25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 İş Bankası Adını Atatürk'ün koyduğu Cumhuriyet gazetesi, Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. yılında yine Atatürk'ün kurduğuiş Bankası'ndan mafya kanallanna aktanlan milyonlarca dolarlık kredileri gündeme getirdi. Genel Müdür Unal Korukçu bu nedenle, emekliliğini istemek ! durumunda kaldı ama bu arada İş Bankası da Cumhuriyet'e ilan ambargosu başlattı. Ambargoyu bankanın yönetim kurulu üyelerinden Mustafa Özyürek'e sorduk, "Genel müdür kendi tasarrufu ile yapmış olabilir, bizim haberimiz yok" dedi ve yeni atanan Genel Müdür Ersin Özince'nin her türlü keyfi uygulamaya son vereceğini söyledi. Bekleyelim, görelim... Elektrontk posta: somOpostB.cumhiiriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? - Istanbul'daki yürûyüşte üç hilalli bayrak varmış... "Taksim'de kurulan lirik konser sahnesine aötürüvorlardır!" o lay, jandarma kayıtlarından medyaya ve oradan da kamuoyuna magazin gazeteci- liğinin en cazip konularından biri olarak yansıdı: Tecavüz. Üstelik sokakta "sıra- dan" bir tecavüz değildi. Bir öğretmen öğrencisine tecavüz etmişti. 16 yaşındaki öğrencinin intihara kalkışmasıyla te- cavüz anlaşılmış ve ailesinin şikâyeti üzerine öğret- men Bülent Çelik, geçen hafta bir bayan öğret- menle kaldığı evde yakalanıp tutuklanmıştı. Sonra- sında üç kız öğrenci daha tacize uğradıkları iddias/y- la şikâyetçi olmuştu. Istanbul'dayaşanan bu olayın Milli Eğitim Baka- nı Hikmet Uluğbay'a kadar uzanan çok daha cid- di bir yanı vardı ama ne yazık ki işin ciddiyeti gün- demde yer bulamadı. Eğitim-Sen Istanbul 7 No'lu Şube Başkanı Osman Karadeniz'in açıktaması "gö- rünen köyün kılavuz istemediğini" kanıtlıyordu... Şöyie ki, geçen yıl Büyükçekmece ilçesinde bir oku- I •• Yuz karası la stajyer öğretmen olarak atanan Bülent Çelik'in öğ- rencilere yönelik cinsel tacizi Eğitim-Sen tarafından saptanmış ve durum önce okul müdürüne, ardından Büyükçekmece llçe Milli Eğitim Müdürü Avni San- dıkçı'ya iletilmişti. Öğretmen o okuldan alınıp baş- ka bir okula gönderilmiş, aynı olayın tekran üzerine bu kez üçüncü birokulda görevlendirilmişti. Stajye- ri koruyan bir el vardı ve Bülent Çelik'in elleri taci- ze devam ediyordu. llçe Milli Eğitim Müdürü, neyapmayı düşündüğü- nü soran Eğitim-Sen yöneticilerine bunun kendini aşan bir durum olduğunu söylemiş ve Büyükçek- mece Kaymakamı ile konuşmalannı önermişti. Eği- tim-Sen yöneticileri yanlarına müdürü de alarak dö- nemin kaymakamı Akın Yılmaz'a gitmiş ancak öğ- retmenin ırkçı ve şeriatçı kanatlar altında korundu- ğu izlenimi ile kaymakamlıktan ayrılmışlardı: Eğitim-Sen yöneticileri bunun üzerine 5 Ekim'de Istanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'e gitmiş- ti. Eğitim-Sen 7 No'lu Şube Sekreteri Ensar Işık, Ba- lıbey'e hazırladıkları dosyayı vermişti. Cinsel tacizin yanı sıra yolsuzluk iddiaları da epey kabarıktı staj- yer öğretmen Bülent Çelik hakkındaki. Aynı gün Ankara'da Milli Eğitim Bakanı Uluğbay'ın, Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle Eğitim-Sen şu- be başkanlarıyla yaptığı toplantıda da Istanbul 7 No'lu Şube Başkanı Osman Karadeniz, aynı dos- yayı bakana sunulmak üzere bakanlık özel kalemin- deki görevlilere teslim etmişti. Üç hafta sonra olay patladı; Milli Eğitim'in el sür- mediği "dosya"yı jandarma açtı... Gazetelerde de, "Öğretmenlerin yüz karası" diye manşet atıldı... Şimdi sormak gerek: Milli Eğitim, bu olaydan yüz akıyla çıkabilir mi? Bakla Refah'tan Faziletli Ağn Belediye Başkanı Zeki Başaran'ın Atatürk'e hain demesi büyük tepki çekti. Oysa onu ve onun gibi Fazilet'lileri kutlamak hatta teşvik etmek gerek. Ağızlarındaki baklayı çıkarmaya devam ettikleri için... SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU 75 yıl boyunca neler yapmadık ki cumhuriyet için.. Kimimiz yürüdük, kimimiz yürüttük... Oldürülen kadından kalan miras Beş yıl kadar önce... Sivas'a bağlı Çatalkaya köyünde... Çekem Aile- si'nin evine hırsız giriyor. Hırsız, o sı- rada evde yalnız olan anne Emine Çekem i iple boğarak öldürüyor... Yakalanan katil zanlısı Cemal Yü- cel, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeki yargılama sonucu yedi yıl al- tı ay ağır hapis cezasına çarptırılıyor. Dava bitiyor ama yargının işi bitmiyor; Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, mak- tüle Emine Çekem'in mirasçılarını ara- maya başlıyor... Yazışmalar yıllar alı- yor, iki klasör dolusu evrak birikiyor. Sonunda varislere ulaşılıyor. Ancak varislerin bunu kanıtlanması gereki- yor. Maktülenin eşi Rüstem Çekem ile çocuklan Bektaş, Hanım ve Hasan mahkemeden vera- set ilamı alıyor. Dosya, Sivas Emanet Memurluğu'na havale edili- yor. Dosyanın içinde 1993/304 sıra numarası ile kayıtlı "ip" çıkıyor... Emi- ne Çekem'in boğulurak öldürülme- sinde kullanılan ip! Çünkü mahkeme, "ip"in maktüleye ait olduğuna ve do- layısıyla mirasçılarına iade edilmesi- ne karar vermiş bulunuyor... Üstelik "ip"in dörtte birinin eşine verilmesi, dörtte üçünün de çocukları arasında eşit olarak bölünmesi gerekiyor! Eşi ve çocukları acılarını bir kez daha de- şen ve kendilerine düşen tek "miras"ı istemiyor ama kanun böyle diyor! PALAS PANDIRAS Kendi düşen ağlamaz; Istanbul Borsası hariç tabii ki... Müfrt Bozaa ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Bir 12 Eylül Kazığı... Park Otel, Conrad, Svviss Otel, di- ğer dev plazalar. şımank center'lar ve tümûnün ortak simgesı 'Gök- kafes'... Bu rant kulelerinin sanıldığı gi- bi cumhunyetyasalanyladeğil, '12 Evlijl kanunlarıj'la' yükseldikje- ' rini kim bihr kaç kez yazmışımdır. Ne varki unutkanlığımız diz boyu olunca, yenıden anımsatmak da san- ki artık 'vatan görevi' gibi kaçı- nılmazoluyor... Geçen pazar (25.10.1998) günü yapılan 'hukuk zinciri' eyleminden sonra gazetelere tam sayîa 'savun- ma ilanı' \ eren Gökkafesçilerözet- le dıyorlar ki: "Bize bu imar hak- kını cumhuriyet hükümetleri ver- di. İşte 1984'teldCumhurbaşka- nı Kenan Evren'in onayını taşıyan ve Başbakan Turgut Ozal imzalı Bakanlar Kurulu'nun turizm merkezi karan... 1824'lerdeki pa- dişah yasaklarına sığınanların yoksa başka özlemleri mi var?" 27.10.1998 gazetelerdeki ilan) Evet Kenan Evren-TurgutOzal ekibinin Gökkafes'e ve benzerleri- ne (padişahlarda bile olmayan yet- kilcrle) •avrıcalıkJı imar hakkı" bağışladıklan ve bugüne kadar da onları izleyen hükümetlerin ülke düzeyindeki J 6O'ı aşkın yerde ben- zer izinler verdikleri 'turizm mer- kezi' kararları, 'takvinT olarak el- bette cumhunvet döneminde alın- alan' olarak sürdûrülmüştü. 1983 'te Süzer bu arsayı otel yapmak için aldığında da yine yeşil alan statü- sündeydi ve lTÜ'nün öğrenci par- kı olacaktı. Gökkafes'ın böylesi bir '12 Ey- lül kazıjjı'.şe.klinde.yükselmernpsj, ve hiç değilse tarihi Taşkışla bina- sının üzerine çıkmayacak şekilde '8 karJı bir otel olarak kalması' için karar üretilen tek dönem, 1992- 1994yıllanoldu. Sözen yönetimindeki belediyenin bu yöndeki plan değişikliği karan dönemin sosyal-demokrat bakan- lık yönetimince de uygun bulun- masına rağmen '12 Eylül Yasası' hiç değilse değiştirilerek 'yürür- lükten kaldırılmadığından' 8 ye- rine 41 katlı \ e 134 m. yüksekliğin- deki 'otel ve iş merkezi' projesi yeniden devreye sokuldu. Hiç kim- se de "Bu imar ayrıcalığı aslında sadece turizm için. peki bu 33 kat iş merkezi de ne oluyor" diye sor- madı. Bugünlerde ortaya çıkan yeni bir 'kayırma' operasyonu ise Turizm Bakanlığı ile Gökİcafes'ı 'himaye- sine' aJan Şışlı Belediye Başkanı ara- sındaki bir 'gizli' yazışmayla ger- çekleştirilmiş durumda. Bakanlık. yükselmesi artık sona eren ınşaatın 'son durumunu' da yeniden imar hakkına dönüştüren plan degişikliğini yaparak. 'görüş Mimarlar Odası bültenlerinde 1991 'de yayımlanan bu resim, Gökkafes henüz yiikselmeden İstanbulluİarı uyarıyordu. ; dı. Ne var ki bütün bu 'siyasi ka- yırmaya' dayah özel izinler, gerçek cumhuriyet hukukuna, yani toplum . yarannı temel alan, demokratik ve sosyal adalete saygılı, özellikle de imar konusunda bilimi ve planlama- . yı gözeten bir 'anayasal düzene' ' acaba ne kadar uygundurlar? Kenan Evren ve Turgut Özal eki- binin bu tür 'ulufeler' dağıtmaya başladıklan Turizmi Teşvik Yasa- sı (siz bunu 'yağmayı teşvik' ola- rak da okuyabilirsiniz) 12 Mart ı 1982 tarihini taşıyor. Yani, Türki- ye'nin 'anayasasız' olarak yöne- tildiği döneme ait bir tarihi... Ana- ' yasa. 6 Kasım 1982'de devreye gir- dikten sonra ise diğer 12 Eylül dü- <• zenlemeleri gibi bu yasa da hani şu * 'geçici'(l) denilen 15. maddenin tam 16 vıldır 'koruması' altında yağmacılığa hizmet vermeye de- - vamediyor... Şımdi aynı soruyu Gökkafesçile- re bız soımayalım mi? Acaba böy- ' lesi bir darbecı 'hukuka'(l) sığı- narak. 'başka özlemlerinizi' mi - yansıtmış oluyorsunuz?.. Kaldı ki . Dolmabahçe yamaçlanna daha Os- • manlı döneminde getirilenimarya- ' sağı, Cumhurivet'inilkyıllannda Atatürk'ün davet ettiği Fransız mi- mar Prost'un planlannda da 'yeşil vermesi' için 28.7.1998'de beledi- yeye göndermiş. Yine o 1980'lere ait mevzuata göre belediye 30 gün içinde yanıt vermediği için de 'uy- gun bulduğu kabul edüerek' onay- lanmış ve yürürlüğe sokulmuş... Peki. belediye yanıt verseydi ne olacaktı? Sonuç belki değişmese bile, en azvndan ayru plan değişik- liği bu yanıt için 'belediye mecli- sinde' görüşülecekti. Böylece bir 'cumhuriyet' hükümetinin plana göre inşaat değil, 'inşaata göre plan' yaptığını şu her tarafi bay- raklarla süsleyen belediye başkanı dışında, hiç değilse 'meclis üyele- ri de görerek, belki de 'halk ve hu- kuk adına karşı çıkma' haklannı kullanabileceklerdi... Mimarlar Odası'nca 1991'de yayımlanan 'İstanbul'un Gelece- ği ve Gökdeienler' adlı bir kitap var. Bütün Gökkafeslerin 'içyüzü' açık- ça ve tüm aynntılanyla sergileni- yor ve deniyor ki "Bunlar eğer y ükselirse. birer hukuk cinayeti- nin çirkin abideleri oiacaklar- dır" (syf. 44). Gökkafes orada durdukça, 12 Ey- lül de varlığını tüm çirkinliğiyle sürdürüyordemektir. Üstelik Cum- huriyet'in 75. yılında 'yinelenen' hukuk dışı imar izinleriyle... HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ ÇtZGÎLÎK KÂMtL MASARACI DUZIMulM OSLy 1 P MIRMIRLAR UĞUR DVRAK TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 1 Kasım ILK HAI/A BOM&ARD/MÂA/// 1911'OE BU6ÜN, ILK K£2 SİK HAVA BOMBAGOfAA/MI YAPtlOI. OSMAAJU YÖN£TİMİNPE*a TKABUJS'U (L/gMt) İŞSALB BAŞLA&NCL4&I StlBAOA, /noLYAMLAe'lN GÖ2LEM AMACIYLA UÇAK K.ULLAHPfl£L4&t Bl'UfJ- ANCAK, Ü AIN ZA/SA 'DA, 7Z//&C /OJVVETLERİ ÜZE&NE >*PtLnl ÜSTEGMEN GÜIUO GAI/OTTI YÖNEriMİMOe, PCKUZ UÇAKL/K FÜ£) HÜCUMA G£ÇMrf77. İLK BOMBAYI ELIYLE GAVOTTI ATTI, ONU ARKADAŞL4RI İZL£Oİ. ATTttCLARt SOMSALA/S 2. taLOGIS/tM A6/RUK- TAYDI VE "r C/Pe/.Lf'MAKJ<AStA// 7AŞIYO&PU. HAVAPAAl BOMSA&D/MAA/, ÇAŞPAf S4I/AÇ 7AK- TIK (/£" smATEJ/S/NDE DEi/IZ/M YA/SA7XİCAK Ü BİR GEJ./frM£-.SAy/£AC4K77&.. ECumhurryet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu KASİM AY! ETKİNLİKLERİ DİNUTİ, SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ 1 Kasım Pazar Saat:18.00 FERDA EREREN ve ÜÇ DENİZ TOPLULUĞU (Barı? Şİİrleri) Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksım Tel:252 38 81/82 ECumhuriYejt kitap kulübü Taksim Sergi Salonu KÂSÎM AY! ETKİNLİKLERİ SÖYLEŞİÜIMZA GÜNÜ 2 Kasım Pazartesi Saat:17.00-19.00 NEDİM GURSEL Kitaplarını imzalayacak ve okurlarıyla söyleşecek. Istiklal Cad (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82 Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. TtRKKALPVAKFl J9MayisCd.No: 8 Ştşll/İSTANBUL Tel:t0?12)21?0707 tpbx}WHat Faks: 10212) 212 68 35 Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak erozyonu size sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. T.E.M.A. Türkive Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfi Telefon: (0.212) 281 10 27/268 09 85 PANO DENİZ KAYUKÇUOGLL TÜPkiye'deAydınOlmak! Liseyi bitirip Almanya'ya gelmiş, dil öğrenmiş, üniversite öğrenimi hazırlık sınıfının başarılı bir öğrencisi olmuştu. Sonra Türkiye'ye gidip Anka- ra Üniversitesi'ne girmiş, Alman Dili ve Edebiya- tı öğrenimini "pekiyi" derece ile tamamladıktan sonra 1978 yılında yeniden Almanya'ya dönmüş- tü. Onu, Berlin Hür Üniversitesi'nde "Kültürter Arası Eğitim ve lletişim" öğrenimine başladığı yıl tanımıştım. 24 yaşında güler yüzlü, sevecen, dün- yaya açık, ilkeli bir gençti. Olağanüstü çalışkan- dı. özellikle yabancı öğrenciler için oldukça zor olan öğrenimini "iyi" derece ile bitirdi. Arkasın- dan "Almanya'daki TürkKültürünün Kültürler Ara- sı Eğitbilim ve lletişim Açısından Işlevi" konulu dok- tora çalışmasına başladı. 1986 yılında "Dr." titri- ni kullanmaya hak kazandı. Artık iki üniversite bi- tirmiş, doktorasını vermiş, önü açık bir akademis- yendi. Bir yandan yükseköğrenimini sürdürürken öte yandan da Berlin Eğitim Bakanlığı 'na bağJı çoJe amaçlı liselerde öğretmenlık yapmış, Berlin Hür Üniversitesi ve Sosyal Danışmanlık Yüksekoku- lu'nda ise öğretim görevlisi olarak çalışmıştı. Se- kiz yıllık meslek deneyimi kazanmıştı. Onur Bilge Kula doktorasını verdiği yıl Türki- ye'ye döndü. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fa- kültesi'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 24 Ekim 1988 tarihinde doçentliğe yükseldi. Bu üniversitede "Eğitim Fakültesi Yabancı DillerEği- timi Bölümü Alman Dili ve Eğitimi Anabilim Qalı Başkanlığı", "Eğitim Fakültesi Yabancı DillerŞö- lümüBaşkan Yardımcılığı", "EğitimFakültesiQe- kan Yardımcılığı" yaptı. 1993 yılının Mart ayıncla Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat FakültesiYfe "Kurucu Dekan" olarak atandı. Aynı zamanda "Alman Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı "nrie "Rektöhük Yabancı Diller Bölümü Başkanlığr'fa da üstlenmişti. 15 Aralık 1993 günü profesöröl- du. '•" Bilim dünyasına üçü Almanca, diğerleri Türl<- çe dokuz yapıt kazandırdı. "Alman Kültüründe Tqh\ Imgesi" adlı üç ciltlik araştırmalarından parçalâr çeşitli dergilerde yer aldı. On bir yüksek lisans, altı doktora tezine danışmanlık yaptı. UluslaraT»- sı Germanistler Birliği'ne üye oldu. Üyesi olduğtı Türk-Alman Toplum Bilimciler Derneği'nin Mnti başkanlığına getirildi. YÖK Başkanlığı tarafındöh "Türkiye Sosyal ve Beşeri Bilimler Milli Komitesi Üyeliği"ne seçildi. TRT2'nin hazırladığı 13 bölüFfi- lük Türklene 1000 V//"adlı diziye konuşmacı, m§- tin yazarı ve danışman olarak katkıda bulundü. Çeşitli ulusal ve uluslararası kongre ve sempoî!- yumlarda bildiriler sundu. Çok sayıda kuruluş tâ- rafından kendisine "Bilim ödülü" ve "OnurBel- geleri" verildi. Onur Bilge Kula "Bir bilim adamı nasıl olmajı" sorusunu yaşamıyla yanıtlamış, çevresinde sö- vilen, sayılan örnek bir insandı. 19 Ekim 1998 günü yapılan rektörlük seçimlerinde adayiığını koydu. Seçimler öncesi yapılan e$ljrn.yoklarrra- ları kazanacag'ını gösteriyordu. Seçimler yapıldı, sonuçlaraçıklandı. 176 öğretim üyesinden 81 'inin oyunu almıştı. Seçim yarışına katılan adaylardan Prof. Uğur Oral'a 47, Prof. Ibrahim Gümüşsu- yu'na 28, Prof. Vural Ülkü'ye 13, diğer dört ada- ya da ancak 1 'er oy verilmişti. Bu seçim sonuç- lanna göre Mersin Üniversitesi'nin yeni rektörü bel- li olmuştu: Prof. Dr. Onur Bilge Kula. Ama böyle olmadı! Rektörlüğe Prof. Uğur Oral atandı. Onur Bilge Kula'nın adı, Yüksek Oğrenim Kurulu (YÖK) tarafından Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'e sunulan üç kişilik listeye bile so- kulmamıştı. 12 Eylül'cü YÖK'ün "tunçyasası"bir kez daha işlemiş, demokratik ilkeler çiğnenmiş- ti. "Cumhuriyet'in temel hak ve özgürlüklerle bü- tünleşerek sürekli gelişmesi"n\ yaşam amacı ola- rak tanımlayan, "Atatürkdevrimlerine ve laik Cum- huriyet'e içten bağlı" bir bilim adamı daha ceza- landmlmıştı. Çünkü Onur Bilge Kula "Herzaman, her yerde ve her koşul altında köktendinciliğe, 'türban' gi- bi köktendinci simgelere" karşı çıkıyor, "Üniver- sitelerin en geniş çerçevede ve ödünsüz biryak- laşımla köktendinciliğe karşı çıkması gereği ve zorunluluğunu"dilegetiriyordu. Birçok kez "Üni- versite kurullarında, başta Sıvas'ta köktendinci- lerce yakılarak oldürülen aydınlar olmak üzere, Başbakanlığa çağnlan tarikat liderieri gibi durum- ları açık bir dille protesto etmek gerektiğini" vur- gulamıştı. Şimdi bunun için cezalandırılıyordu. Türkiye'de aydın olmak kolay değildi! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SA- ĞA: 1/Mey\e- leri baharat ola- rak kullanılan ve Amerika'da yetişenbirağaç. 2/ "Emin —- ": Mimarı- mız... Dal.kol. 3/ Edirne'nin „ bir ilçesi... İn- " ce kum ve çi- mentoyla yapı- lan düzgün dö- şeme sıvası. 4/ Müslümanlık- 1 2 3 4 5 6 ta mezhep kuran kim- se...Birnota. 5/Ortak yönJeri olan iki şey ara- „ sındaki benzeşme. 6/ Bir organımız... Tro- pikal bölgelerde yeti- 4 şen ve yumrulan be- 5 sin olarak kullanılan bitkilere verilen ad. 7/ Kurşun borulann ağ- zını açmakta kullanılan 8 ucu sivri takoz... Bir 9 balık. 8/Dünya... Işık araçlannda kullanılan bir gaz. 9/ Tıp dilinde kalp a+ı- mının hızlamnasma verilen ad. *^ YUKARIDAN AŞAĞIYA: - 1/ Uğur. iyi talih... Boyutlar. 2/ "Orhun —-": B«Ş- ketbolcumuz... Birkaç renkli ipliktenyapılmış doku- ma. 3/ Ince yapılı... Haldun Taner'in bir öykü kiS- bı. 4/ Güven... Nikel elementinin simgesi. 5/ Elifi'e ayagına çabuk. 6/ Yemek... Kuzey denizlerinde ı^l- şayan ve karaciğerinden balıkyağı çıkanlan balık. 7/ Kerestelik bir ağaç cinsi... Konkende istenilen kariûı yerine konulabilen kart. 8/ Hattatlar tarafından k\A- lanılan yan mat bir kâğıt türü... Israil'de bir kent.^/ Bir bankanın. sattığı menkul değerleri geri satın a]- ma taahhüdüne verilen ad... Bir anda oluveren.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear