Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 EKJM 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Son dönem bağımsız Amerikan sinemasının yüz akı Coen kardeşlerin yeni filmi gösterimde
a fihn'e parlak bir nazîre1990'h yıllann başmda, Saddam'ın
rak' ınabir jandarma dersi vermek için
VBLVnJn Körfez'i vurdugu, ekrandan
ia naklen(!) verilen savaş döneminin Los
\jıgeles'ı.
Melekler Kenti'nin sımrlannda yer
ılan, 196O'lı yillann psikedelik kültü-
ünün son kalelerinden Venice Beach yö-
esindeki eski püsküce bir bungalovda
)turan, 'The Dude' ('ahbap') lakaplı
eff Lebovvski (Jeff Bridges). boş geze-
ün boş kalfası, tembel, hımbıl ve ay-
ak bir yaşlı hippidir. Kafası hiç boş
;ezmez, elinde ya bir marijuana jointi
/a da sütlü-alkollü bir içki bardağıyla
rörürüz onu sürekli. Tipik bir 'looser'
)larak iyice kopup koyvermiş, yaşını ba-
;ını almış bu aşın rahat, dalgacı çiçek
;ocugu artığının bir başka tutkusu da
xwling oynamaktır.
ABD'de, büyük kentin gündelik can
.ıkıntısına ilaç gibidir bowling. Arka-
iaşlanyla oluşturduğu takımla, tekno
x>p dekorlu bir bovvling salonunda, La-
in kökenli, züppe, gösterişçi bir bow-
ing ustasının (harika bir John Turtur-
•o) iddialı olduğu bir bowling turnuva-
>ına hazırlanmaktadır üçlü ekip. Her
şe burnunu sokan, çenesi kuvvetli, ka-
ası attığında kaba saba bir saldırganlı-
*a bürünen. Vietnam'da azıcık kafayı ye-
niş, kendinden emin, despot, iri kıyım
,işko Yahudi Walter (John Goodman).
ieğerli(!) fikirleriyle ve kaba gücüyle
iestekledigi yoldaşı The Dude'ün akıl
ıocasıdır. Eski bir sörfçü olan öteki ar-
<adaşı Donny (Steve Buscemi) ise biraz
draki kıt. daha doğrusu intikali geç,
ıvanakımsı birbowlingcidir. Buyüzden
ie psikopat eğilimli Walter çoğu kez te-
niz kalpli, munis gariban Donnie'nin
afını ağzma tıkar kabaca.
Isimler bir kez kanşünlırsa...
Filmin başmda evi basılır, kafası taş ">
n'bi, banyo küvetinde yan gelmiş yayıl- ,
nış The Dude'ün. Hiç de saglam ayak- I
cabı sayılmayacak bir porno filmleri/
'apımcısının (Ben Gazzara) adamı. iki'.
laşin gorilin saldınsına uğrayıp pata \
aite dayak yiyen kahramanımız The '
)ude, evinin dekorasyonunu tamam-
ayan(!) halısına işenmesini de sineye
eker çaresiz. Oysa bir yanlış anlama-
tnlaşılma vardır ortada. Çünkü, isim
«nzerliği yüzünden hedef şaşırmış iki
orba saldırgan, kansının borcundan
tolayı aradıklan, tekerlekli iskemleye
nahkûm, Pasadenalı yaşlı milyarder
effrey Lebovvski yerine, hayatta hep
.aybetmeye mahkûm, avare, dalgacı ve
'ekâr Jeff 'The Dude' Lebovvski 'ye ya-
uşmışlardır boş yere. Patakla-
(arak tehdit etmişlerdir
IOŞ yere.
Sonuçta evinin basıl-
nasıyla, itilip kakılma-
ıyla, yediği kötekle ve
ehdit edilmesiyle kalıp
jm huzuru kaçan The Du-
£, pislenen halısını ödet-
îrmek amacıyla gidip felç-
ı milyoner adaşımn lüks
nalikânesini ziyaret eder,
Valter'in önerisine uyarak.
Tıe Dude'e "tnsanı insan
apan nedir?" gibi özlü bir
oru yönelten milyarder, tek
aıruşuna dokunamadığı Le-
ıowski Aile Vakfi 'nın para-
annı hortumlamak amacıy-
Î kahramanımızı piyon gi-
ıi kullanmak niyetindedir
rerçekte.
Sonradan kesilmiş küçük
yak parmağı gönderilen, bin
ıolara hemen y ıkama-yağla-
na yapmaya hazır, fettan ve
neşum kansı Bunny'nin düz-
nece kaçınlmasını organize
rierek, elleyemediği kendi pa-
îsını çalmanm peşindedir as-
KULTUR • 5ANAT
The Big Lebovvski
/ Yönetmen: Joel
Coen / Senaryo:
Ethan Coen, J.
Coen / Kamera:
Roger Deakins /
Müzik: Carter
Burvvell / Oyuncular:
Jeff Bridges, John
Goodman, Julianne
Moore, Steve
Buscemi, David
Huddleston, Tara
Reid, Sam Elliott,
Philip Seymour
Hoffman, Peter
Stormare, John
Turturro, Ben
Gazzara, David
Thewlis/1998ABD
(Pinema)
lında ihtiyartilki Lebovvski. Veyürüme
özürlü, yaşlı zengin, bakımsız saç-sa-
kalından zevksiz ayakkabılanna kadar
tam bir boşvermişlik timsali olan, çul-
suz, yolsuz, otçu adaşı The Dude'ü dol-
gun birücretle işe alır, kaçınldığını söy-
ledigi, porno fılmlerde oynayan. genç,
seksi kansı Bunny'nin (Tara Reid) fid-
yesini götürmek üzere. Ne var kı fid-
yenin bulundugu arabası çalınınca, düz-
mece ya da gerçek, kendini gitgide kont-
rolden çıkan bir kaçırma-kaçınlma ola-
yının karmaşasına bulaşmış bulan The
Dudeümüz detektiflige soyunarak teh-
likeli bir polisiye serüvenin tam göbe-
ğine dalacaktır, dalağını > ara yara ve yar-
dıma hazır iki arkadaşı. Walter ve Donny
ile birlikte vs. vs...
Bugün gösterime giren Coen kardeş-
lerin son filmi. Raymond Chandler
uyarlaması. Howard Hawks başyapıtı,
kara film klasiği 'The Big Slecp-Büvük
Uyku'yu( 1945)çagnştıranadıyla 'The
pTlr
bir şey anlatmıyor gibi göriinüyor ilk ba-
kışta. Olay örgüsüne indirgendiğinde o
kadar ilginç bulunmayabilecek hikâye,
Tcûrülüşü ve kahramanlan bakımından,
polisiye edebiyatın saygın yazan Ray-,
mond Chandler'ın 1930-40'h yıllann
Los Angeles'ında geçen, dolambaçlı
kara dizi romanlanndan bol bol esinle-
nen Coen kardeşlerin imgelemının ürü-
nü.
/ Giderek farkh katmanlardan bir ara-
/ ya getirilmiş, yaşadıklan çevreyle örtüş-
1
, müş, değişik kutuplardaki yitik karak-
) terlerin sürüklediğı, bovvling oyununu
< fon alan 'The Big Lebowski'de. özel de-
tektif Philip Marloweculuga kalkışan,
I ot kafa hippi eskisine renkli bir hafîye
' rolü biçerek Chandler romanlanna gü-
nümüzden gülünçlü bir nazire yapıyor
f_CoenJçardeşler. Yanlış anlama, ihanet,
gasp, hırs, zorbahk, dayak, baskj işken-
ce, cinsellik, keyif verici maddeler vb.
gibi konularda daldan dala atlayarak
meraklısını bir kez daha kara film tü-
rünün girdabına çekiveren bu son film-
leriyle, bir kez daha komediyle gerili-
mi, Coenler'e özgü bir kara film pota-
sında kaynaştınp harmanlıyor Coen kar-
deşler, dalgalannı geçerek, gemi azıya
almış o özgün, keyifli, esprili, eglendi-
rici tarzlanyla.
Otçu, dedektifliğe soyununca...
Son dönem Amerikan sinemasında,
Hollyvvood dışında akan, 'bağımsız'
agırhklı kanalın kuşkusuz en önemli
yaratıcılanndan sayılan Coen kardeşle-
rin çıkışı, unutulmaz ilk filmleri 'Bk>-
od Simple-Kansız'la 1985'tegerçekleş-
mişti. Son 12 yılda çogunlukla kara
film türünde yeni bir soluk estiren ve
çogunu etkileyip esinlendirdigi, proto-
tip Tarantino'nun başmı çektigi yeni
moda yönetmenler kujşagını da haber-
leyen Coen kardeşleri birbirlerinden
ayn düşünmek pek olası degil. Oysa be-
lirgin farklan var. bin uzun, öteki kı-
sa örnegin.
Oscar'lı oyuncu Frances McDor-
mand'la 13 yıllık evli ağabey Joel Co-
en, sürekli yönetmenliği üstlenmiş
ikilide. Daha kısa. kızıl saçlı küçük
kardeş Ethan'sa ikilinin senaristi ve
yapımcısı. Bir bakıma ttalyan Taviani
kardeşlerin ABD şubesi de sayacağımız
Coenler, birbirlennı tamamlayan, asla
bin öbürünün önüne geçmeyen, film
üretim sürecinin her anını ortaklaşa pay-
laşan bir yaratıcı ikili olarak nerdeyse
ayn bir kategori oluşturuyor modern
sinemada.
1985'te 'Blood Simple'ın ardından
çıkagelen fırtına gibi serüven komedi-
si 'Arizona Raising" (1987), polisiye
edebiyata ve Dashiell Hammett'e say-
gı niteligindeki 'Miller's Crossing'
(1989). 19401ı yıllarda Hollyvvood'dan
öneri alan, tıkanmış bir genç senaristin
öyküsüne dayanan. Cannes'dan Altın
Palmiye ödüllü'Barton Rnk'(1991) baş-
yapıtı, PauJ Newman'la ve büyük stüd-
yo bütçesiyle çevrilmiş, ama gişede bat-
mış 'The Hudsucker |*roxy-Bir Şirket
Komedisi' (1992) ve Coen kârdeşlere so-
nunda ün, para. Oscar kazandıran, mü-
kemmele yakın bir cinai dram- kara mi-
zah başyapıtı 'Fargo' (1995) gibi az
ama öz filmlerin yer aldıgı Coenler'in
filmografisine ilgisiz kalabilecek bir
'sinefil' düşünülebilir mi acaba?
Seyirciyi eglendirme gerekliligini de
savsaklamayan 'Fargo'dan daha hafif ni-
telikte, ama yine de tipik ve ustalıklı bir
Coen kardeşler filmi saydığımız 'The
Big Lebowski', bu yaratıcı ikilinin bir
kez daha doruğa çıkan, benzersiz kome-
di-gerilim becerisini örnekliyor bütünüy-
le^Genelde ünlü yıldızlarla ve büyük pa-
ralarla stüdyo filmi çekmek yerine, bil-
diğinden ödün vermeksizin, kendi yaz-
dıklan senaryolardan, aynı demirbaş
ekiple, düşük bütçeli. ilginç filmler ya-
pan ve 'yüksek voJtajlT yapıtlanyla özel
hayranlar edinen Coenler'in bugün gös-
terime giren bu son filmleri, haftalık
ticari dagıtım çarkının bezdiriciligin-
den usanmış merakhsı için ışıl ışıl par-
layan, zengin, keyifli bir seyirük kuş-
kusuz. "— '
Kaybeden karakterier galerisi
Coen'lerin eski filmlerindeki tuhaf,
kaypak, serseri mayından farksız ka-
rakterier galerisine çeşit çeşit yeni tip-
ler ekleyen 'The Big Lebowski', gitgi-
de sürekli aldatma-aldatılma, yalan- do-
lan hırsının bastığı, günümüz dünya-
sındaki saçmalığm kuşattığı çagdaş in-
sanın alıklık portresini çizerken sık sık
'noir' ustası Chandler'a göndermeler-
de bulunup kimi yan rollerde esaslı,
oturaklı karakterleri karşımıza getiri-
yor, çocuguna baba seçtigi The Dude'ü
yataga atıp damızlık olarak kullanan. va-
gina sanatına kafayı takmış, avangard,
uçuk ve feminist ressam milyoner kızı
>laude-Julianne Moore, Alman nihi-
list, rocker ve pomo star UH-PeterStor-
mare, iddialı bovvlingci, cambaz gibi
esnek, Latin firlama Jesus-John Turtur-
ro ve sonunda Maude'un karnındaki
küçük Dude'ün de yolda olduğu habe-
riyle öyküyü noktalayıp paketleyen, fil-
mi agzından dinledigimiz filozof tavır-
lı kovboy yabancı-Sam Elliott, Eagles
tutkunu zenci şoför vd. gibi...
Coenler'in hayattan tanıdıgı, gözlem-
ledigi kimi gerçek kaybedenlerden esin-
lenerek ve oyuncusuna göre yazılmış ka-
rakterleriyle, tam hedefini vuran espri-
;
li diyaloglan, metni bütünleyen zevkli, '
kıvrak görsel düzeyiyle seçkinleşen ve
aynntılann hakkını veren 'cool' anlatı-
mıyla yaklaşık iki saat süresince seyüv -V
ciyi kıskıvrak içine alan 'The Big Lelrl^
bowski'. bovvling topunun içindeki öz- ı
nel kameradan saptanmış bolüm, kah-
ramanımızın kocaman cüssesiyle ka-
dın bacaklannın arasından hpkı l
~~ bir bovvling topu gibi lo- '
butlara dogru uçtugu se-
kans, 1930'lann Busby
Berkeley müzikallerine
selam gönderen düş-fan-
tezi sahneleri ve tüm renk-
leri, boyutlanyla gerçek-
ten farklı bir spektakl ni-
telemesineerişiyor___. ,.
"GefçeEçTsahnelerle sti-^
lize düş sahnelerini kay-
naştıran. her şeyin bovvling /
âleminde ve Bob Dylan,
KennyRogers, ElvisCosteJ-
k», Captain Beefheart,Gipsy \
Kingvb'nin müzikleri eşli-
ginde geçtiği, tuhaf karak-
terlerin damgasını vurdugu,
kışkırücı birkara komedi-ge-
rilim kokteyli niteligindeki
The Big Lebovvski, Coen
kardeşlerin alaycı, incelikli,
saglam sinemasında yeni bir
doruk kuşkusuz. Bir kez gör-
menin zenginliğine, ilginçli-
gine varmaya yetmediği bu
son Coen kardeşler yapıtı,
mevsimin birkaç önemli fıl-
minden biri bizce. >
293 89 78 (3 HAT)
SonpSon Sea'sj
Seais
Larry
Johnson
Lany
johnson
Sısta
Mon
1
icaSista
Monica
EFESPİLSCN
BLUES
FESTIVAL 9
Bugün hayatınızda blues var...
Mutiukık ve hüzün mü? Ajk ve ya/ncz/ık mı? Coşku ve keder mi? Hıçbır şey blues'u
on/a&noyo yetmez. 6/ues söylenir, blues dınlenir, blues yoşanır...
Efes Pi/sen blues FestJvali'nde. Her yıl olduğu gibi...
30Ekim I M I S ü t 19 30, 31 Eldm l?»8 Saat: 14 00 vc 19 30
İ S T M M H . HILTON CONVENTION*EXHIBmON CENTER
BSet aOf 14 Ekim l»98'den itibaj-en;
a Rumeli (0-212) 234 42 81
Taksım (0-212)25128 88
Sıadıye (0-216) 350 87 42
Akmerkez (0-212)282 09 65
GaJlena (0-212) S59 54 44
EFES
Pilsen
Hilton ffflftjl i
0-212 »S'e?
EFES Pilsen : n k ı
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Cumhuriyet
Kültür Servisi- Geçen pazartesi ge-
cesi AKM'de ilk kez seyirci karşısına
çıkan Cumhuriyet filmi bugün göste-
rime giriyor. Yazar Turgut Ozakmao.
yönetmen Ziya Oztan ve besteci Mu-
ammer Sun'un. Cumhuriyetın 75. yıl-
dönümü nedeniyle birarayagelerek or-
taya çıkardıklan bu film, Türkiye'de
Cumhuriyet dönemini dramatize eden
ilk sinema eseri ve en pahalı yapun
olma özellilderini taşıyor.
Resmi tarih kaygısına boş venlerek
gerçekleştirilen bu film, Türkiye Cum-
huriyeti'nin heyecan dolu, coşkulu ilk
on yılını, sosyal ve siyasal olaylarla
birlikte aktanyor. Aynca temel karak-
terlerin özel yaşamlanndan kesitler de
sunan bu 'Cumhuriyet'. MııstafaKe-
mal'e inanmış, devrimlerini yürekten
benimsemiş, çagdaş uygarlık düzeyi-
ne ulaşmayı hedeflemiş ve bunun be-
delini gerektiginde hayahyla ödemiş
Türk insanının da öyküsü aynı zaman-
da.
TRT'nin yapımcılıgını üstlendiği
filmin senaryo yazımına 1997'nin eki-
minde, çekimlere 16 Mart 1998'de baş-
landı. I. TBMM binası, II. TBMM bi-
nası, Çankaya Köşkü, Ankara Palas.
Türk Ocagı, Dolmabahçe Sarayı ve
Yıldız Sarayı'nın yanı sıra lzmir, Bur-
sa, Yalova, Afyon. Eskişehir ve Isviç-
re'nin Lozan kentindeki gerçek tarihı
mekânlarda sürdürülen çekim çalış-
malan için bugün mevcut olmayan çok
sayıda mekân da dekorolarak tasarlan-
dı.
Otomobil, kamyon ve ambulans baş-
ta olmak üzere dönemin çizgilerini ta-
şıyan 12 araç imal edildi. 1922-1933
yıllann kapsayan böylesine büyük bir
projenin en can alıcı yönlerinden biri-
ni de kuşkusuz filmde kullanılan kos-
tümler oluşturuyor. Dönem özellikle-
n titizlikle araştınlmış, filmin baş ki-
şilerinin kostümleri aynı kumaş ve çiz-
gilerle, diger kostümler de dönemin
ruhunu öne çıkaran tasanmlarla yeni-
den üretilmiş.
300 temel oyuncunun, 25.000 yar-
dımcı oyuncunun rol aldıgı filmin çe-
kimleri 6 Agustos'ta tamamlandı. Çe-
şitli kurum ve kuruluşlann katkılan
dışında, bütçesı 1 trilyon lirayı aşan
filmin montaj ve seslendirme çalış-
malan Istanbul Televizyonu'nda, post
prodüksiyon evTesinin önemli bir bö-
lümü de Ingiltere'nin Londra Techni-
color stüdyolarında gerçekleştirildi.
Film müzikleri ise Bilkent Senfoni Or-
kestrası ve Bilkent Üniversitesi Müzik
ve Sahne Sanatlan Fakültesi'nin kon-
ser salonu ve stüdyolannda en son tek-
nolojiyle seslendirildi Afişleride ün-
lü grafik ustamız Mengü Ertel tara-
fından hazırlanan filmin dagıtımını da
Umut Sanat üstlendi.
Atatürk'ü Rutkav Aziz'in canlandır-
dıgı filmde tsmet İnönü'yü Savaş Din-
çeL, Flkriye Hanım'ı Hülya Aksular,
Halide Edib Adrvar'ı Ayda Aksel, Zü-
beyde Hanım'ı MacideTanır, Vahdet-
tin'i FeyziTuna,Rauf Orbav'ı Dinçer
Sümer, Fethi Okyar'ı Kazım Akşar,
Kâzım Karabekir'i Kenan Işık ve AB
Fuat Paşa'yı Önder Alkım oynuyor.
Komik Tuzak
Walt Disney Pictures'ın yeni aile kc-
medısi 'Komik Tuzak-The Parent
Trap', anne babalannın boşanması üze-
rine doğumlanndan hemen sonra bir-
birlerinden aynlmak zorunda kalan ikiz
kardeşlerin öyküsünü anlatıyor. 1961
yapımı, çok sevilen bir Disney klasiği
olan 'The Parent Trap-Aile TuzağVnın
yeniden çevrimı olan filmi kadın yönet-
men Nancy Meyers imzalamiş. Başrol-
lerinde ise Dennis Quaid, Natasha Ric-
hardson ve Iindsav Lohan var. Yıllar-
ca birbirlerinin varlığından habersiz ya-
şayan Hallie ile Annie, kaderin cilvesi
sonucu Maine'deki yaz kampında tanı-
şırlar ve yinebir rastlantı sonucukardeş
olduklarını öğrenirler. Bu tanışmada bir-
birlerini çok seven kızlar, anne babala-
nnı yeniden birleştinnek amacıyla bir
plan düzenlerler. Bu plana göre birbir-
lerinin yerine gececekler ve onlan bu bir-
leşmeye ikna etmeye çalışacaklardır.
Ancak babalannın genç, güzel ve firsat-
çı Meredith Blake'e (Elaine Hendrk)
âşık olduğunu öğrenmeleriyle birlikte
planlan aciliyet kazanır. Alman yazar
Erich Kastner'in yazdığı 'Das Doppel-
te Lottchen' adlı çocuk öyküsünden
uyarlanan ilk 'The Parent Trap' filmi,
1961 yılında gösterime girdiğınde çok
beğenilip kısa bir sürede klasik bir film
hahne gelmişti. Yönetmenliğini David
Smft'in üstlendiği o film, 15 yaşında-
ki genç oyuncu Hayley Mills'in yıldı-
zını parlatmıştı.Diğer rollerdeki Ma-
ureen O'Hara'yla Brian Keith'in de
filmin başansına katkılan'
KEDİ GÖZÜ
VECDt SAYAR
Alkışlar...
Cumhuriyetimizin 75. yıldönümünü kutfuyoruz. Tö-
renler, yürüyüşler, toplantılar birbirini izliyor. Herkes
kendince kutluyor bu yıldönümünü. Kimimiz Ricky
Martin'leri getirip, Tanıtma Fonu'ndan para kopartı-
yor, kimimiz "aydınlanma" bilincinin gelişmesi adına
sempozyumlar, sengiler düzenliyof.
Küttür Bakanlığı, Ankaralılann bile duymadığı bir
"sanat festivali" düzenliyor, Izmirli sanatçılar Anka-
ra'ya bir "Sanat Treni" kaldınyor, Richard Clayder-
man "Allah AIIah"\a sözegirip, "Onuncu YılMarşı" ile
brtiriyor (Erkan Özerman'ın çabalan sonucu oluşan
CD, her nedense devletten destek göremiyof, ama bu
fırsatı değertendirmekten gene de geri kalmıyor siya-
siler, "afenn"lerini esirgemiyorlar!) TRTnin gerçekleş-
tirdiği "Cum/)L/nyef"filminin galasında devletin en üst
yöneticileri, sanatçılan ayakta alkışltyor. Televizyon ka-
nalları gerçekleştirdikleri belgeselleri gösterime sunu-
yor. Özel kuruluşlar çeşitli kutlama programlan ile ka-
tılıyorlar bu geçide.
Gerçekleştirilen etkinlikler arasında "Vatan, Millet,
Sakarya" edebiyatına sığınanlar olduğu kadar işlev-
sel olanlar da var. Ziya Öztan'ın yönetttği "Cumhuri-
yet" filmi de bunlar arasında yer alıyor. "Cumhuri-
yet"\n önemi, gençlenn Cumhuriyetin ilk yıllannda o)up
bitenleri bir "resimli roman" rahatlığı içiride öğrenme-
lerini sağlayabilecek, onlan bugün yaşanan kargaşa-
nın nedenleri üzerine düşünmeye yöneltebılecek bir
çahşma olması. Başta Turgut Özakman, Ziya öztan,
Rutkay Aziz ve Savaş Dinçel olmak üzere tüm ya-
ratıcı ve yorumculann çabalan kutlamaya değer. Izle-
yıciterin de bu heyecana katılacaklanndan hiç kuşkum
yok.
Televizyon ekranlanndan meydanlarataşan bu coş-
ku nedensiz değil kuşkusuz. Toplumsal çürümenin
doruk noktalannda dolaştığımız şu günlerde "moral'e
ihtiyacımız var. Peki, alkışlar ve bayraklar yaralanmızı
sarmaya yetecek mi?
Yapı Kredi Yayınlan'nın son "Cog/to"su şu başlığı
atmış: "Alkış Yetmez.."
Galiba, yapılması gereken, bu fırsattan yarariana-
rak Cumhuriyetin kazanımlannı hatırlatmak; Cumhu-
riyet'in ilk yıllanndaki coşkunun, idealizmin nasıl olup
dayerini köşe dönücülüğe" bıraktığnı anlamayaça-
lışmak.
Cumhuriyet'in 75. yıktönümü nedeni ile düzenlenen
en anlamlı etkinliklerden biri de, Kültür Girişimi'nin ön-
cülüğü ile Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından dü-
zenlenen "KültürPolitikalan" Sempozyumu. Bu etkin-
lik, içinde bulunduğumuz kültür bunalımından kurtul-
mamız için gerekli olan tutarlı bir kültür politıkasının ipuç-
lannı bulmamıza yol açabilır. Atatürk'ün başlattığı "kül-
türdevrimi'nin neden unutturulduğunu, kültür kurum-
lanmızın nasıl bir bürokratık kaos ıçine sürüklendiğini
bir kez daha anımsamaya ve Cumhuriyetimizin gete-
ceğini güvence altına alacak yeni bir kültür seferber-
liğini hangi koşullarda gerçekleştirebileceğimizi dü-
şünmeye yol açabilir.
Yeter ki, böyle bir niyet olsun.
Yeter ki, alkışlarla işi idare edip, "statûkoya devam"
demesin "oüyi//c''lerimiz..
Cumhuriyetin 75. yılında devletin kültüre ayırdığı
kaynak, bütçerrin binde altısı. Uygar ülkelerde ise bu
oran yüzde birlerde...
Eğer bu konuda bir şeyler yapmaya niyetiniz yok-
sa, kültür kurumlanna özerklik, yaratcılara özgürlük ver-
mek işinizegelmiyorsa, hâlâ hapislerde düşüncesuç-
lulan yatıyorsa, havai fişeklere, lirik tarih gösterilerine
alkış tutmak neyi degiştirir?
Tiyatpo Istanbul'dan üç oyun .
I Kültür Servisi - Yönetmenliğini Gencay Gürün'ün / \
yaptığı Tiyatro Istanbul, Balmumcu İSTEK Vakfi'ndaki "" -l. \
binasının onanmda olması nedeniyle perdesini kasım , ,'.- ' ^
ayından itibaren Mecidiyeköy'deki Profilo Kültür ^ '
Merkezi'nde açıyor. Tiyatro Istanbul. 5-8 ve 26-29
Kasım günleri arasında Refik Erduran'ın yazdığı ve
Nedret Güvenç'in sahneye koyduğu 'Seher Vakti' adlı ,i,*
komediyi sahneleyecek. Son günlerde kamuoyunu ^ '
sıkça meşgul eden ve manşetlerden düşmeyen çeteleri
konu alan oyunda rolleri Osman Gidişoğlu, Ayşen lnci,
Yosi Mizrahi ve Funda Şirinkal paylaşıyor. 'Seher
Vakti', 11-15 Kasım günlerinde Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde, 18-22 Kasım günleri arasında da Akatlar
Kültür Merkezi'nde izleyiciyle buluşacak. Profılo
Kültür Merkezi'nde sahnelenecek ikinci oyun, geçen
yıl büyük beğeni toplayan 'Yeni Baştan' adlı komedi.
Cihan Ünal, Berna Laçin. Cem Davran ve Esra
Akkaya'nın rol aldıgı oyunu Gencay Gürün sahneye
koyuyor. Yeni Baştan, 12-15 Kasım günleri arasında
sahnelenecek. 19-22 Kasım günleri arasında yine
Profilo Kültür Merkezi'nde perde açacak üçüncü oyun
da 'Sanat'. Gencay Gürün'ün sahneye koyduğu
komedide Cihan Ünal, Can Gürzap ve Cüneyt Türel
gibi üç ünlü oyuncu rol alıyor. Tiyatro Istanbul'un
biletleri Profilo Kültür Merkezi ve Vakko
mağazalanndan alınabilir. (216 38 73-316 40 70)
Çağla Ertürk'ün resim sergisi
• Kültür Servisi - Ressam Çağla Ertürk, son
çalışmalannı Ankara Hikmet Çetinkaya Galerisi'nde
sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 1946 doğumlu
Ertürk, lise yıllannda başladığı resim çalışmalannı
Mersin'de değişik atölyelerde sürdürdü. Son iki yıldır
M. Kuzay'la çalışan sanatçının birçok özel
koleksiyonda eseri bulunuyor. Yapıtlannı şimdiye dek
iki karma ve bir kişisel sergide sergileyen Ertürk'ün
Ankara'daki sergisi 3-13 Kasım günleri arasında
görülebüir. (0312-467 31 77)
BUGUN
• CRR'de saat 20.00'de Borusan Oda Orkestraa,
Hüseyin Sermet, İstanbul Quartet ve Cihat Aşkın'ın
Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Ulvi Cemai
Eıidn, Ahmet Adnan Saygun ve Necfl Kâzun
Akses'in eserlerinden seçmeleri sunacaklan 'Türk
Beşleri Gecesi' yer alıyor
• AKSANAT'ta 12.30 ve 19.00 saatlerinde
piyanonun öyküsünü anlatan 'The Golden Age of
Piano' adlı belgesel Ingilizce orijinaliyle laser-
disc'ten gösterilecek.
• BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 'Nick
Cave & The Bad Seeds', saat 17.30'da videodan
gösterilecek.
ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ
BUGUN
M Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikleT
kapsamında saat 11.00 ve 15.00'te Ankara Çagdaş
Drama Derneği'nin liderleri eşliğinde, ziyaretçilerin
sergi ortammı daha aktif yaşamalannı amaçlayan
yaratıcı drama çalışması ve yine saat 11.00'de
belgesel film gösterimi yer alıyor.