Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya\ın Yönetmenı Orhan Erinç
• Genel Yayın Koordınatoni HikmetÇe-
tinkaya 0 Yazıişleri Müdürü tbrahim
Yıldız A Sonımlu Müdür. Fikret Ilkiz
• Haber MerkMi Müdürü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dı$ Haberfcr Şinasi Danışoğlu # fstıhbarat. Cengiz
\ ıldınnı # Ekonomı Mehmet Saraç • Kültür.
llandan Şenkökfn • Spor Abdülkadir Yücelman
# MAaleltr Sami Karaören 9 Düzeltm.' AbduUah
VazKi9 Fotoğraf Erdoğan K&eoğlu • Bılgı-Belge:
Edib«Buğra#YunHaberlen Mehmet Kara<;
Ya\ın Kumîu ffhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke. Hikmel Çetinka>a.
Şükran Soner. Ergun Balcı.
Ibrahim Yıldız. Orhan Bursalı,
Vlustafa Balbav. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bul\ an No:
125, Kat:4, Bakanlıldar-AnkaraTel: 4195020(7hat), Faks
4195027 • Izmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya
Blv. 1352 S. 2.3 Tel: 4411220, Faks'4419117«Adana
Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu,toonüCd 119 S. No: 1 Kat: 1.
Tel: 363 12 ll.Faks:363 12 15
Müessese Müdüriî Üstün Akmen #
Koordınatör Ahmet Korulsın A
Muhasebe. Büknt Yeıw»tdare Hüsrvin
Gûrer • Işletme Öndcr Çeük • Bılgı-
tşlem Nail İnal # Bılgısayar Sıstem.
Mûrövet Çikr • Sadş: Fazilet Kuza
MEDYA C: • Yönetıro Kunılu
Başkam - Genel Müdür. Gûlbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman # Genel Mudür Yardımcısı:
SodaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
^ a)jm)a>an \e Basan: Vem (3un Haber Aıamı. Basm ve Yayıncilık A $
Türkocajiı C ad M 41 t jŞaloglu 34334 Isl PK 246 Istanbul Te! (0 212ı 512 0* 05 ıZOhat) |0 212ı 5L! 13HAZIRAN 1998 İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 Öğle: 13.11 İkındi: 17.09 Akşam: 20.44 Yatsı: 22.36
İÜ fletişhn
Fakültesi
mezuniyet töreni
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul Üni\ersitesı (IÜ)
İJerişim Fakültesi'nden
mezun olan 250 öğrenciye.
It Fen Fakültesi Konferans
Salonu'nda törenle
mezuniyet belgesi verildi.
lletışim fakültesinin mayis
avı iletişimcileri ödülünü ise
kişi dalında TBMM Başkanı
Hikmet Çetin. kurum dalında
ise "Arena" progranu
kazandı.
'Çeşme faciası'
film oluyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TRT ile Kültür
Bakanlığı, Rusya ve Osmanlı
de\ leti arasında 1770 yılında
yaşanan ve tarihe "Çeşme
faciası" olarak geçen deniz
savaşına ilişkin olarak
belgesel film çekmeye
hazırlanıyor. "Katerina'nın
Çeşme'ye Gömülen Düşü"
admı taşıyacak program için,
Çeşme açıklarında 500 altın
ve 800 denizci ile batan Rus
amiral gemisi Ye\ stafiy
üzerinde çekim yapılacak.
Öğretmenlerin
sanat şenliği
• İstanbul Haber Servisi -
Adile Sultan Kasn
Öğretmenevi ve Kültür
Merkezi tarafmdan
düzenlenen geleneksel
"lstanbui Öğretmenleri 7.
Kültür \e Sanat Şenliği"
yann başlıyor.
Sahte ilaçlara
dikkat
• ANKARA(ANKA)-
Saglık Bakanlığı
denetiminden geçmemiş çok
sayıda ruhsatsız ve sahte
ilacın piyasada satıldığı
bildirildi. Sağlık Bakanlığı
Temel Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürü Suat
Çağlayan, Sağlık Bakanlığı
denetiminden gecerek ruhsat
verilen ilaçların almması
konusunda uyarıda bulundu.
Çağlayan, "Halk da ilaç
alırken ruhsatlı olup
olmadığını mutlaka kontrol
etmelidir" dedi.
İnternerte
sperm bankası
• İSTANBUL (ANKA) -
lnternet aracılığıyla yapılan
elektronik ticaret gün
geçtikçe artıyor. Çocuğu
olmayan aileler, artık
lnternet aracılığıyla
dünyanm çeşıtli sperm
bankalanndan sperm satın
alabilecekler. Sperm \eya
yumurta verici. taşıyıcı anne
olmak isteyenlenn resimleri
lnternet aracılığıyla
çocuksuz ailelere
ulaştınlıyor. tnternet
aracılığıyla dünyanın çeşitli
sperm bankalanndan sperm
satın almak isteyenler,
Ingiltere Dölütbiüm ve
Döllenme Otoritesi
tarafmdan. kalitesiz sperm,
AIDS. hepatit. frengi
hastalığına yakalanmış
kişilerden almamalan
konusur.da uyanldı.
Boğazda kaza
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Boğazı"nda. Çırağan
Sarayı'nın önündeki bir
dubaya carpan •"Achmornd"
adlı 21 metre uzunluğundaki
yat. batma tehlikesi geçirdi.
Bir bölümü sular altında
kalan yat. mürettebatı
tarafmdan kıyıya dogru
hareket ettırilerek Ziya
Kalkavan Denizcilik Mcslek
Lisesi'nin önüne bağlandı.
Mahalli Çevre Kurulu'nun kapattığı tesisler 'hükümet karanyla' çalışmayı sürdürüyor
Boğaçay'ı 'yatağında' boğdular
• Antalya'nın doğai güzellikleri arasında
ekolojik değeri bulunan Boğaçay. dere
yatağındaki kum, çakıl ve taş ocaklan
yüzünden bir cehennem görüntüsü içinde.
Katliamı yaratan firmalardan
Kadıahmetoğulları ise "Bakanlar Kuruiu
izniyle" madencilik adı altında doğadaki
tahribata devam ediyor.
OKTAY EKİNCİ
Kısa adı BAÇEP olan Batı Akdeniz Çevre
Platformu'nun 30-31 Mayıs 1998 günlerinde An-
tarvada düzenlediğı toplantıda gündemdeki so-
runlardan biri de Konyaaltının jeolojik yapısı ve
su kaynaklanydı.
Ayni sorunu geçen ay "yerinde" gördüğümüz
zaman doğrusu önce gözlerimize inanamamış,
sonra da "yasal belgelerini" inceleyince neye uğ-
radığımızı şaşırmıştık.
Antalya'nın ünlü kıyı kuşağı Konyaaltı'na da
çevre güzelliklerini veren Boğaçay, aslında do-
ğal bir "su kaynağT olmasına rağmen bölgede-
ki imaryağmasının "kum veçakılkaynağına'"dö-
nüşmüş durumda.
Daglara taşlara tırmanan ve tanm alanlannı da
hızla taşlaştıran apartman ve otel inşaatlanna
"beton malzemesi" taşıyan kamyonlar. ırmak bo-
yunca tozu dumana katarak adeta terör estiriyor-
lar. Aynı güzergâhtaki "altyapısız" yağma site-
lerinde oturan kimi yöre sakinleri ise Boğaçay ın
yok oluşundan değil, sabahlara dek süren "kam-
yon gürültüsünden" şikâyetçiler...
Bize rehberlik ederek Boğaçay katliamına ta-
Olimpos ve Termessos milli parklanndan Konyaalh kıyılanna uzanan Boğaçay havzasının bu
görüntüsü, biratombombasınındeğiL,kum \eçakılocakJannınürünü. (Fotoğraf: OKTAY EKİNCİ)
nık olmamızı sağlayan Türki>e Tabiatını Koru-
ma Derneği Antalya $ubesi Başkanı HedheGün-
düzdiyor ki • **Bu bölge yörenin en önemli su kay-
naklan üzerindeolmasına rağmen önce imara açıl-
dı. ardından da Konyaaltı Beledi>e$i kurularak
arari yağması yerel yönetime bağlandı..."
Nıtekim imar talanına bu "güvence" verildik-
ten sonra da aynı bölgede "partama"gösteren söz-
de ruhsatlı apartmanlara Boğaçay'ın yatağından
kum \e çakıl taşınmaya başlandı...
Antalya kent merkezinin hemen 10 km. batı-
sından denize kavuşan Boğaçay "ın eşsiz doğal gü-
zelliklere sahip olan havzası, güneybatıda "Oliın-
pos", kuzeydoğuda ise "Termessos" milli park-
İanna dek uzanıyor. Çok sayıda endemik bitki tür-
lerinin ve zengin bir ağaç dokusunun banndığı
havzanın güney kesimlerinde ise narenciye. seb-
ze ve meyveyle birlikte süs bitkileri ve değişik
çiçekler de yetiştiriliyor...
Işte böylesine değerli bir akarsu havzasındaki
dere yatağmda, aralannda Antaha Büyükşehir
Belediyesi bile bulunan kum ve çakıl ocağı işlet-
mecileri, Boğaçay'ın cennet görüntüsünü tam
bir "cehenneme" çevirmişler. Bu katliama karşı
yükselen çevreci tepkiler üzerine de MahalliÇev-
re Kuruiu şu karan almak zorunda kalmış: "De-
re yatağı içinde faaliyet gösteren tesislerin ruhsat
birim tarihJerinden itibaren kaldırılmasına..."
Gelin göriin ki bu tesislerden en "ayncalıkh-
sı" olan Kadıahmetoğullan adlı işletme. Enerji
Bakanlığı 'na başvurarak bu kez de aynı dere ya-
tağı içinde "maden ruhsatı" talebinde bulunuyor.
Bakanlar Kuruiu da KadıahmetoğuUarTnın
taşocağından çıkardıklan kalkercevherini "Ma-
den Yasası" kapsamına alarak, 26.06.1996 tarih
ve 96'8339 sayılı kararla bu doğa katliamının
devamına onay veriyor...
Şimdi Boğaçay'ın altüst edilen yatağı içinde
ışte bu ayncalıklı şirket, sözde madencilik adı-
na kum ve çakıl alımlanna devam ediyor. Ma-
halli Çevre Kurulu'nun kapatma karanna kar^ı
bu tür bir "önlem" alamayan diğer işletmeciler
ise olanı biteni şaşkınlıkla izliyorlar...
Hediye Gündüz, sanki atom bombası düşmüş
gibi birgörüntü veren dereyatağına bakarak diyor
ki: "Bu hızla giderlerse Boğaçay'ın yaslandığı
dağı da bitirecekler. Taş ocagında patlatılan
dinamitleryöredeki binalann camlannı çadatıyor,
buna rağmen hiçbir giiç böylesi bir vahşt'ti dur-
duramı>or.."
Evet... Antalya'da tek sorun "betonlaşma"
değil. Bu dur durak bilmeyen yapılaşmanın in-
şaat malzemesi gereksinmesi de Antalya'yı yiyip
bitiriyor. Üstelik, "Bakanlar Kuruiu karanyla."
'Nükleer silahlara hayır' balonu
Dünyaca ünlü çe> re örgütü "Greenpeace
1
" (\eşil Banş) üyeleri nükleer silahlan-
ma karşırj eylemleri için bu kez Hindistan'daki Tac MahaJ'i seçti. Greenpeace
üyeleri. üzerinde nükleer silahlanma karşıtı sloganJann yazılı oiduğu pankartla-
nn bulunduğu dünya biçimindeki bir balonu dün Tac Mahalden uçurdu. Gre-
enpeace sözcüsü Luisa Colasimone. >aptığı açıklamada. Tac Mahal'den uçuru-
lan ve ırnıağın karşısına geçtikten sonra inen balonun etrafının 30 asker tarafin-
dan sanldığını, 4 eylemcinin ise gözaltına alındığını belirtti. Colasimone, eylem-
cilerin ruhıkJamp futuklanmavacaklannın belli olmadığını kaydetti. Eylemi ya-
pan Greenpeace üyelerinden Simon Carroll. İngiltere, Fransa. ABD, Çin ve Rus-
ya'ya nükleer silah stoklannı yok etmeleri çağnsında bulundu. (REUTERS)
Artışın Çernobil'deki felaketten 5 kat az oiduğu belirtildi
Avrupa'da radyasyon uyarısı
• Fransa'nın güneyindeki Toulon'da 25 Mayıs-5 Haziran
tarihlerinde yapılan ölçümlerde sezyum-137 oranının son dört günde
normal seviyenin 2 bin katına çıktığı belirtildi. Fransa Radyoaktif
Koruma Enstitüsü halkın her an radyasyona maruz kalabileceğini
duyurdu. Alpler'deki ölçümlerde çok olmamakla birlikte artış
saptandı. Dünya Sağlık Örgütü soruşturma başlatıyor.
PARİS (AFP) - Fransa. ltalya ve
lsviçre'de haziran ayı başında yapı-
lan ölçümlerde radyasyon oranında
yükselme kaydedilmesi üzerine FJün-
ya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ulus-
İararası bir soruşturma başlatacağı
bildirildi.
Fransa'nın güneyindeki Toulon'da
25 Mayıs-5 Haziran tarihlerinde ya-
pılan ölçümlerde sezyum-137 ora-
nının son dört günde normal seviye-
nin 2 bin katına çıktığı belirtildi.
Fransa'da nükleer istasyonlann ko-
runması ve güvenliğinden sorumlu
enstitü 1PSN, söz konusu artışın 1986
yılında Çernobil'deki patlamada tes-
pit edilen radyasyon oranından sa-
dece 5 kat daha az olduğunu açıkla-
dı.
Fransa Radyoaktif Koruma Ens-
titüsü (OPRI) ise Fransız halkınm rad-
yasyona maruz kalmasının an me-
selesi olduğunu belirtti. Isviçre'de-
ki Federal Halk Sağlığı Merkezi ve
Italya'daki Avrupa Araştırma Mer-
kezi. Alpler'in güneyinde radyas-
yon oranında 26 Mayıs-8 Haziran ta-
rihlerinde Fransa'dakinden daha az,
ancak yine de belirgin bir artış ol-
duğunu bildirdi.
tsviçreli yetkililer. artışın normal
seviyenin 150 katı olduğunu belir-
terek bu oranın şimdilik tehlike ya-
ratmadığını söylediler. Çek Cum-
huriyeti, Bulgaristan. Yunanistan ve
Slovakya'da radyasyon oranında sez-
yum-137 oranında küçük artışlar oi-
duğu kaydedilirken Dünya Sağlık
örgütü'ne bağlı GERMON tarafm-
dan konuyla ilgili uluslararası bir
soruşturma başlatılması için Fran-
sa'da bir kriz merkezi kuruldu.
Nükleer santralda meydana gelen
sızıntının radyasyon oranında artı-
şa yol açrığı olastlığına pek ihtimal
vermeyen Isviçreli uzmanlann tah-
minlerine göre radyasyondaki artı-
şa endüstriyel bir yangında sezyumun
fınnda kazara yanması neden oldu.
Tekrar acıldılar
Çevreyi
kirleten
fabrikalar
faaliyette
ERDALÖZCAN
ÇORLU / KOCAELİ -
Çorlu bölgesinde çevreyi
kirlettikieri gerekçesiyle 1
Haziran"da kapatılan 19 fab-
rika dün yeniden açıldı. Fab-
rika sahiplerinin-Çevre Ba-
kanlığı'ndan 15 Ağustos'a
kadarsüre aldıklan öğrenil-
di. lzmit Büyükşehir Bele-
diyesi'nce, çevreyi korumak
amacıyla yaptınlan "TehB-
keli ve Klinik Anklan Yak-
ma ve Değerlendirme Tesi-
si" iseçevrecilerinbaskıla-
n yüzünden faaliyete geçi-
rilemiyor.
Çorlu, Çerkezköy ve Mu-
ratlı'da akarsular ile tanm
alanlannı kirlettikieri gerek-
çesiyle Çevre Bakanlığf nca
1 Haziran'da kapatılan 19
fabrikaya antma tesislerini
yapmalaniçin 15 Ağustos'a
kadar süre verildi. Çevre Ba-
kanlığı bu karan Tekirdağ
Valiligi'ne bildirdi. Fabrika-
lar valiliğin kaymakamJıkla-
n uyarması üzerine mühür-
lerini söktü.
Çevre Entegre Projesi kap-
samında yapılan ve geçen
yıl deneme üretimine baş-
İayan lzmit'teki "TehUkeü
ve Klinik Aoklan Yakma ve
Değerlendirme Tesisi" ise
başta uluslarantsı çevre ör-
gütü Greenpeace olmak üze-
re, kentteki çevreci kuruluş-
lann karşı çıkması nedeniy-
le tam kapasiteyle çalıştın-
lamıyor.
Yılda35 bin ton tehlike-
li atığı yakarak açığa çıka-
cak enerjiyi değerlendire-
cek tesisin insan sağlığını
olumsuz etkileyeceğini öne
süren çevTeci kuruluşlar, yap-
tıklan eylemlerle, tesisin ça-
lıştınlmaması için çağnda
bulundular.
Kocaeli Üniversitesi Çev-
re Mühendisliği Bölümü'nce
yapılan ölçümlerde, baca-
dan çıkan toksin miktannın
kabul edilebilirmiktann al-
tında olduğunun belirlen-
mesine karşın Çevre Bakan-
lığı da tesise işletme ruhsa-
tı vermedi.
Prof. Erditi: Taranoğlu ormanları dağıtıyor
Ofman alanmın otopark
için devredilmesine tepki
İstanbul Haber Servisi - Orman Mühen-
dislen Odası Marmara Şube Başkanı Prof.
Kadir Erdin. 455 bin metrekarelik orma-
nı. açık otopark olarak kullanılmak üzere
Uluslararası Nakliyeciler Derneği'ne (LJND)
veren Orman Bakanı ErsinTaranoğlu'nukı-
nadı. Erdin. İstanbul
halkını eylem birliğine
çağırdı.
Prof. Kadir Erdin
yaptığı yazılı açıklama-
da: İstanbul Bakkalköy
Değirmentepe Orma-
m'nda, Orman Bakan-
lığı kayıtlanna göre
ağaçlandırma alanı ola-
rak görünen 255 No'lu
bölmenin devir işlemi-
nın "jet hızıyla" yapıldığını belirterek işle-
min derhal durdurulmasını ıstedi. Prof. Er-
din. 10.11.1997 tarihinde başlatılan işle-
min 12.11.1997 günübakanoluru ile Ulus-
lararası Nakliyeciler Derneği 'ne tahsis edıl-
diğini söyledi. Söz konusu alanın "ağaçja-
nn kesilmeme koşuluyla* verildiğini belir-
• Orman Mühendisleri
Odası Marrnara Şube
Başkanı Prof. Kadir Erdin,
îstanbul Bakkalköy
Değirmentepe
Ormanı'ndaki devir
işleminin derhal
durdurulmasuıı istedi.
ten Erdin, büyük nakliyat araçları olan
TIR'lann park edeceği alandaki ağaçlann
kesilmemesinin mümkün olmadığını kay-
detti. Erdin. devir işleminin arkasında UND
yönetiminde etkin olan Ulusoy Şirketi'nin
bulunduğunu da öne sürdü.
Aynı alanın daha önce
Milli Savunma Bakanlı-
ğı'nca istendiğini, ancak
verilen olumlu görüşe kar-
şın devredilmediğini kay-
deden Prof. Erdin şunlan
söyledi:
"Uzun zamandan beri
orman alanlannın kamu
yaran gerekçesiyle yasal
yollaıia >ok edildiginin en
çarpıcı ömeğini oluşturan
bu ola> ı şiddetle kınıyor: çevreye duyarlı si-
\il toplum örgiitlerini, İstanbul halkını, ko-
nuya sahip çıkmaya ve eylem birliğine çağı-
nyoruz."
Taranoğlu'nun söz konusu karan tek ba-
şına verdiğini öne süren Erdin, bakanı ko-
nu>n televizyonda tartışmaya davet etti.
e-posta: tan (a prizma. net. tr
l ^"emleketuı gidişine bakılırsa özel-
1VI leştirmede çok geç kalındı. Hem
de yanlış yerden başlandı. önce ha-
pishanderi özelleştirmeleri gerekli
değil mi? $u Edirne Yanaçık Ceza-
evi'nde olup bitenler netden kaynak-
landı? Hapishanelerin özelleştirilme-
sindeki gecikmeden değil mi? Şimdi
vurgun v uranı var. soygun yapanı var,
götüreni var. yutanı var. Bunlar sıra-
dan adam muamelesi görürse doğru
olurmu... Para bol. adam yatsa da iş-
leri tıkınnda. şirketleri hanl harıl ça-
lışıyor; olsa olsa adı değişik. sorum-
luiaryeni. Bu iş gören. işbitiren adam-
lan ceza veriyoruz diye memleket ha-
pishanelerine neden koyuyorsunuz?
Btrakın adamlar işlerini yapsın. siz
de alabiliyorsanız \ erginizi alın. Bel-
ki verdiğinizkredilerin birbölümünü
geri bile alabilirsiniz. Şimdi, hapisha-
neler özelleşirse kim nerde yatacak?
Gelelim çözüme.
Lüks sınıf hapishaneler...
u hapishaneler lüks otellerde. ta-
til köylerindeaçılabilır. Hertür-
lü hizmet ekstra olarak verilmelıdir. Bü-
yük para işleri çevirenler buralarda
\ atacağı için de bılgisayardı. fakstı. te-
lefondu gibi hızmetier elbette olacak-
tır. Yardımcıları, sekreterlen elbette
buradaçalışacaktır. Eğer böyle özel ha-
pishaneler olsaydı özel kişiler Ame-
rika'laragitmek zorunda kalırlarmıy-
dı? Vatandası memleketi terke zorla-
mak iyi bir şey mi? Sonrada beyin gö-
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Hapishaneleri Özelleştirin...
çü \ar diye yakınmak neyin nesi olu-
yor? Özal döneminin beyin takımını
suç işledi diye yargılayıp cezalandır-
makhadine\senede.. birdebu seç-
kinkişileri memleket hapishanelerin-
de yatırmak yakışık alıyor mu? Lüks
bir hapishane olsaydı bu kişiler mem-
leket havasını teneftüs ediyor olacak-
lardı.
Böyle böyle ülkenin büyük adam-
lannı kaçınyoruz. Bu muhterem
zevata parasız pulsuz kişiler gibi da\ -
ranmak \ icdanları sızlatmıyor mu?
Selim Edes'in. AyşegülTecimerin te-
ievizyondaki mahzun görüntülen dik-
katinizi cekmiyor mu? Nasıl da vatan
hasretiyle yanıp tutuştuklan görmez-
den mi geliniyor. Daha bu kişiler gi-
bi kimler var ki memlekette hapisha-
neler özelleştirilip lüks sınıf olsa ken-
diliklerinden teslim olacaklar. Hadi
utanmayın da hapishaneleri özelleşti-
rin. Biz nasıl olsa sizlere alıştık.
Turistik hapishaneler
açılmalı...
T üks hapishanelerin bir altı da tu-
LJ ristik hapishaneler olmalıdır. Bu
hapishaneler içerde yatmaktan sıkı-
lanlar için daha iyi olacaktır. Adam bir
suç işledi diye. hatta iki üç suç işledi
dive vıllarca neden vatsın efendim.
Hadi, düşünce suçu olsa neyse, o yat-
sın dursun ama.. düşünceyle uzaktan
yakından ilişkisi olmamış, kafası kı-
zıp birkaç kişiyi öldürüvermiş birisi
de neden oralarda çürüsün? Hem böy-
leleri sıkıntılı olur. uzun zaman kapa-
lı yerde kalamazlar. Bak, Edirne'de
durduk yerde olay çıkıv erdi. Adamlar
sıkılmış, otelde kalıyorlar.. ama iste-
dikleri şarkı söylenmiyor ya da şam-
panyalan kabul edilmiyor.. oldumuya.
Muazzez Ersoy Hanımefendi sanat
müziğini güzel söyiüyorama, insan psi-
kolojisinden pek anlamıyor oltnalı ki
bu koçlan kızdınnış. Oysa, bu gibi
vatandaşlanmız "turistik hapisnane-
kr^de yatmalı... Elbette "yatmalı"
sözü lafin gelişi, yahnak isterse yat-
malı. lstemezse istediği yerde gezme-
li. lyisi, turistik hapishaneleri birzin-
cir yapmalı... Isteyen Antalya tarafin-
da. isteyen Bodrum'da, isteyen Mon-
te-Karlo'da ya da Mayorka adasında
yatmalı. Maldiv adalanna kadar yolu
var. Adamı yatınp da ne olacak? Tu-
ristik hapishanelerden büyük gelir de
kazanılır. Bu da vatandaşa yol. su.
köprü. okul olarak geri döner. Biraz
geniş düşünün, karmnız geniş olsun,
cebiniz parayla dolsun.
Memleket hapishaneleri
ne olacak?..
Merak etmeyin, oralan da boş kal-
maz. Suç işleyen fakir fukara
gene oralarda kalır. Sonra, bizim mem-
lekette düşünce suçlulan hiç eksik ol-
maz ki.. onlara da böyle memleket
hapishaneleri gerekir. Zira düşünen-
lerde pek para pul olmaz. Aynca, iş
bulamayan, işsiz kalan, emekli olup
da aldığı para hiçbir şeye yaramayan
insanlara "gönüllü olarak hapis yat-
mak" hakkı verilmelı. Artık hiçbir
evin kirasını ödeyemeyen, aldığı pa-
ra çarşı pazara yetmeyen insanlann
böyle bir hakka kesin gereksinmesi var.
Böyle vatandaşlanmıza sosyal yar-
dım faslından böyle bir hak tanınırsa.
devlerimizin sosyal politikası da iyi-
leşririlmiş olur. Durumu dışarda ya-
şamayaelverişli olmayanlara "gönül-
lü olarak hapiste yatma hakkı" veril-
meli. Bu hakkı kullananlar için de
memleket hapishanelerinin kapılan
açılmalı, sonra da üstlerinden kapan-
malı. Zaten o vatandaşlarımızın dı-
şardaki hayatlan da hapisten farksız
oiduğu için onlann hesabına bir şey
değişmeyecektir.. ama bizim Avrupa
Topluluğu'na girme şansımız artabilir.
Sövlemesi bizden...