29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 EKİM 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 MilletFaziletli Konya Millet- vekili Abdullah Gencer, yasak yere otomobilini park etmesine izin "vvermeyen trafik polisini dövdü mü dövmedi mi? Fazi- letli vekil dövmediğini söylüyor, polis memuru ise patlayan dudağını göstererek tam aksini. Kim doğru söylüyor? Millet mi, vekili mi? Fa- ziletli vekil dayak ola- yını inkâr ederken bir şey daha söylüyor, "Ben sporcu adamım, döv- düm mütam döverim" diyor. Özrü kabahatin- den büyük! Yani, spor- culann ryi adam dövdü- ğünü, öyle dudak pat- latmayla kalmayacağı- nı bildiriyor... Buna Tür- kiye'deki sporcu mille- ti acaba ne diyor? Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: somoposta.cumhuriyetcom.tr - Başbakan, Türbank'ın satışında hatalı olduğunu itiraf etmiş... "Olacak O Kadar Basbakanı!" osyal Sigortalar Kurumu'nda üst düzey gö- rev yapmış kadim bir dostumuz aradı, "Ha- berin var mı?" dedi. Bizde haber çok, aca- ba hangisi demeye fırsat vermeden, "Dün- ya yörüngesine oturdu" dedi. Uzaydaki gelişmeler konusunda fazla bilgim ol- madığı için, "Ne zaman yörüngesinden çıkmıştı" di- ye sorma gafletinde bulunup paparayı yeyince he- men hatırladım iki ay önce yazdığım "Dünya ters mi dönüyor ne!" başlıklı yazıyı... SSK Göztepe Eğitim Hastanesi 4. Cerrahi Klinik Şefi Doç.Dr. Faik Çelik, SSK Istanbul Sağlık Işleri Müdüriüğü'ne atanmıştı. ilk iş bir bülten yayımlamış ve görevi kabul etmede- ki iki temel gerekçesini söyle açıklamıştı: SSK'nin bilinçli olarak yıpratılarak ve kamuoyu yanıltılarak sonu özelleştirmeye gidecek bir sürece karşı koymak. 75. yılında cumhuriyetimize ve onun kuruluş değerlerine sahip çıkarak Sevr heveslisi ikin- ci cumhuriyetçilerin yani yeminli Atatürk düşman- Yorunge larının heveslerini kursaklarında bırakmak. Bunları yazdıktan sonra "Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Nami Çağan bu atamayı yanhşhkla değil de bilerek yapmışsa kendisini yürekten kutla- nz" bile demiştik. Ve sonra SSK'nin Istanbul'daki sağ- lık hizmetierinde gözle görülür elle tutulur yenilikler başlamıştı. Meğer, ortada bir yanlışlık varmış... Ka- dim dostumuzun söylediğine göre Doç.Dr. Faik Çe- lik, geçen gün istifasını vermiş... DSP'li Bakan Nami Çağan'ı ve her daim demok- rat SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nu, ye- minli Atatürk diişmanlarının heveslerini kursaklann- da bıraktırmayıp, Doç.Dr. Çelik'i istifa etmekduru- munda bıraktıkları için kutlarız! Kadim dostumuzun anlattığına göre Ankara'da büyük fırtınalar kopmuş... Doç.Dr. Faik Çelik, ayakta tedavi hizmetlerinin özelleştirilmesi yolunda SSK'nin Istanbul'da beş poliklinikle sözleşme imzalamasını engellemesi yet- mezmiş gibi Süreyyapaşa'daki 500 milyar liralık an- jiyo cihazının işletilmek üzere bir şirkete devredilme- si işine de çomak sokmuş ve üstüne üstlük DSP'den milletvekilliğine hevesli SSK Kartal Hastanesi Baş- hekimi Dr. Vesile Vehbi Öngör'e türban soruştur- ması açtırıp ceza vermiş. Böylece kendi sonunu hazırlamış... Kadim dostumuz, "Ben bu işleri bilirim" dedi: "Onurlu ve idealist birinin istifası isteniyorsa, yetki alanına giren konularda tepeden inme 'masum' ta- limatlarla müdahaleler başlar. Bunda amaç o kişiyi başarısız kılacak ortamı yaratmaktır." Faik Çelik için de aynen öyle yapmaya başlamış- lar ve bekledikleri istifayı çok daha kısa sürede alıp SSK'yi eski yörüngesine oturtmuşlar. Fazilet Fazilet Partisi, Ata- türk'ün "Cumhuriyetfa- zilettir" sözünü kendi- ne göre değiştirip ^ "Cumhuriyet Fazi- let'tir" yaptı. Yani, cumhuriyet Fazilet Partisi'dir! Kapatı- lan Milli Nizam Parti- si'nin yerine açılan Mil- li Selamet Partisi'nin ka- patılması üzerine kuru- lan Refah Partisi'nin de kapatılmasıyla açılan Fazilet Partisi'ni sırtın- da taşımaya devam ederek Türkiye Cum- huriyeti'nin 30 yıldır gösterdiği fazilet bun- dan daha iyi anlatıla- mazdı! Vakıf Gureba'da Atatürk'e izin yok! Fako ilaçları, cumhuriyetin 75. yılı için bilgisayar ortamında hazır- ladığı renkti pos- terdeAtatürk'ün gözlerini ameli- yathanedeki bir doktorauyarlıycM'. Posterin üst kö- şesinde de "75 yıl önce, Avru- pa'nın hasta adamını sağlığı- na kavuşturan doktor, o değil miydi..."yazıyor. Firmanın görevli- leri posteri gittikleri hastanelerde dok- torlara dağıtıyor. Poster, pek beğeni- liyor ama Vakıf Gureba Hastanesi'nde başhekimliğe vekâlet eden Dr. Rıza Ku- taniş, "Bu ne biçim poster" diyerek posterin dağıtımını engelliyor. Nede- meli... "Türkiye'nin hasta adamlan" da elbet bir gün sağlığına kavuşturu- lacaktır! öyle değil mi Vakıflar'dan so- rumlu Devlet Bakanı Metin Gürdere? HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 'Üçlü Model'in Antitezi! Emre Kongar da, köşe- sinde, "üçlü model" senar- yosundan duyduğu endişe- yi dile getirdi.. Türkiye'nin şüjlikjenmekte olduğu öne >ürülen bir "üçlü model"d'\ söz konusu olan. Uyuşturucu kaçakçılığı ve mafya açısından Kolombi- ya'laşmak.. Siyasal rejim ve şeriat dev- leti açısından iran'laşmak.. Toprak bütünlüğü ve bö- lünme bakımından Yugos- lavya'laşmak.. Yani? Cumhuriyetin 75. yılında.. Türkiye'ye birtakım dostla- rın (!) biçtiği kaftan, "Sevr'in çağdaş bir biçimi"nöen olu- şuyor. Bu acaba bir "tahmin" mi, yoksa "dilek" mi? • • • Anadolu Aydınlanması, Kemalist devrimin sadece bir parçası.. Devrimin kuşku- suz ki temelini oluşturuyor, ama tümünü kapsamıyor. Ve o devrimi kalıcı kılan.. 20. yüzyılın diğer devrimle- ri tıkanırken onu yeniden güncelteştiren.. evrenselleş- tiren.. 21. yüzyıla da taşın- masını sağlayan, üç önem- li özelliği var. Demokrasiye verdiği önem.. Laikliğe verdiği önem.. Kültür ortakhğına dayalı bir uluslaşmaya verdiği önem.. Işte bu üç özelliğidir ki, Kemalizmi "üçlü model"\n konusu değil "antitezi" ya- pıyor. Atatürk, demokrasiyi sa- dece ilerde ulaşılması iste- nen bir amaç olarak değil, çağdaşlaşmanın bir "aracı" olarak gördüğü için.. laikli- ği, aydınlanmanın "olmazsa olmaz" koşulu saydığı için.. ve de birliği, "ortak pay- c/a"nın, yani benzerliklerin kurumsallaştınlmasında ara- dığı için.. devrimi tıkanma- dı! Lenin'in devrimi, demok- rasiyi ertelediği için çıkma- zagirdi. Müslüman ülkelerdeki devrimler, laikliği içermedik- leri için sonuçsuz kaldı. Tito'nun devrimi, birliği farklılıkların kalıcı kılınma- sında aradığı için, acıklı bir biçımde son buldu... ' • • • Türkiye, Kemalizmden uzaklaştıkça "üçlü model"e yaklaştı. Demokrasisi yozlaştıkça, Kolombiya'ya benzeme yo- lu açıldı. Laikliği yozlaştıkça, Iran'laşma gündeme geldi. Atatürk ulusçuluğunun yeri- ni "ırkçı milliyetçilik" aldıkça, toplumsal gerginlik arttı, ba- rış bozuldu. Ve bu suçların hepsini de, sağcı partiîer, sağcı güçler, sağcı iktidarlar işlediler. "Karşı devrim" onlann eliy- le, adım adım yürürlüğe kon- du. Demokrasinin yozlaşması, Demokrat Parti ve Mende- res ile başladı. Türktarihinin en demokratik anayasası, Adalet Partisi ve Demirel'in çabalarıylayıpratıldı. Devle- tin çeteleşmesi ve aydınla- nn "fa///meç/iu/"cinayetler- le ayıklanması, solsuz bir re- jim arayışları ile gündeme geldi.. Devlet çeteleştikçe, çeteler devletleşir oldu. Laikliğin kuyusunu da on- lar kazdılar. Verilen her ödün, başkaödünleri peşinden sü- rükledi. Ödün yarışı dinci güçleri palazlandırdı. Ve so- nunda onlann ödün veren- lere gereksinmesi kalmadı; kendi iktidarlarını ister ko- numa geldiler. "Atatürk'e evet, Kemaliz- me hayır!" çizgisinin savunu- cuları, solu hep "zehir" ola- rak gördüler; dinciliği ve ırk- çılığı da solun "panzehiri" olarak... Bu kafadır ki, gide- rek "Türk-lslam sentezi"n\ resmi ideoloji yaptı. Ve top- lumsal banşyok oldu.. Mez- hepsel karşıtlıklar da, etnik karşıtlıklar da, kaçınılmaz olarak öne çıktı. Aslında "üçlü moden düş- manlanmızdan önce, bizya- rattık.. Kendi ellerimizle. • • • Kemalizm "üçlü model "in antitezidir. Eğer Silahlı Kuvvetler ile Silahsız Kuvvetler (yani sivil toplum) el ele vermeseydi.. eğer 28 Şubat ile Türkiye ye- niden Kemalizme yönelme- seydi.. giderek her şey çok daha kötü ve düzeltme yo- lu çok daha acılı olabilirdi. Ama devrim, karşı-dev- rimden daha güçlü çıktı. Atatürk'ün attığı temelle- rin, sanıldığından çok daha dayanıklı olduğu görüldü. Ve bir gerçeği, göğsümü- zü gere gere haykırmak hak- kımız doğdu: - Demokrasimizi yozlaştı- ran Cumhuriyetimiz değildir. Cumhuriyetimizi yozlaştıran, demokrasimizin kurallarına uygun işlememesidir.. Bu- nalımın nedeni Cumhuriye- timizdeki değil, demokrasi- mizdeki çarpıklıktır! HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ ÇİZGİLİK KÂMÎL MASARACI TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKAÎ^ 30 Ekim OCERO'NUN CASUSLUĞU.. 1343'TE &U6ÜU', ÛNLÜ CASÜS ÇİÇ&eo'A/a Ç FO7D6a4Fl/*R. ALMAKJLAK rA&APtAJOAM ŞAŞKIN- LIKlA fCAe.Ş(LAMAAffTf.jr-£>OAjrA SAI/AŞ/ Sf/ZASIN OAAMKAeA'DAKt /AJ&LT€Ke &Ct<JĞİNOe U?AK AS/LLI I/A7XN-OLABAIC ÇAUŞAA1 CAff £L.y£ŞA SA2A/A, 26 , MAM £LÇİU'SıYL£ Gö&ÜfMÜf, OMLAGA SAZt İMGİL.İ2. SBLGELE&İUİKI FOTl>&SAf=IHI ÇEKEBİ- & i SöYLeMiçri KAISŞtU6tNPA İNGİUZ STBIZUMİ ÖPeNMeSİNİ İSTİYORDU.3O EtdM EOetJ ALMAULAfl. ÇOK fAŞf&U/fTf. 8EUSEUEK ÇOK ÖNEAALİ YE DEGB&UYD/'. ANCAK, AL- MAUl-Ae.'<N ÇJÇeeO'Y/l Ö&EDİği İNGilJZ. f TÜRK EĞİTİM VAKFI 1999-2000 ÖĞRETİM YILINDA YURT DIŞINDA YÜKSEK LİSANS (MASTER) ÖĞRENİMİ İÇİN BURSLAR VERECEKTİR A) Amenka'da; Bilgisayar Mûhendislıği. Enfonnasyon Teknolojilen ve tletişün Mûhendisliği (ilgili mühendislık alanlannda öğrenim görenler), Amerika ve Ban Av- rupa ülkelennde; lşletme Yönetimi (lşletme. tktısat veya Mûhendisiik öğrenimini tamamlamış olanlar), DevletieT Hukuku, Avrapa Hukuku, (Hukuk öğrenimi yapmış olanlar) daüannda master yapmak isteyenler. B) Ingiltere'de: Tûık Eğitim Vakfi ile lngiliz Hûkümeti'nin mûşterek burslusu olarak. Elektrik-Elektronik, Endüstn, Bilgi- sayar. Tekstil. Gıda ve Çevre Mûhendislikleri. Moleküler Biyoloji ve Geneök, Mimariık, Endûstri Üıünleri Tasarunı, Şehir ve Bölge Planlama, Psikoloji, Sosyoloji (Top- lumsal sorumluluk kapsamına giren konular), Ekonomı, Uluslararası llişkikı, (Bu dallarda öğrenim yapmış olanlar) dallannda masteryapmak isteyenler ile Hastane Yö- nentni, Toplam Kalite Yönetimi, dallannda uzmanlaşmak isteyenler, C) Almanya'da; Tûrk Eğitim V'akfı ile Alman Akademik Değişün Servisi (DAAD) müşterek burs- lusu olarak. Metalurji ve Malzeme. Gûç Elektrigi, Üretim, lnsaat, Elektrik, Kimya, Proses, Yapı, Çevre. Matematik Mûhendislikleri, Bilgisayar Bilimi ve lletışim Mü- hendısligi. Kıyı Bilimleri ve Mûhendisliği. Enformasyon ve lletişim Sistemleri. Malzeme Bilimi, Mekatronik. Sayısal Manrık. Matematik, Kimya. Moleküler Biyoloji, Fizık. Nöroloji ve Davranış Bilimleri, Ziraat, Çiçekçilik. Balıkçılık. Orman Bilimleri. Çevre ve Doğal Kaynaklar Yönetimi. Ekonomi ve tşletme. Psikoloji, Alman Dili ve Edebiyatı dallannda master yapmak isteyenler ile Alman Hukuku ve Avrupa Hukuku konulannda 2.3 sömestrlik yûksek lisans dersleri (LL.M) almak isteyenler (Hu- kuk ve Alman Dilı ve Edebiyatı dışuıdakı dığer dallarda öğrenımın tamamına yakın Ingilizce yapıhnakta ve programlarla birlikte Almanca kurslar da verilmektedir.) D| Danimarka'da; tngilizce eğitimi veren Danimarka Teknik Üniversitesi'nde Metroloji, Çevre Mûhendisliği (İlgili alanlardaöğrenim yapmış olanlar) dallannda masteryap- mak isteyenleT başvurabilirler. ADAYLARDA .4RAISAN NİTELİKLER: a. T.C. vatandaşı olmak ve 30 yaşmdan büyük olmamak. (1968 dogumlular da başvurabilirler.) b. Yukanda belirtilen dal- larda öğretım yapan fakülte veya yüksekokullardan mezun olmak. (tşletme Yönetimi dışındaki dallarda son sınıf öğrencıleri de aday olabıliıier.) c. Yüksekögrenim süre- since 4 üzerinden en az 3,100 üzerinden en az 75 genel not ortalamasına sahip olmak. d. Öğrenim göreceği ûlkenin dilini master öğrenimini sûrdûrebilecek dûzeyde bil- mek. e. Bu öğrenimi aılenin gelır ve imkânlan ile yapamayacak durumda olmak. ÖNEMLI NOT: Yükseköğrenimini kendi hesabuıa veya herhangi bir kuruluş hesabı- na vıırt dışmda yapanlarla. aym şartlarla master ögrenimine başlayanlann mûracaatlan kabul edilmez. Yukandaki ön koşullan taşıyan isteklilerin öğrenim gördüklen Ku- rum'Bölüm ve master yapmak istedikleri dalı ve ülkeyi belirterek en geç 10 Kasım 1998, Saiı günü, saat 18.00'e kadar Tûrk Eğitim Vakfi'na şahsen, mektupla veya faks- la müracaat etmeleri gerekmektedir. (Bırden fazla ûlke ve dal seçimi yapanlann mûracaatlan dikkate alınmayacaktır.) ADRES: TÛRK EĞİTtM VAKFİ, EğitimMüdürİHğû, BüyökdereCad.No:lll Kaf.8 S0300jGayrettepe/Istanbul Fax: 0212 266 31 80 YURT DIŞITIP BURS- LARI (Bilgi içm) Tıp Fakûlteleri ve Eğitim Hastanelerinde çalışmakta olan uzman np doktorlanna, Batı Avrupa, Amerika ve ICanada'da, Embriyoloji ve Anatomi, Mo- lekûler Biyokimya. Moleküler Biyoloji ve Genetik. Moleküler Patolojı. tmmünopatoloji ve tmmûnohistokimya, Adli Tıpta Moleküler Tam Yöntemleri, Pediatrik Kritik Bakım. Yetişkın Kritik Bakım. Seksüel Yolla Geçen Enfeksiyon Hastalıklan. Alzheimer Hastalığmm Tedavi ve Rehabilitasyonu, Pediattik Onkohematoloji, Pretanal Ta- m, Tüberküloz Erken Tam Yöntemleri. Dermatolojıde Otoimmünite. Onkolojik Hastalıklarda Otoimmünite, Onkolojik Hastalıklarda Gen Tedavisi, Transfûzyon Tıbbı. Kardiyolojide Assıst Device. Kardiyolojide Gen Tedavisi, Klinik Farmakoloji. Hastane lnfeksiyonlan Epidemiyolojisi. Sağlık Ekonomisi konulannda üst ihtisas, dokto- ra veya araştırma çalışmalan için burs verilecektir. tlgilenenler gerekli bilgıleri 2 Kasun 1998 tarihınden itibaren Dekanlıklardan ve Başhekimliklerden alabilirler. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Ambargo Altındaki Kaya Yavuz Alatan genç bir gazeteci. Meslek dalı- mızda sevdiğim bir kişi. Nereye gitsem karşıma çıkar; konserde, tiyatroda, sergide resimler çe- ker. Hürriyet'te yayımlanır ertesi sabah. Bayram öncesi bir sergi açtı, adı "Ambargo Altındaki Ka- ya". Küba'dan birkaç fotoğraf var duvarda. Ko- nuşan, düşündüren fotoğraflar. Bir de kitap. "Am- bargo Altındaki Kaya". Küba'yı anlatıyor. Fidel Castro'nun ülkesinde bir yolculuğun öyküsünü, izlenimlerini. Sayfalarında 196O'lı yıllara gittim. Akşam gazetesindeki köşemde Fidel Castro için yazdıklanmı anımsadım. Rahmetli Doğan Avcı- oğlu ile söyleşilerimizi. 60'lı yıllar ilginç bir zaman dilimi. Dünyamızda da, ülkemizde de... Okyanusun ötesi ilgiyle izle- niyor; yazılar, kitaplaryayımlanıyor. Yeni çıkan bir dergi umutlaselamlanryor ülkenin heryerinde. YÖN dergisi bu. Doğan Avcıoğlu çevresinde buluşan aydınlar çıkarıyor. İlk sayısında bir bildiri yayım- lanıyor. Sayfalarında yeni ufuklar açılıyor. Yeni tartışmalar başlıyor; yeni yorumlar, yeni öneriler- le yeni bir düzen özlemi yaşanıyor. YÖN kapanıyor, Devrim yayımlanıyor daha son- ra. Sayfalarında yeni gerçekleıie buluşuyor genç kuşaklar. Dahası yeni bir altyapı oluşuyor top- lumda. Bozuk düzenin yeniden kurulması öngö- rülüyor. Her şey 1961 Anayasası doğrultusunda ve güvencesinde. Ancak onarımlar başladı çok geçmeden. Yazar- ken öfke bastırıyor; Doğan Avcıoğlu da acı fatu- ralar ödedi. 10 yıl önce bir kasım günü, 5 Kasım'da yaşamını yitirdi, ama ölüm ayrılık değil. Kitapları raflar dolusu, şarkısı yüreklerde hâlâ. Akıl almaz bir gücü var. Yeri, değeri derinleşiyor giderek. O da ambargo ortasında bir kaya bence. • • • Genç arkadaşlarım arada bir karşıma dikiliyor, 196O'lı yılları anlatmamı istiyor benden. YÖN ve Devrim dergilerini, öncü gazetesinin belli bir dö- nemini, alanları dalgalandıran TİP mitinglerini an- latıyorum onlara. Partamento kürsüsünde yapı- lan konuşmaları... Biraz masal havasında doğru- su. Benim kuşağım mutlu, o masalı yaşayarak bi- liyor. Oysa kimi olaylar gerçek dışı görünüyor genç kuşaklara. Ancak gerçeğini yaşamak özle- mi de var, neredeyse bir arayış. Bu arayış da bir uyan sanınm. Toplumda bir boş- luk var, bir tıkanıklık. Bir tartışma ortamı oluşa- mıyor. Sistemdeki tıkanıklığı, darboğazlan aşmak yolunu bulamıyor, el yordamıyla anyor yetişen kuşaklar. Toprak ağalarını, Köy Enstitülerinin amacını, Cumhuriyetimizin ilkeleri doğrultusunda bir alt- yapı, demokratik tabanı oluşturmaya yönelik eği- timi, Devrim dergisinde de, kitaplannda da ne güzel anlattı sevgili Avcıoğlu. Enstitülere karşı ör- gütlenen kurum ve kuruluşları, uygulanan politi- kaiarı ne güzel sergiledi! Bugünleri yıllarca önceden gördü. Ama miyop- luk aşılamadı. Araçlan yok edilince amaçlarada utaşrtamâdı. Umut yeşermeden soldu. Kiıiertme, yozlaşma derinleşti, sistem çeteleşiverdi. 196O'lı yıllar hayli geride bugün! Ancak unutulanlar var, unutulmayanlar. Aynca insanın doğası da var. Darboğazlara karşın yolu- nu buluyor. Beklentilerine ters politikaları içine sindiremiyor, dışlıyor eninde sonunda. Galiba böyle bir dönemdeyiz şimdi. Sona geldik, yeni bir başlangıca yöneliyoruz. Cumhuriyetimizin 75. yıl coşkusu da bu özlemden kaynaklanıyor her şey- den önce. Cumhuriyetin bilinci derinleşiyor. Onü- müz açılıyor, aydınlanıyor. Neyi, niçin yitirdiğimi- zi, nerede hangi nedenlerle, hangi ödünlerle ya- ya kaldığımızı yaşayarak biliyoruz. Yolculuk yeni bir solukla başlıyor şimdi. BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Mantar has- talığına verilen birbaşkaad. 2/ Bir etkinliğin geçici olarak durdurulması... " — Gürsel": Yazarımız. 3/ Tüysüz şeftali de denilen bir meyve. 4/ De- neylere ve tanıt- lamalara daya- nan bilimlerin genel adı... Süs için yapılmış giysi kıv- nmı. 5/ Cinsel istek uyandıran. cinsel zevk- leri çagnştıran... Hayat arkadaşı. 6/ Cildi ovnîak için kuîlanılan yumuşak kıvamlı ya da sıvı ilaç. ^ 7/iki tarla arasındaki sı- nır... Islam dinine göre haram sayılan faiz. 8/ Çin ve Japonya'da oy- nanan bir strateji oyu- nu... Safranla renk ve 1 2 3 4 5 6 7 1 2 3 koku verilen birçeşit şekerli pirinçpeltesi. 9/ Hizmet eden, yardımcı olan... "Baktıkça gözüme — göriinürsûn / Bu- gün güzelliğin dünden ziyade" (Karacaoğlan). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Işık yeğinliği birimi. 2/ Vücutta biriken azotlu madde... Tütsüyle kunıtulmuşu oldukça sûriimlü olan, uskumru iriliğinde bir balık. 3/ Bakır, nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünüşünde bir alaşım... Bestelenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad. 4/ Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı. 5/ Başlıca üyesi Jules RomaiDS olan ve toplumun ortak bilincini dile getirme- yi amaçlayan edebiyat akımı. 6/ Üç aylarda medrese ög- rencilerinin köyleri dolaşarak imamlık edip para ve er- zaktoplamalan... Kısakepenek. 7 / " — Cansever": Şa- irimiz... Zorunlu gereksınme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. 8/ Bir koy ya da lagünün dar girişi... Bir nota. 9/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Uğraş... Kimi giysi- lerin bol olması için yanlanna eklenen kumaş parçası. T.C. KAHRAMANMARAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN DosyaNo: 998/3 Davacı tlhan Özdemir ile davahlar Şaban Kuş, Ali Topal. Güngör Yıldız, Makbule Çıngılı ve Sabri Saka mirasçılan aralanndaki izaleyi şüyuu davasının sonunda verilen karar gereğince: Dava konusu K. Maraş merkez Serintepe Mahallesi 1941 ada 3 parsel numaralı 865 m2. büyüklüğün- de 2. 162.500.000 TL muhammen bedelli arsa, açık arttırma ile satılacaktır. 1. Satış 1.12.1998 günü saat 09.00 ile 09.15 arasında K. Maraş Adliyesi Hukuk Mah. Yazı Işleri Mü- dürü odasında yapılacaktır. Bu satışta talip çıkmaz veya muhammen değerin %75"ini bulmazsa 11.12.1998 Cuma günü aynı yerde ve aynı saatler arasında 2.nci satış yapılacaktır. Ihaleye gireceklerin kıymetin yüzde 20'sini teminat olarak yatırmalan gerekir. Şartname 26.10. 1998 tarihinden itibaren da- irede açıktır. Bu ilan taraflara tebligat yerine de geçerlidir. Daha fazla bilgi almak isteyenlerin 998/3 sa- yılı dosyaya mûracaatlan ilan olunur. 8.10.1998 Basın: 51675 KIRŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Sayı: 1998,55 Kırşehir ili Yenice Mah. Garipler mevkiinde kain 372 ada 12 parselde kayıth 9413 m2.1ik taşınmaz 7.085. 250.000 TL muhammen bedelli olup, IÎF hükümleri gereğince açık arttırma sureti ile umum arasında Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde 1.12.1998 günü saat 09.30 ile 09.45'te birinci satışı yapılacaktır. Aynı gün alıcısı çık- madığı veya muhammen bedelin yüzde 75'ini doldurmadığı takdirde aynı yer ve saat- lerde 11.12. 1998 gününde ikinci satışı yapılacaktır. Taşınmaz maliklerinden Lütfi kı- zı Sevim Yıldız, Şerife Erkul, Güler Kaya, Yıldız Ün, Yılmaz ülutan ve Yüksel Ulu- can'ın adresleri meçhul olduğundan kendilerine ilanen tebligat yapılması gerekmişttr. Adı geçenlerin satışa katılmak istedikleri takdirde yukandaki belirtilen gün ve saatler- de belirtilen yeTde bizzat hazır bulurvmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirme- leri, aksi takdirde satışın yokluklannda yapılacağı ve satış ilanı yerine kaim olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. 12.10. 1998 Basın: 51707
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear