Catalog

Cumhuriyef İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru HikmetÇe- tinkava # Yazıı^len Müdüru Ibrahim Vıldıi • Sorumlu Müdür Fikret llkiz # Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara 0 Gorsel Yonetmen Fikret Eser Dı> Haberler Şinasi Danısoğlu 0 Ktıhbdrat. Cenşiz Vıldınm • Ekonomı \lehmet Saraç 9 Kultur Handan Şenkökm 0 Spor Abdülkadir \ ücdman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeitme \bdullah Yaacı 0 Fotoğraf Erdogan Köseoğlu 0Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 \ urt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk iBaşkan), Orban Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmct Çetinka\a. Şükran Soner, Ergun Balcı. tbrahim Yıldız. Orhan Bursalj. Mustafa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No. 125.Kat.4.Bakaıtfıklar-AııkaraTel 4l95O20(7hat), Faks 4195027 • Izmır TemsıiciM Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 23Tel 4411220. Faks 4419117«Adana TemsiIcısrÇetinYiğenoğJu, inönüCd l!9S.No 1 Katl, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Mudurü tstün Akmen 0 Koordmator \hmet Konılsan 0 Muhasebe Büfent \ ener9lda? Hûsnin Günr • tşktme Önder Çelik • Bılgı- Işlem N'aii fnaJ • Bılgjsa>ar Sıstem MBröct Çiler • Satı» Vazilet Kuza MEDVA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordınjtor Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-51384«M.I.I-aks 5138463 \a)imlayan>eBauo: Venı Oun Haber Ajar.sı, Basın ve Ya>ıncTİık A $ Turkocagı Cad 39 41 CagaJoglu 34334 lsl PK 246 Islanbul fe! (0 212)51205 05 ı20hsıı FaU <U 212* 51? <<? > 11 HAZİRAN 1998 Imsak: 3.23 Güneş: 5.25 Öğle: 13.11 Jkindi: 17.08 Akşam: 20.43 Yatsı: 22.35 www.cumhurivet.com.tr İIKokulu dışandan bitjrme • Istanbul Haber Servisi - îlkokulu dışandan bitirme sına\ larında başanlı olanlara ilkokul diploması verilmeyecek. Bu kişilerden Açık Ögretim Ilköğretim Okulu'na devam etmek isteyenler, kurumlanndan alacaklan beş yılhk eğitimi tamamladıklannı gösteren yazıyla dönemi içinde başvuruda bulunabilecekler. Ortaokulu dışandan bitirme sınaviannda başanlı olanlara ise ilkokul diploması verilecek. YASAD'da görev dağılımı • Haber Merkezi - Yazılım Sanayicileri Derneği'nin (YASAD) genel kurulunda seçilen yönetım kurulu üyeleri görev bölümünü yaptılar. Fethi Demir'in başkan seçildiği toplantıda, Nejat Sagtekin başkan yardımcılığına, Mete Önal genel sekreterliğe. Murat Kasaroglu saymanlığa seçilirken Yener Kahraman. Murat Ihlamur ve Tuğrul Tekbulut da üye olarak görevlendınldiler. Fethi Demir, demek olarak amaçlannın, YASAD'ı çok daha aktif ve yerli yazılım üreticılerinin sorunlanna yardımcı olmakta tek adres haline getırmek olduğunu söyledi. Göç mağdurları valilikte • fstanbul Haber Servisi - Göç magdurlannın, ekonomik ve sosyal sorunlannın çözümü için fçişleri Bakanlığı'na gönderilmek üzere hazırlanan dılekçeler dün Istanbul Valiliği'ne verildi. Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Dernegi (Göç-Der) Genel Sekreteri Mahmut Özgür, dün yaptıgı açıklamada. göç olaymdan etkilenen mafdurlann konut, bannma, beslenme, eğitım, sağlık, iş ve sosyal yaşamlannda birçok sorunu bulundugunu, kendılerine bugüne kadar binlerce başvurunun yapıldığını söyledi. Bandrol taıtışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PEN merkezinde düzenlenen. Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği ve PEN Yazarlar Derneği yöneticilerinin katıldığı toplantıda, Kültür Bakanlığı'ndan "biran önce bandrol uygulamasına geçilmesi" istendi. Toplantıda. üniversite öğretim üyelerinin bağlı bulunduklan kuruluşlarla da ilişki kurularak "edebiyat ve bilim eseri sahipleri meslek birliği" kurulması kararlaştınldı. Bilişimcîier İstanbul'da • İstanbul Haber Servisi - Avrupa Komisyonu'nun desteğıyie Türkiye Bilişim yakfı (İBV) ve Boğaziçi Üniversitesi tarafindan düzenlenen "Avrupa- Akdeniz Bilgi Topiumu tçin Politikalar \ e Iş Stratejileri Konferansı", 15-16 Haziran tarihleri arasında fstanbul'da yapılacak. Akdeniz ve Avrupa ülkelerinden konn\la ilgili delegelerin yer alacağı konferansta, eğitim ve araştırma gereksinimleri de ortaya konulacak. Pir Sultan Abdal etkinlikleri • ANKARA (ANKA) - "9. Pir Sultan Abdal Kültür Etkinhkleri", 13ve 14 Haziran günlerinde Sıvas- Yıldızeli Banaz Köyü'nde gerçekleştırilecek. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nden yapılan açıklamada. kültür etkinliklerinde semah gösterilerinden şiir dinletileri ve imza günlerine uzanan bir program sunulacak. Etkinlikler kapsamında "Aleviler ve Devlet", "Alevi Öğretisinde Pir Sultan Abdal" başlıklı paneller de gerçekleştirilecek. Büyükada'da 1878 yılında otel olarak inşa edilen mülk, Turing tarafindan kültürevine dönüştürüldü 120 yılhk bina kültürün hizmetinde Ortaya çıkan bu eser, adanın büyük kısmı 19. yüzyıl ürünii olan zengin mimari mirası içerisinde. eumhuriyet döneminin Büyükada'da ilk ve en önemli kültür eseri sayılabilir. kalabalıklaşan \e sorunlan yoğunlaşan bir İstanbul'da yeşili \e mimari mirası sürdü- ren Adalar'a ihtiyaç artmıştır ve Adalar'ı bu amaca. "bozmadan hazırlamak" gerek- mektedir. Eser, ilk tasanmdan. donatımına kadar, Çelik Cülersoy'un imzasını taşıyor. Haber Merkezi-25 yıllığina Tu- ring'e tahsis edilen Büyükada"da- ki 120 yıllık bina kültürevi olarak hizmete giriyor. Aylar süren uğraş- lar sonucu yeniden onanlan ve de- korc edilen binanın kültürseverle- rin uğrak yeri olması bekleniyor. Bahçe kapısı üstüne işlenmiş olan tarihe göre 1878 yılında ya- pılrruş olan bina, tapu kayıtlanna göre. bir otel olarak inşa edilmiş. Ankara'daki Genel Müdürlük ve Adalar Tapusu"ndan edinilen bil- gıye göre 3364 metrekarelik mülk, yüzyılın başından sonra, Rum ve italyan kökenlı aıleler arasında bir- kaç kezel değiştirdi. Osmanlı uy- ruklu bir deri üretıcisı olan Yorgo Marvano'nun eşi Artemisyo Le- onardo adına kayıtlı müllc, 1912 yı- lında Jtalyan uyruklu bayan Getn- maGiuliani Pavlina'ya satılmış. o da eşi Spridion Fabiato ile, onun evlat edindiği kızı Aurora'ya va- siyet yolu ile devretmek ıle bera- ber, her ıkisinın vefatından sonra mülkün Büyükada'daki Latin-Ka- tolik San Pasifıco Kilisesi'ne geç- mesini şart koşmuş ve bunu tapu- ya tescil ettirmiş. Bayan Pavlina • 9 Eylül 1997'de Istemihan Talay tarafindan düzenlenen medyaya tanıtma toplantısı ile çalışmalar başladıktan sonra mülk, Turing tarafindan 8 ay gibi kısa bir sürede baştan başa ve kökten onanldı, boş binanın içi Turing'in eski köşklerinden kalan eşyalar ile dönemin üslubuna sadık kalınarak dekore edildi. 1932'de, eşi Bay Fabiato I943'te vefat etmişler. Bayan Aurora aynı yıl. yine bir ada'lı olan Bay Scot- to ile evlenmiş, 1957'de onun da vefatıyla yalnız kalmca 1943 yılın- da yanlanna almış olduklan bah- çıvan ailesının hanımı ve iki kizı lehine bir bağış yaparak arazinin L3"ünü (bahçenin, girişte sol ta- rafı) tapuda ayırarak onlann adı- na tescil ettirmiş. Sözlü vasiyet Aurora Hanım'ın 1997'de vefa- tı üzerine bu aıle, sözlü vasiyeti bulunduğu gerekçesiyletarihi köş- kün ve kalan bahçesinin de kendi- lerine intikali ıçin dava açmışlar- sa da, mahkeme kabul etmeyerek, Türk uyruğundaki hanımın kanu- ni mirasçısı olmadan vefatı gerek- çesiyle, mülkün Maliye'ye devri- ni, 1993'te karara baglamış. Ara- dan geçen uzun süre içerisinde bü- rün iç dekorlannı, eşyalannı yiti- ren bina harap olmuş, fazla mamur olmayan bahçesi de, cangıla dön- müş. 1995 yılında Hazine tarafindan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne tah- sisi yapılan mülk, ödenek bulun- madığı için onanlamamış dunım- da iken, 1997 hükümet değişikli- ğinde yeni Kültür Bakanı Istemi- han Tatay, Türkiye Turing ve Oto- mobil Kurumu'na işbirliğı arzusu- nu açıkladıfında, Kunım Genel Müdürü Çelik Gülersoy, ilk plan- da bu yerin kurtanlmasını öner- miş, hükümet kanadında Başba- kan Yardımcısı Bülent Ecevit de bu öneriye destek vermiş. Ardın- dan polis tahsisi kaldınlıp, bina Kültür Bakanlığf na devredilmiş, bu bakanhkça da 25 > ıllığına 'Tu- ring'e onanm ve çok amaçlı kul- lanım ıçin tahsisi gerçekleştiril- miş. 9 Eylül 1997'de Talay tarafin- dan düzenlenen medyaya tanıtma toplantısı ile çalışmalar başladık- tan sonra. elverişsiz kış şartları içerisinde harap bina ve vahşi bah- çesi. Turing tarafından 8 ay gibi kı- sa bir sürede baştan başa ve kök- ten onanlmış, boş binanın içerisi de 'Turing'in eski köşklerinden kalan eşyalar ile. dönemin üslubu içerisinde dekore edilmişti. Eğimli bahçede eski çimento duvarlı setler yenı baştan yapıldı, tugla giydirildi ve zeminler doğal taş bloklarla kaplandı. her taraf ağaçlandınldı ve çıçeklendirildi. Yeni kullanımda binanın bod- rum katı mutfak, VVC'lere ve depolara aynldı. Gınş katında da Çelik Gülersoy'un bağışladığı kitaplığa (Adalar'da ilk kez olmak üzere) yer verildi. Kışlık cafe olarak aynlan bölümün üst katına ıse kuy- ruklu bir piyano konarak, konser- lere ve çeşitli toplantılara aynldı. Bu kat, lake mobilyalarla açık ve hafif renklerde dekore edildi. Önlem almmazsa kontraseptif malzemelerinde büyük sıkıntı yaşanacağı belirtildi Kadınlardan aile planlaması uyansı İstanbul Haber Servisi - Gerekli ön- lemler alınmazsa önümüzdekı yıllarda Türkiye'de kontraseptif malzemeleri (ai- le planlaması malzemeleri) sıkıntısı çe- kilecegı belirtildi. Bu malzemelenn. 1960 yılından bu yana uluslararası yardımlar- la sağlanmasına karşın. 1994 yılında ya- pılan anlaşma geregınce Türkiye'nin ken- disinin sağlaması gerektığını kaydeden Kadın îçın Destek Oluşturma Grubu (Kt- DOG). ancak net bir çalışmanın yapıl- madığına dıkkat çektı. Kadının toplum içındekı yasal hakla- nnı. eğitim ve sağlıgını ıyi hale getirmek amacıyla kurulan KİDOG. Conrad Ote- lı'nde toplantı düzenledı. Degışıkalanlar- da çalışan 11 sıvıl toplum kuruluşunun oluşturdugu KİDOG. adına konuşan Nur- can Müftüoğlu. 1960 yılından bu yana Türkiye'deki aile planlaması malzemele- rinin dış yardımlarla saglandığına dikkat çektı. Genç birnüfusu olan Türkiye'de mal- zeme ıhtıyacının giderek artacagını kay- deden Müftüoglu, ihtıyacın karşılanma- ması halınde olacakları şöyle sıraladı: "- İstenmeyen gebelikier çoğalacak, - İsteyerek yapılan düşük ve istenmeyen doğumlar artacak, - Anne ve bebek ölüm oranlan yükse- lecek. - Anne-çocuk sağlığı konusunda sağla- nan iyileşmeler gerileyecek. - Kadının çaüşma alanına kanhmı, okur- yazarlık ve eğitim düzevi, toplumsal sta- tüsündeki gelişme olumsuz etkilecek." Konjraseptıf malzemelerin sağlanma- sı için 1998 yılı için 5 milyon dolara ih- tıyaç olduğuna dikkat çekilen toplantıda, biryıldayapılan 370 binkürtaj için 35 mil- yon dolar harcandıgı vurgulandı. Sokak çocuklan için şiir kitabı İstanbul Haber Servisi - Türkıye"nın ve özellikle büyük kentlerin kanayan yarası olan sokak çocukla- nna duyulan sevgı. onlar anısına bir kıtap yazılma- sını sağladı. Şair KubUay Gübem kısa süre önce çı- kan Dona Vurmuş Gece- nin Beyazında ısımiı kita- bının tüm gelirini Sokak Çocuklan Gonüllüleri Der- neğı'ne bıraktı. Sokaklarda para ister- ken gördûğümüz, zaman zaman para verdigimiz ya da sattıkları kâgıt mendılı satın aldığımız, bankama- tik kulübelennde uyuma- lannı içımız sızla>arak iz- ledıgımız sokak çocukla- nnın da artık bir şiir kita- bı oldu. Yüreği çocuk se\ - gisiyle dolu şair Kubilaş Gülsem, sokak çocuklan ıçin > azdığı Dona Vurmuş Gecenin Beyazında adlı kı- tabının tüm gelırını. baş- kardıgını Yteuf.AhmetKul- ca'nın vaptıgı Sokak Ço- cuklan Gonüllüleri Der- neği'ne bıraktı. Gülsem, ünlü şair Tevfik Fikret'ın " Ey kimsesiz. avareçocuk- lar... Hele sizler hele siz- ler~" dıye seslendıgı so- kak çocuklan için, kitabı- nın girişinde şu düşünce- leri dilegetirdi: "Gelecekten umudunu vitirenler. geçmişin anıia- nyla avunurlar. Ben geç- mişimi yadsımadan \e unutmadan, umudun ol- duğu yere bakanm. Yani geleceğe™ Ve her doğan gü- nün daha sıcak ve güneşli olduğuna inanıran. \eter ki doğacak güneşin, rüm ço- cuklan eşit sıcakükta ku- caklayabiJmesini sağla- valun" italyan Liselilerin mezuniyet mutiuluğu ftahan Lisesi 1997-1998 dönemi mezunlan önceki akşam dü/enlenen 'Mezuniy-et Gccesi' ik eğirjm hayatlannda bir savfavı daha kapatülar. Çırağan Sarav ı'nın bahçesinde düzenlenen kokteylle başlayan gecede yeni mezun kız ve erkek öğrenciler şıklıklanyla dikkat çektL Oğrencüerin aileleri, okul yönetici ve öğretmenleri ile bazı eski mezunlann de katıldığı gece, mezuniyet yemegyle sona erdi. (Fotoğraf: AYKÜT KUÇÜKKAYA) RASGELE / RAİFERTEM Onurlu Bir Yaşam Hüseyin Onur Hüseyin Onur'u kaybettik. 7 Haziran Pazar gecesı. Aramızdan aynldı. 28 Nisan gazisi. Anılar geldi belieğime oturdu. 1960 yılı. 28 Nisan günü. Hukuk Fakültesi'nin birinci sınıf amfisinden çıktık. Okul bahçesinde toplandık. Konuştuk kararlaştırdık. Rahmetli Nuri Yaacı'nın verdiği söylev. Beyazıt Meydanı'na taştık. Vilayet'e gideceğiz. Hükümeti protesto edeceğiz. Demokrat Parti'nin özel polisleri çevirdiler. Polisler diyemiyorum. Katılmayanları biliyorum. Meydandayız. "Menderes Istifa" diyerek yüriiyoruz. Silahlar konuşmaya başladı. Toplum dalgalandı. Karariıyız. yürüyeceğiz. yürüyoruz. "Vuruldum'. Hüseyin Onur'un sesi. Setin üstünden aşağıya düştü. "Bacağım, bacağım" diye inliyordu. Arkadaşlar kucakladılar. Hastaneye ulaştırdılar. Bir bacağını yitirdi. Tek ayak üstünde bir yaşam sürdü. Hüseyin Onur. Onuruyla. Cengiz Ballıkaya da kurşun yedi. Yaralandı. Turan Emeksiz. Yaşamını yitirdi. 28 Nisan 1960! 4 gün sonra da Nedim Özpulat. Neydi bu gençliği taşıran? Meydanlara döken? Ölümü göze aldıran? Siyasi partileri kapatmak! Basını susturmak için getirilen "Siyasi partiler ve bir kısım basın" hakkındaki yasa tasarısı! Arkasından kurulan "Tahkikat Komisyonu"! Yasama, yürütme, yargı yetkisi neredeyse bir komisyonun eline geçti. Bayar- Menderes ikilisinin sıvil darbesi. Demokrat ve tam bağımsız bir ülkede yaşamak isteyen gençliği harekete geçirdi. Beyazıt Meydanı-Kızılay Meydanı. 555 K. "Şehitlerimizin üstüne taht kuramazsın. Menderes istifa et." Bildirilerini dağrtarak yürüdük, yürüdük. "Ordu gençlik el ele"! 27 Mayıs 1960 Devrimi! Yaşama yeniden başladık. Ne umutlarta. Hüseyin Onur'u Kurucu Meclis'e gönderdik. Meclis üyeliği yaptı, politikada kalamadı. Hüseyin Onur. Onur... Avukatlık yaptı. Onuruyla yaşadı. Aramızdan aynldı. Onuruyla! llhan Selçuk ağabeyimizin yazısında belirttiği gibi. "Gözleri açık gitti." 12 Mart, 12 Eylül darbelerini gördü. Yaptıkları 1961 Anayasası'nın budanışını. Yok edilişini. Günümüzün acı koşullannı. Şimdi toprağında yatıyor. Bacağı bir anrt mezar. Gövdesi bir anıt mezar. Turhan Selçuk ağabeyimizin çizgilerinde belirttiği gibi. 27 Mayıs, 27 Mayısçılar unutulamaz. Türk Devrimi Atatürk Devrimi. Yaşayacak yaşatacağız. Biline! Rasgele... Ona kîmler yansın e-posta : tan (a prizma. net. tr Bir haber yorumsuz: "Genç intflıarlannda pat- lama. Inrihar edenlerin bü- yük çoğunluğunu 15-24 yaş- lan arasındaki gençler oluş- tunıyor." Bir yaşanmış hikâye yo- rumsuz: Keşke Murat'ı hiç tanı- masaydım. Konuşup soh- bet eüneseydim. Belki o za- man ölümüne böylesine yanmazdım. O dünyalar gü- zeli bir insandı. Onu Kü- çükkuyu'nun Adatepe kö- yünde tanıd«n. Orada dost- lanmın evi var. Murat o köy- dendi. Ve bizim kaldığımız evin avlusunu çıçeklerle do- natan. suyu bir türlü kesil- meyen damı ustaca onaran oydu. Sessiz, sakin bir insandı. An gibi çalışkandı. Elinden gelmeyen ış yoktu. Bu ne- denle köye yerleşen bütün yabancılar "Murat" der baş- ka bir şey demezlerdi. Henüz 22 yaşındaydı. Zorlu bir askerlikten henüz dönmüştü. Doğu'da geçen askerliginden söz etmeyi pek se\Tnezdi. Pek çok ya- şıtının aksine askerlik anı- lanndan kaçardı. Huyxmu bilen köylüler de, yabancı- lar da üstelemezlerdi. Askerlik dönüşü önce so- guk demircilige soyundu. Bu çok zor işi bir çırpıda kavradı. Ardın- dan inşaat kalfa- sı oldu, ardından evler yapmaya başladı. Köyde başı sıkışan ona koşardı: "Amangözünü seveyim Murat, bahara bizim in- şaat bitsin." Murat insanla- n kırmayı sevmedıgi için her zaman yapabileceğin- den daha çok iş alır, inşaat mevsimi baharda uyku du- rak bilmezdi. Onun ördügü duvarlar anında seçilirdi. Taşlann arasını deniz ka- buklanyla süslemek onun işiydi. Görünmez bir yere imzasını atmadan edemez- di. Köyun bütün kızlannın gözü onun üstündeydi. Eh, askerliğini yapmış, meslek sahibi, yakışıklı bir delikan- lıydı. Annesi Murat'ı ev- lendirip bir an önce torun sa- hibi olmak için can atıyor- du. Kadıncagız, iki günde bir Murat'a yeni bir kız beğe- nir, ama her seferinde Mu- rat'ın suskunluğuylakarşı- laşırdı. Annesi o hiç evlen- meyecek diye korkmaya başlamıştı, üstelemek de is- temiyordu. Murat'ın nasıl inatçı olduğunu çok iyi bi- lirdi. Murat'ın, gelin adayla- nndan söz edince susma- sında bir hikmet vardı, ama bunu Murat'tan başka kim- se bilmiyordu. Murat âşık- tı. Hemdeöyleböyledeğil. düpedüz karasevda olmuş- tu. Bu aşk ona neresınden IŞIL ÖZGENTÜRK baksa umutsuz gözüküyor- du. Çünkü sevdigi kız den- gi degildi. Kız, yıllar önce köye yer- leşen bir Alman bayanın ca- nı gibi sevdıgi tek kızıydı. Gençti, güzeldı. Almanya'da bir üniversitede okuyordu. Yazlan köye gelir, üç-dört ayını annesiyle birlikte ge- çinrdi. Sevecen, güzel huy- lu bir kızdı. Murat'la ço- cukJuktan tanışırlardı. Yaşıt- tılar. Çocukken birlikte oy- nar, birlikte cevız agaçlan- na tırmanır. birlikte denize girerlerdi. Sonra ikisi de büyümüş- tü. Genearkadaştılar. Gene yazlan birlikte denize giri- yorlardı. ama artık çocuk değillerdi. Aradaki sınıf far- kı, kültür farkı acımasızca ortaya çıkıyordu. Murat or- taokulu ancak bitirmişti. kız üniversiteye gidiyorda Kül- türleri, âdetleri. düşüncele- n farklıydı. Murat bütün aş- kına ragmen bunun bilin- cindeydi. Bu nedenle genç kıza hiçbir şey belli etmiyor, arkadaşça davTanmaya ça- lışıyor, ama her gün günlü- ğüne sayfalarca. sayfalarca aşkını anlatıyordu. Günlügü, ölümünden sonra yatagının altmda bu- lundu. YakJaşık bin sayfalık birdefterdi. Bütün sayfala- n Murat'ın aşkını ifade eden satırlarla doluydu. Ancak son sayfalara oldukça deği- şik bir üslupla. farklı şeyler yazılmıştı. Murat, kızın Almanya'ya dönüp nişanlanacagını ögre- nince intihar etmeye karar vermıştı. Günlügünde bu ka- ran belirttıkten sonra, kızın bukonuda hiçbirkabahati ol- madıgını, özellikle üstüne basa basa yazmıştı. Kız, onun kendisini sevdigini bi- le bilmiyordu. Günlügün son sayfalanna ise bütün borç- lannı, alacaklannı yazmış- tı. Sonunda da onu, köy gi- rişindeki tepeye gömmele- rini istiyordu. Böylece yol- dan gelip geçenler mezarı- nı görecek ve onun ıçın bir fatiha okuyacaklardı. I Arkası 17. Sayfada