23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Pamukta sanayici de zorda • İZMİR(AA)-lzmir Ticaret Borsası (ITB) Meclis Başkanı Tuğrul \femişçi, bu yıl pamukta yalnız pamuk üreticisi değil, tüccar. tekstil ve konfeksiyon sanayicisinin de mağdur olduğunu söyledi. Global kriz ve Türkeyi'deki tekstil sektörünün yaşadığı sıkjntı nedeniyle pamuk üreticisinden tüccanna, sanayicisine kadar tüm kesimlerde mali zorluklar yaşandığını beürtti. Mardin'e Mercedes ve BMVV yatıpımı • iMARDt.\(AA)- Mardin Organize Sanayi Bölgesi'nde (MOSB) yapımı devam eden Mercedes ve BMW'nin tüm yan ürünlerini üretecek tesis, yıl sonunda tamamlanacak. Yatınm tutan 20 milyon dolan bulan tesisin tamamlanmasıyla 400 kişiye iş imkânı sağlanacak. Otomotivde Avrupa çıkarması • BURSA (AA) - Bursa'da, otomotiv sektöründe gazlı amortisör üreten Destek Otomotiv AŞ, Almanya, ltalya ve Fransa'dan sonra Ingiltere'de de bir firmaya bayilik verdi. Destek Otomotiv AŞ'nin Genel Müdûrü Sebahattin Özkan, yaptıgı açıklamada, firma olarak yurtdışı pazarlara büyük önem verdiklerini belirterek, bu çerçevede bazı Avrupa ülkeleriyle ticari ilişkiler kurduklannı kaydetti. • İSTAıNBUL(AA)- Ereğli Demir Çelik Fabrikalan (ERDEMİR) Genel Müdürü Tanju Argun, ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olan ERDEMİR'i 2005 yılına kadar Avrupa'nın en büyük 10 demir çelik üreticisi arasına sokmayı istediklerini söyledi. Argun, krize rağmen yatınmlannı sürdurdükJenni ifade ederek bu yıl 2 milyon 220 bın ton üretim gerçekleştirdıkJerini belırttı. Argun, ERDEMÎR'de büyüme stratejileri geliştirmeyi istedikJerinı söyleyerek, "Bulgaristan ya da Romanya'daki bir demir çelik fabrikasının satın alınması gündemde" dedi. Dünya Tasappuf Günü • ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, " Türkiye'de kişi başına tüketim, oldukça yüksek düzeydedir. Ancak, tasarruf ahşkanlığımız yeterli değildir" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, "Her vatandaşımız. bilinçli bir tüketicı olarak tasaiTuflann] daha verimli şekilde değerlendirebileceği yatınmlara yönelmelidir" şeklinde açıklamada bulundu. Tüketici kredilepi • ANKARA (AA) - Türk tüketicısiain banka kredilerine ilgisi sürüyor. Bu yılın ikinci üç aylık döneminde 414 bin 40 kişi, 273 milyon 899 milyan lira tutannda tüketici kredisi kullandı. Türkiye Bankalar Birliği'nm 28 bankanın verilerini içeren raporuna göre söz konusu dönemde, 8.8 trilyon lira tutannda kredi kanuni takibe uğradı. Denizcilik kpizde • İSTANBUL (AA) - Türkiye Gemi Sanayii Genel Müdürü Üstüner Akoğuz, ağırhklı olarak Uzakdogu ve Rusya'da yaşanan ve pek çok üikeyi saran krizden gemicilik îöktörünün de etkilendiğini selirterek, "Uzakdogu crizi navlun fiyatlannı •ninimuma düşürdü" iedi. İki sektör arasındaki tartışma küresel bunalımm artması ile birlikte giderek sertleşiyor Sanayici bankacıya l• Sanayiciler bankalann kendilerine kredi • Bu eleştirilerin dozunu fazla bulan bankacılar açmakta zorluklar çıkarmasından ve bankacılık ise sanayicilerin kârlannm yandan fazlasının repo sektörünün sırtını devlete dayamasından şikâyetçi. gelirlerinden oluştuğunu vurguluyorlar. TAR1KYILMAZ Türkiye'de 1980sonra- sında kimlik değıştiren bankacılık sektörü, son dönemlerde sanayiciler- den yogun eleştiri alıyor. Sanayiciler, bankala- nn kendilerine kredi aç- makta zorluklarçıkarma- sından ve sektörün sırtı- nı devlete yaslamasından şikâyet ediyor. Bankala- nn, diğer işkollannda fa- aliyet gösteren firmalan- na ucuz kredi kullandır- dığını iddia eden sanayi- ciler. bu nedenle sektör- de flrmalann haksız re- kabetle karşı karşıya kal- dıgını belırtiyorlar. Bankacılar bu eleştirilerin do- zunu fazla buluyor ve soruyor: "Biz sırümızı devlete yaslanuş- sak, niçin sanayicilerin kârian- nın yandan fazlası repo gelirlerin- den oluşuyor?" Küresel krizin son bir yıldır dünya borsalannda tanhi düşüş- lere neden olmasıyla birlikte kri- zin reel kesime sıçrayacağı kor- kusu tüm dünyada tedirginlik ya- ratıyor. Dünyaca ünlü finans şir- ketlerinin peş peşe iflas etmele- ri artık sıradan günlük haberler içinde yer alıyor. Kriz henüz sa- nayi sektöründe yoğun iflaslara # Bankaİar sırtını devlete dayadı. Sanayicilere kredi vermiyoriar. # Verdikleri kredilerin çogu bankalann diğer sektörlerde faaJiyet gösteren şirketlerine gidiyor. # Kendi şirketlerine ucuz kredi aktardıklan için sektörlerde haksız rekabete neden oluyorlar. # Mevduata yüzde 100 devlet garantisi olması nedeniyle, zor duruma düşebileceklerini hesaba katmadan yüksek faiz veriyorlar. Sanayici diyor? Bankacı diyor? # Bankacılık sisteminin sanayi yerine kamuyu finanse ettiği doğru değil. Yüksek faiz nedeniyle bu alana kayış yaşanıyor. # Alınan kamu kâğıtlan mevduatla değil repoyla finanse ediliyor. # Kredi maliyetlerinin yüksek olduğu doğru. Ancak bankalann kullandığı kaynak ve munzam karşılık, Kaynak Kulîammıru Destekleme Fonu gibi devlete karşı yükümlülükleri maliyetleri yukan çekiyor. neden olmasa da uzmanlar fi- nans kesimindeki yangının sana- yiye sıçramasının uzak olmadı- ğı görüşündeler. ICrizin etkilerini en aza indir- meye çalışan Türkiye"de de son dönemlerde sanayiciler eleştiri oklannı bankacılara yöneltmiş durumda. Kredi almak zor Bankalardan yatınmlan finan- se ermek için gerekli kredileri al- makta çok zorlandıklannı kay- deden sanayiciler, bankalann dev- lete borç vermeyi tercih ettiğini dile getiriyorlar. Sanayiciler, ban- kalardan enflasyonun iki katı üze- rine çıkan faizle borç bulabildi- ğini, bu nedenle yatınmlannı er- telemek zorunda kaldıklannı ifa- de ediyorlar, Kredilerde inisiyatifin banka- lann lehine olduğunu iddia eden sanayiciler, bankalann vadesi dol- madan kredilen geri ıstemeleri- nin firmalan zor duruma düşür- düğünü belirtiyorlar. Sanayici- ler, devletin yüklü iç ve dış borç ödemeleri nedeniyle kamu borç- lanmalannda yüksek faiz dağıt- masının, bankacılık sektörünü, asli görevi olan kredi mekaniz- masından uzaklaştırdığını savu- nuyor. İç ve dış borç kısır döngü- sü çözüimedikçe sanayicilerin ucuz kredi bulmasının mümkün olmadığı da ifade ediliyor. Eleştiriler fazla Bankacılar ise sanayicilerin kredi faizlerinin yüksekliğinden şikâyetçi olmalannı haklı bul- malanna karşın eleştiri oklannı acımasız buluyorlar. Devleti fi- nanse etmelerinın istekten değil yasal zorunluluktan kaynaklan- dığını dile getiren bankacılar, re- polarla fonlanan kamu kâğıtlann- dan bankalann çok fazla kâr et- mediğini hatırlatıyorlar. Son yıl- larda sanayicilerin de üretimden uzaklaşmaya başladığına işaret eden bankacılar, heryıl açıklanan en büyük sanayi şirketlerinin bi- lançolanndaki kâr rakamlannın yüzde 50'den fazlasının repo ge- lirlerinden kaynaklandığına dik- kat çekiyorlar. Bankacılar, son dönemlerde bireysel kredilerde yaşanan artış sonucunda sanayi- cinın malını satmakta eskisi ka- dar zorlanmadığını da belirtiyor- lar. SO BAŞKANI ZAFER ÇAĞLAYAN 4 Yapısal reforma gereksinim var' Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan Cumhuriyet ile yaptıgı söyleşide bankacı lan eleştirdi. Dünyada finansal bunalımın reel piyasalan da etkilemeye başladığını kaydeden Çağlayan, "Bu etkikr, dış pazarlann daralmasında ve dış borçlanma girişimierinde gerek kredi bulamama, gerekse çok yüksek faizlerin istenmesiyle kendisini gösteriyor" dedi. Bankalarla sanayiciler arasındaki sorunlan uzun zamandır dile getirdiklerinı ifade eden Çağlayan, Bankacılık sektörünün Türkiye'de yapılması gereken yapısal reformlann yanında olması gerekiyor" diye konuştu. Sektörün yasal boşlukJan kullandığına dikkat çeken Çağlayan, "Sanayi sektörüne "Aslında suçlu bankalar değil, devietin acil olarak yapısal düzenlemeler yapması gerekiyor." verdikleri kredileri daha vadesi dolmadan geri iste>ebiliyoriar. Böyiebiranlayış ulamaz. Sonın*. yapısal reformlann >apılmamasından ka> naldı. Mevduatm yüzde lOOgaranti kapsamı aitında olması yanlış bir uvgulama" açıklamasmı yaptı. Bankalann. başka ış kollannda faalıyet gösteren şirketlerine ucuz kredi verdiğini \ urgulayan Çağlayan, bu durumun haksız rekabete yol açtığını kaydetti. Devietin bankacılık sektörüyle ilgılı acil önlemler alması gerektiğini ifade eden Çağlayan, "Asunda suçlu bankalar değiL Devletin, sektörü ciddi bir mercek altına alması gerekir. Eğer yasal düzenlemeler yapılmazsa, bankalar. bu tavırlanyla bir krize kendileri sebebhet verecekler" dedi. îr* AMUKBANK GENEL MÜDÜRÜ ORHAN EMİRDAĞ 6 Sanayiciniıı kân repodan geliyor9 Pamukbank Genel Müdürü Orban Emir- dag. sanayicinin banka- cılara yönelttikleri eleş- tirileri yanıtladı. Bankalann mcvduat toplayıp, bu mevduatla sanayive kredi vermek yenne kamuyu finanse ettikleri görüşünün doğ- ru olmadığını savunan Emirdağ, "Tasamıfla- nn önemli bir kısmının. kamunun yüksek faiz ödemesi nedeniyle kamu fînansmamna vönlendi- ği doğru. Fakat bunu bankalann yapbğı görü- şü yanlış" dedi. Kamu- nun finansmanını iki yönde görmek gerektiği- ni vurgulayan Emirdağ, bankalann satın aldıklan ka- mu kâğıtlannın büyük bir kısmı mevduattan topladık- lan para değil, repo yoluy- la kamu finansmanına gitti- ğini söyledi. Bankalardan şikâyetçi sa- nayicilerin açıkJadıklan bi- lançolara baktığınız zaman, repo gelirlerinin. kâr içinde çok ciddi yen olduğunu vur- gulayan Emirdağ, "DoJayısıy- la sanayici kamuyu fonluyor. Bupara bankalann pasifine direkt kendi fon- lamalan olarak girmediği için de başka sek- törterin finansmanında kullamlnuvor'' dedi. Biz aynı geminin içindeyiz. Ancak aramızda sağırlar diyaloğu var. Bizim burada sanayicilerle bir araya gelerek çözüm aramamız gerek. Bankalann kamu kâ- ğıtlanhı yasal zorunluluk nedeniyle aldıklannı be- lirten Emirdağ, "Bugün me>duata ödediğimiz fa- izlere baktığınız zaman kamu kâğıdı faizleri arrn- ğında mevduat faizleri de artjyor. Vadeli me>duat toplayıp bunu sanaviciye krediolarakkamu kâğıdı- na yaordıkiangörüşüdoğ- ru değil. Biz mevduatın üzerine stopaj, disponibi- lite. rmınzam karşıhklan eklediğimizde kamu kâ- ğıdı aluunaz" diye konuş- tu. Sanayicinin orta vade- li finansman konusunda bankalann eleştirilmesi- ni doğru buJan Emirdağ, "Bankacıhksistemindenere- de\ se orta vadeli finansman yok. Çünkü faizlerin çok de- ğişken olduğu bir ortamda orta vadeli finansmamn kar- şüanması mümkün değil.As- lında bizaynıgeminin içinde- yiz ve gördüğüm kadanyla sağırlar diyaloğu var" açık'la- masını yaptı Sanavicilerin fa- izlerin yüksekliğinden şikâ- yet etmesini de haklı bulan Emirdağ. "Bugün enflasyon- la sanayicilerin ödediği faizier arasmda iki kat fark var. Bizim burada sanay icilcrk' bir araya gelerek çözüm aramamız gerek" dedi. İstinye dejı En Taze Haberler Borsacı'da B HMJAUK tumoım cftetsi orsacı B HAFTALIK EKONOMI DERGtSİ orsacı CUMHURİYE1İIM 7 5 . YILIIMDA TÜRKİYE EKOPfflŞİNİN DÖIMÜM NOKTALARI YABANCIYATIRIM FONLARI TÜRKİYE'DE SATILABİLECBC DOKUZ AYUKLARA DEVAM İMF'DEN 6EÇER NOT TAT KONSERVE SARKUYSAN. AKTAŞ ELEKTRIK, GÜNEY BIRACIUK KARDEMIR, GIMA IHlAS FİNANS ESBANK IZDEMIR. EGE SERAMIK. RAKS ELEKTRONIK SÛIMER YATIRIM, YKB MENKUl DEĞERLER ABANA ELEKTROMEKANIK "BORSADAKİ REHBERİNİZ" KOBİ yatınmlan bilinçsiz yüriltülüyor Anadolu kaplanlan sıkıntılı ANKARA (AA) - Türkiye'de, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBl) yatınmlanrun. "komşum yapü ben de yapanm" mantığıyla bilinçsiz bir biçimde yürütüldüğü bildirildi. Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü uzmanlan Bedri Dilik ve Mustafa Duranın Hazine dergisinde yer alan araştırmasında, sağhklı bir ekonomik yapı için KOBİ'Ierin teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye'de, KOBl yatınm teşvikleri uygulamasının 1996 yılı sonlannda başladığı, ancak günümüze değin geliştirilemediği kaydedilen araştırmada. bir ihtisas bankası niteliğindeki Halk Bankası'nın dahi KOBl'ler için gerekli kaynağı kullandıramadığı belirtildi. KOBt'leri, bir ülke ekonomisinin "temel taşlanndau biri" olarak niteleyen araştırmada, şu ifadelere yer verildi: "Küçük ve orta ölçekli işletmelerin, 'daima yardım edilmesi gereken, korunmaya muhtaç ve devietin elinin Batı'da durum KOBÎ'lerin ihracattaki payı ABD'de yüzde 32, Almanya'da yüzde 31.1, IngiJtere'de yüzde 22.2 ve Fransa'da yüzde 23 iken, Türkiye'de yüzde 8'i geçmiyor. Aynı işletmelerin devlet kredilerindeki payı ABD'de yüzde 42.7, Almanya'da yüzde 35, tngütere'de yüzde 27.2 ve Fransa'da yüzde 48 olurken, Türkiye'de yüzde 3 düzeyinde kahyor. aitında bulunması gereken zavallı ekonomik birimJer olduğu' şeklindeki yanlış anlayısm terk edilmesi gerekir. Dolayısıyla bu tür bir anlayısm yerine, ekonomiye dinamiznı kazandıran, rekabetçi yapıları kuv-vetlendiren, teknolojik gelişmelerin öncüsü olan, istihdam yaratan KOBİ'Ierin desteklenmesi anlayışuım, gerek polhika yapıcılannda, gerekse bürokrat kesünde hâkim olması gerekir." Hazine araştırmasında, KOBl'lerin bilgi kaynaklannın yetersiz olduğu, yatınm tercihlerinin geleneksel anlayışla yapıldığı ileri sürülerek. "Türkije'deki KOBt yatınınları, 'komşum yaptı ben de yapanm' mantığıyla bilinçsiz bir biçimdeyürütülüyor" denildi. Aynca, KOBt'lerin, üretim ve istihdam açısından birçok Avrupa ülkesi ve ABD ile benzer özelliklere sahip olduğu belirtilirken, ihracat ve devlet kredilerindeki paylannın ise diğer ülkelere oranla çok düşük kaldığı bildirildi. YORIM ÖZTtN AKGÜÇ Hangi Anlayış Daha Zararlı? Kişisel değer yargılanmıza göre bazı davranış- ları, anlayışları, akımlan ülkeye, cumhuriyete zarar- lı görürüz. Kimine göre Islami esaslara göre dev- let yönetmeye kalkışmak, kimine göre küreselleş- me, globalleşmeye varan bir kapitalizm anlayışı, ki- mine göre solculuk ve solculuğun çeşitli tonlan, hat- ta bazılanna göreAtatürk'ün koyduğu hedef ve il- keler, Atatürkçülük bu ülkeye zararlıdır. Kişilerin yetiştikleri ortama, beklentilerine, kültür ve eğitim altyapılanna, yaşam koşullanna, iç ve dış odakla- nn yönlendirmelerine, tşlkinlerine göre farklı görüş- lerde olması da olağandır. Tekdüze bir kişi tipine karşı, değişik tonların, farklılıklann olması da yeğ- lenmelidir. Hangi görüşte olursa olsun kişiler içtenlikle, ina- narak davranıyorlarsa saygı duymak gerekir. Asıl zararlı olanlar, koşullara göre sık sık görüş değiş- tirenler, belirti bir görüşü savunacak kişisel çıkar kol- layanlar, dürüst gözükerek her türlü kirli işlere gi- rişenler, milliyetçilik yaftası aitında dış güçlere hiz- met edenler, din ticareti yapanlar, Kemalist, Ata- türkçü pozunda cumhuriyetin temellerini yıkmaya yönelenler, çetelerden yakınıp çetelerle ilişki kuran- lar, her kesime şirin gözükmeye çalışanlar, sanıyo- rum tehlikeli ve zararlı tipler ve davranışlar, bu say- maya çalıştıklarımız. Türkiye'deki sağ partileri, değeryargım doğru ve- ya yanlış, hep içtensiz görmüşümdür. Bunlar te- melde Atatürk'e ve Atatürkçülüğe karşıdırlar. Ba- zıları bunu daha açık olarak dile getirirter, kimileri takıyye yaparlar. Şeklen Atatürkçü, ama uygulama- da Atatürk'e karşıdırlar. Atatürk'ün oluşmasında önayak olduğu tüm kurumlan yıkmışlar ya da iş- levlerini göremez hale getirmişler, yozlaştırmışlar- dır. Bugün Atatürk döneminden kalan hangi kurum ayaktadır? Hangisi kuruluşunda kendine verilen görevleri yerine getirmektedir? Atatürk'ün altı oku, yalnız bayrakların üstünde kalmıştır. Atatürkçü gö- zükerek, Anıtkabir'de övgüler düzülerek, Atatürk'ün hemen tüm eserleri, ilkeleri, idealleri kınlmış, hem de hınçla parçalanmıştır. Bazı kişiler, siyasal partiler Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin önünü kesmişler, yolunu tıkamış- lardır. Eğer Cumhuriyetimizin yetmiş beşinci yılını büyük başarılarla kutlayamadıksa, bazı sorunların üstesinden gelemedikse bundan sorumlu olan ki- şi, siyasal parti ve akımlara doğru tanı koyalım. Kı- sa aralıklar dışında hangi anlayış son elli yıldır Tür- kiye'yi yönetmektedir? Doğru tanı koyalım. Asıl tehlikeli olanlar, niyeti, tutumu, anlayışı, meşrebi bel- li olanlar değil; ne olduklan belirsiz olanlar, esen ye- le göre yelken açanlardır. Cumhuriyete, Atatürk'ün ilke ve devrimlerine en büyük zarar, işte bu ne ol- duklan belirsiz olanlardan gelmiştir. Aslında ne ol- duklan bilinen, ancak kaya keleri bukalemun gibi renk değiştirenlerden gelmiştir. Önemli olan; törenler düzenlemek, Anrtkabir'de- ki deftere övücü tümceler yazmak değil, Cumhu- riyetin sürekliliğine katkıda bulunmak, Cumhuriye- tirrilkelerini yaşatmaktır. Biz Atatürk'ün tüm ilke ve anlayışına karşı olan sözde Atatürkçülerin Türkiye'yi yönetmesi gibi bir çelişkiyi son yarım asırdır yaşı- yoruz. Bunun için de gerekli başanlan gösteremi- yoruz. Necati Doğru, Sabah gazetesinde Türki- ye'nin dünya liginde çeşitli açılardan kaçıncı sıra- larda olduğunu gayet güzel özetlemişti. Hangi anlayış daha zararlı, kim, kimler, hangi si- yasal partiler Türkiye'nin önünü tıkıyor? Bu konu- da doğru tanılanmız olmazsa, çelişkilerden, kısır dön- gülerden kurtulamayız. Kimler, dinci akımlan ters yönde istismar ederek, Atatürkçü kisvesi aitında oy toplamaya, prim yapmaya çalışıyor? İşte asıl teh- likeli tutum, bu kişi ve partilerin sergiledikleri an- layıştır. TCSD Baskanı ismet Ozcan 'Ekonomiy duvarı aşamiyor' FATMAKOŞAR Türkiye Giyim Sanayi- cileri Demeği'nin (TGSD) başkanlığına geldıği gün- den itibaren, bugün yaşa- nan global kriz konusunda uyanlar yapan İsmet Öz- can. korkulması gereken gelişmelerinmesajını 'su- sarak' vermeye çalışaca- ğını söyledi. Finanstan sonra reel sek- törü etkisi altına alan dün- ya krizine karşı alınması gereken tedbirleri bugüne kadar ilgili her yere iletti- ğini, hatta okunması için sektörün durumunu anla- tanraporlankı- saltarâk sundu- ğunu belirten Ozcan, aynı şeyleri anlat- maklaeleştiril- diğini ifade et- ti. "Aynı şeyle- ri konuşmamı- zm nedeni, çö- zülmeyen so- runlardan olu- şan duvar. Du- varmdibinegel- dik" diye konuşan Özcan, giyim ihracatındaki yüzde 5.8'lik artışın yanıltıcı ol- duğunu, krizin etkilerinin önümüzdeki 3 ayın rakam- lannda ortaya çıkacağını belirtti. Dünya ticaretinin en önemli yılmın 2005 oldu- ğunu söyleyen Özcan, söz- konusu tarihte gümriikle- rin sıfirlanacağını anımsa- tarak buna yönelikplanlar yaptıklannı vurguladı. TGSD Başkanı Özcan, dünya krizinin 2001 yıhn- da sona ereceğini bildire- • Giyim ihracatmdaki yüzde 5.8'lik artış yanıltıcı. Krizin etkileri önümüzdeki 3 ayın rakamlannda ortaya çıkacak. rek "Ben sıkıntılanmız? şimdi söy lüyorum. Anka- ra'da gitmediğim yer kal- ınadı. Sadece söytüyorum. Sonra eyleme geçtiğunde herkesincanıyanacak n di- ye konuştu. Türkiye'nin 'lokomotif sektörü' diye anılan teks- tilin destek]enmesi gerek- tiğini belirten İsmet Öz- can, "Kaybedincemiöntenı alacağız? Bu yıhn başmda Dış TicaretMüsteşarfağı'na önerflerimi söyiedim. Bun- lann hiçbiri vapdmadL Ya- püsaydı giyim ihracaünda yuaie 11 Tflcbiraroşoiacak- ü. Bu da 3rnilyardolar dö- vizgirdisidaha demekti" dedi. Hükümetten, yüzde 15-20 oranında deva- lüasyon yap- masını ve ihrâ- catçının kur makasından za- rar görmesini önlemesini is- teyen İsmet Öz- can. zaten sı- kıntıda olan tekstili de olumsuz etkile- yen global krizi şöyle de- ğerlendirdi: "Dünyadaser- seri,at yanşı oynargibige- zen 80-90 milyar dolarhk yabanasermaveyiizünden krizegirikü. \ani hırsızser- maye yiizünden. Bu para hangi ülkeye ghtiyse orayı çökertti. Bu para Türki- ye'ye uğramadığı için ken- dimizi şanslı hissetmeiiviz. Türkjye'ye giren miktar 4^ mflyar dolar gibi ufak bir rakam. Ancak etkilen- mememiz sözkonusu ola- mazdt"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear