28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 HAZİRAN 1997 CUMÂRTESİ • • • • CÜMHURfYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul PB 28 Edime B 34 Çanakkale PB 31 Kocaefi PB 32 Izmir 36 Manisa 38 Aydın 39 Denızlı 37 Zonguldak PB 29 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas B B B B PB PB B B 30 30 29 29 34 33 34 30 A 31 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A A A 3/ 31 38 39 39 38 31 27 A 28 Yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı bu- lutlu, Trakya ile Batı Karadenız'in ıç ke- simleri sağanak ve yer yer gökgürültülü sağanak yağışlı, öte- kı yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerierde biraz azala- cak, dığer yerlerde değişmeyecek. B 37 Paris 15 Roma B 27 Berlin Y 21 Amsterdam B 17 Madrid B 24 Sofya B 25 Brüksel Y 17 Budapeşte B 23 Münih Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn PB Y Y Y B B Y 26 18 21 20 25 23 23 20 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B A Y Y B Y B A 23 35 32 32 30 31 29 35 Şam 33 (jAçık i Parçalı bulutlu Sıslı t Çok bulutlu p Yağmurtu G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Önce, Çankaya'nın herkese ters gelen bu "ani davranışı"ndaki olası nedenlere göz atalım. Sonj: Çankaya, görevi önce Mesut Yılmaz'a ne- den veriyor? Yanıtlar: (a)- Yılmaz güvenoyu alacak bir hükü- met kurabilir. (b)- Güvenoyu almayacağını hesap eden Çanka- ya, Yılmaz denemesine öncelik vermeyi yeğlemiş olabilir. (c)- Yılmaz denemesinden sonuç alınmazsa, gö- revi Şaibe Hanım'a vermesine siyasal kesimlerde, hatta medyamızda artık karşı çıkılmayabilir. Sonuçta; Çankaya gönül rahatlığıyla anayasal görevinin birinci aşamasını yerine getirmiş oluyor, demektir. Elbette, tersi olasılıklar da geçerli. Demirel, örne- ğin sırtında hâlâ bıçağını taşıdığı Necmettin Cev- herigibi "eski dostiarta"yaptığı "sıkı istişarelerden sonra" ola ki böylesi yeni bir denemeye karar ve- riyor. Cumhurbaşkanı; Yılmaz'ın kâğıt üzerinde ancak 266'yı bulan desteğine, DYP'den ola ki "yürekli" ki- mi katılımlar olabıleceğine inanıyor. Adı DYP için- de muhalife çıkmış kimi milletvekillerinin, Yılmaz hükümetini destekleyeceğine güveniyor. Eh, Yılmaz yarıdan bir fazla oyla Meclis'ten gü- venoyu aldıktan sonra artık hükümetini -üstelik se- çime giderken- 276'yı bularak devirebilirsen de- vir? Olanaksız! Ne var ki; Demirel gibi sürekli "deneyimini konuş- turan bir devlet adamı"Takkellri\n siyasal destek- ten yoksun olduğu için istifa ettiğine inanırken bir başka önemli olasılığı gözardı edebilir mi? Sonuç mu? O da Mesut Yılmaz'a ne denli büyük siyasal des- tek olursa olsun, sonuçta düğümün çözüm yeri TBMM ve TBMM'deki destek verecek veya verme- yecek milletvekillerine dayanıyor. Şu anda kâğıt üzerinde Yılmaz 266, Refah'lı cep- he 282! Bütün bu varsayımları, kuşku yok, göz önünde tutan Cumhurbaşkanı Demirel, Şaibe'den önce Yıl- maz'a görev vererek acaba "zevahiri kurtarmaya" mı oynuyor, ne dersiniz? Çankaya, olasıdır ki tersyüz edilmiş Takkeli-Şa- ibeli bir hükümete zemini zamanı uygun görmüyor, olabilir. Ama şunu da unutmamak gerek. Demirel, vara- cağı her türden sonucu önceden hesaplayarak bir adım daha atarken kuşkunuz olmasın ki bu adımı, Çankaya'yı dara zora sokmayacağını adı gibi bile- rek atoj^Yflksa.^yşyLŞaibe'ye elverişlj görse, böyle aenemefere hiç'girer miydi? Görevi alan Yılmaz ne yapacak? Daha önce "eğer görev verilirse" ivedilik ve öncelikle DYP'ye gideceğini açıklamıştı. Şaibe, sinir yatıştırıcı bütün olanakları kullanarak gülümseyecek ve Yılmaz'a olumsuz yanıtının gerekçelerini sıralayacak. Arkasında toplam 282 destek oyu varken Yıl- maz'ın ya da önereceği gibi 3. bir adamın başba- kanlığına neden rıza göstersin? Allah'la, milletle ve orduyla banş içinde yaşama- nın onca planını yapmış, hazır bekliyorken Yılmaz gibi bir karabasana iktidar olanağını niçin bıraksın? Değil mi efendim? Yılmaz denemesine tanınan süre ne kadar aca- ba? Çankaya "elini çabuk tut" dedi mi demedi mi görecegiz. Zira Çankaya, laiklikrüzgânylaTürkiye'yi birbaş- tan bir başa fethettiğine inanan Yakışıklı Baykal gi- bi nezleden darbeye kadar herderde deva "şipşak seçim" diyor da başka bir şey söylemiyor. Ustelik Yılmaz'ın bir başka zorluğu Yakışıklı. Yakışıklı, çözüm hükümeti isterim, diye ayak di- redi. Başanlı olmayınca kimi koşullar icat ederek se- çim hükümetini çözüm hükümetine dönüştürdü. Bu nedenle bugün yarın ne yapacağı pek bilinmi- yor. Üç-beş aylık iktidar hırsını, ihtirasını bir yanaata- rak partiler üçer-beşer bakanla temsil edilecekleri bir "seçim hükümeti"nde anlaşamıyor, bir araya gelemiyor. Demokratik bir özveri gösteremiyorlar. Çankaya da ret riskini göze alarak böyle bir öne- riyi partilere götüremiyor. Ne yazık! Kartı Kaddafi hakaretleriııi I Baştarafi 1. Sayfada dan yöneten Yahudilerin, Israirdeki kardeşlerini ko- raduklannı söyleyen Kad- dafi. «Türkiye'deki askeri ve ekonomik gtiç, İsrail'le koalisyon haünde bulunu- yor. Türkiye kendini bo şey- tanlara sattı" dedi. Türki- ye'nin 72 yıldır Avrupalı olmaya çalıştığmı kayde- den Kaddafi. ancak Avru- pa'mn Türki>e"yi kıyame- te kadar Avnıpa ülkesi ola- rak tanımayacağını savun- du. Kaddafi sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, Arap toprak- larını 600 yıl işgal altında tuttu. Sonra, Haçklara tes- lim etti. Meseh, 600 yü son- ra Libya'yı İtolyanlara sat- tı. Suriye'den İskenderun'u aJdı. Biz ses çıkarmadık. Şimdi. Fırat ve Dicle'nin su- lannı keserek Irak ve Suri- ye hatkını açkğa mahkûm ediyor. Türkiye, Irak'taki petrol bölgekrini işgal et- mek istiyor. Tüm bunlar İs- raiPin ittifakj ile yapdıyor." FCaddafi, Tîrkiye'nin İs- rail ile askeri ve ekonomik anlaşına mzalamasına duydngu öfkyi de şpyle dıle grtirdı: "Fürkiye, İsra- il ile nüttefikoknayı istedi- ği sfiıece, biam de Kıbns Rumian ve Yunanistan'la miittefik olmaya hakkımız var. Aslında, tüm Arap ül- keteri Türkiye'ye karşı Yu- nanistan'la ittifak yapmaİL Yunanistan'la yapılacak it- tifakın ilk ülkesi de Libya olmah." Erbakan'tn ülke yöneti- mınde söz sahibi olmadığı- nı. otoritesinin olmadığını iddia eden Libya lideri, Er- bakan'ı "zavaHı" olarak ni- teledi. Kaddafi, "Türld- ye'de demokrasi yok. Erba- kan'uı başına gelen tam bir komedi. Zavallı adam. Hü- kümetin başkanı, ama gücü veotoritesi yok. Ordusunun ne yaptığına ilişkin bilgisi yok" diye konuştu. Kaddafi, Erbakan'ın kendisinin başkanı oldugu Uluslararası Islam Halk Komutanlığı 'nın üyesi olup olmadığı sorusu üzerine şunlan kaydetti: "Karde- şim Erbakan, beninı başın- dabulunduğum komutanb- ğın üyesidir. Hem de kuru- luşundan, yani 1984 yılın- danbuyana bize üyedir. Ko- mutanhğm toplannsına ka- tılmıştır. Elimizde bantlar ve kasetler vardır. Sadece Erbakan değiL tüm ülkeler- deki İslami partiler, kuru- luşlar komutanlığa üyedir." Ydmaz'a zor görev• Baştarafi 1. Sayfada çaba sarf ederek Yılmaz'ın bürosu- na gazetecilerden saldanarak girip çıktılar. Yılmaz, dün aynca alternatif hükümet modeli içerisinde yer alan DSP'nin Grup Başkanvekili Hüsamettin Özkan'la görüştü. Yılmaz, Köşk'e çıkarken 9 DYP milletvekilinin kendisine destek imzasını da beraberinde götürdü- ğü haberlerini doğrulamadı. Yılmaz'ın danışmanlanndan Is- parta Milletvekili Erkan Mumcu ile Manisa Milletvekili Abdullah Akarsu ve Antalya Milletvekili Sami Küçükbaşkan da önceki gün BBP Genel Başkanı Muhsin Yazt- cıoğlu ile görüştüler ANAP'lı mil- letvekilleri, Yazıcıoğlu'nun, da- yatmasız demokratik bir uzlaşma hükümeti kurulması durumunda, daha önce açıkladığı deklarasyon karannı gözden geçirebileceğini söylediğini belırttiler. 'Sayısal değil, siyasal' Saat 17.00'de Köşk'e çıkan ANAP lideri Mesut Yılmaz, yak- laşık 45 dakika sonra yaptığı açık- lamada, Cumhurbaşkanı'nın yeni hükümeti kurma görevini kendisi- ne verdiğini bildırdi. Türkiye açı- sından ne kadar yaşamsal bir dö- nemde, ne kadar önemli bir görev aldığının bilincinde olduğunu vur- gulayan Mesut Yılmaz şunlan söyledi: "Bu görevi en iyi şekilde yerine getirmek için elimden gelen bütün gayreti göstereceğim. Yeni hükü- meti en seri şekilde ve en sağhkh bi- çimde kurmayı hedefliyorum. 54. hükümetin istifasına neden olan sebepler hepinizin malumudur. bütün Türk kamuoyunun malu- mudur. Maalesef 54. hükümet Türkiye'de siyasi ve toplumsal ge- rilimin dayanilmaz boyutlara ulaş- masına neden olmuştur. Devtetin temel organlan arasmdald uyumu sağlayamamıştır. Bu hükümet icra yapma kabiliyetini yitirmiştirve bu nedenle ülkeyi seçime götürmek mecburiyetini hissetmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, ülkenin bugün içinde bulunduğu durumu sadece sayısal bir bunalım olarak değil, daha köklü siyasi bir bunalım ola- rak değerlendirmişlerdir. Hükü- met kurma görevinin taranmateb- bgedilmiş olması, anayasay a tama- men uygundur. Anay asamızın 104. maddesinde Sayın Cumhurbaşka- nı'nın görc\ leri arasmda dikte edi- len, devletin organlan arasındaki uyumu gözetme görevinin bir ge- regidir. Aynı zamanda demokra- tik teamüllere de uygundur. Çün- kü bildiğiniz gibi istifasını sunan Sayın Erbakan Meclis'te en fazla milletvekiline sahip olan partinin genel başkanıdır. Bugün bana ve- rilen bu görev, Mecüs'te ikinci bü- yük gruba sahip olan parti başka- nına verilmiştir. Daha önceki te- amüller de bu yöndedir." Yılmaz, bugün ANAP Başkan- lık Divanı'nda değerlendirme yap- tıktan sonra pazartesi günü MKYK'yi toplayacağmı, salı gü- nü DYP'den başlayarak DSP, CHP ve DTP liderleriyle görüşeceğini bildirerek "Kuracağım hükümet Mectis'ten güvenoyu alacakbir hü- kümet oJacaktır" dedi. tlk temas- lannın sonucunu çarşamba günü Demirel'e ileteceğini ve yeni hü- kümetin listesini 30 haziran pazar- tesi gününe kadar Çankaya Köş- kü'ne sunmayı amaçladığını, an- cak kısa bir ek süre talep edebile- ceğini kaydeden Yılmaz, "Sayın Cumhurbaşkanı'nm şahsıma gös- terdiği güven için şükranlanmı su- nuyorum. Kuracağımız hüküme- te destek vaat eden parti başkan- lanna tesekkür ediyorum. Türla- Dnıeıo r ^ ye'ninbugün içinde bulunduğu or- tamın hertürlü zıtlaşmalan, çekis- meteri geride bırakmasuu zorun- hı kılan çok hassas bir dönem ol- duğunu, Türkiye'nin şu anda her şeyden önce siyasi gerilimi azalta- cak, toplumda genel bir uzlaşma yaratacak bir hükümete ihtiyaç gösterdiğini bilerek, bütün milleti- mizden bu görevin yerine getirü- mesinde bize yardımcı olmalaruu bekliyorum" dedi. ANAP lideri sorular üzerine, se- çimin en erken 1998 ilkbahannda, genel seçimlerle, yerel seçimlerin birleştirilerek yapılmasını öngör- dükJerini kaydetti. İki tur görflşme ANAP kulislerinde Yılmaz'ın öncelikle, kendisinin başbakanlı- ğında, DSP, CHP ve DTP'nin de içinde yer alacağı DYP'li muhalif- lerle bağımsız milletvekillerinin desteklediği bir hükümet kurma- ya çalışacağı belirtildi. Buna gö- re, Yılmaz kendisinin başbakanlı- ğında ısrarlı olmayacağı 3. bir ki- şinin başbakanlığında bir hükü- mete de razı olacak. Yılmaz, dün akşam sorulan ya- nıtlarken liderlerle iki tur görüşme yapacağını belirterek birinci turda hükümetin genel ilkeleri, progra- mı ve süresi konusunda mutabakat arayacağını, ikinci turda da hükü- metin çatısı, dağıhm ve isimlen- dirme üzerinde durulacağını bıl- dirdi. Yılmaz, BBP ile görüşmeyece- ğini belirterek "Bir parti tutarsız- hgının bedelini ödemelidir. Biz hü- kümet kurduğumuz zaman Çiller'i bahane ederek güvenoyu vermedL Oy sa şimdi tam tersiniyapıyor" de- di. Yılmaz, DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'in görevin kendisine verilmesine yönelik tepkisinin "duygusal" olduğunu vurgularken "Ülkenin içinde bulunduğu duru- mun nezaketi, nezaket kurallannı gölgede bırakacak kadar vahim- dir. Cumhurbaşkanı başka türlü davransaydL anayasadaki, 'devlet organlannm düzenli ve uyumlu çaîışmasını gözetir' maddesine ters davranmış olurdu" dedi. 'RP'yeyeryok' Yılmaz. önceki gece gazetecile- rin sorulannı yanıtlarken de baş- bakan olması durumunda birinci önceliğı toplumsal gerginliği orta- dan kaldırmaya ve uzlaşma orta- mmı sağlamaya vereceğini söyle- di. Bunlann dışında 8 yıllık kesin- tisiz eğitim, sosyal güvenliğin re- vizyonu, ekonominin rayına otur- tulması için çalışacaklannı anlatan Yılmaz, "Ülke bu dunımdayken biz siyasiler tribünden izleme lük- süne sahip değiliz. Herkesin elini taşın aHına koyması gerekir" dedi. Yılmaz, bugünkü anlayışı ile si- yasete büyük zarar verdiğini ileri sürdüğü RP'nin artık muhalefete çekilerek nerede yanlış yaptığını düşünmesi gerektiğini ifade etti ve "Benim modelimde RP'ye yer yok" dedi. 'MuhaBfler etkili oldu' Cumhurbaşkanı Demirel'in ANAP lideri Mesut Yılmaz'a dün hükümeti kurma görevi vermesin- de DYP'li muhaliflerin etkili ol- duğu kaydedildi. Adının yazılmasını istemeyen DYP'li muhalif bir milletvekili, "Önceki gece 16 Idşi olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza, REFAH- YOI^2 hükümetine destek \erme- yecegimizyönünde mesaj gönder- dik. Sanırun Demirel'in görevlen- dirmesinde bu tutum belirieyici ol- du" dedi. YARISA DOGRU Heyacanlı yaşamayı sevenler; Her Çarşamba/ Perşembe, Cuma^umartesi, Pazar günleri Saat 15:15'de atyarışları programı Hipodromlardan canlı olarak yayınlanacaktır. Yılmaz Tekin Onay yönetiminde Hasan Saydam, Reşat Köstem, Engiz Ozel ve Alı Kayakıt'ın hazırladıgı; yabancı at yanşiarından görüntüler, günün bütün at yarışlarından özetler, müzik ve at sahiplerinden paradiler, magazin, Haberle dolu bu programı sakın kaçırmayın... 50. Tele Yanş programı'nın adı 18 Haziran 1997 tarihinden itibaren "Yarışa Doğru" olarak değişti. Türkıy OSulukar k Gök gürûrtütu G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada "Ne çok seveni varmış..." "Arkasında binlerce gözü yaşlı insan bıraktı..." "Milyonlan yasa boğdu..." Yrtip giden kişinin, "artık hayatta olmadığı" değil, arkada bıraktığı konuşulur. Belki de bu, yaşamın ölüme inadı. Belki de insanın bencilliği. Aslolan kendi hissetti- ği... Dün sabah haben aldığımda aklıma.ilk, kendi kay- bettiklerim geldi... Bilinçli olarak "Bunu ezbertemeliyim" dediğim ilk şiir, Külebi'nin "Hikâye "siydi. Yıllar sonra, tanışaca- ğımı, komşu olacağımı, ögretmen-öğrenci temelin- de dostluk kuracağımı hayal bile etmeksizin, ilk kıl- cal damarlar oluşmuştu, Külebi'yle aramda... İlk tanışıklıktaki tutukluğum ikincisinde yok olup gitti. Tanımı güç bir dostluk oluştu. Sanki ikimizin or- tasından su geçen vadide büyük bir toprak parçası olmuştu. Orada akla gelebilecek her şeyi yetiştiriyor- duk. Arada ben yeni fıdan diktiğimde, önce kızıyor, sonra fena olmadı diyordu. Bir üçüncü kişiyi ortak edememıştik o barıçeye. İyi de olmuştu. Akşam sofrasında demokratik bir işbir- liğimiz olurdu. Yemeği o yapar, içkiyi bardağa ben ko- yardım. Belleği, fotoğraf makinesinin objektifinden daha netti. "Yıl 1935" diye başlardı, bugünküleri tepeden tır- nağa haşlardı... Çiller'e çok kızdığı bir dönem öyle bir şiir yazmış- tı ki... "Basamazsınız" dedi... Haklıydı... Aziz Nesin gidince, yazmadan edememiştim. Sanki işi gücü yokmuş gibi, her gün yazılarımı oku- yacağını düşündüğüm iki elin parmakları kadar insan benim için aynca önemli. Onlar, değil ertesi gün, da- ha yazıyı bilgisayarın hafızasına kaydederken bana bakıyorlar... Bunlardan biri Aziz Nesin'di... Biri de Cahit Külebi. Yalın, hesapsız, samimi tavnyla, düşüncesini söyler- di. Diri bakışlan kocaman bir ağacın yayvan dallann- da kurulu kuş yuvasını andınrdı. İçinde pek çok ku- şun küçük küçük devinip kaynaştığı iki yuva... Yandan duruşu, kayalann ucunda havalanmaya hazır bir kartalı andınyordu. Bedeni yaşam sevincine yanıt veremez hale gelin- ce, bü durumu abartmaya başlamıştı. Ahhh, o günleri niçin daha çok yaşamadım! Belki de haziran... Külebi'y'e yüz yüze gelmeden önce O'nu tanıyan- lardan duyduğum, biraz huysuz olduğuydu. Biraz si- nirli, biraz da ters... Arda ne kaldı? - - Ama yakmdaı*ta«ytnca öyle<JeğH. -*' '•*--' Külebi'yi, çok sevdiği doğaya benzetmek gerekir- se, benim aklıma ilk mevsimler geliyor... Dördü birden ama... Ne salt biri ne salt öteki... Herkese soğuk.. karlı bir kjş günü... Sıcak sıcak gülüyor.. dost düşkünü... Nesi varsa göstermek istiyor.. ilkbahar çiçekleri... İlk gördüğüne bağınyor. kaçırmış ölçekleri... Işte Cahit Külebi... Türküleri yapanlar, yasalan yapanlardan güçlüdür. Hele, hırsızlarla, koltuk meraklısı politikacılarla hiç karşılaştınlmazlar... Anadolu 21. yüzyıla kimleri taşıyacak dersiniz? Yılın en uzun gününde yola çıkan Külebi'nin, 1938'de yazdığı "Haziran" şiiri bugün için miydi: "Her akşam bulutlar/Bilmez telaşımı/Her akşam bulutlar. Belki de haziran/Bulacak naaşımı/Belki de haziran. Bir gün geleceğim/Alıp şu başımılBir gün gelece- ğim." Cumhurbaşkanlığı açıklaması: Devlet uyumlu çahşmalı 'Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, 18 Hazi- ran 1997 Çarşamba günü sa- at 18.30'da, Başbakan ve Refah Parrisi Genel Başka- nı Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan"ı kabul etmiştır. Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan, bu kabulde Sayın Cumhurbaşkanı'na RP ve DYP koalisyonu olan hükü- metin istifasını sunmuştur. Buna gerekçe olarak; "üi- kede gerginlik meydana gel- diğini. hükümetin istifa ede- rek seçime gidilmesi gerekti- ğmi" ifade etmiştir. Sa>ın Prof. Dr. Necmettin Erbakan, koalisyonu teşkil eden iki parti arasındaki pro- tokole göre; "Hükümetin DYP Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Tansu Çiller tara- fından kurulmasını RP- DYP-BBP olarak destekle- diklerini" beyan eden bir belgeyi de Cumhurbaşka- nı'na tevdi etmiştir. Cumhurbaşkanı, Sayın Prof. Dr. Necmettin Erba- kan'ın istifasını kabul etmiş ve kendisine: "TCAnayasa- sı'nda.kanunlanndavegele- neklerinde "başbakanlığın devn" diye bir durum ve te- amülün bulunmadtğını" ifa- de etmiştir. Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın istifası ile yeni- den "hükümet kurulma" sorunu ortaya çıkmıştır. Anayasanın 109. madde- sinde; "Başbakan, Cumhurbas- kanınca TBMM üyekri ara- sından atanır" şeklinde bir hüküm mevcuttur. Bu. baş- bakanı atama hakkınm cum- hurbaşkanma ait olduğunu ifade eder. Zira; "Bu atamanın dışa- ndanyapıhp,cumhurbaşka- nının önüne konulması gibi bir durumun söz konusu ol- mayacağı'' Cumhurbaşka- nı'nca Sayın Prof. Dr. Nec- mettin Erbakan'a ifade edil- miştir. Nitekım, Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan da "buna hakverdiğini" görüş- meden çıkarken basına yap- tığı açıklamada söylemiştir. Cumhurbaşkanı, ^Hazi- ran 1997 Perşembe günü TBMM'de temsil edilen di- ğer siyasi partilerin genel başkanlao; - Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın Mesut Yıl- maz, - Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit, - Cumhuriyet Halk Parti- si Genel Başkanı Sayın De- nizBaykaL, - Demokrat Türkiye Par- tisi Genel Başkanı Sayın Hüsamettin Cindoruk ile hükümet kuruluşu konusun- da istişarelerde bulunmuş- tur. Bu istişareler sonunda; genellikle uygulanan kural gereğince TBMM'de temsil edilen en çok üyeye sahip ikinci parti olan Anavatan Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz'ı Çan- kaya Köşkü'ne davet ederek ülkede meydana gelen ger- ginliği giderecek bir hükü- meti kurmakla görevlendir- miştir. Anayasanın 104. madde- sindeki; "Cumhurbaşkanı; devlet organlannın düzenli ve uyumlu çaîışmasını gözetir" şeklindeki ifade de göz önü- ne alınarak böyle bir görev- lendirme yapılmıştır.'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear