Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 1998 PAZ
8 PAZAR YAZILARI
Rusya
solunuTann Ruslan; insanlıgı,
tarihi, hatta kendini
şaşırtmak için yaratrtıış.
Geleneksel kavramJann
yıkıldığı, yaşamın kınldığı
çizgi sık sık Rusya'dan
geçiyor. Komünistler
iktidara ilk kez Rusya'da
geldi. Komünizmin çanına
ot tıkayan da
Ruslar oldu. Yalnızca
komünizmin mi? Kapitalist
sistemi ve yeni dünya
düzenini iflas ettirmeye
çalışanlar da yine Ruslar.
Son yaşanan kriz bu
anlama gelmiyor mu?
Bu akıl kanştıran ülkenin
insanlarının aklı da pek çok
konuda karmakanşık.
Politikacılar bile sağını
solunu şaşırmış
durumda. Şu
sıralarda devlet
başkanı olmak
için 'merkezci'
mi, 'merkez
sağ' mı, yoksa
'merkez soP
mu olmak
gerekrigi
MOSKOVA
.tartışılıyor. Liderlerin
;hemen hepsi merkez
;civanndageziyor.
;(Bunlann yansından
ifazlası, bu arada birbiriyle
Ikanlı bıçaklı olanlar, sosyal
Idemokrasiye yakın
i olduğunu söylemeye
ı'bayılıyor.) Eski Başbakan
!Vîktor Çernomırdin
' merkez sağı toplamaya
• aday. Grigoriy Yavlinski de
öyle. Akksandr Lebed
• 'ortadan' konuşuyor.
•Komünist Gennadiy
Zyuganov 'ortanın
solundan' gidiyor. Duma
Başkanı Gennadiy
Seleznyov da öyle.
Moskova Belediye Başkanı
Yuriy Lujkov'un durumu
pek ilginç: Yakın zamana
kadar sağcı olarak
bildiğimiz Lujkov'un
keskin liberallerle çatıştığı,
bazı soIcularJa işbirliği
yapfığı bilinirdi; ama tutup
da 'merkez solun lideri'
olacağına kimse ihtimal
vermezdi. Şimdi bazılanna
göre Lujkov merkez sağın
lideri, bazılanna göre ise
merkez solun. Bu
karmaşaya kızan Seleznyov
"Ben Roma'daki Papa'nın
koltuğuna ne kadar
uzaksam, Lujkov da
merkez sola o kadar uzak"
dedi. Bir gazete, liderlerle
ala\
r
ettiği karikatürde
başkan adaylannın
ağzından şunlan yazdı:
HAKAN
AKSAY
sağını
şaşırdı"Ben solun merkeze en
yakın kısmındanım!" "Ben
merkezin sola en yakın
kesimindenimr "Ben sağın
da solun da en
merkeandeyim!"
Partilerin adı da çoğu kez
gerçekle ilgisiz. Orneğin,
aşın sağcı VTadimir
Jirinovski'nin partisi
Liberal Demokrat Parti.
'Müliyetçi sosyalist'
kavramını kullanan
sağcılar da var.
Hatırlıyorum, birkaç yıl
önce dönemin Başbakanı
Çernomırdin bir parti
kurmak için epeyce insanı
bir araya toplamışü;
toplantının sabah
oturumunda Yurdumuz
Rusya adlı
partinin merkez
sol çizgide
olması
kararlaştınlmış,
ancak öğle
yemeğinden
sonra karar
değiştirilip
merkez sag
çizgi benimsenmişti. Biz
de o zamanlar haklı olarak
insanlan soldan sağa
savuran öğle yemeğinde
neler olduğunu, hangi
besinlerin sol, hangilerinin
sağ içerikte olduğunu
araştınp yazmıştık.
YemekJerin dışında dilin de
soldan çok sağa yakjn
olduğunu ortaya
koymuştuk.
Rusçada 'sağ' sözcügü
(pravo) ikinci bir anlama
daha geliyor: Haklı.
"Sağcryız, o halde
hakhjTz!" Etkileyici bir
keüme oyunu, değil mi?
Rusça sözlüklerde 'pravo'
sözcüğünün bir anlamı
daha var: Hukuk! Üstelik
Rusçada sağ sözcüğü
(pravo) gerçek sözcüğüne
(pravda) çok yakın. Sol ise
genellikle pek iyi
bilinmiyor. Yasadışı,
karanlık işler 'soJişler'
olarak adlandınlıyor, böyle
elde edilen kazanca 'sol
kazanç' deniyor. Malum,
bizde de 'sağ' kelimesi ayn:
zamanda, yaşayan, yani ölC
olmayan anlamında
kullanılıyor. Trafikte en sık
rastlanan felaketlerin
başında 'sollamak'
geliyor...
Görüldüğü gibi, solu bir
kenara atıp sağcı olmak
için yeterince neden var.
Sağını solunu şaşıranlara
önemle duyurulur!..
'ld Thura'ninyağntUr keyfl Hambur^ufilaile^artkyağmuraiüdırrnıyor. 25ya-
' ° ' J
sındakı Thura yla oğlu 3 yasındakı Thoran. Hamburg
Hayvanat Bahçesi'nin sahibi tarafindan kendileri için özel olarak yaptınlan san yağmurluklannı pek seviyorlar. Tho-
ran 'la Thura'nın yağmuriuklarrya salına sahna gezmeye çıkmalan hayvanat bahçesine yağmuriu günJerde de a-
yaretçi çekiyor.
Azeri zenginlerir
gözdesi Şuvalan
BAKU
Ana karayolunda sağa
sapıyoruz.. Dikkatimizi ilk
çeken bitki örtüsü. Sonbahar
olmasına karşın yolun iki
yanında çiçekler açmış. Her
yanda zeytin, iğde, hünnap
ağaçlan... Burası
Azerbaycan'ın başkenti
Bakû'ya 45 dakika uzaktaki
Şuvalan kasabası... Biraz sonra
sol tarafta garip, bir sarayınkine
benzeyen, çok zevksiz, oymalı
cilalı tahtadan anıtsal bir bahçe
kapısı gözümüze
ilişiyor. Biraz
gidiyoruz, benzer
bir kapı daha...
Derken bir bir
daha başkası...
Böylece 10'un
üzerinde kapı
sayıyoruz... ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^
Bunlar ne ola ki? ™""^~~"~™
Yanımızda Bakû şehrinin baş
ressamı ve siyasi rekJam
uzmanı da olan mimar Prof.
Hacemi Atakişiyev anlatıyor:
"Bu yüzyüın başında, Nobel
kardeşlerin Bakû'de sondaj ve
üretim işini başlatmalan
üzerine pek çok kişi petrol
milyoneri olmuş. Bunun üzerine
bunlar gelmişler ve burada
kendilerine inanılmaz
malikâneler yapürmıslar. Ama
ne çirkin kapılan var, değil
mi?"
iyi de bu petrol milyonerleri
neden toplanıp da bu kasabad
komşuluk yapmak istemişler?
"Şuvalan'ın havası çok temizd
Sağuğa çok iyi geür. Üstelik o
dönemde burası Bakû'nün çol
gözde bir sayfiye yeriymiş.
Çar'ı, Çar ailesini burası sık sıl
ağırlannıs." Hacemi Hoca'ya
bu anıtsal, çirkin kapılann
ardında, kocaman bahçeler
içindeki malikânelerin bugün
ne olduğunu
soruyoruz.
"Sovyet
döneminde bu
evlerede\letel
koymuş. Baştan
çeşidi amaçlarb
kullanıJmısjar.
Sonra bir
•~"~-^™"™"~ kısmınıokula
çevirdiler. Bazüan boş duruyor.
Bazılan da depo olarak
kullanılıyor." Hey gidi gûnler...
Ama, rastlantı deyin, bugün
Bakû'nün zenginîeri yine
Şuvalan'da toplanmışlar. Bu
kez zevkli, eskilere kıyasla
daha küçük ve çağdaş evlerde
oturuyor, yeni yeni başlayan
Bakû'nün hızlı, büyük şehir
yaşamından sonra akşamlan
başlannı dinleme fırsatı
buluyorlar.
LEYLA
TAVŞANOĞLU
Âşık bir kitap kurdunun serüvenleri...50. Kitap Fuan da geldi geçti işte.
Anlatılması güç bir heyecan, tuhaf bir
tutku bu kitap fuarlan. Bizim Kültür
Bakanlığımızın standı Frankfurt
Kitap Fuan'nın ellincisinde de geçen
yılki konumunda ve de geçen yılki
kocamanlıfında bir
alana yayılmıştı. Değişiklikten neden
korkulur ki! Geçen yılın baştan
savmalıgı, geçen yılın zevksiz
düzenlemesi aynen korunmuştu. Bir
dost, bütün bu korunmacılığı 'sadelik
' olarak yorumladı. Bir yeri
süslemenin, bir ya da birçok ürünü
sunmanın da sanatsal değeri
olduğunu düşündüm ve tam o sırada
Afşar Timuçin'ın bir kıtabı gözüme
degdi. "Sunumla gerçekük arasında
köksel bir bağ vardır* dıyordu ve
ekliyordu Timuçin: "Sanat,
gerçekliğin çok özgün sunumlannı
içerir.'' Denk düştü. (O akşam. pek
sinsi indi Frankfurt'a. Fırtınaya
yakalanmış, umudunu yitirmiş
gemici ömegi tasalandım aniden.
Sanki, sisli ufuklarda pupa yelken
dingin gezinen bir yelkenli arar
gibiydim. lçinde sen mi vardın ne!)
İkinci gün dostlarla birlikteydik.
Kimisi Avrupa'nın değişik
kentlerinden, kimisi ülkeden
gelmişlerdi. Hatta gelmeyenler bile
gelmişti (!). Kültür Bakanlığı ortalık
yerine kurulmuş beyazperdede
Egemen Berköz'ü gördüm, bir gitar
eşliğinde şiirini okuyordu: "Basitbir
kareti defter de yeterdi/Samarya
istasyonunıı anlafmak jçin/akşamı
beklerken/beklerken parçalanmış
umudaru." Kalabalık. Kraker ve cips
eşliğinde şampanya ve şarap içildi.
Bakan gelmedi, müsteşar açılış yaptı.
Kokteyl uzadı.
'Longanesi'nın standı, neredeyse yan
yanya Tiziano Terzani'ye aynlmıştı.
Altmış yaşlannda gösteren yazar,
haftalık Alman dergisi 'Der
Spiegel'in muhabıri olarak 1971 'den
itibaren Singapur. Saygon.
Kamboçya, Hong Kong, Pekın ve
Tokyo'da yasamış. 1994'te kap»"
Angela Staude ve iki oğluyla birlikte
bu kere Hindistan'a yerleştiğini
ballandıra ballandıra anlattı. Yanı
başımda 'La Repubbüca"
gazetesinden Claudia Riconda bana
dönerek. "Bu biziın Bnıce
ChatHTn'imiz" dedı, tanışmış olduk.
Chatwin'in kim olduğunu
bilmiyordum, ama belli de
etmiyordum, "Yaaa, öyle miü!"ye
benzer sesler çıkardım. Duvarlar
"Tîzjano Terzani Asya'da" adlı
yapıtın posterleriyle kaplanmıştı. 'Ü
Messaggero'dan Valerio Pellizzari,
"Bu adamı şimdi geziye gönder, ilk
gezisindeki heyecanJa gjder" dedi.
(Saat 18'de fuarboşaldı. Kitapsız ve
FRANKFURT
ÜSTÜN
AKMEN
sensiz pek bir yalnız duyumsadım
kendimi. Fuann kapılanndan
insanlarla birlikte tüm yazarlann
sözcükleri kaçıştı. Kaçışırken
birbirleriyle çarpışanlar oldu.
Ömeğin Stendhal'in A'sı. Gorky'nin
C'siyle tokuştu. tbsen'in E'si, Yaşar
Kemal'in Z'sine tosladı. Yağmur
yagıyordu, ıslanmtş olmayı istedkn. -
Senin ellerini tutarak ıslanmak ve
yürümek. Bir yelkenli gördüm
gözlerimin arkasında. Sanmm seni
bana geürecekti. Ruzgâr yoktu.)
Bir sonraki gün, dokuzuncu bölümde
A&D Yayınlan'nın bar-amerikan'h,
gerçekten özenle hazırlanmış
standında Doğan Hrdan'ın kendine
özgü gevrek kahkahasını duydum.
Yalvaç Ural ile pek de ciddi olmayan
bir söyleşi içindeydiler. O sırada,
A&D'nin hemen karşısındaki Kültür
Bakanlıği standma gerilmiş ak
perdeden gene bir dost ses. Ataol
Behramoğlu, bir ney eşliğinde okudu:
"—Sevgüimsin, arasına bir kâgıt
koyup erteliybruz askı/Otobûslerde ve
trenlerde kacamak yasananA'e
bedenlerimiz kana kana
kanayamadan yan yana."
Çarşamba günü Jose Saramago ile
Alfaguara Yayınevi standında omuz
omuzayız. Elinde Fatrick
Modiano'nun 'Domingos de Agosto'
adlı kitabını mıncıklıyor. Diğer
yandan stand sorumlulanndan
ispanyol güzeli mi desem, güzel
tspanyol mu desem ya da lspanya'nın
güzeli mi desem, güzelliğin Ispanyası
mi hâlâ karar veremedigım Rosa ile
konuşuyor. Ben bir yandan Rosa ile
konuşup, bir yandan Modiano'nun
kitabını elinde neredeyse 'bonı'
biçimine dönüştüren adamı
tanımıyorum elbette. Ama bir gün
sonra akşamüstü saatlerinde fuar
birdenbire sanki yerinden oynuyor.
Meğer o adam Saramago'ymuş da,
meğer Portekizli yazar Saramago
Nobel Edebiyat Odülü'nü almış da...
Utkulu bir komutan gibi kat
kapısından giriyor Saramago, başının
üstüne doğru çiçekler anlıyor.
Alkış, kıyamet, Caminho
Yayınevi'ne doğru yürümekte. Işte
tam o anda bir de baktım, fuann
Portekiz'e aynlan bölümündeki tüm
yayınevi standlan; Assirio & Alvim,
Bertrand, Campo Das Letras,
Contexto, Difel... Yani neredeyse
hepsi Saramago'nun resimleriyle
kaplanıverdi. Italyanlann Einaudi
adlı yayınevi standının önüne ise alel
acele altı adet Saramago'dan çeviri
kitap yerleşririldi. Sekizinci bölümde
bulunan Saramago'nun yayınevi
Caminho'nun temsilcisi Dr. Rey -
Güde Mertin'in standının önüne
yaklaşmak olanak dışıydı. Her
ülkeden gelen yaymcılar, kibarlık
ölçüleri içinde, ama hafifçe
itişiyorlardı. Bu arada. Rey-Güde'nin
adamlan da yayıncılan sorgulamakta.
Kimsin? Nesin? Geçen yıl hangi ülke
yazınından, hangi yazann hangi
yapıtının çevırisini yayımladın? Kaç
yıllık yayınevisin? Yahu adam,
madem bunca yıllık yaymevisin de, •
hiç mi bir Simone de Beauvoir
yayımlamadın?
Haftanın diğer bütün günleri,
birbirini eşleyerek geçti. Kitap
kokusu, kapaklannın rengi, biçimi,
albenisi gözlere, bakışlara daha bir
anlam kattı. lnsan beyni, bütüüün bu
kitaplan okuyamamanın,
algılayamamanın ezikliğini yasadı.
Sonra fiıar kapandı. (Madem ki, sen
gelmedin o halde ben sana
geliyorum. Yaşantıyı kapısı taaa
diplerde sımsıkı kapalı, karanlık,
daracık bir koridor olarak
kabullenmemen için sana iki kitap
getireceğim. Sayfalannın arasına
çiçeklenmiş sevgimi de ekleyerek..
Geleceğe giaEM yold
beraber olacağız...
Yıllardır Türkiye'de en geniş
kapsamlı "rent a car" hizmetini sunan
"Budget", 2000'li yıllarda da
kaliteli hizmet anlayışı ve gefişen
araç filosuyla geleceğe giden
yolda sizlerle
beraber olacak...
Amaçiar çeşitli, araçıar Budget...
Budaet
Car Rental
İSTANBUL TAKSİM: (0212) 253 92 00 KADIKÛT: (0216; 449 36 46 ATATÜRK HAVALİMANI:(0212! 663 08 56 BURSA: (0224) 223 42 04 MMNA: (0322) 459 00 16
AMOUM: ıO3'2) 417 59 52 ESEKBOfiA (MVALftMdl: (0312) 398 03 72 MmU.YA:;û242) 322 76 86 /UITALYA: (0242) 243 30 06 MITAITA HAVAtlHAHI: (0242) 330 30 79
EZMİT: (0262) 324 51 12 KONYA: (0332) 321 72 72-73 KEMER:, 0242) 314 28 09 AIAHYA: (0242) 513 73 82 AITİS GOLF OTa: (0242) 725 42 42 SİDE: (3242) 753 14 86
tZMİR: (0232) 482 05 06 ÖRfiÖP: (0384) 34165 41-42 A.MENDERES HAVAÜ«UUH/mŞ HATIAR: (0232) 274 22 03 İÇ HATUR: (0232) 274 1? 95 KUŞADASI: (0256) 614 49 56
BOORUM: (0252) 316 73 82 MARMARİS: (0254412 41 44 FETHIYE: (0252) 614 6166 DERtZÜ: (0258) 264 54 43 6AZIAIITB': (0342)3351230-31TRABZON: (0462)32313 20
DOĞANBEY'de SATILIK ARSA
Doğanbey'de (Söke-Karina) Anıtlar Kurulu'ndan prowe onayı, belediyeden imar ve inşaat izni aiınmıç, temel için
çalışması yapılmış, 1 kamyon taşı da dahil 87 metrekare arsa (2 kota izinli) ihtiyaç nedeniyle acil olarak
3.3ÖO.OOO.OOO.- TL'ye satılıktır. Tel Gündüz 512 05 05 / 533 Gece ve hafta sonu 669 22 17
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
VE KONRAD ADENAUER VAKFI
takfı
YEREL GAZETECILIK ODULU 1999
Türkıye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı,
Yerel Gazetecilik ödülü koymuştur.
Madde 1: -ödülün amacı, demokrasi kültürünün yerleşmesini; halkın bilgilen-
me ve gerçekleri öğrenme bilincinin kavranmasını ve yerel gazeteciliğin güçlen-
mesini sağlamaktır.
Madde 2: -Bu amacı gerçekleştirmek için, yere! basın ve yayın kuruluşlannda
çalışan gazetecilerin çalışmalannın değerlendirilmesi ve mesleğe yönelen genç-
lenn özendırilmesi öngörülür.
KAPSAM
Madde 3: Yerel gazetecilik ödülü, yerel gazete, radyo, televizyon gibi yerel
basın yayın kuruluşlannda çalışan gazetecilen kapsar.
Değerlendırmede, bu kuruluşlarda çalışanlann yerel konular için olanakları en
iyi şekilde kullanmalan dikkate alınır.
BAŞVURU
Madde 4: a- Adaylar doğrudan başvurabileceğı gibi, yerel radyo, televizyon
ve gazetelerin yazı işleri müdürteri; iletişim fakültelerinin bulunduğu yerlerde fa-
külteler adına öğretim üyeleri; yerel meslek kuruluşlan ve sivil toplum örgütleri
aday gösterebilir; her aday birer eseriyle katılabilir.
b- Adayların TC vatandaşı ve eser dilının Türkçe olması zorunludur;
c- Ders kitaplannda, master veya doktora çalışmalannda yayınlanmış veya
bir yanşmaya katılmış olan çalışmalar kabul edilmeyecektir. Sahibi ölmüş çalış-
malar aday gösterilemez. Yanşma süresince eser sahibi ölür ve eseri ödül ka-
zanırsa, ödüi ölen kişinin yasal vanslerine verilir.
d- Eserlerin 01.01.1998-31.12.1998 tarihleri arasında yayınlanmış olması ge-
reklidir.
c- Eserler, Türkiye Gazetedler Cemiyeti, (Yerel Gazetecilik ödülü)
Türkocağı Caddesi No: 1 34440 Çağaloğlu-lstanbul adresine 31.01.1998 ta-
rihine kadar 10 nüsha halinde taahhütlü olarak postaya verilmiş olmalı ya da el-
den teslim edilmelidir.
ÖDÜLLER:
Madde 5: Ödüller 1999 yılı için aşağıdaki şekilde belirtenmiştir:
Birincilik ödülü 2.000 D.M.
Ikincilik ödülü 1.000 DM
Üçüncülük ödülü 500 DM
Madde 6: Seçici kurul gerekli gördüğünde en çok 5 adaya mansiyon olarak
birer özendirme plaketi verilebilir.
Bizim Gazete
Ülke sorunlarına ılişkın raporlarıyla, araştıımalanyla, köşe
yazılanyla, tarafsız haberlenyle sivil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
Okul kimliğimi ve
ehliyetimi kaybettim
hükümsüzdür.
MENEKŞEKURT
Cumhuriyet
k i t a p I a r ı
Yayına Hazırlayan:
Necla Arat
AYDINLANMANIN
KADINLARI
370sayfa, Lhamur
Bu kitap, geçmişi ve bugünü gekcck kuşaklara
aktarmak işlcvini amaçli}'or.
Bu kitaba Cumhuriyet'in Kadin Haklan
Devrimi'nden yararlanan, devrinıin gücüyle devrimin
coşkusunu yaşamayı sürdüren tam >irraibcf
kadınımız katkıda bulundu.
Bu kitap, Cumhuriycrimizin 75. yüında düşünen ve
üreten tüm kadınlanmızın küçük bir ömeği olmanın
haklı gururunu üstleniyor.
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
^ kitap k
Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
(3«34)Cağaloğlu-lstanbui Tel. (212)514 01 96
ZEYTİNBURNU1.ASLÎYE HllOJK HÂKtMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1998,344 Karar No-1998686
Davacı Emin Kûçûkyanar vekılı tarafindan, davalılar Oral Toptan vs.
aleyhıne açılan tapu kaydnun iptalı vetescil davasınm yapılan yargılanıa-
sı sonunda, Mahkememizden venlen 1993 344 esas, 1998'686 karar sa-
yılı 24 9.!998 tarihli karannın halen ıkametgâhı meçhul Cemıle Kartal,
Şemsettın Kısa, Abdülselam Aktaş'a ilanen tebhğme karar venlnuş ohıp,
karar gereğmce, davacı Emıne Kûçûkyanar vekılı tarafindan davalılar
aleyhineaçılmi? buJunan tapu kaydmm iptalı ve tescil davasmda Zeytın-
burau, Nuripaşa Mah. 404 pafta, 1904 ada, 25 parsel savilı taşınmazda
davalılar adma olan hisselenn iptalı ile davacı adına tesciline. bakiye
2.550.000 TL harç ile 21.230.000 TL yargıiama giden 10.000.000 TL
ûcreti vekaletm davalılardan hısselen oranmda tahsılıne karar venhniş-
tır. Karann ılan edıldığı tanhten itibaren 15 gün sonra kesınleşeceği teb-
lıgat yenne gecerlı olmak ûzere davalılar Cemıle KanaJ, Şemserön Kısa,
Abdülselam Aktaş'a teblıgat yenne geçerlı olmak ûzere ılan olunur.
Basın: 49259