23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Piyanonun 'sihirli parmakları' Rus yorumcu Svyatoslav Rihter, devlet töreniyle toprağa verildi Sesten sessizbğe Rihter..Kültür Servisi - Rus ve Avrupa me- deniyetleri. aynlmaz farklılıklannın sa- natçısını kaybetti... Olağanüstü tekniğı ve geniş repertuvanyla tanınan Ukray- nah piyanist Svyatoslav Teofiloviç Rih- ter 1 ağustostaMoskova'daöldü..82ya- şında, damartıkanıklığı sonucu yaşamı- nı yitiren sanatçı, devlet töreniyle önce- ki gün toprağa verildi. Son elli yılın en büyük Rus piyanis- ti ve yüzyılın en önemli virtüözlerin- den birisi olarak değerlendirilen Rih- ter, daha beş yaşında küçük bir çocuk- ken müziğin kendisine ne denlı heyecan verdiğinin farkma varmıştı. Piyano çal- mayı tek başına öğrendikten sonra, ba- basının öğrencisi olan genç bir piya- nistle müzik eğitimini sürdürdü. 15 yaşındayken piyanoya uyarlanrruş orkestra yapıtlannı çalabiliyordu. On sekiz yaşında Odessa Operası'nda eş- likçi ve şef yardımcısı olarak çalışma- ya başladı. Daha o zamanlar orkestra- da bütün partisyonlan bir bakışta oku- yabilmesı herkesin dikkatini çekıyor- du. 1935 yılında 20 yaşındayken Odes- sa'da ilk konsennı verdi. 1937'de Heiıı- rich Neuhaus ıle düzenli çalışmalara başlamak uzere Moskova Konservatu- van'nagirdi. Büyülü, hassas ve sinirli eller Neuhaus, "O dahi bir müzisyendir'' dediği Rihter'le olan ilk karşılaşmala- nnı şu sözlerle anlatmıştı: "Piyanonun başında otururken onu taşıyan. büyük, hassas ve sinirli ellerrvdi. Çalmaya baş- ladığuıda Beethoven'ın müziğindeki sa- delik ve sakinliğin alünı bu kadar güzel çizebilmesi beni fazlasıyla etkilemiştL". 1945'te SSCB müzik yanşmasını, 1949'da Stalin ödülünü kazandı. Çin, Almanya, ltalya. Ingiltere ve ABD'nin de içinde bulunduğu birçok ülkede kon- serler veren Rihter, Türkiye'de de bir- kaç kez dinleyiciyle buluştu. Rihter, tamamen kendi stilini yarat- mış, rafine ve saydam bir müzik ada- mıydı. Çalarken, zamanın doğal akışın- dan başka herhangi bir sınıra asla boyun eğmezdı. Resim yapardı; çünkü resim yaparken kendi sesinı daha iyi duydu- ğunu ve bunun da çalabilmesi için ge- rekli oldugunu söylerdi. Her tür müziğe açıktı Rihter; önem- li olan ise iyi çalmaktı. Schıunann, • 1945'te SSCB müzik yanşmasını, 1949'da Stalin ödülünü kazanan, çağımızın en büyük piyano virtüözlerinden Rihter, dünyamn birçok kentinde konserler verdi, Türkiye'de de dinleyiciyle buluştu. Olağanüstü tekniği ve geniş repertuvanyla tanınan Rihter, piyano çalmayı kendi kendine öğrenmişti. ScarlattL, Mozart, Debussy, Scriabin ve Prokofiev en çok sevdiği bestecilerdi. tkinci Dünya Savaşı sırasında Prokofi- ev'in 6,7 ve 9 numarah sonatlannı ses- lendiren ilk piyanist oldu. Büyük ustalarla birtikte çaldı Gerçek bir performans sanatçısıydı Rihter. Konser sahnesindeki başlıca partnerleri Rus keman ustası David Oistrakh ve çellonun büyük ismi Mstis- lav Rostropoviç'ti. Rihter ve Rostropo- viç, Karajan'ın düzenlemesini yaptiğı bir plak için de bir araya gelmişlerdi. Devlet töreniyle toprağa verflen Rihter'in cenazesine ünlü yazar Soljenitsin de kabkh. Sanatçı, CD ve kaset kayıtlannı herza- man için canlı konser perfoımansı üze- rine gerçekkştirmeyi yeğlemişti. Zaman zaman konser sahnesini pay- laştığı viyolonsel ustası Natalia Gut- mann, dönemin dığer piyanistlenyle Rihter arasındaki farkı şöyle anlatmış- tı: "Bir sanatçı, çabnayı hayal bile ede- meyeceği, kendi gücü ve kapasitesinin üzerinde gördüğü herhangi bir şeyi onunla birlikte başarabilir." Müzik yaşamına başladıktan kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği'nde bir ef- sane halıne gelen Rihter, 1960 yılında Şikago'da bir konser verene dek Batı ülkelennde ismi çok fazla duyulan bir sanatçı değildı. Bu çok başanlı perfor- mansın hemen ardından ise Alman- ya'dan Fransa'ya, Italya'dan lngilte- re'ye tüm Avrupa müzik çevreleri sa- natçıyı ağırlamak için sıraya girmişler- dı. Ancak olağanüstü sahne performan- sına karşın kendisine gelen tekliflen değerlendırirken gösterdiği tutarsızlık ve konsere çıkmak için ısrarla şart koş- tuğu birtakım aynntılara bir de sağlık sorunlan eklenince, Rihter'in bu yo- ğun turne programı fazla uzun sürme- di. Britten'ın eserierini çaldı Rihter'in sahnelere dönüşü 1964 yı- lında Aldeburgh Festivali ile oldu. Kon- >erde Benjamin Britten ile bir piyano düetı yapan Rihter, üç yıl sonra yine aynı sahnede Britten'ın piyano konçer- tosunu seslendirecekti. Sanat yaşamla- n boyunca yollan birçok kez kesişmiş olmasına karşın Britten, sanatçı için so- lo bir piyano parçası besteleme tasan- lannı hiçbir zaman gerçekleştiremedi. Bir besteci için herhangi bir yapıtının Rıhter tarafından seslendirilmesi bü- yük bir şanstı. "Bir anlamda kendim için çalanm" derdi Rihter. "ama daha çok besteci için çalmak düşüncesine konsantre olmaya çalışırun. Seyircinin farkında olmadV ğım ise doğnı değil; ama onlann orada olduklaruıı çok fazla düşünürsem kon- santrasyonumun bozulacağını bilirim." Britten, Rihter'in sahnede ıkinci bir müzisyenin bile varhğına pek alışık ol- madığından söz ederdi. Rihter, birçok efsanevi piyanistin bir toplamı gibiydi. SchnabeTın derin içe bakışı, Gieseking'in hassas ve şairane dokunuşlan, Sotomon'un üretkenliği, Brendd'in müzikal hâkimiyeti ve Ho- rovvitz'in doğaçlama gücünü Rihter'de bir arada bulmak mümkündü. Rihter'in, takJit edilmesi mümkün olmayan, kendine özgü bir tarzı vardı. Farklı tonlar arasında kurduğu denge ve yüksek pedal tekniği onu farklı bir mo- del haline getiren özellikleriydi. Büyü- leyici LJszt yorumlanyla ismini duyu- ran Rihter, yalnızca çok önemli bir pi- yanist değil, aynı zamanda ticari müzik kavramı ile hiçbir kesişme noktası ol- mayan, bir dönemin kültürü ve ente- lektüel değerlerinin temsilcisi sayıla- bilecek son performans sanatçılanndan biriydi. Sonyıllan En ilginç ve olağanüstü konserlerini yaşamının son yıllannda verdi Rihter. 1990'da Royal Festival Hall'de tama- men karartılmış bir salonda sahneye çı- kan büyük piyanisti aydınlatan tek küçük ışık. piyanosunun ve parmak- lannm üzerine yansıyordu... Yapı Kredi Sanat Festivali 9-27 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek EyMde müzik ve daııs şöleni Gürol Ağırbaş ve arkadaşlan izfcyicUere renkli bir gece yaşattL Gece, dans etti Hisar'ın üstünde ATtLLABİRKİYE Gecenin laciverti egemen ol- muş; hava serinlemiş, Hisar'ın yolunu tutmuştuk. Hisar'ın önü boştu. Biraz geç kalmanın tela- şı vardı; bacaklanmızda. Bu konser öncekilerinden farklıydı. Daha çok "bilen- ler"in geleceği, ızleyeceği bir konserdi. Pop müzik etkınli- ğıydı Hısar'daki ama, o gece, popun çok uzağında olacaktık, bu belliydi... Bizim için bir se- vinçti, keyifti. Ağırbaşlı, mü- tevazı bir sanatçıyı izlemeye. iyi müzik dinlemeye gidiyor- duk çünkü. Yaptığı müzikten başka hiçbir iddiası olmayan birini ve birilerini. Anladığım kadanyla, daha- sı, duyduğum kadanyla. bu yalnızca benim gibi birkaç yüz kişiyi ılgilendiriyordu. Ömeğin park kâhyalan için bir hayal kı- nklığı olmuştu. Bu kadar az ki- şi olur muydu? Bu ne biçim konserdi? Etrafta park ettirecek araba yoktu. Bunlar ne biçim insanlardı? Kim takardı bunla- n vb. vb. Sonuçta park kâhyalannın hasılatı düşmüştü. tçeride du- rum birazcık farklıydı. Meşru- bat, sandvıç satanlar pek mut- lu görünmüyorlardı ama min- derciler, soruna daha değışik bakıyorlardı. Buna da şükür. bunu da beklemiyorduk, gibi- sinden. Gürol Ağırbaş, kendinden emin, sahnede yerini aldı. Ozan Doğulu, Birol Ağırbaş, Cem Aksel, Yahya Dai'den olu- şan ıyı bir grup vardı ardında. Zaten; Gürol da solistten çok o grubun bir üyesı gibiydi. Olsa olsa, bıraz da Zawinui'u anım- sayarak söylersek, bir basket- bol takımının oyun kurucusu gibiydi. Hisar önceki geceler- den daha az dinleyici konuklu- yordu o gece. îki yüz-üç yüz kişi civanndaydı. Kuşkusuz ki Gürol, "Bas Şarkılarryla "bi- raz" yabancıydı Hisar'a. Ama bızim için bir mutluluktu çûn- kü ilk kez, Gürol ve arkadaşla- nnı bir açıkhava konserinde dinliyorduk. Bu anlamda biz de Gürol gibi Most Yapım'a te- şekkür edenz. Birkaç kez haddimizi aşarak, Gürol'u "Caz Festivali"nde görmek dileğımizi yazdık. Ge- çen gece Gürol gitannın telle- rine dokunmaya başlayınca: birden zaman içinde geriye doğru giden bir duygu seline kapıldık. Acaba, "Caz Festiva- li" bitmemiş miydi? Yaz geceleri, açıkhavada müzik dinlemek, hele müziğin kalitesini dinlemek kadar ke- yıflı başka bir şey yoktur. Evet, bunu bize tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı alıştırdı. Doğnı; a- ma biz bir kere daha Gürol Ağırbaş, BükntOrtaçgfl ve Ay- şe Tütüncü'yü gruplanyla bir- likte caz festivalinde (ve festi- vallerinde) dinlemek umudu- muzu yineleyelim. Gürol Ağırbaş"m "Bas Şar- kılan" konserinde bazı parça- larda, Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve Akın Eldes eşlik etti. Hepsi, birer "müzjsyen" olarak Gürol'un takımında yer aldı ve gitarlan, ötekilerle birlikte pa- nldadı. (O tanımsız sesiyle Vu- ral'ı aramadık desek yalan olur!) Hisar'ın görkemlı atmosfe- rınde ışıklann morluğunda, la- cıvertinde, pembesinde, san- sında, Gürol ve "takunr gece- ye dans ettirdi. Gece. dans etti Hisar'ın üs- tünde. Kültür Servisi-Bu yıl 9-27 eylül tarihlen arasında gerçekleştirilecek Yapı Kredi Sanat Festivali'nde. dünyaca ünlü kemancı Nigel Ken- nedy'den pop yıldızı Chaka Khana, Ingüiz Oda Orkestra- sı'ndan Christina Hovos Flamenko Dans Topluluğu'na uzanan geniş bir yelpaze yer alacak. Yapı Kredi Kültür Sanat AŞ'nin, 20 ülkeden 600 sanatçmın katılımıyla düzen- lediği festival çerçevesinde konser- ler, dans gösterileri ve seminerler- le 27 program, 36 etkinlık gerçek- leştirilecek. Açıkhava Tiyatrosu, Cemal Re- şit Rey Konser Salonu, Atatürk Kültür Merkezi, St. Antuan Kilise- si ve turnelerkapsammda Efes An- tik Tiyatro, Bursa Açıkhava Tiyat- rosu ve Adana Açıkhava Tiyatro- su'nda izlenebilecek festivaj, geçen yıla dek Yapı Kredi Gençlik Festi- vali olarak adlandınlırken bu yıl- dan itibaren Yapı Kredi Sanat Fes- tivali olarak varlığını sürdürecek. Hyatt Regency Oteli'nde dün Ya- pı Kredi Genel Müdurü Burhan Karaçam. EnisBatur,Aydm Gün ve Ozalp Birol'un katılımıyla düzenle- nen basın toplantısında, Yapı Kre- di Sanat Festivah'nin gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çekildi. Bu yıl 1.5 milyon dolar bütçeyle gerçek- leştirilen festrvale, 100binin üzerin- de ızleyicinin katılması bekleniyor. Internetve Smartel rezervasyon sis- temiyle 11-27 ağustos tarihlen ara- sında gerçekleştirilecek rezervas- yon sisteminin yanı sıra, Istanbul Atatürk Kültür Merkezi ve gösteri mekânlannda da bılet satışlan ya- pılacak. Kötü hava şartlan duru- munda iptal edilmeyecek olan et- kkıliklere. 6 bin yağmurluk hazır- lanmış. Zengin program '97. klasik müzikten resitallere, bale ve danstan pop, rock, new age, caz ve geleneksele uzanan, alanm- da kariyer yapmış, Grammy ve uluslararası birçok ödül rekortme- ni sanatçı ve topluluğu ağırlayacak bu yıl. Türkiye'nin ilk özel, akade- mik, uluslararası sanat topluluğu Bilkent Senfoni Orkestrası; reper- tuvannda seksenin üzerinde yapıt bulunan Bulganstan Devlet Filar- moni Korosu ile birlikte. şef Gürer Aykalyönetimınde 11 eylülde Ata- türk Kültür Merkezi'nde, bin yapıt- hk plak ve CD kayıtlan. 1993'yılın- da 'en iyi opera kavdı" dalında ka- zandıklan Grammy Ödülü ile dün- yanın en tanınmış oda orkestrala- nndan Lngılız Oda Orkestrası 25 ey- lülde Atatürk Kültür Merkezi'nde, şef Shuntaro Sato yönetiminde bir orkestra konserleri kapsamında y- er alacak. Konsere solist olarak Ian • Yapı Kredi Sanat Festivali '97 20 ülkeden 600 sanatçının katılımıyla gerçekleştirilecek. Festivalde ünlü kemancı Nigel Kennedy'den pop yıldızı Chaka Khan'a, îngiliz Oda Orkestrasf ndan Christina Hoyos Flamenko Dans Topluluğu'na uzanan geniş bir yelpaze yer alacak. Fountain katılacak. Orkestra kon- serleri kapsamında aynca, Fran- sa'nın ilk daimi senfoni orkestrası- nın temellerini atan ve bütün kon- serleri France Musique radyosu aracılığıyla Avrupa'da yayımlanan France Ulusal Senfoni Orkestra- sı'da 27 eylülde Atarürk Kültür Merkezi'nde yer alacak. Konseri Charles Dutoit yönetirken solist olarak Michel Dalberto katılacak. 12-17 eylül tarihlen arasında Ce- mal Reşıt Rey Konser Salonu' nda gerçekleştirilecek olan festivalin Uluslararası Piyano Günleri, Oda Müziği ve Resitallen kapsamında ise Rolf Plagge, Friedrich Horicke, Ueli VVlget, Thomas Duis,\\blfgang Manz ve Şirin Pancaroğlu birer re- sital verecekler. Uluslararası Piya- no Günlen süresince programda y- er alan piyanistlerin katılacağı ve piyano öğrencilerine açık bir semi- ner programı da düzenlenecek. Festival kapsamında yer alan re- sital programlanndan birisini de Ri- mini S. Girolamo Kilisesi ve Istan- bul S. Antonio Basilicası'nın onur orgcusu Giuseppe Di Mare, 21 ey- lül tarihinde St. Antuan Kilise- si'nde verecek. Nigel Kennedv Açıkhava'da Yapı Kredi Sanat Festıvali'nın bale ve dans programında ise bütün dünyanın yakından tanıdığı Joffrey Bale Topluluğu 12,13,14 eylülde; Tango Pasion 23,24 ve 25 eylülde, Christina Hoyos 'Arsa Y Toma' ad- lı yapıtı 21 ve 22 eylülde Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebile- cek. Festivalin Nevv Age, Blues, Rock, Pop ve Caz bölümünde ise pop müzığinın farklı türlerinde Grammy Odüllü, liste rekortmeni ve dünyaca ünlü sanatçılar sahne alacak. 18 kez Grammy'e aday olan Chaka Khan 9eylülde, New Age'in çıplak ayaklı prensi Ottomar Li- ebert 10 eylülde, romantik müziğin son yıllardaki önde gelen toplulu- ğu Secret Garden ve ve ünlü pop grubu Livin'Joy 15 eylülde Harbi- ye Açıkhava Tiyatrosu'nda birer konser verecekler. Festivalin en önemli konuklanndan biri olarak adlandınlan ve 250 binlik plak sa- tışı ile dünya rekorunu elinde tutan ve Guinness Rekorlar Kitabı 'na gir- meyibaşaranNigelKennedj, 18ey- lül tarihinde Bartok'tan Jimi Hend- rix'e uzanan bir programla Harbi- ye Açıkhava Tiyatrosu'nda müzik- severlere seslenecek. Festivalde aynca, Lany CoryeO, besteci ve yorumcu yönlenyle tak- lit edilmesi zor flamenko gitar us- tası Serranito ve ünlü caz gitansti Phüip Catherine 19 eylülde Harbi- ye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir ara- ya gelecekler. Güneyli rockın en ta- nınmış gruplanndan Blues Travel- ler ise 20 eylülde Harbiye Açıkha- va Tiyatrosu'nda olacak. Festivalin son gecesi olan 26 eylül tanhinde ise îngiliz rock ve proleter müziğin geleneğini koruyan, rockve pop sa- undlannı başanyla birleştiren Ter- rorvision ve büyük gitar virtüözü John Scofıeki OJuintet sahne ala- cak. Turne programlan Yapı Kredi Sanat Festivali '97'nin geleneksel müzik katogon- sinde ise bu yıl dünyaca ünlü ney sanatçısı Süleyman Ergüner. gele- neksel Yunan müziği ve Bizans ki- lise müziği üzerine çalışmalar ya- pan Yunanlı sanatçı Kyriakos Ka- btycidis 16 eylülde Harbiye Açıkha- va Tiyatrosu'nda birkonser gerçek- leştirecekler. tki bölümden oluşan konser rebetiko ve Türk tasavvuf müziği türlerinden nefes, sema ve semah gösterileri eşliğinde sunula- cak. Konserde Erkan Oğur da per- desizgitanyla yeralacak. Yapı Kre- di Sanat Festivali'nin bu yılki en büyük yeniliği ise turne programla- nnın festival etkinlikleri içinde yer alması. Daha fazla sanatseverin iz- lemesine olanak sağlamak amacıy- la planlanan turne kapsamında bu yıl üç ayn mekânda beş program gerçekleştirilecek. 17 eylülde Joff- rey Bale, 27 eylülde Tango Pasion Efes Antik Tiyatro'da, 24 eylülde Christina Hoyos Flamenko Dans Topluluğu Adana Açıkhava Tiyat- rosu'nda birer temsil gerçekleştıre- cekler. Bursa Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda ise 16 eylülde Secret Garden'Livin'Joy, 20 eylülde Cor- yell-Serranıto- Catherine Gıtar Üç- lüsü konser verecek. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Kars'a Ne Zaman Metro Yapılacak? Gazetemizin 30 Temmuz günkü kültür say- fasında 'Guernica Bilbao 'da' başlıklı haber, Pi- casso'nun ünlü yapıtının kentte sergileneceği- ni bildirmesinin yanında ilginç bilgilerle de do- luydu. ' Haberden öğrendiğimize göre eskiden Is- panya'nın önemli limanlanndan biri olan Bil- bao'nun tecimsel hayatı zayrflayınca, kenti can- lı turtmak için kültür yapılan öne çıkarılmış. Norman Foster adlı mimann tasariadığı in- celiklerle dolu metro sistemi beton ve çelik ka- pılanyla başka mimarian da etkilemiş. Ardından ABD'li mimar Frank Gehry'nin tasariadığı, "ilk bakışta bir gemiyi andıran, titanyum kaplı, gül gibi kıvnlarak Nervion nehri sulannda panlda- yan, soluk kesici", modern sanat yapıtlan ara- sında Avrupa'nın en ilginç yapılanndan sayılan Guggenheim Müzesi yapılmış. Guernica iki yıl boyunca bu müzede sergılenecekrniş. Bilbao'nun nüfusu dört yüz elli bin. Metroya gereksınim duyacak denli kalabalık bir kent sa- yılır mı bilmem ama, kente kazandınlan dev ya- pı/yapıtların ciddi bir siyasetin sonucu olduğu bir gerçek. Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte kimi geleneksel sanayi dalları eski önemlerini yitiri- yor. Bilbao, limanının yanında demir ürünleriy- le de ünlü bir kent. Shakespeare'in oyunlann- da Bilbao çeliğinden yapılmış kılıçlardan söz edilmesi bu ünün geçmiş yüzyıllarda da ne den- li yaygın oldugunu gösteriyor. Fransa'nın kuzeyindeki LJIIe kenti de böyle geleneksel sanayi merkezlerinden biriydi. Emi- le Zola'nın, geçen yıllarda filme çekilip ülkemiz- de de gösterilen Germinal adlı romanı XIX. yüz- yılda bu yöredeki kömür madenlerinde çalışan işçilerin hayatlannı anlatır. Kömür madenlerini işletmek, getirisi olan bir iş olmaktan çıkınca, bu madenler 1980'lerde sosyalist Mitterrand yönetimince kapatıldı. Kent işsizlerle doldu. Elbet işsizlik sigortası vb. sosyal önlemlerle insanlar başka yeriere gö- çüp yeni işler aramak zorunda kalmadılar. Ay- nı iktidar kente yeni bir kişilik kazandırmak için gösterişli yatırımlara girişti. Yüz attmış bin nü- fuslu kente son derece modern bir metro ya- pıldı. Avrupa'nın en büyük kitabevi kabul edi- len 'Furet du Nord' kentin değerieri arasına ka- tıldı. Bizim de birçok kentimiz son on-on beş yıl- da geleneksel yapısı içinde yaşayamaz duru- ma geldi. Işsiz kalan insanlar başka kentlere göçtüler. Bugünkü Cumhurbaşkanımızın, siyaseteye- niden döndüğü 1987 sonrasında henüz muha- lefetteyken, Meclis kürsüsünden iktidar sırala- nna dönüp, "Kars'ta insan kalmadı. Kars bo- şaldı. Ne yaptırm bu insantera" deyişi bugüne dek kulaklarımdan silinmedi. 1985'te Kars merkezinin nüfusu yetmiş bin kadarmış. Bugün nedir bilmiyoruz. Bilmem doğru bilmem yanlış, Karslı şair Me- tin Cengiz, birkaç yıl önce göçler ve işsizlik ne- deniyle Kars'ta bir milyona (mityar değil, milyon) iki katlı, bahçeli taş bir ev alınabilaiğini söyle- mişti de orada bulunanlar birer ev alsak mı di- ye niyetlenmiştik. Yukarıdaki ömeklerde görüldüğü gibi çağ- daş yönetimler ne insanlannı ne de kentlerini yazgılarıyla baş başa bırakıyor. Yitirilen şeyle- rin yerine yenileri konuluyor. Zorunlu kimi de- ğişimlerden insanların olumsuz yönde etkilen- mesine izin verilmiyor. Görkemli Kars Kalesi, en eski yerieşimlerden biri olan Ani onuncu yüzyıldan kalma, Havari- ler Kilisesi, onaltıncı yüzyıldan kalma Evliya Ca- misi, Paşa Sarayı, Taş Köprü, dünyanın en gör- kemli çam ormanlannın olduğu Sarıkamış ne yapar, mutlu mudur? IğdırOvası'ndabuyıl ürün yüz güldürür mü? K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K KAMİL MASARACI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear