29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 HAZİRAN 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Topuz'dan mubaliflere GAZİANTEP (Cumhuriyet)-CHP Ankara Milletvekili Ali Topuz, Başbakan Mesut Yılmaz ile Deniz Baykal arasında erken seçime yönelik vanlan uzlaşmaya aynen katıldığmı belirterek milletvekilleri Aydın Güven Gürkan, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş ve Seyfi Oktay'ın tepkilerinin ve eleştinlerinin yersiz olduğunu söyledi. Yılmaz- Baykal görüşmesine yönelik eleştirileri basından öğrendigine dikkat çeken CHP'li Ali Topuz, millervekillerinin bunlan kamuoyu önünde değil, grupta çıkıp anlatmalannı ve gerekçeleri ne ise onu söylemelerini istedi. Yılmaz'dan Yargıtay'a ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz, Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun'u ziyaret etti. Uygun, Türk Ceza Yasası'nın bütününde degişiklik yapan ön tasannın gözden geçirilmesini istedi. Başbakan Yılmaz, beraberinde Adalet Bakanı Oltan Sungurlu olduğu halde Yargıtay Başkanı Uygun'a yaptığı ziyaret sırasında, "Yüksek mahkemenin hükümetimizden olabilecek talep ve ihtiyaçlannın karşılanması konusunu da görüşeceğiz" dedi. Bakanlık-TESK işbirliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Egitim Bakanlığı ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Konfederasyonu (TESK) arasında imzalanan işbirliği, protokol ile mesleki eğitimin piyasa gereksinimlerine göre belirlenecek. Milli Egitim Bakanı Hikmet Uluğbay, eğitimin temel ^maçîanndan birinin de "üretkenliğiarttırmak olduğunu vurgulayarak "Olanaklanmızı atıl tutamayız. İmzalanan protokolle öğrencilere okul bittiğinde iş ortamı sağlanacak" dedi. 'Turistik belge verilmesin' • EDİRNE(AA)-Edirne Valisi Mehmet Canseven, ses sanatçısı Muazzez Ersoy'a silahlı saldınnın yapıldığı Edirne'deki Kervansaray Oteli halen geçici ruhsatla işletildiğini belirterek otele Turistik Belge' verilmemesi için Turizm Bakanlığı'na başvuruda bulunduklannı belirtti. Oteldekalan müşterilerin isimlerinin ilgili yerlere bildirilmemesinden dolayı, bir vergi kaçakçılığmın da söz konusu olduğunu bildiren Canseven. "Edirne Defterdarlıgınca otel hakkında yasal işlem başlatıldı" dedi. Pompalı tüfeğe smıplama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM lçişleri Komisyonu, pompalı tüfeklerin haznelerinin ikiden fazla fişek alamayacak şekilde sabitlenmesini ve gerektiğinde Bakanlar Kurulu'na toplatma yetkisi verilmesini öngören yasa tasansını kabul etti. Tehdit mektupları • DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı mahkûm eden Diyarbakır 3 no'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi hâkimlerine tehdit mektuplan geliyor. Türkiye'nin dört bir yanından ve yurtdışından gelen mektuplarda hâkimler din düşmanı olmakla suçlanıyor. Kuran'dan ayetlere yer verilen mektuplarda hâkimlerin yakın zamanda cezalandınlacaklan da iddia ediliyor. Hâkimlere •vsrdikleri karardan dolayı çok sayıda kutlama mektuplan da geliyor. Yılmaz ve Baykal'm henüz imzalamadıkları protokol fiilen yürürlüğe girdi Once yasalar, sonra seçimANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal arasında vanlan uzlaş- mayla ilgili pürüzler ortadan kalkarken anlaşma fiilen yürürlüğe girdi. TBMM Genel Kurulu bugün, Haller ve Mera Ya- sası çıkana kadar çalışacak. Ortaklanyla arasında herhangi bir so- run bulunmadığını belirten Yılmaz. Mec- lis'in gündemindeki tüm yasalan çıkar- dıktan sonra seçim karan alınacağını bil- dirdi. Yılmaz, seçim hükümetinin yapısı- nın da bundan sonraki görüşmelerde be- lirleneceğini söyledi. Yılmaz'ın dün protokolün yazımı için bir araya geleceklerini açıklamalanna karşın ANAP ve CHP grup başkanvekil- leri görüşmediler. ANAP Grup Başkanve- kili Ûlkü Giiney, Yılmaz'ın kendilerine protokolün yazımı için bir araya gelme- leri konusunda herhangi bir talimat ver- mediğini belirtirken bunun için çok da Soruşturma komisyonu • Ortaklanyla arasında herhangi bir sorun olmadığını söyleyen Yılmaz, "Gündemdeki yasalardan sonra seçim karan alacağız. Seçim hükümetinin yapısı, bundan sonraki görüşmelerde belirlenecek" dedi. TBMM, bugün Haller ve Mera Yasası çıkana kadar çalışmalarını sürdürecek. gerek olmadığını söyledi ve CHP grup başkanvekilleriyle Haller \e Mera Yasası çıkana kadar bu gece çalışılması konu- sunda uzlaştıklannı, gelecek hafta başın- da da yeniden oturup görüşeceklerini kay- detti. Uzlaşma gereği. gelecek hafta gün- demdeki yasa teklif ve tasanlannın görü- şülmelerine, vergi tasansıyla başlanması bekleniyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevifin "Uzlaşmayı bozan taraf olmam" açıkla- masının ardından taraflar rahatladı. Yıl- maz ve Baykal'ın henüz imzalamadıkla- n protokol. fiilen yürürlüğe girdi. Yılmaz önceki gün, gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken bu konuda ortaklanv la herhan- gi bir sorunu bulunmadığını söyledi. Yıl- maz. "Bu bir uzlaşmadır. Herkesin birta- kım çekinceleri olur. Herkes bir adım atar. uzlaşır. Şu an Sayın Baykal ile vardığımız uzlaşmaya ters düşen herhangi bir husus söz konusu değil. Ama, hiç kimsenin bu- nu gönüilü kabul etmediğini ben daha ön- ce zaten sö> ledim. Bu, bizi şartlann zorla- dığı, Meclis'i çahştırma amacına vünclik bir uzlaşmadır. Ortaklanmla bu konuda herhangi bir sorunum \oktur" dedi. Yılmaz, başka soru üzerine Cumhur- başkanı'ndan uzlaşmanın iiçüncü tarafı olmasını istemediklerini belirterek "Sa- dece kendisinin bu konudaki görüşünü alıp ona göre hareket etme>i kararlaştır- mıştık, o mutabakatımız aynen yürürlük- tedir" dedi. 1999 Nisanf nda erken genel seçimin yerel seçimlerle birlikte yapılacağını kay- deden Yılmaz, o zamana kadar Meclis'i çalıştırıp belirlenen yasalan çıkaracağını \e ardından da seçim karan alacağını bil- dirdi. Yılmaz, yıl sonunda seçim hüküme- ti oluşturulacağını belirtirken de seçirn hükümetinin yapısı konusunun da bun- dan sonraki görüşmelerde belirleneceği- ni söyledi. Yılmaz, seçim karannın Mec- lis tatile girmeden alınacağını sözlerine ekledi. ANAP ve CHP grup başkanvekillerinin diğer hükümet ortaklannın da destek ver- diği uzlaşmasına göre; görüşülmekte olan hal >asa tasansından sonra Mera Yasa- sı'nda bir degişiklik yapan tasan; ardın- dan da vergi yasa tasansı ele alınacak. Daha sonra plan bütçe komisyonunda gö- rüşmelerinin tamamlanması beklenen ye- rel yönetım reformuna ilişkin tasarının Meclis'ten geçirilmesi öngörüldü. Çiller, Bolu'daki çiftliğini gizledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Baş- kanı Tansu Çiller'in. mal- varlığıyla ilgili savlar üze- rine oluşturulan Meclis so- ruşturma komisyonuna ilettiği I997tarihlimalbil- diriminde, Bolu - Gövem Tatarlarmevkiindeki arazi üzerine yaptırdığı villa yer almadı. Çiller'in ko- misyona gönderdiği son mal bildiriminde. Bolu'da- ki arazi ile Kuşadası'nda- ki çiftlik evi "tarla" görün- dü. Bolu'daki arazinin de- ğeri de yalnızca 3 milyar lira olarak gösterildi. Çil- ler'in mal bildiriminde, ABD Salem'de restorana dönüştürüldüğü belirtilen binası da "müstakil ev" olarak görünüyor. TBMM Tansu Çiller'in Malvarlığını Soruşturma Komisyonu, dünkü toplan- tısında, önerge sahibi olan ANAP'h /Mımet Al- kao'nın biigisine başvur- du. Alkan savlan özetler- ken DYP'li komisyon üye- lerinin "Yeni kanıt var mu onu göster" sözleri üzeri- ne tartışma çıktı. Alkan'ın "Kanıt sunmak benim gö- ••evün değil, komisyonun görevi. Meclis, soruşturma komisyonu kurulmasına karar verdi. Böylece iddi- alann araştınlması gereği- ni kabul etti" dediği öğre- nildi. Toplantıda DYP'li üye- ler liderlerini savunurken ANAP'lı Erkan Mum- cu'nun "Avukatın yazıp önünüze koydugu mefinle- ri okuyorsunuz" sözleri üzerine ortamın gerginleş- tiği bildirildi. Edinilen bil- giye göre DYP'li Ergun Özdemir, Mumcu'ya "Se- nin yaşm kadar benim tec- rübem var. Sen kısa panto- lonla dolaşırken ben böyle işlerle uğraşıyordum 1 " de- di. Komisyon başkanhk divanının daha sonra ken- di arasında yaptığı toplan- tıda. "DYP'lilerin komis- yon çalışmalannı engelle- me oyununa gehneme" ge- reği üzerinde duruldu. Bu- rada aynca, çalışmaların Özer Uçuran Çüier'ın ABD'ye transfer ettiği 1 milyon dolann kaynağının araştınlması. Bolu ve Ke- mer'deki villalann kayna- ğı üzerinde yoğunlaştınl- ması karan alındı. Komis- yon. Kuşadasf ndaki çift- liğin ne zaman, kaça alın- dığını öğrenmek için de ta- pu kayıtlannın istenmesini kararlaştırdı. Çiller'in 1995, 1996 ve 1997 mal bildirimleri de komisyona ulaştı. Mal bil- diriminde Çiller, Suna Pe- lister adına satın aldıklan üzerinde villa bulunan Ku- şadası'ndaki çiftlik arazi- sini ise "taria" olarak gös- terdi. Çillerler'in Bolu Gö- vem-Tatarlar'daki arazi üzerine yaptırdığı çiftlik e- vi mal bildirimlerinde yer almadı. Çillerler'in "tar- la" olarak gösterdiği bu arazinin bedeli ise 1997 mal bildiriminde 3 milyar 28 milyon lira gösteriliyor. Çillerler'in ABD Sa- lem'de, restoran halinege- tirdiği belirtilen bina ise "müstakil ev" olaralt mal' bildiriminde yer Sftyor. Özer Çiller'in Antalya Beldibi'ndeki pansiyonu- nu işleten Aytaş AŞ'deki hissesinin değeri ise 1997 fiyatlan ile 3 milyar 187 milyon lira gösterildi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART DSP lideri, Baykal'ı hedef alarak 'Hükümeti süründürmek istiyor' dedi Ecevit: Baykal'ın tavrı ilkelANKARA (Cum- huriyet Bürosu)- Baş- bakan Yardımcısı Bü- lent Ecevit. Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın seçim uzlaşmasıy- la ilgili olarak "bazı vönlerini uy- gun bulmasalar da engel çıkarmaya- caklannT söyledi. "CHP'yeödün- ler \ermek >erine, tam tersi bir ta- vır izlenebilirdi" diyen Ecevit, ~Ba> kal. hükümeti aylarca bo\nun- da idam fermanı\la süründürebile- ceğini düşünüyor. Bunahm umurun- da değü" dedi. Ecevit, uzlaşmaya eleştirileriyle ilgili olarak "ilkel" sözcüğünü kullanan Ba>kal'a. "Bu tavn son derece ilkel bir davranış. Yılmaz soruşturma komisyonuyla ilgili olarak koyduldan ta\ir da ilke- tideğil,ilkeT karşılığını verdi. Ecevit, grup toplantısında seçim uzlaşmasınıdeğerlendirdi. 1999 yı- lında iki seçimin bir arada yapılma- sı, yıl sonunda Başbakan \"ılmaz'ın istifa etmesi ve "Baykal'ın uygun. güvenilir bulacağı bir kişinin başba- kanlığında seçime gidilmesi" konu- larında uzlaşıldığını bildiren Ece- vit, şu değerlendirmelen >aptı: "Kanımca bö\lc bir anlaşmava gerek \oktu. Bence CHP ile Mec- lis'in öncelikleri konusunda anlaş- mak yeterlivdi. Biz daha önce Parti Meclisimizde CHP istediği zaman desteğini çekebilir, pazaıiığa gerek yok. karan almıştık. \ılmaz pazar- lığı sürdürmekte yarar gördü. Re- form yasalannın çıkanlması için CHP'nin desteğini güvenceve almak amacıyla bazı ödünler \ermek ge- rektiğini düşünüyordu. Yılmaz'ın bu ödünleri vermesini, başbakanlık- tan çekileceğini açıklamasını sav gıv - la karşılanm. Reform tasanlanna CHP destek vermezse seçime gide- riz. denebilirdi." Bav kal' m önceki günkü grup top- lantısındaki "Bu hükümet umut odağı olmaktan çıktı. yük olma>a başladı" sözlenne de Ecev ıt. "Tam tersine bu hükümete bağlanan umutlar gitgide arttı" yanıtını ver- di. Ecev it. genel ve yerel seçimlerin birlikte vapılmasınaitirazları olma- dığını söyledi. Düşük profil tartışması Ecevit. CHP lıderı Ba>kal'ın "hükümeti avlarca boynunda idam fermanıvla süründürvbileceğini" düşündüğünü savundu. Ecevit. "6 a\ sonra da düşük profilli hükümet kurulacakmış. Övlc bir hükümetin kurulması kolay olmayacaknr. Fazi- let Partisi Genel Başkanı. şimdiden başbakan ada\ lığını ilan etti. Gerek rejim. gerekse Cumhurbaşkanı'nın ataması aşamasında bunalım çıka- cağı bellidir. Ancak bunalım Bav- kal'ın umurunda değildir. İşi zaten bunalım yaratmakur" dedi. Türkiye'nın en az yanm yılının heba olacağını sav unan Ecevit; TB- MM yolsuzluğu ve Şişli olayian ne- deniyle Yılmaz'ı "mahkûm eden" Baykal'ı da eleştirdı. Ecevit "Yıl- maz'la anlaşırken, düriistlüğünü övüyor, sonra bu aniaşmanın mü- rekkebi kurumadan mahkûm edi- yor. Benim için kullandığı sözcükle, Sayın Bav kal'ın bu da% ranışı son de- rece ilkel. N ılmaz'la ilgili soruşturma komisyonu kuruiurken ilkeli dav- randıklannı söylediler. İlkeli değil. ilkel. Eski Meclis Başkanı, sadece ANAP'ın ovlanyla değil, Meclis ço- gunluğunun ovlanyla seçildi. CHP de oy verdi. İSKİ. Şişli'den daha ha- fif değildi. Şişli Belediye Başkam'nın yakasına yargıdan önce partisi ya- ptşd." diye konuşru. Ecev it. sonuç olarak 1999 yılı Ni- san ayında seçimlerin yapılmasının kesinleştiğini belirterek şöyle de- vam etti: "Bize düşen göre\. seçim ortamından etkilenmeden var gücü- müzie ülke hizmetinde çalışmalan- mızı sürdürmektir. Yılmaz ile Bay- kal'ın üzerinde anlaştıklan hükü- met modeli konusunda ciddi kay gı- lanmızvar. İstifa karan münhasıran Başbakan'ın karandır. Anlaşmaya rağmen reform yasalan çıkmaz, ekonomideki olumlu gidiş bozulur- sa bunun sorumlusu herhalde hü- kümet ortaklan olmaz." Tı POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Anılar... Erdal Inönü'nün anılarının ikinci cildi yayımlan- dı... Erdal Bey'le ilk kez 1984 yılında karşılaştım. SO- DEP Genel Başkanı olarak Çukurova'ya gidiyor- du. 1984 yerel seçimleri öncesiydi. Once Ada- na'ya, oradan Taşucu'na ve Antakya'ya gittik. Sonra Marmara'ya. oradan Ege'ye indik... 1984 yerel seçimlerinde SODEP başarılı ola- madı... ANAP yüzde 41, SODEP yüzde 23.4, DYP yüz- de 13.2, HP yüzde 8.8, MDP yüzde 7.1, RP yüz- de 4.4 oy aldı... HP ve MDP büyük oy yitimine uğramıştı... SODEP'in Ankara, Istanbul ve Izmir mitingini izlemiştim... Her iki miting de çok görkemli geçmişti... Erdal Inönü, "Anılar ve Düşünceler" kitabında şöyle anlatıyor 1984 yerel seçimler öncesi miting- leri: "Istanbul mitingi Saraçhane'de yapıldı ve bü- yük bir katılımla, örgütümüzü memnun edecekbi- çimde, coşku içinde geçti. Bu mitingde ilk kez eşim de benimle beraber kürsüde göründü. Ön- ce büyükşehir belediye başkan adayımız Korel Göymen konuştu. Belediye başkanı seçilirse neler yapacağını kı- saca anlattı. ANAP iktidarını iyice eleştirdi. Son- re eşimle ben kürsüye çıktık. Neşe içinde taraf- tarlanmızı selamladık. Konuşmamda SODEP'in ana politikasını özetledim. İlk hedefimizin demokrasiyi tüm kurum ve ku- rullarıyla işletmek ve yerleştirmek olduğunu tek- rar ettim. Özal'ın ülkeyi şirket gibiyönettiğini ve bu yönetimin halkın sıkıntılarını arttırmaktan baş- ka bir sonuç vermeyeceğini bir kez daha anlat- tım. Alkışlarla sözümü kesenpartililer, 'Başbakan Inönü' diye bağırıyorlardı. Onlara teşekkür ettim ve 'Beni seçmenize daha vakit var, şimdi Göy- men'i seçeceğiz!' uyarısını yaptım. Hürriyet'in yayınından söz etmeden, 'Aleyhi- mizde söylenenlere itibar etmeyin, bizim dış odak- larla hiçbir bağımızyoktur!' dedim. Ben bunu söy- lerken ilçelerde dolaşan Özal, Beykoz'da halka sesleniyor ve 'Meşhur Bizim Radyo var ya, şunu yapın, bunu yapın diye talimat veriyor; bunlan, hem içeridekileri, hem dışandakileri beraber tuş yapalım' diyerek Hürriyet'teki haberi aleyhimizde kullanıyordu." • • • 1984 yılında Hürriyet Erol Simavi'nin, Günay- dın ise Haldun Simavi'nindi. İki gazete de Türki- ye'deçok etkiliydi... Hem 1980 öncesi hem de 1980 sonrası iki ga- zete de 'so/'a karşı klasik yöntemi uygulardı: "Komünistler CHP'de... CHP Moskova 'dan pa- raalıyor..." 1984'te silah SODEP'e çevrilmişti: "Bizim Radyo SODEP'İ destekliyor..." Bu tür haberler seçimlerden bir gün önce veri- lirdi... Erdal Inönü anlatıyor: "Bu son günlerde Hüniyet gazetesinin manşet- ten verdiği birhaber, seçim şansımıza hiç beklen- medik ve hak edilmemiş bir darbe indirdi. Habe- re göre Doğu Almanya 'da yayın yapan komünist partisinin propaganda aracı 'Bizim Radyo', Tür- kiye'de 25 Mart seçimlerinde SODEP'in destek- lenmesi gerektiğini söylemişti. Büyük bir başlık- la verilen bu haber, kuşkusuz, birçok iyi niyetli va- tandaşımızın aklını kanştıracak, SODEP adaylan- na oy vehrsem acaba yanlış biriş miyapmış olu- rum kaygısını uyandıracaktı. Hürriyet'in bu man- şeti 'Bizim Radyo'nun seçimde hiç rol oynama- yacak öğütlerini aniden SODEP aleyhinde çok etkili bir propaganda silahı haline getirmişti. Ade- ta, 'Sakın SODEP'e oy vermeyin' demenin bir başka şekliydi. Üstelik bu mesajın yersiz, yanlış ve haksız olduğunu vatandaşlarımıza anlatacak zamanımız da kalmamıştı. Bence böyle bir yayı- nın bu anda ortaya çıkması, belden aşağı vurmak gibi oyunun kurallarına uymayan bir hareketti. Hürriyet'in niçin bunu yaptığını anlayamadım. Çünkü seçim kampanyası boyunca, partimizin etkinliklerini tarafsız biçimde yansıtmıştı. Kendi kendime vardığım yorum, sosyal demokrat bir partinın seçimden birinci çıkmasını güvenlik açı- sından tehlikeli gören nüfuzlu bir çevrenin bu çı- kışın arkasında bulunduğu şeklindeydi. Anlaşı- lan, sosyal demokrasinin korkulacak bir şey olma- dığını kabul ettirmek için daha bir süre uğraşmak gerekecekti." • • • Erdal Inönü'yü ne SHP ne de bugün CHP taba- nı anlabildi; onun demokratik kişiliğine sahip çık- madı... Şimdi o siyaseti ve özellikle CHP'yi uzaktan iz- lemeyi sürdürüyor, anılannı yazıyor... Erdal Bey, CHP'de politikayı sürdürseydi bugün CHP oyları yüzde 10'larda olur muydu? Hiç sanmıyorum... Siyasette güzel konuşmak yetmiyor, kitlelere güven vermek, onları inandırmak gerekiyor... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (g posta. cumhuriyet. com. tr C A G D A S Y A Y I N L A R I Yaz geldi sayılır. Hani hamarat hanımlar yaz temizliği yaparlar, kışlıkları naf- talinleyip dolaba kaldırır; tişört- leri, sandaletleri çıkarır, mayo- ları fılan kolay bulunacak yerle- re koyarlar ya, ben de kollan sı- vadım... Tabii benim hamaratlık bilgi- sayarla sınırtı. Bütün bir kışın ve kış gibi geçmiş bahann bi- riktirdiği dağınıkyazıları birdü- zene koymak, sınıflandırmak, dosyalamak için işe koyuldum. Bir tür yaz temizliği. Oyalayıcı da. Neyi nereye, neyi neyin yanına koyacağını- za karar vermek için geçmiş Tırmık'lara ekranda geçit töre- ni yaptınyorsunuz. Belleğin de- rinliklerine itilmiş nice olay, ni- ce tartışma, birbiri üstüne bine- rek tazeleniyor. Bazen ekrandaki akışı dur- duruyorsunuz. Çok eski birya- zıyı, sanki siz yazmamışsınız, yeni görüyormuşçasına oku- maya dalıyorsunuz. Bırak Dağınık Kalsın... Daldım. Refah'ın kapatılacağının. herkesin bildiği bir sır olduğu günlerde bir Tırmık yazılmış: Demokratım, Refah'ı Destekli- yorum! Yazının içeriğinden çok, ya- zıdan sonra kopan küçük çap- lı fırtına bellekte canlanıveriyor. Katılanlar, katılmayanlar, sö- venler, övenler, kimi "Haklısınız ama...". diye, kimi ise "Haklısı- nız. Üstelik..." diye başlayan mektuplar, fakslar... Zehirli bir sorular demeti ge- lip takıldı: Bugün (Haziran 1998) bu yazı gene yazılabilir mi?.. Yazılsa tepkiler daha mı şiddetli olur?.. Yazılsa yazı ya- yımlandığı günlerde gelen öv- gü ya da destek mektupları, faksları gene gelir mi? Sorulara yanıt bulmayı boş verdim. Içimi öfkeyle sıkıntı arası bir. bir "boğuntu" bastı. Ekrandan fışkıran boğuntuyu aşmak kolay. Bas"enfer"e. kaybolsun. Bastım. Kayboldu. Yaz temizliğine devam. Geç- miş "Tırmıklann ekrandaki ge- çit töreni sürüyor. Al sana dört dizilik bir yazı: MGK Mektupla- n... 28 Şubat'ın dumanı tüter- ken, Sincan'daki tankların pa- let sesleri henüz kulaklarda yankılanırken yazılmış. İlk mek- tup MGK'nin "sivil" kanadını temsil etmesi gereken Erba- kan'a. Ikincisi, MGK'deki ge- nerallere. Üçüncüsü MGK'nin bir başka "sivili"ne, Tansu Çil- ler'e, sonuncusu da devletin başına, Demirel'e yazılmış dört mektup. Gazete yazısına dönmüş dört açık mektubun içeriği çok önemli değil. En azından, bu yazıda sorgulanması gereken, içerikleri değil. Epey eski yazıları, 1998 Ha- ziranı'ndaki gözlüğüyle okuyan bir gazetecinin "ürküntüsü" çok daha önemli ve altı çizile- si. ilk izlenim, epey yalınkat bir duygu: "Vay be, bir zamanlar amma dayazılaryazmışım hal" gibisinden bir iç efelenme. Ama hemen ardından o ka- çınılmaz soru: Peki bu yazılar, bugün de aynen yazılabilir mi? Haydi soruyu daha dolaysız, topu taca atmadan yineleye- lim: Gazeteci Aydın Engin efendi, bu yazılan bugün de yazarmıydı? Yoksa eli titrer, la- fı dolandırır; sözünü sünnetle- yerek mi söylerdi? ••• Topu topu 15 ay geçmiş. On beş ay içinde ne yasalarda önemli bir degişiklik oldu, ne rejimde. Gazetecinin görüşle- rinde de herhangi bir degişik- lik yok. Hatta demokrasi üstü- ne, demokrasinin bileşenleri üstüne. devlet aygıtının işleyişi üstüne düşündükleri daha da pekişti. Ama o çok hareketli 1997 Şubatı'ndan bu yana bu ülke- de gene de "bir şeyler" değiş- miş ki on beş ay önce yazdığı- nız biryazı, kendi yazınız, sizi ir- kiltebiliyor; içinizi belli belirsiz bir ürküntü kaplıyor ve yazıyı bugün de "doğru ve yerinde" bulsanız bile, "ama sert birya- zıymış "filan gibisinden duygu- lara kapılabiliyorsunuz. Sahi 15 aydan bu yana Tür- kiye'de ne değişti de, sıradan yazılar "sert", sıradan konular "tabu" oldu? ••• Içimi sıkıntı ve keder bastı. Kendi yazdığından ürkerolma- yı onur kırıcı buldum. Yaz te- mizliğinden vazgeçtim. "Bırak dağınık kalsın" deyip bilgisa- yan kapattım. ÇAĞININ TANIĞIÜÇ YAZAR 2. BASI 4C3 0OCTL KUİİLAY OLAYI VE TARJKAT KAMPLARI 4. BASI55C0OOTI şQ SAHCILIYILUIKUJATIUKIJ SOKAKLAR .SEVUAMNADKESI BEUJDECÖ. 4. BASI 400 000 TL KUZU POSTUNDâ KURT 2. BASI 800 000 TL ZAMBAK SANA DA BULA$TI KAN 2. BASI aooooon. DİN BARONUNUN KAILARI 2 BASI 90COOC"L Â$IK KADINLAR SOKAĞI 2^BASI JERİAT PA1AII 800 000 TL SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL 1 000.000 TL Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Caddesi No:39/41 (34334) Cağaloğlü-lstanbul Te): (0212) 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear