25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1998 PAZAR 10 PAZAR KONUGU Kara para, siyaset-çete ilişkileriyle altüst olan topluma nefes aldıracakprojeleri Bülent Tanla anlatıyor CHP yenibaşlangıçöneriyorÜlkemizde, uzun süredir "atalet" içinde olduğu gözlenen sosyal demokrat kanatta, özellikle de CHP'de ciddi kıpırdanmalar başladı. CHP artık toplumun önüne "somut çözümler öneren" bir parti olarak çıkmaya hazırlanıyor. PÎAR-Gallup kamuoyu araştırma kuruluşunun eski başkanı ve CHP îstanbul Milletvekili Bülent Tanla, "Biz Türkiye için yeni bir başlangıç öneriyoruz. Ortaya koyduğumuz Türkiye projesiyle bir seçim vaadi yapmıyoruz. Bir toplumsal sözleşme, bir taahhüt ortaya koyuyomz. 'Biz iktidara gelip bunu uygulayamazsak bizi mahkûm et' diyoruz" açıklamasını getiriyor. CHP, bu dönem iki konunun da altını çiziyor: "Biz farklıyız. Topluma güven vermeye çalışacağız." Türkiye'nin bu kara para, kirli toplum, siyaset-çete ilişkileriyle altüst olan ortamında CHP'den gelen bu taze ses, sanınz pek çok kışiyi etkileyecektir. Bu hafta sizlere ilgiyle okuyacağınızı düşündüğümüz Bülent Tanla ile yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Cumhuriyet 'in 75.yüdönümünü kutla- dığımız bugünlerde Türkiye 'nin geldiği noktayı nasıl değeriendiriyorsunuz? -Cumhunyet'in 75. yıldönümünü kutladığımız bugünlerde Türkiye'nin durumunu çok yönlü tah- —lile ve degerlendirmeye açık olarak görüyonım. En ••^azından bugünkü konumumuzu düşiinerek birde- > '^erlendirme yapacak olursak Türkiye ve Türk hal- ~ı "kı büyük bircoşku içindedir. -•" Biraz önce yolda buraya gelirken öğrencilerin ••büyük bir coşku içinde gözleri parlayarak nasıl bir "•Sevinçle Cumhuriyet'ın 75. yıldönümünü kutla- ~tiıklanna tanık oldum. Bu moral ve bu coşloı sa- ~7iıyorum Türkiye'de yakın dönemde geçirmiş ol- .iJduğumuz ve geçirmekte olduğumuz birtakım --olaylann da etkisinde kalarak farkJı bir biçimde, r 4arklı bir anlayışta kendisini bulan coşku olarak ''ifade ediyor ve ortaya çıkıyor. Çok yakın siyasi geçmişe bakarsak rejimle ilgili ve toplumda bü- °yük karamsarlık. endişe, korku ve kuşku yaratan "ibir REFAHYOL iktidanyla halkın karşı karşıya "Tcaldığını görüyonız. Toplumun ve Cumhuriyet'in ' hiç hak etmediği, hiç kimsenin aklınagelmeyecek, "'clüşünülemeyecek derecede çağdışı olaylarla kar- •• $ı karşıya kalındf. Toplum buna hazır değildi. Böy- !e bir şey de beklemiyordu. Işin aslında REFAH- ••YOL hükümetı her Türk insanında olan ve her Türk insanının da taşıdığı inançlan farklı biçim- ^le değerlendirerek ve kullanarak Türkiye'de re- ~jimle. cumhuriyetle, demokrasiyle, laiklikle ters 'düşecek birtakım davranışlar içine girdi. Bu da, bu coşkuyu, bu birlikte olabilme arzusunu biraz da- ha ortaya çıkaran unsurlardan bir tanesi olmuştur, diye düşünüyorum. Dolayısıyla burada Refah Par- tisi'ne belki teşekkür etmek gerekir. Bunu mizah anlamında söylüyorum. Çünkü Türk insanının uyarimasına, Türk insanının Cumhuriyet'e, de- mokrasiye, laiklige ve rejime sahip çıkmasına ne- den olmuştur. Aydınlığa doğru yol alan bir Türki- ye'de karanlığa yönelik davTanışlardan dolayı Türk insanı şimdi Cumhuriyet coşkusu içinde tepkisi- ni de göstermektedir. tkinci değerlendirmem de şöyle: Cumhuriyet'in temellerinde ve Cumhuriyet'in üstünde yükselen en önemli iki değer, demokrasi ve laikliktir. Demokrasinin en gelişmiş ve en çağ- daş biçimi bugün sosyal demokrasidir. Biz sosyal demokratlar. sol düşünürler, sosyalistler, aydmlar olarak yıllar öncesinde. 1946'dan bu yana gelen ilerici ve aydınlanmaya yönelik davranışlann uzantısinın karşısında daima "Ortanın solu, Mos- kovayolu" sloganlanyla farklı biçimde algılanma ve farklı biçimde gösterilme, topluma sunulma bi- çimi yaşadık. Zaman zaman siyasetçiler tarafindan farklı ku- rumlar. farklı sloganlar, farklı biçimde olaylarla bu aydınlanmanın, bu çağdaş düşünce biçiminin üze- rine şiddetle. yasaklarla gidildi; işkencelerle gidil- di. Insanlar layık olmadıklan şekilde şiddetle kar- şı karşıya geldiler, onun hedefi oldular. Hapisha- nelerde çürüdüler. Hayatlanna son verildi. Ülke- lerini terk etme durumunda kaldılar. tılar? Peki, burada sağ siyasipartüer neyap- - Bütün bu sağ siyasi partiler ve sağ düşünce, sosyal demokratlann. sosyalistlenn karşısına bir- takım kurumlan, Ülkü Ocaklan'nı, Kuran kursla- nnı, cami yaptırma derneklerini örgütleyerek di- kildiler. Cumhuriyet'in 75. yıldönümünü kutladı- ğımız bugünlerde mücadele ettiğimiz irtica, çete ve karanlık ilişkilerin ortaya çıkmasına, devletin içinde yuvalanmasına ve devleti ele geçirmesine neden olan davranışlann temelini attılar. Buiki konu Cumhuriyet'in temelini kuran Mus- tafa Kemai Atatürk ve arkadaşlannın kemikleri- ni sızlatan ve Cumhuriyet'te hiç görmeyi isteme- dikleri bir durumla karşı karşıya kalmamıza neden olmuştur. diye düşünüyorum. Cumhuriyet'i tehdit eden bu iki temel unsura, irtica ve çetelere karşı, irtica \ e mafyaya karşı artık toplum bjlinçlenmiş- tir. Cumhuriyet'e sahip çıkmaktadır. Demokrasi- ye, laiklige ve devlete sahip çıkmaktadır. Son za- manlarda CHP'nin toplumda yükselen trendi, oy- lan da..bu sahip çıkmanın bir uzantısı olarak sü- recektir. kanısındayım. Halk, toplum bu konuda bilinçlenmiştir. Bugüne kadar yapılan yanlışlan doğru tahlil etmektedir. Bugüne kadar yapılan ha- talan bir daha tekrarlamamak için Cumhuriyet'e , ye ideolojisine sahip çıkmaktadır. W 9^^^ m Şu anda TBMM'deçeşitlicinayetlerden . Jıüküm giymiş, uyuşturucu kaçakçüığı sanığı bir- , takım milletvekilleri var. Bunlann dokunulmaz- .Mklarınm da kaldırûmasına karşın bunlar neden .hâlâ ortahkta ellerini kollannı sallayarak dola- . fabiliyor, neden bunlann cezalan hâlâ infazedil- jniyor? "'• - Ben de bunun nedenini anlamakta zorluk çe- kiyorum. Bilsem çok açıklıkla anlatacağım. Fakat '•jjörünen şu ki, siyasetçi. mafya ve çete iç içe. Za- ' ten kamuoyu araştırmalanndan elde edilen sonuç- "! İar da bu doğrultuda. Halk bunu görüyor. Bunun -\ "uzantısı olarak da sağ partileri ve sağ politikacıla- ~'n görmektedir. Uzun zamandan beri sosyal de- Irnokrat partiler Türkiye'de iktidara ortak oldular. * Siyasete ve devlet yönetimine katıldılar. Ama bu 'l 950-98 süreci içinde sağ partilerin Türk siyase- tine egemen olmalan bugün de sağ siyasetçilerin iktidarda olmalan, bu anlayışta olan siyaset yap- ma biçiminin alışkanlık haline gelmesi ve sürme- si, sizin ifade ettiginiz kişilerin cezalannı çekme- melerinin temel nedenidir, diye düşünüyorum. Sağ siyaset yapma anlayışı ve sağ siyasetçiler bunlan bir sorun olarak görmüyor. Zaten kendi ge- lenekleri ve varlık nedenleri buna dayanıyor. Bu- nu doğal karşılıyorlar. Mesut Ydmaz bu çetelerle ve Türkbank ihale- siyle ilgili geçen akşam yapılan toplantıda ve da- ha önce genel başkanımızla ikili görüşmelerinde bütün bu sorduğunuz sorulann yanıtlannı bilme- sine karşın. "Somut deiil olmadığı için biz bu iha- leyi yapük" diyebılmektedır. Dünyanm herhangı bir ülkesinde böyle bir olay olsa siyasetçiler tabancayı şakaklanna dayayıp in- tihar ediyorlar. Bu siyaset anlayışı, insanlarda hâ- lâ yüz kızanklığını, bir ahlak değerlendirmesine girmelerini engelliyor. Cumhunyet hükümetinin bir bakanı, bir çete, yeraltı dünyasına mensup bir kişiyle telefonda ko- nuşuyor ve mesajlar verebiliyor, "Size Enis'le de haber gönderdim. Bunlardan Başbakan'ında ha- beri var" diyebiliyor. Istifa karannı Meclis onaylıyor. Çarşamba sa- bahı TRT 1 'de. 07.45 haberlerinde. "bu faziktB davranışı gösteren milletvekili'' diye anılıyor. Han- gi fazilet? Siz. "Niye cezasını çekmiyor?" diyor- sunuz. Işte, bu davranış faziletli bir davranış ola- rak algılanıyor. Burada çok önemli gördüğüm bir noktayı da ifade etmek istiyorum. Toplumun bu tür olaylara karşı bağışıklık kazanmamasını diliyor ve arzulu- yorum. Işte. bugün 75. yıl kutlamalannda bu ilke- BÜLENT TANLA 1949 tstanbul doğumlu. Yükseköğreniminf IÜ îktisat Fakültesi'nde tamamladı. 1969'da araştırmacı olarak çalışma hayatına girdi. 1975'te PlAR kamuoyu araştırma şirketini kurdu. PİAR- Gallup ve SlAR kuruluşlannın başkanlığını yaptı. 1995 genel seçimlerinde DSP listesinden Îstanbul milletvekili seçildi. Parti yönetimini eleştirdiği için DSP'den ihraç edildi. Bir süre bağımsız kaldı. Daha sonra CHP'ye katıldı. Siyasete atıldıktan sonra PÎAR-Gallup'un başkanlığından aynldı. lannı CHP lehine venneye başladıklan, ikincisi de toplumun 1995-98 dönemi arasında iktidarda olan partiler hakkındaki kanaatlerini daha net biçimde ortaya koyduğu... Bu iki dinamik sonucunda biz önümüzdeki seçimlerde yüzde 20 artı X gibi bir puanla 140 artı X gibi bir milletvekili sayısıyla id- diamızı sürdürebileceğimizi tahmin ediyoruz. Bundan da çok mutluluk duyuyoruz. M ^ M M Peki, bu ani silkinişin nedeni nedir? - Hiçbir şey bir anda olmuyor. Bir proje yazma- ya kalksanız onun aylarca planlanması, bilgi top- lanması, yazılması, ciltlenmesi ve sunulması söz konusu. Bir siyasi taahhüt ya da toplumsal bir sözleşme- yi ortaya koymak da aynı süreci gerektiriyor. CHP uzun süreden beri Türkiye projesi üzerinde çalış- tı. Bizim bir toplumsal sözleşme ya da siyasi ta- ahhüt olarak ortaya koyacağımız ve genel başka- nımız Sayın Deniz Baykal'ın imzasını taşıyan ve yakında halkımıza sunacağımız bu sözleşme, bu taahhüt, yaklaşık bir buçuk yıllık bir çalışmayla hazırlanıyor. Şu an bitmiş değil, bitmek üzere. Bunlar bir birikimin sonucu. Yirmiyi aşlan top- lumsal proje üzerinde uzmanlar, partimizin yetki- li organlan, sorumlu kişileri, milletvekilleri, örgü- tümüz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlan birlikte çalışıyorlar. CHP bu projeyi soyut biçimde oluşturmu- yor.Çünkü artık toplumun somut çözümler istedi- ğini ve beklediğini biüyoruz. Biz, hazırladığımız bu projelerle toplumun önüne somut önerilerle çı- kacağız. Biz, şubat ayından beri yerel medya ve yerel te- levizyonlarla, örgütümüzle çok ciddi bir altyapı hazırlığı içindeydik. Bugünkü durum iğneyle ku- yu kazar gibi bir çalışmanın sonucunun yansıma- sıdır. Uzun süre siyasi bakımdan Türkiye'nin önü- nün planlanmasına yönelik iddialanmızı ortaya koyarak, zaman zaman yanlış anlaşılarak, zaman zaman yanlış anlaşılmanın karşılığındaki eleştiri- lere göğüs gererek Türkiye'nin önünü planladık. Bu tartışmalar hâlâ bugünlerde de sürüyor. Türkiye'nin rejiminin devamlılığı, demokrasi- nin devamlılığı açısından en önemli unsur olarak görüp bu planlamayı bu çerçevede yapma gücü- nü, Türkiye'nin çıkarlanm da ön planda tutarak öbür partilerle birlikte 18 Nisan seçimleri karan- nı Meclis'ten çıkarma becerisini gösteren bir si- yaset yapma anlayışı izledik. Burada hâlâ yanlış anlaşılmalar, farklı ısrarlar, farklı siyasi davranış- larla karşı karşıya kaldığımızı da ifade etmek is- yi ve bu duyguyu da hissetmek istiyorum. Toplum bu tür olaylara karşı alışkanlık duymaya başlar ve doğal karşılarsa o zaman hem Cumhuriyet, hem rejim, hem demokrasi, hem laiklik hem de siste- mimiz tehlikeye düşecektir. Toplumun bunlara çok sert, şiddetli tepki gös- termesi, temiz siyasete yönehnemizin önemli un- surlanndan birisidir, diye düşünüyorum. Trafık kazalannda günde 13 ile 50 arasında insan kaybı- mız oluyor. Dünyanın hangi ülkesinde trafik ka- zalannda 1 ya da 2 kişi yaşamını yitirse, o ülkede olay olmaktadır. Bizde ise onlarca insan öldüğun- de bile doğal karşılanmaya başlandı. Toplumun bu tür olaylara karşı duyarlı olmasını ve harekete geçmesini sağlayan siyaset anlayışı sosyal demok- rasidir. Bu, sol bir siyaset anlayışı, sol bir yaşam biçimidir. Biz, Atatürk'ün kurduğu partiyiz. Bizim kurumsal kültürümüzde, parti geleneğimizde böy- le siyaset, çete, mafya kavramlanna yer yoktur. Bu tür fenomen ancak müsait ortamda yeşerir. Onun da zaten sağ partilerde oluşruğunu görüyoruz. ^ ^ • ^ ^ CHP bir süredirbir ktpırdanma, bir atı- lım içinde. Sosyal demokrat seçmenin ve destek- leyicilerinin uyuşukluk içinde olduğu eleştirüe- rine sanki cevap vererek silkindL Bunun nedeni nedir? - Biz CHP olarak önümüzdeki dönemde toplu- ma yeni bir başlangıç öneriyoruz. Bu başlangıç ye- ni bir yaşam biçimi, yeni bir siyaset anlayışı, es- kileri terk eden ve sosyal demokrasinin Türkiye'ye açacağı yeni ufuklardaki yeni sayfanın tekJifini getirmeye hazırlanıyoruz. ^ • • • B Size PİAR-GALL VP kamuoyu araştır- ma kuruluşunun eskibaşkanı olarak birsoru sor- mak istiyorum. Son kamuoyuyoklamalannda si- yasi partilerin durumu nedir? - Bir araştırmacuun siyasete girdikten sonra, Avrupa Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacılan Birliği'nin etik kodlanna göre araştırma yapıp ka- muoyuna açıklaması yasaklanıyor. Diğer toplum- sal araştırmalan yapabiliyor. Ben yapılan araştır- malan inceleyerek değerlendiriyorum. Bu konuda bir uzman tahlili yaparsam belki si- zin sorunuza cevap vermış olurum. 1995 seçım- lerindeki oy oranlannı temel olarak almak lazım. Toplumun referans noktası 1995 seçımlen sonuç- landır. Bugünkü sonuçlan o günkü sonuçlarla kar- şılaştırdığımız zaman FP'nin altı-yedi puan kay- bettigini, yüzde 22 'den yüzde 15-16'lara düşrüğü- nü, yüzde 20'lercivannda oy alan DYP'nin bugün yaklaşık yüzde 10'lara kadardüştüğünü. ANAP'ın dört-beş puan kaybettiğını. DSP'nin üç-dört puan kaybettiğini, öbür partilerin de küçük küçük pu- anlarkaybettiklerini görüyoruz. Bu kaybedılen pu- anlann tümünün kararsızlan oluşturduğunu da tes- pit ediyoruz. Bunlann oranının daı yüzde 25- 30'larda olduğunu çeşitli araştırmalar bıze göste- riyor. • ^ ^ • " Sizce kararsız oyların sayısı neden bu kadar yüksek? - 1995 seçimlerinde bunlar oylannı ANAP, RP. DSP ya da DYP'ye vermiş. Ama partisinin verdi- ği sözlerden, yaptığı icraatlardan ya da davTanış- lardan memnun kalmamış. "Şimdi kararsızun" diyor. Özetle, seçmenler oy verdiklen partiden memnun değiller. Şu anda da oy verecek parti ara- yışı içindeler. Bu, birinci tespit. Ikinci tespit, CHP'yle MHP'nin mevcut oylannın üzerine oy al- malan. Bu iki dinamiği iyı tespit etmek lazım. Bu dinamiğe bakarak geleceği tahlil edersek önemli sonuçlar elde ederiz, diye düşünüyorum. Dolayı- sıyla kararsızlan ve araştırmalarda cevap verme- yen kitleyi aynı dağılım tartısı içinde dağıtmak büyük hata olur. Bizim hedefimiz kararsız seç- menler ve merkez partilenndeki uç seçmenlerdir. Elde edilen sonuçlara göre en yüksek artışın CHP'de olduğunu görüyoruz. Bu araştırmalar par- timizin 6-7 puan aldığını ve oylannı 1995'e göre yüzde 60 arttırdığmı gösteriyor. Burada iki sonuç var. Kararsızlann artık karar- terim. Önümüzdeki günlerde biz toplumun önüne somut çözümler öneren. ilkeli bir parti biçiminde çıkacağız. Biz. Türkiye için yeni bir başlangıç öne- riyoruz. Biz ortaya koyduğumuz Türkiye projesiy- le bir seçim vaadi yapmıyoruz. Bir toplumsal söz- leşme. bir taahhüt ortaya koyuyomz. "Biz, iktida- ra gelipbunu uygulayamazsakbizimahkûm et" di- yoruz. Bu dönem biz CHP olarak iki önemli konunun altını çiziyoruz: Biz farklıyız. Topluma güven ver- meye çalışacağız. Örgütümüz bu kampanyada ge- nel başkanımızdan en genç üyemize kadar tek bir hedefe. tek bir amaca ve ideale iddialı bir biçim- de yönelmiştir. Omuz omuza, birlik içinde parti olarak bu hedefe yürümek için mutabakata varmış olmaktan çok mutluyuz. 18 Nisan yerine alterna- tif tarihler ortaya atılması ve bu protokolün yürü- memesi için ortaya atılan nedenler ters tepmiştir. Ramazan, bayram hesaplarrmadan, Türkiye'nin kış koşullan göz önüne alınmadan. önce aralık, sonra ocak, sonra şubat diye toplumda güvensiz- liğe neden olan birtakım önerilerin gerçekleşeme- yeceğini bunlan öneren partilerde anlamıştır. Ken- di taraftarlan ve topluma sıkıntı ve bıkkınlık ve- ren bu tartışmalardan yavaş yavaş vazgeçerek pro- tokolün işlemediği noktasında CHP'ye eleştiri ge- tirmektedirier. Biz. önümüzdeki günlerde danış- ma kurullannda görüşüp, Meclis'teki davTanışla- nmızla bu beş yasanın çıkardması için bütün top- lum ve Türkiye'ye göstereceğiz. Yani. koalisyonun ve Başbakan Mesut Yılmaz'ın iddialan gerçek dı- şıdır. Bunu Türk toplumu görecektir. Yılmaz'ın "CHP parlamentoyu çahşnnnıyor" görüşüne kar- şılık koalisyon ortağı Sayın Cindoruk, "Ha\ir, Medis'i hükümet çahşürmıyor'' ifadesini kullan- maktadır. Bunu anlamak mümkün değildir. Dola- yısıyla hükümet, açık söylemek gerekirse kendi ik- tidannda seçime gitmek istemekte, devletin bütün olanaklanndan yararlanmayı. devletin paralannı çarçur ederek kendi siyasi emelleri doğrultusun- da kullanmayı amaçlamaktadır. Biz, bütün toplum biliyoruz ki DSP'nin Türki- ye'de örgütü yoktur. Onun örgütü bakanlan ve dev- letin bakanlıklandır. Artık bunun da altının çizil- mesi lazımdır. Hükümet düşük profilden söz et- mektedir. Bakın, dev letin bir valisi Içişleri Bakan- lığı'na gelmiştir. Sonra, Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin bir kuvvet komutanı, Genelkurmay'ın üst düzey bir komutanı \ e bir başka komutanı Içiş- leri Bakanlığı'nı ve Emniyet'i ziyaret ederek çete- lerin bugüne kadar bunlarla yapılan mücadelelerin buraya kadar gelmesine neden olan temel davraru- şı göstermişlerdir. Siyasetçiler yüzünden bu olay- lann sonuçlan yıllardır ortaya çıkmamaktadır. ^ • ^ • ^ Bunun nedeni nedir? -Bunun nedeni; devletin ve Silahlı Kuvvetler'ia bu konuda göstermiş olduklan kararlılık ve biran- layışın yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Bunun bundan sonra da devam edeceği kanaatindeyiz. Birçok siyasetçinin bunun içinde olduğu duyum- lan var. Hatta Mesut Yılmaz'ın bir grup konuşma- sında, "Bu olayiarortaya çıkuktan sonra birçokya- kın dosrumu kaybettim. Bundan sonra da kaybe- deceğe benzerim. Hatta millervekili olan ba/ı arka- daşlanmın da bu işin içinde olabileceği kuşkusunu taşıyorum" diyerek bazı konulan önseziyle ifade etme cesaretıni gösterdiğini biliyoruz. wm ^mm Bu neyi gösteriyor? - Düşük profil ya da devlet adına çalışabilecek iyi niyetli dürüst kişilerin idareye gelmesi Türki- ye'deİci birçok şeyin. toplumun beklediği davranış- lann gerçekleşmesini sağlayacaktır. Bundan kork- mamak gerekir. Bunun. bu hükümetin devamının bir gerekçesi olarak gösterilmemesı gerekir. Tam tersine... Sayın Ece\it'in göriişlerinin de doğru ol- madığı şu anki uygulamalarla net bir biçimde gö- rülmektedir. ^m ^mm Özellikle iktidarda olan siyasetçilerin bugün toplumun gerisinde kaldıkları, bilerekya da bilmeyerek ülkenin birçok sorununa çözüm üretemedikleri, dolayısıyla önümüzdeki en az 25- 30yüdaha askerlerin ülkeyiyöneteceğiyaygın bir görüş. Bu görüşü nasıl değeriendiriyorsunuz? - Bu görüş belki şu anda geçerliliği ve gerçek- liği olan bir görüş olarak nitelendirilebilir. Ama ben gelecekle ilgili bu sorunuza katılmıyorum. REFAHYOL hükümetinin başbakanı Susurluk olayından sonra, "fasa fîso" diye bir tanımlamada bulundu. ANASOL-D hükümetinin başbakanıysa, kasetler ortaya çıktıktan sonra, "kuru gürûhü" dedi. Aynı anlayışın uzantısı olan. bunlann ağaba- balan sayılabilecek rahmetli Özal da Güneydo- ğu'da silahlar patlamaya ve büyük terör olaylan çıkmaya başhıdıği anda bunlan, "âç beş çapoku- nun işi" diye tanımlamıştı. PKK'yle mücadelede yaklaşık 30 bin kişinin hayatını kaybettiği. yakla- şık 125 milyar dolar para harcandığı, Suriye'yle ilişkilerimizin ne noktaya geldiği ve Doğu ve Gü- neydoğu'daki halkımızın son 15 yıldır nasıl bir eziyet içinde yaşamını sürdürdüğü ve Türkiye'nin hem içeride, hem dünyaya karşı bu büyük yaradan dolayı ne tür zararlara uğradığı hepimizin malu- mu. Bu konu ne yazık hâlâ çözülememiştir. Çö- zülmesi için büyük çaba harcamak lazım. İkinci- si de, devletin her kademesinde varlığım sürdüren mafya ilişkisinin temizlenmesi meselesidir. Üçün- cüsü de irtica meselesidir. Bu üç konuyla Silahlı Kuvvetler bugün yakından ilgilenmektedir. Bu siyaset boşluğu devam ettiği ve bu siyaset anlayışı Türkiye'de hâkim olduğu sürece siyaset- çilerin toplumun gerisinde kalmalan doğaldır. Sağ politikacılar kendi çıkarlan için, ülkeyi yö- netmek yerine, milleti mutlu etmek yerine hiçbir sorunla ilgilenmeden bugünlere kadar gelmişler- dir. Burada, devletin geleceği ve bekası önem ka- zandığı için devletin sorumlu insanlan, sadece or- du değil, olaya sahip çıkmaktadırlar. Nasıl ki Türk toplumunun sağlam aile yapısı ayakta duruyor. Türk devletini de, kendi içinde bulunan sağlam devlet adamlan ve kurumlan ayakta tutuyor. Oy- sa siyasetçilerin bunlann da önüne geçerek dev- leti yönetmeleri lazım. Bu boşluk olduğu sürece sizin söylediğiniz ortam gerçekleşebilir. Ama ge- lecekle ilgili bu düşüncenize katılmıyorum. Neden? - Çünkü sosyal demokratlar, yani biz, yakında iktidara geleceğiz ve devletin yönetimini sosyal demokrat siyaset anlayışı içinde toplumla birlikte ele alacağız. Bunda iddialıyız, buna hazınz. ••^•^ Bugün hâlâ sansürcü zihniyetin sürme- sini nasıl karşılıyorsunuz? - Sansürcü zihniyetin sürmesi sağ siyaset zihni- yetinin bir parçası. Ben bunun aksini yadırganm. Cumhuriyet ve demokrasi üzerine örtülmek iste- nen kara çarşaflı sansür zihniyeti aynı davTaruşın ürünüdür. Sağ siyaset anlayışının özünde yasak- çılık vardır. Mesut Yılmaz, "Kasetten haberim vanta. Bunlann hepsini btthordum" diyor. Çünkü devletin güvenlik örgütlen bunlan kendilerine ra- porla bildiriyor. Ona rağmen Türkbank ihalesi ya- pılıyor. Hatta POAŞ ihalesi de yapıldı. • i " " ^ Hatta POAŞ ihalesi deyapıldı... -Peki o kasetortaya çıkmasaydı ne olacaktı? O gün ihale durdurulacaksa ihaleyi niye yaptuıız? Ihale doğruysa kaset ortaya çıktıktan sonra bunu niye iptal ettiniz? İşte bu, yasakçı zihniyetin orta- ya çıkmasıdır. Bu ortaya çıkınca yanlışlan da or- taya dökülüyor. Hertürlü rezilük, toplumun iğren- diği her fürlü uygulama, televizyonlara ateş püs- kürdüğü birtakım yayınlar boy gösteriyor. Rating uğruna her rürlü pornografik yayının yapıldığı te- levizyonlann hiçbirisi yasakJanmıyor. Ama poli- tikanın ve demokrasinin doğal motifi olan hiciv ekran karartılarak ya da toplumun önüne perde çekilerek gösterilmek istenmiyor. Bunu anlamak mümkün. Çünkü sağ politikalann temelinde her zaman yasak yatmaktadır. Onlann başka bir şey yapmalan mümkün değildir. Kendilerini saklaya- bihnek için perde çekmek ve bunlan karartmak la- zımdır. Engelleyeceklerdir. öldüreceklerdir. Bunlar insanlann gözünün yaşına bakmadan onlann üzerlerine her türlü biçimde gidebilirler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear