Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IEKİM1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
indopuk: Çete,
argıçları
gilendipin
I A.MC\RA(Cumhuriyet
iirosu) - DTP Genel
aşkanı Hüsamettin
indoruk, Ankara-
aydarpaşa- Ankara
:ferini yapan. "Ankara
kspresi"ninTVS3000
pi 12 yenı vagonunun
ızmete \erilmesi
olayısıyla Ankara
ıan 'nda düzenlenen
irene katıldı. Burada
azetecılerin sorulannı
anıtlayan Cindoruk,
Bence çete olaylan,
argıçlan \e Adalet
takanlığı'nı ilgilendirir.
)nlar konuşur, Başbakan
onuşursa altından
ıkamazlar" dedi.
fopal'ın adamları
fade verdi
I tstanbul Haber Servisi -
Cürüm işjemek amacıyla
eşekkül oluşturmak"
uçundan tutuklanan Ömer
-ütfü Topal'ın oglu Serdar
viurat Topal'ın adamlan
>Juri Tüz. Mustafa Fukara,
jöksal Koca ve Hüseyin
ferlikaya dün tstanbul
Drganize Suçlar ve Silah
viühimmat Kaçakçılık
?ube Müdürlügü
;kıplerince gözaltına
ılındılar. Istanbul DGM'ye
.evk edilen Topal'ın
tdamlan Cumhuriyet
îavcısı Ali Yorulmaz
arafından yapılan
.orgulamalannın ardından
.erbest bırakıldılar.
Istenmeyen
nolitikacı: Çillep
I ANKARA(LBA)-
nternet'te yapılan bir
ınkette. DYP Genel :
îaşkanı Tansu Çiller yüzde
H'lik bir yüzde ile istifa
:tmesi gereken
>olitikacılar listesinin ilk
.ırasında yer aldı. Ankette
^iller'den sonra istifa
:tmesi gereken
X)litikacılar arasında,
rumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Başbakan Mesut
Yılmaz. DYP'li Meral
\kşener ve Mehmet Ağar
le FP'li Melik Gökçek'in
ıdlan sıralandı.
fığifin evinde
arama
• tstanbul Haber Servisi -
stanbul Emniyet
Müdürlügü Organize
Suçlar ve Silah Mühımmat
tCaçakçılık Şube
Müdürlügü ekiplerinin,
şadamı Korkmaz Yiğıt'in
âeşiktaş'taki evinde önceki
|ece yaptıklan aramada 3
ıdet ruhsatlı silah bulundu.
Mİahlara incelenmek üzere
:1 konulurken ışadamının
jubeye getinlen kardeşi
Yılmaz Yiğit'in "gözaltına
ılınmadığı". bilgisine
jaşvurulduktan sonra gece
,erbest bırakıldığı
jelirtildi. Yi|it'in evinde
v'apılan aramada Türkbank
halelerine ait olduğu
jelirtilen bazı doküman ve
rnlgisayar disketlerinin de
ncelenmek üzere almdıgı
jildirildi.
Mahmut Şakar
açlık grevinde
I Istanbul Haber Servisi -
H ADEP Istanbul ll Örgütü
dün yaptıği yazılı
ıçıklamada, 5 gün önce
gözaltına alınan tstanbul 11
Başkanı Mahmut Şakar' ın
ıçlık grevinde olduğunu ve
aız ile su kabul etmediğini
nclirttı. Açıklamada.
" Şakar avukat olmasından
iolayı ifadesini ancak
«vcıya vereceğini
belirtmiştir" denildi.
Kamu
södeşmeleri
• ANKARA (UBA)-
Yaklaşık 500 bin kamu
ışçismın 1999 yılı başından
ıtibaren yenilenecek olan
toplu iş sözleşmeleri için
start veriliyor. Türk-Iş
Yönetım Kurulu. Türk-tş
Başkanlar Kurulu'nda alınan
karar uyannca, bağlı
sendikalara birer yazı
göndererek yaklaşan kamu
kesimi toplu i$ sözleşmesi
jalışmalanyla ilgıli bilgi
verdi. Türk-tş. önceliğin
grev kapsamındaki kamu
işyerlerine verilmesiyle 2
Kasım'dan itibaren. yasada
ângörülen 120 günlük
sürenin işletilmesini ve
çoğunluk tespiti yetki
belgesi için başvurulann
yapılmasını istedi. Yazıda
işçilerin. eşel-mobil sistemı
nedeniyle 300 ile 350'şer
milyon liralık bir ücret kaybı
yaşadığına dikkat çekildi.
TBMM'deki kutlamalarda, Atatürk'e 'hain' diyen Ağn Belediye Başkanı ile çeteler konuşuldu
FP'li başkana büyük tepldANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Cumhuriyetin 75. yıldönümü
nedeniyle TBMM'de yapılan tören
sırasında siyasilerin gündemi, çe-
teler ve Atatürk'e hakaret ederek
"hainlikle" suçladığı için görev-
den alınan FP'li Ağn Belediye
Başkanı ZekiBaşaran'ın sözleriy-
di. CHP Genel Başkanı DenizBay-
kal ile DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in törenden aynlırken yap-
tıklan sohberte "hükümetin çeteler
konusunu propaganda araa yapn-
ğT yönündeki şıkâyetleri dikkat
çektı.
TBMM Tören Salonu'nda kut-
lamalan kabul eden Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel tören ön-
cesinde TBMM Başkanı Hikmet
Çetin ve Başbakan Mesut Yümaz
ile bir süre sohbet etti. Siyasi par-
ti liderleri. bazı bakarüar ve millet-
vekılleri, kuvvet komutanlan, yük-
sek yargı organlannın başkanlan-
nın katıldığı törenden aynlırken
sohbet eden Baykal ve Çiller, hü-
kümeti eleştirdiler. tki lider çete-
• Ağn Belediye Başkanı'mn konuşmasının FP döneminde yapılmadığını
kaydeden FP Genel Başkanı Recai Kutan, FP'nin bu konularda dikkatli bir parti
olduğunu söyledi. Kutan, Başaran'ın partiden ihraç edilip edilmeyeceğine ilişkin
bir soru üzerine "O da dahil ne gerekiyorsa yapılacaktır" karşılığını verdi.
lerie ilgili gelişmelerden söz eder-
ken Çiller. **Bu çeteler konusunu
şeye dönüştûrdüier" dedi, Baykal
da "propagandaya" diyerek Çil-
ler'in sözlerini tamamladı.
FP'li başkana tepküer
Baykal, törenden aynlırken ga-
zetecilerin FP'li Ağn Belediye
Başkanı Zeki Başaran'ın 24 Ara-
lık 1996 tarihinde seçimler önce-
sinde yaptığı ve Atatürk'e haka-
retler içeren konuşmasıyla ilgili
sorulannı yanıtladı. Baykal. "Kr-
takun insanlann toplumu nasıl ze-
hirleıneyeçahşbklaruunaçıkçagö-
rüktüğûna" belirterek, FP'li baş-
kanm sözlerini daha sonra "Ata-
türk'ü degjL İngiliz ajan Lavvren-
ce'ı nedefaldığffiT öne sürerek in-
kâr etmeye çahştığına dikkat çek-
ti. Baykal, "65 milyonun önûnde
açıkça uıkâr etti. O laflardan kjmi
anladııuz diye sorsanız. herhalde
Lavvrence diyen ikinci bir kişi çık-
maz. Crktü. korktu, kaçtı. inançja-
nna sahip çıkamadı. O inançlar o-
nun. Ama onlan herkesin içinde
tekrar edecek cesaret yok, ahlak
yok" diye konuştu. Bu olayın
"Türldye'de bir yerüstü, bir de ye-
raltı olduğunu" gözler önüne ser-
diğinı kaydeden Baykal, "Bunlar
yeralnnda köstebekler gibi böyle
gerçek dışı suçlamalaria kendileri-
ne bir taban oluşturmaya çalışıyor-
lar. O teşhir edilmiş oldu" dedi
FP Genel Başkanı Recai Kutan
da törenden aynlırken aynı konu-
daki sorular üzerine. televizyon ka-
nallanndan yayımlanan görüntü-
leri izlemediğini belirterek, kendı-
sine iletilenler çerçevesınde taiı-
mat verdiğıni ve gerekenlerin ya-
pılacağını söyledi. Kutan, "Cum-
huriyetin 75. yıhnda bö>le bir ko-
nuşmayı nasıl değerlendiriyorsu-
nuz" sorusuna. •'Bunu Cumhuri-
yetin 75. yılı ile özdeşleştirip bu şe-
kilde sonı sormak yannş. Bu ko-
nuşma 4 yıl önce genel secimlerden
önce yapılrmş bir konuşma. Ancak
ne zaman yapıhrsa yapılsın bö\le
bir konuşma> ı tasvip etmek zaten
mümkün değü" yanıtını verdi.
Konuşmanın FP döneminde > a-
pılmadığını da kaydeden Kutan.
FP'nin bu konularda dikkatli bir
parti olduğunu söyledi. Kutan. Ba-
şaran'ın partiden ihraç edilip edil-
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
meyeceğin,e ilişkin bir soru üzeri-
ne "O da dahil ne gerekiyorsa ya-
pılacaktır" karşılığını verdi.
Diyanet tşleri Başkanı Mehmet
Nuri Yılmaz da sorular üzerine,
konuşmayı dinlemediğini, ancak
Atatürk hakkında bir şey söylenil-
mesinin son derece yanlış olduğu-
nu belirtti. Yılmaz, "Huzur bozu-
cu sözlerin sarf edilmesi fev kalade
vanbştır. Geçmişe saygılı olunması
lanm" dedi. tçişleri Bakanı Kuthı
Aktaş da Başaran'ın görevden
uzaklaştınldığını anımsatarak ola-
yın yargıda olduğunu belirtti.
Yıhnaz'a çete öfkesi
Törenden aynlırken Çıller'le
sohbeti sırasında hükiimetin çete-
ler konusundaki tavrını eleştiren
Baykal, gazetecilerin bu konuya
ilişkin sorulanna da yanıt verdi.
Yılmaz'ın. Malki cinayetinin
DYP-CHP koalisyonu döneminde
ışlendıği yönündeki açıklamalan-
na tepkı gösteren Baykal sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Başbakan'ın bir sıkınü
içinde olduğunu anlıwrum.
Kendi üzerinden sonimlulu-
ğu atabihnek \e özellikle bu
konulan dikkatk izleyen
CHP'yi de bir bakuna bu işe
bulaşümıak için be>hudebir
çırpınış içinde. Bula bula
Malki cinayetinin 28 Kasım
1995'te iş,lendiğini bulduğu
anlaşılıyor. Bu tarihte CHP
iktidanla\dı, ancak bu olay-
dan 20gün sonrasecimyapil-
dL CHP secim >apmak üzere
oradaydı. Seçimden sonra da
Yümaz iktidar oldu ve4a>' iş-
başında kaldı. Başbakan'ın
bunu sö\lenıe\e tenezzül et-
miş olması. içinde buhınduğu
açma/ın unu çokciddi bicinı-
de sarsnğımn ifadesidir. Yani
bundan medet umma. çare
arama arayişı içine girmiş ol-
ması, Başbakan
1
ın gerçekten
umutsuz bir dunımda oldu-
ğunun itirandır."
Yılmaz'm şu an başbakan
olduğunu, Malki cinayetin-
den kısa bir süre sonra da 4
ay başbakanlık yaptığını vur-
gulayan Baykal. "Geçmise
yönelik suçlamalar Sa\ın
Başbakan'ı şu andaki sorum-
luluğu açısından rahatlat-
maz" diye konuştu.
CHP milletvekili Sağlar, Başbakan Yılmaz'ın açıklamasının gerçeği yansıtmadığını söyledi
'Kaset devlet arşivinden geldi^ANKARA (AA) - CHP
tçel milletvekili Fıkri Sağ-
lar. Başbakan Mesut Yıl-
maz' ın, bir süre önce kendi-
si tarafından basına açıkla-
nan Korkmaz Yiğit-Alaat-
tin Çakra görüşmesi ile il-
gili bantlardan Emniyet ar-
şivlerinde sadece birisinin
bulunduğu yolundaki açık-
lamasının doğru olmadığını
bildirdi.
Sağlar. "EUerinde olma-
dıgı söylenen bantlar. devlet
arşivindedir ve bize de ora-
dan gönderUmiştir" dedi.
Sağlar, Yılmaz'ın Susur-
luk ve çeteler meselesini
çözme konusunda samimi
olmadığına inandığını söy-
ledi.
Başbakan'a, Alaattin Ça-
kıcı-Yiğit görüşmesi ile il-
gili Emniyefin arşivinde
sadece bir bant bulunduğu
yolunda ulaşan bilgilerin
doğru olmadığını iddia e-
den Sağlar, şöyle devam et-
ti:
"Başbakan doğru bilgi-
kndirümemiştir.Dolaytsıyla
devletin arşivlerinde olan
bilgüeri hâlâ neden alama-
nuş olduğunun suçunu ken-
disinde aramalıdır. Hâlâ
Çiller - Ağar döneminden
kalan adamlarla çauşırsa
biryereulaşmasızordur. Bu
banün devletin arşKlerinde
olduğunu ve bize oradan
gönderildiğini bilmekteyiz.
Çünkü aynı yol ve teknikk
kaydedilnûştir. L stelik Dev-
let Bakanı Hüsamettin Öz-
kan kendisinin de bu görüş-
tnelerden bilgi sahibi oldu-
ğunu bize sövlemiştir. Hatta
Ozkan, bu banün 9 dakika-
lık bir başka bölümü oldu-
ğundan da bahsetmiştir.
Başbakan'ın Organize
Suçlar Daire Başkanı Emın
Arslan'dan aldıgu "Bu bant
emnıyetin bantı değıl, bu 4
dakikalık bir bant, bizde sa-
dece bir tane var. diğer 3'ü
emnıyetin kayıtlannda yok'
bilgisi kesinlikJe doğru de-
ğildir. Bu bantlar devletin
arşivlerindedir ve bize de
oradan gönderUmiştir. Sa-
yın Yümaz, Birinci Anayol
Hükümeti döneminde Baş-
bakan iken Susuıiuk Ko-
Yargıtay, sicil dosyası kabaran FP'yi yakın izlemeye aldı
Fazilet,RP sürecbtegmttANKARA (Cumhuri)ctBûrosu)-
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcüı-
ğı'nın, FP'yi yakın izlemeye aldığı
ögrenildi. Başsavcıbk yetkilileri,
FP'nin, "laikük karsıtı eytemlerin
odağı haüne geldiği" gerekçesiyle
Anayasa Mahkemesi tarafindan ka-
patılan RP'nin süreeine girdiğini be-
Brterek partinin sicil dosyasuun gide-
rek kabardığtna dikkat çektiler.
Ankara DGM Başsavcıhğı'nın. FP
Manisa Milletvekili BülentAnnç'ın,
Türk Bayrağı ile ilgili sözlerini des-
tckleyen açıklamalan nedeniyle FP
Genel Başkanı Recai Kutan hakkın-
da yenı soruşturmabaşlamğı biidiril-
di. Atatürk ve latklik karşıtı söz ve
eylemleri nedeniyle FP'li milletve-
kili ve belediye başkanlan hakkında
soruşturmabaşlatanbaşsavcilıklar da
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
sürekli olarak belge ve bilgi gönde-
riyorlar.
FP'nin, Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nda bulunan sicil dosyasın-
da, başta partinin lideri Recai Kutan
ölmak üzere, çok sayıda milletvekili
ve belediye başkanı hakkında dosya
bulunuyor. Bunlann arasında Ku-
tan'ın yanı sıra Mukadder Başeğmez,
Ramazan Yenidede, Bülent Annç,
MehmetSüaj gibi millervekilleri ile
Recep Tayyip Erdoğan. Mefih Gok-
çek, Zeki Başaran gibi belediye baş-
kanlan ilk sıralarda yer ahyor.
Kutan'a yeni fezteke
Ankara DGM Başsavcıhğı'nm, ts-
tanbul'da 22 Ekim günü Türkiye
Genç Işadamlan Derneği'nde yaptı-
ğı açıklamalar nedeniyle Kutan hak-
kında yeni bir soruşturma başlattığı
ögrenildi. Kutan. burada yaptığı açık-
lamada, Annç'ın, "Bayrak da bir
metre bez dep mi? BayTağa gösteri-
len savgı türbana da gt^terilsin" söz-
lerinin altına imzasını atacağını söy-
lemişti.
misvonu'na verdiği ifadede,
Başbakan olarak bu daire
başkanı da dahil oünak üze-
re, Emniyet Genel Müdü-
rü'nü degiştiremediği şikâ-
yetindt bulunmuştu. Şimdi
Sayın Başbakan şikâyetçi ol-
duğu ve degiştiremediği o
ekiple çeteler ve mafyanın
üzerine gidecekmiş, buna
inanmak mümkün mü?"
Sağlar, Yılmaz'ın kendi-
siyle yaptığı görüşmede,
Korkmaz Yiğit-Alaattin
Çakıcı ilişkisinin kendileri
tarafindan bilindiğini ve ko-
nuşmalann dinlendiğini
söylediğini belinerek, "An-
cak, Haziran ayuıdan bu ya-
na neden beklemiştir. Baş-
bakan ve arkadaşlan, çete-
lerin üzerine samimiyetsiz
ve göstermelik olarak gjtme-
nin ve bu konumda yakala-
nışlannın telaşıyla kıvran-
maktadırlar" diye konuştu.
Sağlar, bandın kendileri
tarafindan açıklanmaması
durumunda olayın örtbas
edilerek Türkbank'ın satışı-
mn durdurulmayacağuu da
ileri sürdü.
IRMIKI AYDIN ENGİIS aengin (" posta. cumhuriyet. com. tr
Haydi bakalım, karar günüdür:
Kolları mı sıvayacağız, "Bayramı
kutladık, artıkgûnlükyaşama dö-
nelim" deyip işımize gücümüze
mi dalacağız?
Şokaklara dökülüp "Türkiye la-
ıktir, laik kalacak" diye haykırmak
güzeldi ama kolaydı da. Şimdi
Türioye, cumhuriyete layık mı, la-
yık kalacak mı "yı sorgulamak ge-
rekmiyor mu?
Boş verin çeteleri, kara paracı-
lan, gırtlağa kadar pisliğe bulaş-
mış bürokratları, emekçileri insaf-
sızca sendikasızlaştınp diz çök-
türmeyi hüner bellemiş, kendileri
mafya şeflerinin önünde hayasız-
ca diz çökmüş işadamlannı, yasa
tanımazian, kamu mülkünü soy-
mayı meslek bellemişleri...
Hepsinın üstesınden gelinir.
Hem de kolayca. Bir gecede hat-
ta...
• • •
Evden çıktım. Rastlantı. Emek-
tar araba, güzelim bir sonbahar
güneşinin ışıttığı ve ısıttığı Boğaz
Köprüsü'nden süzülürken dudak-
lanmda bir ıslık. Hayır, ne "10, Yıl
Marşı", ne "Dağbaşı", Uh/i Ce-
mal Erkin'in "KöçekçeleH. Ne-
Bugün 30 Ekim 1998
den, nereden gelip takıldı bu ıslık,
bilmiyorum. Yalnızca bildik sesle-
rin çok zengin bir harmoni bütün-
lüğü içinde uçuşmastndan doğan
bir sevinç belki...
Gelip gazetedeki odaya kapan-
maktansa bıraz dolanmalı. Du-
daklarımda bir ıslık: Ulvi Cemal
Erkin'den "Köçekçeler"...
Çağnşımlar birbirine eklemle-
niyor Tanıklıklar, anı parçacıklan...
İlk bakışta birbiriyle bağlantısız-
mış gibi görünen çağnşımlar...
Ahmet Adnan Saygun anlatı-
yor:
"...Musiki Muallim Mektebiya-
ni... O daha sonra konservatuar
oldu. Işte ellerimizde fener, gece-
leyin Ânkara'nın diz boyu çamur
sokaklannı aşıp derse gidiyoruz.
Şan dersıne... P/yano ça/ışan Sı-
vaslı bir talebem var. Saçlan üç
numara tıraşlı. Köftehorsanki do-
ğuştan piyano ile büyümüş.
Utanmasam doğuştan edinilmiş
bu hüneri kıskanacağım..."
Şaçlan üç numara tıraşlı Sıvas-
lıbiroğlançocuğu...
Çağnşımlar çağrışımlara ek-
lemleniyor
Savaştepe Köy Enstitüsü'nde
dağ köylennden gelmiş, saçlan
üç numara tıraşlı bir yörük çocu-
ğu az önce mandolinle "barkaral"
çaldı. Ardından Musiki Muallim
Mektebi'nden yeni mezun öğret-
men ona, kendi küçücük dene-
mesini dinletti: Evlerinin önü mer-
sin. Yüzü güneş yanığı, ellerı hâ-
lâ soğuk dağ gecelerinden çat-
lak, saçlan üç numara tıraşlı yö-
rük oğlunun gözleri parladı. Ana-
cığının sık sık mınldandığı, o çok
bildik melodilerin, öğretmenın kü-
çücük "efüfünde kayuştuğu har-
monik zenginlik, küçücük ruhun-
da, henüz anlamlandıramadığı kı-
vılcımlar tutuşturdu...
Çağnşımlar çağrışımlara ek-
lemleniyor:
Eskiş^hir Cer Atölyesi'nin kıra-
ğı ile örtülmüş avlusunda boz
amele urbalan içinde toplanmış
sanayi işçileri kara trene biniyor-
lar. Fırat'a gidecekler. Erzincan-
Erzurum arasında azgın akan Fı-
rat'a gem vuracaklar. Demır köp-
rü kurup Fırat'ı aşacaklar. Yıllar
sonra ilkokul tarih kitabmda o de-
mir köprünün fotoğrafi "Cumhu-
riyet dönemi eserlerinden" resı-
maltı ile yayımlanacak...
Çağrışımlar çağnşımlara ek-
lemleniyor:
Cılavuz Köy Enstitüsü'nden ta-
ze mezun, tafta kurdelasını çıka-
rıp, öğretmen önlüğünü giymiş
dal gibi genç kız, o yıl mezun et-
tiği küçücük öğrencısinın babası-
nı, anasını kandırdı; oğlan "demir
ağlarla örülmüş" ülkeyı boydan
boyakara trenle aştı; azgın Fırat'ın
üstündeki demir köprüden gözle-
ri ışıyarak gecti; Kızılırmak, Sakar-
ya da aşıldı. istanbul'da "Matbu-
at Meslek Mektebi"'nde kaldığı
yerden devam etti. Saçlan hâlâ üç
numara tıraşlıydı...
Gazete matbaasının gönnüş
geçirmiş "sermürettip"\ ofladı,
pufladı, yorgun gözlerindekı goz-
lüğünü bir kez daha düzeltti; işin
içinden çıkamadı. Matbuat Mes-
lek Mektebı'nden taze mezun,
saçlan hâlâ üç numara tıraşlı, kü-
çücük çırağına yaklaştı, fisıltıyla
danıştı:
- Evlat, Gazi Mustafa Kemal
yazmam lazım. Söylesene Ke-
mal'i, Khemaldiyemiyazacağım,
Chemal diye mi? Yani kaf'la mı,
cim'le mi yazacağız?
Çırak çok saygılı, az ftrlama gül-
dü:
- Kaf da yok, cim de yok usta.
Ke harfı yeter...
Sermürettip, yorgun gözlerini
oğuşturup, Cağaloğlu Halke-
vi'nde açılan yenı harflerie oku-
ma-yazma kursuna o akşamdan
ıtibaren katılmaya bir kez daha
karar verdi.
Çağnşımlar çağrışımlara ek-
lemleniyor...
• • •
Bozkırda bir çağdaş cumhuri-
yet kurmaya kalkışanlann üste-
sinden gelmek zorunda olduklan
sorunlar bugünkülerden daha mı
kolaydı?
Bugün 30 Ekim 1998. Karar gü-
nü olsa gerek: Kollar mı sıvana-
cak, bayram bitti günlük yaşama
dönelim, işimize gücümüze ba-
kalım mı denecek?
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Öykü...
Köln'de bir akşamüstü. Hava açık ve soğuk...
Katedral Meydanı'ndayüksekliği 156 metre olan
ünlü yapıya bakıyorum. Köln Katedrali insana ür-
perti veriyor. On üçüncü yüzyılda yapımı başlayan
katedral, ancak on dokuzuncu yüzyılda bitırilmiş...
Ren irmağrnın kıyısma iniyorum...
Kahveleryan yanadizilmiş. Gri bıryalnızlığın için-
de hepsi. Bir sanşın, uzun boylu delikanlınm saçla-
nnı okşuyor...
Caddelerde yoğun bir trafik...
Bir koşuşturma başlıyor...
Bir kahveye giriyorum. Italyan garson kız servis
yapıyor. Sağımda, beyaz renkli piyanonun başında
kır saçlı, gözlüklü müzısyen oturuyor. Keman eşli-
ğinde Vivaldi'den esintıler yansıtıyor.
Almanya'daTürklenn hüzünlü öykülerini dınliyo-
rum...
Tümü de yaşanmış öyküler bunlar. Yaşamın acı-
masızlığından kaynaklanan çaresızlikler...
Adlan 'Mehmet ve Emine' olsun öykümüzün
kahramanlarının. Ikisi de otuz yaşlarında. Türki-
ye'de geçim sıkıntısı çekıyorlar.
Iki çocukları var...
Kurtuluş nerede?
Elbet Almanya'da!...
Türkiye'de anlaşmalı boşanıyortar, aılelenne ha-
ber vermeden. Sonra da pasaportlarını ceplerıne
koyup turist olarak Köln'e geliyorlar...
Bir süre Köln'de akrabalannda kalıyor Mehmet ve
Emine. Mehmet, altmış yaşında bir Alman hanım-
la evleniyor; Emine de 70 yaşında emekli bir Alman
beyle.
Nasıl oiuyor evlenme?
Türkleri seven dul Almanlartn acıma duygusu yü-
zünden...
Emine ve Mehmet daha sonra Türkiye'ye dönü-
yorlar...
Bir yıl içinde işlemler bitirilince Emine ve Mehmet
Aile Birieşimi Yasası'ndan yararlanıp Köln'e dö-
nüyorlar...
Artık Emine ve Mehmet'in Almanya'da oturma
ve çalışma izni çıkmıştır...
Her ikisi de mutludur. Bir süre sonra iş bulacak-
lardır...
Emine ve Mehmet Almanla evli olmalarına karşın
birliktedirter. Işsizlik onlan böyle biryola ittiği için de
hiç pişman değildirler...
Emine ve Mehmet velayetlerini üzerlerine aldık-
ları Ayşe ile Ahmet'i Almanya'ya getirirler.
Emine ve Mehmet beş yıl sonra Alman eşlerin-
den boşanırlar...
Ya yaşlı Alman kadını ve erkeği?
Biri yaşıyor, diğeri ise iki yıl önce ölmüş...
• • •
Bir degişim öyküsü anlatalun şimdi de:
Hafize Hanım 1970 başlarında tek başına ge-
liyorAlmanya'ya. Ardından eşi. Çocuklar Türkiye'de
kalıyor. Bir otelde işçi olarak çalışıyor Hafize Hanım.
Kadınlar yurdunda bannıyor.
Üç yıl sonra eşi Nuri Bey de geliyor. Birlikte ye-
meden içmeden para biriktiriyor Hafize Hanım ve
^4uri Bey...
Ren kıyısında elma ve çilek bahçelerinde tanm
işçiliği de yapıyoriar...
Hafize Hanım, Türkiye özlemiyle yanıp tutuşuyor
o yıllar...
Diyor ki:
"Elma ağaçlannın arkasını hep Türkiye sanır-
dım..."
Daha sonra bir kız iki erkek çocukları geliyor
Almanya'ya...
Aradan yirmi sekiz yıl geçmiş...
Hafize Hanım'ın ve eşi Nuri Bey'in memleket öz-
lemi bitmiş...
Çocuklar otuz yaşını aşmış. Iyi öğrenim görmüş-
ler. İşin ilginç yanı üçü de Alman eş seçmişler...
Hafize Hanım ve Nuri Bey ne yapıyoriar şimdi
Köln'de?
İkisi de Alman yurttaşı. Türkiye'de yaptıkları ya-
tınmlan elden çıkarmışlar. Köln'de ev alıp aynca
dört katlı bir konut yaptırmış Hafize Hanım ve Nu-
ri Bey...
Hafize Hanım ile Nuri Bey'in arttk Alman getini,
damadı ve Alman kiracılan var. .
Hafize Hanım'a sordum:
"Ren kıyısındaki elma ve çilek bahçelerine bak-
tığınızda yine Türkiye özlemi çekiyor musunuz?"
Hafize Hanım'ın gözleri dalıyor...
Başını sallarken mınldanıyor:
"Artık biz Almanyalı olduk, çocukları, torunlan
bırakıp nereye gideceğiz."
• • •
Malatyalı Hasan'ın öyküsü:
O altmış yaşında. Kısa boylu tıknaz. Saçlan, bı-
yıklan simsryah. Beyaz gömleği ve kırmızı krava-
tıyla her zaman şık...
1965 yıhnda gelmiş Almanya'ya. Nikâhlı kansın-
dan altı, Türkiye'deki imam nikâhlı eşinden on bir
Çocuğu olmuş. Almanya'da biri Türk diğeri Alman
iki sevgili edinmiş...
On odalı bir ev almış...
Türkiye'deki çocuklan, Almanya'daki çocuklan
ve nikâhlı eşiyle bu evde yaşıyor. Çocuklarının ye-
disi evli. Onlann da on sekiz çocuğu bulunuyor...
Büyükler çalışıyor, küçükler okuyor...
Acaba çocuk paralan kime gidiyor?
Malatyalı Hasan'a!..
Hasan otuz beş yıldır gurbette yaşıyor ama doğ-
ru dürüst Almanca konuşamıyor. Ama o, Alman-
ya'ya yeni gelenlerin sorunlannı çözüyor...
Kendi sorunları karşısında ne yapıyor?
Dil bilenleri devreye sokuyor...
Malatyalı Hasan karşımda...
Diyorum ki:
"Sen ne iş yaparsın burada?"
Yanıt:
"Herişiyapanm..."
Kırmızı kravatının üzerinde altın madalyonuyla,
boyalı siyah saçlan ve bıyıklanyla bakıyor bana...
Gözleri fıldır fıldır..
Polis baskını filan vız geliyor ona...
Tam o sırada Polonyalı, Rus kadınlar giriyor bu-
lunduğumuzyere...
Soruyorum:
"Kim bunlar?"
Gülümseyip yanıt veriyor:
"Yardımcı oluyoruz, ış buluyoruz..."
• • •
Akşam Köln üzerine erken iniyor...
Ren Irmağı kıyısındayım...
Hüzünlü öyküler yüreğimi sızlatıyor...
Hava soğuk, üşüyorum...
hikmetcetinkayaacumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98