Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 11
23 yıl ceza almasma karşın toplumda itibar gördüğünü belirten Yağmurdereli, çetecilerin insan içine çıkamadığını söyledi
'Düşünceye özgürliiktoıı korkuyorlar'
roplumun artık devleti ve
hukuku tartışmaya
başladığını belirten
Eşber Yağmurdereli, bir iki yıl
içinde sorunlann önemli ölçüde
çözüleceğini, bu yüzden çok
rahat olduğunu söyledi.
rCY'nin 312. maddesi ve
TMK'nin 8. maddesi
nedeniyle hüküm verilen
Yağmurdereli. "23 yıl hapis
yatacak ömrüm yok, ama 312.
ve 8. maddelerin de bu kadar
ömrü yok" diye konuştu.
HALtL NEBİLER
Toplumlar vicdanlanyla yaşarlar. Yoksa
yaratırlar. Sokaktaki insan, arkasında bilmem
kaç leşi olan katıllere, elleri kana bulanmış
bakanlara, şerefli kahraman ilan edilenlere
bakıyor ve onlann ellerini kollannı sallaya
sailaya dolaşmalanna karşın 5 dakıka konuş-
tuğu için 23 yıl hapse konulmak istenen Meh-
met Eşber Yağmurdereli"ye bakarak toplum-
sal bir vıcdan oluşturma çabasına bir tuğla ko-
yuyor.
Kim Yağmurdereli?.. 5 dakika konuşarak
23 yıl hapis cezasını nasıl hak etmış?
Yağmurdereli 1945 yılında Erzurum'da
doğmuş. Tortum'dan sonra aile Bursa'ya göç
etmış. Çocukluğunda gözlerini yitirmış ve bu
haliyle Ankara Cnıversitesı Hukuk Fakülte-
si'ni bitirmiş. Sonra hukuk felsefesı alanın-
da doktora yapmaya çalışmış. Eskı davalann-
dan birinde hâkim karşısında kimlık tespıtı
yapılırken adını, soyadını, doğum yenni, do-
ğurn tarihıni falan söylemiş de tahsıl konu-
sunda problem çıkmış. Hâkim sormuş:
- Mesleğin ne?
- Avukatım... demiş Eşber abi. Hâkim şa-
şırmış, sormuş:
-Tahsilinne?
- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesı me-
zunuyum... demış Eşber abi. Hâkim daha da
şaşırmış... sormuş:
- Senin okur yazariığın var mı? (Eşber abi
kör ya!.. Körler okuyamaz, yazamaz ya!..)
- Üniversite bıtirdım... demiş Eşber abi...
Hâkim yine sormuş...
- Sen nasıl okuyup yaayorsun?
Şimdi ne desın Eşber Yağmurdereli? "Sol-
dan sağa dogru" mu desın. "Sadece Türkçe
değil. birkaç yabancı düden okmup yazması-
nı da büi>orum" mu desin, kabartma körler
alfabesını mı anımsatsın?...
- Sekreterim var. o okuyor, ben dinliyo-
rum; ben söylüyorum. o yazıyor... demış...
Hâkim dönmüş zabıt katibesi kıza,"Yaz kı-
nm" demiş, "Avukatoiduğunusövlcr,cahiL-"
Işte bu Eşber Yağmurdereli. bugünlerde
1.80 boyunda, yaklaşık 100 kilo ağırlığında
bir kamu vıcdanı sımgesi olarak aramızda do-
laşıyor. Yine bugünlerde 23 yıl hapis cezası-
nı çekmek üzere cezaevıne atılacak... Eşber
abiyle ilgılı en net ve en \eciz tepkiyı, "Eş-
ber'i hapse atarsanızTürldye'yi terk ederim"
diyen Yaşar Kcmal v erdı. Hüsamettin Cindo-
ruk, "Eşber"e yaptlan zulümdür" diye ko-
nuştu ve Leman dergısı çalışanlan Eşber abi
hapse gırerse kendılennı Leman bmasına ka-
patacaklannı ılan ettiler. Peki, Eşber abi ne di-
yor bu ışlere?...
Eşber abi dıyorki:
"Düşünceyi ifade özgüriüğünün karşısın-
da ki en önemli engeller Türk Ceza Yasası'nın
312. maddesi ve Terörle Mücadele Kanu-
nu'nun 8. maddesi. 8. madde nedeniyle bana
23 yıl hapis hükmü verildi. Benim 23 sene ha-
pis yatacak ömrüm yok, ama 312. ve 8. mad-
delerin de bu kadar ömrü yok. Bir düşünfin,
sene 2019 ve ben içerideyim; düşünen, yazan,
çizen birtakım insanlar içeride_ Olacak şey
degiL Ben bu yasalann ve genel anlamda top-
lumsal kurallann. özel anlamda hukukun en
geç iki-üç yıl içinde değişecegine inanıyonım.
Bu yüzden de çok nüunm_."
Bir taraftan da tavla oynuyor Eşber Yağ-
murdereli... Bayağı bayağı zar atıyor, pullan
yer değiştiriyor ve tavla oynuyor. Rahmi var
karşısında. "Bi dakka"diyor Eşber abi ve
Rahmi'nın pulu yanlış kapıya koyduğunu
söylüyor. Elleriyle, kulaklanyla görerek oy-
nuyor...
- Arkamda şu kadar leşim var diyerek or-
talıkta dolaşan çete üyelen varken senin sa-
dece yaptığın üç-beş dakikalık bir konuşma
nedeniyle 23 yıl hapse atılman, sıradan ınsa-
na yansıyor mu?
t
Onlar insan içine çıkamıyor'
- Devletın içine yuvalanmış çeteleri herkes
bilıyor. Bu kışıler arkalannda kaç ölü. kaç ya-
ralama, kaç hırsızlık olursa olsun değişık ne-
denler ya da ilişkiler yüzünden yargılanamı-
yor, cezalandınlamıyor. Bunu sokaktaki insan
biliyor. Sokaktaki insan bir de beni ya da be-
nim gibileri görüyor. O zaman diyor ki, "Bi-
rileri adamöMürüyor, uyuşturucu satrynr. hır-
sızhk yapıyor ve serbest Eşber gibi birileri de
sadece konuştuğu için 23 sene hapse atıhyor.
adalet mi ulan bu" dıyor Bugünlerde benım
karşılaştığım en önemli toplumsal dönüşüm-
lerden biridir bu. Toplum. devletin ve huku-
kun meşruluğunu tartışıyor Böyle devlet ol-
maz dıyor. Böyle adalet olmaz dıyor. Şımdı
bak, ben 23 yıllık cezayla sokağa çıkıyorum,
gezıyorum, ınsanlardan itibar görüyorum.
Çetecıler, devlet-mıllet adına cınayet işledik
diyenler insan ıçıne çıkamıyor. Bu toplum,
sıradan insan, sokaktaki adam daha ne yap-
sm?
- Çeteciler hapis yatmasını da beceremiyor-
lar galiba?
- Yok, yatamıyorlar... Mesela bak, Metin
Göktepe'nın katıl sanığı polısler can güven-
liği garantisı ısteyıp öyle teslim oldular. On-
lar, İbrahim Şahin'ler. Ayhan Çarkm'lar fa-
lan hep acaba bu gece şişlenir mıyim, binle-
ri koğuşu basıp beni öldüriir mü diye yatıyor-
lar... Cezaevinde de tecrit edilmiş durumda
Eşber
Yağmurdereli
boş
zamanlannı
tavla oynayarak
geçiriyor.
Vağmurdereli
zar atıyor.
puDan yer
değiştiriyor,
hatta
karşısındakinin
yanlışnı bile
düzehecek
kadar iyi bir
tavla ustasL
(Fotoğraf:
UĞUR
GÜNYÜZ)
yaşıyorlar. Kimse onlarla konuşmuyor bile.
Bana sorarsan, artık Metin'in katillerinin. çe-
tecilerin falan cezaevine girmeleri falan be-
nım için pek önemli değil. Toplum bu işı bu-
raya kadar getırdı Onlan serbest gördüğün-
de kızıyor, devleti ve hukuku sorguluyor O,
sokaktaki insan var ya, işte o kendı v icdanı-
na göre bir hukuk yaratıyor. Bu andan sonra
onlar cezaevine girse ne olacak, girmese ne
olacak17
..
Yağmurdereli'ye soruyoruz:
- Ölûrsün hapislerde, kaç git buralardan di-
yenler çok mu?
- Ne dıyorsun? Oyle çok kı!. Gıt yurtdışı-
na. 23 sene yatılır mı dıyorlar. Tamam, gide-
yım ama bunca sene düşünce özgürlüğü için
uğraşmışım. Kaçarsam bütün çabalanm bo-
şa gidecek. Bir de ben kaçarsam, sen kaçar-
san, o kaçarsa. bu kaçarsa, buraya kadar ge-
tırilen bu mücadele ne olacak? Yazık değil
mi? Üstelik benim tahlillerime göre bir ikı se-
ne daha dirensek bu sorunlar önemli ölçüde
8 yılı protesto eylemi
îzinsiz gösteride
229 gözaltı
AHMETKURT
KOCAELİ - Kocaeli ve Erzurum'da 8 yıllık
kesintisiz eğitimi protesto için izinsiz gösteri
yapan 229 kişi gözaltina alındı. Gönüllü
Kültür Teşekkülleri'nce dün yapılması
planlanan 8 yıllık eğitimi protesto mitingi
Kocaeli Valiliği'nce ıptal edilmesine karşın
öğle namazından çıkan 600-700 kişilik bir
grup, dün Anıtpark çevresinde yürüyüşe geçti.
Polisin yoğun güvenlik önlemi alması üzerine
göstericiler saat 13.45 sıralannda Anıtpark
karşısmdaki Perşembe Pazan mevkiine
yönelerek burada toplanmaya başladılar.
Polisin dağılın uyansına karşı gelen 200
kişilik bir grup ise "İmam-hatipler
kapablamaz" şeklinde sloganlar atarak
Anıtpark'a yürumek istediler. Ancak polis,
grubun parkın içine girmesine izin veımedi.
Kocaeli Emniyet Müdürü Süteyman Şahin.
göstericileri dağılmalan yönünde uyardı.
Ancak alkışlı protestoda bulunan göstericiler.
Perşembe Pazan önünde toplanan diğer gnıba
katılarak beklemeye başladılar. Burada
"Medya olay istiyor" diye bağırarak
gazetecileri taciz eden şeriatçı grup. "Mesut
Yılmaz Rusya'ya" şeklinde slogan atarak
yeniden yürüyüşe geçti.
Gazetecilere karşı kışkırtma
Bu arada grupta yer alan RP Rize Milletvekili
Şevki Yılmaz'ın kardeşi Şevket Y ılma/'ın da
basını hedef gösterici konuşmalar yaparak
grubu gazetecilere karşı kışkırönaya zorladığı
görüldü. Yılmaz, gazetecilerin kendisini
görüntülemek istemesi üzerine göstericilerin
arasından izini kaybettirdi. Kocaeli polisinin
hoşgörüsüyle ikinci kez dağılma sözü veren
göstericiler, saat 14.00 sıralannda şeriat
yanlısı sloganlar atarak yeniden yürüyüşe
geçti. Polis kent merkezine doğru ilerleyen
gruptaki 5 kişiyi gözaltına alınca göstericiler
buna karşı çıkt. Güvenlik güçleri, kendilerine
direnen 200 kişilik bir grubu gözaltına aldı.
Kadın ve erkekleri ayn otobüslere bindiren
güvenlik güçleri. çevreden olayı protesto eden
küçük bir grubu da otobüse bindırerek
sorgulamak üzere tzmit Atatürk Spor
Salonu'na götürdü. Polis, diğer göstericileri
ise dağıttı. Erzurum'da, Lalapaşa Camii'nde
kılınan öğle namazından çıkan bir grup
gösteri yapmak istedi. Tekbir gerirerek
"Imam-hatipler kapanlamaz" şeklinde slogan
atan gruba polis müdahale etti. Burada
güvenlik güçlerine direnen göstericilerden
29'u gözaltına alındı.
Sendika işçi eğitimine, yasal olarak harcaması gereken paranın 2.5 katını ayınyor
Harb-Iş'ten farkh eğltim progranu
ŞUKRANSONER
Sendika liderlerinin
sendikacılığın içinde bu-
lunduğu dev sorunlar kar-
şısında"havlu atrjklan".
günü kurtarmaya baktık-
lan bir süreç yaşanıyor.
Sendikayı ve işçiyi kurta-
ramayacaklanna karar
verdikleri ve bu nedenle
de kendilerini olabildiğin-
ce hızlı kurtarmaya bak-
tıklan bu süreçte, işçiden
kopan sendika liderlerini
en çok onlara hesap sora-
bilecek işçiler korkutuyor.
Bu korkunun doğal bir
sonucu olarak da, işçinin
eğitiminde, bilinçlenme-
sinde kullanılması yasal
bir zorunluluk olan sendi-
ka eğitim fonlannı bu
amacın dışında kullanmak
üzere her şey yapıhyor.
Bütçe oyunlan yanında,
zevahiri kurtarmak üzere
düzenlenen eğitim semı-
nerlerinde "en az eğitim,
en çok harcama" için ne
yapılabilirse yapıhyor. Bütün bu çir-
kinliklerin içinde az da olsa arada gü-
zel örnekler de var. lşçisini eğıtmek-
ten korkmayan kimi sendikal kadro-
lar, başkanlar da hâlâ yaşıyor. Olma-
sı gereken, olağan, yaşadığımız tab-
loda özel ve de güzel örnekler olarak,
işte böyle, gazeteye haber konusu
oluşturuvor.
Harb-Iş Sendikası yasal zorunluluk
olan eğitim harcamalannın 2.5 katını
bütçesinden eğitime ayıran herhalde
tek örnek. Birkaç tür eğitim program-
lan ıle sadece ulaşabildiği, eğitimden
geçirdiği üye çoğunluğu anlamında
değil, eğitimin anlamı ve sınırlanna
ilişkin açrığı yeni ufuklarla, bir şeyler
yapmak isteyen sendikalar ve yarar-
lanmak isteyen işçiler için yol göste-
rici oluyor.
Harb-Iş'te 1994-95 yıllannda 209
bin işçi temel eğitimden geçinlmiş
bulunuyor. Ancak sendikalann uygu-
ladığı bu klasik eğitimin sadece işçi
üyeyi sendikaya moral anlamda yak-
laştırmaya yettiği, işçilik ve sendikal
bilinç kazanma anlamında fazlaca iş-
levsel olamadığı biliniyor.
Bu nedenle sendika daha sonraki
yıllarda bütün yönetim kadrolan ve
temsilcileri kapsayan ciddi eğitim
programlanna geçerken, diğer yan-
Sendikamn tesislerinde düzenlenen programa aDeteriyle birökte kaülan işçiler hem eğitim alıyor hem de tatil yapıyor.
dan da doğrudan işçi üyeyi bilinçlen-
dirmeyi hedefleyen farklı programla-
ra ve eğitimin çeşitlendirilmesine
geçmiş bulunuyor.
Bunlardan en önemlisi işçiyi doğ-
rudan eğitimin içine alan, kuru bilgi
vermekten öte, olayın içine sokan
"düzenli eğitiınler''. Bu projede sen-
dikanın önemli merkezlerinde gönül-
Böylece işçi ve sendikal yaşam için
güncel. yaşamsal sorunlarda, işçinin
gerçekten konuşabilecek. düşünce
üretebilecek kadar bilgi sahibı olma-
sı ve deneyim kazanması sağlanma-
ya çahşıhyor. İşçiler gruplar içinde
çaba ve başanlanna göre elene elene.
daha etkin katılım ve çalışmalar için
önce 300, sonra 100 kişiye iniyor. On-
Jİşçi, anketlerle kendilerinin seçtiği konular
çerçevesinde kendi hazırlık yapıyor, kendi konuşup
kendi raporlar üretiyor. Böylece işçinin gerçekten
konuşabilecek, düşünce üretebilecek kadar bilgi sahibi
olması ve deneyim kazanması sağlanmaya çahşıhyor.
lüler arasından önce toplam bin kışi-
yi bulan gnıplandınnalar oluşturulu-
yor. Bu gruplarda dışardan gelen ho-
calann kuru bilgi vermesi ve işçinin
dinleyici olması yerine. işçinin doğ-
rudan katılımını sağlayan programlar
uygulanıyor. İşçi anketlerle kendılen-
nin seçtiği konular çerçevesinde ken-
di hazırlık yapıyor. kendı konuşup,
kendi raporlar üretiyor.
larla daha da kapsamlı eğitim ve ça-
lışmalarla, işyerlerinde sendikal so-
runlara yatkın, bilinçlı kadrolann çe-
kirdeğı oluşturuluyor. Sosyal, siyasal,
sendikal yaşamda doğan büyük boş-
luk nedenı ile, işçilik bilıncinde yaşa-
nan gerileme. boşluk kapatılmaya ça-
hşıhyor. tşyerlennde sendikal deyim-
le "militan'' kadrolann oluşması he-
defleniyor.
Türkiye ve sendıkacılık yaşamımız
için çok yeni ve denenmemiş bir eği-
tim türünde ise işçi ailesı ıle birlikte
eğitimden geçiriliyor. Işçilerin yıllık
izinlerinden yararlanılarak, Yalo-
va'daki sendikanın dinlenme ve eği-
tim tesislerinde gerçekleştirilen bu
eğitimde, sendikal konulardan aile içi
ilişkilere kadar, bir aılenın bütününü
ilgilendiren her konu ve yeteneklerin
geliştırilmesi bile var.
Sendika üyelerinin zorunlu, aılele-
rin gönullü katıldıklan eğitim prog-
ramlannda ailenin de sendikaya, işçi-
nin sorunlannayakınlaşması hedefle-
niyor.
Aile programlannda ise bütün ho-
calann gönüllü olduğu ve Türk Ta-
bipleri Birliği, diş hekimleri, öğret-
men sendikalan ile işbirliğinde ger-
çekleştinlen programlarda. aileler
için temel bilgıler yanında. aile birey-
lennin yeteneklerinin öne çıkanlma-
sı hedefleniyor.
İşçiler ve aileleri ahşılmışın çok dı-
şında olarak hem tatil yapıp. hem eği-
timden geçiyor, hem de sağlıktan baş-
layarak, yüzme, satranç. müzik. tıyat-
roya kadar kültür-sanat ve yaşamın
her alanına uzanan, ınsanca yaşa-
manın bir parçası olan etkinliklerin
eğıtimıni de alarak içinde oluyorlar.
çözülecek. Neden gideyım ki?
- Bir iki senede bu sorunlar nasıl çözüle-
cek?
- Dünya, 9O'lı yıllann başlanna kadar bir
soğuk savaşla geldi. Bütün bu süreç içinde
Avrupa ve ABD insan haklan ve demokrasi
konusunda bir çıfte standart ızledi. Ancak
9O'lı yıllann başlannda soğuk savaş bittı ve
çifte standardın da ayağını basabileceği nes-
nel bir temel kalmadı. Şimdi ABD ve Avru-
pa bu çıfte standartı tasfiye edıyor. Mesela ba-
kın. Gladyonun tasfiyesi falan bu temelde-
dir. Avrupa Bırliğı'ne gırmek isteyen Türki-
ye'nm önüne insan haklan ve demokrasi so-
rununu koyan Avrupa ülkelennin samimi ol-
duklanna inanıyorum. Samimi olmasalar, tu-
tar, yüzde yüzlük enflasyon oranını bahane
olarak kullanırlardı. Avrupa Birliği'yle sım-
gelenen sistem içensmde Türkiye bu açıdan
sıkıştı. Birde ıçten sıkıştı. Içeride nereden sı-
kıştı? Düşünceyi ifade özgürlüğü noktasından
sıkıştı. Türkiye'de üç bin faili meçhul siyası
cınayet var. Bunlan çıkann diyemıyorsun. ce-
zai müeyyidesi var. Kürt sorunu var Terörle
Mücadele Kanunu'nun 8. maddesıyle bölü-
cülük propagandası diye bir şey getırildi. Ik-
tidar sahıpleri bölücülüğü kendileri yaptılar.
Seçılmiş milletvekıllerinı cezaevine artılar.
Cezaevinden kurtulanlar sürgünde Kürt par-
lamentosunu kurdular. Bu parlamentoyu ben
kurmadım, iktidar sahiplerinin Kürt sorunu
konusundakı yanlış politıkalan yüzünden ku-
ruldu. Terörle Mücadele Kanunu toplumsal
bir ihtıyacı karşılamıyor. iktidar sahiplerinin
baskı kurma ihtiyacını karşılıyor. Çünkü on-
lar korkuyorlar.
- Bu korku konusunu biraz açabilir miyiz?
'Korkuyorlar'
- Ben 23 yıl meselesi için Türkiye Büyük
Mıllet Meclısi'nde hemen hemen bütün siya-
sılerle görüştüm. Partilerin Meclıs grup baş-
kan vekılleriyle, mılletvekıllenyle... Görüştü-
ğüm herkes, "Senin hapse atılmanı biz de is-
temiyoruz, insanlann düşüncelerinden dola-
yı cezalandınlmasına biz de karşıyız" dıyor...
O zaman kaldınn bu y asaklan kardeşım. \'ok.
kımse bir şey yapmıyor. Hepsı, dığerlenni en-
gel olarak gösteriyor. Aslında hiç birinin hıç
bir şey yapmamasının altmda korku var. Dü-
şünceyi ıfade özgürlüğü kalkarsa herkes ko-
nuşmaya başlayacak. Once Türkiye'nın geç-
mışı sorgulanacak. Gladyosuyla. çetelenyle,
rüşvetıyle. düşünce yasaklanyla herkes her
şeyi irdeleyecek. Böyle birortamda. bugün si-
yaset yapanlann hıç bıri siyaset yapma ımkâ-
nı buİamayacak. Bugün siyaset yapanlann
hepsı üçüncü kopya. Asıl siyasetçiler. gerçek
sıyaseti konuşacaklar. Bu yüzden korkuyor-
lar. Düşünce yasaklan maddesi onlann var-
lık nedenı...
Eşber Yağmurdereli, söylediklerine inanı-
yor. Konuşurken beynindekı bu inanç. söz-
cüklenne yansıyor Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekıllennın kendisini kurtarmak için
hazırladıklan yasa teklifı hakkında konuşur-
ken kendisinden değil, teklif yasalaşırsa ya-
rarlanacak yaklaşık bin kişiden söz ediyor.
Diyor ki:
*-1991 yıhnda devlet sıkıştı. Cezaevierini
boşaltmak istedi. Bir infa/ yasası çıkardı ve in-
sanlan salıverdi. Bu yasayla ilgili olarak Y'ar-
gıtan Ceza Dairderi Genel Kurulu bir ictihat
yayunladı. Kurulun içtihadma göre yasanın
özünü af oluştunıyordu. Verilen bir af ise. in-
faz yakma diye bir olay ounayacaktL Nilekim
1993 yılına kadar bu yasa böyle uygulandı.
Sonra konjonktür değişti ve ictihat değişti. Ya-
sa bir afolarak değil infaz >asası olarak değer-
lcndirikü. Bu nedenle > aklaşık bin kişinin ben-
de olduğu gibi infaa yandı. CHP'li millef\e-
killerinin yasa tasansı, 1991 \ ılındaki infaz ya-
sasını af vasası halinegetirivor. Benim için ha-
zuiadılar. ama yaklaşık bin kişi tasan sayesin-
de kurtulacak. Tasan yasalaşır vasalaşmaz,
ekimde çıkmaz da "98"in Marü'nda çıkar, o
ayn. Ama en azından tartışma yaratır. Benim
önemsediğim bu."
Yağmurdereli, konjonktür değişti, içtıhat
da değişti ve bin kişi özgürlüğünü yıtirdı dı-
yor. Konjonktürel hukuk olur mu? Oluyor-
muş Kendısıne lOayiık mahkûmıyet kararı-
nın ve böylece 23 yıllık hapis tehdıdinın de
konjonktürel bir kararla venldığinı söylüyor:
"- Düşünce yasaklanyla ilgili ceza kararla-
nnın rümünü devlet güvenUk mahkemeleri
veriyor. Bakıyorsunuz DGM'lere. siyasi mah-
kemeler. Bazen gazete manşetierine göre ka-
rar veriyorlar. Konjonktür degişiyor. kararla-
n da degişiyor. Mesela, benim hakkımda da-
va açıldığı dönemde Demırel de Kürt realite-
sinden söz ediyordu. Dava 2-3 ay içinde sonuç-
lansaydı ben büyük ihtimalle mahkûm olma-
yacaktım. L'zadı, konjonktür değişti, mahkûm
oldum.~
'Susmuyorum anasını satayım'
Eşber abının anlattığma göre bu tür karar-
lar sadece konjonktür meselesi de değil. Dü-
şünce yasaklanna ilişkin mahkeme kararlan
hakkında şunlan söylüyor Yağmurdereli:
"Düşünce suçu garip bir kavram. Bir ölçü-
sü yok. Mesela cinayet diye bir suç var yasa-
larda. Bir adam birini öİdürmüştür. suçtur.
Somuttur. Hırsızlık yaparsınız, olay bellidir.
Düşünce suçunun somut ölçüleri yok. Kişiye,
yere, zamana göre degişiyor. Örnek vereyim;
Cem Boyner benim söylediklerimin bin kat
fazlasuıı söyledi, kimse onu 23 vıla mahkûm
etmedi. Ben binde birini sövledim, oLanlan
gördük. Boyner söyleyince suç yok, ben söy le-
yince suç var. Herkese başka hukuk uygula-
nıyor galiba.'1
Aldığı mahkûmiyetle infazının yanmasını
kendisine yapılan bir şantaj. ahlakı bir tercih-
le karşı karşıya bırakılmak olarak değerlen-
dinyor Şu çenesinı birtutsa... Tutmuyor. Ko-
nuşuyor:
"İnfaz yakma olayı tam bir şantaj. Seni ha-
pisten çıkarhyoruz, ama bir daha düşüncele-
rini açıklamayacaksm diyorlar. Şimdi düşüne-
Bm. Mesela Yaşar Kemal... Mesleği yazarhk.
Düşüncelerini. kendisini yazarak ifade edivor.
Ancak hakkında bir karar veriliyor. Cezası-
nın infazı ertelenivor. Deniliyor kL beş yıl dü-
şünce suçu işlemezse erteleme geçerlidir. Ya-
şar Kemal düşüncelerini nasıl açıklar? Y'aza-
rak_ Bunu söylemek. Yaşar beye meslekten
men cezası vermek gibi bir şey. Böyle şey olur
mu? Bir av dın ahlakj bir seçim yapmak /»nın-
da bırakılıvor. Ya dürüstçe düşüncelerini açık-
larsın ya da cezadan korkarak susarsın. Sus-
muyorum anasını satayım_"
Susma Eşber abi... Susma anasını sata-
yım... Dığerlen; sız de susmayın!..