Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Köksal
görevine
devam edecek
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
55. hükümetin, dağınık
bir görüntü sergileyen
istihbarat çalışmalannı
tek merkezde toplamayı
planladiğı. istihbarat
birimleri arasındaki
koordınasyonun da Milli
İstihbarat Teşkilatı (MtT)
tarafindan yürütülmesini
öngördüğü bildirildi.
Başbakan Mesut
Yılmaz'ın, yurtdışı
göreve atanacağı öne
sürülen MÎT Müsteşan,
Büyükelçi Sönmez
Köksal'dan bir süre daha
görevinde kalmasını
istediği öğrenildi.
Erzurum
Kongresi'nm
78. yıldönümü
• İstanbul Haber Servisi
-Erzurum Kongresi'nin
78. yıldönümü nedeniyle
Mustafa Kemal Derneği
Başkanı Kamran Baran.
bir açıklama yaptı. Baran
açıklamasında. dün
Osmanlı Devleti'nı yan
sömürge haline getirerek
sömüren ve ideolojik ve
ekonomik çıkarlan
doğrultusunda parçalayan
dış güçlerin, bugün
"Şeriatçılığı, Kürtçülüğü
ve yeni mandacılığı"
savunan işbirlikçılen ile
üniter devleti ve laik
cumhunyeti bölmek
istediklerini bildirdi.
Denktaş ve
Karadayı'ya
• İstanbul Haber Servisi
- Batı Tarkya Dayanışma
Derneği tarafindan her yıl
düzenlenen "Dr. Sadık
Ahmet Dostluk ve Banş
ÖdüllerT'nebuyıl,
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf denktaş ile
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral lSmail Hakkı
Karadayı'nın layık
görüldügü bildirildi. ,t
Örsan
Öymen anıldı
• İstanbul Haber Servisi
-Gazeteci Örsan Öymen,
ölümünün 10.
yıldönümünde
Zincirlikuyu'daki mezan
başında anıldı. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti
(TGC) Başkanı Nail
Güreli, anma töreninde,
Örsan Öymen'in 10 yıl
önce genç yaşında
kaybedildiğini belirterek,
" Örsan'ı sevmek. sa>Tnak
demek. gazeteciliği
sevmek, saymak
demektir" dedi.
Yat limanı
sözleşmeleri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ulaştırma Bakanı Necdet
Menzir, yat turizminı
geliştirmek amacıyla
yapımı planlanan 52 yat
limanından 5'ının yap-
işlet-devret modeliyle
yapımı için bugün
sözleşme imzalanacağını
açıkladı. Yatınm
programındaki 52 yat
limanından 25'ınin kamu
kaynaklanyla, 27'sinin de
yap-işlet-devret
modeliyle yapılacağını
kaydeden Menzir, Didim.
Dalaman. Antalya
Fethiye-Çavuşlu ve
Bodrum'da toplam 100
milyon dolar harcanarak
yapılması planlanan 5
limanın toplam 3 bın 200
yat kapasitesine sahip
olacağını belirtti.
Sevda Demirel
kitap yazdı
• İstanbul Haber Servisi
- Bir süre önce fuhuş
yaptığı iddiasıyla
yakalanan ve çıkanldığı
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca serbest
bırakılan Fotomodel
Sevda Demirel, kendisini
gözaltına alan iki polis
memuru hakkında, olayla
ilgili olarak başlatılan
soruşturma çerçevesinde
ifade vermek üzere dün
İstanbul Adliyesı'ne gitti.
İki polis memuru
hakkında şiayetçi
olmadığını bildiren
Demirel, başına gelen
olayı anlatmak için
"Sevda Yollan" adlı bir
kıtap yazdığını söyledi.
DYP lideri Çiller'e 'örtülü yargılama' Danıştay karanyla gündeme geldi
Ortülüye yargı denetiıniEVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Başbakanlığı
dönemınde "örtülü ödenek"ten
dolandıncı Celalettin Selçuk
Parsadan'a 5.5 milyar ödediği
mahkeme karanyla kesinleşen
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in. "zunmet"* suçundan
yargılanma olasılığı,
Danıştay'ın verdiği kararla
güçlendi. Parsadan'ın avukatı
Şenol Özel, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
yaptığı suç duyurusunda, Çiller
ve Özel Kalem Müdürü Akm
İstanbullu hakkında. "zimmet,
görevi ihmal ve görevi
suiistimaT gerekçeleriyle
soruşturma başlatılmasını
istemişti. Özel. "Madem
müvekkilim mahkûm oldu, o
halde Çiller ve İstanbullu da
suçludur. Bu konuda
cumhuriyet savcüannı göreve
çağınyorum. Savcılann hiçbir
şeyden korkmadan,
çekinmeden Çiller ve İstanbullu
hakkında hazuiık soruşturması
başlatmalan gerekir" demıştı.
Danıştay. yargının. başbakanın
örtülü ödenek harcamalannı
denetleyebileceğine karar
verdi.
Bitlis olayı
Selçuk Parsadan'ın, Ankara
Ankara 9. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce 6 yıl 3 ay
hapis cezasına çarptınlmasıyla
yenıden gündeme gelen
"örtülü ödenek", bu kez de
eski Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Eşref Bitlis ve
arkadaşlannın ölümü
nedeniyle, Danıştay
incelemesine konu oldu. Çiller.
17 Şubat 1993 günü esrarengiz
bir helikopter kazasında ölen
Bitlis ile yaveri Albay Fahir
Işıkın vârislenne. başbakanın
2 Mayıs 1993 günü talimat
\ererek. bedeli örtülü
ödenekten karşılanmak üzere
birer adet konut satın alındığını
açıklamıştı. Oysa aynı olayda
yaşamını vitiren Yüzbaşı
Tuğrul Sezginler'in \ârislerine
konut verilmemişti. Bu işlemle
ilgili olarak, avukatı Nusret
Sanem, müvekkili Sezginler'e
ev verilmemesi işleminin iptali
için Başbakanlık aleyhine
Danıştay 10. Daıresi'ne dava
açtı. Daire. daha sonra işlemi
iptal etti. Başbakanlıgın
temyizi üzerine konu. Danıştay
tdari Da\a Daireleri Genel
Kurulu'nda venıden
incelenerek karara bağlandı.
Genel kurulun karannda şöyle
denildi: "17 Şubat 1993 günü
meydana gelen uçak kazasında
yaşamlarını vitiren Jandarma
Cenel Komutanı Orgeneral
Eşref Bitlis ile Albav Fahir
Işık'ın vârislerine Başbakanlık
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
mülkivetinde bulunan iki
konulun. bedelinin
Başbakanlıkça karşılanmak
üzere satılmasına, 2 Mayıs 1993
günü başbakan tarafindan
karar verildtği anlaşılmıstır.
İhtivaçlara cevap vermek üzere
tahsis edilen ödeneğin
kullanımı açısından,
başbakanın takdir yetkisi
bulunduğu, idare hukuku
ilkelerine göre yasal ya da diğer
düzenleyici tasarruflarla
idareve tanınan bu vctkinin
mutiak ve sınırsız olmavıp
anayasal ilke ve kurallar
çerçevesinde kullanılması
gerekir." Avukat Nusret Sanem.
bu karann önemli bir hukuksal
gelişme olduğunu kaydederek
"Selçuk Parsadan ile ilgili
mahkeme karannda, Tansu
Çiller'in gönül hazınem' diye
nitelendirdiği belirtilen örtülü
ödenek, halkımız için bir
muammadır" dedi. Sanem,
"tasarruf önlemleri"1
adı
altında yoksul köylünün
akçalanna. emekçilerin sosyal
güvenlik hakkına göz
dikenlerin. KlT'leri ekonomiye
yük oluyor diye özelleştirme
adı altında talan edip peşkeş
çektiklerini. örtülü ödenek
formülleriyle devletin parasını
har vurup savurduklannı
kaydetti.
Katledilişinin 17. yıldönümünde törenler düzenlendi
Işçi önderi
Türkler anıldı
İstanbul Haber Servisi -
Evinin önünde uğradığı
silahlı saldın sonucu ha-
yatını kaybeden eski
DİSK Genel Başkanı Ke-
mal Türkler, katledilişi-
nin 17. yıldönümünde tö-
renlerle anıldı. Türkiye
Işçi Partısı (TİP) ve De'v-
rimci lşçi Sendikalan
Konfederasyonu (DtSK)
kuruculanndan Türkler
için ilk tören. Merter'deki
evinin önünde gerçekleş-
tirildi.
DtSK Genel Sekreteri
Kemal Davsal. Kemal
Türkler'ın eşi Sabahat
Türkler, kızlan Yasemin
Türkler, Nilgün Soydan
ve torununun da aralann-
da bulunduğu yaklaşık
500 kişinin katıldığı an-
mada. "Türtder'in katili
Susurluk'ta". "Kahrol-
sun \IİT, CIA, Kontrge-
rilla" ve "Çeteler halka
hesap verecek" sloganlan
atıldı. Kemal Türkler Eği-
tım ve Kültür Vakfı Baş-
kan Yardımcısı RasimÖz
ise Türkler'i katledenler-
den birinin mahkeme ka-
ranyla saptanan MHP'li
mılıtan Ünal Osmanağa-
oğhı olduğunu iddıa ede-
rek. bu kişinin halen "Yu-
nus" kod adıyla çetelerin
içinde görev yaptığını öne
sürdü.
Öz. bu kişinin yakalan-
ması için adli makamlara
başvurduklannı belirte-
rek, Osmanağaoğlu hak-
kında bugün de Bakırköy
Cumhuriyet Başsavcılı-
ga'na suç duyurusunda
, bulunacağını söyledi.
Türkler'in mezan başında düzenlenen törene DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, CHP İl Başkanı Mehmet AN
Özpolat, ÖDP İl Başkanı Mehmet Atay ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı AH Rıza tldsKri de kaüldı.
Devlet Bakanı Türk
'însan haklanndâ
güvence veremem'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - tnsan hak-
lanndan sorumlu Devlet
Bakanı Hikmet Sami
Türk, bakanlığı süresin-
ce. insan hakları ihlalle-
rinin sona ereceğine iliş-
kin "güvence" vereme-
yeceğini, ancak yasal
düzenlemeleri evrensel
ölçütlere yükseltmeye
çalışacaklannı söyledi.
Cumhuriyet'in soru-
larını yanıtlayan Hikmet
Sami Türk. insan hakla-
n ihlallerinin önlenmesi
için anayasa. yasalar ve
uluslararası hukuk ku-
rallannın gereğini yerine
getireceklerini kaydetti.
Türkiye'nin nüfusunun
65 mılyonun üzerinde
olduğuna dikkat çeken
Türk. bakanın insan
haklan ihlallerine konu
olan bütün olaylardan
haberdar olmasının
mümkün olmadığını,
mevcut düzenlemelerin
çağdaş evrense! ölçütle-
re göre geliştinleceğini
vurguladı. Türkiye tnsan
Haklan Vakfi (TİHV)
Başkanı Yavuz Önen ise
toplumu "biz ve onlar"
olarak ikiye bölen RP
zihniyetinin izlerini taşı-
yanREFAHYOLkoalis-
yonu döneminde Türki-
ye'nin heralanda "mah-
şeri" yaşadığını söyledi.
Önen, "Bu zihniyet, ken-
disi dışuıdaküere vaşam
hakkı tarumadr dedi.
Önen. süregiden insan
haklan ihlallerinin RE-
FAHYOL koalisyonuy-
la birlikte yoğunlaşarak
arttığını. buna koşut in-
san haklannı savunan
kuruluşlann da ağır bas-
kılarla yüz yüze geldiği-
ni belirtti.
Yavuz Önen, insan
haklannı savunan örgüt-
ler üzerinde son iki aydır
yoğunlaşan baskıların
nedenini, 28 şubattakı
Mılli Güvenlik Kurulu
(MGK) toplantısınm ar-
dından gösterdikJeri tep-
kilere bağladı.
Demirel doğum yeri tslamköy'de halka hitap etti
6
Her şeyin cevabı var'
BÜLENT ECEV İT
ISPARTA - Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. Isparta gezisinin ıkinci
gününde doğum yeri İslamköy ile di-
ğer beldelerde halka hitap etti. Siyase-
tin üstünde olmasına karşın "aradası-
rada ordan burdan laP atıldığından
yakınan Demirel, ülkedeki tartışma-
İann bazılannı "çokyükseksesli", ba-
zılannı "lüzumsuz". bazılannı da
u
kı-
sır" olarak değerlendirdi.
Isparta gezisinin ikinci gününe 58.
Er Eğitim Tugayı'nı ziyaret ederek
başlayan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel yoğun bir program uyguladı.
Önce kendı adını taşıyan fen lisesinde
incelemelerde bulunan Demirel, aynı
kompleks içindeki kız öğrenci yurdu-
nun da açılışını yaptı. Islamköy'e gi-
den Demirel, burada Türk Hava Kuru-
mu'na ait bir balonla karşılandı. İs-
lamköy'de kendi adına kurulan De-
mokrasi Müzesi'ni gezen Demirel. ya-
kınlannı ziyaret ederek, pişşi yedi.
Cumhurbaşkanı. belediye binası
önünde toplanan yurttaşlara seslenir-
ken, iki yıla yakın bir süredır Ispar-
ta'ya gelemedığini, buna gerekçe ola-
rak da "devlet işlerinin kesifolmasını"
gösterdi.
Türkiye'nin gelışmiş bir ülke oldu-
ğunu belirten Demirel, bunda kendi-
Demirel kendi adını taşıyan fen lisesinde incelemelerde bulundu. ( AA)
sınin de "hissesi" olduğunu vuguladı.
Demirel Atabay ılçesine gıderek,
Süleyman Demirel Lisesi'nın açılışı-
nı yaptı veafet evlerinin tapulannı da-
ğıttı. Belediye önünde toplanan yurt-
taşlara hitap eden Demirel. Keçiborlu
ilçesıne de giderek Cumhuriyet Mey-
danı'nda yurttaşlara seslendi. Cum-
hurbaşkanı şunlan söyledi: "Her şey
demokrasi içinde olacak. Her şev ko-
nuşarak olacak. Bazı tamşmalar çok
vüksek sesle. baalan lüzumsuz, bazH
lan kısır. Ama biz senelerce'herkes ko-
nuşsun' mücadelesini yaphk. Kimse
kimseve hakaret etmesin. şerefivle,
haysiyetivle oynamasm. Birisi bir şey
söylerse başkası boş mu durur. O da
ona cevap verir. Herkes ne biliyorsa
sövlesin. Ve halk da ona göre karar ve-
rir, kim haklı kim haksız."
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Diyarbakır'da üç yıl önce bir
TV programı için, elinde tor-
bayla tütün satan bir köylüyle
konuşmuştum. Bir kilo bile
gelmeyen kaçak tütünü satıp
ekmek parasını çıkarmaya ca-
hşıyordu. Nerede kaldığını, ne-
reden geldiğini sordum. Aile-
cek daha kalacak yer bulama-
mışlardı. O bir avuç tütünle ka-
nnlannı doyurmaları da müm-
kün değildi.
Kamerayı ve mikrofonu ona
yönelttim ve köyünü neden
terk ettiğini anlatmasını iste-
dim. Durdu, yorgun yüzüyle
kameraya baktı ve kınk Türk-
çesiyle, "Devlet köylerimizi
yandırmıştır" dedi. Hangi köy-
dendi, adı neydi hatıriamıyo-
rum. O bin yıllık acıyı biriktiren
kırış kınş yüzünü ise hiç unut-
muyorum. O yüzde bir ülkenin,
bir bölgenin kaderi saklıydı.
Sevgilı Işık Kansu'nun Di-
yarbakır'a göçenlerin yaşadığı
Aziziye Mahallesi'ni anlatan
Diyarbakır'da Acının Sessizliği...
röportajını izlerken derin biracı
duydum. Her gün TV haber
bültenlerinde "Bugün terörist-
lerle gerçekleştirilen çatışma-
larda 50 terörist öldürüldü,
beş asker ve yedi güvenlik gö-
revlisi şehit oldu" sözcükleriy-
le başlayan haberleri dinleriz.
Bu rakamlar ve ölüm habeıie-
ri, birçoğumuz için çok uzak-
larda, bizi ilgilendirmeyen olay-
larmış gibi gelir.
Her gün alışık olduğumuz bu
türden çatışma haberlerini din-
ler ve günlük yaşamımıza de-
vam ederiz.
Bir tarih ve kültür şehri olan
Diyarbakjr'da bu haberler baş-
ka türlü algılanır. Örneğin, bu-
radakilerin bazılarının çocuk-
lan "dağdadır". Ölenler içinde
onlann çocuğu da olabilir. Ama
ne kimseye sorabilir, ne de
ölüp ölmediğini öğrenebilir.
Belki de sahte bir kimlikle kim-
sesizler mezarlığına atıldığını
duyar. Çoğu zaman onu da
öğrenemez.
Eğerölenin kimliği saptanır-
sa, ardından başka sorunlar
ortaya çıkar. Terörist yetiştiren
köy boşaltılabilir, ailesi. yakın-
lan şüpheli kişiler olarak sorgu-
ya çekilir. Akla hayale gelme-
yecek başka belalar da başla-
nna sarılabılir.
O zaman tez elden o diyar-
dan kaçmak gerekir. Gücü ne-
ye ve nereye yetiyorsa oraya
gitmek. En çaresizler, en yakı-
na kapağı atar. Dıyarbakır. gö-
çün ilk durağı, en çaresizlerin
sığınağı.
Işık Kansu'nun edebiyatçı
duyartığıyla anlattığı Diyarba-
kır'ın varoşlarında kimbılir baş-
ka ne öyküler yazılıyor. Azizi-
ye'nin mezarlığının hali pekacı
verici: "Karşıdakimezariık, ya-
şam ile ölüm arasındaki fark-
sızlığı vurguluyor. Mezar taşı
yerine, birer briket dikilmiş kü-
çüktepeciklerin başına. Yaşar-
ken silinmiş adlar, yine öylece
ölüme taşınmış. Ad yok, do-
ğum tarihi yok, ölüm tarihi
yok... Ekmek tandırlan ve çit
yerine yağ tenekeleri ile çevril-
mış küçük bahçelerde boy
atan ayçiçeklen olmasa, ma-
hallelinin yaşamla birebir ilişki-
sini kopardığı sanısına kapılı-
yorsunuz."
Aziziyeliyi ise Işık şöyle ta-
nımhyor: "Ya Aziziyeli için du-
rum neydi? Dicle'nin ötesi,
boşalmış köyler, yakılmış ev-
ler, nicedir bakım görmeyen
topraklar ile korkunun ve ya-
nnsızlığın hayaletini gezdiri-
yordu. Orası, artıkyokluğun ve
hiçliğin ovası, tepesi, mezra-
sıydı. Dicle'nin bu yanı, yani
Aziziye, 'zorunluluğun', hatta
'zorla' göçün son durağıydı."
•••
Pislik ve bakımsızlıktan göz-
leri akan kızın evin köşesine
sinmış hasta görüntüsü, ger-
çek bir Türkiye görüntüsü.
Oralarda çok acı şeyler oluyor.
O acılar dalga dalga Türkiye'ye
yayılıyor. Çaresizlik kapılan ça-
lıyor, ölüm kapılan çalıyor.
Ülkemiz çetelerin eline hiç
yoktan düşmedi. Bombala-
nan, terk edilen köylerdeki
ölüm rantı, sonunda çete ola-
rak üzerimize geldi. Susurluk,
Diyarbakır'da büyüdü, Şır-
nak'ta beslendi, Ankara'da
güç topladı. Yolunuz Diyarba-
kır'a düşerse, köylennden ka-
çan veya zorla çıkanlan insan-
lann öyküsünü dinleyin. Gü-
neydoğu'da savaşın neden bir
türlü bitmediği sorusunun
cevabını da belki o öykülerden
çıkarabilirsinız.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOGLU
Peru'da Halk Sokaklarda
Geçen hafta boyunca Peru'nun LJma, Trujillo ve
Cuzco gibi önemli kentlerınde öğrenciler, sendika-
lar, öğretmenler ve muhalefet partileri, Başkan Al-
berto Fujimori'nın baskıcı rejimine karşı yürüdüler.
Cuma günü yapılan gösteride Başkanlık Sarayı
önünde toplananların sık sık "Kahrolsun diktatör-
lük" sloganını attığı görüldü. (Reuters: 18/07/97).
VVallStreet Jouma/'ınhaberinegöreCNN'ingörün-
tülerine bakılırsa gösteriler hafta sonunda da zaman
zaman çatışmalara dönüşerek devam etti.
Peru Devlet Başkanı Fujimori 22 nisanda televiz-
yonlara, tutsaklan kurtarma operasyonu sırasında,
teslim olmak istemelerine rağmen. yargısız infaz
edilen Tupac Amaru genllalarının parçalanmış ce-
setleri arasında poz verdiğinde kendinden çok emin
görünüyordu. iktidarın gayri resmi iki ortağı olarak
bilinen Genelkurmay Başkanı Nicholas de Bari
Hermoza Rios ve Askeri Haberalma Örgütü Baş-
kanı Vladimiro Montesions ise bu "halkla ilişkiler
etkinliğinin" Fujimori'yı anayasaya rağmen üçüncü
defa seçtirmelerine olanak sağlayacağına inanıyor-
lardı. Ancak evdekı hesap çarşıya uymadı. Bazı ka-
muoyu yoklamalanna göre, bugünlerde toplumsal
desteği yüzde 23 ile yüzde 15 arasında gezinen
(Xinhua Ajansı 14/07) Fujimori 7 yıllık iktidannın ve
5 yıllık yan askeri rejim tarihinin en ciddi muhalefet
hareketiyle karşı karşıya.
Peru son yıllarda güçlü bir ekonomik büyüme ya-
şadı. Ancak halkın büyük bir çoğunluğu bu pasta-
dan pay alamadı. Associated Press'm bir haberine
göre Peru halkının yarısı, yaklaşık 22 milyon kişi
mutiak yoksulluk sınınnın altında yaşıyor (16/07/97).
1992'de Hermoza Rios ve Montesinos'un yardımı
ile partamentoyu feshederek yan askeri bir diktatör-
lük kuran Fujimori, halktan gelen şıkâyetlere ve hu-
zursuzluklara kulaklannı tıkadı. Fujimori, bu huzur-
suzluklann yol açtığı terörist tepki eylemlerini ise bu
tepkilerin toplumsal kaynaklanna bakmadan, birer
adi zabıta vakası olarak ele aldı ve her türlü açık mu-
halefeti şiddetle ezdi. Tupac Amaru katliamından
sonra Fujimori, Montesions ve Hermoza Rios iyice
cesaretlenerek tüm anayasal engellere rağmen Fu-
jimori'yi yeniden seçtirmek için kollan sıvadılar. An-
cak bu üçlünün niyetleri toplumda hoş karşılanma-
dı ve muhalefet yükselmeye başladı.
Hoşnutsuzluk ilk defa geçen ay Fujimori, 3. kez
seçilmesıne olanak sağlayacak olan yeni yasayı
reddeden Anayasa Mahkemesi hâkimlerini görev-
lerinden alınca su yüzüne çıktı. Peru halkı hiç bek-
lenmedik bir şekılde sokaklara döküldü. "Her şey
sokaklarda, meydanlarda, kahvelerde yapılan tar-
tışmalaha başladı" diyerek bu süreci dile getiriyor-
du, sosyoloji öğrencisi ve kendiliğinden hareketin
öne çıkardığı liderlerden Alejanda Alayaza. "Kim-
se bizı örgütlemedi... Birden sokaklara dökülmeye
başladık... Bu, demokrasi için birhareketti ve Fuji-
mori'nin eski destekçılen'nin önemli bir kısmını bi-
le kendi saflanna çekti." (Los Angeles Times
5/06/97) Gösteriler ve protestolar günlerce dinme-
di. "Uyuşukluk içindeydik artık, uyandık" diyecekti
göstericilerden biri, bir başkası "Peru'da artık ka-
nun hâkimiyetinden bahsetmek mümkün olmadı-
ğı" için sokaktaydı (Financial Tımes 17/06/97). Ge-
çen ay boyunca Fujimori hükümeti bu tespiti kanrt-
lamak için elinden gelenı fazlasıyla yaptL
Birçok gazete, radyo ve TV yorumcusu hüküme-
ti eleştirdikleri için sürekli tehdit edildiler, silahlı
adamlarcakaçınldılarvedövülduler. Hükumet. "ba-
zı serserilerin işi" diyerek sorumluluğu üzerinden
atmaya çalıştı, ama kimseyi inandıramadı. Bu ara-
daeski bir haberalma görevlisi Leonar La Rosa te-
levizyona çıkıp TV yorumcusu Cesar Hildebrandt'a
yönelik bir suikast hazırlığı olduğunu ve eski arka-
daşlannın da kendisine işkence yaptığını açıkladı.
(IPS 8/07/97). Ojo gazetesı editörüne göre "gizli
servisin bazı kesimleri artık tümüyle kontrolden çık-
mıştı".
Evelki hafta pazar günü Frecuence Latine Telel-
vizyonu, içlerinde gazetecılerin, politikacılann, işa-
damlannın bulunduğu 200 kişinin, haber alma ör-
gütü tarafindan dinlenen telefon konuşmalannın ka-
yıtlarını açıklayarak büyük bir skandal yarattı. Hü-
kümetin tepkisi ise televizyonun çoğunluk hıssele-
rine sahip olan Baruch lchter'i vatandaşlıktan at-
mak oldu.
Hükümetin bu tutumu geçen hafta boyunca sü-
recek olan gösterilerin başlamasına yol açtı. Gös-
terilere paralel olarak içlerinde Dışişleri Bakanı ve
Savunma Bakanı da bulunan beş bakan görevterin-
den ıstifa ettiler.
Tüm bu protestolar karşısında Fujimori ümitsiz-
ce iktidara tutunmaya çalışıyor. Geçen çarşamba
Fujimori. üst düzey generalleri ve güvenlik sorum-
lulannı başkanlık sarayına toplayarak medyaya kar-
şı bir güç gösterisinde bulunmak istedi. Ancak Fu-
jimori, sendikalan, öğrencilen ve iş cevrelenni kar-
şısına almışa benziyor. Basın, Fujimori hükümetınin
her gün yeni bir skandalını ortaya çıkanyor. ABD de
şikâyetçi. Bir zamanlar Fujimori'yi şiddetle destek-
leyen sağcı gazetelerden Expreso 'nun "Halkın ken-
disine sırt çevirdiğini görmüyor" demesine bakılır-
sa Fujimori'nin defteri dürülmek üzere. Arkasından
siyasi istikrar gelir mi? Bu sorunun cevabını çok
merak ediyorum. Neden derseniz, bu hikâye bana,
bir başka ülkede halen yaşanmakta olanlan hatırla-
tıyor da ondan.
erginC« ergin.demon.co.uk
51 kişiye başka görev
Bakanlıkta
yobaz temizliğL
RAHAR TANRISEV ER
ANKARA - Kültür
Bakanlığı'nda Müsteşar
Cevdet Türkeroğlu'nun
da aralannda bulunduğu.
28'i imam-hatip kökenlı
51 kişi görevden alındı.
RP'lı îsmail Kahra-
man'ın Amasya tl Kül-
tür Müdürlüğü'ne getır-
diği. halkı orduya karşı
isyana çağıran şeriatçı
"Bir Hak Düşmanr ad-
lı oyunun düzenleyicile-
rinden Osman Yüzgenç
de açığa alınırken, Kül-
tür Bakanı İstemihan Ta-
lay, imam-hatip kökenli
kişilerin "görevde kal-
malannın sakıncasının
giderilmesi" amacıyla
acil yer degişikliklerine
gidildiğinı bildirdi.
Alınan bilgiye göre,
Kültür Bakanlığı Müste-
şan Türkeroğlu. Taşkent
Kültür Müşavırliği'ne
atandı
Anıtlar ve Müzeler
Genel Müdürü Mehmet
Akiflşık ile Halk Kültür-
leri Araştırma ve Geliş-
tırme Genel Müdürü Se-
lahattin Özdemiroğlu
müşavirliğe getinldiler.
tmam-hatıp kökenli mü-
şavırler IVIehmet Nuri
Karaman ile Hüseyin
Coşkun ve ticaret lisesi
mezunu Kemal Ürkmez
ile Mehmet Erdem baş-
ka bir göreve atanmak
üzere açığa alındılar.