Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışleri Müdürlen.
IbrahimVıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu)
0 Haber Merkezi Müdüru. Hakan Kara
0 Görsel Yonetmen Fikret Eser
Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat:
CengizYüdınm 0 Kültür Handan Şenköken
0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler:
Sami Karaören 0 Düzelüne AbduDah Yazıcı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YayınKurulu. DhanSdçak(Başkan),
Orhan Erinç, Oktay Kurtbökc,
Hikmet Çctinkaym, Şökru Soner.
t
Yıldız, Orhan Bursatı, Mustafa
Balhay, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay 0 Haber Müdürü: Doğan
Akın Atatûrk Buhan No 125, Kat:4, Bakanlıkiar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 lzmır Temsılcısı:
SenJarKmk,H.ZıyaBrv.l352S23Ter.4411220, Faks:
4419117 0Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd.
119S.No! Kat:l,Tel:363 12 11,Faks: 363 12 15
Koordınatör AhmetKorukan 0
Muhasebe: Bülent Yener 0
Idare Hüseyin Gürer 0 tşletme
ÖnderÇeBk0Bılgı-tşlem. Nail
İnal 0 Bılgisayar Sıstem.
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Cülbin
Erduran O Koordınatör Reha
Işttman • Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Yayımlayan \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansi. Basın \e Yayıncıhk A Ş
Tarkocağı Cad. 39'4! Cağaloglu 34334 lst PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 28TEMMUZ1997 tmsak:4.01 Güneş: 5.49 Öğle: 13.18 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.32 Yatsı:22.13
Usansüstü
sınavı yapıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Lısansüstü Eğitimi
Sına\ı (LES) Adana,
Ankara, Erzurum. İstanbul.
Izmir ve Lefkoşa'da dün
yapıldı ÖSYM
yetkililerinden alınan bilgiye
göre. sınava 18 bın 2 kişi
başvurdu. Saat 14.30'da
başlayan ve adaylara iki ayn
test uygulanan sınav, 3 saat
sürdü. Bütün yükseköğretim
kurumlan. lisansüstü eğitim
için öğrenci seçerken LES
sonuçlanm, kendılerinın
belirleveceğı yöntemle
kullanacaldar.
Yükseköğretim Kurulu
(YÖK), yurtdışmda
lisansüstü öğrenim görmek
üzere göndereceği
öğrencilerin seçme ve
yerleştirme işlemlerini LES
puanlanna göre yapacak.
İstanbul'da su
baskınlan
• lstanbul Haber Servisi -
Istanbul'da sabah saatlerinde
etkili olan sağanak yağış,
Bağcılar. Bahçelievler,
Esenler ve Eyüp ilçelerinde
çok sayıda ev ve işyerinin su
altında kalmasma neden
oldu. Önceki gece başlayan
ve sabah saatlerinde
şıddetıni arttıran yağışta
ÎSK.1 ve itfaiye ekiplerinin
zamanmda müdahale
edememesi ve mazgallann
tıkalı olması nedeniyle
biriken sular özellikle
bodrum katlanndakı ev ve
işyerlerine doldu.
Çevre Bakanı
sabır istedi
• GÖCEK (Cumhuriyet) -
Çe\re Bakanı Imren Aykut,
Göcek toplantısına katılarak
Eurogold'un altm madenini
kapatmasını isteyen
Bergamalılardan "bıraz
daha sabır" istedi. Göcek'te
yapılan Batı Akdenız Çevre
Platformu(BAÇEP)
toplantısına katılan Aykut,
gazetecilenn çeşitlı
konulardakı sorulannı
yanıtladı. Bergama'da zorla
bir yere vanlamayacağını
belirten Aykut, "Fethiye'nin
kanalizasyon sorunu daha az
zararlı değildir. Muğla'daki
öteki turistik ilçelerde
altyapı ve antma tesisi
olmayışı en az Bergama
kadar çevreye zararlıdır"
dedi.
Van'da Urartu
tapınağı
• VAN(AA)-Van'da Ege
Üniversitesı Edebiyat
Fakültesı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu
tarafından Ayanıs
Kalesi'nde sürdürülen kazı
çalışmalannda, Urartu
dönemine ait büyük bir
tapınak ortaya çıkanldı.
Çilingiroğlu, yaptığı
açıklamada elde edilen
bilgilerin Urartu Krallığı'nın
son 50 yılını aydınlığa
kavuşturacağını söyledi.
Serengil'in
durumu
• İstanbul Haber Servisi -
Beyninde oluşan tümör
nedeniyle International
Hospital'da ameliyat edilen
ünlü sanatçı Öztürk
Serengil'in sağlık
durumunun normal ve
şuurunun açık olduğu
bildirildi.
Taylop
İstanbul'da
• İstanbul Haber Servisi -
Film yıldızı Elizabeth
Taylor, Çeçen çoçuklara
yardım amacıyla düzenlenen
geceye katılmak için dün
istanbuPa geldi. Sanatçı,
Adnan Kaşıkçf nın
Uluslararası Çoçuklara
Yardım Vakfı etkinlikleri
kapsamında bugün
Beylerbeyi Sarayı'nda
düzenlediği geceye
katılacak.
TBV'den burs
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye Bilişim Vakfı
(TB.V). ekonomik olanaklan
yetersiz olan başanlı
bılgisayar mühendisliği
bölümü öğrencilerine
karşılıksız burs verecek._
Burs almak isteyen
öğrencilerin, 15 ağustosa
kadar TBV'ye başvurmalan
gerekiyor. Burs fonuna
katkıda bulunmak isteyenler
de ödeyecekleri tutan
TBV'ye bildirebılecekler.
Nizip'teki tarihi bedesten ve yatır mezar, yol açma ve yeni inşaat alanı yaratmak için yıkıldı
TaiTİı ratıt ıığnuıa yok edüiyor
BANUSALMAN
ANKARA - Gaziantep Müze Mü-
dürlüğü arkeologlannın raporuyla
"eski eser özelliği" olduğu saptanan
Nizip'teki Geç Osmanlı mimarisini
yansıtan bedesten ve yatır mezar. çı-
kar bağlantılan sonucunda yıkıldı.
Yol açma gerekçesiyle kamulastırma
yapan DYP'li Nizip Belediyesi'nin
bedestenin yıkılmasını sağladığı ile-
ri sürüldü.
Nizip'teki Pazarcamii mahallesin-
de bulunan bedesteni, 1994 yılında
Metin Çınarsatın aldıktan sonra 1996
yılında yolun genişletilmesi gerek-
çesiyle kamulaştırma yapıldı. Çı-
nar'm bedestenin çatısını yıktıımaya
başladığı dönemde Gaziantep Mü-
zesi Müdürlüğü'nde çalışan arke-
ologlar Hakkı Alhan ve Mehmet
Onal'ın yaptığı inceleme sonucun-
da, ~bedestenin Geç Osmanh mima-
ri üslubunda inşa edfldiği,çatısı sökül-
müş olmasına karşm duvaıiarmm hâ-
lâ sapasağlam olduğu ve eskieserözeJ-
liğjnin bulunduğu" bildirildi. Rapor,
11 Temmuz 1996 tarihinde iletilme-
sine karşın Adana Kültür ve Tabiat
Varhklannı Koruma Kurulu tescil iş-
lemini geciktirdi. Kurul, 22 Ağustos
1996 tarihinde Nizip Belediye Baş-
kanlığı'ndan. bedestene herhangi bir
inşai ve fıziksel müdahalede bulu-
nulmasını önlemesini istedi. Beledi-
ye Başkanlıgı, 27 Ağustos 1996 ta-
rihinde Metin Çmar'a yıkım izni ol-
madığı ve bedestenin bir kısmının
yol açmak için kamulaştınldığını
anımsatarak, yıkımı durduğunu bil-
• Gaziantep Müze Müdürlüğü arkeologlannm
raporuyla eski eser özelliği olduğu saptanan bedesten
ve yatır mezann yıkımını DYP'li Nizip Belediyesi'nin
sağladığı ileri sürüldü.
dirdi. Nizip Belediyesi'nin kayma-
kamlığa gönderdiği yazıda da, yapı-
tatil zaptı tutularak yıkım çalışmala-
nnın durdurulduğu belirtildı.
bedestenin yıkımının önlenmesi için
çeşitli girişimlerde bulunan Ömer
Şahin Sayın, tutulan yapı-tatil zaptı-
nın sahte olduğunu, belediyenin de yı-
kım işlemine yardımcı olduğunu ile-
ri sürdü.
Bu binayı kim yok etti?
Sayın, 1 Temmuz 1997 tarihinde as-
liye ceza mahkemesine yaptığı baş-
vuruda, Metin Çınar'ın 17 Mart 1997
tarihli mahkemeye verdiği ifadesin-
de, bedestenin çatısını yeni açmaya
başladığı zaman Gaziantep Müze Mü-
dürlüğu'ne kendisinin şikâyet edilme-
si üzerine yıkımı durduğunu söyleme-
sine karşın; 3 Temmuz 1996 tanhli ya-
pı-tatil zaptında. bedestenin üst katı-
nın tamamen, alt katının ise kısmen
yıkıldığının belirtıldiğine dikkat çek-
ti. "Acababu binayı 17 Eytüll9%'ya
kadar kim yok etti" diye soran Sayın,
3 Temmuz 1996 tarihinde yıkılmış
olduğuna ilişkin yapı-tatil zaptı tutu-
lurken, 4 Temmuz 1996 tarihli Gazi-
antep Müzesi'nce görevlendirilenle-
rin çektikleri bedestenin sağlam ol-
duğunu gösteren fotoğraflan da mah-
kemeye sundu.
Adana Kültür ve Tabiat Varhkla-
nnı Koruma Kurulu, 17 Eylül 1996
tarihinde tespit işlemlerinin yapıl-
maması nedeniyle bedestenin büyük
bölümünün yıkılmış olduğunu, ya-
pının canlandınlmasını sağlayacak
veriler bulunmadığı karannı verdi.
Bedestendeki iki dükkân için de-
ğerinin üzerinde kamulaştırma bede-
li ödenmesinin dikkat çekici olduğu-
nu belirten Ömer Şahin Sayın, Kül-
tür Bakanlığı'na 21 Mart 1997 tari-
hinde gönderdiği yazıda, Metin Çı-
nar'ın rant sağlamaya dönük girişim-
lerine Kültürve Tabiat Varhklanm Ko-
ruma Kurulu Genel Müdürlüğü ile
Adana Kültür ve Tabiat Varhklannı
Koruma Kurul u'nun "açık olarak
aracıhk" yaptığrnı ilen sürdü. DYP'li
Nizip Belediye Başkanı CoşkunÖz-
kaya'nın "yol açma" gerekçesiyle
bedestenin yıkılmasını sağlamaya ça-
lıştığını anlatan Sayın yazısmda şöy-
le dedi: "Kamulaştmlmasıyapılmak
istenilen, 24-25-26 parsellerin tama-
mıdır. Bu arada 27. parselin ise cep-
hesinin açılabilmesi için 340.71 met-
rekare olan alarumn sadece 55 met-
rekaresi yola çevrilmek suretiyle ar-
takalanlasnundakitarihibedesten ve
içindeki yatır mezann yıkılması ale-
nen planlanmışbr. Cephesi açılacak
olan bedestenin yerine ise beton yığd-
mak sureth le maliki Metin Çınar rant
temin edecektiV."
'Kayıp Dünya'daki
Julianne
Amenkalı ünlü film yönermenı
Steven Spielberg'ün Borneo
Adalan'nda çektiği, "Jurassic
Park"ın devamı nitetiğindeki
The Lost VVortd-Kayıp Dünya"
isimli fitaninde rol alan
Julianne Moore,
yeteneği ve güzelngi ile
göz doldumyor. Daha
önce Louis Malle'in
"42. Cadde'deki
Vanya" ve Robert
Alrmanın "Short
Cuts" isimli
filmkrinde oynayan
Moore, pek çok film
deştirmeni tarafindan
zamanınuzın en
önemli aktrislerinden
birioiarak
Bebeğin normalden zayıf ve kısa boylu doğmasına yol açıyor
Hamile sigaradan uzak durmah
türkonjenital (doğuştan olan) sakat-
lıklann düşük folik asit düzeyine
bağlı olduğu biliniyor. Kandaki fo-
lik asit miktannı düşüren sigaranın
tüm bu sakathklara yol açması ger-
çeğinden yola çıkan doktorlar, doğum
yapacak kadınlara folik asit takvi-
yesi yapmalannı öneriyor.
lnsan beyninin rahimde büyük bir
hızla geliştiğini kaydeden bilim adam-
lan. rahim içinde yeterince beslene-
meyen bebeğin ileri dönemlerde akıl
hastalıklanna da yakalanabileceği
uyansında bulunuyorlar. Son gün-
lerde Şikago Üniversitesi tarafindan
yapılan bir araştırma, hamilelik dö-
neminde günde 10 veya daha fazla
sigara içen kadınlann erkek çocuk-
lannda davranış bozukhıklan ve suç
işleme eğliminin daha
yüksek olduğunu ortaya
koyuyor. Tıp dünyasının
ciddi yayın organlanndan
'Archives of General
Psychiatry' isimli dergi-
de yer alan araştırma ra-
poru, yalan söyleme, hır-
sızlık yapma, şiddet kul-
lanma, yangın çıkarma gi-
bi da\Tanış bozukluklan
gösteren erkek çocukla-
nn, ailenin genetik yapı-
sında kalıtımsal bir bo-
zukluk olmadığı takdirde,
hamilelik döneminde en
az yanm paket sigara içen
annelerinin kurbanı oldu-
HamiMklerinde sigara içenlerin çocuklan kalp rahatsızüklanna daha fazla yakalanıyor. gu belirtiliyor.
Çeviri Servisi - Hamilelik döne-
minde içilen sigaranın bebeğin nor-
mal gelişmesini engellediği bildiri-
liyor. Sigara içen annelerin çocukla-
n, sigara içmeyenlere oranla ortala-
ma 250 gram daha zayıf ve daha kı-
sa boylu doğuyor. Normalden küçük
doğan bebeklerde ileri yaşlarda nö-
rolojik ve kalp hastalıklannın görül-
me olasılığı da daha yüksek.
Bebeğin kilosu ile annenin bes-
lenme rejimi arasında doğrudan bir
ilişki olmadığını ileri süren bilim
adamlan, yeterli gıda alamayan ha-
mile kadınlann bebeklerinin normal-
den zayıf olmasını. annenin kanında-
ki besin miktannın azlığından çok,
rahim ve plasentayı besleyen kan
miktannın yeterli olmamasına bağ-
lıyor. Rahim-plasenta kan dolaşımı-
nı olumsuz etkileyen sigaranın, be-
beğin besin kaynağı akışını aksata-
rak normal gelişimini engellediği
bildiriliyor.
Düşük riskiııi arttınyor
Hamilelik dönemlerinde sigara
içen kadınlann bebekleri yalnızca
zayıf ve kısa olmakla kalmıyor, ay-
nca bu kadınlarda düşük yapma ola-
sılığı veyaerken doğum riski artıyor.
Sigaranın bebek üzerindeki zararla-
n bununla bitmiyor. Bu bebeklerde
spina bifıda (omurga kanalının arka
duvannm açık kalmış olması), yank
damak, tavşan dudak, kalbin anato-
misine ait gelişim hatalan gibi nöro-
lojik anormalliklere rastlanıyor. Bu
ATTİLA İLHâN
Foça ve Ayvalık'ta plansızlık turizmi geriletti
Kıızey Ege turistsiz kaldı
ŞEVKİAVCI/KÖKSALDURUKA.N
AYVALJK/FOÇA - Turizmde Gü-
ney Ege'de hareketli günler yaşanır-
ken, Kuzey Ege'nin turist açısından
her geçen gün bir gerileme içinde
olduğu bildiriliyor. Bir zamanlar tu-
rizmin gözde merkezlennden olan
Foça ve Ayvalık'ta plansızhğm ve
ilgisizliğin bu sonucu yarattığı ileri
sürülüyor.
Foça'da turizm yatınmı yapmış ve
geleceğini buna bağlamış şirketle-
rin yönetıcileri. yöredeki turizmin
gerilemesini merkezi yönetimin tu-
tumuna ve turizme yönelmeyen hal-
ka baglıyor. Foçalı turizmciler, sonın-
lannı şöyle özetliyorlar: "Foça(Pho-
kaia) on iki İon kentinden biri oldu-
ğu halde kentin tarihi kimliği öne ÇH
kanlamadı. Kazı çahşmalanm halk
sahiplenmedL Arkeolojik kazüarm
desteklenmesi gerektiği taroşüırken
REFAHYOL kazdan durdurda Kent
ikinci konuta boğuldu. Turizm alanı
diyeplanlanan parseUerde bile 'turis-
tik tesis' adı altında ikinci konut ya-
pıldı. Yatak sayuı arttınlamadı. Tu-
ristik tesis yapılacak koylar askeri
bûiildere tahsis edildL Tesis yapma-
mn ötesinde bu koylar turizm amaç-
h kullamlamaz oldu. Turistlerzaman
zaman eghim aöşlanndaki tüfek ses-
leriyle uv-anryor."
Foçalı turizmci Sebahattin Kara-
ca, geçen yıla göre bölgede turizmin
yüzde 10-12 gibi büyük bir gerileme
içinde olduğunu vurguluyor. Karaca,
düşüşün nedenlerini sıralarken, Bod-
rum Havaalanı'nın açılıp charterse-
ferlerinin başlamasına ve tur opera-
törlerinin ulaşım kolaylığı nedeniy-
le Güney Ege'yi seçmesine baglı-
yor.
Turizmci AbduUahGünerde plan-
sızlıktan yakınıyor. Güner, u
Hafta
sonrası tzmir ve Manisa'dan Foçala-
yıianna büv ük bir akın var. Plansız-
lık nedenivle kimi plajlar alabüdiği-
ne yogun oluyor. Bu yoğunluk \aban-
cı turisti rahatsız ediyor" diyor.
Ayvalık'ta da turizm işletmecileri
sezon ortasına gelinmesine karşın,
sorun yaşadıklannı \-urguluyorlar.
Turizmciler, Ayvalık'ın koylan, plaj-
lan. doğal ve tarihi dokusu ile kim-
liğini ortaya koyduğunu. ancak acen-
telerin ilgisizliği nedeniyle tesislerin
boş kaldığını savunuyorlar.
Turizmci Ayşe Erdoğan, acentele-
rin Güney Ege'ye olan ilgisinin Ay-
valık'a yansımadığını belirterek ken-
dilerinden zaranna rakamlarla rezer-
vasyon istendiğini. bu istemi karşı-
lamalannın olanaksız olduğunu söy-
lüyor.
'İmtiyazlı' ve 'Sınıflı'
ok zaman geçti, o Fransız profesörün adını
unutmuşum; ama, onunlagörüşmek ihtimalinin
san'ı ne kadar müteheyyiç ettiğini, bal gibi hatır-
Iryorum. Fransız Kültür Merkezi, zaman zaman
yaptığı gibi, bir sosyolog çağırmış, adam, birkaç
konferans verip gidecek! Hasan (TannkırQ, Türk Ta-
rihinde Sosyal Tabakalaşma' başlıklı doktora tezini,
bu uzmana göstermek, onunfikrinialmak istiyon ma-
vi gözlerinde, gizli bir acı ve kırgınlık, bana dedikle-
ri şunlar "-... fransızca bir özet yaptım, sen de bir
göz at, ne de olsa senin fransızcan, Paris Fransız-
cası." O sıralar, ilk Paris 'serüveninden' henüz dön-
müşüm: Suna Pastahanesi'nde oturup, baş başa,
tezin özetini yeniden gözden geçirdik. Camlarda, si-
cim gibi bir yağmur.
Hasan'ı bu kadar heyecanlandıran olay, Fransız
sosyologun, tezin özetini inceledikten sonra, sahi-
bini tebrik etmesiyle sonuçlanmıştı. Böylece, talih-
siz dostum, hiç degilse beyhude çalışmadığını bir
uzman agzından işitmiş oluyor, söylemiştim sanınm;
Hasan'ın tezi, Türk tarihinde 'sosyal sınıflann' var-
lığını kanıtlamaya çalıştığı için, lstanbul Üniversi-
tesi'nce reddedilmişti; red imzası Profesör Fındı-
koğlu'nun! Niye mi anlatıyorum bunu, 'sınıf kelime-
si ve kavramının, ülkemizde, hayli uzun bir zaman
ne kadar 'tehlıkeli' olduğunu belirtebilmek için! Türk
Ceza Kanunu'nun 141/142. maddeleri. Demok-
les'in kılıcı gibi, Türk fikir hayatının tepesınde asılı
duruyordu.
O yüzden, Gâzi'nin Balıkesir konuşmasını oku-
duğum zaman, onca şaşırmış olmamın, hiç de ga-
rip sayılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Hangi konuşması mı?
Üstellk, Pektabildir- deml;...
Doğru, birden çıkaramazsınız; ben de, 'müddet-
i hayatımda', bu konuşma üzerine yazılmış ne
biryazı okudum, ne bir konuşma dinledim; sanki Gâ-
zi Balıkesir'de Paşa Camii'nin 'minberinden' hal-
ka, 7 Şubat 1923'te, kelimesi kelimesine şu sözleri
söytememişti; sanki. hayali geniş birisi, bu sözleri Mus-
tafa Kemal'in ağzınasonradan yakıştırmıştı da, ulu-
orta tartişılması yakışık almayacaktı. Oysa, beyaz üs-
tünde siyah, onun sözleri, gözlerimin önünde duru-
yordu. Şimdi olduğu gibi:
"...şunu arzedeyim ki, memâlik-i sâirede, fır-
kalar, behemahal iktisadi maksatlar üzerine te-
essüs etmiş ve etmektedir, çünkü o memleket-
lerde muhtelif sınrfiar vardır; bir sınıfın menfa-
atini muhafaza için teşekkül eden bir fırkaya
mukabil, diğer bir sınıfın menfaatini muhafaza
maksadiyle bir fırka teşekkül eder." Asıl müthiş
yeri şurası: "...bu, pek tabüdir!"(Söylev ve Demeç-
leri, Cilt II, s. 96/97)
Anlayan anladı elbet, anlamayan için özetlersek,
Gâzi diğer ülkelerde partilerin 'iktisadi maksatlar
üzerine' kuruldukJannı söylemekle kalmıyor, bunun
oralarda mevcut 'sosya/s/n/flar'yüzünden böyle ol-
duğunu, her sınıfın kendi çıkariannı savunmak için,
başka bir parti kurduğunu söylüyor; daha da güze-
li, bunu son derece 'tabii' buluyor. 'Siyasi parti' ku-
rumunun, handiyse 'mari<sist' bir açıklaması!..
Aslında onun 'dokuz umde* esası üzerine 'Halk
Fırkası'n, bir 'sa'y (emek) misâk-ı millTsi' mahi-
yet ve şeklinde örgütlemek üzere olduğu o günler-
de, bu sözlerTürkiye'de 'keyfiyet
r
\n aynı olmadığı-
nı belirtmek için söyleniyor. Balıkesir konuşması-
nın sonrasında, Gâzi, daha çok anti/emperyalist
ve 'mazlum millet'çi bir Suttan Galiyef 'söyiemi'
içindedir; memleketimizde, gerçek manada çıkar-
lan birbirine karşrt 'sınıflar olmadığını' öne sürer;
'ecnebinin' sömürdüğü, 'zavallı bir halk' olduğu-
muz fikrindedir, ancak el ele, omuz omuza verirsek
kalkınabiliriz, vs. Anadolu Ihtilâli ve inkılâbı, bu
V/eric/'tezden, 141/142'nin düpedüz iaşist' idraki-
ne nasıl vâsıl oldu? Sorunun cevabı, Anadolu Ihti-
lâli'nin 'totaliteriiğe' nasıl yozlaştığının, hazin bir hi-
kâyesidir: anti/emperyalist 'mazlum millet' idraki
gitmiş, faşizan 'korporasyonculuk' onun yerini almış-
tır.
Halbuki Gâzi, ilk 'tesbitinde' de, sonraki 'izahın-
da'da, nekadarhaklıydı!
2. Dünya Savaşı'ndan sonra...
r^v emiştim ya, 'çoğulcu demokrasi' demek, bir ül-
L/ kede birden fazla 'sosyal sınıf demektir. Gâzi'nin,
her sınıfın bir parti şeklinde örgütlendiği, çıkariannı
böyle savunduğu tezi, gerçeğin ta kendisidirde, ne
hikmetse, Türkîye'yi 'çoğulcu demokrasiye' taşıyan
'MillfŞeF bunu böyle almamış, 1946'dan itibaren 'sı-
nıf esası üzerine cemiyet kurulmasına' izin verdiği
halde, bu 'cemiyetlerin' birer siyasi parti şeklindefa-
aliyet göstermelerini, derhal 141/142. maddelerin kap-
samı içinde görmüştür.
Oysa Türkiye, II. Dünya Savaşı yıllan içinde, o
eski *yekpare' ve 'bütünüyle sömürülen' toplum
olmaktan çıkmış, 'seçkinleri', 'hacıağalan', 'ka-
raborsa zenginleri' ile, açık ve seçik bir 'sınrflı
topluma' dönüşmüştü. Başka türiü söytersek, es-
ki totaliteriik' düzenine göre dikilmiş gömlek, bu
topluma artk dar geliyor, oysa iktidar denklemi-
nin değişmemesi için (bürokrasi+burjuvazi=ik-
tklar) iek parti' mevzuat aynen uygulanıyordu.
Günümüzde, hukuken o mantık ve o idrak artık iş-
lemiyorsa da, zihinlerde işlemiyor diyebilir misiniz?
Söyleyeli, şurada kaç gün oluyor: 'Devlet Istatis-
tik Enstitüsü'nün verilerine göre, Türkiye'de nufu-
sun yüzde 5.1'i (3.500.000 kişi) yılda kafa başına
22.344 dolar kazanmaktadın 12.500 kişi dolar mil-
yoneridir; 2.000 ailenin ortalama geliri, 100 milyar li-
rayı buluyor; 2.000 ailenin toplam serveti, 6 katril-
yon lira! MillîGelirde, emek karşılığı olan gelir ancak
yüzde 30; buna mukabil, geriye kalan yüzde 70'lik
bölüm, kâr, faiz ve rant geliri: daha da ilginci. bu ge-
lirler vergilendirilmiyor; "...ama iş burada bitmiyor,
devlet emek sahiplerinden, müteşebbislerden
vergi olarak aldığı her yüz liranın seksen lirası-
nı, vakit geçirmeden, hemen, peşin peşin götü-
rüp, hiç vergi vermeyen bono ve tahvil sahiple-
rine faiz olarak hediye ediyor" (Sabah, 29 Ağus-
tos 1996).
Neyi gösterir bu? Türkiye'nin çoktan 'sınıflı' bir
toplum olduğunu mu? 'S/n/fl/'birtoplumda, 'çoğul-
cu bir demokrasi'yse, ancak, Gâzi'nin dedigi ve çok
da tabii bulduğu gibi, her sınıfın kendi çıkariannı sa-
vunacağı siyasi partilerin iktidara oynayabilmesiyle
mümkün olabilir, Türkiye Cumhuriyeti'nin, daha 'De-
mokrat Parti'n\r\ kurulduğu yıllardan başlayarak, so-
runu böyle koyrhası gerekirdi; eğer rejim iddia edil-
diği gibi Kemalist ise, Kemalizm'in sorunu koyu-
şu böyle, oysa, öyle mi yapmışlardır? öyle mi yapı-
yoriar? Bunun cevabı için, bir ülkemizde varlıklı ke-
simlerin çıkariannı savunan siyasi partilerin haline ba-
kınız, birdevariıksızkesimlerinçıkariannısavunma-
ya'cür'ef eden'partilerin haline! Göreceğiniz 'man-
zara' ne kadar yanlış yaşadığımızın hazin bir tablo-
sudur.
http-7/ www. prizmatnel tr/ AILHAN
http^/www.eda.tr/-biJgiyay/yazar/ailhan.htlm