdi. Kenan Mak cinayeti• ANKARA (AA) - CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Kul. Başbakan Mesut Yılmaz'ın yanıtlaması istemiyle TBMMBaşkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, öğrencilerin tehdit edilmeleri üzerine Izzet Baysal Üniversitesi'nce oluşturulan "Soruşturma Komisyonu"nun akladığı şahıslann daha sonra Kenan Mak adlı öğrencinin öldürülmesi olayına kanştıklannı öne sürdü. CHP'li Kul önergesinde, hükümetin bugüne kadar şeriatçı kadrolan dağıtmak ve şeriatçı anlayışa karşı hangi somut önlemlerin alındığını sorarak "Üniversitede demokratik ve laik öğrencilere sağ görüşlü insanlar tarafından yapılan saldınlara. üniversitenin özel güvenlik görevlilerinin de katıldığı doğru mudur?" dedi. AHe şirkeli egemenliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) "Şirketlerin Finansman Eğilimi" anketi. Türkiye ekonomisinde aile şirketlerinin egemenliğini ortaya koydu. Ortak sayısı 5 olan şirketlerde. ödenmiş sermayelerin yüzde 71 'i bir aileye ait durumda bulunuyor. Şirketlerin borçlanma aracı olarak banka kredilerine ağırlık verdiği ortaya konulurken sermaye artınmıyla halka açılım eğiliminin arttığı belirtildi. Araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 86'sı sermaye piyasasından yararlanmıyor. MSB'den askerlik açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Genel Sekreterliği tarafından, Akşam gazetesinin, dünkü sayısmda "Askerlik Kisalıyor" başhğıyla verdiği askerlik hizmet süresinin aşamalı olarak 18 aydan 12 aya indirileceğini içeren haberin yanlış yorumlandığı bildirildi. MSB Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamada. TBMM Milli Savunma Komisyonu'nda önceki gün görüşülen yasa tasansının "erbaş ve erlerin hizmet sürelerinin yeniden belirlenmesine yönelik olmadığı" belirtilerek bakaya kalan yedeksubay adaylannın. bu suç nedeniyle askere sevklerinden sonra mahkemeye verilmelerine olanak sağlayacak yeni bir düzenlemeyi içerdigi kaydedildi. 1 0 m i l y o n d o l a r l ı k e k m a l i y e t Atatürk Barajı'nda çökme• Barajda çökme olması halinde çok büyük bir sansasyon yaratacağını, bunu gizlemenin kolay olmayacağmı kaydeden DSİ yetkilileri, "Yapılan çalışmalar inşaat çalışmalandır. Olaya teknik anlamda 'çökme' değil de •oturma' demek daha doğru olur. Bugün apartmanlarda bile oturmalar oluyor" diye konuştular CENGİZ YILDIRIM ÖZCANGÜNEŞ ŞANLIL'RFA - Cumhu- riyet tarihinin en büyük, dünyanın sayılı projelerin- den biri olan Güneydoğu AnadoluProjesi'nin(GAP) temel ayaklanndan Atatürk 10 milyon dolarlık ek maliyet getireceği hesaplanan çökmenin yol açtığı hasann 18 ayda giderilmesi bekleniyor. Barajı'nda 7 metrelik çökme mey- dana geldi. 10 milyon dolarlık ek maliyet getireceği hesaplanan çökmenin yol açtığı hasann 18 ay- da giderilmesi bekleniyor. Yetki- liler. bu tür çökmelerin barajlarda 'normal' olduğunu söylediler. Dünyanın en büyük barajlanndan biri olan Fırat nehri üzerine kuru- lu Atatürk Barajı'nın gövdesinde bir süre önce meydana gelen çök- me endişe yarattı. Yapımı Ata İn- şaat tarafından gerçekleştirilen ve Devlet Su Işleri'nin (DSt>kontnv lörlüğünü yaptığı barajdaki çölc- me ile ilgili çeşitli iddıalaröftaya' atılırken. çökmenin 10 milyon do- larlık ek maliyet getirdiği belirtil- di. 169 merre yüksekliğindeki gövdede çökmenin yol açtığı ha- sann giderilmesi için çalışmalar sürerken: tehlike nedeni ile ziya- retçi ve taşıtlann gövdeden geçişi yasaklandı. Gövdenin çöken bö- lümlerinin aynı seviyeye çıkanl- ınası için 7 metrelik bölümün ai- tma 25 santimetre kalınlığında sız- dıraıayı önlemek için killi toprak seriliyor. Ilgililersözkonusuçalış- manın 18 ayda tamamlanacağını ifade ediyorlar. Konuyla ilgili aynntılı bilgi ver- mekten kaçınan DSİ 16. Bölge Müdürlüğü yetkilileri çökmeyi, "bekienen ve normal bir gelişme" olarak değerlendirdiler. Barajda çökme olması halinde çok büyük bir Sansşsyon yaratacağını, bunu giztememn kolay olmayacağmı kaydeden DSİ yetkilileri. "Yapı- lan çalışmalar inşaat çalışmalan- dır. Olaya teknik anlamda 'çök- me' değil de "oturma' demek da- ha doğru olur. Bugün apartman- larda bile oturmalar oluyor. Bun- lar beklenen, lamamen normal olan şeylerdir" diye konuştular. Oturmanın 7 metre değil de bir santimetre olduğunu belirte- rek olayı kamuoyundan giz- lemeye çalışan yetkililer, yüzde 98'i tamamlanan Ata- türk Barajı'nın gelecek yıl bitirileceğini kaydettiler. GAP Tanıtım Müdürü Necmettin Sasaoğlu'nun Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'nin (TÜRSAB) 50'yi aşkın gazeteciyle birlikte bÖlgeye yaptığı gezide verdi- ği bilgiye göre; ilk aşamada 2005 yılında bitirilmesi planlanan GAP, kaynak ye- tersizliği nedeniyle 10 yıl sarkarak 2015 yılında hiz- mete girecekti. Ancak Cum- hurbaşkanı Sükyman Detni- rel'in talimatı doğrultusun- da, proje daha çok kaynak aktanlarak 2010 yılında ta- mamlanacak. Toplam 32 milyar dolar harcanması ge- reken GAP projesine bugü- ne dek 13 milyar dolar har- candı. Projenin tamamlan- ması için 19.5 milyar dolar daha harcanması bekleniyor. GAP günde sadece 750 milyar liralık elektrik üretiyor. Halen 100 bin dönüm arazi sulanıyor. Heryıl bu rakama 50-60 bin dönüm ekleni- yor. Sasaoğlu. BM Kalkınma Ör- gütü, Dünya Bankası, Japonya ve Fsrairin GAP'taki 14 projeye ka- tılmak istediğini belirterek, GAP'ı 1992 yılından bu yana yerli ve yabancı 150 bin kişinin gezdiğini kaydetti. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (AİÖK) yine Türkiye aleyhinde rapor hazırlıyor IçişlerFnde 4 işkence' alarmı E\İN GÖKTAŞ ANKARA - Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (AİÖK). Türkiye aleyhinde yeni rapor hazırladığı bildirildi. Komitenin, Türkiye'de işkence \e kötü uygulamanın yaygın şekilde de\am ettiği yolundaki "ka- mu açıklamasTnı durdurmak için Içişleri Bakanlığı harekete geçti. Başbakan Mesut Yümaz'ın, geçen hafta içinde tçişleri Bakanı MuratBasesgioğlu'na yazılı talimat göndererek. AİÖK'nin rapo- runu yayımlamadan önce en kısa sürede ne gerekiyorsa yapılmasını istediği öğrenildi. Jandarma Genel Komutanlığı Plan ve Prensip Dairesi Başkanı. İnsan Haklan Şu- be Müdürü Jandarma Kurmay Yüzbaşı Ke- mal Alataş. AİÖK'nin iki kez Tuıkiye aley- hinde kamu açıklaması yaptığını anımsattı. Alataş. komitenin yapacağı kamu açıklama- sını etkısizleştirmek için tçişleri Bakanlı- ğı'nda önceki gün hükümet yetkilileri ile bir araya gelip neler yapılması gerektiğini ko- nuştuklannı bildirdi. • Yılmaz, AİÖK'nin planladığı 'kamu açıklaması'nın durdurulması için Içişleri Bakanı Başesgioğlu'na talimat gönderdi. Komitenin hazırlığına karşı ilgili kurumlar İçişleri Bakanlığı'nda topiantı yaptı. Cumhuriyet'e AİÖK'nin saptamalan ve idari uygulamalar konusunda bilgi veren Alataş, komitenin önerilerinden hemen he- men tümünün yerine getırildiğini. ancak olumsuz önyargının bir türlü değişmediğini söyledi. Komitenin istediği düzenlemelerin zaten Türkiye'nin ıç hukuk sistemınde bu- lunduğunu kaydeden Alataş, yeni yapılan nezarethanelerin komitenin istediği ölçüle- re uygun 7 metrekare alanında. 2.5 metre yüksekliğinde ve aydınlatması yeterli şekil- de inşa edildiğini belirtti. Alataş. "Eğer ye- terli ödenek sağlanırsa. nezarethanelerde sa- bahlayanlara şilte, battanhe ile en az bir ke- re de önı oğünyemek \erme>v başlayacağız" dedi. AİÖK'nin Türkiye'yeönerileri şunlar: - OHAL'de gözaltı süreleri uzundur. Bu süreler kısaltılmalıdır. 4 günden daha uzun süreli gözaltı taleplerinde suçlu bizzat hâkım karşısına çıkanlmalıdır. Uzun süreli tutuklu- luk hallennde sanık 48 saatte bir doktor kont- rolüne tabi tutulmalıdır. - DGM kapsamına giren suçlarda 15 gün olan gözaltı süresi kısattılmalıdır. - CMUK'ta belırtilen yasal güvenceler DGM kapsamına giren suçlara da teşmil edilmelidir. - Sağlık raporlannın savcıya ve zabıta amirlerine güvenli bir şekilde ulaştınlması sağlanmalıdır. - İşkence suçlannda Memurin Muhake- matı Hakkındaki Yasa uygulanmamalıdır. - Nezarethanelerin fıziki koşullan Avru- pa standartlanna çıkanlmalıdır. - Gözaltına alınanlann mutlaka nezaretha- ne defterine kaydedilmesi sağlanmalıdır. - Gözaltına alınanlara verilmek üzere. haklannı içeren formlar hazırlanmalıdır. - Gözaltına alınanlann sorgulamadan ön- ce ve sonra doktor muayenesinden geçiril- mesi sağlanmalıdır. - Nezarethanelerde geceleyenlere şilte. battaniye ve günde bir kere tam öğün yemek verilmesi sağlanmalıdır. - Toplu suçlar için öngörülen gözaltına al- ma süresi 4 güne indırilmelidır. - İşkence suçlan için öngörülen cezalar arttınlmalıdır. - İşkence altında alınan ifadelerin mah- kemelerce delil sayılmayacağı yolunda kanunlara hüküm korunalıdır. - Güvenlik güçlerinin insan haklan konusunda eğitilmeleri sağlanmalıdır. - DGM'lerin yargı alanına giren suçlardan tutukJu bulunan sanıklann kötü muameleye karşı yasal güvenceleri arttınlmalıdır. - Gözaltındaki kişilere, gerektiği zaman doğal ihtiyaçlarını karşılama izni veril- melidir. - Uzun süre alıkonan kişilere egzersiz olanaklan sağlanmalıdır. - Görevlilere. sorgulamanın nasıl yapıla- cağına dair açık talimat verilmeli ve sor- gulama yöntemleri belirlenmelidir. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR TBMM insan Haklan Komis- yonu, geçenlerde Güneydo- ğu'ya gitmiş ve bolgedeki insan haklan ihlallerinın ulaştığı boyu- tu saptamak olanağını bulmuş- tu. Türkiye gibi günde onlarca insanın yaşamını iç çatışmada ya da askeri ifadeyle "Düşük Yo- ğunluklu Savaş "ta yitirdiği bir ül- kede, insan haklannın bolca ih- lal edilmesi, sanki normal karşı- lanır hale geldi. TBMM Tnsan Haklan Komis- yonu üyelerinin önceki gün ga- zetelere yansıyan tartışmada di- le getirdikleri yaklaşımlar, sanı- rım bu felaketin ne kadar kanık- sandığını gözler önüne seriyor. CHP fzmir Milletvekili Sabri Er- gül. ağır işkencelere uğrayan bir yurttaşın başından geçenleri ko- misyonun önüne getirmiş. Silah taşıdığı gerekçesiyle gözaltına alınan 26 yaşındaki Cengiz Süslü, ağır işkencelere uğramış ve makatına cop sokulmuş. Er- gül, komisyonda yaptığı konuş- mada şunları belirtiyor: "Cengiz Süslü, 4 Mayıs tanhinde Istan- Meclis Komisyonu'nda îşkence Tartışması bul Şirinevler'de gözaltına alı- narak Asayiş Şube Müdürlü- ğü'ne götürüldü. 11 Mayıs tan- hinde şahsın makatına cop so- kulduğu için kalınbağırsağı par- çalandı ve kendisi polisler tara- fından Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldınldı." Sabri Ergül, alınan raporlan, elindeki belgeleri de komisyona sunuyor. Ergül, büyük birduyar- lıkla bu konuyu komisyona ge- tirdiğinde ilginç birtepkiyle kar- şılaşıyor. Komisyon üyesi, ANAP İstanbul Milletvekili Yıl- maz Karakoyunlu, Ergül'ün konuşması karşısında şunları söylüyor: "Komisyonun çalış- malannı makatına cop sokulan adam, kıçına tekme yiyen öğ- renci gibi erotik meselelere in- dirgedik. Komisyonun daha sistemli bir çalışma programı iz- lemesi gerekir." Karakoyunlu'yu, ANAP Izmir Milletvekili Süha Tanık izliyor ve bu tür konulann komisyonda gündeme getirilmesinin turizmi baltalayacağını ifade ediyor. Tar- tışmaların sonunda işkenceye uğrayan Cengiz Süslü'nün dos- yasının ele alınmasına karar ve- riliyor. ANAP'lı milletvekilleri, an- laşılan önlerine gelen bu türden dosyalardan bıkmışlar. "Bunları gündemimize getirip canımızı sıkmayın" demek istiyorlar. Bir ülkede, bir yurttaşın makatına bir devlet kurumunda cop so- kulması ve hastanelik hale gel- mesi, vicdanı olan herkes için çok yaralayıcı. Karakayonlu bel- li ki bu acı gerçekten çok sıkıl- mış. Komisyona yağan bu tür tepkilerden bunalmış. Karakoyunlu, ağır işkencele- rin önüne gelmesine dayanamı- yor, ama o da biliyor ki bütün bunlar gerçek. Üstelik kendisi, insan Hakları Komisyonu gibi netameli bir konuda kurulan bir yerde çalışmayı kabul etmiş. Orada çalıştığı zaman acaba önüne ne geleceğini düşünü- yordu? Süha Tanık'ıntepkisi da- ha da akıl almaz. işkencelerin Meclis'te gündeme getirilmesi- nin turizmi baltalayacağından yakınıyor. Süha Tanık, TBMM Turizm Komisyonu üyesi değil, İnsan Haklan Komisyonu üyesi. Onun görevi insan haklan ihlallerini iz- lemek ve önlemek için çabalar- da bulunmak. Bu ülkede yurt- taşların makatına cop sokulur- sa, bu çok doğaldır kı turizme darbe indirir. Avrupalı sanki bü- tün bunları Meclis'te konuşulun- ca mı öğreniyor? Türkiye'de ağır işkencelerin olduğu herkesin malumu. Ne yazık ki bu konuda verilen bütün sözlere rağmen, henüz bir iyileşme işareti yok. Sen yurttaşını işkenceden kurtaramayacaksın, ama onun şikâyetinı turizm gerekçesiyle örtbas etmeye çalışacaksın. inanılırgibi değil. Ben komisyon üyelerinin yaşadığı sıkıntıyı tah- min edebiliyorum. Aynı sıkıntı- nın çok daha büyüğünü biz ga- zeteciler yaşıyoruz. Hemen her gün baskı ve işkenceye uğrayan yurttaşların feryatlannı dinliyo- ruz. Daha iki gün önce Siirt'te koruculukla, köylerini terk etme arasında bir seçime zorlandıkla- nnı söyleyen köylülerin çaresiz- liklerini dinledik. Üstelik biz ga- zeteciyiz, elimizden yalnızca bunları kamuoyuna aktarmak geliyor Bir çözüm üretmemiz mümkün değil. Çözüm üretme- si gerekenler şikâyet ederse bunların altından nasıl kalkabilı- riz? • • • Not: Yüzlerce gazeteci arka- daşın inisiyatifiyle oluşan "Ga- zeteciler Meclisi" bu pazar (ya- rın), "Gazeteciler Şenliği" dü- zenliyor. Saat 15.00'te Cağaloğ- lu, Nuruosmaniye Caddesi'nde düzenlenen şenliğe bütün basın mensuplannı bekliyoruz. Buluş- mak umuduyla. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sanatçı Kime Denir? Geçen hafta sonu atv'de Savaş Ay'ın programına katıldım. "A Takımı"r\\n bu kadar popüler olduğunu doğrusu bilmiyordum. Ertesi gün mahalledeki mar- kette çalışan çocuklardan kapıcımıza kadar kime rastladıysam herkes "Abi, dün akşam seni A Takı- mı'nda gördük" dediler... Bazı arkadaşlanm bu prog- rama katıldığım için beni eleştirdiler. Demek ki bir ucundan onlar da izlemişler... Vapurda, otobüsteyü- züme dikkatle bakıp aralannda bir şeyier fısıldaşan- lann çoğalmasını da "A Takımı"na yordum. Savaş'ı cep telefonunda ele geçirerek ünümü arttırdığı için kendisine teşekkür ettim... "Ne A Takımıymış!" de- dim; "Çoktandır telefon etmeyen bazı hanımlar bile bu vesileyle telesekreterime notlar bırakmışlar..." • • • Şaka bir yana, iyi bir TV izleyicisi değilim. Bu ne- denle, katıldığım bazı "cansız" programlan sonra- dan izlemeyi unutabiliyorum. "Canlı" programların kasete alınanlarını ise videom olmadığı için izleyemi- yorum. Medyanın daha da hızlandırdığı hayat kısa sü- rede bu görüntüleri ve konuları da eskitiyor... Yine de çağdaş bir iletişim aracı olarak TV'nin önemini, işle- vini yadsımak olanaksız. Bütün sorun, belki de, (ya- pımcı, katılımcı ya da izleyici olarak) onu nasıl kullan- mamız gerektiğini bilmekte... • • • SavaşAy, bence, başarılı birTVprogramcısı. Ener- jik bir ortam yaratıyor. Katılımcı olarak söyleyeceği- niz sözü söylemenize bir engel yok. Yeter ki enerjik ortama uyum sağlayabilin... "Sanatçı Kime Denir?" konulu program süresince bunu düşündüm ve bu so- nuca vardım. Savaş Ay sizin düşüncelennizi dile ge- tirmenize engel olmuyor; fakat pısınklığa da şans ta- nımıyor... Bir bakıma bu bir enerji yarışı... izleyicinin ilgisini çekmesi de belki büyük ölçüde bundan... Yan- lışlık, doğoı sözlerin program sunucusundan duyul- mak istenmesinde... Zaman zaman bunu da (kendi düşünceleri doğrultusunda) yapmakla birlikte Savaş Ay'ın "A Takımı"r\da esas olarak yaptığı, ortamı kı- zıştırmak, enerji dozunu yükseltmek, programın sark- masına izin vermemek... Bence bu anlamda o, yap- tığı işin başanlı bir ustası, başanlı bir sanatçıdır... Çünkü her şeyden önce, yaptığı şeyin "nasıl" yapıl- ması gerektiğini iyi biliyor. • • • Böylece, sanat dediğimiz şeyin "biçimle ilgisini vurgulamış oluyorum. Sadece sanat değil, yaşadığı- mız her şey biçimle ilgilidir. Yaşamak sanatı derken neyi yaşadığımız kadar nasıl yaşadığımızı da tanım- ladığımızı düşünüyorum. Doğru (güçtü) bir içeriğin (içerik potansiyelinin) kendine bir biçim bulamayarak sanat düzeyine yükselemeyişi gibi, yanlış (eksik, güç- süz) bir içeriğin biçim ustalıklanyla güzel görünmesi mümkündür... Böylece de "biçim" ve "güzellik"'kav- ramlan arasındaki ilişkiye değinmiş oluyorum... • • • "A Takımı"ndak\ programda derinliğine tartışmak olanağı yoktu. Yine de herkes, programın ölçüleri içinde tavnnı koyabildi. "A/cade/n//c"tavır "popülist" tavır karşrtlığı; her iki tavnn da eksik, yanlış ya da doğ- ru yönleri, daha da önemlisi ülkemiz sanat ortamın- da böyle bir karşıtlığın varlığı net olarak görülebildi... Şimdi yapılması gereken, TV programında sergilenen karşıtlığın, popüler TV programlan ötesinde, daha farklı platfoımlarda derinliğine tartışılabilmesidir... • • • "A Takımı" programında söyleyebildiğim ya da "bi- çim" bulamadığım için söyleyemediklerimin kısa bir özetini yapacak olursam: Sanatçı, doğru (insanlık değerlerini yüceltici, insanda değerlilik duyguları uyandıncı, insana var oluşunu sorgulatıcı) içeriklere doğru biçimleri bulabilen ve böylece yapıtıyla duygu ve düşünce yoğunluklan, güzellik duygulan yarata- bilen kişidir. Türkiye'de egemen olan sistem ise sa- dece eğlendirmeyi amaçlayan, boşaltımcı, düzey- siz, şabloncu, düşündürmemeye yönelik bir anlayı- şı sanat olarak sunmakta ve desteklemektedir. "Po- püler sanafç; "lar farkında olarak ya da olmayarak bu anlayışa hizmet etmekte, "akademik"\er ise ya bu an- layışa tepki olarak ya da söyleyecek sözleri bulun- madığından fildişi kuleden çıkmamayı övünülecek bir şey saymaktadıriar. • • • Adama (kadın da olabilir) sormuşlar: - Güzel mi olmak istersin, aptal mı? Bir süre düşünüp yanıtlamış: -Aptal... - Neden?.. - Çünkü güzellik geçicidir... Sanatın amacı güzel ve kalıcı olanı yaratmaktır... Her ikisinin kökleri de fildişi kulelerde değil yaşanıl- makta olan somut hayatta, somut insan ilişkilerinde- dir. Halkın sanatçısı olmaya özenen kişi ise, Brecht'in düşüncesini izleyerek söyleyecek olursak, halk dal- kavukluğu yapan değil, yapıtıyla halkın kültür ve beğeni düzeyini yükseltmeyi hedefleyen kişidir... Ersever çetesine avukat bulunaımyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - IHD Genel Başkanı Akın Birdal'a si- lahlı saldın düzenleyenler ile düzenletenleri mahke- mede savünacak avukat bulunamıyor. Saldınyı organize ettik- len gerekçesiyle tutukla- nan uzman ça\aış Cengiz Ersever ile çek-senet tah- silatçısı Semih Tufan Gü- lalta> ın ailelerinin. a\vkai bulmakta zorlandıklan. yükJü paralar önermeleri- ne karşın hiçbir avukatın bu davayı almak istemedi- ği öğrenildi. Ailelerin gö- rüştükleri avukatlann. "çete »ukan" imajı edin- mek ıstemedıkleri için öneriyi reddettikleri belir- tildi. Sanık ailelerinin bir araya gelip ortak hareket etme karan aldıklan kay- dedildi. MHP'li avukatla- rın da. parti hakkında olumsuz bir imaj bırakma- mak için bu tür çete dava- lanna bakmama karan al- dıklan bildirildi. Halen Kastamonu Ce- zaevi'nde tutuklu bulunan sanıkların. en geç bir ay içinde yargıç önüne çıka- nlacağı belirtildi. Alınan bilgiye göre, Ankara DGM Başsavcılı- ğı. sanıklarla ilgili iddi- aname hazırlığına başladı. Sanıklann yargılaması Ankara 2 No'lu DGM'de yapılacak. İddianamede, Ersever ve Gülaltay dahil tüm sanıklar hakkında en az 20 yıla kadar ağır hapis cezası istenecek. Sanıklar hakkında. "Adam öldür- meye tam teşebbüs. siyasi amaçla adam öldürnıeve teşebbüs, teşekkül halinde adam öldürmeye iştiraket- mek. ateşli silahlar >asası- na muhalefet, sahte kimlik kullanmak ve suç işle>enle- ri saklamak" suçlanndan dava açılacak. tddianamenin ay sonu- na doğru bitirileceği belir- tilirken. dava açıldıktan sonra Akın Birdal'ın du- ruşmalarakatılmak istedi- ği öğrenildi. Birdal'ı sa- vunmak için 100'e yakın avukatın vekâletname al- dığı belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear