Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EKİM1993SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
/larrnara Üniversitesi GSF Dekanı Hüsamettin Koçan, çevresel bir eğitim alanı oluşturmayı amaçlıyor
;
Sanatçı insanı terk etmemelT
>RA ALİÇAYTJŞOĞLU
Acıbademliler bilir; yaklaşık on yJ öncesıne ka-
r nerede>se izhe bır binadan farkı olmayan Mar-
ara Üniversitesi Güzel Saaatlar Fakültesi, bugün
rbölümüneait sergi salonlan.bırkûltürmerkezin-
n farkı olmayan iç yapısı, bahçesınde öğrenci gü-
jlerinin eksik olmadığı cafesi ileburada okumayan-
in gıpta, eski mezunlann ise gururla baktıklan adı
Di 'güzeP sanatlar fakültesi artık... Fakülte dekanı
isamettin Koçan yeni binayı adeta bir evsahibi gi-
gezdiriyor.
Fakülteye yaklaşırken bina üzerine asılı 'Müze-Fa-
ıhe', 'IVIiize-Şantiye' bez afışlenni gorüyoruz. Ko-
n, bu iki kavramın sadece asılı bır bez parçasından
ıret olmadığını, oluşumun sloganlaşarak somut-
itığını anlatıyor: "Fakülteyihalka açtk. Bundan bir
işumu kastediyoruz. Yapbğunız: kendinioluşturma
ojesidir. Biz bu dünyav ı estetiklestirme eğitimi veri-
ruz. Eğhimin kendimize yönelmesi gerekir. Mekân-
-ımızın hem öğrenci için liem deburaya gelen insan-
• için çevresel bir eğitim alanı oluşturmasını amaç-
lık."
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ge-
n yıl üniversitey i topluma açmak, canlı. yaşayan bir
ıltür merkezi olarak izleyicilere sunmayı amaçla-
ıştı.
Bu amacın bir uzantısı olarak bu yıl ay sonuna dek
5+41 Geleceğin Sanatçıian' başlıklı bir sergi izle-
:ilere sunuluyor. Sergi, Cumhuriyetin 75. yılını kut-
/an genç kuşağın cumhuriyetin bugünü ve gelece-
ni temsil eden yapıtlannı bir araya getiriyor.
Hüsamettin Koçan ile yeni oluşum üzerine konuş-
k.
-Geçen yıl ünrversitedeyeni bir yapılanma gerçek-
jtirdiniz. Bu yapılanmanuı ışığında bu yıl neler ola-
k?
HÜSAMETTİN KOÇAN - Sezon '75+41 GeJece-
n Sanatcılan" sergisıyle açıldı. Geçen yıl başlattı-
mız proje demeti var. Önce fakültenın alt korido-
nu yaptık. sonra üst galerilerimızi tasânmladık.
ız aylannda konferans salonumuz yenıden tasanm-
narak tamamlandı. Resim ve Grafikbölümleri ken-
koridorlannm sanat galerilerini yaptı. Şantiye fa-
ılte devam ediyor. Müze fakülte hem paylaşımı hem
bellek oluşturmayı amaçlayan birdüşüncenin ürü-
ı. Müze fakülte anlayışı ile günümüz sanatlannın
pluca izlenebileceği bir mekân oJuşturmayı hedef-
oruz. Fakültenin 11 bölümü var. Herbölüm kendi
mına ilişkin her ay bir sergi açacak. Böylece bura-
. gelen her izleyıcı 11 tane sergi izleyebılecek. Bu
plumu olduğu kadar eğitim gören öğrenci için de
ınümüzde ne olup bittiğinı yakından görerek bir
ıtim çevresi oluşturacak. Konferans salonumuzda
natın bütün dısıplinlenne ait konserler, gösteriler.
tsefık tarüşmalar, etkinlikler yapacağız. Böylece ku-
mumuzda interdisipliner bir kültür sanat ortamı
ıratacağız.
arolan kimJiği gelişrirnıek istiyoruz'
- Geçen >ıl 'Nasıl Yaratıyorlar" başlıkh bir dizi et-
nlik düzenlemiştiniz. Sanınm sadece plastik sanat-
r alanıyla sınıriı kahnıyorsunuz_
Elbette. Geçen yıl Hilini Y'avuz, Adalet Ağaoğlu ve
ilfii Livaneli geldiler ve kendi sanatlannın kaynak-
rını. mutfaklannı açtılar. Böylece öğrenci farklı
anlarda yaratıcılann yaratım kaynaklannı nasıl keş-
ttiklerini ve onlan nasıl dönüştürdüklerini çok ya-
• "Fakülteyi halka açtık. Bundan bir
oluşumu kastediyoruz. Yaptığımız;
kendini oluşturma projesidir. Biz bu
dünyayı estetikleştirme eğitimi
veriyoruz. Eğitimin kendimize
yöneimesi gerekir. Mekanlanmızın
hem öğrenci için hem de buraya
gelen insanlar için çevresel
bir eğitim alanı oluşturmasını
amaçladık."
"75+41 Gdecegin Sanatçılan" bajJıkıı »ergide genç kuşagın cumtıuriyetin bugünü ve geleceğini temsil eden yapıtlan sergilenivor.
kından izleyebildi. Biz burada hem kendimize hem
topluma açık, bütün disiplinlerin izlenebildiği geniş,
dinamik günümüz sanatmı yansıtan bir kültür mer-
kezi, bır müze oluşumu amaçlıyoruz. Bu yıl bu pro-
jenin ikinci adımı gerçekleştirilecek. Geçen yıl dü-
zenlediğimiz 'Akşam Haftasonu Atölyeleri' bu yıl bir
yıllık bır sertıfika programı haline getirilecek. Kasım
ayı ıçinde 'Sanat Eğitim ve Kimlik' başlıklı bir sem-
pozyum düzenleyeceğiz.
-Sanateğitimi veren vesanatçı yetiştiren bir kunım
olarak bu eğitimi hangi doğrultuda ele alıyorsunuz?
Sanat eğıtıminın maksadı prototıp ınsan yetiştirmek
değildir. Sanatçının özel bır kimlığı olmadan sanat-
çı olamaz. 'KimKk'in bu tür kurumlarda oluşturulma-
sı son derece anlamlı. Biz üniversitemızden farklı
kımliklenn çıkmasını istiyoruz. Birelbise giydirmek
yerine varolan kimliği geliştirmek ve derinleştirmek
istiyoruz. Örneğin 'Sanat Eğitimi ve Kimlik' sem-
pozyumu bu düşüncenin bir parçası.
- Bu yıl hangi sergüer düzenlenecek büyük gateri-
nizde?"
Kasım ayında VasıfKortun'un düzenleyeceği 'Özel
BirGün' başlıklı bir sergi var. Kasım ayı sonunda Ulus-
lararası Plastik Sanatlar Derneği'nin 'Proje, İş' ser-
gisi olacak. Proje lş sergisi gerçekleştinlemeyen pro-
jeler alt başlığı ıle sunulâcak. Bedri Rahmi Eyuboğ-
lu, Aliye Berger, Mustafa Aslıer gibi sanatçılann ya-
pıtlannın yer aldıgı özgün baskı koleksiyonumuzu 15
Aralık'ta 'Tûrk Ozgfin Baskı Sanan' başlığında su-
nacağız. Bunun ardından 'Cumhuriyet Tasanmlan'
sergisi olacak. Bu yıl büyük galerimız nisan ayı dı-
şında bütünüyle dolu. Öte yandan her bölüm kendi
koridorunda kendısiyle ilgili bir sergi açacak.
- Bu yapılanma toplumu nasıl kapsıyor?
Çabamız iki boyutlu: Öğrencimizin bulunduğu ve
eğitildiği ortamm verilerini çoğaltmak ve ona daha
iyi yetişeceği bir ortam yaratmak ve ilgiyi doğrudan
doğruya bütün alanlara yayabilmek. Ikincisı ise bi-
zim açık üniversite dediğimiz, toplumun gelip bun-
lan izleyerek paylaşmasına olanak sağlayabilmek.
Bütün etkinliklerimizi yayın haline getireceğiz. Bü-
yük galerideki her sergi için bir yayın düzeni olacak.
'Sanatçı kimliği anonim değildir'
- Bütün bu yeniliklere öğretim üyeterinin ve öğren-
cilerin yakiaşımı nasıl?
Kurumumuz bütün yenilikçi projelere destek ve-
ren bır kurum. Zeminde baktığımızda bütün bölüm-
ler etkinliklere ciddi anlamda sahip çıkıyor ve des-
tek veriyor. Çağımız bir kişinin sözünün egemen ol-
duğu bir dönem değil. Ona sahip çıkacak insanlann
olması gerekiyor. Etkinlikler sürekli olarak fakülte ku-
rullan kararlan sonucunda gerçekleşiyor. Bir kuru-
mun ütopyalan olmalı dedık ve ütopyalarkurulu kur-
duk. Bu kurul proje üretiyor. 240'a yakın öğretim üye-
miz var. Her 10 öğretım üyesi bir projeyle ilgilense
aynı anda 24 proje yürütülebılir. Bürokratik olmak-
tan çok gönüllülük esasına dayalı bir sıstemimiz var.
Ütopyalann gerçekleştirilmesıni bireyler sistemine
göre oluşturmaya çalışıyoruz ve bu konuda cidı bir
mesafe kat ettik. Öğrencınin içınde olmadığı, öğren-
cinin dışlandığı bır eğitim sisteminın kendi işlevleri-
ni yerine getirebileceğini sanmıyorum.
- Peki tek kişinin çabası tüm bu yapılanma için ye-
terfimi?
Çok şey yapmak istiyorsanız çok deneyime. çok
bakış açısına, çok birikime ihtiyacınız var demektir.
Bunun tek yöntemi de yetki devri yapmaktır. Dekan
olarak belli alanlarda kurduğum birimlere yetki dev-
ri yapıyorum. Yetkilenn realızasyonu için gereklı
olan ekonomik ve idarı gücü arkadaşlanma vermek
istiyorum. Bır bakıma tamamen demokratik yapılan-
ma modeli \ ar fakültemizde. Bu tür kurumlar her şe-
yi anonimleştirir, bu anonimleştirme insanı üretim-
siz yapar. Sanatçı kimliği hiçbir zaman anonim ol-
maya müsait değildir. Bireyin ifade alanının genişle-
mesinin altını çiziyoruz. Onemli olan bireyin kendi-
ni temsil alanını genişletmek. Bireyi anonim alandan
kurtarabilirsek o zaman herkes kendini ifade edebi-
lecek ve projeler yerini bulacak.
- Oğrencilerin okul dışı sergileriiK yarduna otana-
yı planhyor musunuz?
Elbette. Biz eğitimin alanını okulun alanı olarak dü-
şünmüyoruz. Hatta Türkiye değil dünya diye düşü-
nüyoruz. Bizim ölçütümüz dünya olmalı. Öğrencimi-
ze kapılar aralamaya çalışıyoruz. Kurum kendini be-
lirledikçe, ifade ettikçe, kendini duyurdukca bütün bu
ilişkiler devam edecek. Özel kurumlardan prpje öne-
rilen geliyor. Öğrencilerle birlikte bunlan gerçekleş-
tirme yollan anyoruz. Öğrencimizi hayata bağlamak
zorundayız. Yaşamdan kopuk olmak yerine tam ya-
şamın içinde olmayı doğru buluyoruz.
-Stdnöncülüğunü üstkfidiğiniz bu vapılanma, Tür-
kiye geneline nasıl >ansıvacak?
Kendimızle uğraşarak. iyi bir örnekyaratmayaça-
lışıyoruz. Bunu gerçekleştirebilirsek Türkiye'de bir
gelenek de oluşturabiliriz. Uzun vadeli ve herkesi
üretimin birparçası haline getirmek çok önemli. Aka-
demisyen ve sanatçılann bu toplumun sorunlanna
enerjiyle katkıda bulunmalan gerekiyor. Sanatçı in-
sanı terk etmemeli. Sanatçı insanın sızılanna, acıla-
nna, eksikliklerine kayıtsız kalamaz.
- Devlet yardımı hangi düzev de?
Devletin katkısı bizim beklentılerimizi gerçekleş-
tirecek düzeyde değil. Sponsorluk ve dış katkılarla bu
işı kotarmaya çalışıyoruz. Gelecek açısından umut-
luyum. Başlamak zor. başladıktan sonra bunu başar-
mak daha kolav.
Star olmak içîn fazla iyî bır oyuncu
Kültür Servisi - Ingiltere'nin ön-
gelen tiyatrolanndan National
leatre. 20 Ekim'de Kleopatra'yı
tvnelemeye başladı. Tarihin gelmiş
cmış en ihtiraslı çifti Kleopatra ve
ıtonius: Lawrence Olnier-Vlvien
igtu >Ikhael Redgra\e-Pegg> Ashc-
fit, Dennis Quille>- Diana Rigg, Ti-
>th> Dalton-NanessaRedgravegı-
birbınnden ünlü ikililerden sonra
irren-Rkkman gibi yüksek per-
rnanslı bir başka ikiliyle hayat bu-
r'or.
Sean Matthias'ın yönettiği'oyu-
n ilk gösteriminin biletleri, oyun
rhangi bir afiş ya da ilan yoluyla
yurulmadığı halde. haftalarönce-
den tükenmişti. Bunda, oyunun
Shakespeare uyarlaması olma-
dan çok, ünlü oyunculan Alan
:kman (Die Hard ve Robin Hood
nlennden tanıdığımız) ve özel-
le de "tngütere'nin drama kraJi-
i"HelenMirren'ın rolüvar.
-le en Mirren, kendi kuşağının en
Aik kadın oyunculan arasında gös-
Ii\or.
ngiltere'nin hakkında en çok ya-
ın kadını unvanına da sahip olan
rren, 53 yaşına karşın güzelliğini
kemli birbiçimde koruyor ve her
lü epkiye karşı güzelliğini sık sık
şibmekten de geri kalmıyor.
A'nen. Kleopatra'yı üçüncü kez
laıdınyor. tlk olarak 1965'teNa-
ıa Youth Theatre'de. henüz yir-
yaındayken Kleopatra rolünü oy-
rutı. O günlerde kendisiyle yapılan bir röpor-
laşöyle demişti: "Şüphesiz ki daha y^şü bir
ntı bu rolii çok daha iyi yapar. Çünkü hayat,
ınarda izler bırakır ve yaşanmışuğm izleri sa-
in e bazı roüerin üstesinden çok daha büyük bir
&kla gelirsiniz. Ben, bu izlere sahip olamayacak
la gencim. Rolümü. ancak üzerinde uzun uzun
üdükten ve hayal gücümü zorladıktan sonra
ladırabiliyorum." Ancak o dönemlerde eleş-
-ialer ondaki yaşamın izlerinin eksikliğini fark
ı jgibi görünmüyorlardı.
>vnculuğuna ve 'ahlaksızcaerotizm' konusun-
:i eteneğine yağdırdıklan övgüler bunun en
^i. göstergesiydi. Bu başan ona Royal Shakes-
jrCompany'nin (RSC) kapılannı ardına dek
L.
fcsonraki Kleopatra performansı seksenlerin
~%:a geldi. RSC'de MichaelGambon'm karşı-
^âıynamıştı. Bir büyük başanya daha imzası-
üiştı Mirren. 'Sahnelerin en büyükleri arasın-
k' istediğini söylüyordu. Mirren'a gö-
Kendi kuşağının en büyük kadın oyunculan arasında görülen Helen Mirren, National Theater'da üçüncü kez Kleopatra\vı canlandınyor.
re kendisi yetmişlerden seksenlere geçerken kari-
yerinin doruğundaydı. En mutlu zamanının Kle-
opatra'yı canlandırdığı o dönem olduğunu düşü-
nüyor. "Büyük oMuğumuhissettün. UlaşabOeceğim
en >üksek noktaya ulaşnğunı düşünüyordum."
Bazıian böyle düşünmüyorlardı ki o yıl aday ol-
duğu en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanamadı. An-
cak Helen Mirren iyi bir kaybeden değildi; töreni
yansında terk etti. 1984'te de kendisini istemedi-
ğine inandığı tngiltere'den aynldı. Bu karar, kari-
yerinin ve belki de yaşarhının dönüm noktası ol-
du. Holyvvood'a gelmişti ve iyi de bir başlangıç yap-
mıştı. Once 2010 adlı bir filmde bir uzay gemisi-
nin kaptanı rolünde oynadı, daha sonra da WTute
Nights'ı çevirdi.
Hol>vvood yıldızı olmadı
Ama sanatçının yaşamöyküsünün bu kısmına
gelince akıllar biraz kanşıyor. Neden bu büyük
oyuncu hiçbir zaman bir Holyvvood yıldızı olma-
dı? Bu konuda ortaya atılan pek çok görüş var. En
çarpıcı olam da onun star olmak için fazla 'gerçek'
bir insan olduğu yönünde olan sav. Buna göre Mir-
ren, büyük rollerin oyuncusu Mirren, starlık oyu-
nunu asla kurallanna göre oynamayacaktı. Bir di-
ğer ilginç görüş de onun star olamayacak kadar iyi
biraktris olduğu. Zaten kendisinin bu konuda söy-
ledikleri debugörüşleri desteklernitelikte. **Holy-
«ood'da bulunma nedenim hiçbir zaman iş olma-
dı. Oradavdım, çünkü Taylor'la (Taylor Hackford,
Mirren'm yönetmen eşi) beraberdim. Bir film )il-
dtzı olmak gibi bir niyetim de yoktu. Hiçbir zaman
o açlığı hissetmedinı Fûn yıldızı olan herkes bunun
için açlık hissetmiştir \e tutkulanyla baş edememiş-
tir. Elbette bevazperdede diğer aktrislerin yaptığh
nıyapabilirdim.AmaDemı Moore'unvapüğıoyun-
cuîuk değil, onun vaptığı star olmakla ilgili bir şey.
Çok profesyonelce: Her sabah 4'te kalkmak ve 4
saatini güzelleşmek için jinınastik salonlannda ge-
çinnek. Tabii, yaptığı şeye saygı duyuyorunı, hatta
bir kadın olarak düşündüğüm zaman bunu fantas-
tik bfle buluyorunı.
Bir fılnıden 8 mihon dolar kazanmalc. Bu müt-
hiş bir şey, sonsuz şöhreth' ve sonsuz zengin oluyor-
sunuz. Bunun oyunculukla ilgisi yok, bu daha çok
araba yapmaya benziyor. Ben çok tembeüm ve bu-
nu >apanıam doğrusu."
Bunun ötesinde, zaten Amerikalılar tarafından
sevilmediğini de düşünüyor. Ona göre bir Ameri-
kalı. Ingiliz aksanıyla konuşan bir insana pek sı-
cak bakmaz ve kabul edeceği tek Britanyalı ancak
bir lord, düşes ya da bir prenses olabilir. Ama gö-
rünen o ki yanılıyor, çünîdi Amerikalılar onun TV
dizisinde canlandırdığı detektif Jane Tennison'uçok
seviyorlar.
Washington Post'ta çıkan bir yazıda "Jane Ten-
nison çok büyük bir karakter ve en büyük şansı da
çok iyi bir aktris tarafindan canlandınlmas»'* yo-
rumu, bunu doğruluyor.
Ama bugünlerde Mirren bunlara çok fazla kafa
yormuyor büyük olasılıkla. Çünkü o, 'hayatmın ro-
lü'ne geri döndü. Bu sefer zamanlama çok doğru,
hayatın izlerini taşıyan biri olarak sahnede.
Antalya Kültür Merkezi'nde
75. yıl kutJamaları
• Kültür Servisi - Antalya Kültür Merkezi,
Cumhuriyetin kuruluşunun 75. yıldönümü
nedeniyle tiyatro, film gösterisi, söyleşi ve
konserlerden oluşan bir dizi etkinlik hazırladı.
Programda bu akşam 21.00'de Gülriz Sururi
Tiyatrosu'nun sahneleyeceği 'Söyleyeceklerim Var'
adlı müzikli oyun yer alıyor. Etkinlikler
çerçevesinde, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası da
29 Ekim günü 19.00'da Hasan Subaşı Kültür Parkı-
Amfitiyatro'da özel bir konser verecek. 'Atatürk ve
75. Yıl' başlığı altındaki konser "Atam Türk'ten
Atatürk'e" adlı sinevizyon eşliğinde
gerçekleşecek. Aynı gün AKM Aspendos
Salonu'nda 14.30'da Cumhuriyet fılmi gösterilecek.
31 Ekim günü saat 16.00'da Prof. Hikmet Şimşek'in
konuşmacı olarak katılacağı '75 Yılda Atatürk
Müzik Devrimi' ve saat 21.00'de Ankara Devlet
Opera ve Balesi sanatçılannın sunacağı
'Cumhuriyet Konseri' de program kapsamında yer
ahyor. (0242-243 78 68)
'ETMK Kavramsal Proje
Yanışması'na başvurular süpüyor
• Kültür Servisi - Endüstriyel Tasanmcılar Meslek
Kuruluşu'nun (ETMK), Türk tasanmcılannm
yaratıcı gücünü açıga çıkarmak amacıyla
gerçekleştirdiği 'Yeni Binyılda Çalışma Kültürü:
ETMK Kavramsal Proje Yanşması'na başvurular
devam ediyor. Yanşma, tasanmcılann sosyolojik, "
ekonomik ve teknolojik alanlardaki
eğilimlerinden yola çıkarak çalışma ortamlannda
var olan kavramlan sorgulamalannı ve yeni
tasanmlar ortaya çıkarmalannı hedefliyor. Ödülleri
Garanti Bankası'nın katkılanyla sağlanan
yanşmada; birinciye 1 milyon 400 bin,
ikinciye 800 milyon, üçüncüye ise 500 milyon TL
verilecek. Tüm tasanmcılara açık olan yanşmanan
başvuru süresi 2 Kasım 1998, Pazartesi
günü saat 17.00'de sona eriyor.
(Tel: 212 22 18-212 25 87)
Kerem Görsev ve
(
Warm
Autumn Projecf
• Kültür Servisi - İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel
Hizmetler Komitesi, kuruluşunun 10. yılı
dolayısıyla düzenlediği etkinlikler çerçevesinde
Kerem Görsev (piyano), Russel Gun (trompet), Eric
Revis (bas), J.D. Allen (saksofon) ve Can
Kozlu'dan (davul) oluşan 'Warm Autumn Project'i
ağırlıyor. Bugün 20.00'de İTÜ Gümüşsuyu
Kampusu Makina Fakültesi Orhan Öcal Giray
Konferans Salonu'nda gerçekleşecek konser, Türk
Nokta Net Bilgi Hizmetleri Ltd. ve İTÜ Makina
Fakültesi'nin katkılanyla düzenleniyor.
(Tel:230 73 71-246 64 60)
Beytem Koleksiyonu sergisi
• Kültür Servisi
- Beytem Sanat
Galerisi,
sanatseverlere
uzun yıllar
gözlerden uzak
kalnuş önemli bir
koleksiyon
sunuyor.
13 Kasım'a dek
açık kalacak
sergide Ahmet
Umur Deniz,
Ali Rıza Beyazıt,
Aydın Ayan,
Ayetullah Sümer,
Celal Tutant,
Celile Hikmet,
Devrim Erbil,
Ferruh Başağa, Hüseyin Bilişik, Hamit Görele,
tbrahim Örs, llhami Devrimci,
Kadri Aytalon. Kasım Koçak, Mustafa Horasan,
Neşe Erdok, Nuri lyem, Ömer Uluç, Özer Kabaş,
Pertev Boyar, Selim Turan, Sezai Özdemir,
Şeref Akdik, Yalçın Karayağız, Yavuz Tanyeli, Zeki
Faik Izer gibi geniş bir yelpaze oluşturan
sanatçılann yapıtlan izelenebilecek.
(231 23 00)
'Atatürk Fotoğraf ları Sergisr
• Kültür Servisi - Akmerkez Food Court'da,
'Atatürk Fotoğraflan Sergisi' açıldı. Atatürk'ün özel
yaşamı ve katıldığı savaşlardan kesitler sunan 70
adet siyah/beyaz karma fotoğrafm en büyük özelliği,
orijinal negatiflerden hazırlanarak 40cm./50cm.'den
lm./1.5m. boyutlannda fotoğraf kartına basılması.
Türkiye'de ilk defa, 1993 yılında Akmerkez'in
açılışında sergilenen ve büyük ilgi gören fotoğraflar,
Akmerkez'in 5. kuruluş yılı kutlamalan ve
Cumhuriyetin 75. yılı nedeniyle, 23 Kasım'a kadar
yeniden sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
BUGÜN
• AKSANAT'ta The Acedemy of Ancint Music'in
VTvaldi'nin 'Four Seasons' adlı eserini yorumladığı
konser 12.30 ve 19.00 saatlerinde laser-disc'ten
izlenebilir.(252 35 00^
• BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ etkinlikleri
kapsamında saat 19.00'da Italyan Kültür
Merkezi'nde 'İstanbul Büyükşehir Tiyatrolan
Orkestrası ile Türkçe Tangolar Dinletisi' yer alıyor.
(292 06 55)
• BELGESEL StVEMACILAR BİRLİĞİ'nde
13.00, 14.00, 15.00, 16.00, 17.00 ve 18.00
saatlerinde Hakan Savaş'ın yönettiği 'Kınık
Belgeseü' adlı film gösterilecek. (292 39 84)
ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ
BUGUN
• Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikler
çerçevesinde saat 11.00'de belgesel gösterimi, saat
İ5.00'te rehberli sergi gezisi ve şan dinletisi yer
ahyor. (513 50 82)
KULTUR POLİTİKALARISEMPOZYUMU
BUGUN
• The Marmara Oteli'nde süren sempozyum
kapsamında 9.30-12.30 saatleri arasında Prof. Dr.
Ioanna Kuçuradi başkanlığında gerçekleşecek
oturumda Raymond VVeber 'Avrupa Konseyi
Ülkelerinde Kültür Politikaları', Jacques Rigaud
'Kültür Politikalarımn Yeniden Oluş.turulmasf,
Mark Fisher 'İngiltere'de Kültür Politikaları', Pulat
Tacar 'Kültürel Haklar', Prof. Dr. Şerafettin Turan
'Atatürk Devrimlerinin Kümıre Katkılan' başlıklı
bildirileri sunacaklar. 14.00-17.30 saatleri arasında
Prof. Dr. Ekmeieddin Ihsanoğlu başkanlığında
gerçekleşecek oturumda ise Prof. Dr. Hüsrev
Hatemi. Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ve Prof. Niyazi
Öktem 'Siyasal İslamın Kültürel Etkfleri'; Prof. Dr.
Aysel Çelikel Kadınlann Kültür Haklarf ve Hakan
Karaca 'Gençlerin Kültür Haklan' başlıklı
bildirileri dile getirecekler.