Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 HAZİRAN 1997 CUMÂRTESİ • • • • CÜMHURfYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul PB 28
Edime B 34
Çanakkale PB 31
Kocaefi PB 32
Izmir 36
Manisa 38
Aydın 39
Denızlı 37
Zonguldak PB 29 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Konya
Eskişehir
Sıvas
B
B
B
B
PB
PB
B
B
30
30
29
29
34
33
34
30
A 31 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
3/
31
38
39
39
38
31
27
A 28
Yurdun kuzeybatı
kesimleri parçalı bu-
lutlu, Trakya ile Batı
Karadenız'in ıç ke-
simleri sağanak ve
yer yer gökgürültülü
sağanak yağışlı, öte-
kı yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava
sıcaklığı yağış alan
yerierde biraz azala-
cak, dığer yerlerde
değişmeyecek.
B 37
Paris 15
Roma B 27
Berlin Y 21
Amsterdam B 17
Madrid B 24
Sofya B 25
Brüksel Y 17
Budapeşte B 23 Münih
Milano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
PB
Y
Y
Y
B
B
Y
26
18
21
20
25
23
23
20
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
A
Y
Y
B
Y
B
A
23
35
32
32
30
31
29
35
Şam 33
(jAçık i Parçalı bulutlu Sıslı t Çok bulutlu p Yağmurtu
G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Önce, Çankaya'nın herkese ters gelen bu "ani
davranışı"ndaki olası nedenlere göz atalım.
Sonj: Çankaya, görevi önce Mesut Yılmaz'a ne-
den veriyor?
Yanıtlar: (a)- Yılmaz güvenoyu alacak bir hükü-
met kurabilir.
(b)- Güvenoyu almayacağını hesap eden Çanka-
ya, Yılmaz denemesine öncelik vermeyi yeğlemiş
olabilir.
(c)- Yılmaz denemesinden sonuç alınmazsa, gö-
revi Şaibe Hanım'a vermesine siyasal kesimlerde,
hatta medyamızda artık karşı çıkılmayabilir.
Sonuçta; Çankaya gönül rahatlığıyla anayasal
görevinin birinci aşamasını yerine getirmiş oluyor,
demektir.
Elbette, tersi olasılıklar da geçerli. Demirel, örne-
ğin sırtında hâlâ bıçağını taşıdığı Necmettin Cev-
herigibi "eski dostiarta"yaptığı "sıkı istişarelerden
sonra" ola ki böylesi yeni bir denemeye karar ve-
riyor.
Cumhurbaşkanı; Yılmaz'ın kâğıt üzerinde ancak
266'yı bulan desteğine, DYP'den ola ki "yürekli" ki-
mi katılımlar olabıleceğine inanıyor. Adı DYP için-
de muhalife çıkmış kimi milletvekillerinin, Yılmaz
hükümetini destekleyeceğine güveniyor.
Eh, Yılmaz yarıdan bir fazla oyla Meclis'ten gü-
venoyu aldıktan sonra artık hükümetini -üstelik se-
çime giderken- 276'yı bularak devirebilirsen de-
vir? Olanaksız!
Ne var ki; Demirel gibi sürekli "deneyimini konuş-
turan bir devlet adamı"Takkellri\n siyasal destek-
ten yoksun olduğu için istifa ettiğine inanırken bir
başka önemli olasılığı gözardı edebilir mi?
Sonuç mu?
O da Mesut Yılmaz'a ne denli büyük siyasal des-
tek olursa olsun, sonuçta düğümün çözüm yeri
TBMM ve TBMM'deki destek verecek veya verme-
yecek milletvekillerine dayanıyor.
Şu anda kâğıt üzerinde Yılmaz 266, Refah'lı cep-
he 282!
Bütün bu varsayımları, kuşku yok, göz önünde
tutan Cumhurbaşkanı Demirel, Şaibe'den önce Yıl-
maz'a görev vererek acaba "zevahiri kurtarmaya"
mı oynuyor, ne dersiniz?
Çankaya, olasıdır ki tersyüz edilmiş Takkeli-Şa-
ibeli bir hükümete zemini zamanı uygun görmüyor,
olabilir.
Ama şunu da unutmamak gerek. Demirel, vara-
cağı her türden sonucu önceden hesaplayarak bir
adım daha atarken kuşkunuz olmasın ki bu adımı,
Çankaya'yı dara zora sokmayacağını adı gibi bile-
rek atoj^Yflksa.^yşyLŞaibe'ye elverişlj görse,
böyle aenemefere hiç'girer miydi?
Görevi alan Yılmaz ne yapacak? Daha önce
"eğer görev verilirse" ivedilik ve öncelikle DYP'ye
gideceğini açıklamıştı. Şaibe, sinir yatıştırıcı bütün
olanakları kullanarak gülümseyecek ve Yılmaz'a
olumsuz yanıtının gerekçelerini sıralayacak.
Arkasında toplam 282 destek oyu varken Yıl-
maz'ın ya da önereceği gibi 3. bir adamın başba-
kanlığına neden rıza göstersin?
Allah'la, milletle ve orduyla banş içinde yaşama-
nın onca planını yapmış, hazır bekliyorken Yılmaz
gibi bir karabasana iktidar olanağını niçin bıraksın?
Değil mi efendim?
Yılmaz denemesine tanınan süre ne kadar aca-
ba? Çankaya "elini çabuk tut" dedi mi demedi mi
görecegiz.
Zira Çankaya, laiklikrüzgânylaTürkiye'yi birbaş-
tan bir başa fethettiğine inanan Yakışıklı Baykal gi-
bi nezleden darbeye kadar herderde deva "şipşak
seçim" diyor da başka bir şey söylemiyor.
Ustelik Yılmaz'ın bir başka zorluğu Yakışıklı.
Yakışıklı, çözüm hükümeti isterim, diye ayak di-
redi. Başanlı olmayınca kimi koşullar icat ederek se-
çim hükümetini çözüm hükümetine dönüştürdü.
Bu nedenle bugün yarın ne yapacağı pek bilinmi-
yor.
Üç-beş aylık iktidar hırsını, ihtirasını bir yanaata-
rak partiler üçer-beşer bakanla temsil edilecekleri
bir "seçim hükümeti"nde anlaşamıyor, bir araya
gelemiyor.
Demokratik bir özveri gösteremiyorlar.
Çankaya da ret riskini göze alarak böyle bir öne-
riyi partilere götüremiyor. Ne yazık!
Kartı
Kaddafi hakaretleriııi
I Baştarafi 1. Sayfada
dan yöneten Yahudilerin,
Israirdeki kardeşlerini ko-
raduklannı söyleyen Kad-
dafi. «Türkiye'deki askeri
ve ekonomik gtiç, İsrail'le
koalisyon haünde bulunu-
yor. Türkiye kendini bo şey-
tanlara sattı" dedi. Türki-
ye'nin 72 yıldır Avrupalı
olmaya çalıştığmı kayde-
den Kaddafi. ancak Avru-
pa'mn Türki>e"yi kıyame-
te kadar Avnıpa ülkesi ola-
rak tanımayacağını savun-
du. Kaddafi sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Türkiye, Arap toprak-
larını 600 yıl işgal altında
tuttu. Sonra, Haçklara tes-
lim etti. Meseh, 600 yü son-
ra Libya'yı İtolyanlara sat-
tı. Suriye'den İskenderun'u
aJdı. Biz ses çıkarmadık.
Şimdi. Fırat ve Dicle'nin su-
lannı keserek Irak ve Suri-
ye hatkını açkğa mahkûm
ediyor. Türkiye, Irak'taki
petrol bölgekrini işgal et-
mek istiyor. Tüm bunlar İs-
raiPin ittifakj ile yapdıyor."
FCaddafi, Tîrkiye'nin İs-
rail ile askeri ve ekonomik
anlaşına mzalamasına
duydngu öfkyi de şpyle
dıle grtirdı: "Fürkiye, İsra-
il ile nüttefikoknayı istedi-
ği sfiıece, biam de Kıbns
Rumian ve Yunanistan'la
miittefik olmaya hakkımız
var. Aslında, tüm Arap ül-
keteri Türkiye'ye karşı Yu-
nanistan'la ittifak yapmaİL
Yunanistan'la yapılacak it-
tifakın ilk ülkesi de Libya
olmah."
Erbakan'tn ülke yöneti-
mınde söz sahibi olmadığı-
nı. otoritesinin olmadığını
iddia eden Libya lideri, Er-
bakan'ı "zavaHı" olarak ni-
teledi. Kaddafi, "Türld-
ye'de demokrasi yok. Erba-
kan'uı başına gelen tam bir
komedi. Zavallı adam. Hü-
kümetin başkanı, ama gücü
veotoritesi yok. Ordusunun
ne yaptığına ilişkin bilgisi
yok" diye konuştu.
Kaddafi, Erbakan'ın
kendisinin başkanı oldugu
Uluslararası Islam Halk
Komutanlığı 'nın üyesi olup
olmadığı sorusu üzerine
şunlan kaydetti: "Karde-
şim Erbakan, beninı başın-
dabulunduğum komutanb-
ğın üyesidir. Hem de kuru-
luşundan, yani 1984 yılın-
danbuyana bize üyedir. Ko-
mutanhğm toplannsına ka-
tılmıştır. Elimizde bantlar
ve kasetler vardır. Sadece
Erbakan değiL tüm ülkeler-
deki İslami partiler, kuru-
luşlar komutanlığa üyedir."
Ydmaz'a zor görev• Baştarafi 1. Sayfada
çaba sarf ederek Yılmaz'ın bürosu-
na gazetecilerden saldanarak girip
çıktılar.
Yılmaz, dün aynca alternatif
hükümet modeli içerisinde yer
alan DSP'nin Grup Başkanvekili
Hüsamettin Özkan'la görüştü.
Yılmaz, Köşk'e çıkarken 9 DYP
milletvekilinin kendisine destek
imzasını da beraberinde götürdü-
ğü haberlerini doğrulamadı.
Yılmaz'ın danışmanlanndan Is-
parta Milletvekili Erkan Mumcu
ile Manisa Milletvekili Abdullah
Akarsu ve Antalya Milletvekili
Sami Küçükbaşkan da önceki gün
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazt-
cıoğlu ile görüştüler ANAP'lı mil-
letvekilleri, Yazıcıoğlu'nun, da-
yatmasız demokratik bir uzlaşma
hükümeti kurulması durumunda,
daha önce açıkladığı deklarasyon
karannı gözden geçirebileceğini
söylediğini belırttiler.
'Sayısal değil, siyasal'
Saat 17.00'de Köşk'e çıkan
ANAP lideri Mesut Yılmaz, yak-
laşık 45 dakika sonra yaptığı açık-
lamada, Cumhurbaşkanı'nın yeni
hükümeti kurma görevini kendisi-
ne verdiğini bildırdi. Türkiye açı-
sından ne kadar yaşamsal bir dö-
nemde, ne kadar önemli bir görev
aldığının bilincinde olduğunu vur-
gulayan Mesut Yılmaz şunlan
söyledi:
"Bu görevi en iyi şekilde yerine
getirmek için elimden gelen bütün
gayreti göstereceğim. Yeni hükü-
meti en seri şekilde ve en sağhkh bi-
çimde kurmayı hedefliyorum. 54.
hükümetin istifasına neden olan
sebepler hepinizin malumudur.
bütün Türk kamuoyunun malu-
mudur. Maalesef 54. hükümet
Türkiye'de siyasi ve toplumsal ge-
rilimin dayanilmaz boyutlara ulaş-
masına neden olmuştur. Devtetin
temel organlan arasmdald uyumu
sağlayamamıştır. Bu hükümet icra
yapma kabiliyetini yitirmiştirve bu
nedenle ülkeyi seçime götürmek
mecburiyetini hissetmiştir. Sayın
Cumhurbaşkanı, ülkenin bugün
içinde bulunduğu durumu sadece
sayısal bir bunalım olarak değil,
daha köklü siyasi bir bunalım ola-
rak değerlendirmişlerdir. Hükü-
met kurma görevinin taranmateb-
bgedilmiş olması, anayasay a tama-
men uygundur. Anay asamızın 104.
maddesinde Sayın Cumhurbaşka-
nı'nın görc\ leri arasmda dikte edi-
len, devletin organlan arasındaki
uyumu gözetme görevinin bir ge-
regidir. Aynı zamanda demokra-
tik teamüllere de uygundur. Çün-
kü bildiğiniz gibi istifasını sunan
Sayın Erbakan Meclis'te en fazla
milletvekiline sahip olan partinin
genel başkanıdır. Bugün bana ve-
rilen bu görev, Mecüs'te ikinci bü-
yük gruba sahip olan parti başka-
nına verilmiştir. Daha önceki te-
amüller de bu yöndedir."
Yılmaz, bugün ANAP Başkan-
lık Divanı'nda değerlendirme yap-
tıktan sonra pazartesi günü
MKYK'yi toplayacağmı, salı gü-
nü DYP'den başlayarak DSP, CHP
ve DTP liderleriyle görüşeceğini
bildirerek "Kuracağım hükümet
Mectis'ten güvenoyu alacakbir hü-
kümet oJacaktır" dedi. tlk temas-
lannın sonucunu çarşamba günü
Demirel'e ileteceğini ve yeni hü-
kümetin listesini 30 haziran pazar-
tesi gününe kadar Çankaya Köş-
kü'ne sunmayı amaçladığını, an-
cak kısa bir ek süre talep edebile-
ceğini kaydeden Yılmaz, "Sayın
Cumhurbaşkanı'nm şahsıma gös-
terdiği güven için şükranlanmı su-
nuyorum. Kuracağımız hüküme-
te destek vaat eden parti başkan-
lanna tesekkür ediyorum. Türla-
Dnıeıo
r
^
ye'ninbugün içinde bulunduğu or-
tamın hertürlü zıtlaşmalan, çekis-
meteri geride bırakmasuu zorun-
hı kılan çok hassas bir dönem ol-
duğunu, Türkiye'nin şu anda her
şeyden önce siyasi gerilimi azalta-
cak, toplumda genel bir uzlaşma
yaratacak bir hükümete ihtiyaç
gösterdiğini bilerek, bütün milleti-
mizden bu görevin yerine getirü-
mesinde bize yardımcı olmalaruu
bekliyorum" dedi.
ANAP lideri sorular üzerine, se-
çimin en erken 1998 ilkbahannda,
genel seçimlerle, yerel seçimlerin
birleştirilerek yapılmasını öngör-
dükJerini kaydetti.
İki tur görflşme
ANAP kulislerinde Yılmaz'ın
öncelikle, kendisinin başbakanlı-
ğında, DSP, CHP ve DTP'nin de
içinde yer alacağı DYP'li muhalif-
lerle bağımsız milletvekillerinin
desteklediği bir hükümet kurma-
ya çalışacağı belirtildi. Buna gö-
re, Yılmaz kendisinin başbakanlı-
ğında ısrarlı olmayacağı 3. bir ki-
şinin başbakanlığında bir hükü-
mete de razı olacak.
Yılmaz, dün akşam sorulan ya-
nıtlarken liderlerle iki tur görüşme
yapacağını belirterek birinci turda
hükümetin genel ilkeleri, progra-
mı ve süresi konusunda mutabakat
arayacağını, ikinci turda da hükü-
metin çatısı, dağıhm ve isimlen-
dirme üzerinde durulacağını bıl-
dirdi.
Yılmaz, BBP ile görüşmeyece-
ğini belirterek "Bir parti tutarsız-
hgının bedelini ödemelidir. Biz hü-
kümet kurduğumuz zaman Çiller'i
bahane ederek güvenoyu vermedL
Oy sa şimdi tam tersiniyapıyor" de-
di.
Yılmaz, DYP Genel Başkanı
Tansu Çüler'in görevin kendisine
verilmesine yönelik tepkisinin
"duygusal" olduğunu vurgularken
"Ülkenin içinde bulunduğu duru-
mun nezaketi, nezaket kurallannı
gölgede bırakacak kadar vahim-
dir. Cumhurbaşkanı başka türlü
davransaydL anayasadaki, 'devlet
organlannm düzenli ve uyumlu
çaîışmasını gözetir' maddesine
ters davranmış olurdu" dedi.
'RP'yeyeryok'
Yılmaz. önceki gece gazetecile-
rin sorulannı yanıtlarken de baş-
bakan olması durumunda birinci
önceliğı toplumsal gerginliği orta-
dan kaldırmaya ve uzlaşma orta-
mmı sağlamaya vereceğini söyle-
di.
Bunlann dışında 8 yıllık kesin-
tisiz eğitim, sosyal güvenliğin re-
vizyonu, ekonominin rayına otur-
tulması için çalışacaklannı anlatan
Yılmaz, "Ülke bu dunımdayken
biz siyasiler tribünden izleme lük-
süne sahip değiliz. Herkesin elini
taşın aHına koyması gerekir" dedi.
Yılmaz, bugünkü anlayışı ile si-
yasete büyük zarar verdiğini ileri
sürdüğü RP'nin artık muhalefete
çekilerek nerede yanlış yaptığını
düşünmesi gerektiğini ifade etti ve
"Benim modelimde RP'ye yer
yok" dedi.
'MuhaBfler etkili oldu'
Cumhurbaşkanı Demirel'in
ANAP lideri Mesut Yılmaz'a dün
hükümeti kurma görevi vermesin-
de DYP'li muhaliflerin etkili ol-
duğu kaydedildi.
Adının yazılmasını istemeyen
DYP'li muhalif bir milletvekili,
"Önceki gece 16 Idşi olarak Sayın
Cumhurbaşkanımıza, REFAH-
YOI^2 hükümetine destek \erme-
yecegimizyönünde mesaj gönder-
dik. Sanırun Demirel'in görevlen-
dirmesinde bu tutum belirieyici ol-
du" dedi.
YARISA DOGRU
Heyacanlı yaşamayı sevenler; Her Çarşamba/ Perşembe, Cuma^umartesi,
Pazar günleri Saat 15:15'de atyarışları programı Hipodromlardan canlı olarak
yayınlanacaktır.
Yılmaz Tekin Onay yönetiminde Hasan Saydam, Reşat Köstem, Engiz Ozel
ve Alı Kayakıt'ın hazırladıgı; yabancı at yanşiarından görüntüler, günün bütün at
yarışlarından özetler, müzik ve at sahiplerinden paradiler, magazin,
Haberle dolu bu programı sakın kaçırmayın...
50.
Tele Yanş programı'nın adı 18 Haziran 1997 tarihinden itibaren "Yarışa Doğru" olarak değişti.
Türkıy
OSulukar k Gök gürûrtütu
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
"Ne çok seveni varmış..."
"Arkasında binlerce gözü yaşlı insan bıraktı..."
"Milyonlan yasa boğdu..."
Yrtip giden kişinin, "artık hayatta olmadığı" değil,
arkada bıraktığı konuşulur.
Belki de bu, yaşamın ölüme inadı.
Belki de insanın bencilliği. Aslolan kendi hissetti-
ği...
Dün sabah haben aldığımda aklıma.ilk, kendi kay-
bettiklerim geldi...
Bilinçli olarak "Bunu ezbertemeliyim" dediğim ilk
şiir, Külebi'nin "Hikâye "siydi. Yıllar sonra, tanışaca-
ğımı, komşu olacağımı, ögretmen-öğrenci temelin-
de dostluk kuracağımı hayal bile etmeksizin, ilk kıl-
cal damarlar oluşmuştu, Külebi'yle aramda...
İlk tanışıklıktaki tutukluğum ikincisinde yok olup
gitti. Tanımı güç bir dostluk oluştu. Sanki ikimizin or-
tasından su geçen vadide büyük bir toprak parçası
olmuştu. Orada akla gelebilecek her şeyi yetiştiriyor-
duk. Arada ben yeni fıdan diktiğimde, önce kızıyor,
sonra fena olmadı diyordu.
Bir üçüncü kişiyi ortak edememıştik o barıçeye. İyi
de olmuştu. Akşam sofrasında demokratik bir işbir-
liğimiz olurdu. Yemeği o yapar, içkiyi bardağa ben ko-
yardım. Belleği, fotoğraf makinesinin objektifinden
daha netti.
"Yıl 1935" diye başlardı, bugünküleri tepeden tır-
nağa haşlardı...
Çiller'e çok kızdığı bir dönem öyle bir şiir yazmış-
tı ki...
"Basamazsınız" dedi... Haklıydı...
Aziz Nesin gidince, yazmadan edememiştim.
Sanki işi gücü yokmuş gibi, her gün yazılarımı oku-
yacağını düşündüğüm iki elin parmakları kadar insan
benim için aynca önemli. Onlar, değil ertesi gün, da-
ha yazıyı bilgisayarın hafızasına kaydederken bana
bakıyorlar...
Bunlardan biri Aziz Nesin'di... Biri de Cahit Külebi.
Yalın, hesapsız, samimi tavnyla, düşüncesini söyler-
di.
Diri bakışlan kocaman bir ağacın yayvan dallann-
da kurulu kuş yuvasını andınrdı. İçinde pek çok ku-
şun küçük küçük devinip kaynaştığı iki yuva...
Yandan duruşu, kayalann ucunda havalanmaya
hazır bir kartalı andınyordu.
Bedeni yaşam sevincine yanıt veremez hale gelin-
ce, bü durumu abartmaya başlamıştı.
Ahhh, o günleri niçin daha çok yaşamadım!
Belki de haziran...
Külebi'y'e yüz yüze gelmeden önce O'nu tanıyan-
lardan duyduğum, biraz huysuz olduğuydu. Biraz si-
nirli, biraz da ters...
Arda ne kaldı?
- - Ama yakmdaı*ta«ytnca öyle<JeğH. -*' '•*--'
Külebi'yi, çok sevdiği doğaya benzetmek gerekir-
se, benim aklıma ilk mevsimler geliyor...
Dördü birden ama... Ne salt biri ne salt öteki...
Herkese soğuk.. karlı bir kjş günü...
Sıcak sıcak gülüyor.. dost düşkünü...
Nesi varsa göstermek istiyor.. ilkbahar çiçekleri...
İlk gördüğüne bağınyor. kaçırmış ölçekleri...
Işte Cahit Külebi...
Türküleri yapanlar, yasalan yapanlardan güçlüdür.
Hele, hırsızlarla, koltuk meraklısı politikacılarla hiç
karşılaştınlmazlar...
Anadolu 21. yüzyıla kimleri taşıyacak dersiniz?
Yılın en uzun gününde yola çıkan Külebi'nin,
1938'de yazdığı "Haziran" şiiri bugün için miydi:
"Her akşam bulutlar/Bilmez telaşımı/Her akşam
bulutlar.
Belki de haziran/Bulacak naaşımı/Belki de haziran.
Bir gün geleceğim/Alıp şu başımılBir gün gelece-
ğim."
Cumhurbaşkanlığı açıklaması:
Devlet uyumlu çahşmalı
'Cumhurbaşkanı Sayın
Süleyman Demirel, 18 Hazi-
ran 1997 Çarşamba günü sa-
at 18.30'da, Başbakan ve
Refah Parrisi Genel Başka-
nı Sayın Prof. Dr. Necmettin
Erbakan"ı kabul etmiştır.
Sayın Prof. Dr. Necmettin
Erbakan, bu kabulde Sayın
Cumhurbaşkanı'na RP ve
DYP koalisyonu olan hükü-
metin istifasını sunmuştur.
Buna gerekçe olarak; "üi-
kede gerginlik meydana gel-
diğini. hükümetin istifa ede-
rek seçime gidilmesi gerekti-
ğmi" ifade etmiştir.
Sa>ın Prof. Dr. Necmettin
Erbakan, koalisyonu teşkil
eden iki parti arasındaki pro-
tokole göre; "Hükümetin
DYP Genel Başkanı Sayın
Prof. Dr. Tansu Çiller tara-
fından kurulmasını RP-
DYP-BBP olarak destekle-
diklerini" beyan eden bir
belgeyi de Cumhurbaşka-
nı'na tevdi etmiştir.
Cumhurbaşkanı, Sayın
Prof. Dr. Necmettin Erba-
kan'ın istifasını kabul etmiş
ve kendisine: "TCAnayasa-
sı'nda.kanunlanndavegele-
neklerinde "başbakanlığın
devn" diye bir durum ve te-
amülün bulunmadtğını" ifa-
de etmiştir.
Sayın Prof. Dr. Necmettin
Erbakan'ın istifası ile yeni-
den "hükümet kurulma"
sorunu ortaya çıkmıştır.
Anayasanın 109. madde-
sinde;
"Başbakan, Cumhurbas-
kanınca TBMM üyekri ara-
sından atanır" şeklinde bir
hüküm mevcuttur. Bu. baş-
bakanı atama hakkınm cum-
hurbaşkanma ait olduğunu
ifade eder.
Zira; "Bu atamanın dışa-
ndanyapıhp,cumhurbaşka-
nının önüne konulması gibi
bir durumun söz konusu ol-
mayacağı'' Cumhurbaşka-
nı'nca Sayın Prof. Dr. Nec-
mettin Erbakan'a ifade edil-
miştir. Nitekım, Sayın Prof.
Dr. Necmettin Erbakan da
"buna hakverdiğini" görüş-
meden çıkarken basına yap-
tığı açıklamada söylemiştir.
Cumhurbaşkanı, ^Hazi-
ran 1997 Perşembe günü
TBMM'de temsil edilen di-
ğer siyasi partilerin genel
başkanlao;
- Anavatan Partisi Genel
Başkanı Sayın Mesut Yıl-
maz,
- Demokratik Sol Parti
Genel Başkanı Sayın Bülent
Ecevit,
- Cumhuriyet Halk Parti-
si Genel Başkanı Sayın De-
nizBaykaL,
- Demokrat Türkiye Par-
tisi Genel Başkanı Sayın
Hüsamettin Cindoruk ile
hükümet kuruluşu konusun-
da istişarelerde bulunmuş-
tur.
Bu istişareler sonunda;
genellikle uygulanan kural
gereğince TBMM'de temsil
edilen en çok üyeye sahip
ikinci parti olan Anavatan
Partisi'nin Genel Başkanı
Sayın Mesut Yılmaz'ı Çan-
kaya Köşkü'ne davet ederek
ülkede meydana gelen ger-
ginliği giderecek bir hükü-
meti kurmakla görevlendir-
miştir.
Anayasanın 104. madde-
sindeki;
"Cumhurbaşkanı; devlet
organlannın düzenli ve
uyumlu çaîışmasını gözetir"
şeklindeki ifade de göz önü-
ne alınarak böyle bir görev-
lendirme yapılmıştır.'