25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ1997SALI 10 KULTUR PORTAL DİKMEN GÜRÜN Robert Wilson'la birlikte çalışan, ses enstalasyonlanyla ünlü bir sanatçı: Hans Peter Kuhn Sahne dışına taşan ses tasarunlarıHans Peter Kuhn tiyatro, sinema, dans. alanlannda yarattığı ses enstalasyonlan ile ünlü bir sanatçı. Yapıtlan New York"tan Uzakdoğu'ya dünyanın çeşitli galenle- rinde ve ılginç mekânlannda sergılen- mekte. 1998'de Avrupa külfür başkentı olan Stockholm'de ve on Baltık kentinde yine ses enstalasyonlan sergilenecek. Kuhn 1978 'denbuyana Robert Wüson'la birlikte çalışıyor. "Ölüm, V ıkını ve Det- roif, "İç Savaşlar*", "Doktor Faustus Işık- lan ^akar", •4 Örlando'\ -Hamlet" ıkı u>- tanın beraber kotardıklan vapımlardan sadece bırkaçı. Kasım 1997'de Wılson ve Kuhn. Hebbel Tiyatrosu'nda GetrudeSte- in'ın "Azizler ve Şartalar"ını sahneleye- cek. 25. Uluslararası Istanbul Müzik Fes- tivalı nedenıyle Japon sanatçı Junko Wa- da ile birlikte konuğumuz olan sanatçıy- la tiyatro çalışmalan üstüne konuştuk. - Yapoğmız müzikte biçimselliği öne çı- kanyorsunuz. Ses tasanmınızda sınır ta- nımıyorsunu/, Robert \\ Uson'iaçalışma- laruuzda deneyselzenginlikleriniz çok gü- zel örtüşüvor. Bu noktaya nasıl geldinb? Nerede buluştunuz? "Ölüm. Yıkun ve Det- roit"le (DD&D) başlavan beraberliğini- zin ilk günlerinde ikiniz arasında müthiş kavgalar koptuğunu okumuştum. KLHN - VV'ılson'la tanıştığım sıralar- da Schaubühne'de ses tasanmcısıydım. Peter Stein, KJaus-Micheal Grüber, Luc Bondy gibı yönetmenlerle çalışıyordum, amaözgürdeğildim. Yapmak istedikleri- mi > apamıyordum. Özellıkle Peter Steın karşısındakini kendi behrlediğı kesin çiz- gıler içinde hareket etmeye zorlayan bir yönetmendı. Herşeyı dıkteertırirdi. Ken- di alanımda yaratım özgürlüğümün kısıt- lanması beni tedırgin ediyordu. 1978'de Schaubühne'den avrıldım. Wilson "DD&D"de çalışmamı önerdi. Schaubüh- ne"> i bu nedenle bırakmış olmama kar- şın yine de başkalan ıçin müzik yapıyor olmanın koşullanmışlığı içindeydim. Do- ğal olarak karşınızdaki ıçın bir şey yapı- yorsanız onu memnun etme uğraşı içine girersiniz. Kaldı kı. biz Schaubühne'de çok farklı birçalışmayöntemi içindeydik. Wilson ise bambaşka bir yerdeydi v e ben onu yeterince tanımıyordum. Bu neden- le bırbırimizındilınıyakalayamadık. Ben sürekli soruyordurn. o sorulanmj yanıt- lamıyordu. Hiçbir yaptığımı sevmiyor- du. Ikimiz de mutsuz \e gergindık. Sonun- da müthiş bir kavga koptu ve "Bana ne istediğini söylemezsen ben de kendi iste- diğimi yapanm'" diyerek \urdum kapıvı çıktım. Ertesi gün bir Keith Jarrett plağı ile geri geldim. "Bu parçaçalınacak"" de- dim. Çaldım. Bu olaydan sonra sorun çö- zümlendi. Çünkü Wilsononun için değıl. onunla birlikte çalışmamı, yaratım süre- cini birlikte yaşamamtzı istiyordu. Doğ- rusu da buydu. Yıllardırbiraradayız. Pa- ralel çı^gılerde ilerliyoruz. Tartışıyoruz. Sıfır noktasından başlayarak yapımı yan yana inşa ediyoruz. Bu çok önemlı bir nokta - Biraz daha açar mısınız bu konuyu? KUHN - Provalann başından itibaren çalışmalara gırerim. Tüm sistemlerim ku- rulmuştur. Prova süresince hergün dene- meleryapanm. yaptıklanmı kaydederim 'Önemliolan sağlambgproje ve iyibiryönetmen\ ^• Julia Roberts, "Le Mariage de Mon Meilleur Ami' ve 'Complots" adlı iki yeni filmiyle sinemaya iddialı bir dönüş yapıyor. Kaliteli senaryolar. yönetmenler ve projeler doğrultusunda çahştığuıı vurgulayan Julia Roberts, değişik türleri deiierflenin hoşuna gTTtiğini belirterek "Açıkça ifade edeyim ki bir filmin dikkatimi çekmesi için astronomik bütçelerle çekiliyor olması gerekmiyor. Önemli olan sağlam bir proje ve ardında iyi bir yönetmenin olması" diyor. Kiiltûr Servisi - Adını sınema- da "Pretty \\oman" (Özel Bir Ka- dın) olarak duyuran \e genış kit- lelertarafından büyük beğeni top- layan genç yıldız, ABD'de bu yaz göstenme gırecek olan ıkı yeni filmıy le gerçek oyunculuk potan- siyelıni gözler önüne seriyor. Iki yapımda da farklı karakter- len canlandıran Roberts, her fır- satta sinemayı çok sev diğinin. an- cak kötü filmler yapmak isteme- diğının altinı çızerken farklı yö- netmenlerle çalışmasını da deği- şik türde filmler gerçekleştırmek isteğinebağlıyor. Yeni filmlennin tanıtımı vesi- lesiyle Studio'nun kendisıyle yap- tığı bir söyleşide, sanatçı bu iki film. sinema ve özel yaşamıyla sorulan yanıtladı: - Bu yaz ABD'de ild yeni filmi- niz gösterime girecek. 97 yılı Julia Roberts için bir geri dönüş yılı di- yebüir miyiz? Julia Roberts - Ben zaten kay- bolmamıştım ki... Ama ne demek istedığınizı ivi anlıvorum. En iyı filmım 4 Prett\Woman'dı ve onun ardından çevırdiklerimın hiçbin aynı etkiyi yaratmadı. Ancak o filmden beri işsız de kalmadım. Dkokul öğretmenj olurdum - KesinJikle, ancak uzun bir sü- rediriçinde bulunduğunuz şartiar pek elverişli değildi. Yeni fîlmleri- niz "Complots" ve "Le Mariage de Mon Meilleur .^mi" ile olay ya- ratacağuuz kesin... Evet. çünkü bu filmlerın her ikisi de sinemaseverlenn ilgisinı çekecek türden ve ben bu yüzden çoksevinçliyim. -Avustrarvahvönetmen P. J. Ho- gan sizin seçiminiz miydi? P. J. Hogan en başından beri her zaman benım ilk tercıhım oldu. "MurieT filmını çok beğenmiş- tim. En ufak detaylara bile çok önem veriyor, filmi ayncalıklı kı- lan da zaten bu küçük dokunuş- lar. - "L« Mariage de Mon Meille- ur Ami" fılminde gülüvor. çığlık- lar aüyor. baca gibi sigara tüttürü- yor. agüyor. kendinizi oradan ora- ya atıyorsunuz... Evet, P. J. Hogan'ın desteği tam da bu anlarda ortava çıktı ve be- ni çok başanlı bir şekilde yönet- tı. Bana hafif komiklikten. delı kaçık bir komedıye geçmem ge- reken anlan o bıldırıyordu. - Filmde başa baş giden dram ve komedi arasında, aynı zaman- da kariyeriniz de iki ayn yolda ikr- liyor. Birincisi Joel Schumacher. Steven Spielberg. Alan J. Pakula. Rıchard Donner gibi yönetmen- lerle çahşmaıuzdan ötürü HoO> l wo- od tarzına \ akınken; ikincisi bek- lenmedik bir şekilde Lasse Hallst- röm, Robert Altman. Stephan Fre- ars. Neil Jordan. Woody Allen ve şimdi de Paul J. Hogan gibi ba- ğımsız%önetmenlerleşckilleniyor. Acaba iki farklı Julia Roberts mı var? Hayır. kaliteli senaryolar, kali- teli yönetmenler ve kaliteli proje- ler doğrultusunda çalışan tek bir Julia Roberts var. Ancak değişik rürler denemek hoşuma gidiyor. Açıkça ıfade edeyim ki bir filmin dikkatimi çekmesi için astrono- mik bütçelerle çekiliyor olması gerekmıyor. Önemli olan sağlam bir proje \ e ardında ıyı bir yönet- menin olması. - Oyuncularbakınundan zengin bir ailede büvüdünüz. (Julia Ro- berts, Eric Roberts'ın küçük kız- kardeşi ve her ikisi de ailelerinin Atlanta'daki tiyatro atöhesinde yetişmişler.) Her zaman için oyun- cu olma\ı istediniz mi? Bu ısteğimı aıleme açmadan önce tereddütlüydüm, çünkü her- kesin zaten yaptığı bir ışi yapmak istiyor olmak tuhafıma eidiyor- du.' - Eğeroyuncu olmasayduuz han- gi mesleği tercih ederdiniz? İlkokul öğretmenı olurdum, an- cak matematik okutmamak kay- dıyla. Fellini tara düşler... - **Hook"un ardından çalışma- ya iki yıl kadar ara verdiniz... 'Hook'un ardından bıraz çal- kantılıbirdönemgeçırdim. Evet, ara verdim çünkü bu zaman zar- fında beni tatmin eden hiçbir se- naryoyla karşılaşmadım. ta lu Alan J. Pakula'nın "Pelikan Dos\as"na kadar. Bu iki yıl müddetınce hep çalışmak istedim. Mesleğimi çok seviyorum, ancak kötü filmler de yapmak istemiyorum. -Fümlerinizdeüzgün olduğunuz zamanlarda tek bir yüz ifadesiv le izleyicflerin \iireklerini burkabili- yorsunuz. Bu iltifat için gerçekten çok te- şekkürler. inanın ağlayabilirim. Bu gıbı anlarda çok heyecanlanı- yorum.lGözleri yaşanyor)... - Basında, herhangi bir yıldızın ""Yenı Julia Roberts" olarak lan- se edilmesine ne diyorsunuz? E\et, böyle bir şey daha önce gözüme çarptı. Ama bu onlar için bir haksızlık olur. Etiketlenmek hiç de hoş bir şey degil. Yenı bir Julia Roberts olmak bence pek dahıce değil. - Sharon Stone'un beş yıl içeri- sindcki çıkışını nasıl değerlendiri- yorsunuz? Tıpkı sizin Pretty \V'o- manfibninizdeolduğu gibio da ad»- nı tek bir filnıle. Basic Instınct ile du\urdu. Pretty \\'oman'da yirmi yaşın- daydım ve ardımda üç ya da dört film \ar. Sharon Stone'unkilerse otuzu aştı ve aktif olarak o daha deneyimli. Kanımca bu iki farklı başan örneği. - Geceleri ne tür sinema düşle- ri kurarsınız? Anlatılmaz. FeDini tarzı düşler... (Gülüyor) Jodie Foster bir dahi - Tanıdığınız ve sev diğiniz oyun- cular... İş yaşamımda pek fazla arkada- şım yok Benım arkadaşlanm fark- lı çevrelerden ama Susan Saran- don, arkadaş olabileceğim ender bir kişilik. Bundan başka Jodie Foster'a sonsuz saygım \ar. o bir dahı. Diğer taraftan. Meg Rvan, Sandra Bullock \e HolN Hunter gibi sanatçılann çalışmalanyla ya- kından ilgilenıvorum - "Complots" fîlminde canlan- dırdığınız karakter için neler söy- leyeceksiniz? Kararlı. cıddi \e Mel Gibson'a âşık genç bir kadını yorumluyo- rum. "Mariage de Mon Meilleur Amrdekinden çok daha basit bir oyunculuk gerektiren bir rol... - Mel Gibson ve siz her ikiniz de rollerinizde doğrudan, kimi za- man doğaçlama ve içgüdüsel bir oyunculuk sergiliyorsunuz, yanıb- yor mu> uz? Doğru söylüyorsunuz. Mel \e ben. birbinne çok > akın karakter- lenz. Ikimiz de mesleğımize tapı- yoruz ve setlerde uzun saatlerge- çınyoruz. Bir filmin başrol oyun- culan olduğunuz zaman. çekime sizin de kendınızden bir şeyler katmanız gerekıyor. Bunun. her oyuncunun sahıp olması gereken bir sorumluluk olduğunu düşünü- >orum. - Sizi günümüzde çoktutkulu a>- nızamanda da son derece saküı bu- luyoıiar. Bu sadece bir izlenim mi dersiniz? Hayır, ızlenimden öte. Bugün yaşantım son derece hoş, kolay \e mütevazı. Ancak insanlar sizin mutsuz olmanızı çok ısterlerken onlan mutlu olabıldığinıze ınan- dırmak çok güç. Desenin ustaları New York'ta Egon Schiele Kültür Servisi - Bir milyona yakın eski ve yenı baskj ile bir- likte aşağı yukan 45 bin adet yapıtın bulunduğu \'ıyana'daki Albertina Müzesi restore edil- meye başlandı. Restorasyon ne- deniv le Albertina Müzesi'ne ait en değerli yapıtlar. New York'ta bulunanünlü Solomon R. Gug- genheim Müzesi'nde 24 ağus- tos tarihıne dek sergilenecek. Tüm zamanlann en bü>oik desen sanatçılannın onar adet yapıtı bu müzede sergılenmek üzere seçildi. Sergmin adı. yapıtlann mükemmellhetini belırrmek için "A quintessenceofdravring" (De- senin Özü) olarak belirlendı. Desenleri sergilenecek sanat- çılar arasında. Alman ressam AlbrechtDürerf 1471-1528). Fe- dericoBarocci(1535-1612). Ital- yan Rönesansı'nın önemli ismi Rafaello Sanzio (1483-1520), Italya'nın olduğu kadar Avru- pa'nın da en büyük ressamla- nndan biri olan Pietro Paolo Ru- bens (1577-1640) \e yine ttal- yan ressam Claudio Lorenese (1600-1682) yeralıvor Resim sanatınır. devlennden Rembrandt'ı(1606- 1669)onun büyük yapıtlanndan beslenerek kendi tarzını bulan Fransız Je- an- Honore Fragonard (1732- 1806)takipedı>or. Solomon R. Guggenheım Müzesi"nde yapıt- lan sergilenecek diğer ressam- lar arasında Rudolf von Alt (1812-1905). Gustav Klimnt (1862-1918). Egon Schiele (1890-1918) \ e Oscar Kokosch- kada(1886- 1980)yeralı>or. Bu yapıtlann dışında Gug- genheim Müzesi kendi koleksı- yonundakı yapıtlarla sergıye katkıda bulunuyor Geçmiş ile günümüz yapıtlannın harman- landığı bu önemli sergıde ana tema olarak 'insan figürü" yer alıyor. Jean- Honore Fragonard ve ertesi gün ayıklamış. yeniden düzen- lemış olarak geri gelinm. Gerekli bulu- yorsam üzerinde oynanm. Yeni emprovi- zasyonlara yönelirim ve böylece bütüne ula^ınm. Müzik ve ses tasanmı. yapıtın aynlmazbirparçasıdır. MüziL az önce de dediğım gibı, eldekı metnin üstüne kom- poze edilmemiştir. Bıri diğerinin üstüne düzenlenmemıştir. Biri dığeri için kota- nlmamıştır. Dikkat edersenız, tiyatroda ge- nellikle yapılan budur. Oyun ıçin müzik yapılır. Bizde ise böyle bir şey söz konu- sudeğildir. Bütün unsurlarbirbirinin içi- ne girmiştir. ayıramazsınız. Çünkü hepsi birlikte varatılmıştır. Kımi kez ses ve mü- zik oyuncunun önüne geçebilır. kimi kez sahnede yakaladığınız bir resım sesin önünde yer alır. Sürekli bir etkileşim söz konusudur. - Robert YVilson'untiyatrosuduyulan zorlayan bir tiyatro... KL'HN - Evet. bütün duyulann olayın içinde olması çok önemli. Onun tiyatro konseptinın temelınde yatan da bu. Oyu- nun her an sahnede var olması. ses ve mü- ziğın her an sahnede var olması. ışık ve resmin her an sahnede var olması. Bun- lann iç içe geçmesı. Pek çok şeyın aynı anda, aynı düzlemde. aynı süreçte oluş- ması. Bu farklı görsel düzlemleri (ışık- oyunculuk-müzik) birlikte yaratıyoruz. hepsi birbin ıçine örülüyor, hepsi birbıri- ne paralel olarak gelişiyor. ama hepsi fark- lı bir şey söylüyor. - Konvansivonelti>atro anlayişına a> kı- n bir konsept KUHN-Alışageldiğimız tiyatroda. söz- gelimi, kralın öldüğünü söyleyen bir me- tın vardır ve siz o anda sahnede kralı can- landıran oyuncunun ölümünü izlersiniz. Böyle bir sahneye çoğu kez gözyaşlan, gök gürültüsü. kararan ışıklar \ b. eşlik eder. Taklıdin taklidi- diryapılan. Bizim tiyatro an- layışımızda ise. az önce de altını çizdim. paralel geli- şimlerdir söz konusu. tzleyi- ci yapıtın farklı düzlemleri arasında dolaşma ve düşün- me özgürlüğüne sahıptır. - Mesela "Hamlet"te dü- ello/olüm sahnesi salt ses ve ışık üstüne kurulmuştu ve birkaç dakikada her şeyi an- labyordu. İnanılmazderece- deçarpıcıvdı. KLHN - Sizin çok etki- lendığiniz bu sahne ekspres- yonıst tiyatro ile kıyaslandı- ğında çok mesafeli ve çok ölçülü kotanlmış bir sahne- dır. Ama ızleyicı üzerindekı etkisı bunun tam tersi. Çün- kü o ölçütlerin altında müt- hiş bir dinamızm yatıyor. Coşkulan öncelikle kendim yaşamak isterim. Bu neden- le de biçimselliğin yaranna inanıvorum. Seyırci. koltu- ğuna yaslanıp sahnede olup bıtenlen izlemek yenne ak- lm dennlıklerinde dolaşabil- meli. kendi bakış açısını sor- gulayabilme özgürlüğünü yakalayabilmelı. - "Doktor Faustus", "Or- lando" ve "Hamlet'"te ses- leıie çok ustaca oynuyorsu- nuz. Her üçünde de ses ak- töriin bir parcası ama ondan kopukda. Yine her üç oyun- da kınlan cam sesleri, çarpan kapdardikkati çekhor. Biraz ses kullanımındaki bu ka- rakteristikyapı üzerindedu- rur musunuz? KUHN - Ben seslerin alt- yapılanyla değıl yüzeyleriy- İe ilgileninm. Sesın nedeni- ne değil. "nasıTına baka- nm. Mesela kınlan cam se- si saldırgandır, kısadır. tizdir, köşelıdir. Kapı çarpması ka- lındır ama nıspeten yumu- şaktır ve güçlüdür. Cam se- sinde bu güç yakalanmaz. Kapı çarpması da köşeli de- ğildır. Sesler pek çok özel- likleri yansıtır ve ben bu özel- liklerden özgürce yararlanı- nm. Seslerin kaynağı değil- dir benım ıçin önemli olan. Herkesin bildiği seslerle ça- lışınm. Bırçeşit soyutlama- dan söz edebilirız burada. Ses o anda sahnede olanla- nn bir yansıması değıldir. farklı biryerdedirve izleyen herkesin kafasında farklı bir düşüncenin tetiğini çeker. Ses ve aktör arasındaki ilişkiye gelince: radyo mik- rofonlarla oyuncunun sesinin bedenınden aynlmasına ya da sahne üzerindekı oyuncunun sesinin salonun bir başka kö- şesinden gelmesine paralel dünyalann ıç ıçe geçışi dıye- biliriz. Aynı derecede önem- li düzlemlerden söz ediyo- rum. Aralannda rahatlıkla dolaşabileceğimiz. bırinden ötekine atlayabıleceğimiz düzlemler. Doğru bir sapta- mayla sesın hem oyuncunun bir parçası olmasından hem de ondan kopukluğundan söz ediyorsunuz. Çünkü. her iki- si de aynı değerleri taşıyor v e kimi zaman ses oyuncu olu- yor, oyuncu da ses. - Bu zevkli sö\ leşi için size teşekkür ederim. YAZI ODASI SELİM tLERİ Yaşayan, Ölümsüz Hüseyin Rahmi Hüseyin Rahmi Bey için çok yazı yazdım. Ba- zıları ilgi topladı. Bazıları hiç mı hiç dikkat çekme- di. Ne var ki Kitap Tırtılı'ndaki Utanmaz Adam ya- zısı, beni şaşırtacak kadar yankı uyandırdı. Tele- fonia arayanlar oldu, sokakta rastladığım dostlar söylediler, hatta bir mektup bile aldım. Bunlar ya- zımın başansı değil, onu biliyorum. Bunlar, Hüse- yin Rahmi Gürpınar'ın zamana meydan okumuş- luğuna bir kez daha gösterge. Ustalar katında en ıyı romancımız mıydı Hüse- yin Rahmi? Bence değil. Halid Ziya Uşaklıgil on- dan daha iyi bir romancıdır. Öte yandan Hüseyin Rahmi'nin en 'büyük' romancımız olduğunu kim- selerle tartışmak istemem. Bir yazarlık ömrune sığamayacak o doğurgan- lık, verimlilik; bir yazarlık ömrüne sığamayacak o saptayım. gözlem, yaşatma gücü... Fakat yalnız şu özellikler 'büyük' kılmıyor ro- mancımızı. Çok daha önemli bir özellik söz konu- su: Hüseyin Rahmi'nin kişileri. bugün de 'yaşıyor- lar', hem de olanca canlılıklan, devingenlikleriyle. Romanlarının yapısı. kurgusu, tekniğı, mimarisi eskimiş midir, eskimemiş midir, doğrusu bunu da tartışmaya yanaşmayacağım. Eskidi diyenler var; baştan beri eskımişti diyenler var; bugün artık oku- namaz diyenler var. Oysa yapısında, kurgusunda, tekniğinde, mi- marisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın geleneksel ifade ediş tarzlanna bağlanmış olduğu gönül ra- hatlığıyla ileri sürülebilir. Kimıleyın Karagöz'ün ko- nuşturmatekniğinı uygulamıştır. Kimileyın birmed- dah gibı anlatmaya koyulmuştur. Fars ve ortaoyu- nu tarzı sahneler kurmaktan geri durmamıştır. Bel- ki kendince bir 'Türk romanı' çizgisi aranıyordu... Bana sorarsanız, Hüseyin Rahmi'yi sadece Hü- seyin Rahmi okumak için okumalıyız, derim. Bel- ki de kendisıyle başlayan ve kendısiyle noktalanan çok özgül bir romancılık. Özgül, çünkü ardılı çık- mamış. Başlangıç ıçin Ahmet Mithat Efendi gös- terilir ama, çok uzak akrabalıktır. Ardılı sayılanlar, örnekse, Sermet Muhtar Alus, Ercüment Ekrem Talu, başka lezzetlere açılmış- lardır. Herikisindede 'kötücüllük', 'şeytaniyet' he- men hiç yoktur. Hüseyin Rahmi Bey. eserinden açık seçik kav- ranabiliyor, iblisleanlaşmayı tercih etmıştir. Bazı ro- manlannda bu konuda ılginç açıklamalar yapar. Top- lumun sağduyulu, ölçülü bıçıli bulduğu herşeyden kuşkulanır; kahramanlanna iblisin kılavuzluğunu salık verir ve kendisi de handiyse bir iblis olup çı- karak, madalyonun öteki yüzünü betimlemeye ko- yulur. Pek sevdiğim Kaderin Cilvesi/ Başımıza Gelen- Ier adlı romanı 1925'te Son Telgraf gazetesinde tef- rika edilmiş. Ancak 1964'te kitap olarak yayımlan- mış. Çok acı, çünkü bu güçlü roman bugünkü ha- yatımızı 1925'ten günümüze anlatmaya devam ediyor. Kaderin Cilvesi/Başımıza Gelenler'de dürüst bifj hayat sürmüş Salâh Efendi ve ailesi, "kangalla^ arasına almtş biryılan gibi" kendilerini sıkan "za*. ruret" karşısında, zorunlulukla, yeni zamanın 'ka- zanç' yollanna ayak uydururlar: Elde kalan 'yedisekizodalı'ev. artık kibar, göz- lere hoş görünür bir randevuevidir. Aile; önce pa- ranın, bolluğun tadını tadar. ardından düşünüşten ınanca her şey değişir, gerçi sonda yıkım çıkage- lir ama, bu biraz da romancının ahlaki endişeleri dolayısıyladır. Işte Hüseyin Rahmi, 'kumarhaneekonomisi'nin başımıza neler getıreceğinı tam yetmiş iki yıl ön-i ce dile getirmiş, haykırmıştır. Zaten roman, Salâh Efendi'yi baştan çıkaran Şem'i Bey'ı de dile getiriyor ve Salâh Bey ailesi çökerken Şem'i'ye bir şeycikler olmuyor. Bakın onun felsefesi Türkiye'de kimlerı ayakta tutma- mış, ikbalden ikbale kavuşturmamıştır: "Birharis bir içtimaî merdiven görünce, hemen tırmanır." Merdıvenin tırmanıhşında bütün yolların, en çar- pık yolların bile 'mübah' olduğunu söylemeye el- bette gerek yok. Hüseyin Rahmi'nin romanları, geçit törenidir. Te- levizyondaki çalgı-çengi programlarını görmeksi- zin her birini yazmıştır. Siyaset hayatımızdaki nice anlı şanlı kişiyi, daha yıllar öncesinden, bu kışiler belki de bebekken, doğmamışken. o, başımıza gelecekleri bir bilici, falcı tutumuyla kaleme dök- müştür. O, harisin içtimaî merdıveni tırmanıp yal- nız kendisi için kazandığını, kazanırken toplumu yık- tığını gömnüştür. Bir edebiyat adamı için yetmez mi? Takvimde İz Bırakan: "Uzun zamandan ben kendimizi ve kendimizin her çeşit örneklerle dolu bir vitrini olan Istanbul halkını içinde bütün âdetleri, zihniyetleri, lehçele- ri, sınıf farklanyla gülümseyerek seyrettiğımiz hü- nerli, sihirli aynanın büyük mucidi öleli bir ay geç- ti. Bir ay oluyor ki Türkiye 'nin en büyük romancı- sı, örfve âdetler tarihçisi öldü. Zamanımız, Hüse- yin Rahmi'siz kaldığı için bomboştur." Refik Ha- lid Karay, Tan gazetesi, 9 Nisan 1944. Müzik-Der 2. Olağan Genel Kurulu • Kültür Servisi - Müzik. Sahne \ e Gösterı Sanatçılan Derneğf nin (Müzik-Der) Genel Başkanlığı'na Mehmet Çınka yeniden seçildi. Derneğin 2. Genel Kurul toplantısında Genel Sekreterliğe Şafak Ünek getirildi. Genel Mali Sekreterliğe Çiğdem Özbaş, Genel Eğitim v e Sosyal İşler Sekreterliği'ne S. Bülent Gür. Genel Organizasyon Sekreterliği'ne M. Haluk Kılıç, Halkla Ilişkiler ve Organizasyon Sekreterlığine Serpil Akıllı. Uluslararsı tlişkıler Sekreterlığrne de Nadir Özçıvi seçildiler. Dernek Denetleme Kurulu ise Melih Abay, Orhan Çakın. Atilla Kılıç'tan oluştu. 4. ULUSLARARASI İSTANRUL CAZ FESTİVALİ BlGlırv • Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 20.45'te "Nicholas Pa>ton Dörtiüsü" ve "Joshua Redman Beşlisi" ızlenebılır. • CRR Konser Salonunda saat 18.30'da "Aydın Esen/Trio" sahne alıvor. Rox>'de saat 23.30'da "Grome Collective" dinlenebilir. YARIN H Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 21.30da "Massive Attack'" sahne alıyor. • CRR Konser Salonunda saat 19:00'da "Fazıl Sa>' izlenılebılır. Rovy'de saat 23.3O"da "Mehmet Ali Sanükol Topluluğu" dinlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear