25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisi IŞIK KANSU Ders çıkarmak isteyenlere B izim yeni dünya düzencileri, küreselleşmeciler, piyasacılar, köşe dönmeciler, yeni sağcılar, emeğin ve sosyal devletin işlevini yrtirdiğint söyleyenler, özelleştirmeciler, tarinin sonunun geldiğini savlayanlar, kafası kanşık solcular Fransa'da seçim zaferi elde eden Sosyalist Parti'nin seçim programını bir okusalar, ah bir okusalar! Yukandaki nitelemelere cuk oturan bir yazann "gerici" diye değertendirdiği bu programdan yalnızca birkaç alıntı yapalım: - Başan için kendisini dayatan bir öncelik var işsizliği geriletmek. Işte bunun için kalkınma modelini değiştirmekten ve Fransa için yeni bir ekonomik hümanizmin doğmasından yanayız. - Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine ve onlann birer kâr aracına dönüştürülmesine karşıyız. Kamu hizmetlerinin geleceğini korumaktan, ancak bunu onları yenileyerek yapmaktan yanayız. - GeJeceği; eğitime, araştırmaya, kültüre, sanata, çevreye öncelik tanıyarak fethetmek istiyoruz. - Ekonomiyi ele geçirmiş bulunan küreselleşme, kapitalizmin gerçek bir sapmasıdır. Eğer önü alınmazsa bizi 21. yüzyıl ekonomisine götürecek; ancak bunu yaparken 19. yüzyıla özgü toplumsal ilişkileri yeniden kuracaktır. Türkiye'ye gelelim. Türk-lş Araştırma Merkezi "Ekonomide Durum" adıyla çok düzeyli, doyurucu bir süreli yayın çıkarıyor. Son sayıda, ODTÜ Iktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Oktar Türel'in Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nı irdeleyen yazısında, Türkiye'nin büyüme modelinin ekseni özetle şöyle çiziliyor: "Küreselleşmeyi başlıca itici güç olarak algılayan, emeğin öz örgütlerini etkisizleştiren, devleti piyasalardan çeken, eğrtimi ve sağlığı ticari meta haline getiren, sosyal güvenliği ticarileştiren, 'Kullanan öder' ilkesini toplumun her hücresine yayan bir büyüme modeli..." Prof. Türel, Türkiye'nin 1960-70'li yıllarda uyguladığı refah devletinin bir "toplumsal uzlaşı"yı simgelediğini vurguluyor ve bugün bu toplumsal uzlaşıyı yok saymak isteyen bir dayatmayla karşı karşıya olunduğunu söylüyor. Ardından "Kuzulann Sessizliği" fılmine gönderme yaparak şu yorumu yapıyor: "Insanlar gibi yığınlar da, kuzular gibi uysal ve sessiz ya da seller gibi hiçbir engel tanımayan ve yıkıcı toplumsal kişilik evreleri arasında dalgalanırlar. Siyaset adamlanndan beklenen, er geç zincirlerinden boşanacak bir toplumsal enerjiyi toplum yaranna yönlendirebilme becerisidir. 20. yüzyılın sonuna sadece 4 yıl kala, Türkiye'nin siyasal kadrolan ve özellikle merkez sağ ve merkez sol partileri, ne yazık ki bu konuda 'sınıfta kalmak' üzeredirler." Daha düne kadar kendisine beş paralık değer vermeyen medyanın parlatmalanna kanan, ya da güveneceği, dayanacağı bir siyasal örgüt arayan sancılı yığınlara sırt dönen sol partilerin kadrolan, umanz Prof. Türel'in sözlerinden ders çıkanrlar. Havalandırma D SP'li 10 mtlletvekili. "solda güç birliği"nı sağlamak amacıyla grupta genel görüşme açılmasını ıstedi. Parti yönetimi de, "solda güç biriiği" değil. "son siyasi gelişmeler" üzerine de olsa genel görüşme yapılmasını kabul etti. Solda güç birliği isteyen DSP'li milletvekıllerinin dillerinin altındaki bakla ne? Istanbul Milletvekili Cevdet Selvi ile görüştük. Selvi, bugün Türkiye'de rejimin tehlikede olduğunu, REFAHYOL'un uyguladığı Omuz silkmeden T ürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer, 42 yaşına girdi ve mayıs ayı sonunda Halk Sağlığı ihtisasını tamamlayıp uzman oldu. Okurlanmız, omuz silkip "Bize ne?" diyebilir... Öyküyü bir dinlesinler ama: Şoyer, 27 Kasım 1980'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Kürsüsü'ne asistan oldu. 6 Kasım 1981 'de YÖK Yasası çıktı. Bölümün adı "Halk Sağlığı", kendisi de "araştırma görevlisi" oldu. Bir yıl sonra, yasal süresini tamamlamasına tam 21 gün kala, 6 Kasım 1982'de görevine son verildi. Yasal süresini tamamlamadığı için dışandan sınava giremedi. Mahkemeye başvurdu. 1986'dadava sonuçlandı ve üniversiteye dönüş hakkı kazartdı. Bu kez üniversite almaya yanaşmadı. O 'sıra radyoloji ihtisasına baştadığı için dönemedi. 1992'de açtığı davayı kazanarak 12 Eylül 1994 günü üniversiteye döndü. 57 gün sonra tekrar atıldı. Yeniden 1995 yılı başında yasal olarak üniversiteye döndü. Yeni statü gereği 1 yıl değişik kliniklere rotasyona gönderildi. Bu arada tezini yazdı. 1997 Şubat ayında yasal süresi dolduğu için sözteşmesi yenilenmedi, işsiz kaldı. Dışandan sınava girdi ve tam 16.5 yıl sonra, 4 yılı aşkın fiilen ihtisas yaparak, bu arada radyoloji ihtisasını da alarak 27 Mayıs 1997 günü uzman oldu. Hâlâ "Bize ne?" diyen var mı? ekonomik pol'ıtikalann ülkeyi çöküntüye götürdüğünü, işsizlik ve yoksulluğun, sosyal bunalımın doruk noktasına ulaştığını dile getirdi: "Bu koşullarda, Türk'rye spor olsun diye seçime sürükleniyor. Onemli olan seçim değil, seçimin altyapısını sağlıklı oluşturmak. Halk; laik, demokratik, sosyal hukuk devletini, Cumhuriyet Devrimi ilkelerini yaşama geçirme özlemi içinde. işte bu anlamda yurttaşlar, solda bir işbirliği, güç birliği, ittifak, birleşme ve bütünleşmeyi ısrarla istiyor. Bizim önergemiz, bu amaca yöneliktir." Selvi, bu çerçeve içine girmek isteyenler için bir "siyasi güç odağı", bir "çekim merkezi"nin olması gerektiğinin de altını çizdi. Solun, üstünden silindir geçirilmiş, bastınlmış bereketli toprağı havalandınlıyor. BAL ARISI A dam, sabahın erken saatinde, hem de kentin en işlek caddesinde koskoca bir fıçıyı oflaya puflaya Fıçıyla gider doktora itiyormuş. Rastlantı işte, arkadaşı görmüş, "Hayrola üstadım, nereye böyle" diye sormuş. "Doktora" demiş, bizimkı. Arkadaşı, "llahi" diye takılmış, "doktora muayene ücreti karştlığı bir fıçı bira vereni de ilk kez görüyorum". Adam, "Yok be yav" diye dertlenmiş: "Doktor, geçen yıl bana şöyle bir bakmış, 'Gelecek yıl gel de idrannı tahlıl edelim' demişti." Yüksel Endeğer yazıyor Küçükken pek sevdiğimiz bir oyun vardı. Arkadaşımıza 1 yanaşırdık: - Tren de. - Niye? - Sen bi de. - Tren. - Öpsün seni Zeki Müren! Burada önemli olan "tren-Müren" kafiyesi değil! Önemli olan, bir sanat- kârın çocuklann diline düşecek kadar ün kazanması. Zeki Müren ne kadar şöhretliydi ya- rabbim! O güzel sesiyle geçti yılları- mız, sahneye zeplinle indiğinde avuç- larımız patlayana kadar alkışladık, sa- nat güneşimiz ruhumuzu ısıttı! Öldüğünde de bendeniz kahroldum. Gençliğim "Gönül penceremden an- sızın bakıp geçti", O'nu düşündüm, O'nun müziğe ve halkına olan tutkusu- Aşkın kanunu yeniden yazılmalıdır! nu, evet, "Böyle bir karasevda, kara toprakla bitebilirdi!" "Öpemeyecek artık Zeki Müren "di- ye mırıldandım. Şimdi nereden icabetti bunlar? In- san sevdiği birsanatçıyı anımsayamaz mı? Anımsar. Aynca gazetelerde okuduğuma gö- re Müren'in bankalardaki kasaları açıl- maya başlanmış. Sadece bir bankada açılan üç kasasından çıkan altınların sayımı 2.5 saat sürmüş. Düşünün efendim, 7 bin 287 adet Birinci Cum- huriyet altını! Değeri yaklaşık 77 milyar lira! Bunun dışında çok sayıda değer- li taşlarla süslenmiş kolye, saat, küpe, zincir, broş gibi ziynet eşyalan da var- mış. Şimdi bu kadar güzellik Mehmet- çik Vakfı ve TEV arasında paylaştınla- cakmış. lyi olur fakat bu eşyalann Zeki Mü- ren'in gerçek hayranlanna dağıtılması, hatta sembolik olarak bir tanesine ve- rilmesi daha şık olur! Ben bu göreve ta- libim! Aynca biraz uğraşarak Zeki Mü- ren'in filminde sanatçıyı başarıyla can- landırabilirim. Vasiyet kabul ederek, aşkın kanununun, en azından kanun hükmünde kararnamesinin yeniden yazılması için çabalanm. Ne gerekiyor- sayapanm! Kendi kendime konuşuyo- rum: - Diyar de. - Diyar. - Öpsün seni Mesut Bahtiyar! Internet: htp/www/Gerçek "Bah- çevan" Yüksel Endeğer. HAYVANLAR İSMAÎL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARİCI HARBİ SEMİH POROY GADDAR DAVUT NURI KÜRTCEBE MIRMIRLAR VĞUR DURAK SUBECGtZ- HÜÜAAAi TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAI* 7 Haziran DÜSURÜLEN İLK ZEPÜNL 1$1S'TE BU6ÜH.Z.DÜMYA SAVAÇl SÛRE&cBN, ÎLK KEZ SlR ALMAN 2EPLİMİ İM6İÜZLEK TARAFIHPAN DÛÇÜRÜLPÜ. 1900'LBRPE KOUr Z£PPEUN'İN YAPtMIHA SAÇCAO/Ğf PEV HAVA 6&AİL0&, SAI/AÇ SIGASMDA 8OM- • 'eAİZPtlMN İÇİN KULLANIUY&S&Ü. •# YIL BO- YUNCA, YAP/L4CAK HAVA HÜCUMLA& 51'İ BU- .CAtC.AMA PEK AZ ZARAR. VeRBBiLeCeKlBR- LZ -3? APLI ZEPÜN DE, AYNt AMAÇLA tNGİL- TE££'YS POĞ&U YOLA ÇftCMlŞTT- İUGİÜ2 PİLOTV _ TEĞMEM R.A.f. lA/AOVFOeP, TEK MOTDfZUJ UÇAGI İLE ZEPLİUE YAtO^ŞAISA< ATBŞ AÇMlŞTl. HAVA G£MrS//Jİ DOLPU&4N UİPGOJEN GAZ( BlR. " Âlnj PATLAM(SI ALEIA£/S. UE/Z YAUt SASM/fT/!. r ' " ÛÛfÛ/eüLEAJ zePÜUDl BU.- ATL İLK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear