29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 AĞUSTOS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Yeni mevsim bugün, gerçek bir polisiye olaya dayanan 'Donnie Brasco' filmiyle resmen başlıyor Modern bir köstebek-tOld fabh Zevldi birjenenğın ardından. 'Cadillac nn Mercedes mi, Lincoln mü daha ryi ara- badır' sorunsalına ilişkin Tarantino'v ari bir geyik muhabbetiyle açılan 'Köstebek- Donnie Brasco' filmiyle biz de bir anlam- da zaten kapanmamış olan. yeni (1997- 98) sinema mevsirnini açtık resmen. Doğ- rusu sıkı bir açılış filmi oldu 'Donnie Brasco-Köstebek' bizim için. Gerçekten yaşanmış bir olaya dayanan 'Köstebek'. 1970'li yıllann sonundâ New York mafyasına sızmış bir FBI ajanının. FBl'ın tarihine geçmiş. 6 yıllık. ısrarlı, tehlikeli ve son derece riskli operasyonu- nu hikâye edıyor. Bugün de köşe bucak saklanarak.kansıyla memnun mesut ve •polis korunmalı" yaşayan, fılmin çeki- minde de boy gösterip AI Padno'nun si- nirini bozan. sondaki açıklama yazılann- dan da mafyanın başına 500 bin dolar ödül koyduğunu öğrendiğimiz, eski FBI ajanı Joe Pistone'un RkhardVVoodky'yle birlikte yazıp' Donnie Brasco: My Under- coverLiveintheMafia'adıyla 1987'deya- yımladığı anılar kıtabından sinemaya uyarlanan 'Köstebek'le. Mario Puzo- Francis Coppola'nm 1970'lerdekı 'ba- ba'ları, Sergio Leone'nin 1980'lerdekı "Bir Zamanlar Amerika'da"sı. Martin Scorsese'nın 1990'lardaki 'Good Fellas- Sıkı Dostiar'ı ya da 'Casino'su gibi haya- nmızda yer etmiş kimi filmlerden iyıce aşınası olduğumuz. suç dünyasında, 'Kü- çük İtalya'u mesken tutmuş. eski tanış "Sıkı Dostiar'ın atmosferini soluyacağı- mız iki saatlik bir geziye çıkıyorz. Genç FBI ajanı Joe Pistone(Johnny Depp). mücevherden çok iyi anlayan uz- man havalannda, Irlanda-İtalya kırması Donnie Brasco takma adıyla gangsterle- rin arasına kanşıyor yumuşak yumuşak. Mafyanın küçük patronlanndan bir kenar Köstebek Donnie Brascoısco/ narvo:Newell / Senaryo: Paul Attanasio, Joseph D. Pistone'la Richard VVoodley'nin kitabından / Kamera: Peter Soya / Müzik: Patrick Doyle / Oyuncular: AI Pacino, Johnny Depp, Michael Madsen, Bruno Kirby, James Russo, Anne Heche/1997ABD (Özen Film) köşe mahalle "wise gıry'ı olan. aile baba- sı Benjamin Lefty Ruggiero'nun (en son 'Richard'ı Ararken'inıylehem yönetmen, hem de oyuncu olarak yine takdirimizi alan. yüz çizgileri çoğalmış AI Pacino) önce dikkatini \e sempatisini, sonra da güvenini kazanıyor. Kjmlik değiştirmiş genç polisle, ona yüreğini. duygusal iç dünyasını açan, dostluğunu veren. feleğin çemberinden geçmiş ama mafyanın alt basamaklanndan pek yukarı çıkamamış. sert. yaşlı gangstenn yakınlaşması üstü- ne odaklaşan film. malum a\-a\cı kova- lamacasından giderek sürükleyici. mo- dern bir 'tilki-köstebek fabh'na dönüşü- yor. Lefty'nin güvenini sağlamlaştıran yıl- lar süresince. mafyanın emir-komuta zin- cirine ve işlevişıne derinlemesine vâkıf olup ha bire botlanna sakladığı minik tey- bine (Bak: Ayakkabı çıkarmanın şart ol- duğu Japon resloranı sahnesi) hep gizli gizlı kayıt yapan, amirlerine ayrıntılı ra- porlar yazan. bu arada birçok suça da mecburen katılarak Lefty'nin sağ kolu ha- line gelen, sonunda rolünü çok iyi oyna- yarak 'aile'ye dahil olan Joe Pistone-Don- nie Brasco'nun amacı New York"u kasıp kavuran organıze suç örgütlerine karşı mücadelede, kaleyi içten fethedeceği bir zafer kazanmak. Sadakat-ihanet ikilemi Yeni yasadışı kimliğini fazlasıyla be- nimseyıp, mafyacılığa i> ice sardırarak ka- nsıyla üç kızını da epeyce ihmal edivor. aile saadetini tehlikeye atıyor. 'pis' işi ge- reğı. Faturalan ödenen. aslında rahatı ve- nnde görünen ama çocuklanna hem ana- lık hem de babalık etmek zorunda kala- rak 'FBI tarafından kanı emilen kocası'nı nerdeyse haftalarca. aylarca göremeven mutsuz bayan Pistone'u (Anne Heche) so- nunda boşanmava kalkışacak kadar bez- dirivor kocasının bu gizli göre\ i. Joe Pistone. Donnie Brasco olarak kü- çük mafya lideri Lefty'nin öylesine yakı- nı. sırdaşı oluyorki içtikleri suayn gitmı- yor. üstüne üstlük Joe Piston'un Donnie Brasco'nun yoğun dünyasını. değerlenni. eski düz yaşamına yeğleyecek kadar ka- fası kanşıyorbirara. Hem baba-oğul. hem agabey-kardeş. hem de karşılıkh "o biçi- mimsi" bir sevgi ilişkisine bürünen Don- nie-Lefty dostluğuna. aslında Lefty'nin hak ettığini düşündüğü ve umduğu bölge patronluğuna getirilen. 'aslansever'. yeni Melelder kentinden bflcük suçhı portreleıi Önceki gün Manuel De OüVe- ria'nın "Saku Hayafmı seyret- meye gittiğimiz sinemada, pro- jeksiyon makinesindeki anza ne- deniyle seans iptal edilince, ge- çen hafta ıskaladığımız "HırsTu- zağTna dalıverdik biz de. Çünkü Harvev Keitel vardı "Hırs Tuza- ğTnda. Aslında Robert De Ni- ro'yla birlikte ve aynı zamanda yola çıkmış. Scorsese takımın- dan Keitel. yıllarca geri planda bırakılmış, epeyce hakkı yenmiş, ancak son yıllardaki *Piyano"yla geç gelen bir üne kavuşmuş. gangster. polis. kadın satıcısı. hır- sız. "temizlikçi", melez ya da tü- tüncü dükkânı sahibi olsun. her rolünün hakkını vermiş, yeni yö- netmenlerin ilk filmlerinden maddi-manevi desteğini hiç esir- gememiş. dünyanın her köşesin- de özel hayranlaredinmiş. sıradı- şı bir karakter. 1939 Brooklyn- New York doğumlu. Leh köken- li. usta bir Amerikali aktör: "Hırs Tuzağı" ismi layık görülmüş "C- ity of Industry", orijinal adından da anlaşıldığı gibi. günümüzün ürkütücü suç endüstrisi kenti Los Angeles'ta geçiyor. Suçun, yasa- dışılığın hüküm sürdüğü. her renk ve ırktan çetelerin kuşattığı bu devasa "Melekler Kenti"nde. ince ince planlanarak başanyla gerçekleştirilen. bildik bir soy- gun öyküsünü anlatıyor film. ön- cesi ve sonrasıyla. Son bir voli vurup paşa paşa yaşamayı kuran 4 kişilik bir soyguncu çetesinin Hırs Tuzağı City of Industry / Yönetrrien: John Irvin / Senaryo: Ken Solarz / Kamera: Thomas Burstyn / Müzik: Stephen Endeiman / Oyuncular: Harvey Keîtel, Stephen Dorff, Famke Janssen, Wade Dominguez, Timothy Hutton, Michael Rai White, Reno Wîlson /1997ABD (Avşar Film) elemanlannı tanıyoruz önce: Kentin seçkin bir mücevhercisi- ni soymayı planlayan Lee (Ti- mothy Hutton). Lee'nin yasadışı işlerden elini ayağını çekmış ama kardeşinin ısranyla soyguna son anda katılan. eski kulağı kesikler- den. deneyimli ağabeyi Roy (Harvel Keitel). eski bir suçunun cezasını çekmek üzere yakında hapse gireceğinden ötürü yalnız ve parasız bırakacağı güzel kan- sıyla (Famke Jansseır). çocukları için tasalanan Jorge (Wade Do- minguez) ve serseri mayın gibi dolanan. açgözlü. kalleş. hırslı. uyanık. genç şoför Skip (Stephen Dorff). Üç milyonluk mücevher kal- dırdıklan başanlı soygunun ar- dından. gözünü para hırsı ve kan bürümüş. güvenilmez Skip. Lee'yle Jorge\i ansızın çekip \ainiyor kazancın tümüne kon- mak için. Katil Skip'ten ve tuttu- ğu Çin mafyasından. acımasız zencitemizlikçilerdenzarzorka- çıp kurtulan Roy. bundan böyle sadece Skip'ten hesap sormak. intikamını ve parayı almak için yaşayacaktır artık. Jorge'nin çe- kici ve akıllı dulunun yardımla- nyla... "Kaplumbağa Güncesi"nin yönetmeni olarak 1980'lerden anımsadığımız Ingiliz sinemacı John Irvin de anlaşılan son döne- min Tarantino sendromuna ya- kalanmış! "HırsTuzağı'". çokta- nıdık "film noir" tema ve karak- terlerine dayanan bir "ihanet-in- tikam" serüveni çeşitlemesi. "Rezervuar Köpekleri 1 ", "Carb- to'nun Volu'", "Kan ve Şarap" gi- bi. genelde soygunu başanp ara- lannda ölümüne hırlaşarak dala- şan yasadışılara ilişkin. kimi ya- kın dönem "kara'" fîlmlerinin çizgisinde seyreden. ilginç bir ilk yandan sonra gitgide türün klişe- lerine iyice teslim olarak mutlu sona bağlanan, hüzünlü. basma- kalıp bir kara film denemesi im- zalamış John Irvin. "Hırs Tııza- ğı"yla. Izlenebılirdüzeyde bu alı- şılmış psiko-gerilim öyküsü. so- nuçta hemen belleğin dibini boy- layıp unutulacak cinsten bir film olmaktan öteye gidemiyor. Ney- se ki Harvev Keitel denilen loko- motif \ar \e onun hatınna çeki- lıyor "Hırs Tuzağı". Hollywo- od'un Brad Pitt'i andıran. yeni yakışıklılanndan, (meraklısının 3-5 ay önce sınemalarda gösteril- miş. Bob Rafelson'un "Kan ve Şarap"ından üvey babası Jack Nicholson'la çatışan iyi delikan- lı olarak hemen çıkaracağı) Step- hen Durff'la eski Bond kızı âfet Famke Janssen de filmin öteki kozlan. Mevsim başı haftasından kısmetımize çıkan. iki tngiliz yö- netmeninin. Amerikan yapımı bu iki kara filmınden ağır çekeniy- se kuşkusuz Mike Newell"in "Köstebek"i oluyor. bir seçim yapmak gerekirse. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENÎ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... "Batman and Robin / Batman ve Robin" Gotham kentı üzennde ürpertici bir hava var... Yeni bir düşman. kuşatılmış şehre korku salmaya hazırlanıyor ve bir kez daha halk. ölümün soğuk yüzünden kurtulmak için harekete geçiyor. Yarasa sinyalleri alan Batman. gecenin karanlığında ininden çıkıp şehre iniyor, ancak bu kez yalnız değil. Cesur parmeri Robin'in de yardımıyla hain Mr. Freeze'in kötülüklerine takım halinde karşı duruyorlar. Çiçek gücüne sahip büyüleyici kadın Poison Ivy ise bir öpücüğüyle insanlan öldürürken dünyaya çiçek gücünü geürmeyi istiyor. Işte bu iki tehlikeyle karşı karşıya kalan Gotham şehrini kötülüklerden korumak için gerçekten de çok güçlü bir takıma ihtiyaç var... Bugün gösterime giren "Batman ve Robin" çarpıcı kadrosu. konuya eklenen yepyeni karakterleri ve hızlı temposuyla izleyiciyi yine soluk soluğa bir maceranın kollanna atacağa benziyor. "The Client", "A Time to KilT, "Gençük Ateşi". "The Lost Boys", "GençÖlmek" ve "Falling Down" gibi filmlerinden tanıdığımız ünlü yönetmen Joel Schumacher'in çektiği Batman ve Robin "de başlıca rolleri "Silici". "Terminatör", "tkizler", "Junior", "Last Action Hero" ve "Gerçek Yalanlar" da oynamış, aksiyon filminin star oyuncusu Arnold Schwarzene^er, Micheal Pfeiffer'la başrolü paylaştığı "One Fine Day" ile adını duyTiran George Clooney. son olarak halen gösterimde olan "Aşkta ve Savaşta" adlı yapımda rol alan ve "Üç Silahsörler"1 , "Batman Forever", "Mad Love" gibi filmlerde oynamış Chns O'DonneL 1994'te "Pulp Fiction"la Oscar'a aday gösterilen . "Tehlikeli İlişkiler", "Henry ve June", "Final Anah sis" gibi filmlerde başanlı bir ovTinculuk sergilemiş UmaThurman. "TheCrush" adlı filmiyle MTV Sinema Ödülü kazanan Alicia Silverstone. "Sirens", "Jane Eyre" gibi yapımlarda rol almış dünyanın en önemli mankenlennden bin olan EUe Macpherson . "On The yVaterfront", "Babay Boom", "Sudden İmpact", "The Qukk and the Dead" gibi önemli filmlerde oynamış Pat Hingle. son olarak büyük yankı uyandıran "İndependence Day" de oynamış VKicia A. Fox. daha önce sinema deneyimi olmayan Vendela Thommessen ve "Daima Batman". "Batman'in Dönüşü" ve "All That Jazz' gibi filmlerde rol almış Elizabeth Sanders paylaşıyorlar. Yapımcılığını, "Daima Batman" ve En İyi Film dalında Oscar'a aday gösterilen "The Fugitrve" gibi filmlerin de yapımcılığını üstlenmiş Peter Mcgregor'un yaptığı Batman ve Robin'in senaryosu. daha evvel "Daima Batman". "A Time to KUl","The CUent" ve "SOent FalPın da senaryolannı yazan Akıva Goldsman'a. müzikleri ise "İnteniew VVith the Vampire" için hazırladığı müzikler Altın Küre \ e Oscar adaylıkları kazanmış. "Batman Forever" için hazırladıkları ise Grammy Ödülü'ne layık gösterilmiş F.lliot B. Goldenthal'a ait. "The Convent / Saklı Hayaf' Profesör Michael Padoviç, Shakespeare'in Ispanyol mu yoksa Ingıliz soyundan mı geldiğini araştıran bir Amerikalıdır. Arrabida'daki eski manastırda bulunan özel dokümanlan ele geçirmek amacıyla kansı Helene ile birlikte Paris'ten Arrabida'ya gider. Ancak ev sahipleri olan Baltar. manastınn gardiyanıdır ve Helene'den son derece etkilenmektedir. Kocasının ılgisini dağıtmak amacıyla manastınn yeni arşivcisi Piedade'in kendisine asistanlık yapmasını önerir. Bu arada Helene kocasının kendisiyle ilgilenmediğini görür. Piedade'in genç ve güzel olması Helene'i endişelendirir. Olaylar gitgide garip bir boyut kazanır... Yönetmenliğini bu yıl lstanbul Film Festivali'nde gösterilen "Journev-to the BeginnigOffhe VVorld" filminin yönetmeni Manoel de OUviera'nm yaptığı "Saklı Hayat"ta başlıca rolleri Fransız sinemasının başanlı oyuncusu Catherine Deneuve ve ünlü oyuncu John Malkovich paylaşıyorlar. mafyacı lider. tezcanlı Sonny (Michael Madsen) biraz limon sıkıyor Donnıe'yı Lefty'den kopanp kendi yanına alarak. Sonny hapisteyken ailesine kol kanat ge- ren Lefty "nin yine de gıkı çıkmıyor bu yeni reis seçımine. Mafyaya yaşamının 30 yılını vermiş. arkasında 26 leşi bulunan, keş oğlunun durumuna üzülen bir baba v e kansını pek tatmin edemediğini de itiraf eden bir ko- ca olan Lefty. görkemli bir hayat süren 'Baba' filmlerindeki o bir eli yağda bir eli balda. oturaklı v e savgın mafya babalann- dan ya da ahlakçı. "cool' Martin Scorse- se'nın. suç dünyasında köşe başlannı tut- muş., her şeyi 'tüketen'. hırslı. bencil. suç- lu kahramanlanndan farklı. cebinde ol- mayan taksı parasını ya da v erdiği noel ar- mağanının bir kısmını Donnie'den borç olarak isteyen. değişık. insancıl bir karak- ter. Sert. maço. zorba. karamsar. duygulu. sevecen ve çocuksu yanlanyla kolavca unutulmaz. TV başına kurulup pıjamala- nyla. kaplanlann ceylanlan parçalayıp ye- diği hayvan belgeselleri seyretmekten hazzeden. mızmız. 'Beatdedesi1 gibi pej- mürde bir Lefty portresı çızerek gerçek- ten •HoUyvvood piramidinûi tepcsine' ya- kıştığını bir kez daha örnekleyen AI Pa- cino. komediyle trajedi arasında salınan. sadakat- ıhanet ikılemine ilişkin bu 'Sıkı Dostlar' öyküsü çeşitlemesıni baştan so- na çekip götürüyor. çoğu kez öteki ovıın- culan ateşleyip sürükleyerek. Sıkı bir mafya öyküsü On yıl kadar öncesınde gençlığe yöne- lik tezgâhlanmış. popüler TV dizısi "21 Jump Street'in muhallebi çocuğuv ken ço- ğu filminde eşleştıği. usta oyuncu ağa- beylerınden dersinı alıp Tim Burton. Emir Kusturica. \\Im \\enders. Jim Jar- musch gibi çızgı dışı yönetmenlerle çah- şarak kendini geliştiren. hatta yönetmen- liğe de atılan, son dönemde genç kuşak Holly^vood oyunculannın belkı de önem- li aktörü haline gelen (ama hâlâ bebek su- rat) Johnny Depp'le. ka- ^ ^ ^ ^ ^ - ^ ra film türünün yine son yıllarda ünlenen irıkıyım 'sıkı herif'lennden Mic- hael Madsen'nin de göz doldurduğu 'Köstebek". hikâyesini alçak perde- den anlatan. seyircisinı saran. düz. yalın. gıllıgış- sız. uzunca ama etkileyi- ci. ironik ve dokunakh bir film. Finalde tepeden gelen kaçınılmaz çağnya uya- rak. ağır mafy a babalann- ca 'salaklığının' bedeli canıvla ödettinlen Lefty. gerçekte ciğer kanserin- denölmüş 1993'te.hapis- ten çıkıp intikam amacıy- la Joe Pistone'un izini sürmeye çabaladıktan kı- sa bir süre sonra. 2-3 yıl öncesinin hasılat şampi- yonlanndan 'Dört Nikâh Bir Cenaze' güldürüsüy- le dünya çapında ünle- nen. bizim çok daha ön- ceden. eski Sinema Gün- leri'nden 'Dance with a Stranger-Sanşınla Dans" (1984) ya da daha yakın tarihli 'Enchanted April- BüviUü Nisan'(1992) gi- bi duygulu. şıirli filmle- riyle tanıyıp mimlediği- miz. televizyondan vetiş- me, Stephen Frears-Mike Leigh'lerin kuşağından. 53 yaşındaki İngiliz yö- netmen Mike Nevvell, faz- la efekte. şamataya, aksı- yona gerek duymadan. soğuk Scorsese'den fark- lı, sıcak bir bakışla yö- neltmiş kamerasını 'suç diinyası'na ve kahraman- lanna. Zaten tam anla- mıyla bir kara film oldu- ğu iddıa edilemeyecek 'Köstebek'. trajediden komedıye kolan vuran. ahlaki bir sadakat-ihanet ikilemi çevresinde döne- nen, yer yer bir Shakespe- are trajedisi boyutlanna da erişen. evrensel konu- su ve etkileyici karakter- leriyle çekici kılınmış. bi- rincı sıruf bir sevirlik. Yeni me> simin ilk bombası John Wayne'in ölümü- nü. onu herhalde kızılde- rililer hakladı diye yansı- tan esprilı diyaloglan, müzıği ve parlak görün- tüleri de Mike Nevvell'in ağır. akademik anlatımını destekliyor. Bir ara iyice 'onlardan biri'ne dönü- şen Joe Pistone'un Don- nie Brasco'luktan istifa edip FBI'dan da piston yaparak sonuçta gerçek polis kimliğine kavuşma- sını. aşama aşama, ezası. cefası ve sefasıyla verme- yi deneyen İngiliz yönet- men Mike NevveH'ın sü- rükleyici bir 'gangster so- ap-opera'sı gibi seyredi- len 'Köstebek'i. meraklı- sının kesınlikle kaçırma- yacağı sıkı bir mafya öy- küsü. Yeni mevsimin de ilk bombası! KEDÎ GOZU VECDI SAYAR Umudumuz Spice Girls Yanık tenli kediler, güneş yüzü görmemiş hemcins- lerinin yanında kasım kasım kasılıyor. Yaz tatillerini Avrupa'daki yaz festivallerinde geçir- mişler besbelli. Avignon, Verona, Edınburg derken yazın sonunu getinvermişler Hal böyle olunca sohbet; festıvaller ve tanıtım, kül- türün turizme katkısı gibi konular üzennde odaklanı- yor elbet. Kedi milletinin bu alanlarda canı çok yandığından mıdır. yoksa oldum olası politıkaya meraklı olduğu- muzdan mı, söz dönüp dolaşıp, politika-bürokrasi- kültür üçgenine geliveriyor. Avnıpalı olacağız diye çırpınıp duruyorvz ama sanata, kültüre bakışımızı de- ğiştiremiyorvz bir türtü" diye yakınıyordu, ela gözlü tekir. "Nasılyanı?" "Her tarafımız alaturka, hangi birini sayayım? Plan- sız, programsız davranma alışkanlığımızı mı, uzak va- deli düşünme yeteneğimizın kısırlığını mı, uzmanlığa saygı duymaksızın kulaktan duyma bilgilerte durumu ıdare etme geleneğimizi mi? Bizim polıtıkacılann kül- türe, sanata bakışı ile Avrupalı'nın bakışı arasındaki uçurum kapanmadıkça ne ülke özlediğı saygınlığa ka- vuşur ne de sanat alanında ıstenen atılımlar gerçek- leşebilir..." Tekir'in şikâyetleri bitmek bılmiyordu. Miniklerden biri söze kanştı: "Boş lafları bırak da somut örnekle- re geç artık!" Tekir. lahavle çekerek sürdürdü konuşmasını: "Ta- mam, pekâlâ, örneklerle anlatayım derdimi. Avru- pa 'da kültürpolitikasının nasıl sağlam temellere otur- duğunu gösteren en iyi örnekler Fransa 'da.. her za- man olduğu gibi. Yerel sanat inisiyatiflerine, profes- yonel sanat kurumlanna sağlanan desteğin nasıl ku- rumlaştığını izlemek gerek. Devletın yönlendiricı ol- ma hevesı gütmeden kültür-sanata destek vermesi gerektiğini çok önceden kavramış Fransızlar." Genç kediler arasında mırıltılar duyuldu. "Devletın kültüre hiç bulaşmaması daha iyi değil mi?" "Devletle hükümeti birbihne karıştınyorsunuz ge- ne. Devlet kültüre, sanata destek olmak zorunda. Yoksa, uluslararası tekellerin yönetıcilerinin beğeni- lehnin dışındaki olanaklan teker teker yitiririz; kültür alanı pazar ekonomisıne öyle bir tutsak olur kı şaşar- sınız. Tabi ki, devlet deyince buyurgan bir devletten söz etmiyorum." "Hani festivallerden söz edecektık?" "Peki, festivallerden örnek verelim. Fransa'da bir yıl ıçinde yüzlerce şenlık düzenleniyor. Farklı disiplin- lerde yoğunlaşan, kiminin önemı ulusal boyutu aşıp, uluslararası boyutlara ulaşan etkinlıkler. KültürBakan- lığı, bunlara olanaklan ölçüsünde destek oluyor. Öl- çü: festivallenn programlannın cıddıyetı, tutarlılığı. Festivallehn birbölümü, artık sırf sergileme ileyetin- miyor, sanatsal üretimde önemli bir rol üstleniyor." "Aklıma takılan birsoru var. Kim kararveriyor, han- gi etkinliğin, hangi sanatçının destekleneceğıne?" "Kültür Bakanlığı, bu yerel etkinliklere destek ve- rirken keyfi karariar vermiyor elbet. Kişileh destekle- mek yerine. projeleh desteklemek ilkesini benimse- miş. Kültürel etkinliklerı bizzat üretmek yenne, yara- tıcılığa prim vermeyı seçiyoryani bakanlık. Tabii, bu işi de uzmanlardan oluşan proje değertendirme ku- rullan ile yapıyor. Yurtdışında ülkelerini tanıtacak sa- natçılann seçimı de benzer biçımde yapılıyor elbet- te. Bizde bu işlerin nasıl olduğunu bilirsiniz. Bir de planlama, eşgüdüm gibi konular var ki. bu anlayışa biz hiçbirzaman ulaşamayacakmışız gibi geliyor ba- na. Fransa'dakı -öteki ülkeleroe de durum pek farklı değil ya-. kültür sanat kurumlan, festıvaller ıki-üç yıl önceden programlarını kesinleştırir. Devletlerarası ilişkiler sonucu planlanan büyük çaplı ulusal sanat et- kinlıklerinde ise dört-beş yıla çıkıyor bu süre. Işte, Fransa'da bu yıl Japon sanatı yılı. Seneye Mısır, da- ha sonra Fas, ardından 2000 yılı kutlamalan. Bu ger- çeği bizimkilere anlatamadığımız, tanıtımda kültürden yarartanamadığımız sürece Türkiye. daha çok bekler Avrupa kapılannda." "Devlet farkına varmazsa varmasın, özel sektör da- ha lyisini yapar" dedi parlak tuylü sarışın birarkadaş. "Bakın Pepsi Cola, Spıce Girls 'ü Türkiye ye getihyor. Bütün dünya, Spice Gihs'den ve Türkiye'den bah- sedecek. Türkiye 'de çekeceklen klibi seyredecek ar- tık." "Haklısın", dedi kedilerin en karası. "THYbıle des- tek verecekmiş Spice Girts'e. Oysa sanatçılara, fes- tivallere destek olmak gibi bir alışkanhklan yoktu be- nim bildiğim." "Yaşasın" dedik, hep birlikte "güzel günler yakla- şıyor galiba." Sonra. hep birlikte Kültür ve Dışişleri Bakanlarına bir mektup yazmaya karar verdik. Sanat olimpiyat- lannın lstanbul 'da düzenlenmesini neden reddettiği- nizi anlayamıyorduk; şimdı anlamış bulunuyoruz. Bu anlayışsızlığımızdan ötürü. bütün kediler adına özür dileriz." Türkiye'nin dış tanıtımını Spice Gihs'den daha iyi yapacak değiliz ya! Romancı ve oyun yazan Pinget öldü • Kültür Servisi - Isviçreh romancı ve oyun yazan Robert Pinget 78 yaşında öldü. 1919yılında Cenevre'de doğan Pinget'in | 30'a yakın eseri bulunuvordu. 1951 yılında "Fantoine and Agape'" isimli ilk kitabını yayımladı. 1965'te "'Quelqu"un" adlı eseriyle Prix Femina ödülüne değer görülen Pinget, "Yeni Roman'ın önde gelen isimlerinden biriydi. Yaşamının büyük bir kısmını Pans'te geçiren Pinget, ardmda "The Inquisitorv" adlı bir de başyapıt bıraktı. Salzburg Festivali'nde "Othello" • Kültür Servisi - National Theatre'ın son Shakespeare çalışması "Othello". Salzburg Festivali'nde sahnelendi. Iago'yu Simon Russel Beale. Othello'vu David Harevvood. Desdemona'yı ise Colin Tierney canlandırdı. Eleştirmenler tarafından da iyi not alan gösteri, eylül ayında da Ingiltere'de sahnelenecek. BUGUN • RUMELİHİSARI KONSERLERİ kapsamında saat 21 .OO'de Sertab Erener konseri izlenebilir. • tDİL KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 15.00- 19.00'da yönetmenliğini Steven Spielberg'in yaptıSıE.T. adlı film aörülebilir. • TARİHİ DARPHÂNEde saat 17 OO'de Siddharta Konseri izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear