25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 AĞUSTOS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER New York'ta bomba operasyonu • NEVVYORK(AA)- New York polisinin, dûn düzenlediği bir operasyonda. Ortadoğu kökenli üç kişi ile birlikte patlayıcı maddeler ele geçirildiği bildirildi. New York Beledhe Başkanı Rudolph Giuliani, gazetecilere yaptığı açıklamada, Brooklyn'deki bir apartmana düzenlenen operasyonda yakalanan üç kişiden ikisinın yaralı olarak ele geçirildiğini belirtti. Polis, tutuklanan kişilerin Ortadoğu kökenli olduklannın anlaşıldığını bildirdi. Yakalanan bombacılann 'New York'u Kudüs'e çevırecektik' dedikleri belırtildi. Brezilya polisi 8 mahkumu oldupdu • BREZİLYA (AA) - Brezılya'da bir hapishanede meydana gelen ayaklanmanın bastınlması sırasında 8 mahkum öldürüldü. Ülkenin kuzeydoğusundaki Paraiba eyalet sözcüsü, eyaletin başkenti Joao Pessoa'daki hapishanede meydana gelen ayaklanmanın özel birliklerin müdahalesiyle bastınldığını söyledi. Sözcü, hapisaneye giren özel birlikler tarafından vurularak öldürülen mahkumlann. hapishanede müdür ile üç gardiyanı rehin tuttuklannı belirtti. 14 gazeteci tutuklandı • MINSK (AA) - Beyaz Rusya"nın başkenti Minsk'te, 3 Rus gazetecinin tutuklanmasını protesto etmek isteyen gazetecilerden 14'ünün gözaltına alındıği bildirildi. Tutuklanan Rus gazetecilerin salıverilmesi için Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'ya bir dilekçe vermek için topluca devlet başkanhğı bmasına gıderken gözaltına alınan 14 gazeteci arasında, Belarus basın mensuplannın yanı sıra yabancı gazetecilerin de bulunduğu belırtildi. işokaçak göçmen yakalamh • ATtlSA (AA}-Yunanistan açıklannda demirlenmiş Ukrayna'ya ait bir yük gemisinde, 180 Iraklı Kürt kaçak göçmen yakalandı. Yunan sahil muhafaza ekiplerinin, anza sebebiyle bir Yunan adasmın açıklanna demirleyen gemide. yaptıklan aramada 180 kaçak göçmeni yakaladığı belirtildi. Yunanistan Deniz Ticareti Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, kaçak göçmenlerden40"ının 10 yaşın altında çocuk, 40'mın da kadın olduğu kaydedildi. Cezayip'de patlama • CEZAYtR(AA)- Cezayir'de önceki gece bir otomobile yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 4 kişi öldü, 25 kişi de yaralandı. Cezayir güvenlik yetkilileri, patlamanın. başkent Cezayir'in El Biar semtindeki Bugara Bulvan üzennde bulunan bir kahvenin yakınlannda meydana geldiğini söylediler. Güvenlik yetkilileri patlamaBa 4 kişinin yaşammı yitirdiğini bildirirken görgü tanıklan 6 kişinin öldüğünü iddia ediyorlar. Latin Amerika'da kayıp gazeteciler • GUATEMALA CITY (Reuters)- Latin Amerika ülkelerinde yedi yıl içinde en az 169 gazetecinin faili meçhul cinayetlere kurban gittiğini bildirdi. Amerikalar Arası Basın Kurumu (IAPA), Guatemala'nın başkenti Guatemala'da düzenlediği üç günlük yıllık toplantısında uluslararası kamuoyunun dikkatini Latin Amerika'daki gazeteci cinayetlerine çekmeyi hedefliyor. IAPA'nın Kolombiya Şubesi Başkanı Luis Gabriel Cano toplantıda cezasız kalan gazeteci cinayetlerinin gündeme getirileceğini belirtti. AITden Türkiye'ye üç şartSERKANDEMİRTAŞ ANKARA - Avrupa Birliğı (AB), aralık ayında Lüksemburg'ta yapılacak zırvede tam üye adaylığının tescil edilmesıni iste- yen Türkiye'ye üç koşul sundu. Insan hak- lan ve demokratikleşme hareketlerinin hız- landınlması gerektiğini behrten AB, Türki- ye'nin "KKTC Qe bütünkşÛTz" içerikli açık- lamalanndan duyulan rahatsızlığı dile getir- di. AB. Türkıye'nin Kıbns'ta çözüm için "engel olmak yerine katkıda bulunmasını" isterken "Makroekonomikdengelerindüzel- tümesinin önemine" dikkat çekti. AB'den tam üyelik perspektifınin çizilmesini hedef- leyen Ankara, Lüksemburg zirvesine kadar olan 5 ayhk süre için birçalışma planı hazır- byor. Üç koşul gûndemde AB üyesi ülkelerin Ankara'daki temsilci- leri, Dışişleri Bakanı İsmafl Cem"le önceki gün yaptıklan toplantıda tam üyelik pers- pektifınin çizilmesini isteyen Ankara"nın ye- rine getirmesi gereken koşullan bir kez da- ha gündeme getirdiler. Cumhuriyef in edin- diği bilgilere göre AB'li diplomatlar "insan haklan. Kıbns ve makro ekonomik denge- ler" konusundaki görüşlerim dile getirdiler. Diplomatlar, koşullarla ilgili olarak şu görüş- 1 • însan haklan ve demokratikleşmeyi bir an önce gerçekleştirin. öte yandan Dışişleri BakanhğTmn, ara- 2- Kıbns sorununun çözümüne engel değil, katkıda bulunun. 3- Makro ekonomik dengelerinizi yükseltin. leri vurguladılar însan haklan vedemokratikfeşme: Türki- ye, AB'ye tam üyeliğı hedef olarak görü- yorsa 1993 Kopenhag knterlerinı yerine ge- tırmelidir. Bunlardan en önemlisi insan hak- lan ve demokratikleşme konusundadır. Ma- alesef Türkiye'nin ınsan haklan kayıtlan parlak değil. Her ne kadar işkence Türk ya- salannda suç olarak görülse de esas sorun uygulamada. Düşüncenin serbestçe ifade edilmesı, gözaltında kayıplann önlenmesi ve işkencenin önüne geçihnesi için anayasal ve yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi gerekiyor. Yeni hükümetin programında be- lirtilen insan haklan ve demokratikleşme ile ilgili ifadeler umut verici. Ancak DYP Ge- nel Başkanı TansuÇifler de, başbakanlığı ve dışişleri bakanlığı dönemlennde çok sayıda söz verdi. Bu sözlerin tutulmadığını biliyo- ruz. Aynı durumun tekrarlanması, Türki- ye'nin dış dünyadakı güven vericiliğı açı- sından uygun olmaz! Kıbns: Lüksemburg zirvesine kadar Kıb- ns konusunda mutlaka gelişme sağlanmalı. Kıbns Türk tarafi ile Kıbns Rum taraflan- nın Cenevre'de yapacaklan toplantının başa- nlı geçmesini umuyoruz. AB Komisyo- nu'nun Gündem 2000 adlıraporundaarala- nnda Kıbns'ın da bulunduğu 6 ülke ile tam üyelik görüşmelerinin başlatılması sadece bir öneridir, kesin bir karar değildir. Adada birçözüm bulunmadan, Kıbns'ın AB'ye gir- mesi olanaklı görünmüyor. Ancak bu, Tür- kiye ve KKTC'nin vetosu anlamına gelme- melidir. Adanın AB'ye girmesi konusunda ne Kıbns Türkleri'nin ne de Kıbns Rumla- n'nın veto hakkı yoktur. Çözümün sağlan- masmın ardtndan görüşmelerin başlaması daha sağlıklı olacaktır. AB'nin sadece Kıb- ns Rumlan'nı bırliğe almak gibi bir görüşü yok. Ancak Türkiye'nın de "tam ü\elik gö- rüşmeleri başlarsa KKTC ile bütünkşiriz" ifadeleri adada çözüm bulunmasına yardım- cı olmuyor. Türkiye'nin Kıbns ile ilgili tu- tumu, AB ile ilişkilerinde de belirleyicı bir rol oynayacaktır. Makro ekonomik dengeter Türkiye'nin genel ekonomik istatistikleri iyi olmasına karşın makro ekonomik dengeleri AB'ye tam üyelik perspektifınin çizilmesi için uy- gun değil. Enflasyon oranı, bütçe açığı ve dış ticaret rakamlan cesaretlendirici değil. lık ayında Lüksemburg zirvesine kadar olan 5 aylık süreyi iyi değerlendirmek için bir plan üzerinde çalıştıği öğrenildi. Planın oluş- turulması için Dışişleri Bakanlığı, AB ülke- lerindeki bü>"ûkelçilikler ile ilişkıye geçerek onlann görüşlerini alacak. Dışişleri Bakanı Cem' in önceki gün AB diplomatlan ile yap- tığı toplantının ardından Türkıye'de bulunan Bonn Büyükelçisi Vojkan Vural ve Müste- şar Büyükelçi Onur Öymen ile durum de- ğerlendirmesi yaptığı kaydedildi. Toplantı- da, Başbakan MesutYılmaz'ın Almanya'ya yapacağı ziyaret de ele alındı. Türkiye tam üyeük yolunda' Alman diplomatik kaynaklar, Almanya Başbakanı Heinıut Kohl'ün Yılmaz'ın kali- teli bir başbakan olduğunu bildiğini ve Yıl- maz'ı "dost" olarak karşılayacağını kaydet- tıler. Almanya'nın 15 martta yapılan Apeldo- orn toplantısında Türkiye'nin tam üyeliğe uygunluğunun öngörüldüğü karan paylaştı- ğını belirten kaynaklar, "Almamı Tûrİd- ye'ye eşit ölçûtlerle davramlmasından yana- dır. Türkiye, tam ü\elik >olundadır. Yıl- maz'ın Aunanya'da \apacagı görüşmelerde gerçekçi biryaklaşumın ortayaçtkmasını bek- Byonız" diye konuştular. Bugün Clinton'la buluşuyor ABD'den Aliyev'e büyük ilgi• Azerbaycan Cumhurbaşkam Aliyev bugün ABD Başkanı Bill Clinton ile bir araya gelerek Azeri petrollerinin geleceğini tartışacak. FUATKOZLUKLU NVASHINGTON - Hatın sayılır bir güce sahip Erme- ni lobısıne düne kadar "boyun eğen" ABD yönetimi ile Kongre, tran'ın etkisini sınırlamak ve petrol çıkarlannı korumak kaygısıyla resmi bir ziyaret için bu ülkeye ge- len Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar AByev'i benze- ri az görülür bir şekilde ağırlıyor. Clinton yönetimi ile Amerikan petrol şirketleri, ABD'yi ziyaret eden yaban- cı konuklardan çok azına yapılan bir karşılama töreni için seferber oldu. 1993'te seçimle işbaşına gelmiş olan Ebutfeyz Elçt- bey'e karşı Ruslann desteğiyle darbe yaparak yönetimi ele geçiren 73 yaşındaki Aliyev'i "memnun etmek" amacıyla lobi çalışmalanna milyonlarca dolar akıtan dünya petrol devleri Amaco, Exxon, Chevron ve Mo- bil'in aylar süren çabası dikkat çekiyor. Söz konusu şir- ketler, Amerikan basınına verdikleri tam sayfa ilanlar- da "Hoş geldin Afiyev" diyorlar. Haydar Aliyev bugün Beyaz Saray'da ABD Başkanı Bill Clinton ile bir araya gelecek. Azeri petrollerinin ge- leceğini masaya yatıracak olan iki lider, daha sonra or- tak bir basm toplantısı yapacaklar. Aliyev, ABD eski Başkanı Jimmy Carter dönemin- de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanı olan Dr. Zbtgniew Brzezinskiile birlikte "ABD veortakhk" baş- lıklı forumda, ziyaretine ve Azerbaycan'ın petrol poli- tikasına ilişkin bilgi verdi. Konuşmasına "ABD'yiziya- retinin tarihi önemi bulunduğunu" vurgulayarak başla- yan Aliyev "Bağunsızlığınııza kavuşmamızdan bu yana birçok engefle karşılaşük. Ancak bunlan aşnk ve aşma- ya devam ediyoruz. Biz kesinlikle Azerbaycan toprakla- n üzerinde ikinci bir Ermenistan kurulmasma izin vtr- meyeceğiz." Forumda konuşan Brzezinski de, Clinton yönetimini Dağlık Karabağ sorununun çözümü için daha aktif ol- maya çağırdı. ABD'nin Türkiye \ e Azerbaycan ile iliş- kilerini güçlendirmesinin gerekliliğine dikkat çeken Zbıgnievv Brzezinski "Türkiye'siz Kafkas polhikasının otamayacağınT anlattı. Beyaz Saray'daki randevuda, Kafkaslar'ı, 4 trilyon dolar değerinde 200 milyar varil- lik zengin bir petrol havzası potansiyeline sahip "2000'M yıUann körfea" diye tanımlayan ABD. bölgenin yalnız- ca Rusya'nın nüfuzuna girmemesi için çabalıyor. Was- hington'un bir diğer korkusu da tran'ın bölge ülkeleri üzerinde etkili olmasını önlemek. Clinton'ın bu amaç- la bugünkü görüşme sırasında Aliyev'e, Bakü - Ceyhan petrol boru hattına destek verdiklerini yineleyeceği ve Hazar petrolünün çıkış yolunun tekelini Rusya'ya bırak- mamak için Türkiye'nin "önceükle devre>i e sokulacağı- m" vurgulayacağı kaydediliyor. Denktaş Klerides görüşmesi Kayıplar konusunda işbirliği yapılacak LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş ile Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides, kayıplar konusunu tamamen insancıl bir konu olarak kabul edip, çözümü konusunda işbirliği yapmaya ka- rar verdiler. jki lider, dün akşam BM Genel Sekrete- ri'nin Kıbns Özel Temsilci Yardımcısı Gustave Feis- sel'in evinde yaptıklan görüşmede, kayıp kişilerin mezarlannın nerede olduğuna ilişkin ellerindeki mev- cut bilgileri karşı tarafa, süratle ve aynı anda iletme ve kayıplar konusunu politik çıkar için kullanmama konusunda anlaştılar. Bir saat 40 dakika süren görüşme sonunda ortak açıklamayı okuyan Feissel, iki liderin, Türk ve Rum kayıp ailelerinin acılannı ve belirsizlik içinde bekle- yişlerini sona erdirmek için işbirliği yapmayı taahhüt ettiklerini belirtti. Feissel, bir gazetecinin, "BM kaynaklan, Denktaş'ın Montreux'a girmesini bek- liyoriar mı?" şeklindeki sorusunu "Doğru bir tah- min" olarak değerlendirdi. Feissel, başka bir soru üzerine ise, karşılıklı geçişlerin kolaylaştınlması ko- nusunda birkaçgüne kadar açıklamayapılacağını kay- detti. Protesto gösterilerinin değişmez kaûlımcılan üıûversite öğrencOeri arük umutiannı \itirdi. (Fotoğraf: REUTER) Sırp muhalefeti dağıldıDış Haberler Servisi - Sırbistan'da geçen şubat ayında Devlet Başkanı Slo- bodan Miloseviç' in muhalefetin büyük zaferkazandığı yerel seçimleri iptal et- mesiyle patlak veren sokak gösterileri Miloseviç'in otoriter.iktidannı sars- mıştı. Kararlı Sırplar, Miloseviç yöne- timine artık daha iyi. daha demokratik bir gelecek istediklerini göstermişler- di. lngiltere'de yayımlanan The lnde- pendent gazetesinde yayımlanan bir habere göre haftalarca süren gösterile- ri örgütleyen Zayedno (Birlikte) muha- lefetinin iktidar için birbirine düşmesi Miloseviç'in siyaset sahnesinden silin- mesi yerine Yugoslavya Devlet Başka- nı olarak yine dümene geçmesine yol açtı. Sırbistan'ın kardeş cumhuriyeti Karadağ'daki liderlik kavgalanndan yararlanan Miloseviç, kendini kolayca Karadağ ve Sırbistan'dan oluşan yeni • Sırbistan'da geçen kış sokaklara dökülen muhalefet, kararlılığıyla yönetime geri adım attınnca "Miloseviç'in sonu geldi" yorumlan yapılmıştı. Ne var ki muhalefet birbirine düştü ve elindekı fırsatı kullanamadı. Yugoslavya'nın başkanı seçtirdi. Geçen kasım ayında örgütlenen Za- yedno muhalefeti artık unutuldu. Belg- rad kışının asıl kahramanlan olan üni- versite öğrencileri her türlü demokra- tik çözümden yana olsalar da onlar da artık ümitlerini yitirdi. Muhalefette yer alan Demokratik Parti'nin Başkan Yar- dımcısı Miodrag Perisiç. "Muhalefet şananı kullanamadı. Kamuoyu. ulusla- rarası topluluk ve basuun bizim yaıu- mızda ohnasına karşın aynı eski aptal- ca hatayı yapıp bölündük'" dedi. The İndependent'ın haber analizıne göre Zayedno, kazandığı zaferden ya- rarlanıp ülkeyi özgür ve adil seçirrıle- re götürecek çok partili geçici bir hü- kümet kurmak yerine dağıldı. Oç ko- alisyon liderinden ikisi olan Demokra- tik Parti lideri Zoran Cinciç ile Sırbis- tan Yenilenme Hareketi lideri Viık Draskoviç daha yeni kazandıkian ikti- dan nasıl bölüşeceklerini tartışırken birbirlerine küstüler. Batılı liberal ro- lüne soyunan Cinciç ise asıl amacın Miloseviç 'ten kurtulmak olduğunu göz ardı etti. Koyu milliyetçi Draskoviç artık ki- şisel çıkarlan için Milosviç'le flört edi- yor. Uçüncü koalisyon ortağı V'esna Pe- siç, Cinciç ile birlikte eylül ayında ya- pılacak olan başkanlık ve parlamento seçimlerini boykot etmeyi tasarlıyor ama her iki liderin de desteği çok az. POLÎTİKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Dış Politikada Artı ve Eksiler Yeni hükümetin, Cumhurbaşkam Demirel tarafın- dan onaylanmasının üzerinden henüz iki ay geç- medi. Buna rağmen dış politika önemlı gelişmelere sahne oldu. Bu gelişmeleri olumlu ve olumsuz olarak iki grup- ta toplamak mümkün. Olumlu gelişmelerin başında Türk-ABD ilişkilerin- deki ısınma geliyor. Refahyol hükümetinin düşmesinden sonra Was- hington'un Ankara'ya karşı tutumunda belirgin bir yumuşama gözlendi. ABD Senatosu'nun uzun bir süreden sonra 3 firkateynin teslimine yeşil ışık yak- ması bu yumuşamanın somut işaretini oluşturdu. Türk-ABD ilişkilerinde diğer olumlu gelişmeyi Clinton yönetiminin, Türkiye'ye geçen yıl iran'la im- zaladığı doğalgaz anlaşmasından dolayı yaptınm uygulamayacağını açıklaması oluşturdu. Ankara bir süredir, Iran üzerinden boru hattı ile gelecek doğal- gazın, Iran'dan değil, Türkmenıstan'dan sağlanaca- ğını vurguluyordu. Ankara aynca ABD yaptınmları- nın Iran'ın petrol sanayisine yatırım yapan şirket ya da ülkeleri hedef aldığını, oysa Türkiye'nin iran'ın petrol sanayisine yatırım yapmadığını belirtiyordu. VVashington, bu savlan kabul ederek Ankara'ya kar- şı bir jest yapmış oldu. ABD'nin Türkiye'ye karşı tutumunun değişmesi- nin bir nedeni VVashington'un bir türlü güveneme- diği Refahyol hükümetinin devreden çıkması ise, diğer neden Yılmaz hükümetinin işe başlar başla- maz NATO'nun Madnd zirvesinde Türkiye ile Yuna- nistan arasında sağlanan uzlaşma idi. İran'la Irak'a karşı uyguladığı 'çifte kuşatma' (do- uble contauniment) politikasının fiyasko ile sonuç- landığı bir ortamda ABD, Türkiye'yi bölgede denge unsuru olarak görüyor. VVashington, Kafkasya ile Orta Asya'nın zengin petrol ve doğalgaz yataklarının Rusya'nın denetimi altına girmesini istemiyor. Bunu Ankara da isteme- diğinden, ABD ile 'stratejik işbirliği' ölçüsünün ka- çınlmaması ve Rusya'yı öfkelendirmemek koşulu ile, Türkiye'nin de çıkanna hizmet edebilir. • • • ' Dış politikada diğer olumlu gelişmeler ise AKKA (Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması) ve Bulgaristan'la ilişkiler konulannda meydana geldi. 1990 yılında ımzalanan ve 1995'te yürürlüğe gir- mesi gereken, ancak Rusya'nın itirazları nedeniyle uygulanamayan AKKA ile ilgili görüşmelerde hem Rusya'nın hem de Ankara'nın taleplerini karşılaya- cak bir uzlaşma formülünün bulunduğu bildirildi. Buna göre Rusya Batı'dan aldığı bazı ödünlere kar- şı Kafkasya'da bulunduracağı sılah miktarının arttı- rılmasını istemekten vazgeçti. Bulgaristan Cumhurbaşaknı Petar Stoyanov'un Türkiye'yi ziyareti sırasında ise iki ülke arasında as- keri ve ekonomik alanlarda işbirliğini öngören bir di- zi anlaşma ımzalandı. Refahyol iktidan döneminde, Türkiye Balkanlar'da inisiyatrfi tümüyle Yunanistan'a kaptırmıştı. O kadar ki, 9-10 haziranda Selanik'te yapılan Balkan ülke- leri Dışişleri Bakanlan toplantısında Türkiye Dışişle- ri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı AN Tuygan tara- fından temsil edilmişti. Dışişleri Bakanı Tansu Çil- ler, Ankara'da koltuk pazarlığı ile meşgul olduğun- dan Selanik'e gidecek vakit bulamamıştı. Bu bakımdan Türkiye'nin Balkan politikasının tek- rar hareketlenmesi kuşkusuz olumlu bir gelişmedir. • • • Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 'Gündem 2000' adlı raporu ise Türkiye için ağır bir darbe oluş- turdu. Komisyonun Türkiye'ye 'tam üyeliğe aday' statüsü vermekten kaçınması, buna karşılık Güney Kıbrıs'la tam üyelik müzakereierini başlatma karan alması ülkemizde haklı olarak büyük tepki yarattı. Ancak tepkilerde ölçünün kaçırılıp, Türkiye'nin Sayın Ecevit'in önerdiği gibi KKTC ile bütünleşme- ye gitmesinin geri tepebileceğini ve arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceğini de unutmamak gerekir. OR UŞ / ADRIAN ZIELCKE Stuttgarter Zeitung Dış Haberler Şefl Çaresiz insanlar dine sanlıyor Ömürboyıı hapis cezasına çarpünlan Pol Pot'un sağhkdunımu kötü. ABD,PolPot konusunda temkinli Dış Haberler Servisi- Kamboçya'da iktidarda olduğu yıllarda iki milyona yakın insanın ölüm emrini veren Kızıl Kmerlerin eski lideri Pol Pot'un 18 yıllık gizlenme döneminin ardından çekilen ilk fotoğraflan dünya basınmda yer alıyor. ABD'li gazeteci Nate Thayer'in çektiği fotograflar, Kamboçya'nın ölüm tarlalanndan sorumlu lider Pol Pot'un yüzünde hastalık ve yaşlılığın izlerini gösteriyor. Thayer'in "Pol Pot, Kızıl Kmerler tarafindan yargılandı ve ömüıİHAiı hapis cezasına çarptmkb" yolundaki iddialan. ABD tarafından kuşkuyla karşılandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nicholas Burns "Bunun bir hüe mi yoksa gerçek mi olduğunu büemeyiz. Thayer tarafindan değil de Kızıl Kmerler tarafindan uydurulmuş. otabilir" dedi. Kamboçya lideri Hun Sen de gazetecilere yaptığı açıklamada "Bu Kızıl Kmerler'in düzenlediği siyasi bir oyun" dedi. Hangi yatınmcı gider doğuya, oralar sakin- leşmeden, topluma huzur gelmeden? Belki günün birinde ora insanı da banşa kavuşur. Ancak bu banş tüfek namlulannın ucunda gel- memeli. Yatınma kapalı bölgelerden batıya ka- çan köylü kendini Istanbul'da, 40 yıl ön- ce hemşerilerinin getirildiği Almanya'daki gi- bi hissetmekte. Şaşkın ve çaresiz. Yalnız bı- rakılmış ve işsiz. Elinden tutup ona des- tek olan, sıcaklık veren de yok. Atatürk'ün mi- rasçılan onunla ilgilenmiyor. Onlarca yıl hiç il- gilenmemişlerdir de. işte bu boşluğu son za- manlardadin doldurmakta. Büyük kentlerde- ki çaresiz, yalnız Anadolu insanının dine sanl- ması boşuna değil. Ülkenin Batı kültürü ile ye- tişmiş tabakası görünürde Atatürk'ün ileri- ye dönük düşüncelerinden etkilenmiştir. Fa- kat onun bu düşüncelerini halka ne dere- ce ulaştırmıştır? >Halk ile ilgilenen var mı? Birbirinin karşrtı iki kültür, iki geçmiş Türki- ye'nin geleceğinde etkili olmak istiyor. Atatürk için dinintoplum üzerindeki gücü, ülkesini mo- dem yaşama geçiıirken, ona Avrupa kapılan- nı açarken bir engeldi. Yirmili yıllann bu düşün- cesi acaba günümüz gerçekleri ile tam bağ- daşıyor mu? Atatürk yeni bir insanı yaşama geçirmek istemiyor muydu? Onun mirası la- iklik, günümüz Türkiye toplumunda yaşama- ya devam edecek mi? Politik Islamın, daha doğrusu dış mihraklı köktendinciliğin, giderek güçlendiği birtoplumda. Müslümanlık, Atatürk ve mirası ile birlikte Türkiye'nin kimliğidir. Es- kisi gibi bugün de dindar bir Türk Kemalizme inanmaktadır. Ancak son yıllarda karşrt görüşler de belir- meye başladı. Son gelişmeler akia bazı soru- lan getirmekte. Ömeğin din, Atatürk'ün mira- sından daha mı köklü? Şeriat devleti kurma- yı amaçlayan "savaşçılann" başansının nede- ni bu kökleşme mi? Türkiye'deki değişiklikle- rin ardında şu inanışlar var: Birine göre Türki- ye Avrupa'nın içinde, Batı'ya ve onun değer- lerine bağlı. Diğerine göre ise Türkiye, öteki Müslüman ülkelerle bir birlik içinde, Avru- pa'nın dışında. Değişik görüşteki insanlar ya- kınlaşacaklanna birbiıierinden giderek uzak- laşıyor. Kutuplaşmalar güçlendikçe, uzaklaş- malar arttıkça, karşılıklı hoşgörünün de öne- mi artar. Ancak çoğunluk ile azınlık arasında- ki ilişkilerin nasıl olması gerektiğine şu sıra ne Kemalizm ne de Islam dini bir çıkar yol bula- biliyor. Türkiye bu durumda ne yapabilir, ne gibi çözümler oluşturabilir? Yanlış anlaşılmasın, tüm Batı'yı dışlayan, Atatürk'ün mirasını "şey- tan işi" gibi gören, şeriat devletini düşleyen fa- natiklere ılımlı bir yaklaşım değil bu satırlar. Türkiye'de sayılan çok az da olsa. laik düze- ni yıkıp, yerine şeriat duzenini getirmeyi amaç- layan bir kesim var. Bu gibilennin, fanatik ta- rikatçılann. kökü nasıl kurutulabilir? Radikal- leri dışlamakla, onlara karşı acımasız bir sa- vaş vermekle istenen çözüme ulaşılabilir mı? Aynı zamanda her türtü politik "baştan çıkar- maya" açık milyonlarca huzursuz insan top- luma kazandınlabilir mi? Başörtüsü ve Ata- türk'ün mirası ile ortak bir gelecek mümkün mü? Böyle bir Türk kimliği oluşabilir mi? Yok- sa böyle bir şeyi düşünmek anlamsız ve saç- ma mı? Atatürk'ün düşünceleri birçok husus- ta 1920'li, 1930'lu yıllar içindi. Ondan sonra geliştirilmesi gerekiyordu. Ölümünden günü- müze, 60 yılda, bu konuda hiçbir girişimde bulunulmadı. Islam dini de yüzyıllar boyu hiç- bir reformdan geçmedi. Avrupa'da Hıristiyan- lık aydınlanmayı, protestanlığı yaşadı. Fakat Müslümanlık hiç yenilenmedi, çağına uydurul- madı. Bu nedenle de günümüzde her kökten- dinci kendi bildiğini okuyor, Islam öğretisini işine geldiği gibi istediği yerde kullanıyor. Ka- ba kuvvete başvururken bile kendini haklı bu- labiliyor, şeriat devleti uğruna mücadelesini meşrulaştınyor. Bütün bunlar, çok az insanın diktatörlüğüne dayalı bir rejimin apaçık belir- tileri. O'nun Türk.insanına bıraktığı, paha biçil- mez bir mirastır. Islam dünyasında demokra- siyi gerçekleştiren tek ülke Türkiye'dir. O'nun mirası. Atatürk'ten kalanı "çarçur etmek" bir cinayettir. ÜTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear