25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFÂ CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ HABERLER TÜPk-İş yargıyı kanştırdı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkmda 'yüz kızartıcı' suç bulunduğu gerekçesiyle genel mali sekreterlik görevinden alınan Demıryol-lş Genel Başkanı Enver Toçoğlu ile Türk-tş yönetimi arasmda yargı yoluyla sürdürülen kavga karmaşaya neden oldu. Ankara 5. İş Mahkemesi. Türk-lş yönetımının. Toçoğlu'nun görevden almmasına ilişkin karannı onaıken Ankara 10. lş Mahkemesi aynı ışleme yürürlüğü durdurma karan verdı. Ankara 10. Iş Mahkemesi Hâkimi Abdullah Erdem. Türk-Iş'in talebi üzerine davadan çekildi Kadınlar erken seçim istemiyor • İstanbul Haber Servisi - lstanbul Kadm Kuruluşlan Birliği Koordinatörii Prof. Dr. Necla Arat, 48 kadın kuruluşu adına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yol aynmında olduğu bir noktada erken seçıme karşı olduklannı belirtti ve CHP Genel Başkanı Denız Baykal'dan CHP'nın hükümette yer almasını istedı. Haluk Gerger'in tfavası • İstanbul Haber Servisi - 'Basın yoluyla bölücülük propagandası yapmak' suçundan dava açılan ve yargılanan gazetecı Haluk Gerger hakkında verilen karann Yargıtay tarafından bozulması üzerine Gerger'in yenıden yargılanmasına başlandı. İstanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmaya Gerger ve avukatı Osman Ergin katıldı. Uyuştupucu operasyonu • tstanbul Haber Servisi - Bahçelıev ler'de, alıcı gıbı davranan polıse yakalanacağını anlayınca ateş açarak bir memuru yaralayan.İLeBcJiM de yarah oterak ele geçirılen<Yüksel Yıİmazer'ın üzennden 18.2 gram eroin, 50 mılyon 500 bin lira para ve ruhsatsız tabanca çıktığı bildirildı. Tedavisi tamamlanan Yılmazer'in Narkotik Şube Müdürlüğü'nde sorgusunun sürdügü bildinldı. Kayseri'de kamyon dehşeti • KAYSERİ (Cumhuriyet) - Kayseri-Snas karayolunda bir kamyonun mınibüse çarpması sonucu meydana gelen kazada 10 kişi öldü. Sıvas istikametinde seyreden Bahri Akpolat yönetimındekı kamyon. karşı yönden gelen Bolu Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Murat Karakuş yönetimindeki mınibüsle çarpıştı. Kazada on kişi öldü. Hdyeciler tutuklandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da. 'zorla adam kaçırmak, gasp, fidye istemek ve almak' suçlanndan gözaltına alınan ve aralannda bir yüzbaşı. bir üsteğmen ve bir başçavuşun da yeraldığı 7 kışiden 6'sı, çıkanldıklan .Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklandılar. Af Örgütii'ne tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü'nün son raporuna tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, örgütün Türkiye hakkmdaki'olumsuz, yanıltıcı vekasıtlf tutumunun son raporda da sürdüğü belırtilerek, "Türkiye'yi dünya kamuoyu önünde karalama hedefi güden bu raporu değersiz buluyoruz" denildi. CHP Kadın Kolları • İstanbul Haber Servisi - CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu; lai!:. demokrat, çağdaş cumhuriyetc sahıp çıkma konusunda kimsenin CHP'ye ders vermeye hakkı olmadtğını belirtti. Okuducu "Bağımsızlık Savaşı'nı veren, cumhuriyeti kuran, rejimi oturtan CHP, tüm yaptıklan ve sav^ınduklanyla dimdik ayaktadır. Ama cumhuriyetin temel değerlerinı savunurken bile yalnız kalmaktadır" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ortaklarm eleştirisine sert tepki gösterdi 'MecKs'm istediği ohır'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, RP lideri Necmettin Erbakan ve DYP lideri Tansu Çiller"in kendisine yönelik sert eleştirilerine aynı biçımde karşılık vererek, "Kimsecumhurbaşkanının yetkilerini tarif etmeye kalkışmasın. Mesele büyüktür ve derüıdir. Ben bu bunalımı aşmaya çalışıyorum" dedi. Demirel, dün akşam Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Demirere yönelttiğımiz sonılar ve yanıtlar şöyle: - Erbakan ve Çiller sizi anayasaya uymamakla suçladılar. Yılmaz'a görev vermenize Çankaya darbesi dediler. Bunu nasıl değeriendiriyorsunuz? - Ben polemiğe girmem. Anayasa'nın 109. maddesinde yetkilerim yazılı. Kimse cumhurbaşkanının yetkilerini tarif etmeve kalkmasın. Meclis • "tstediklerini yapmadım diye bana saldınyorlar" diyen Demirel, DYP, RP ve BBP'nin yaptığı protokolün Meclis iradesine ipotek koymak olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, Meclis'in her şeyi çözeceğini vurguladı. Demirel, hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz'a vermesini 'Çankaya darbesi' olarak değerlendiren Tansu Çiller için, "Ben bu durumla muhatap olamam. Kuş ellerinden kaçınca bunu yapıyorlar" dedi. iradesinin üstüne çıkan yok. Sonuçta Meclis ne istiyorsa o olacaktır. - Ama Erbakan ve Çiller, biz sayısal çoğunluğu sağlamjstık diyor. - Olay sayı olayı değildir. Hükümet kendi istifasının sebebinı gerginliğe bağladı. Bu gerginlikte bir yansının payı var, öteki yansının payı yok denebilir mi? Her şey iyiydi de niye bu noktaya geldiler. Üstelik kendileri de iyi demiyor. Mesele büyüktür ve derindir. Istediklenni yapmadım diye bana saldınyorlar. Ben anayasa ve kanunlann adamıyım. - Erbakan, size RP-DYP-BBP protokolünü sunmuştu. Size yönelik suçlamalan buna dayandınyoriar... - Erbakan bana geldi. Ne düşündüğünü sordum. Protokolü gösterdi. Onun fıkri, ötekilerin de fıkriydi. Şimdi bunu yapmakla Meclis iradesine kendileri ipotek koymuş olmuyor mu? Bu ipotek değildir de nedir? Yaptığım doğrudur. Bugünkü durumu aşacak gûçleri varsa Meclis'te başanrlar. Ben onlann isteğıne göre değil. Anayasa'nın 109 ve 104. maddelerine göre hareket ettim. Benim yaptığımı herkes anlamalı. Ben Türkiye'yi bir bunalımdan kurtarmaya çalışıyorum. - Ama bu yapöğınıza Çiller darbe diyor. - Ben bu durumla muhatap olmam. - Yılmaz'ın görev süresini uzatacağı işin sonuçta Çankaya hükümetine uzanacağı kküa edilryor. Buna ne diyorsunuz? - Çankaya kendilığinden hükümet yapar mı? Onun kanunu var. Hukukun ve kanunlann cevaz verdiğine niçin karşı çıkıyorlar? İstediklerine uymayınca. kuş avuçlanndan kaçınca bunu yapıyorlar Her şey siyaset biliminin icaplan ıçinde gerçekleşmektedir. Düşünceye Özgûriük davasnda tetevizyon kameralan duruşma salonuna alınmadı. (Fotograf: HÜLYA TOPCU) 'Düşünceye Özgürtiik'davasısürüyor İstanbul Haber Servisi -"Düşünceye Ozgür- L TiJüJi* kitabımn yayıncısı olduklan gerekeesiv-' ,J|JıaklanndaTerörle MücâdeleYasasıTrMT) ıfe -halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek* fi- ilini düzenleyen TC Y 'nın 312. maddesi uyann- ca dava açılan sanatçı, gazeteci, yazar ve bilim adamlannın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 3 No'lu DGM'nin dün yapılan otu- rumuna Zuhal Olcay. Haluk Bilginer, İpek ve OralÇauşlar, Yusuf Kurçenli, Latife Tekin, Gü- rel Yonga. Dinç Tayanç, Omer Lçar, Ali Rıza Dizdar,Minu İnkaya ile başka suçlardan tutuk- lu Şanar Yurdatapan katıldı. Zuhal Olcay sor- gusunda "düşünceözgürlüğüne katkı sağlamak için kitabın vayıncısıolduğunu 7 ' söylerken tpek Çalışlarr"TüridyenindüşünceözgûrKiğüneka-' vuşması için bu kitabtn vayınosı oMuğumT be-" lirtti. Düşünce ve düşünceyi ifadenin suç olduğu bir ülkede bu suç ortadan kalkıncaya kadar mü- cadele edeceğini söyleyen Oral Çahşlar, kita- bın bu nedenle yayıncısı olduğunu vurguladı. Latife Tekin düşüncenin suç sayılmadığı bir ül- kenın hayalini kurduğunu söylerken, gazete- miz sorumlu yazıişleri müdürlerinden Dinç Ta- yanç, ^Düşüneevisuçsaymıyorum" dedi. Bu sı- rada söz alan Şanar Yurdatapan. televızyon ka- meralannın duruşma salonuna alınmamasımn aleniyet ilkesine aykın olduğunu savunarak maMcemeheye^ndenianierabnrfiçerigirrrıc'- • sirie izin vermesini istedi. Sâriıkiârdaii'A'rrKj- za Dizdar ise bu davada yargılanan üç sa^nVğttF 1 sorgusu tamamlanamadığı için savcınıh esas hakkındakı görüşünü bıldiremediğini belirte- rek. "Önümüzdeki duruşma beklenmeden, üç sanık gelip ifade verirlerse zaman kaybedilme- miş olur" dedı Görüşü sorulan savcı ise duruşmanın zaten aleni yapıldığını söyleyerek, Şanar Yurdata- pan'ın isteminin bu dava ile ilgisı olmadığını belirterek reddini istedi. Mahkeme duruşma- yı erteledi. CHP ve ANAP, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın peşini bırakmayacak 'Fezlekeler TBMM'ye insin'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM Anayasa \e Adalet Karma Komısyonu ıçinde oluştu- rulan Hazırlık Komisyonu, DYP Elazığ Milletvekilı Mehmet Ağar ile Şanlıurfa Milletvekıli Sedat Edip Bucak hakkındaki dokunul- mazhklannkaldmlması fezlekele- nni de rafa kaldınrken; muhalefet partileri umutlannı yeni hüküme- te bağladı. ANAP Grup Başkan- vekilı Cumhur Ersümer. Ağar'ın yeni hükümeti destekleyip destek- lememesinin tavırlannı etkileme- yeceğin bildirdi. TBMM Anayasa ve Adalet Kar- ma Komisyonu içinde oluştunılan Hazırlık Komisyonu'nun önceki günkü toplantısında Ağar ve Bu- cak'm fezlekeleri REFAHYOL or- taklannın oylanyla dönem sonuna bırakıldı. Ağar, komisyona gön- derdıği savunmasında, kendisine yönelik suçlamalann DGM'nin görev alanı dışında kaldığını ve hakkındakj fezlekenin "yok hük- münde" olduğunu söyledi. Ersümer, dün düzenlediği basın toplantısında. gazetecilerin soru- lannı yanıtlarken, dokunulmazlık- lann sınırlandınlması için anaya- sa değişikliğiönerileri bulunduğu- nu, bu konuda 7 milyonu aşkın im- za topladıklannı anımsattı. Bu ko- nudaki kararlılıklanndan ödün ver- meyeceklerini kaydeden Ersümer. Ağar ve Bucak'la ilgili rafa kaldır- ma karannın alt komisyona ait ol- duğuna dikkat çekerek, "Bizim ar- kadaşımız karara muhalefet şerhi koymuştur. Karma komisyon, alt komisyon karannı değerlendire- cek. Karma komisyondan, mutla- ka kamuoynnu tatmin edecek bir karar çıkacaknr" dedi. Ersümer, Ağar'ın, muhalefetin kuracağı hü- kümeti desteklemesi durumunda tavırlannda bir değışıklik olmaya- cağına ilişkin bir soruya. "Ağar'ın hükümeti destekleme karan bizûn bu konudaki tutumumuzu ctkile- mez. Aynca, Anayasa Komisyo- nu'nun alacağı karann da Ağar'ın vereceği karan etkileyeceğini san- mıyorum" yanıtını verdı. CHP Gnıp Başkanvekili Nihad Matkap da. "hükümete girme ko- şullan arasında gereken tüm mil- lervckillerinin yargı önüne çıkanl- masının da" yer aldığina dikkat çekti. Matkap, "Muhalefetin yeni bir hükümet seceneği oluşturabil- mesidurumunda komisvonlardaki dengeler değişecek. Bu milletvekil- leri munaka yargı önünde kendile- rini aklamah" dedi. Susurluk komisyonu üyelerin- den Fıkri Sağlar da. "Susurluk ola- yı bugün ülkenin içinde bulunduğu durumun nedenlerinin başmda ge- lir. Çiller. bu ola\a adı kanşan nıil- lervekillerinin yaptıklannı silmek için yangından mal kaçınrcasına rejimi değiştirmeye çahşıyor. Bu dosyalar hasıralo edilmemeli" de- di. " Diyarbakır 65 görevliye cinayet suçlaması Dİ\ ARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde 10 tutuk- lunun ölümü ve 25 tutuklu- nun yaralanmasıyla sonuçla- nan olayın failleri olduğu öne sürülen 29"u jandarma, 36'sı polis toplam 65 güven- lik görevlisinin >argılanma- sına başlandı. Sanıklar, olay- lar sırasında yaşammı yiti- ren tutuklulann birbirlerini öldürüp, yaraladıklanni id- dia ettiler. Mahkeme, u kastı aşan cürüm sonucu birden fazla şahsıöldürmekve yara- lamak" suçlanndan yargıla- nan sanıklann, "Taammü- den adam öldürmek suçun- dan" idam cezası istemıyle yargılanmasına karar verdi. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başla- yan duruşmaya 65 tutuksuz sanıktan yalmzca 13 jandar- ma görevlisi katıldı. Duruş- mada iddianamcyı pkuvan . sınde pıyarbakır. E Tıp) Çe-. zaevi'nde çıkan olaylar sıra- sında 10 tutuklunun ölümü- ne ve 23 tutuklunun da yara- lanmasına neden olan 65 gü- venlik görevlisinin "kasn aşan cürüm sonucu birden fazla şahsı öldürmekve yara- lamak" suçlanndan 2 ile 8 yıl arasında değişen hapis cezalanyla yargılanmalarını istedi. Olay günü. PKK'li tutuk- lulann çıkardığı isyanı bas- tırmak için görevlendirildik- lerini belirten sanıklar, suçlamalan kabul etmediler. Mahkemede tanık olarak dinlenen tutuklulann yakın- lan RaziyeÇelik, NevzatÇe- tin ve Süreyya Tekin ise olay günü görüşe gittikleri zaman gardiyanlann ellerinde bü- yük sopalar gördüklerini be- lirterek. "İçeriden bağnşma sesleri duyduk. Görevlilere 'İçeride ne oluyor' diye sor- duk. Onlar da bize, 'Bir da- haki görüşmede neler oldu- ğunu anlarsınız' dediler" di- ye konuştular. Duruşmaya müdahıl ola- rak katılan 30 avukattan Sez- gin Tannkulu. olayın planlı bir şekilde gerçekleştiğini belirterek tüm sanıklann tu- tuklanmasını istedi. Duruşma. dava dosyasın- daki eksikliklenn tamamlan- ması ve sanık emniyet gö- revülerinın dınlenilmesi a- macıyla ileri bir tanhe er- telendi. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Engin Nurol ve Atilla Gür- can pektanınan insanlar değil. Önceki gece Kanal D'de Gök- sel Polat'ın haberı yayımlana- na kadar onlann ne iş yaptığı- nı da bilmiyorduk. Atilla Gür- can ve Engin Nurol, kamerala- ra da yansıyan şekilde apar to- par lojmanlarından atıldılar. Evden eve nakliyat yapan kamyon, Özelleştirme Idare- si'ne ait lojmanlardan birinin önüne yanaştı. Resmi ünifor- malı polis, adının Atilla Gürcan olduğunu öğrendiğimiz görev- liye, binayı hemen terk edip et- meyeceğini sordu. Gürcan, hemen lojmanı terk etmesinin mümkün olmadığı cevabını verdi. Polis, bunun üzerine "Eşyalan biz şimdi hemen ara- baya yükleyip götüreceğiz" dedi. Ardından Atilla Gürcan'ın eşyalan, polis zoruyla 20 yıl- dan fazla oturduğu lojmanlar- dan çıkarıldı. Bir memumn devlet lojman- larından çıkarılması fazla 'Yalı Çetesi' Belgeseli... önemli sayılmayabilir. Ancak bu kez boşaltma işlemine; Gürcan'ın deyimiyle "Türki- ye 'nin en büyük holdingi" nite- liğindeki Özelleştirme Idare- si'nin başkanı bizzat nezaret ediyordu. Yardımcısı dayanın- daydı. Bu boşaltma işleminin sıradan bir iş olmadığı anlaşı- lıyordu. Merakla gözümüzü ekrana diktik. Acaba altından ne çıka- caktı. Gürcan, Toprak Mahsul- leri Ofisi'nde Yönetim Kurulu üyeliği yaparken "yalı komşu- su "nun kurtlu pirincinin 20 mil- yon dolara TMO'ya satılmak istendiğini ve kendisinin de bu- na engel olduğunu belirtti. Bir devlet memuru olarak bu ka- darını açıklayabildi. Gürcan, ayrıca Olağanüstü Hal Bölge- si'nde de açıklamaktan çekin- diği bir yolsuzluğu ortaya çı- kardığını sözlerine ekledi. "Yalı komşusu" kimdi diye sormanıza gerek yok. Tansu Çiller'in istanbul Yeniköy'deki yalısının komşusu eski Beşik- taş başkanlanndan Mehmet Üstünkaya. Daha önce de Üstünkaya'nın Çiller ailesi des- tekli bazı yolsuzluk olaylarına adı kanştığı gerekçesiyle, onun adından "yalı komşusu" diye söz edilmeye başlandı. Meh- met Üstünkaya'nın kurtlu pi- rinçlerinin devlete 20 milyon dolara satılmasına engel olan bir üst düzey bürokrat, neden ve kimın yönlendirmesiyle gö- revden alınabilirdi? Üst düzey bir görevli, özel bir çıkarı yok- sa bürokrata neden böylesine kötü muamele ediyordu? Özelleştirme idaresi Başka- nı basıt bir ev boşaltma işi için oraya gelmez. Belli ki, ondan dahayukandaki bırileri, "Gitşu hehfleri acele oradan çıkar" di- ye emir vermiş. Gürcan, bu operasyonu iki bakanın yürüt- tüğünü belirtti. Birisi Ufuk Söylemez, diğeri Meral Ak- şener. Akşener ve Söylemez, bir bürokratın tepesine binip onu sokak ortasına atmak için neden böylesine ilgili davranı- yorlardı? Belli ki, onlardan da- ha üst düzeyde bir yetkili, "Şunlara hadleri bildihlsin" de- mişti. Meral Akşener ve Ufuk Söy- lemez'den daha üst düzey bir yetkili kim olabilir? Gürcan, "yalı komşusunun" tekerine taş koyduğunu söyleyerek, bu büyük yetkilinin kim olduğu- nun adresini de gösterdi. Yalı- daki bay ve bayan, milyonlar- ca dolarlık bir yolsuzluğu ger- çekleştırememiş olmanın öfke- sini bürokratlardan mı alıyor- lardı? Türkiye, insanın kanını don- duran bir süreç yaşıyor. Hiç bu kadarı görülmedi. Hırsızlık, gö- zü kara bir şekilde yapılıyor. Devletin bakanlan, bir takip memuru gibi bu çıkarlan gö- zetmek için görevlendiriliyor- lar. Milyon dolariar, trilyonlarca liralar ceplere indiriliyor. Bunu herkes biliyor, konuşuyor, ama hiçbir şey olmuyor. ••• Susurluk'tan sonra biraz çe- kingen davranır diye düşündü- ğümüz "yalı çetesi", hiçbir şe- ye aldırmadan Türk Ticaret Bankası'ndan, TMO'ya kadar her yere saldırıp paralanna pa- ra katmaya çalışıyor. Bu yağ- manın çok azını, bir iki bürok- rat direndiği için öğrenebiliyo- ruz. Ya duymadıklarımız? Bürokratlann lojmandan atıl- ma sahnesi, Türkiye'deki çürü- müşlüğün en tepeye tırmandı- ğının belgeseli gibiydi. Kanal D'den bu ibret belgeselini tek- rar tekrar yayımlamasını talep ediyorum. CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bip Dönemi Niteleyen Sözcüklep... Cumhuriyet tarihının ılk (ve inanıyorum ki son) şeri- atçı başbakanı, uzerinde iğreti giysi gibi duran göre- vinden istıfa etmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir yıl sü- ren bu talihsız dönemi, acaba hangi sözcüklerie nite- lemek gerekır? REFAHYOL iktidarının ekonomi ala- nında başansızlığını görebilmek ıçın uzman olmaya gerek yok. Zamlar. pahalılık, enflasyon bu hükümet döneminde yaşamlanmızı daha da güçleştirdi. Dış politikada. Libya olayında görüldüğü gibi ıhanet nok- tasına ulaşıldı. İç politikada, ülke iç savaş ve askeri darbe sınırına dayandı. Bütün bunlann yanı sıra, Re- fah Partısı ağırlıkh bu iktidar döneminde "görgüsüz", "şımarık", "cahil", "küstah" ve "nyakâr" sözcükleriy- le nıtelenmesı gereken bir siyaset ve yaşam modeli sergilendi. • • • Necmettin Erbakan henüz iktidara adımını atma- mışken "kanlı mı kansız mı" sözcüklerini telaffuz et- mekle, yasal bir parti hderinın sahıp olması gereken ölçüiülükten yoksunluğunu gösterdi. Sıkıştmldığında bu sözleri söylediğinı yadsıdı. Keskın dönüş yapma yeteneğıni hükümet başkanlığı döneminde (özellikle MGK toplantıları sırasında ve sonrasında) sayısız kez yıneledi. Özel yaşamında da şaşırtıcı çelişkiler sergi- ledi. Sözüm ona "Batı Kı//übü"ne, Batı yaşam biçimi- ne düşman olan bu kışı, kızlanndan birinin düğününü Amerikan otelınde, Batı usulünce yaptırmakta sakın- ca görmedı. Oğlunun şımarık zengin çocuğu görün- tüsünden tedırgınlık duyduğuna ilişkin bir tepki gös- termedi. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, herhangi bir başbakanın çevresınde görülmesi olanaksız bir korumalar ordusunu neredeyse tuvalete gıderken bi- le yanında taşıyarak bunlardan kımılenne ayaklannı yı- katıp kurulatarak garip görüntüler çizdi. Türkiye Cum- huriyetı'nın başbakanı. Batı ülkelerinde solcu partile- rın seçimlerı kazanmasını onlann Incil'e bağlılıklanyla açıklayarak nereden bakılsa çelişkili ve garip siyasi kültür örnekleri verdi. • • • „ i Refah Partisi'nin milletvekilleri, belediye başkânla'- n, bakanlan, bütün bu konularda başkanlanndan ge- ri kalmadılar. Şevki Yılmaz ve benzerieri, siyaset ya- şamımızda kınlması olanaksız düzeysizlik rekorlannın sahibi oldular. Küttür Bakanı'nın, kültürü aşağılama, kültür adamını işinden atma ya da sürgüne gönder- me dışında kültüre ilişkin çabası görülmezken Anka- ra Belediye Başkanı heykele tüküren. İstanbul Bele- diye Başkanı bale sanatını müstehcen bulan, Kayse- ri Belediye Başkanı sinema afişlerindeki açık saçık- lıklan siyah boyayla kapattıran Refahlı kent yönetici- leri olarak kültür tarihımizde yerlerıni aldılar. Adalet Bakanı, fanatık Refahlı militanı cezaevinde ziyaret ederek en az onun kadar fanatik olduğunu kanıtlar- ken Refahlı Genel Başkan Yardımcısı, MGK karaıia- nyla Marksizm arasında bağıntılar kurarak sosyal bi- lımler alanmdaki bilgi bırikiminı gösterdi. Refah'ın ıle- ri gelenleri böylece sadece siyaset ve kültür alanla- nnda değil, bireysel psıkolojı ve kişilık yapısı bakım- lanndan da incelenmeye deöer kişilikler olduklannı ,, . - t ww-wf - " • ' • GörgüstöSk', şımanklık, cehalet, küstahlık ve fiya, günlük yaşamda da gittikçe daha sık görülür oldu. 'Gâvur' icadı milyarlık otomobıllerin direksiyonlannda, ellerinde yıne 'gâvur' icadı cep telefonlanyla, türban- lı, çarşaflı kadınlar, şalvarlı, sanklı adamlartüredi. Tür- banlann üzerine kolej keplen takılarak "hilkat garibe- si" görüntüler sergilendi. Şeffaf bluzlannın altından sutyenlerı, yırtmaçlı etekliklerinden baldırlan görünen, yanlarındakı erkeklerle kucak kucağa dolaşma per- vasızlığında normal gıyımlileri geride bırakan türban- lılar, tesettürluler peydahlandı. Ne Osmanlı ne de cum- huriyet geleneklerıyle ilgili, Arap özentili, geri, görgü- süz, şımank, cahil, ikiyüzlü bir yaşam biçimi çocuğun- dan yaşlısına, kadınından erkeğine, köylüsünden kentlisine, eğitim görmüşünden belkemiksiz aydıne- na kadar toplumun birçok kesımıni etkisi altına aldı... • • • Öyle sanıyorum kı Refah lıderinin başbakanlıktan is- tifa etmek zorunda bırakılışıyla, ülkemızin siyaset ve toplumsal yaşamında büyük yıkıntılara yol açan, gör- güsüz, şımank, cahil, küstah ve nyakâr bir dönemin, bir siyaset ve yaşam modelinin geriletilmesinde, önemli bir aşamaya ulaşıkjı... Gelinen bu noktadan ge- riye adım atmamak, çağdaşlığın daha ileri hedefleri- ne doğru ılerlemek, toplumsal sağlığımtz bakımından zorunludur. . • . , Hükümet pazarlığmda kim ne isteyecek? ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümeti kurmakla görevlendinlen ANAP Genel Başkanı Me- sutYılmaz'ın temaslan sı- rasında başbakanlık, hü- kümete katılım. seçim ta- rihi ve seçim sistemı ko- nulan tartışmaya açılacak. Yılmaz'ın kapısım çala- cağı siyasal partilerin gün- deme getireceği temel pa- zarlık konulan şöyle: DSP: DSP Genel Baş- kanı BülentEcevit "Cum- hurbaşkanı, anayasal ge- lenekler ve demokrasi ku- rallan açısından uygun olanı yapmıştr. Biz geçen yıl ANAYOL hükümcrjni dışandan desteklerken de her türlü kolavhğı göster- miştik. Partim adına Yıl- maz'ın çalışmalannda ona her türlü yardımı yap- mayı ulusal bir görev bile- ceğimizi söylüyorum" de- di. RP dışında geniş ta- banlı hükümet formüiün- deki ısrannı koruyan DSP. nüfus sayımı yapılıp seç- men kütükleri yenilenme- den seçime gidılmesine karşı çıkıyor. CHP: CHP Genel Baş- kanı Deniz Bavkal, "Mü- zakere sürecini etküer" ge- rekçesiyle süreçle ılgılı de- ğerlendirme yapmaktan kaçındı. Yılmaz'a görev venlmesı CHP'de "şaşkın- lıkla" karşılanırken. bugü- nedek REFAHYOL dışın- da bir hükümet seçenegine dışandan destek eğilimin- de olan CHP, hükümete gi- rip ginneme konusunu da yetkili kurullannda değer- lendirecek. Baykal'ın gö- rüşmeler sırasında en geç aralık ayında seçim yapıl- ması konusunda ısrarh olacağı bildinldi. CHP, hü- kümete destek için Susur- luk fezlekelerinin Meclis Genel Kurulu'na indiril- mesi ve 8 yıllık kesintisiz temel eğitimle ilgili yasal düzenlemelerin yapılması koşulunu da getirdi. DTP: DTP Genel Baş- kanı Hüsamettin Cindo- ruk bugüne dek yaptığı açıklamalarda "RFnin dışlanmaması" gereğine dikkat çekerken dün dl Cumhurbaşkanf nın miljî mutabakat hükümeti ku- rulması için çaba göster- mesmi istedi. Cindoruk, u Milli mutabakat hükü- meti yerine YOLREFAH kurulursa, ordu kışlasın- dan tankıyla tüfeğiyle ç>- kar" dedi. : BBP: Koalisyona destek veren BBP lideri Muhsin Yazıcıoglu'nun, görevlen- dırmeyle ilgili olarak "Cumhurbaîjkanı'nıntak- diıieridir. Önemli olan çö- zümün TBMM'den çik- masıdır. Bizim deklaraş- yonla ortaya koyduğumuz çoğunlukmevcut" demek.- le yetinmesi dikkat çekti;
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear