23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışleri Müdürlen. IbrahimVıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezi Müdüru. Hakan Kara 0 Görsel Yonetmen Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat: CengizYüdınm 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Düzelüne AbduDah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç YayınKurulu. DhanSdçak(Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtbökc, Hikmet Çctinkaym, Şökru Soner. t Yıldız, Orhan Bursatı, Mustafa Balhay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay 0 Haber Müdürü: Doğan Akın Atatûrk Buhan No 125, Kat:4, Bakanlıkiar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 lzmır Temsılcısı: SenJarKmk,H.ZıyaBrv.l352S23Ter.4411220, Faks: 4419117 0Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119S.No! Kat:l,Tel:363 12 11,Faks: 363 12 15 Koordınatör AhmetKorukan 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Idare Hüseyin Gürer 0 tşletme ÖnderÇeBk0Bılgı-tşlem. Nail İnal 0 Bılgisayar Sıstem. Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Cülbin Erduran O Koordınatör Reha Işttman • Genel Müdür Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Yayımlayan \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansi. Basın \e Yayıncıhk A Ş Tarkocağı Cad. 39'4! Cağaloglu 34334 lst PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 28TEMMUZ1997 tmsak:4.01 Güneş: 5.49 Öğle: 13.18 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.32 Yatsı:22.13 Usansüstü sınavı yapıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Lısansüstü Eğitimi Sına\ı (LES) Adana, Ankara, Erzurum. İstanbul. Izmir ve Lefkoşa'da dün yapıldı ÖSYM yetkililerinden alınan bilgiye göre. sınava 18 bın 2 kişi başvurdu. Saat 14.30'da başlayan ve adaylara iki ayn test uygulanan sınav, 3 saat sürdü. Bütün yükseköğretim kurumlan. lisansüstü eğitim için öğrenci seçerken LES sonuçlanm, kendılerinın belirleveceğı yöntemle kullanacaldar. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yurtdışmda lisansüstü öğrenim görmek üzere göndereceği öğrencilerin seçme ve yerleştirme işlemlerini LES puanlanna göre yapacak. İstanbul'da su baskınlan • lstanbul Haber Servisi - Istanbul'da sabah saatlerinde etkili olan sağanak yağış, Bağcılar. Bahçelievler, Esenler ve Eyüp ilçelerinde çok sayıda ev ve işyerinin su altında kalmasma neden oldu. Önceki gece başlayan ve sabah saatlerinde şıddetıni arttıran yağışta ÎSK.1 ve itfaiye ekiplerinin zamanmda müdahale edememesi ve mazgallann tıkalı olması nedeniyle biriken sular özellikle bodrum katlanndakı ev ve işyerlerine doldu. Çevre Bakanı sabır istedi • GÖCEK (Cumhuriyet) - Çe\re Bakanı Imren Aykut, Göcek toplantısına katılarak Eurogold'un altm madenini kapatmasını isteyen Bergamalılardan "bıraz daha sabır" istedi. Göcek'te yapılan Batı Akdenız Çevre Platformu(BAÇEP) toplantısına katılan Aykut, gazetecilenn çeşitlı konulardakı sorulannı yanıtladı. Bergama'da zorla bir yere vanlamayacağını belirten Aykut, "Fethiye'nin kanalizasyon sorunu daha az zararlı değildir. Muğla'daki öteki turistik ilçelerde altyapı ve antma tesisi olmayışı en az Bergama kadar çevreye zararlıdır" dedi. Van'da Urartu tapınağı • VAN(AA)-Van'da Ege Üniversitesı Edebiyat Fakültesı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu tarafından Ayanıs Kalesi'nde sürdürülen kazı çalışmalannda, Urartu dönemine ait büyük bir tapınak ortaya çıkanldı. Çilingiroğlu, yaptığı açıklamada elde edilen bilgilerin Urartu Krallığı'nın son 50 yılını aydınlığa kavuşturacağını söyledi. Serengil'in durumu • İstanbul Haber Servisi - Beyninde oluşan tümör nedeniyle International Hospital'da ameliyat edilen ünlü sanatçı Öztürk Serengil'in sağlık durumunun normal ve şuurunun açık olduğu bildirildi. Taylop İstanbul'da • İstanbul Haber Servisi - Film yıldızı Elizabeth Taylor, Çeçen çoçuklara yardım amacıyla düzenlenen geceye katılmak için dün istanbuPa geldi. Sanatçı, Adnan Kaşıkçf nın Uluslararası Çoçuklara Yardım Vakfı etkinlikleri kapsamında bugün Beylerbeyi Sarayı'nda düzenlediği geceye katılacak. TBV'den burs • ANKARA (ANKA)- Türkiye Bilişim Vakfı (TB.V). ekonomik olanaklan yetersiz olan başanlı bılgisayar mühendisliği bölümü öğrencilerine karşılıksız burs verecek._ Burs almak isteyen öğrencilerin, 15 ağustosa kadar TBV'ye başvurmalan gerekiyor. Burs fonuna katkıda bulunmak isteyenler de ödeyecekleri tutan TBV'ye bildirebılecekler. Nizip'teki tarihi bedesten ve yatır mezar, yol açma ve yeni inşaat alanı yaratmak için yıkıldı TaiTİı ratıt ıığnuıa yok edüiyor BANUSALMAN ANKARA - Gaziantep Müze Mü- dürlüğü arkeologlannın raporuyla "eski eser özelliği" olduğu saptanan Nizip'teki Geç Osmanlı mimarisini yansıtan bedesten ve yatır mezar. çı- kar bağlantılan sonucunda yıkıldı. Yol açma gerekçesiyle kamulastırma yapan DYP'li Nizip Belediyesi'nin bedestenin yıkılmasını sağladığı ile- ri sürüldü. Nizip'teki Pazarcamii mahallesin- de bulunan bedesteni, 1994 yılında Metin Çınarsatın aldıktan sonra 1996 yılında yolun genişletilmesi gerek- çesiyle kamulaştırma yapıldı. Çı- nar'm bedestenin çatısını yıktıımaya başladığı dönemde Gaziantep Mü- zesi Müdürlüğü'nde çalışan arke- ologlar Hakkı Alhan ve Mehmet Onal'ın yaptığı inceleme sonucun- da, ~bedestenin Geç Osmanh mima- ri üslubunda inşa edfldiği,çatısı sökül- müş olmasına karşm duvaıiarmm hâ- lâ sapasağlam olduğu ve eskieserözeJ- liğjnin bulunduğu" bildirildi. Rapor, 11 Temmuz 1996 tarihinde iletilme- sine karşın Adana Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Kurulu tescil iş- lemini geciktirdi. Kurul, 22 Ağustos 1996 tarihinde Nizip Belediye Baş- kanlığı'ndan. bedestene herhangi bir inşai ve fıziksel müdahalede bulu- nulmasını önlemesini istedi. Beledi- ye Başkanlıgı, 27 Ağustos 1996 ta- rihinde Metin Çmar'a yıkım izni ol- madığı ve bedestenin bir kısmının yol açmak için kamulaştınldığını anımsatarak, yıkımı durduğunu bil- • Gaziantep Müze Müdürlüğü arkeologlannm raporuyla eski eser özelliği olduğu saptanan bedesten ve yatır mezann yıkımını DYP'li Nizip Belediyesi'nin sağladığı ileri sürüldü. dirdi. Nizip Belediyesi'nin kayma- kamlığa gönderdiği yazıda da, yapı- tatil zaptı tutularak yıkım çalışmala- nnın durdurulduğu belirtildı. bedestenin yıkımının önlenmesi için çeşitli girişimlerde bulunan Ömer Şahin Sayın, tutulan yapı-tatil zaptı- nın sahte olduğunu, belediyenin de yı- kım işlemine yardımcı olduğunu ile- ri sürdü. Bu binayı kim yok etti? Sayın, 1 Temmuz 1997 tarihinde as- liye ceza mahkemesine yaptığı baş- vuruda, Metin Çınar'ın 17 Mart 1997 tarihli mahkemeye verdiği ifadesin- de, bedestenin çatısını yeni açmaya başladığı zaman Gaziantep Müze Mü- dürlüğu'ne kendisinin şikâyet edilme- si üzerine yıkımı durduğunu söyleme- sine karşın; 3 Temmuz 1996 tanhli ya- pı-tatil zaptında. bedestenin üst katı- nın tamamen, alt katının ise kısmen yıkıldığının belirtıldiğine dikkat çek- ti. "Acababu binayı 17 Eytüll9%'ya kadar kim yok etti" diye soran Sayın, 3 Temmuz 1996 tarihinde yıkılmış olduğuna ilişkin yapı-tatil zaptı tutu- lurken, 4 Temmuz 1996 tarihli Gazi- antep Müzesi'nce görevlendirilenle- rin çektikleri bedestenin sağlam ol- duğunu gösteren fotoğraflan da mah- kemeye sundu. Adana Kültür ve Tabiat Varhkla- nnı Koruma Kurulu, 17 Eylül 1996 tarihinde tespit işlemlerinin yapıl- maması nedeniyle bedestenin büyük bölümünün yıkılmış olduğunu, ya- pının canlandınlmasını sağlayacak veriler bulunmadığı karannı verdi. Bedestendeki iki dükkân için de- ğerinin üzerinde kamulaştırma bede- li ödenmesinin dikkat çekici olduğu- nu belirten Ömer Şahin Sayın, Kül- tür Bakanlığı'na 21 Mart 1997 tari- hinde gönderdiği yazıda, Metin Çı- nar'ın rant sağlamaya dönük girişim- lerine Kültürve Tabiat Varhklanm Ko- ruma Kurulu Genel Müdürlüğü ile Adana Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Kurul u'nun "açık olarak aracıhk" yaptığrnı ilen sürdü. DYP'li Nizip Belediye Başkanı CoşkunÖz- kaya'nın "yol açma" gerekçesiyle bedestenin yıkılmasını sağlamaya ça- lıştığını anlatan Sayın yazısmda şöy- le dedi: "Kamulaştmlmasıyapılmak istenilen, 24-25-26 parsellerin tama- mıdır. Bu arada 27. parselin ise cep- hesinin açılabilmesi için 340.71 met- rekare olan alarumn sadece 55 met- rekaresi yola çevrilmek suretiyle ar- takalanlasnundakitarihibedesten ve içindeki yatır mezann yıkılması ale- nen planlanmışbr. Cephesi açılacak olan bedestenin yerine ise beton yığd- mak sureth le maliki Metin Çınar rant temin edecektiV." 'Kayıp Dünya'daki Julianne Amenkalı ünlü film yönermenı Steven Spielberg'ün Borneo Adalan'nda çektiği, "Jurassic Park"ın devamı nitetiğindeki The Lost VVortd-Kayıp Dünya" isimli fitaninde rol alan Julianne Moore, yeteneği ve güzelngi ile göz doldumyor. Daha önce Louis Malle'in "42. Cadde'deki Vanya" ve Robert Alrmanın "Short Cuts" isimli filmkrinde oynayan Moore, pek çok film deştirmeni tarafindan zamanınuzın en önemli aktrislerinden birioiarak Bebeğin normalden zayıf ve kısa boylu doğmasına yol açıyor Hamile sigaradan uzak durmah türkonjenital (doğuştan olan) sakat- lıklann düşük folik asit düzeyine bağlı olduğu biliniyor. Kandaki fo- lik asit miktannı düşüren sigaranın tüm bu sakathklara yol açması ger- çeğinden yola çıkan doktorlar, doğum yapacak kadınlara folik asit takvi- yesi yapmalannı öneriyor. lnsan beyninin rahimde büyük bir hızla geliştiğini kaydeden bilim adam- lan. rahim içinde yeterince beslene- meyen bebeğin ileri dönemlerde akıl hastalıklanna da yakalanabileceği uyansında bulunuyorlar. Son gün- lerde Şikago Üniversitesi tarafindan yapılan bir araştırma, hamilelik dö- neminde günde 10 veya daha fazla sigara içen kadınlann erkek çocuk- lannda davranış bozukhıklan ve suç işleme eğliminin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Tıp dünyasının ciddi yayın organlanndan 'Archives of General Psychiatry' isimli dergi- de yer alan araştırma ra- poru, yalan söyleme, hır- sızlık yapma, şiddet kul- lanma, yangın çıkarma gi- bi da\Tanış bozukluklan gösteren erkek çocukla- nn, ailenin genetik yapı- sında kalıtımsal bir bo- zukluk olmadığı takdirde, hamilelik döneminde en az yanm paket sigara içen annelerinin kurbanı oldu- HamiMklerinde sigara içenlerin çocuklan kalp rahatsızüklanna daha fazla yakalanıyor. gu belirtiliyor. Çeviri Servisi - Hamilelik döne- minde içilen sigaranın bebeğin nor- mal gelişmesini engellediği bildiri- liyor. Sigara içen annelerin çocukla- n, sigara içmeyenlere oranla ortala- ma 250 gram daha zayıf ve daha kı- sa boylu doğuyor. Normalden küçük doğan bebeklerde ileri yaşlarda nö- rolojik ve kalp hastalıklannın görül- me olasılığı da daha yüksek. Bebeğin kilosu ile annenin bes- lenme rejimi arasında doğrudan bir ilişki olmadığını ileri süren bilim adamlan, yeterli gıda alamayan ha- mile kadınlann bebeklerinin normal- den zayıf olmasını. annenin kanında- ki besin miktannın azlığından çok, rahim ve plasentayı besleyen kan miktannın yeterli olmamasına bağ- lıyor. Rahim-plasenta kan dolaşımı- nı olumsuz etkileyen sigaranın, be- beğin besin kaynağı akışını aksata- rak normal gelişimini engellediği bildiriliyor. Düşük riskiııi arttınyor Hamilelik dönemlerinde sigara içen kadınlann bebekleri yalnızca zayıf ve kısa olmakla kalmıyor, ay- nca bu kadınlarda düşük yapma ola- sılığı veyaerken doğum riski artıyor. Sigaranın bebek üzerindeki zararla- n bununla bitmiyor. Bu bebeklerde spina bifıda (omurga kanalının arka duvannm açık kalmış olması), yank damak, tavşan dudak, kalbin anato- misine ait gelişim hatalan gibi nöro- lojik anormalliklere rastlanıyor. Bu ATTİLA İLHâN Foça ve Ayvalık'ta plansızlık turizmi geriletti Kıızey Ege turistsiz kaldı ŞEVKİAVCI/KÖKSALDURUKA.N AYVALJK/FOÇA - Turizmde Gü- ney Ege'de hareketli günler yaşanır- ken, Kuzey Ege'nin turist açısından her geçen gün bir gerileme içinde olduğu bildiriliyor. Bir zamanlar tu- rizmin gözde merkezlennden olan Foça ve Ayvalık'ta plansızhğm ve ilgisizliğin bu sonucu yarattığı ileri sürülüyor. Foça'da turizm yatınmı yapmış ve geleceğini buna bağlamış şirketle- rin yönetıcileri. yöredeki turizmin gerilemesini merkezi yönetimin tu- tumuna ve turizme yönelmeyen hal- ka baglıyor. Foçalı turizmciler, sonın- lannı şöyle özetliyorlar: "Foça(Pho- kaia) on iki İon kentinden biri oldu- ğu halde kentin tarihi kimliği öne ÇH kanlamadı. Kazı çahşmalanm halk sahiplenmedL Arkeolojik kazüarm desteklenmesi gerektiği taroşüırken REFAHYOL kazdan durdurda Kent ikinci konuta boğuldu. Turizm alanı diyeplanlanan parseUerde bile 'turis- tik tesis' adı altında ikinci konut ya- pıldı. Yatak sayuı arttınlamadı. Tu- ristik tesis yapılacak koylar askeri bûiildere tahsis edildL Tesis yapma- mn ötesinde bu koylar turizm amaç- h kullamlamaz oldu. Turistlerzaman zaman eghim aöşlanndaki tüfek ses- leriyle uv-anryor." Foçalı turizmci Sebahattin Kara- ca, geçen yıla göre bölgede turizmin yüzde 10-12 gibi büyük bir gerileme içinde olduğunu vurguluyor. Karaca, düşüşün nedenlerini sıralarken, Bod- rum Havaalanı'nın açılıp charterse- ferlerinin başlamasına ve tur opera- törlerinin ulaşım kolaylığı nedeniy- le Güney Ege'yi seçmesine baglı- yor. Turizmci AbduUahGünerde plan- sızlıktan yakınıyor. Güner, u Hafta sonrası tzmir ve Manisa'dan Foçala- yıianna büv ük bir akın var. Plansız- lık nedenivle kimi plajlar alabüdiği- ne yogun oluyor. Bu yoğunluk \aban- cı turisti rahatsız ediyor" diyor. Ayvalık'ta da turizm işletmecileri sezon ortasına gelinmesine karşın, sorun yaşadıklannı \-urguluyorlar. Turizmciler, Ayvalık'ın koylan, plaj- lan. doğal ve tarihi dokusu ile kim- liğini ortaya koyduğunu. ancak acen- telerin ilgisizliği nedeniyle tesislerin boş kaldığını savunuyorlar. Turizmci Ayşe Erdoğan, acentele- rin Güney Ege'ye olan ilgisinin Ay- valık'a yansımadığını belirterek ken- dilerinden zaranna rakamlarla rezer- vasyon istendiğini. bu istemi karşı- lamalannın olanaksız olduğunu söy- lüyor. 'İmtiyazlı' ve 'Sınıflı' ok zaman geçti, o Fransız profesörün adını unutmuşum; ama, onunlagörüşmek ihtimalinin san'ı ne kadar müteheyyiç ettiğini, bal gibi hatır- Iryorum. Fransız Kültür Merkezi, zaman zaman yaptığı gibi, bir sosyolog çağırmış, adam, birkaç konferans verip gidecek! Hasan (TannkırQ, Türk Ta- rihinde Sosyal Tabakalaşma' başlıklı doktora tezini, bu uzmana göstermek, onunfikrinialmak istiyon ma- vi gözlerinde, gizli bir acı ve kırgınlık, bana dedikle- ri şunlar "-... fransızca bir özet yaptım, sen de bir göz at, ne de olsa senin fransızcan, Paris Fransız- cası." O sıralar, ilk Paris 'serüveninden' henüz dön- müşüm: Suna Pastahanesi'nde oturup, baş başa, tezin özetini yeniden gözden geçirdik. Camlarda, si- cim gibi bir yağmur. Hasan'ı bu kadar heyecanlandıran olay, Fransız sosyologun, tezin özetini inceledikten sonra, sahi- bini tebrik etmesiyle sonuçlanmıştı. Böylece, talih- siz dostum, hiç degilse beyhude çalışmadığını bir uzman agzından işitmiş oluyor, söylemiştim sanınm; Hasan'ın tezi, Türk tarihinde 'sosyal sınıflann' var- lığını kanıtlamaya çalıştığı için, lstanbul Üniversi- tesi'nce reddedilmişti; red imzası Profesör Fındı- koğlu'nun! Niye mi anlatıyorum bunu, 'sınıf kelime- si ve kavramının, ülkemizde, hayli uzun bir zaman ne kadar 'tehlıkeli' olduğunu belirtebilmek için! Türk Ceza Kanunu'nun 141/142. maddeleri. Demok- les'in kılıcı gibi, Türk fikir hayatının tepesınde asılı duruyordu. O yüzden, Gâzi'nin Balıkesir konuşmasını oku- duğum zaman, onca şaşırmış olmamın, hiç de ga- rip sayılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hangi konuşması mı? Üstellk, Pektabildir- deml;... Doğru, birden çıkaramazsınız; ben de, 'müddet- i hayatımda', bu konuşma üzerine yazılmış ne biryazı okudum, ne bir konuşma dinledim; sanki Gâ- zi Balıkesir'de Paşa Camii'nin 'minberinden' hal- ka, 7 Şubat 1923'te, kelimesi kelimesine şu sözleri söytememişti; sanki. hayali geniş birisi, bu sözleri Mus- tafa Kemal'in ağzınasonradan yakıştırmıştı da, ulu- orta tartişılması yakışık almayacaktı. Oysa, beyaz üs- tünde siyah, onun sözleri, gözlerimin önünde duru- yordu. Şimdi olduğu gibi: "...şunu arzedeyim ki, memâlik-i sâirede, fır- kalar, behemahal iktisadi maksatlar üzerine te- essüs etmiş ve etmektedir, çünkü o memleket- lerde muhtelif sınrfiar vardır; bir sınıfın menfa- atini muhafaza için teşekkül eden bir fırkaya mukabil, diğer bir sınıfın menfaatini muhafaza maksadiyle bir fırka teşekkül eder." Asıl müthiş yeri şurası: "...bu, pek tabüdir!"(Söylev ve Demeç- leri, Cilt II, s. 96/97) Anlayan anladı elbet, anlamayan için özetlersek, Gâzi diğer ülkelerde partilerin 'iktisadi maksatlar üzerine' kuruldukJannı söylemekle kalmıyor, bunun oralarda mevcut 'sosya/s/n/flar'yüzünden böyle ol- duğunu, her sınıfın kendi çıkariannı savunmak için, başka bir parti kurduğunu söylüyor; daha da güze- li, bunu son derece 'tabii' buluyor. 'Siyasi parti' ku- rumunun, handiyse 'mari<sist' bir açıklaması!.. Aslında onun 'dokuz umde* esası üzerine 'Halk Fırkası'n, bir 'sa'y (emek) misâk-ı millTsi' mahi- yet ve şeklinde örgütlemek üzere olduğu o günler- de, bu sözlerTürkiye'de 'keyfiyet r \n aynı olmadığı- nı belirtmek için söyleniyor. Balıkesir konuşması- nın sonrasında, Gâzi, daha çok anti/emperyalist ve 'mazlum millet'çi bir Suttan Galiyef 'söyiemi' içindedir; memleketimizde, gerçek manada çıkar- lan birbirine karşrt 'sınıflar olmadığını' öne sürer; 'ecnebinin' sömürdüğü, 'zavallı bir halk' olduğu- muz fikrindedir, ancak el ele, omuz omuza verirsek kalkınabiliriz, vs. Anadolu Ihtilâli ve inkılâbı, bu V/eric/'tezden, 141/142'nin düpedüz iaşist' idraki- ne nasıl vâsıl oldu? Sorunun cevabı, Anadolu Ihti- lâli'nin 'totaliteriiğe' nasıl yozlaştığının, hazin bir hi- kâyesidir: anti/emperyalist 'mazlum millet' idraki gitmiş, faşizan 'korporasyonculuk' onun yerini almış- tır. Halbuki Gâzi, ilk 'tesbitinde' de, sonraki 'izahın- da'da, nekadarhaklıydı! 2. Dünya Savaşı'ndan sonra... r^v emiştim ya, 'çoğulcu demokrasi' demek, bir ül- L/ kede birden fazla 'sosyal sınıf demektir. Gâzi'nin, her sınıfın bir parti şeklinde örgütlendiği, çıkariannı böyle savunduğu tezi, gerçeğin ta kendisidirde, ne hikmetse, Türkîye'yi 'çoğulcu demokrasiye' taşıyan 'MillfŞeF bunu böyle almamış, 1946'dan itibaren 'sı- nıf esası üzerine cemiyet kurulmasına' izin verdiği halde, bu 'cemiyetlerin' birer siyasi parti şeklindefa- aliyet göstermelerini, derhal 141/142. maddelerin kap- samı içinde görmüştür. Oysa Türkiye, II. Dünya Savaşı yıllan içinde, o eski *yekpare' ve 'bütünüyle sömürülen' toplum olmaktan çıkmış, 'seçkinleri', 'hacıağalan', 'ka- raborsa zenginleri' ile, açık ve seçik bir 'sınrflı topluma' dönüşmüştü. Başka türiü söytersek, es- ki totaliteriik' düzenine göre dikilmiş gömlek, bu topluma artk dar geliyor, oysa iktidar denklemi- nin değişmemesi için (bürokrasi+burjuvazi=ik- tklar) iek parti' mevzuat aynen uygulanıyordu. Günümüzde, hukuken o mantık ve o idrak artık iş- lemiyorsa da, zihinlerde işlemiyor diyebilir misiniz? Söyleyeli, şurada kaç gün oluyor: 'Devlet Istatis- tik Enstitüsü'nün verilerine göre, Türkiye'de nufu- sun yüzde 5.1'i (3.500.000 kişi) yılda kafa başına 22.344 dolar kazanmaktadın 12.500 kişi dolar mil- yoneridir; 2.000 ailenin ortalama geliri, 100 milyar li- rayı buluyor; 2.000 ailenin toplam serveti, 6 katril- yon lira! MillîGelirde, emek karşılığı olan gelir ancak yüzde 30; buna mukabil, geriye kalan yüzde 70'lik bölüm, kâr, faiz ve rant geliri: daha da ilginci. bu ge- lirler vergilendirilmiyor; "...ama iş burada bitmiyor, devlet emek sahiplerinden, müteşebbislerden vergi olarak aldığı her yüz liranın seksen lirası- nı, vakit geçirmeden, hemen, peşin peşin götü- rüp, hiç vergi vermeyen bono ve tahvil sahiple- rine faiz olarak hediye ediyor" (Sabah, 29 Ağus- tos 1996). Neyi gösterir bu? Türkiye'nin çoktan 'sınıflı' bir toplum olduğunu mu? 'S/n/fl/'birtoplumda, 'çoğul- cu bir demokrasi'yse, ancak, Gâzi'nin dedigi ve çok da tabii bulduğu gibi, her sınıfın kendi çıkariannı sa- vunacağı siyasi partilerin iktidara oynayabilmesiyle mümkün olabilir, Türkiye Cumhuriyeti'nin, daha 'De- mokrat Parti'n\r\ kurulduğu yıllardan başlayarak, so- runu böyle koyrhası gerekirdi; eğer rejim iddia edil- diği gibi Kemalist ise, Kemalizm'in sorunu koyu- şu böyle, oysa, öyle mi yapmışlardır? öyle mi yapı- yoriar? Bunun cevabı için, bir ülkemizde varlıklı ke- simlerin çıkariannı savunan siyasi partilerin haline ba- kınız, birdevariıksızkesimlerinçıkariannısavunma- ya'cür'ef eden'partilerin haline! Göreceğiniz 'man- zara' ne kadar yanlış yaşadığımızın hazin bir tablo- sudur. http-7/ www. prizmatnel tr/ AILHAN http^/www.eda.tr/-biJgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear