Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28TEMMUZ 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eğitim uzmanlan, din eğitiminin Diyanet Işleri Başkanlığı'na verilmesine karşı çıkıyor
'Oğretim birliği bozıdmamalı'EBRU TOKTAR
ANKARA - CHP'nin
"temel eğitim okullan ya-
nında. Diyanet İşleri Baş-
kanlığTna bağlı ikinci bir
dinsel okullaşmaya" yol
açılabileceğı endişesini
açıkladığı 8 yıllık kesintisiz
eğitim >asa tasansının 4.
maddesi, eğitim uzmanla-
nnın da tepkisine yol açtı.
Eğitimciler. isteğe bağlı
din eğitiminin Diyanet İş-
leri Başkanlığı'nca \eril-
mesini öngören 4. maddey-
le, öğretim birliğinin bo-
zulduğunu savunarak u
Bu
tasany la. Diyanet İşleri
Başkanhğj. cumhuriyet ön-
cesinde medreselerin bağiı
olduğu Şerhe ve Evkaf Ve-
kâleti'nin yerine geçiyor"
görûşünü savundular. Eği-
Hmciler. isteğe bağlı din
eğitiminin 8 yıllık kesinti-
siz temel eğitim süreci ta-
mamlandıktan sonra yapıl-
masını isterken. tasanda
öngörülen Milli Eğitim Ba-
kanlığı denetimini gerçek-
leştirmenin de olanaksız
olduğunu söylediler.
Hükümetin TBMM'ye
sunduğu ve bu hafta komis-
yonlarda ele alınması bek-
lenen yasa tasansının 4.
maddesi " Din eğitimi veöğ-
retimi veya Kuran kurslan
ve hafizlık eğitimi, kişikrin
kendi isteğine, küçüklerin
de yasal temsikUerinin iste-
mine bağtıdır. Bu kurslar ve
eğitim, örgün eğitim ku-
rumları dışında Diyanet İş-
leri Başkanlığı'nca verilir
ve Milli Eğitim Bakanlt-
ğı'nın denetim ve gözetimi-
ne tabidir. Divanet İşleri
Başkanlığı bu konudaki ta-
lepleri karşılamak için ge-
rekli önlemleri alır" hük-
DYP ve RP ile şeriatcı basın, Avrupa'daki zorunlu eğitim uygulamasını çarpıtıyor
REFAHYOL'nn 8 yıl aldatmacası
EMtNE KAPLAN
ANKARA - MEB Talim ve
Terbiye Kurulu'nca hazırlanan
rapor, Avrupa ülkelerinde 8-12
yıl olarak uygulanan zorunlu
eğitimin ardından alanlara ve
mesleğe yönlendirmenin
yapıldıgını ortaya koydu. Oysa
REFAHYOL ortaklan RP ve
DYP, 8 yıllık kesintisiz eğitimin
geri kalmış ülkelerde
uygulandıgını, Avrupa
ülkelerinde erken yaşta meslege
yönlendirme yapıldığını iddia
ediyorlardı. Şeriatçı basın,
gelişmiş ülkelerde temel eğitim
alan öğrencilerin
14
gruplandınlması''nı da
"kesintüi eğjtim" biçiminde
sunarak, kamuoyunu yanıltmaya
çalışıyor. Milli Eğitim Bakanhğı
Talim ve Terbiye Kurulu Avrupa
Birliği Masası'nca hazırlanan
"Avrupa Birüği Clkeieri Eğitim
Poütikalan" başlıkh raporda, AB
ülkelerindeki eğitim sistemlerine
aynntılı olarak yer verilirken
"çocukiarm mesleğe yöndme
süresinin zoruolu eğitim sonuna
kadar geciktirildiğine" dikkat
çekildi. Bu ülkelerde zorunlu
eğitim sırasında meslek eğitimi
verilmediğine dikkat çekilen
raporda, "Böylece öğrencflerin
mesteid tercinlerini zamansn
yapmalarının olumsuz sonuçlan
bir ölçüde önlenmektedir"
denildi.
Avrupa'dan örnekler
RP ve DYP'liler, Avrupa
ülkelerinin hiçbirinde kesintisiz
eğitim yapümadığını,
öğrencilerin 11-12 yaşından
iribaren mesleğe
yönlendirildiğini savunurken,
raporda bazı ülkelerin eğitim
sistemleri şöyle özetlendi:
İtalya: 8 yıllık zorunlu eğitim
süresi lOyılaçıkanlmaya
çalışılıyor. Yönlendirme 14
yaşından itibaren yapılıyor.
Ortaokul diploması alamayanlar,
mesleki öğrenim yapan
enstitülere alınırken, diploma
alanlar da genel, fen, sanat ve
anaokulu öğretmen okullanna
gidiyorlar.
Danimarka: Zorunlu eğitim 9 yıl
olarak uygulanıyor. Temel eğitim
dönemi 6 yıllık ilkokul ve 3
yıllık ortaokul eğitimini
kapsıyor. Eğitimin ilk 7 yılında
genel eğitim katı bir biçimde
uygulanıyor. 8. smıfta ders
seçme başlıyor. Temel eğitim
okullannm 8,9 ve 10. yılında
öğrencileri etkin yaşama
hazırlamaya yönelik meslek
eğitimi veriliyor.
Lflksemburg: 11 yıllık zorunlu
eğitimde 6 yıllık eğitimden sonra
7. sınıf ortak program, 8. sınıf da
seçiş yılı olarak uygulanıyor.
Yönlenmenin yapıldığı bu yılda
öğrenciler. klasik, modern ve
mesleki liselere devam ediyorlar.
Portekiz: 9 yıllık zorunlu
eğitimvn ilk 4 yılı ilkokul, 2 yılı
temel eğitim ve 3 yılı da
ortaokuldur. Yönlenmenin
başladığı bu dönemde ortaokulu
bitiren öğrenciler değişik
okullara gidebiliyorlar.
Ahnanya: Çocuklann çok erken
yaşta yönlendirilmeleri esasına
dayanan bir eğitim sistemi
uygulanıyor. 12 yıllık zorunlu
eğitimde öğrenciler 10 yaşında
ilkokulun ilk 4 yılını bitirip ya
ilkokulun ikinci dönemine. ya
ortaokula ya da "gymnasiim"
adı verilen liseye devam
ediyorlar. Mesleki eğitim veren
okullara giden öğrenciler
üniversiteye gidemiyor.
Yunanistan: 9 yıllık zorunlu
eğitimi tamamlayan öğrenciler,
ileri düzey olarak görülen liseye
gidiyorlar. Liseler genel, teknÜc,
çok amaclı ve klasik olarak
sınıflara aynlıyor.
Norveç: Zorunlu eğitim 9 yıl
olarak uvgulanıyor. Bu eğitimin
7-13 yaşlan ilkokul, 13-16
yaşlan da ortaokuldan oluşuyor.
Lise öğrenhninin yapıldığı
16-20 yaşlan arasmda
öğrenciler, genel öğretim, teknik
ve endüstri, gûzel sanatlar,
balıkçılık ticareti, denizcilik,
spor, muhasebe, ev ekonomisi,
sosyal hizmetler, sağlık, tanm ve
kırsal alan konulannda
yetiştiriliyor.
münü öngörüyor. CHP Ge-
nel Başkanı Deniz BaykaL,
Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı'na "taşeronluk" veril-
mesinden kaygı duyduğu-
nu vurgularken, parti kur-
maylan da "cumhuriyetin
okullannın yanında din eği-
timi verilen ikinci bir okul-
laşmaya yol açılabilir" kay-
gısını dile getirdiler.
Eğitim uzmanlan da
benzer endişeleri ifade et-
tiler. Ankara Üniversitesi
Eğitim Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. İbrahim Et-
hem Başaran. bu hükmün
öğretim birlığini bozması
nedeniyle çok tehlikeli ol-
duğunu söyledi. Başaran,
cumhuriyet öncesinde
medreselerin Şeriye ve Ev-
kaf Vekâleti'ne bağlı olma-
sı nedeniyle eğitimde iki
başlı bir yapı olduğunu, an-
cak bunun 3 Mart 1924'te
çıkanlan Tevhid-i Tedrisat
(Öğretimin Birliği) Yasası
ile engellendiğini anımsat-
tı. Başaran. tasannın 4.
maddesiyle öğretimdeki
birliğin bozularak. Diyanet
İşleri Başkanlığı'na Şeriye
ve Evkaf Vekâleti'nin mis-
yonunun yüklendiğini söy-
ledi.
Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı'nın bu maddeyle din
kurslannı resmen açma
yetkisine sahip olacağina
işaret eden Başaran, kursla-
nn Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nca denetlenmesinin de
işlevsel olmayacağını söy-
ledi. Başaran, tarikatlann
binlerce kurs açtığını, bun-
lann Milli Eğitim Bakanh-
ğı müfettişlerince denet-
lenmesinin de mümkün ol-
madığını anımsattı.
Bakanlık müfettişlerinin
sayıca da yetersiz olduğu-
na işaret eden Başaran,
u
Ben bakanlık müfcttişliği
de yaptım. Bakanlık bize
Kuran kurslannı denetie-
me görevi vermişti. Ancak
birçok tarikat kursunun
kapısından teğet geçerdik,
çünkü bizi içeri almazlar-
dı" dedi.
Eğit-Der Genel Başkanı
Mustafa Gazakı da tasan-
daki 4. maddenin öğretim
birliğine aykırı olduğunu
savundu. İsteğe bağlı din
derslerinın 8 yıllık kesinti-
siz eğitim içinde yer alma-
sının çok sakıncalı olaca-
ğını vurgulayan Gazalcı,
"Çocuk bir yandan bilimsel
bir anlayışla ders veren
okullara. hafta sonlan da
öbür dünyaya insan yetişti-
ren kurslara gidecek. Bu
çocuklann kafasında bii-
yük çelişkiler yaratacak"
görûşünü dile getirdi. Ga-
zalcı. zorunlu din kültürü
ve ahlak dersinin yeterli ol-
duğunu, isteğe bağlı din
eğitiminin de 8 yıllık temel
eğitimden sonra alınması
gerekriğini kaydetti. Gazal-
cı, "Yasa, bu konuya açık-
Iık getirmeli. İsteğe bağlı
din eğitimi kesinlikle 8 yıt-
dan sonra olmalı" dedi.
Müfettiş yetersiz
Ankara Üniversitesi Eği-
tim Fakültesi öğretim üye-
si Prof.Dr Mahmut Adem,
Kuran kurslannın Milli
Eğitim Bakanhğı'na bağ-
lanması gerektiğini savun-
du. Bakanhğın Kuran kurs-
lannı denetleyecek yeterli
sayıda müfettişe sahip ol-
madığını beürten Adem,
"Müfettiş, dershane ve va-
külaruı kurduğu yurtlan
denetkyemryor. Bunlan na-
sldenetieyebilsin'" dedi. A-
dem. isteğe bağlı din eğiti-
minin 8 yıllık kesintisiz
eğitim sürecinde olmasını
"siyasi bir istismar" olarak
nitelendirdi. Imam-hatip li-
selerinin ve tarikatlarca
açılan Kuran kurslannın
"beyin >ikama yerieri" ol-
duğunu, belirli partilerin
"arka bahçeleri ve mücahit
fidanlığı'" halıne dönüştü-
ğünü vurgulayan Adem,
-İsteğe bağlı din eğitimi 8
yılın sonunda olmalı. Ku-
ran kurslan ve diğer din
kurslan da Milli Eğitim Ba-
kanlığı'na bağlı olmalı*' di-
ye konuştu.
Ş e r i a t c ı g ö s t e r i l e r d e 2 3 k i ş i g ö z a i t ı n a a l ı n d ı
Irticacılar sokağa döküldü
• Emniyet yetkilileri, Beyazıt'taki mitingde konuşma
yapan Akit gazetesi yazarlanndan Abdurrahman Dilipak,
Mustafa Karahasanoğlu ve Ali Bakaner ile organizasyonu
yapan kişilerin arandığını söylediler.
* Haber Merkezi - tmam-hatip lisele- sloganlan atıldı. Topluluğun çok sayı-
rinin orta bölümlerinin kapatılmasını
protesto etmek için Beyazıt Meyda-
nı'nda gösteri >apan yaklaşık 2 bin ki-
şi, şeriat provası yaptı. Gösterinin so-
nunda 11 kişi gözaitına alınırken eylem
sırasında konuşma yapan Akit gazete-
si yazarları Abdurrahman Dilipak.
Mustafa Karahasanoğlu \ e Ali Bakan-
er ile organizasyonu yapan kişilerin ya-
kalanmasına çalışıldığı bildirildi. Ak-
saray'da akşam saatlerinde toplanan
yakJaşık 60-70 araçlık konvoy. trafiği
aksatırken bir banka şubesi ateşe veril-
di. tkitelli'de 300 arabalık bir konvoy
gazetelerin ve televizyon kuruluşlan-
nin önünde gösteri düzenledi.
8 yıllık zorunlu eğitim ile ilgili tar-
tışmalarla bırlikte gündeme gelen i-
mam-hatıp liselerinın orta bölümleri-
nin kapatılmasını protesto etmek için
Akit gazetesinin dün tam sayfa verdi-
ği ılan üzerine Beyazıt Meydanı'nda
öğle namazından sonra yaklaşık 2 bin
kişi toplandı. Akit gazetesi yazarlannın
da destek verdiği gösteride "Dinsiz hü-
kümet hesap verecek", "Ne ordu, ne
devlet yıldıramaz bizJeri" "Şeriata uza-
nan eller kınlsın". "Mason hükümet"
da şeriat sımgesi olan yeşil bayrak ta-
şıdığı ve Hizbullah işareti yaptığı dik-
kat çekti.
Akit gazetesi yazan Abdurrahman
Dilipak. yaptığı konuşmada, "Bu hare-
ket banş hareketidir. Banş için tekbir
seslerini > ükseltelim" dedi. Dev letin da-
ha 5 yıllık eğıtimı tam anlamıyla yeri-
ne getiremediğini öne süren Dilipak,
"Sınıflarda kınlan camlar \erine takı-
lamıyor. 8 yıllık eğitime karşı değiliz.
Beşikten mezara kadar eğitim istiyo-
ruz, ama inançlanmızı koru>arak" di-
ye konuştu. Daha sonra konuşan Ali
Bakaner de şunlan söyledi: "Tükenen
bir zihniyetin, İslamın önünde durma-
sı mümkün dcğildir. İslam geliyor ve
önündeki bütün engelleri aşarak geli-
yor. Mazlumlann zulmedenlere karşı
mücadelevermedikleri sürece Allah ka-
tında mesul olduklannı bilİTOruz."
Göstericilerin yürüme isteklerini en-
gellemeye çalışan çok sayıda çevik
ku^et polisine "Müslümanlarkardeş-
tir" diye bağıran topluluk, tekrar cami
önüne döndü. Yoğun güvenlik önlemı-
nin alındığı ve polisin müdahale etme-
diğı gösteri, olaysız sona erdi.
tstanbul Emniyet Müdürlüğü akşam
saatlerinde bir açıklama yaparak gös-
teriyle ilgili 11 kışüıin gözaitına alın-
dığını bildirdi. 2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'namuha-
lefet ettikleri gerekçesiyle. yakalana-
rak gözaitına alınan kişilerin isimleri
şöyle: Selim l yanık, Necati Müslü. Se-
lahattinTögen. Kursani Çelik. Mehmet
Ya\ıız Uçum, Recep Arhan. Selnıan
Duran. ÖmerTuğluk, Bünyamin Bulut
Bülent Kara \ e Habib Sizgi.
Akşam saatlerinde Aksaray'da topla-
nan yaklaşık 70 araçlık konvoy koma
çalarak ve trafiği keserek gösteri yap-
tı. RP afişleri taşıyan ve Fatih'e yürü-
mek isteyen grup, polis tarafından uya-
nlmasına karşın taşkınlıklanna devam
etti. Polis. kendilerine karşı koyan 12
kişi> i gözaitına alırken olaya tepki gös-
teren iki kişinin Karagümrük Fe\-zi Pa-
şa Caddesi'ndeki bir banka şubesini
ateşe verdiği öğrenildi. Itfaiyenin mü-
dahalesı sonucu yangın büyümeden
söndürüldü. tkitelli'de de yaklaşık 300
araçlık bir konvoy gazetelerin ve tele-
vizyon kuruluşlannın önünde gösten
yaptı. Şenat simgesi sayılan yeşil bay-
raklar taşıyan konvoydakiler çeşitli si-
yasi sloganlar da attı.
Ankara tmam-Hatip Liseleri Me-
zunlan Derneği Genel Başkan Yardım-
cısı İsmail Aydosda yasa tasansına kar-
şı eylem çağnsı yaptı.
'Hükümet, Çankaya ucubesidir'
Refah Partisi'nin 14. kuruluş \ildönümü
önceki akş^am Vefa Stadf nda kuüandı.
Fatih Ilçe Teskilarının düzenlediği
şenüğe vaklaşık 5 bin kişi kabldı.
Şenliğe kaülan RP milletvekilleri Ekrem
Erdem, Mustafa Baş, Mehmet Ali Şahin
ve İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Tay>ip Erdoğan birer
konuşma yaparak RP'nin 14. kuruluş
vnldönümü ile ilgili düşüncelerini
aktardılar. Şenlik başladıktan yaklaşık 2
saat sonra stada giren RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan. havai fişeklerie
karşdandL Erbakan. eğitimin 8 yıl değiL
11 yıl ounasından yana olduklannı
söyledi. Çocuklan okutmak bahanesiyle
imam-hatipleri kaparma yoluna
gidildiğini ileri süren Erbakan,
"Yıllardan beri halkın eğitim gibi en
büyük ihtiyacını zaten
karşılay amanıışsın, şimdi bir de mevcut
nnam-hatipleri, Kuran kurslannı
kaparmakla sözde eğitim seferberliği
yapıyorsun" dedl Necmettin Erbakan
yeni hükümeti de, "Çankaja ucubesi"
olarak değeıiendirdl (Fotoğraf: AA)
BEDRİBAYKAM
Türkiye, çok büyük bir felaketin eşi-
ğinden döndü. Şayet "REFAHYOL"
hükümeti yerine "ANAREFAH" hükü-
meti kurulsaydı RP çok büyük bir ihti-
malle son bir yılda laik, demokratik
cumhuriyeti kemirme konusunda gös-
terdiği üstün başanyı (!) yine devreye
şokacaktı. BBP'yi parlamentoya so-
kan ve RP ile sanki kiminle dans etti-
ğini bılmiyormuşçasına pazarlık ma-
sasına oturabilen bir Anavatan Parti-
si, kendi içindeki uzman(!) tarikatçıla-
rın da öne çıkmasıyla Erbakan ve eki-
binin çeşitli oyunlanna seve seve ge-
lecekti.
O zaman neler olacaktı? O zaman
alternatiflerin en kötüsü devreye gire-
cek ve birçok vatandaş Tansu Çil-
ler'in DYP'sini, laik Atatürk Cumhuri-
yeti'nin ve demokrasinin savunulma-
sında çok önemli ve kaçınılmaz rol üs-
lenen bir odak olarak görmeye başla-
yacaktı. Daima ülkenin, hatta partisi-
nin bile değil, kendisinin çıkarlan doğ-
rultusunda hareket etmeyi siyasi ha-
yatının "olmazsa olmaz" şartı olarak
gören Çiller birden aslan kesilerek he-
pimizi gölgede bırakacak en ateşli la-
iklik, çağdaşlıkveAtatürkçülükmilita-
nı kesilecekti!.. Herhalde Doğan Gü-
reş büyük bir dehayla ürettiği yarı Çil-
ler-yarı Atatürk fotoğrafının binlercesi-
ni her boydan bastınp sokaklara ve il-
kokullara astıracaktı. Çeşitli işadamı
Ordu Satranç Oynadı
demekleri "Ne varsa bu kadında var,
değerini biiemedik, gördün mü başı-
mıza gelenleri?" diyeceklerdi. Çiller
kâh TV'lerde, kâh Avrupa'da, kâh ka-
dın derneklerinde fıyaka atıp, milliyet-
çi-muhafazakâr, tespihçi maskesini çı-
kanp "Atatürk'ün manevi kızı" rolüne
soyunacaktı. Yani anlayacağınız. Tan-
rı Türkiye'yi korudu.
• • •
Şimdi hiç olmazsa herkesin ne oldu-
ğu belli oldu. Nihai kuluçkası on yıl,
kendisi bir yıl süren kâbus dönemi bu
netleşmeyi sağladı. Insanlar Türki-
ye'de artık merkez sağın ipiyle "de-
mokrasicilik" oynayamayacakiannı el-
lerini yakarak öğrendiler.
Türkiye'de irticanın dış destekli,
planlı programlı yükselişi karşısında
toplum son yıllarda kendini çaresizlik
içinde hissederek sancılarla kıvranır-
ken şu soruya endekslenmişti: "Iran-
vari bir şeriat felaketine mi gidiyoruz,
yoksa askeri darbeye mi?" Çıkar iliş-
kileri, geleneksel din sömürüsü ve
sen-ben kavgasının kilitlediği merkez
sağ ve EcevH'in anlaşılmaz kararlany-
latıkadığı merkez sol, yükseten bu ka-
ra dalganın önüne geçemezken Ke-
malistler yobazlarla mücadelede ken-
dilerini "odaksız" hisseder hale düştü-
ler. 80'lerin sonlarından itibaren tepki-
sini somutlaştırmak için Kemalist ha-
reket Cumhuriyet gazetesi, Aydınlık,
ADD'ler ve ÇYDD'leri seçti. Türkiye'de
1993 yılına kadar sol siyasi partiler bi-
le din düşmanı görünmemek için bu
heyecanın ve söyleminin dışında kal-
dılar. Mumcu cinayeti ve Sıvas katli-
amına kadar "şeriat" tehlikesini tüm
boyutlarıyla algılamadılar veya bunu
ifade etme cesaretini bulamadılar. O
kararlılığı gösterdiklerinde de "birie-
şememek", sol partileri, teşhisi koyan,
ama derde deva olamayan doktorla-
ra dönüştürdü.
•••
Yıllardır medyayı elinde tutan 2.
cumhuriyetçiler, bu toplumda ordu
düşmanlığını ve Kemalizm küçümse-
mesini paralel olarak yürütmüşlerdi.
1923'ün evrensel doğrularını yok sa-
yıp etnik ve şeriatcı bölücülüğe prim
vermeyi demokratlık sayan bu vak'alar
"Şeriat gelecek olsa bile artık darbe
istemiyoruz" (!) gibisinden gülünç çe-
lişkilere imzaattılar. Silahlı Kuvvetler'e
karşı bir önyargı taşımayan, demokra-
tik yaşamın kesintiye uğramamasını
isteyen Atatürkçüler de kendilerini bir
açmazda buldular.
Ordu, çıkışyolu görünmeyen bir or-
tamda hiç kimsenin aklına gelmeye-
cek bir ara formüle imza atarak zoru
başardı. REFAHYOL'a karşı herkes-
ten yükselen sert tepkileri vermenin
bu ülkenin bir kurumu olarak kendisi-
nin de en doğal hakkı olduğuna kana-
at getirdi. Genelkurmay Başkanı ve
kuvvet komutanlannın üst üste ver-
dikleri kararlı demeçleri 28 Şubat Mil-
li Güvenlik Kurulu toplantısı izledi. Bu-
nu takip eden günlerde Erbakan ve
Çiller'in "Ordu ile tam bir uyum için-
deyiz" lafları hiç kimseyi ikna edeme-
diği gibi, orduyu da yumuşatmadı.
28 Şubat'ı ordunun üst üste yargıy-
la, basınla, sivil toplum örgütleriyle
yaptığı ve irticanın tüm kara maskesi-
ni indirdiği toplantılar takip etti. Ordu,
bir darbe sonrası empoze etmeye ça-
lışacağı uygulamalan veya oluşturma-
ya çalışacağı kamuoyunu, demokra-
tik yaşam tüm hızıyla sürerken devre-
ye soktu. Açık bir savaş vermeyi ter-
cih etti. Halkın çoğunluğunun deste-
ğini arkasına aldı. "Gerekirse silah da
kullanır; laik, demokratik cumhuriyeti
canımız pahasına koruruz" demeci ise
hiç kan dökmeden, büyük bir satranç
ustasının tek hamlede rakibin vezirini
alması ile eşdeğerdi. Zor oyunu boz-
du. Ordu, darbe yapıp irticanın gizli
destekçisi döneklerin gizli hışmına bi-
le uğramadan, salt kavramsal bir ha-
reketle karşı tarafı kayaya çarpmış
otobüse çevirdi. Geleneksel ordu düş-
manlan, bu hiç beklemedikleri mü-
kemmel stratejiyi, şaşkınlıkla izlediler.
Çiller her zamanki gibi kendi oyununa
gelip Erbakan'a çekil derken kazdığı
kuyuya düştü. Artık kendisi ve el öpe-
ni bol olsun (!) Meral Akşener, diğer
yavru köstebeklerle beraber herhalde
askeri savcı karşısında terleyecekler.
Cumhurbaşkanı, Genelkurmay, par-
lamentoda CHP. dışında İP ve ODP,
basın ve kamuoyu tarihi bir sınav ver-
di. Şeriatcı çıkış, Kasparov'un Deeper
Blue karşısında uğradığı bozgundan
beter bir duruma düştü. Bu "hayıriı"
hükümet değişikliğinin kalıcı iyileşme-
yi başarması ise şeriatın su yollannın
kurutulması ile mümkün olabilir.
CHP'nin muhalefette kalması, Refah'ı
bu yeni işinde yalnız bırakmamak dı-
şında, 8 yıllık temel eğitimin sulandı-
rılmamasının takibi ve çetelerle sava-
şın unutturulmaması açısından yarar-
lı olacak. RP'nin faturaları zamanaşı-
mına uğramadan şeriatın sandıkta da
bozguna uğratılması, demokrasinin
yaşamsal bir gereği...
POLTltKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Şeriata Giden Yol...
Genelkurmay Başkanlığı'nın Mart 1997'de içişle-
ri Bakanlığı'na gönderdiği raporda neler yazılıydı?
Doğu, Güneydoğu. iç Anadolu'daki kimi vali ve
kaymakamlann tarikat şeyhleriyle olan yakın ilişki-
leri, şeriatcı örgütlenmede üstlendikleri görevler...
REFAHYOL iktidan Genelkurmay Başkanlığı'nın
bu önemli raporunu gözardı etti; bilerek o vali ve kay-
makamlar hakkında bir soruşturma başlatmadı...
Genelkurmay Başkanlığı 'polis örgütü'nöe aynı
örgütlenmenin olduğunu Içişleri Bakanlığı'na duyur-
muş muydu?
Evet!
O halde dönemin Içişleri Bakanı Meral Akşener
bu konuda niçin bir soruşturma başlatmamıştı?
Nedeni açık: 'Işlerin tıkır tıkıryürümesı' için...
Bugün şeriatcı yapılanmanın en yoğun olduğu y-
er Içişleri Bakanlığı'dır.
Kimi vali, vali yardımcılan, kaymakamlar. polis mü-
dürleri şeriatcı vakıflara destek oldukları gibi, özel-
likle Nurcularia çok sıkı ilişki içindedirler. Kamu yö-
neticileri, bu ilişkinin dışında özellikle Nur cemaati-
nin dergâhlanna girip çıkmaktadırlar...
ANASOL-D iktidara gelmesine karşın özellikle po-
lis örgütünde sayıları giderek azalan Atatürkçü, de-
mokrat ve yurtsever polisler 'kızağa' alınmaktadır.
Aynca aileleri CHP ve DSP'Iİ olan polislere 'sakın-
calı' olarak bakılmaktadır. Alevi kökenli polisler ise
'emniyet örgütünde' pasif görevlere atanmaktadır...
Içişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü Osman
Güneş, arkadaşımız Alper Balh'nın yazdığı gibi bir
tarikat üyesi olup Samsun'da 6 yıl imamlık yapmış
mıdır? Ayrıca haziran ayında kura çeken 60 kayma-
kamdan 20'si Nurcu mudur?
• • •
Bugün ımam-hatip lisesi mezunlarının yüzde
90'ının meslekleri dışında çalıştıkları bir gerçek de-
ğil midir?
1983 yılında Bülend Ulusu hükümeti, imam-ha-
tip çıkışlılara yüksek öğretimin her dalına girebilme
olanağı sağladı.
Bu kişıler o tarihten itibaren özellikle siyasal bilgi-
ler ve hukuk fakültelerini tercih ettiler.
1997 Türkiyesi'nde ise Içişleri ve Adalet Bakanlı-
ğı 'imam- hatip çtkışlı' kişilerce dolduruldu...
Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı raporda
her şey açık bir biçimde ortaya çıkıyor...
1991-1992 yıllannda 390 olan imam-hatip lisele-
rinin sayısı bugün 525'e ulaşmıştır...
Şimdi size Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk ilke-
len ve Inkılap Tarihi Enstitüsü'nden Doğan Du-
man'ın hazırladığı doktora tezinden bir bölüm akta-
nyorum:
"1983'te yapılan yasa değişikliğinden sonra i-
mam-hatip çıkışlılar başka alanlara yönelmişlerdir.
1987yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Prof. Dr.
Cemal Mıhçıoğlu'nun yaptığı incelemenin sonuç-
larına göre, SBF'de okuyan öğrencilerin yüzde
40'ının imam-hatip çıkışlı olduğu, bu oranın 1992 yı-
lında yüzde 60'a yükseldiği görülmektedir. Yine
1988yılında ÖSYSsınavlannda 8 bin 714 imam-ha-
tipli hukuk fakültelerini, 4 bin 754'ü de kamu yöne-
timini birinci tercih olarak kullanırken, sadece
2496'sı ilahiyat fakültelerinde karar kıtmıştır. Aynı yıl
biryükseköğretim programına yerieşen 9 bin 931 i- •
mam-hatipliden yalnızca 981 'i, yani onda biri ilahi-
yat fakültelerinde eğitime başlamıştır."
1994 yılında Başbakanlık Müşavirliği'nce hazırla-
nan 'Eğitimde Dinselleşme' raporundan yola çıka-
rak bir haber-araştırma hazırlayan Celal Yılmaz ise
1989-90 ile 1992-1993 yıllarında imam-hatip lisele-
rindeki öğrenci artışının diğer meslek liselerine oran-
la çok yüksek olduğunu (imam-hatip yüzde 54, di-
ğerleri yüzde 18) belirtiyor...
Burhanettin Söylemez adlı bir imam-hatipli,
1990 yılında TÜSlAD'ın hazırladığı 'Eğitim Rapo-
ru'na gönderdiği yazıda bakın ne diyor:
"Kendi emel ve çıkarlannıza hizmet edecek kuk-
la insanlar yetiştirmek için açtınız bu imam-hatip
okullannı. Ama şu bir gerçektir ki, Cenab-ı Allah,
Müslümanlara hep düşmanlan vasıtasıyla yardım
edegelmiştir... Sizin düşündüğünüz gibi olmadı.
İmam-hatip okullan imam yetiştiren okul olgusunu
çoktaan yıktı geçti. Bugün Elhamdüiillah Siyasal Bil-
giler Fakültesi 'nden tutun da hukuk, tıp, bilgisayar
mühendisliği ve mühendislik fakülteleri gibi hatın
sayılır okullann çoğunda imam-hatip mezunlan, ya-
ni bizler vanz... Ve daha da çoğalarak bizler varol-
maya devam edeceğiz inşallah. Şuna da inancımız
sonsuz ki, bu vatanı sizler değil, yine bizler, yani
inançlı insanlar kurtaracaktır, geçmişte olduğu gibi.
O zaman sizler kaçacak delik arayacaksınız..."
• • •
Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi 'siyasi malze-
me' yapanlar neyin hesabındalar?
Hesap ortada: Laik demokratik cumhuriyeti kuşa-
tıp, şeriata giden yolda yürümek...
REFAHYOL'un bir yıl içinde neler yaptığını görme-
yenler 'demokrasi düşmanlan'n neden korurlar?
Şunun için: Ayaklarını yere basmadıkları ve Ceza-
yirgerçeğini görmediklerinden...
Müslümanlığı tekellerine alanlar "Müslüman vali,
kaymakam yerinde kalsın" diyerek ANASOL-D'ye
baskı uyguluyorlar...
800 kaymakamdan 300'ünün tarikatlara bağlı ol-
duğu Türkiye'de 'şeriat tehlikesi'n'm kalmadığını söy-
leyenlerin uyanık olması gerekiyor...
Olay, KonyaValisi Ziyaeddin Akbulut'u görevden
almakla bitmiyor!..
Öyle değil mi?
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Intemet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
Cindoruk: Demokrasi
gemisini yüzdürdük
tstanbul Haber Senisi -
Demokrat Türkiye Partisi
(DTP) Genel Başkanı Hü-
samettin Cindoruk. "De-
mokrasi gemimiz karaya
oturmak üzereyken. eli-
mizden gelen gayret göste-
rilmiş \e bu hükümetorta-
ya çıkanlmışür" dedi.
DTP Şile Ilçe Merke-
zi'nin açılışında yaptığı
konuşmada Türkiye'dekı
"yalanlara" kimsenin
inanmaması gerektiğini
söyleyen Cindoruk. "Nei-
mam-hatip okullan kapa-
nacaktır ne de vatandaşın
din eğitimi alması engelle-
necektir. Bunlann hepsi
yalan. safsatadır" diye ko-
nuştu.
Ülkenin son bir yıldır
çektiği sıkıntının siyasetçi
eksikliği, siyasetçi yanlış-
lığı ve siyasi düşüncenin
yokluğundan kaynaklan-
dığını öne süren Cindo-
ruk. "Biz, bu hükümete 5
bakanverdik. Bubakanla-
nmızla bu hükümeti des-
tekliyoruz. Ama asü des-
teklediğimiz bu hükümet
değil, bu hükümetin gel-
mesiyle ortaja çıkan. tek-
rar kurtulan demok-
rasidir" dedi.