22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Bir Geziden Gözlemler ve Biz Prof. Dr. KEMAL ONEJV B ır sure once Orta Ame- nka nın bazı ulkelennı de kapsay an bır gezı y ap- tık bazı dostlarla Buyuk bolumu bır transatlan- tıkte ve Karaıb Denızı ıle Meksıka kıyılannda geçen bu gezı Forto Riko nun San Juan şehnnden (lı- man) başlayarak KaraıblerDenızrnde- kı çeşıtlı adalar St Thomas Curaçao (VVıllemstad) Caldera (Costa Rica) \e Panama Kanalı geçılerek 4kapulko \e Mexıco Cıty ye ulaştı Karaıb Denızı adalannın çoğu 1493'lerde bulunmu:? Gorduğumuz\erlerı coğrafvasi doğa- sı yanında. ınsanları sosyal-kulrurel va- pı \e karakterıstıklen ıle de olabıldı- ğınce gozlemeye \e duşunmeye çalış- tım Bu ulkelerın yerlı ınsanlan ıle 500 yılı aşkın bır Miredır çoğu ^vrupalı ıs- tılacı-somurgecılerın bır muhassalası gıbı gorunen \egeiışme surecınde bu- lunan bu toplumlar ve ulkelerde de obur benzerlen gıbı modernleşme-çağda^- laşma volunda Batı nın teknolojısı \e kulturel değerlen ıle >erlı (otokton) kul- tur \e davranışın bır arada bulunduğu \e etkıleşım ıçındc olduğu gozlenıyor Ancak toplumdakı den n ve keskı n eko- nomık duzey farklılıklan gozden kaç- mıvor Aşın varlıklı kesım gokdelen- leşme \e de şehırleşme vanında yok- sulluk ve sıkıntının tum gostergelen ve de voğun gecekondulaşma yan yana Porto Rıko'nun Ispanvol ıstılası do- nemındengelengorkemlı ve475 yıliık San Estobal kale-şehrınde(eskı San Ju- an) lspanvolların. Akdenız uygarlığı- nın havası ve bır olçude ruhu fark edı- lıvor Bu Avrupalılaşmayı gozlerken Pablo Casal gıbı unlu bır ressamın Por- to Rıko'lu oldugunu oğrenıvorsunuz \ ıne bugunlerın unlu şarkıcısı Rkky Martinakla gelıyor 4rtık bır Batı Av- rupa şehnnden farksız yaşam bıçımı yerleşmış Gerçı Batı dunvasına geçış kolav olmamış ama herşeyın her venı- lık v a da değışımın bır bedelı olacaktır eğerdurağan. kapalı. dogmatık toplum duzenınden çıkmak veyenı bırsenteze ulaşmak v e de dunvay a açılmak ınsanı- kulturel ıletışıme gırmek ıstenırse Yoksa hep somurge ya da hep bağımlı kalırsınız Porto Rıko nun Taıno yerlı- len bu uy uma yonelmışler Me\ıco Cıty'de gorduğumuz eskı Az- tek ve Maya uygarlıklan Mezo-Ame- nkankulturyapıtları kalıntılan vebun- lararasında en az Mısır'dakıler kadargor- kemlı Pıramıt'ler vaklaşık 2000yılon- cekı vaşam v e nativ toplum uzennde du- şunmeve voneltıvormsanı Değışımsu- recını çok ı>ı değerlendırmışler 19 yuzvılın ortalannda sekulerana- yasnyı Vleıica'va kazandıran devrımcı yerlı lıderdır Juarez. Yakla^ık400vıl on- ce unıversıtey ı ve 100 vıl once de ope- ralannı, guzel sanatlar sarav lannı kur- muşlar ve de Octavia Paz gıbı bır No- belodulluyazaraulaşabılmışler Avru- palılarla gelen yem-dın de (Hınstıyan- lık) gırmış \ e ozetle tanh sahnesınde ye- nıden belırmışler Batı Avrupa'nın bır- çokdeğerlennı Rasvonalizmiveolduk- ça dmdarolan bu toplum sıyasal \ aşam- da laikliği benimsemiş. Bu gelışmeler ıster ıstemez bazı çağnşımlar ve soru- lara neden oluyor 1000 v ıldan ben yan vana \ e 600 yı- la yakın süredır de içinde vaşadığımız Batı ıle neden beklenen v a da olması ge- reken olçude etkıleşım ve uzlaşma ol- madı bızım toplumumuzda' Juarez do- nemı ıle bızdekı Tanzımat oldukça hem- zaman Ç ok daha sonra Ataturk'lebaş- latılan buy uk ve gerçek dev rimlere, uv- gariaşma gınşimi ve de performansına karşın dogmatızm. kalıplaşmış saplan tılar ve etkenlerı bugunlerde de çeşıtlı toplum sektorlerınde ve de sıyasette gozlemenın sikıntı \e olumsuzluklan- nı neden atamadık' Hâlâ "bilim ve ak- la" yonelnıe ile ondan "kaçma"nın SH kıntı ve de tartışnıası içinde bulunuvo- ruz. Hâlâ pozıtıf hukuk yenne "mahke- me-i kubra'dan soz eden, Dıyanet ışle- n uzmanlan(') topiuma hâlâ "bugun- kü bilim. fizik. kimya. bioloji Kuran'da var" şeklınde soze gınşıyorlarsa hem hazın ve de korkunç olan budur " Bu duygu ve duşunceler içinde belı- ren sikıntım. buyuk gemıde laıkCum- hunyetımızın aydınJık kafalı ınsanları- nın enternasy onal ortamda her duzey- de gorev aldıklarını uygar davranışla- rı ıle ılgı vesevgıodağı olduklannı gor- mekle azalıyor Bu kadarcık mı Havır' Gemının buvuk toplantı salonunda her ulkeden yuzlerce kışının dakıkalarca avakta alkışladığı genç-degerlı Türk muzisveni pıyanıst \aki Ataman' ı alkış- lamanın sev ınç-gurur ve zev kını de ya- şadım BumınıkdunyatoplumunaTurk muzığınden ornek de sundu bu gunun Turkıye sınden goruntulerle bırlıkte Ata- man Bu mutluluğu ve onuru Turk devn- mıne borçlu olduğumuzu bır kez daha anladım Aydınlık kafalı ınsanlarla gı- dılebılır \ydııılıkGeleceğe,Tanzımatçı- hkla degıl ARADA BİR Prof. Dr. NECATI DEDEOGLl Akdenız Lnı Tıp Fakultesı Halk Sağlığı Anabıhm Dalı Başkanı Yöneticilerimiz Uyuyor mu? Gelışmekte olan pek çok ulke onemlı zarar- larını gorduklerı ozelieştırmelerden, yabanıl (vah- şı) pıyasa ekonomısınden ve devletı kuçultme polıtıkalarından artık vazgeçıyorlar Bızım Cum- hurbaşkanımız ıse "özelleştırme engellene- mez" dıyebılıyor Hukumet de en degerlı ve stratejık kamu ku- rumlannı haraç mezat satmakta, bır yandan ça- lışanları yoksulluğa mahkûm e^erken ote yan- dan ozel sağlık ve eğıtım hızmetlerını teşvık et- mekte, kısaca devletı nasıl daha da kuçultebı- lınz dıye uğraşmakta 1970'lerdekı global ekonomık bunalım (krız) sonucu Dunya Bankası ve IMF aracılığı ıle ge- lışmemış ulkelere dayatılan yaptsal uyum polı- tıkalarının sonuçları gorulmeye başlandı Yok- sul ulkeler hızla daha da yoksullaştılar ve borç- landılar Bu ulkelerın ıçlerınde de zengın ve yok- sul vatandaşıar arasındakı uçurum buyudu, ıs- yanlar, sosyal çalkantılar yaşandı Artık Dunya Bankası bıle "Devletı kuçultme ışı abartıldt Devlet ekonomık ve sosyal gelışmenın temel taşıdır Guçlu ekonomık performans ancak guç- lu bıryonetımle sağlanabılır" dıyor (1) IMF, sos- yal sektor harcamalarının arttırılmasını onerı- yor (2) Dunya Sağlık örgutu ve UNICEF, yenı dunya duzenının ınsan sağlığı uzerındekı olumsuz et- kılerıne dıkkat çekmeye ve hukumetlen uyarma- ya çalışıyorlar Yapısal uyum programını kabul eden ulkeler- de yoksulluğun yayıldığını, sağlıkta eşıtsızlıkle- rın arttığını, buna karşın ozelleştırmelerın ve sağlık butçelerındekı kısıtlamaların sorunu da- ha da buyuttuğunu belırtıyorlar Dunya Sağlık Orgutu'nce oluşturulan bır komıte, çozum ola- rak 'paradıgma değışıklığı' onerıyor Pıyasa ekonomısı paradıgmasının ınsanlığın gerek duyduğu sağlık, guvenlık ve barışı getır- medığıne dıkkat çekıyor ve ulusal hukumetle- re sağlık konusundakı sorumluluklarını anımsa- tıyor (3) Turkıye'de de ınsancıllıktan uzak ekonomı polıtıkalarının olumsuz sağlık etkılerını yaşıyo- ruz Bır yandan beslenme ve yaşam koşulları bozulduğu ıçın hastane kapılarına yığılan kıtle- ler ote yandan her gun bır yenısı açılan luks ozel hastaneler Benzer sorunları yaşayan gelışmemış ulkeler polıtıkalarını değıştırmeye başlamışken, Dunya Bankası ve IMF bıle yapılan hatanın farkına var- mışken, bızım yonetıcılerımız anlaşılan uyu- yorlar Onları bu derın uykudan nasıl uyandırı- rız? (1) Wortd Bank, 1997 World Development Re- port (2) Unıted Natıons, Development Update Au- gust-October, 1997 (3) WHO, Prımary Health Care Systems and Servıces For the Twenty Fırst Century Geneva, 1997 Boğazlar Petrolün Mahkûmu Değil! Prof. Dr. I. REŞAT OZKAN S orunları, ılışkın (aıt) olmadıklan >er- lerde ele almanın ya da soylemlennı uygun olmayan gerekçelere dayandır- manm. çozume hıçbır katkıda buluna- mavacağına kuşku voktur Boyle bır yaklaşım tartı^manın vanlış eksenler uzerınde gelışmesme neden olarak doğrunun kar- şısında yanlışın. haklının karşısında da haksızın palazlanmasına yol açar Çozum gıderek uzaklaşır. basıt olması gerekenler karma^ık. duzgun olması gerekenlerdeçarpıkbırhalalır Haklı gereksinım- lere vanıt ve gerçeklere ışlevsellık kazandırmak aravışında olanların, teziennı hangı zemınlerde. kımlere karşı ve hangı sınırlann ıçmde kalarak sa- vunduklan onemlıdır Buna ozen gostenlmezse, gereksınımler ne kadar yaşamsal, gerçekler ne ka- dar kola> algılanabılır ve gözlemler ne kadar açık olsa da çozumleme surecı uzun ve yorucu olacak- tır Turk Boğazlar Bölgesi'nde (TBB) can, mal, çev - re guvenlığı sorunu ıle hıçbır ılgısı olmayan, eko- nomık ve sıyasal konuları ılgılendıren Hazar, Kaf- kas ve Orta Asya petrollennın dunyaya aktanlma- sı ışlemı, bu tartışmayı somutlaştıran en çarpıcı or- neklerden bındır 1936 tanhlı Vionrro Sozleşmesı Turkıye'ye bolgede denız trafiğıne ılışkın onlem- len almaİc ve gereklı duzenlemelen yapmak gorev veyetkısını vermıştır Turkıye,kazalannmeydana gelme olasılıfını azaltmak. can. mal ve çevre gu- venlığını sağlamak ıçın bır duzenleme yapmış ve yururluğe koymuştur Denız trafığındekı bu >enı- duzenlemenm. yalnızca Uluslararası Denızcılık Or- gutu (IMO) tarafindan benımsenmış olan termıno- lojiye uygunluğu sağlandıktan sonra denız hanta- lannda ışlenmesı gerekırken, bununla vetımfmemış vebu orgutunde bılgılendınlmesı yonune gıdıImış- tır Bunun uzenne IMO. yetkısını aşarak TBB san kı uluslararası bır yore ımış gıbı bazı kurallar çı- karmış ve Rusva Federasvonu ıle \unanıstan baş- ta olmak uzere bazı ulkeler bu belgeve davanarak, duzenlemelere ıtırazlarmı surdurmuşler ve sorunu uluslararası bir zemindecanlı tutmavaçalışmışlar- dır NelMO nunçıkarmışolduğu kurallarmhukuk- sal açıdan geçerlılığı vardır ne de bu belgeve dava- narak ıtırazlannı surdurmeye çalışan ulkelerın v ak- laşımlannda bır haklılık pa> ı Konu. ılışkın olma- dığı bıryerde, yanlışlıkla da olsa. ele alınınca. ıtı- razcı ulkelenn ekonomık ve sıyasal ıçenklı nıvet- lerı yanlış gereksız ve çarpıtılmış bır gundemı oluşturuvermıştır (*) Sozunu ettığımız bu ornek, tartışmamızın bınncı aşamasıdır lkıncı aşama ne- denlen ıtıbany la. butünuyle farklı bır konuyu ılgı- lendırmektedır Orta Asya, Kafkaslarve Hazar bol- gesı sahıp olduğu zengın petrol kaynaklan ıle dun- yanın en onemlı çekım alanlarından bınnı oluştur- maktadır Bu petrolün uretımı kadar, dunva pazar- lannaulaştınlmasida onemlıdır Bubağlamda pet- rolün ınşa edılecek bsrboru hattı ıleBakû-Ceyhan guzergâhı uzennden Akdenız'e ulaştınlması, da- ha 1993 vılında en guçlu seçenek olarak belırlen- mıştır Dunya ham petrol talebı halen yılda 3 6 mılyar tondur Bu rakamın 2010 yılında 5 21 mıl- yartonaçıkacağı hesaplanmaktadır Ote yandan dun- yada, bugun ıçın bır petrol sunum fazlası olduğu ve bu fazlalığın fıvatlan du^urdugu de bır gerçek- tır Bunedenle dunya, yenı bır petrol uretımının ıve- dı gereksınımı içinde (İegıldır işte buaşamada 'Er- ken Petror adı altında ve ne ıstem ve ne de ekono- mık açıdan hıçbır ınandıncılığı olmayan bır tartış- ma başlatılmıştır Turkıye bu tartiştnalar ıçmde, kanaatımızce pet- rol dev ı şırketlenn de telkınlen ıle, kendı projesı olan Bakû-Cey han seçeneğını askıya alarak. Bakû-Sup- sa gıbı bır masalın peşıne takılmıştır Turkıye'nın bu polıtıkasında asıl yanlış olan, petrolu Karade- nız'e çıkarmayı ongoren bır seçeneğe destek ver- mış olmasıdır Bu yaklaşım. Turkıye'nın TBB'de- kı seyır guvenlıgı konusunda ortaya koyduğu du- yarlılıkveuygulamaları ıleçelışıkbırdurumoluş- turmuştur Turkıye'nın bu yanlışı. nıtekım. ıtıraz- cı ulkeler ve onlann yandaşlan tarafindan yoğun bır şekılde kullanılmıştır Petrol şırketlennın eko- nomık ıçenklı oncelıklen, Rusya Federasvonu ve bılınen obur ulkelenn ekonomık ve sıyasal amaç ve beklentılen ıle bır koşutluk ıçıne gırmış, Turkı- ye'yevonelıkbır'BogaziarBoruHatlan'yakıştır- ması gelıştınlmıştır Oncelıkleveozellıklesoyle- mek ıstenz kı bu ıkı konu ıkı avn alanı ılgflendır- mekte o!up nedenlerı açısından aralannda bır bağ- Jaoü kurulmaii gerçekçı değıldır Bunedenle ay- nı soylem içinde dıle getırılmesı, gerçekçı ve ge- reklı olmadığı gıbı sakıncalıdır da Ancak bu du- ruma sıyasetçılenn gereken ozenı gosterdıklennı soylemek zordur Bu ıkı konu sonuçlan ıtıbany la bırbırlen ıle ılışkılıdır TBB'de guvenlık sorunu Turkıye'nın ulusal bırdavasıdır Turkıye, bu konu- nun. tek başına, egemen tarafıdır Oysa, petrolün dunyaya aktanlması, Turkıye'nın ne ulusal bır so- nınudur ve ne de taraf olduğu bır konudur Turkı- ye. bu boru hatlannın kendı ulkesmden geçmesını ıster, bunu ulusal çıkarlan açısından çok onemlı sa- yabılır Ancak butun bunlar, petrolün dunyaya ak- tanlması sorununu Turkıye'nın taraf olduğu ulu- sal bır konu yapmaz Ne zaman kı. bu petrolun bo- ru hatlan ıle Turkıye uzennden dunyaya aktanlma- sı konusunda cıddı bır ıstem ıle karşı karşıya kalı- nır, konu o zaman Turkıye'yı taraf yapabılır ve ul- kenın ulusal bır konusu ozellığını kazanır Son za- manlarda. anlaşılması guç soylemlere tanık olmak- tavız Bınne gore. 'Boru Hatlan ve Boğazlar bir- birlerininseçenekJeri'ımış Bunuanlamakolanak- sızdır Boğazlar. rumuy le guvenlık esaslı bır konu- dur, petrolun aktanlması içinde yer alan boru hat- lan ıse oncelıkle ekonomık vebırazda sıyasal esas- lı bırsorundur Bu benzemezlere. aynı soylem ıçın- deyervermenıngerekçesıdeyoktur anlamıda Bır başka soy lem de şoy ledır "BogazJan kurtarmak için Bakû-Ceyhan'ıdestekliyoruz." Herkesın şunu ıyı anlaması gerekır Boğazlar petrolun mahkûmu değıldır ve TBBdekı guvenlık esasl' konumunun bır seçeneğı (alternatıfi) de yoktur O halde bu 'kur- tarnıa' soylemı de nereden çıkıyor 1 Bunu soyle- yenler, asıl kendı petrollennın aktanlması sorunu- nu çozmeye ve bunu yaparken de kendı ekonomık sorunlarını başkalannın ekonomık v e sıyasal amaç- lı ısteklenyle bırleştırmek ve faturay ı da bır başka ulkeye ve onun ınsanına çıkarmak saplantı ve tu- tarsızlığından kendılennı kurtarmaya çalışsınlar Bu onlar ıçın gereklıdır En azından yanlış hesap yapmamış olurlar Uzun bır zamandan ben basın- da Bakû-Ceyhan projesı uzennde çeşıtlı 'başan' ha- berlerı yer alıyor Ancak bu konuda kesmleşmış bır karar olmadığı, geçen ay lstanbul'da yapılan bır toplantıda ortaya çıktı Petrol naklıyatında ılk ter- cıhın Karadenız olduğu, Şubat 1997"de AlOC'nın Başkanı T. Adanıs \ e Boru Hatlan Grubu Başka- nı G. Rich tarafindan ortaklaşa açıklandı Mart ayında ABD ve Alman yetkılılennın arasında ya- pılan bır toplantı sonunda, Bakü-Ceyhan'm şu an gundemde olmadığı v e en erken 1999 sonbahann- da gundeme gelebıleceğı soylendı Evet, Bakû- Ceyhan, obur boru hatlan seçeneklen ıle bırlıkte ele alınacak olan guçlu bır seçenektır ve bu konu, dunyaya yeterlı mıktardapetrol sunumuna kararve- n Idığı anda v e ekonomık olçutienn (knterlenn) ve sıvasal değerlendınmelenn ışıgı altmda gundeme ge- lecektır Turkıye bu konuda hazırlığınıyapmalıve gerçekleşmesı yolunda butun gereklı gayretlen gos- termelıdır Boru hattı ınşa etmek cıddı bır olaydır. ama onemlı olan, ıçınden petrol akacak bır boru hattını gerçekjeştırmektır Çünku ıçmden petrol akmayan bır boru hattına petrol boru hattı denmıyor Bırbır- leny le ılışkısı olmayan konulan, ılıntısız arguman- larla. yanlış zemınlerde ve yetkısız kışılerle ele al- manın faturası bır gun kesınlıkle karşımıza gelır Turkıye, bu taturalann, nedense, çok sık olarak odenmesı ıstemı ıle karşı karşıya kalıyor Ne der- sinız. acaba nedenı ufuksuzluk mudur, bılgısızlık mı. yoksa bıraz da duyarsızlık mı° (*)Ozkan I Reşat,'Dış Polıtıka, Dış Kapının Dış Mandalf Çınar Yayınlan, Şubat 1997, (2 Basım) Milli Eğitim Bakanı'nın Açıklaması G azetenızın "Olajlar ve Gö- riışler" koşesınde yayımla- nan emeklı MEB Mufettışı Kemal Ocak'ın yazdığı "Ajan Müfet- tjşlik"başlıklı yazıyı okudum Ancak, okuyucularınızın yanlış bılgılendı- nlmemesı ıçın açıklamayapma. doğ- ru bılgılen okuyuculannızla paylaş- ma zorunluluğu duydum Bır sure once bazı gazetelerde. Bakanlığımız- da teftışle ılgılı yenı bır uygulama ve çalışma olmamasına rağmen. ''ajan müfettişlik" şeklınde bır uygulama başjatılacağma ılışkın haberlere yer venlmiş bu haberler uzenne basın mensuplannın şahsıma yonelttığı so- rular karşısında da Baİcanlığımızda boyle bır uygulamanın olmadığını, ancak mufettışlenn denetleyecekle- rı kurumlara habersız gıtmelerının doğal v e gorev lennın gereğı olduğu- nubelırtmıştım Buna rağmen, dene- tım konusu uzenne yanlış yorum ve değerlendırmelenn devam ettığını gormekteyım Bakanhğımızda teftış îîızmetlen 19 Şubat 1993 tanhmde Resmı Gazetede yayımlanan Mıllı Eğıtım Bakanlığı Teftış Kurulu Tu- zuğu ve 3 Ekım 1993 tanhlı Resmı Gazete'de yayımlanan Mıllı Eğıtım Bakanlığı Teftış Kurulu Yonetmelt- ğı hukumlen doğrultusunda yenne getınlmektedır Bu duzenlemeler ıçın- de "ajan müfettişlik'' şeklınde bır uy- gulama bulunmamaktadır Bakanh- ğımızda bu yonde herhangı bırçahş- ma olmadığı gıbı, boyle bır talıma- tımdayoktur Mufettışlenn denetım ınceleme ve soruşturma gorevlen ya- nında asıl onemlı gorev lerı okul vo- netıcı \e oğretmenlenne rehberlık et- mek. onlann meslekı gelışmelenne yardımcı olmak, okullanmızda ço- cuklanmızın en ıyı şekılde yetıştınl- melen ıçın alınacak onlemler hak- kında ınceleme ve araştırmalar yap- maktır Böylesıne onemlı ışlevı olan müfettişlik kurumunun gerçek dışı haberveyorumlarlaytpratılmaması- na ozen gostenlmelıdır Hikmet Uluğba» Mıllı Eğıtım Bakarîı PENCERE İnci••• Ilk bakışta anlamsız gıbı gorunen sorulara ba- yılırım sozgelımı - Su neden saydam? - Işın geçırdığı ıçın - Neden ışın geçınyor?.. Al başına belayı1 Hıç unutmam, bır gun okulda lafhyoruz, ıçımız- den bın pantolonunun paçasına baktı - Ulan, dedı, bu paça neden kıvnk? Bın açıkladı - Vındsor Duku bır gun ahırlannı denetlıyor- muş, kırlenmesın dıye paçalarını kıvırmış, sonra duzeltmeyı unutfnuş, gorenler bunu yenı moda sanmışlar, o gunden berı terzılerpantolon paça- sını kıvrık yapıyortar Lordların, kontlann, konteslenn oykulen, yoksul- lara çoğu zaman meze olur • Eskı gunlerde ıçımızden bırı yenı elbıse ya da ayakkabı gıydı mı, hemen goze çarpardı yoksul- lar toplumunda pırıl pırıl cıcılerıyle ortalıkta dola- şan kışı nasıl olur da farkedılmez - Ulan, baloya mı gıdeceksın' Cart curt meraklısı 'tı 'ye alınırdı. Muaşeret neydı"7 Kıl pranga kızıl çengı gıyın- mek ayıptır, gosterıştır, elbısen gorunmeyecek, sen goruneceksm1 Ingılız lordu yenı gıysılerını once uşağına gıydırır, az buçuk yıprandıktan son- ra kullanmaya başlarmış, gıcır gıcır ayakkabıyı hızmetkâr efendısı ıçın yumuşatacak kı ıskarpın rahat olsun • Hanımla hızmetçı Efendıyle uşak Ikısı arasındakı ılışkının raconu, ınsan denen bıl- mecenın yanıtlanması guç sorularından bındır; çoğu hızmetçı kendı halıne bakmaz, hanımıyla gulup hanımıyla ağlar, çoğu uşağın derdı gucu efen- dısıdır Ama herkes bıraz uşaktır Bıraz hızmetçı Eğeroyleolmasaydı zavallı PrensesDıana'nın olumune hep bırlıkte hungur hungur ağlar mıydık? • Incıyı ıstırıdye uretıyor, bır omur boyu surecın- de bağrından bır sanat yapıtı çıkarıyor Çeşıtlı ıncı var, yuvarlağı var, baroku var, beya- zı, pembesı, kurşunısı, sıyahı var Sıradan bır mucevher değıl ıncı Insanla ılışkısı var Kımı kadının tenı, ıncıyı kemırıp bıtırıyor, donuk- laştırıp olduruyor Ama, ıncı de ınsan tenınden uzak kalınca yaşa- yamıyor, donuklaşıp tukenıyor Eskı Osmanlı kadını, koşkunde, konağında, ın- cısını hızmetçısıne taktırırmış . Nıçın? Hanım uşenıyor Sıkılıyor Incıye hızmetçının tenı hayat verecek, sırası ge- lınce hanım ıncısını takıp salınacak • Hanımının ıncısını boynunda taşıyan hızmetçı ne duşunurdu"? Hıç Hızmetçılerhanımlan, uşaklar efendılerı gıbı du- şunurler, ayn bır fıkırlerı yoktur Olsaydı dunya çoktan değışırdı Hayat öğretir derdin ya Ölümü de Öğrettin Zihni Okumuş Ama sensizliği Asla... Eşin ve Çocukların Bellona Şimdi Bellona'da her şey peşin fiyatına taksitle, 13 aya varan taksit seçenekleriyle. Özel tasarımlar, uygun fiyatlar, gerçek kalite Bellona'da, Mutlaka kıyaslayın, bu avantaj kampanyasını sakın kaçırmayın. BELLONA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear