25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorun Laçin ve Nahcıvan koridorlannın açılmasıyla çözülecek Karabağ'a Hsoridorlu' çözümSERKAIS DEMİRTAŞ A1VKARA - Azerbaycan ve Ermenis- tan arasındaki Dağlık Karabağ sorunu- nun çözümüne yönelik olarak "koridor formülü" geliştirildi. Formüle göre Azerbaycan. Dağlık Karabağ'ı Ermenis- tan'a bağlayan Laçin koridorunu açma- sına karşılık. Ermenistan da Azerbaycan topraklannı Nahcıvan'a bağlayan 40 ki- lometrelik koridonın kullanılmasına izin verecek. Dağlık Karabağ çözümü, Aze- ri petrollerinin dünya pazarlanna taşın- masına yönelik öngörülen boru hatlan- nın gûzergâhının belirlenmesi açıstndan da önem taşıyor. Ankara ve Bakü'nun prensipte olum- lubaktığı formüle göre, Dağlık Karabağ Ermenilerinin Ermenistan ile ilişkileri- ni sürdürmelerine yönelik olarak Laçin koridoruna karşılık, Azerbaycan-Nahcı- van arasında 40 kilometrelik bir koridor açılacak. Her ıki koridonın güvenliği- nin, Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Teşkı- latı (AGtT) ya da uluslararası bir güç ta- • Ankara ve Bakü'nun prensipte olumlu baktığı formüle göre, Dağlık Karabağ Ermenilerinin Ermenistan ile ilişkilerini sürdürmelerine yönelik olarak Laçin koridoruna karşılık, Azerbaycan-Nahcıvan arasmda 40 kilometrelik bir koridor açılacak. Her iki koridorun güvenliğinin, Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Teşkilatı ya da uluslararası bir güç tarafından sağlanması bekleniyor. rafindan sağlanması bekleniyor. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Azeri yetkililer, Dağlık Karabağ bölge- sinin yüzde 70'inin halen Ermenilerce ışgal altında olduğunu anımsatarak, "Bu sorunun bir an önce çözûimesi gerekiyor. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü 53 Av- rupa ülkesinin oluşturduğu AGtT tara- findan tescil edudj" dediler. Yetkililer, sorunun çözümü için Ermeni güçlerinin Azeri topraklanndan çekilmesinin şart olduğunu, daha sonra Dağlık Karabağ Ermenilerinin isteyecekleri en yüksek otonominin verileceğini vurguladılar. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ sorunu- nun Lizbon prensipleri çerçevesinde ba- nş yoluyla çözülmesinden yana olduğu- nu belirten yetkililer, koridor formülü ile ılgili olarak şunları kaydettıler: "Ermeniler topraklanmızdan çekü- sinlcr. Daha sonra da otonomi ve koridor konulan ele alınır. Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasındaki Laçin koridoru ge- çici bir süre kullanılır. Aynı zamanda Nahcrvan ik Azerbaycan arasuıa da 40 kilometrelik bir geçit açdır. Ashnda bu topraklar, 191^1920 yülarındaAzerbay- can'ın elindeydi. Topraklanmız küçfiltüldü ve şimdi Nahcıvan bölgesi ile Azerbaycan'ın ana topraklan arasında Ermenistan toprak- lan var. Zaten o arada bizim kurduğu- muz tren yolu da var. Şimdi karşıhkh ola- rak geçitlerin kullanılması fikri var. Nor- mal itişkiter kunıluncaya kadar bunlar Inıllanıhr Çözüm sağbuunasuıda önenv li olan Ermenilerin tutumu." Dıplomatik kaynaklar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar AByevve ABD Başkanı Bill Clinton'ın geçen hafta ya- yımladıklan ortak açıklamada, "Dağhk Karabağ sorununun bu yılın sonuna ka- dar çözülmesi" maddesinin yer aldığını anımsatarak, Fransa ve Rusya ile birlik- te AGtT Minsk Grubu'nda eşbaşkanlık yapan Washington yönetiminin konuy- la ilgili çabalannı arttırmasınm beklen- diğini bildirdiler. Aynı kaynaklar, Dağ- lık Karabağ sorununun çözümünün, Ha- zar havzası petrol ve doğalgazının dün- ya pazarlanna taşınması için öngörülen boru hatlannın güzergâhının belirlen- mesi açısından da önemli olduğu görü- şünü ilettiler.Azeri petrollerinin dünya pazarlanna taşınması için yabancı şir- ketler konsorsiyumunun (AIOC) seçe- nekleri arasında yer alan Bakü-Ceyhan hattının Gürcistan yoluna oranla daha kısa olan Ermenistan üzerinden geçiril- mesinin de Dağlık Karabağ sorununun çözümüne bağlı olduğu kaydedildi. Türk Dışişleri Bakanhğı yetkilileri, boru hat- tının Ermenistan üzerinden Ceyhan'a getirilmesine "prensipte''karşı olmadık- lannı belirtirken Azeri yetkililer, "Önce çözüm sağlanmalı. Boru hatlan çok önemlidir. Şimdi duşmana böyle bir koz verilir mi? Ama iki ülke arasındaki iliş- kiler normalleşir, diplomatikilişkiler ku- rulursa boru hadan Ermenistan dan da geçebflir" diye konuşrular. ABD'deki Ermeni lobisinin de boru hatlannın Ermenistan üzerinden geçiril- mesine yönelik yoğun girişimlerde bu- lunduğuna dikkat çekildi. Washington yönetiminin, Ermeni lobisinin tepkisini çekmemek için boru hatlannın Ermenis- tan üzerinden geçirilmesine sıcak baktığı kaydedildi. Beykoz Çaym'nda yasadışı inşaat İstanbul Haber Servisi- StT alanı olarak ko- ruma altında bulunan ve istanbul 3 Numara- lı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ku- rulu tarafindan geçen yıl üzerinde lunapark kurulmasına dahi izin verilmeyen tarihi Bey- koz Çayın'nda, İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi 'nin başlattığı yasadışı yapılaşmaya Bey- kozlular büyük tepki gösteriyor. istanbul 'un tarihi piknik alanı olan Beykoz Çayır"ında halkm yeşil alan kullanımını en- gelleyecek her türlü yapılaşma yasak olması- na karşın. büyükşehir beledıyesi tarafından spor kompleksı, stadyum, gösten alanı ve tu- valet inşaatına başlandı. Bir süre önce İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Er- doğan'ın da katıldığı temel atma törenıyle başlav an tnşaatlann, belediyemn ihalesi sonu- cu Ozkar tnşaat Şirketi tarafından yürütüldü- ğü belirtılıyor. Beykoz Vakfi kurucu üyelerin- den Halidun Aytaç, çayırda başlatılan inşaat- la ilgili belediyeye ıki kez yazılı başMiruda bulunduklannı. ancak başvurulannın hıçbiri- ne tatmin edıci bir yanıt alamadıklannı söy- ledi. Beykoz Çayın'ndaki inşaatın durdurulma- sı için belediyenin 2960 sayılı Boğaziçi Ka- nunu'na, 2863 sayılı Koruma Kanunu'na ve 3194 sayılı Imar Kanunu'na aykın işlem yap- tığına dair, İstanbul Valiliği'ne de yöre sakin- ieriyle ortak dilekçe verdiklerini belirten Ay- ı taç, bu dılekçeye de henüz birvanıt alamadık- lannı vurguladı. (KADER TUĞLA) Tutuklu yakınları mahsur kaldı Polis firarîlerin peşîndeİstanbul Haber Servisi - na alındı. istanbul 2 No'lu Ümraniye Cezaevi'nde görüş sırasında 4'ü tutuklu, l i hü- kümlü 5 kişinın fırar etmesi, görüşe gelen aılelerin ıçeride mahsur kalmasına neden ol- du. Cmraniye Cezaevı'nde ya- tan MLKP Marmara Bölge Sorumlusu olduğu bildinlen 12 yıl 6 ay hükümlü Fehmi Çapan, TKP ML TlKKO ör- gütü üyesi olduklan öne sü- rülen Haydar Sönmez, Mu- hammet Akyol ve Seyit Ali Uğur ile TÎKB davasında yar- gılanan Tameriuncer, önce- ki gün görüş sırasuıda demir parmaklıklan keserek fırar etmişti. Görüşe gelen 5 kişi de kesilen demir parmaklık- lardan koğuşlara girerek, ka- çışı saklamaya çalıştı. Ancak. görüş sonrası koğuşlara giriş sırasında yapılan sayımda 5 kişınin kaçtığı ortaya çıktı. Fırar olayının ortaya çıkü- ğı sırada halen cezaevinde bulunan bazı tutuklu ve hü- kümlü yakınlannın da dışan- ya çıkmasına izin verilmedi. Tutuklu yakınlan ifadelen ahndıktan sonra serbest bıra- kılırken, fırarilerin kaçışına yardım ederek onların yerine koğuşlara giren beş kişinin ise siyası tutuklular tarafın- dan cezaevi yönetimine tes- lim edılmemesı gergınlik ya- rattı. Avukatlar ile savcılann di- yaloglan sonucu içerideki beş kişi dün sabahakarşı 03.30'da cezaevı yetkililerine teslim edildi. Firar eden tutuklu ve hükümlülerin katıldıklan ey- lemler şöyle: Fehmi Çapan: 1962 do- ğumlu. 12 Eylül öncesinde TKP/ML davasından 11 yıl hapiscezası aldı. 1991 yılın- da şartlı tahlıyeden serbest bı- rakıldı. PKK'lı bir sanığın ifadesı üzerine tekrar gözaln- DGM'de görülen davada ör- güt üyesi olmak suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Haydar Sönmez: 1970 Tunceli Pertek doğumlu. Bur- sa Uludağ Üniversitesi'nden 6 Kasım 1990 yıhnda aynla- rak Tunceli'de TKP/ML TÎK- KO örgütüne katıldı. 5 Hazi- ran 1992 tanhinde jandarma ile girdiği silah çatışmada ya- ralandı. 30 Ekim 1992 tari- hınde Kartal E-5 karayolun- da Gözde Petrol ile Sheİl ben- zin istasyonlannın soyulması eyleminden örgüt üyeliği id- diasıyla istanbul 3 No'lu DGM'de yargılanıyor. Seyit AH Uğur 1969 Sıvas Divnği doğumlu. 3 Şubat 1993 tarihinde istanbul'da gözaltına alındı. MustafaKe- mal Taymaz'ın Erenköy'de, 23 Haziran 1992 tarihinde Kadıköy'de polis memuru AH Türed'in,l 8 Mayıs 1992 tari- hinde Şişli Yapı Kredi Banka- sı'nın güvenlik görevlisinin öldürülmesi. 30 Ocak 1992'de Mecidiyeköy Polis Karakolu üe Ömektepe Polis Karakolu'nun silahla taran- ması eylemlerinden tstanbul 3 No'lu DGM'de idam ceza- sı istemiyle yargılaruyor. Muhammed Akyol: 1972 Bılecik doğumlu. 4 Şubat 1993 tarihinde İstanbul'da gözaltına alındı. 5 Kasım 1992 tarihinde Kartal'daki Bürosan Fabrikasf nın soyul- ması eylemi nedeniyle örgüt üyeliği iddiasıyla İstanbul 3 No'lu DGM'de yargılanıyor. Tamer Tuncer: Kadı- köy'de bir kuyumcunun so- yulmasından sonra kaçarken Beşiktaş Yıldız'da polisle gir- diği silahlı çatışmada gözal- tına alındı. Türkiye îhtüalci Komünistler Birliği davasın- dan tstanbul DGM'de yargı- lanıvor. İZİN ÇIKTIL. HÖGH-UCHE-JAYJAY ve İLİE'DEN SONRA 5 . miMM©om [5)/s\ ww @DccfDo RADYO SEKTÖRÜNDE FENERBAHÇE FM'İN GÜÇLÜ VE GELİŞEN TEMPOSUNA AYAK UYDURABİLECEK "REKLAM SATIŞ DANIŞMANI" TRANSFER EDİLECEKTİR. * TRANSFER BASINDAN GİZLİ YÜRÜTÜLMEKTEDİR. SİZ DE "BU TAKIMDA OYNARIM" KENDİNİZİ ASLA YABANCI HİSSETMEYECEKSİNİZ. Irt: (0 216) 330 03 83-(0216) 330 03 84 Kuşdili Cad. Inşaatçılar Han No: 8/6 (Halkbank yanı) Altıyolı'Kadıköy (Lütfen Semih Ünal'dan randevu alınız) 13 kisi oldu Sel Doğu'yu vurdu Yurt Haberieri Servisi - Van'ın Özalp ile Ağn'nın Diyadin ilçelerine bağlı üç köyde meydana gelen su baskınlannda 13 kişi yaşa- mını yitirdi. Sel nedeniyle 15 ev de yıkıldı. Bölgede yüzlerce dekar ekili alan za- rar görürken, 300 hayvan da telef oldu. Erzurum'da dün sabah meydana gelen 4 şid- detindeki yer sarsıntısında ise Köprüköy ilçesine bağlı 3 köyde 7 ev yıkıldı. Ağn 'da önceki gece yaşa- nan sağanak yağış nedeniy- le Diyadin ilçesine bağlı Ya- nıkçukur ve Gedik köyleri- ni su bastı. Yanıkçukur kö- yünde Hamh San. Ali Saru ile Gedik köyünde Bilal Yıl- dız sel sulanna kapılarak ya- şamlannı yitirdiler. Su bas- kını sırasında Gedik köyün- de 3 ev yıkılırken, iki köyde 300 büyük ve küçükbaş hay- \'an da telef oldu. Doğubeyazıt ilçesine bağlı Yılanlı ve Sağdıç köy- lennde de sel sulanna kapı- lan 7 kışı öldü. Yaşamını yi- tirenlerin isimlerinın Ayşe Ozcan. Zülfîi Ozcan. Yusuf DUler, Mehmet Ali Diller. Makbule Diller, Cemik Dil- ler, Melek Diller v e Hanım Dillerolduğu belırlendı. De- mirtepe Köyü'nde de sel su- lanna kapılarak ölen ve he- nüz kimliği tespit edileme- yen bir kişinin cesedinin bu- lunduğubildirildi. Köylerde incelemelerde bulunan Ağn Vali Vekili MehmetAydın, subaskınla- nndan zarar gören yurttaş- lara Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfi 'ndan yar- dım yapıldığını söyledi. Van'm Ozalp ilçesine bağlı Aşağı Tulgah köyünde ön- ceki akşam saatlennde aşın yağışlar sonucu meydana gelen selde, Lütfü Yünsüz (25) ile Necmettin Yünsüz (35) adlı kardeşler. sel sula- nna kapıldı. Özalp Ka>Tna- kamı Adnan Çakıroğlu, iki kardeşin cesedinin dün sa- bah köylüler tarafından köy yakınlannda çamura saplan- mış durumda bulunduğunu belirtti. Erzurum'da dün sa- bah meydana gelen 4 şidde- tindeki yer sarsıntısında, Köprüköy ilçesine bağlı Söylemez, Duatepe ve EyüpleF köylerinde toplam 7 ev yıkıldı. llk tespitlere gö- re depremde can kaybı yok. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Okur Mektupları ve BirNot Siz değerli okurtanmdan her gün faks ve mektup- lar gelir. Kimi gün birkaç mektup bulurum masamın üzerinde, kimi gün on beş yirmi mesaj ve mektup yatıyordur. Özellikle bayram vb. günlerinin öncesin- de ve sonrasında masamın üzeri dolar. Bazen "aşka gelir" ayrı ayrı yanıtlamaya çalışırım. ama çoğu zaman bunu beceremem. Fakat gelen mektuptardan hiçbirini atmam. Birkısmını "birbiçim- de" yanrtlamak üzere ayn bir dosyaya koyarım. Ge- ri kalanlannı da, dosyalar ve saklanm. Haftada üç gün yazan bir insan olarak; okuyucu- lanmın mektuplanna köşemde fazla yer vermemin pek doğru bir tutum olmayacağını düşünürüm. Fa- kat "ö/rb/'ç/mde"yanrtlamak üzere sakladığım mek- tuplar öyiesine çoğaldı ki; artık bunlara da zaman ve yer ayırmamı gerektiğini düşünüyoaım. ••• Okurianmdan gelen kimi mektuplara da zaman ve yer ayırmam gerektiğini düşünüyorum. Zira bu mek- tuplardan bazılarının ilettiği "mesajlar", kimi zaman "yanlış anlaşıldığımın" işaretlerini veriyor. Bunlan dü- zeltmek, herhalde "özel" bir iş olarak düşünülme- meli. Geçenlerde Istanbul'dan bir okurum bir faks me- sajı göndermiş ve sosyal demokratları eleştirdiğim bir yazımdaki "Solculanmız eşcinsellerin haklannı tartışarak zaman öldürüyorlar..." cümleme takılmış. Kendisinin de eşcinsel olduğunu ifade eden bu okurum, eğer fırsat bulabilirsem bu konularda be- nimle tartışmaya hazır olduğunu dile getirmiş. Keş- ke fırsat ve zaman bulabilsem. Ama nerede?.. Insanlann, başkalannı rahatsızetmeden, "hertür- Kı haklannı sonuna kadar kullanmalanndan" yana- yım. Ve bütün ömrümü, insanlann "gaspedilmiş hak- lannın" mücadelesine adamış bir öğretmenim. Bu- nun içine eşcinsellerin hakları da girer, kadınların hakları da girer, emeğin hakkı da girer, hatta hayvan- lann haklan da girer. Bu konuda kimse kuşku duy- masın. Fakat eskilerin deyimiyle "ehem, mühim"ö\ye bir kavram vardır. Yani önem derecelerine göre sırala- mak. Ve kimi konulardaki "pozitif ayrımcılığı", doğ- rusu içime sindiremiyorum. Memleket'mizde geniş kitlelerin öylesine temel bazı haklan ve özgürlükleri gaspedilmiş durumda ki; bu dağ gibi sorunlar du- rurken, örneğin eşcinsellerin haklannı ön plana çı-. kartmak, bana biraz "lüks" geliyor. Bızim mücade- lemiz zaten her türlü insan haklan için olduğundan, insanlann özel yaşam haklan da, yani "cinsel özgür- lükleri" de bu kapsam içine giriyor. • • • Bundan bir süre önce Silifke'den yazan bir oku- rum, bir yazımdaki "Bir sürü öğretmen..." sözcük- leriyie başlayan cümledeki, "sürü" sözcüğünetakıl- mış. Kendisini çok etkilemiş olduğu anlaşılan bir öğ- retmeninin, "Insanlar söz konusu olduğu zaman sü- rü sözcüğü kullanılmaz" öğüdünü anımsatıyor. Doğrusunu isterseniz, sürü sözcüğü insandan çok hayvanlar için kullanılan bir sözcük. Fakat anlamı, kullanım yerine göre değişir. Örneğin "öğretmen sü- rüsü" dersem, anlam hemen değişir. Burada aşağı- layıcı bır içerik kazanır. Fakat "Bir sürü öğretmen" dersem, hiçbir aşağılama söz konusu olmaz. "Sü- rü " yerine, "Pek çok öğretmen", ya da "Çok sayıda öğretmen" vb. gibisinden bir ifade de kullanabilir- dim. Ancak "sürü" sözcüğünün burada pek de yan- lış kullanıldığını düşünmüyorum. Silifkeli okuruma duyarlılığı ve ilgisinden ötürü te- şekkür ederim. • • • Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden yazan DHKP-C'li birgrup, Türkiye'nin güncel sorunlannı sı- raladıktan sonra, "Halklanmızın yaşadığı tüm sorun- lara karşı daha duyarlı olmaya, kurtuluş ve özgürlük mücadelesi veren tüm halkların yanında ve emper- yalizme ve onun işbirlikçisi faşist devlete karşı tavır almanız düşüncesiyle çalışmalannızda başanlar di- leriz" diyor. Benim anlayışıma göre, bugün "ulus devlet" ve "devlet ulus" için mücadele etmek, emperyalizmle mücadele etmektir. Zira bugün emperyalizmin önün- deki en önemli engel, "ulus devlet" ve emperyaliz- min en etkili silahı, "devlet ulus" içindeki etnik kim- likleri ön plana çıkarmaktır. Bu konulan DHKP-C'li gençlerle özgürlük içinde tartışmak isterdim. ••• Okuıianmdan gelen kimi mektuplann değerlendir- mesine ilerde devam edeceğim. Not Bizim gazetede de yazan çok yönlü ve çok renkli bir arkadaş, 27 Mayısta CHP'nin de payı ol- duğunu düşündüğümü ve 1961 Kurucu Meclis'in- de CHP temsilcilerinin sosyal devleti engelleme ça- balannı söz konusu etmemi, kalemine dolamış ve haftalık bir dergide "Toktamış Ateş'e Yanıt" diye iki yazı yayımladı. Cumhuriyet yazarlan, "Misak-ı Milli sınırlannın bö- lünmezliği ve laik, çağdaş devlet" konulannda gö- rüşbiriiği içindediıier ve bunun dışındaki "farklılıklar" konusunda da birbiriyle polemiğe girişmezler. Baş- ka gazeteleri kullanmak ya da başkalarını "kışkırt- mak", dürüst olmayan bir tutumdur. Kaldı kı; bu arkadaş, ilk yazısında beni başlık al- masına karşın ve "belaltına" birkaç yumruk vurma- sına rağmen, benden çok başkalanyla "uğraşıyor". Bu "başkalan" zaten hak ettiği yanrtı verdi. Benım ekleyecek bir şeyim yok. Duruşma 23 eylülde Strasbourg'da TBKP dosyası AIHM'de NECATİAYGES İZMİR- Admda 'komünist' sözcüğü geç- tiği için Anayasa Mahkemesi'nce kapanlan Türkiye Birleşik Komünist Partisi'yle (TBKP) ilgili başvuruyu yerinde gören Av- rupa tnsan Haklan Komisyonu, dosyayı Av- rupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne gönderdi. Yargılama 23 eylülde Strasbourg'da vapıla- cak. Türkiye'nin siyasal yaşamını çok yakın- dan ilgılendiren ve 1992 yılından beri Avru- pa tnsan Haklan Komisyonu'nun gündemin- de olan TBKP'nin kapatıhnasına ilişkin baş- vunıda yenı bır aşamaya gelindi. TBKP, ku- ruluş dilekçesinin tçişleri BakanlığVna veril- mesinden birkaç gün sonra başlayan soruş- turmayla birlikte 28 Ocak 1992 günkü Res- mi Gazete'de yayımlanan kararla Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmıştı. Kapatma ka- rannda, partinin adında 'komûnist'sözcüğü- nün geçmesı ve programında yer alan Güney- doğu sorununa ilişkin görüşler gerekçe gös- terilmışti. Anayasa Mahkemesi'nin karanyla Türki- ye'de iç hukuk yollan tükendiğinden TBKP yöneticıleri Nihat Sargın ve Nabi Yağa adı- na Izmir Barosu avukatlanndan Güney Dinç ile Ankara Barosu avukatlanndan Ersen Şan- saL bu karara karşı Avrupa tnsan Haklan Ko- misyonu'na başvurdular. Dınç ve Şansal'ın dilekçelerinde, Anayasa Mahkemesi'nin kendi karannda 'TBKP'nin çoğulcu, kaülım- CL çok partili ve halkoyuna dayanan demok- ratik siyasal kurumlan benimsediği. prog- ram ve tüzüğünde herhangi birdiktatöriüğün savunulmadığı ve amaçlanmadığı' behrtıldi- ği halde, sadece parti adında 'komünist' söz- cüğünün geçmesi ve Güneydoğu sorununa ilişkin görüşlerin yer alması nedeniyle kapat- ma karan verdiği belirtıldi. Çeşitli aşamalardan geçen komisyondaki çalışmalar sonuçlandı. A1H Komisyonu 42 sayfadan oluşan gerekçeli sonuç raporunu taraflara gönderdi. Aralannda Türk hukuk- çunundabulunduğu çeşitli Avrupa ülkelerin- den 17 yargıcın oybirliği ile aldıklan karar- da, TBKP'nin kapatılması, örgütlenme öz- gürlüğünün çiğnenmesi olarak değerlendi- rildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear