22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoni HikmetÇe- tinkaya 0 Yazıişleri Müdürü tbrahim Yıldız A Sonımlu Müdür. Fikret Ilkiz • Haber MerkMi Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dı$ Haberfcr Şinasi Danışoğlu # fstıhbarat. Cengiz \ ıldınnı # Ekonomı Mehmet Saraç • Kültür. llandan Şenkökfn • Spor Abdülkadir Yücelman # MAaleltr Sami Karaören 9 Düzeltm.' AbduUah VazKi9 Fotoğraf Erdoğan K&eoğlu • Bılgı-Belge: Edib«Buğra#YunHaberlen Mehmet Kara<; Ya\ın Kumîu ffhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmel Çetinka>a. Şükran Soner. Ergun Balcı. Ibrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Vlustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bul\ an No: 125, Kat:4, Bakanlıldar-AnkaraTel: 4195020(7hat), Faks 4195027 • Izmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2.3 Tel: 4411220, Faks'4419117«Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu,toonüCd 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 363 12 ll.Faks:363 12 15 Müessese Müdüriî Üstün Akmen # Koordınatör Ahmet Korulsın A Muhasebe. Büknt Yeıw»tdare Hüsrvin Gûrer • Işletme Öndcr Çeük • Bılgı- tşlem Nail İnal # Bılgısayar Sıstem. Mûrövet Çikr • Sadş: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetıro Kunılu Başkam - Genel Müdür. Gûlbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman # Genel Mudür Yardımcısı: SodaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 ^ a)jm)a>an \e Basan: Vem (3un Haber Aıamı. Basm ve Yayıncilık A $ Türkocajiı C ad M 41 t jŞaloglu 34334 Isl PK 246 Istanbul Te! (0 212ı 512 0* 05 ıZOhat) |0 212ı 5L! 13HAZIRAN 1998 İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 Öğle: 13.11 İkındi: 17.09 Akşam: 20.44 Yatsı: 22.36 İÜ fletişhn Fakültesi mezuniyet töreni • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Üni\ersitesı (IÜ) İJerişim Fakültesi'nden mezun olan 250 öğrenciye. It Fen Fakültesi Konferans Salonu'nda törenle mezuniyet belgesi verildi. lletışim fakültesinin mayis avı iletişimcileri ödülünü ise kişi dalında TBMM Başkanı Hikmet Çetin. kurum dalında ise "Arena" progranu kazandı. 'Çeşme faciası' film oluyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TRT ile Kültür Bakanlığı, Rusya ve Osmanlı de\ leti arasında 1770 yılında yaşanan ve tarihe "Çeşme faciası" olarak geçen deniz savaşına ilişkin olarak belgesel film çekmeye hazırlanıyor. "Katerina'nın Çeşme'ye Gömülen Düşü" admı taşıyacak program için, Çeşme açıklarında 500 altın ve 800 denizci ile batan Rus amiral gemisi Ye\ stafiy üzerinde çekim yapılacak. Öğretmenlerin sanat şenliği • İstanbul Haber Servisi - Adile Sultan Kasn Öğretmenevi ve Kültür Merkezi tarafmdan düzenlenen geleneksel "lstanbui Öğretmenleri 7. Kültür \e Sanat Şenliği" yann başlıyor. Sahte ilaçlara dikkat • ANKARA(ANKA)- Saglık Bakanlığı denetiminden geçmemiş çok sayıda ruhsatsız ve sahte ilacın piyasada satıldığı bildirildi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Suat Çağlayan, Sağlık Bakanlığı denetiminden gecerek ruhsat verilen ilaçların almması konusunda uyarıda bulundu. Çağlayan, "Halk da ilaç alırken ruhsatlı olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidir" dedi. İnternerte sperm bankası • İSTANBUL (ANKA) - lnternet aracılığıyla yapılan elektronik ticaret gün geçtikçe artıyor. Çocuğu olmayan aileler, artık lnternet aracılığıyla dünyanm çeşıtli sperm bankalanndan sperm satın alabilecekler. Sperm \eya yumurta verici. taşıyıcı anne olmak isteyenlenn resimleri lnternet aracılığıyla çocuksuz ailelere ulaştınlıyor. tnternet aracılığıyla dünyanın çeşitli sperm bankalanndan sperm satın almak isteyenler, Ingiltere Dölütbiüm ve Döllenme Otoritesi tarafmdan. kalitesiz sperm, AIDS. hepatit. frengi hastalığına yakalanmış kişilerden almamalan konusur.da uyanldı. Boğazda kaza • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Boğazı"nda. Çırağan Sarayı'nın önündeki bir dubaya carpan •"Achmornd" adlı 21 metre uzunluğundaki yat. batma tehlikesi geçirdi. Bir bölümü sular altında kalan yat. mürettebatı tarafmdan kıyıya dogru hareket ettırilerek Ziya Kalkavan Denizcilik Mcslek Lisesi'nin önüne bağlandı. Mahalli Çevre Kurulu'nun kapattığı tesisler 'hükümet karanyla' çalışmayı sürdürüyor Boğaçay'ı 'yatağında' boğdular • Antalya'nın doğai güzellikleri arasında ekolojik değeri bulunan Boğaçay. dere yatağındaki kum, çakıl ve taş ocaklan yüzünden bir cehennem görüntüsü içinde. Katliamı yaratan firmalardan Kadıahmetoğulları ise "Bakanlar Kuruiu izniyle" madencilik adı altında doğadaki tahribata devam ediyor. OKTAY EKİNCİ Kısa adı BAÇEP olan Batı Akdeniz Çevre Platformu'nun 30-31 Mayıs 1998 günlerinde An- tarvada düzenlediğı toplantıda gündemdeki so- runlardan biri de Konyaaltının jeolojik yapısı ve su kaynaklanydı. Ayni sorunu geçen ay "yerinde" gördüğümüz zaman doğrusu önce gözlerimize inanamamış, sonra da "yasal belgelerini" inceleyince neye uğ- radığımızı şaşırmıştık. Antalya'nın ünlü kıyı kuşağı Konyaaltı'na da çevre güzelliklerini veren Boğaçay, aslında do- ğal bir "su kaynağT olmasına rağmen bölgede- ki imaryağmasının "kum veçakılkaynağına'"dö- nüşmüş durumda. Daglara taşlara tırmanan ve tanm alanlannı da hızla taşlaştıran apartman ve otel inşaatlanna "beton malzemesi" taşıyan kamyonlar. ırmak bo- yunca tozu dumana katarak adeta terör estiriyor- lar. Aynı güzergâhtaki "altyapısız" yağma site- lerinde oturan kimi yöre sakinleri ise Boğaçay ın yok oluşundan değil, sabahlara dek süren "kam- yon gürültüsünden" şikâyetçiler... Bize rehberlik ederek Boğaçay katliamına ta- Olimpos ve Termessos milli parklanndan Konyaalh kıyılanna uzanan Boğaçay havzasının bu görüntüsü, biratombombasınındeğiL,kum \eçakılocakJannınürünü. (Fotoğraf: OKTAY EKİNCİ) nık olmamızı sağlayan Türki>e Tabiatını Koru- ma Derneği Antalya $ubesi Başkanı HedheGün- düzdiyor ki • **Bu bölge yörenin en önemli su kay- naklan üzerindeolmasına rağmen önce imara açıl- dı. ardından da Konyaaltı Beledi>e$i kurularak arari yağması yerel yönetime bağlandı..." Nıtekim imar talanına bu "güvence" verildik- ten sonra da aynı bölgede "partama"gösteren söz- de ruhsatlı apartmanlara Boğaçay'ın yatağından kum \e çakıl taşınmaya başlandı... Antalya kent merkezinin hemen 10 km. batı- sından denize kavuşan Boğaçay "ın eşsiz doğal gü- zelliklere sahip olan havzası, güneybatıda "Oliın- pos", kuzeydoğuda ise "Termessos" milli park- İanna dek uzanıyor. Çok sayıda endemik bitki tür- lerinin ve zengin bir ağaç dokusunun banndığı havzanın güney kesimlerinde ise narenciye. seb- ze ve meyveyle birlikte süs bitkileri ve değişik çiçekler de yetiştiriliyor... Işte böylesine değerli bir akarsu havzasındaki dere yatağmda, aralannda Antaha Büyükşehir Belediyesi bile bulunan kum ve çakıl ocağı işlet- mecileri, Boğaçay'ın cennet görüntüsünü tam bir "cehenneme" çevirmişler. Bu katliama karşı yükselen çevreci tepkiler üzerine de MahalliÇev- re Kuruiu şu karan almak zorunda kalmış: "De- re yatağı içinde faaliyet gösteren tesislerin ruhsat birim tarihJerinden itibaren kaldırılmasına..." Gelin göriin ki bu tesislerden en "ayncalıkh- sı" olan Kadıahmetoğullan adlı işletme. Enerji Bakanlığı 'na başvurarak bu kez de aynı dere ya- tağı içinde "maden ruhsatı" talebinde bulunuyor. Bakanlar Kuruiu da KadıahmetoğuUarTnın taşocağından çıkardıklan kalkercevherini "Ma- den Yasası" kapsamına alarak, 26.06.1996 tarih ve 96'8339 sayılı kararla bu doğa katliamının devamına onay veriyor... Şimdi Boğaçay'ın altüst edilen yatağı içinde ışte bu ayncalıklı şirket, sözde madencilik adı- na kum ve çakıl alımlanna devam ediyor. Ma- halli Çevre Kurulu'nun kapatma karanna kar^ı bu tür bir "önlem" alamayan diğer işletmeciler ise olanı biteni şaşkınlıkla izliyorlar... Hediye Gündüz, sanki atom bombası düşmüş gibi birgörüntü veren dereyatağına bakarak diyor ki: "Bu hızla giderlerse Boğaçay'ın yaslandığı dağı da bitirecekler. Taş ocagında patlatılan dinamitleryöredeki binalann camlannı çadatıyor, buna rağmen hiçbir giiç böylesi bir vahşt'ti dur- duramı>or.." Evet... Antalya'da tek sorun "betonlaşma" değil. Bu dur durak bilmeyen yapılaşmanın in- şaat malzemesi gereksinmesi de Antalya'yı yiyip bitiriyor. Üstelik, "Bakanlar Kuruiu karanyla." 'Nükleer silahlara hayır' balonu Dünyaca ünlü çe> re örgütü "Greenpeace 1 " (\eşil Banş) üyeleri nükleer silahlan- ma karşırj eylemleri için bu kez Hindistan'daki Tac MahaJ'i seçti. Greenpeace üyeleri. üzerinde nükleer silahlanma karşıtı sloganJann yazılı oiduğu pankartla- nn bulunduğu dünya biçimindeki bir balonu dün Tac Mahalden uçurdu. Gre- enpeace sözcüsü Luisa Colasimone. >aptığı açıklamada. Tac Mahal'den uçuru- lan ve ırnıağın karşısına geçtikten sonra inen balonun etrafının 30 asker tarafin- dan sanldığını, 4 eylemcinin ise gözaltına alındığını belirtti. Colasimone, eylem- cilerin ruhıkJamp futuklanmavacaklannın belli olmadığını kaydetti. Eylemi ya- pan Greenpeace üyelerinden Simon Carroll. İngiltere, Fransa. ABD, Çin ve Rus- ya'ya nükleer silah stoklannı yok etmeleri çağnsında bulundu. (REUTERS) Artışın Çernobil'deki felaketten 5 kat az oiduğu belirtildi Avrupa'da radyasyon uyarısı • Fransa'nın güneyindeki Toulon'da 25 Mayıs-5 Haziran tarihlerinde yapılan ölçümlerde sezyum-137 oranının son dört günde normal seviyenin 2 bin katına çıktığı belirtildi. Fransa Radyoaktif Koruma Enstitüsü halkın her an radyasyona maruz kalabileceğini duyurdu. Alpler'deki ölçümlerde çok olmamakla birlikte artış saptandı. Dünya Sağlık Örgütü soruşturma başlatıyor. PARİS (AFP) - Fransa. ltalya ve lsviçre'de haziran ayı başında yapı- lan ölçümlerde radyasyon oranında yükselme kaydedilmesi üzerine FJün- ya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ulus- İararası bir soruşturma başlatacağı bildirildi. Fransa'nın güneyindeki Toulon'da 25 Mayıs-5 Haziran tarihlerinde ya- pılan ölçümlerde sezyum-137 ora- nının son dört günde normal seviye- nin 2 bin katına çıktığı belirtildi. Fransa'da nükleer istasyonlann ko- runması ve güvenliğinden sorumlu enstitü 1PSN, söz konusu artışın 1986 yılında Çernobil'deki patlamada tes- pit edilen radyasyon oranından sa- dece 5 kat daha az olduğunu açıkla- dı. Fransa Radyoaktif Koruma Ens- titüsü (OPRI) ise Fransız halkınm rad- yasyona maruz kalmasının an me- selesi olduğunu belirtti. Isviçre'de- ki Federal Halk Sağlığı Merkezi ve Italya'daki Avrupa Araştırma Mer- kezi. Alpler'in güneyinde radyas- yon oranında 26 Mayıs-8 Haziran ta- rihlerinde Fransa'dakinden daha az, ancak yine de belirgin bir artış ol- duğunu bildirdi. tsviçreli yetkililer. artışın normal seviyenin 150 katı olduğunu belir- terek bu oranın şimdilik tehlike ya- ratmadığını söylediler. Çek Cum- huriyeti, Bulgaristan. Yunanistan ve Slovakya'da radyasyon oranında sez- yum-137 oranında küçük artışlar oi- duğu kaydedilirken Dünya Sağlık örgütü'ne bağlı GERMON tarafm- dan konuyla ilgili uluslararası bir soruşturma başlatılması için Fran- sa'da bir kriz merkezi kuruldu. Nükleer santralda meydana gelen sızıntının radyasyon oranında artı- şa yol açrığı olastlığına pek ihtimal vermeyen Isviçreli uzmanlann tah- minlerine göre radyasyondaki artı- şa endüstriyel bir yangında sezyumun fınnda kazara yanması neden oldu. Tekrar acıldılar Çevreyi kirleten fabrikalar faaliyette ERDALÖZCAN ÇORLU / KOCAELİ - Çorlu bölgesinde çevreyi kirlettikieri gerekçesiyle 1 Haziran"da kapatılan 19 fab- rika dün yeniden açıldı. Fab- rika sahiplerinin-Çevre Ba- kanlığı'ndan 15 Ağustos'a kadarsüre aldıklan öğrenil- di. lzmit Büyükşehir Bele- diyesi'nce, çevreyi korumak amacıyla yaptınlan "TehB- keli ve Klinik Anklan Yak- ma ve Değerlendirme Tesi- si" iseçevrecilerinbaskıla- n yüzünden faaliyete geçi- rilemiyor. Çorlu, Çerkezköy ve Mu- ratlı'da akarsular ile tanm alanlannı kirlettikieri gerek- çesiyle Çevre Bakanlığf nca 1 Haziran'da kapatılan 19 fabrikaya antma tesislerini yapmalaniçin 15 Ağustos'a kadar süre verildi. Çevre Ba- kanlığı bu karan Tekirdağ Valiligi'ne bildirdi. Fabrika- lar valiliğin kaymakamJıkla- n uyarması üzerine mühür- lerini söktü. Çevre Entegre Projesi kap- samında yapılan ve geçen yıl deneme üretimine baş- İayan lzmit'teki "TehUkeü ve Klinik Aoklan Yakma ve Değerlendirme Tesisi" ise başta uluslarantsı çevre ör- gütü Greenpeace olmak üze- re, kentteki çevreci kuruluş- lann karşı çıkması nedeniy- le tam kapasiteyle çalıştın- lamıyor. Yılda35 bin ton tehlike- li atığı yakarak açığa çıka- cak enerjiyi değerlendire- cek tesisin insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini öne süren çevTeci kuruluşlar, yap- tıklan eylemlerle, tesisin ça- lıştınlmaması için çağnda bulundular. Kocaeli Üniversitesi Çev- re Mühendisliği Bölümü'nce yapılan ölçümlerde, baca- dan çıkan toksin miktannın kabul edilebilirmiktann al- tında olduğunun belirlen- mesine karşın Çevre Bakan- lığı da tesise işletme ruhsa- tı vermedi. Prof. Erditi: Taranoğlu ormanları dağıtıyor Ofman alanmın otopark için devredilmesine tepki İstanbul Haber Servisi - Orman Mühen- dislen Odası Marmara Şube Başkanı Prof. Kadir Erdin. 455 bin metrekarelik orma- nı. açık otopark olarak kullanılmak üzere Uluslararası Nakliyeciler Derneği'ne (LJND) veren Orman Bakanı ErsinTaranoğlu'nukı- nadı. Erdin. İstanbul halkını eylem birliğine çağırdı. Prof. Kadir Erdin yaptığı yazılı açıklama- da: İstanbul Bakkalköy Değirmentepe Orma- m'nda, Orman Bakan- lığı kayıtlanna göre ağaçlandırma alanı ola- rak görünen 255 No'lu bölmenin devir işlemi- nın "jet hızıyla" yapıldığını belirterek işle- min derhal durdurulmasını ıstedi. Prof. Er- din. 10.11.1997 tarihinde başlatılan işle- min 12.11.1997 günübakanoluru ile Ulus- lararası Nakliyeciler Derneği 'ne tahsis edıl- diğini söyledi. Söz konusu alanın "ağaçja- nn kesilmeme koşuluyla* verildiğini belir- • Orman Mühendisleri Odası Marrnara Şube Başkanı Prof. Kadir Erdin, îstanbul Bakkalköy Değirmentepe Ormanı'ndaki devir işleminin derhal durdurulmasuıı istedi. ten Erdin, büyük nakliyat araçları olan TIR'lann park edeceği alandaki ağaçlann kesilmemesinin mümkün olmadığını kay- detti. Erdin. devir işleminin arkasında UND yönetiminde etkin olan Ulusoy Şirketi'nin bulunduğunu da öne sürdü. Aynı alanın daha önce Milli Savunma Bakanlı- ğı'nca istendiğini, ancak verilen olumlu görüşe kar- şın devredilmediğini kay- deden Prof. Erdin şunlan söyledi: "Uzun zamandan beri orman alanlannın kamu yaran gerekçesiyle yasal yollaıia >ok edildiginin en çarpıcı ömeğini oluşturan bu ola> ı şiddetle kınıyor: çevreye duyarlı si- \il toplum örgiitlerini, İstanbul halkını, ko- nuya sahip çıkmaya ve eylem birliğine çağı- nyoruz." Taranoğlu'nun söz konusu karan tek ba- şına verdiğini öne süren Erdin, bakanı ko- nu>n televizyonda tartışmaya davet etti. e-posta: tan (a prizma. net. tr l ^"emleketuı gidişine bakılırsa özel- 1VI leştirmede çok geç kalındı. Hem de yanlış yerden başlandı. önce ha- pishanderi özelleştirmeleri gerekli değil mi? $u Edirne Yanaçık Ceza- evi'nde olup bitenler netden kaynak- landı? Hapishanelerin özelleştirilme- sindeki gecikmeden değil mi? Şimdi vurgun v uranı var. soygun yapanı var, götüreni var. yutanı var. Bunlar sıra- dan adam muamelesi görürse doğru olurmu... Para bol. adam yatsa da iş- leri tıkınnda. şirketleri hanl harıl ça- lışıyor; olsa olsa adı değişik. sorum- luiaryeni. Bu iş gören. işbitiren adam- lan ceza veriyoruz diye memleket ha- pishanelerine neden koyuyorsunuz? Btrakın adamlar işlerini yapsın. siz de alabiliyorsanız \ erginizi alın. Bel- ki verdiğinizkredilerin birbölümünü geri bile alabilirsiniz. Şimdi, hapisha- neler özelleşirse kim nerde yatacak? Gelelim çözüme. Lüks sınıf hapishaneler... u hapishaneler lüks otellerde. ta- til köylerindeaçılabilır. Hertür- lü hizmet ekstra olarak verilmelıdir. Bü- yük para işleri çevirenler buralarda \ atacağı için de bılgisayardı. fakstı. te- lefondu gibi hızmetier elbette olacak- tır. Yardımcıları, sekreterlen elbette buradaçalışacaktır. Eğer böyle özel ha- pishaneler olsaydı özel kişiler Ame- rika'laragitmek zorunda kalırlarmıy- dı? Vatandası memleketi terke zorla- mak iyi bir şey mi? Sonrada beyin gö- MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Hapishaneleri Özelleştirin... çü \ar diye yakınmak neyin nesi olu- yor? Özal döneminin beyin takımını suç işledi diye yargılayıp cezalandır- makhadine\senede.. birdebu seç- kinkişileri memleket hapishanelerin- de yatırmak yakışık alıyor mu? Lüks bir hapishane olsaydı bu kişiler mem- leket havasını teneftüs ediyor olacak- lardı. Böyle böyle ülkenin büyük adam- lannı kaçınyoruz. Bu muhterem zevata parasız pulsuz kişiler gibi da\ - ranmak \ icdanları sızlatmıyor mu? Selim Edes'in. AyşegülTecimerin te- ievizyondaki mahzun görüntülen dik- katinizi cekmiyor mu? Nasıl da vatan hasretiyle yanıp tutuştuklan görmez- den mi geliniyor. Daha bu kişiler gi- bi kimler var ki memlekette hapisha- neler özelleştirilip lüks sınıf olsa ken- diliklerinden teslim olacaklar. Hadi utanmayın da hapishaneleri özelleşti- rin. Biz nasıl olsa sizlere alıştık. Turistik hapishaneler açılmalı... T üks hapishanelerin bir altı da tu- LJ ristik hapishaneler olmalıdır. Bu hapishaneler içerde yatmaktan sıkı- lanlar için daha iyi olacaktır. Adam bir suç işledi diye. hatta iki üç suç işledi dive vıllarca neden vatsın efendim. Hadi, düşünce suçu olsa neyse, o yat- sın dursun ama.. düşünceyle uzaktan yakından ilişkisi olmamış, kafası kı- zıp birkaç kişiyi öldürüvermiş birisi de neden oralarda çürüsün? Hem böy- leleri sıkıntılı olur. uzun zaman kapa- lı yerde kalamazlar. Bak, Edirne'de durduk yerde olay çıkıv erdi. Adamlar sıkılmış, otelde kalıyorlar.. ama iste- dikleri şarkı söylenmiyor ya da şam- panyalan kabul edilmiyor.. oldumuya. Muazzez Ersoy Hanımefendi sanat müziğini güzel söyiüyorama, insan psi- kolojisinden pek anlamıyor oltnalı ki bu koçlan kızdınnış. Oysa, bu gibi vatandaşlanmız "turistik hapisnane- kr^de yatmalı... Elbette "yatmalı" sözü lafin gelişi, yahnak isterse yat- malı. lstemezse istediği yerde gezme- li. lyisi, turistik hapishaneleri birzin- cir yapmalı... Isteyen Antalya tarafin- da. isteyen Bodrum'da, isteyen Mon- te-Karlo'da ya da Mayorka adasında yatmalı. Maldiv adalanna kadar yolu var. Adamı yatınp da ne olacak? Tu- ristik hapishanelerden büyük gelir de kazanılır. Bu da vatandaşa yol. su. köprü. okul olarak geri döner. Biraz geniş düşünün, karmnız geniş olsun, cebiniz parayla dolsun. Memleket hapishaneleri ne olacak?.. Merak etmeyin, oralan da boş kal- maz. Suç işleyen fakir fukara gene oralarda kalır. Sonra, bizim mem- lekette düşünce suçlulan hiç eksik ol- maz ki.. onlara da böyle memleket hapishaneleri gerekir. Zira düşünen- lerde pek para pul olmaz. Aynca, iş bulamayan, işsiz kalan, emekli olup da aldığı para hiçbir şeye yaramayan insanlara "gönüllü olarak hapis yat- mak" hakkı verilmelı. Artık hiçbir evin kirasını ödeyemeyen, aldığı pa- ra çarşı pazara yetmeyen insanlann böyle bir hakka kesin gereksinmesi var. Böyle vatandaşlanmıza sosyal yar- dım faslından böyle bir hak tanınırsa. devlerimizin sosyal politikası da iyi- leşririlmiş olur. Durumu dışarda ya- şamayaelverişli olmayanlara "gönül- lü olarak hapiste yatma hakkı" veril- meli. Bu hakkı kullananlar için de memleket hapishanelerinin kapılan açılmalı, sonra da üstlerinden kapan- malı. Zaten o vatandaşlarımızın dı- şardaki hayatlan da hapisten farksız oiduğu için onlann hesabına bir şey değişmeyecektir.. ama bizim Avrupa Topluluğu'na girme şansımız artabilir. Sövlemesi bizden...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear