25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1997 PERŞEMBE HABERLER Mehmetçik Vaktı'na yardım • İstanbul Haber Servisi - Işadamı Kadir Has, Mehmetçik Vakfı'na 2 milyar lira bağışladı. Bağış çekini l. Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Kjvnkoğlu'na Selimiye'deki 1. Ordu Komutanhğı"nda düzenlenen törenle veren Kadir Has. miktann az olduğunu bildiğini, ancak bağışlannın süreceğıni söyledi. Kıvnkoğlu da yaptığı konuşmada. vatanın bölünmez bütünlüğü ıçin canını seve seve veren Mehmetçik ıçin bağışta bulunan tüm hayırseverlere ve Kadir Has'a teşekkür etti. Askerlere saldın: 2 şehit • MESUDİYE(AA)- Ordu'nun Mesudiye ilçesinde devriye görevi yapan güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada ikı asker şehit oldu, 2 asker de yaralahdı. Olay yerinden kaçan teröristlenn. beraberlerinde rehin aldıklan iki kişiyi de götürdükleri bildirildi. Bu arada, çatışma sırasında yoldan geçen bir minibüsün şoförü, Melet Çayı'na atlayarak kurtuldu. Yetkililer, olayda yaralanan 2 askerin Suşehri Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığını, yarahlann durumunun iyi olduğunu biidirditer. Behzat Yıldırım topraga verildi • İstanbul Haber Servisi- Küçükyah'da kimliği belirsiz biri kadın 3 kişi tarafından "Itırafçılık" yaptıklan öne sürülerek öldürülen ÖDP üyeleri Behzat Yıldınm (32) ve Devrim Yasemin Ildırten'in (29) ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. TKP- ML/TİKKO davasından 2 yıl Ba>Tampaşa Cezaevi'nde yatan ve ölüm orucu eylemine katıldığı belirtilen Behzat Yıldınm'ın cenazesi ÖDP üyelerinin de katılımıyla Maltepe Başıbüyük Mezarlığı'nda toprağa verildi. Göktepe için Akşener'e soru • ANKARA (AA) - DSP Izmir Milletvekili Hakan Tartan. lçişleri Bakanı Meral Akşener'e. gazeteci Metin Göktepe'nin öldürülmesi olayına kanşan polislerin halen görevde olup olmadıklannı sordu. Tartan. söz konusu polislere halen maaş ödenip ödenmediğinin de bildirilmesini istedi. Bilge Erol'a sopuştunma • ANKARA (AA)- Dışişleri Bakanhğı Sözcûsü Büyükelçi Ömer Akbel. Almanya'da Milli Görüş Teşkilatı toplantısına katılan Türkiye'nin Marsilya Başkonsolos Yardımcısı Bilge Erol hakkında gereken soruşturmamn başjatıldığını bildirdi. Erol, söz konusu toplantıda, siyasi görüşlerini içeren konuşmasıyla tepki görmüştü. Akire milyarlık ceza • ANKARA (AA)- Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi, bir haberde, insan hakJanndan sorumlu eski Devlet Bakanı ve CHP tstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu'nun kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle. Akit gazetesini 1 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. ANAP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Demirel'den hükümeti kurma görevini istedi Ydmaz'a DSP ve CHP desteği ANK\R\(Cumhuri>ıetBürosu)-ANAP Genel Başkanı MesutYılmaz, alternatif hü- kümet için Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne çıkmadan önce son bir tur atarak, DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit, CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal ve DYP'li muhaliflerden DenizliMilletvekilı HahıkMfiftüler ıle gö- rüştü. ANAP kurmaylan, yeni hükûmet ara- yışındaki dengelerin Cumhurbaşkanı Sü- kyman DemireT in görev lendirmesinden et- kileneceğini vurguladılar. Yıimaz. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın istifasını sunmak üzere Köşk'ten randevu almasının ve Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'ın lıderlerle görüşme prog- ramını açıklamasının ardından alternatif hü- kûmet için muhalefet liderleriyle dün görüş- tü. Yıimaz, dün akşam saatlerinde konu- tunda DSP lideri Ecevıt ile buluştu. Yakla- şık 45 dakika süren görüşmenin ardından Ecevıt. "Bizim anlaytşımıza göre başbakan- hk göre>i \ ılmaza verümeli. RP'siz hükü- met kurulmalı" dedı. Yıimaz da, yenı hü- kümet oluşumu konusunda Ecev it ile uzlaş- ma ıçinde olduğunu belirterek. mutabakatı genişletme arayışında olduklannı söyledi. Daha sonra eşi Berna Yılmaz'la TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin kızının nişan törenine katılan Yıimaz. dün saat 21.30'da CHP Genel Başkanı Baykal ile bir araya geldi. Yıimaz ile Baykal'ın görüşmesi, yak- laşık 1 saat 10 dakika sürdü. Yıimaz, gö- rüşmeden sonra yaptığı açıklamada, çok güzel bir görüşme yaptıklannı kaydederek "Bugünkü hükümetin makyaj değişikliği ile devamını önleme konusunda sorumlulu- ğumuzun bilincindeyiz"' dedı. Yenı hükü- met modelı ile ilgılı görüşlerini Baykal'a aktardığını bildiren Yıimaz. "Yeniohışum Oğretmen Yücel Kuşdemir. Ecevit'e, "fte olursun. ayağının alnnı öpeyim. Eğitimle uğraşın. Bir egitimci olarak yarvanyorum. Nesil elden gjdiyor" dedi. (Fotoğraf: A A) için fikir birliği içindeyiz" diye konuştu. Yıimaz. Baykal'ın elıni taşın altına koyup koymayacağına ilişkın soruya da "Sayın Bavkal'ın yeni oluşum konusunda sorum- luluk alacağına ilişkin oiumlu izknim al- dım" karşılığını verdi. Yıimaz. bir başka soru üzerine DYP'den fire beklemedığını belirterek "İktklar millervekilkrinin bu se- fer ülkenin çıkarlannı ön plana aiacak dav- ranışlar içinde olacağını umuyorum. Bu ko- nudaki cesaret verici gelişmderi sizler de görüyorsunuz" diye konuştu. CHP lıden Ba\kal da hükümetin istifa- sı ıle yenı bir dönem başladığını, Cumhur- başkanı'nın yenı hükümet arayışı ile ılgilı temaslara bugün başlayacağını anımsattı. Baykal. " İ Ikeyi bûyük sıkıntılaria karşı karşıya bırakan, vönetim yeteneğini kay- bettiği ortaya çıkan hükümetin göriintü de- ğişikliği ile > oluna devam etmesini kabul et- mekmümkündeğirdedı. Baykal, REFAH- YOL hükümetınin YOLREFAH şeklınde devamının çok daha ağır biçimde sıkıntı- lar yaratmasının kaçınılmaz göründügünü söyledi. Cumhurbaşkanı ıle sıyası parti li- derlerınin yapacağı görüşmelerden RE- FAHYOL'un YOLREFAH olarak devam etmesine olanak tanımayacak sağlıklı bir oluşumun olup olmadığının görüleceğıni kaydeden Baykal, ."Biz böyle bir oluşum- dan mc'mnunlukduyanz"*dedı Yıimaz ile görüşmesinin çok yararlı geçtiğini belirten Baykal, yeni oluşumda sorumluluk alıp al- mayacağına ilişkin bir soru üzerine. "Ha- yır, böyle bir açıklamam yok. Böyle bir ka- rar noktasında değiliz"dedı Baykal. Cumhurbaşkanı'ndan hükümet kurma görevini Yılmaz'a vermesinı isteyip istemeyeceğıne ilişkin bir soruya karşılık da "Ben Cumhurbaşkanı'na bugünkü hü- kümetin nitelikdeğişikliği ilej oluna devam etmcsinin yanlış olacağını anlatacağun" karşılğını vermekleyetındi. Baykal bir baş- ka soru üzerine de DSP Genel Başkanı Ece- vit'in, kendısini telefonla arayarak yeni oluşuma destek ıstediğıni söyledi. Alternatif hükümet arayışlannda DYP'li muhaliflerin sayısı önem taşıyor. RP. DYP ve BBP'nin TBMM'deki toplam sandalye sayısı 280'i buluyor. Koalisyon ortaklan, RP'den istıfa eden iki millervekilinın des- teğıyle güvenoyu rakamının 282'ye çıkma- sını hedefliyor. Alternatif hükümetin güve- noyu alabiİmesi için ANAP (129), DSP (67).CHP(49).DTP(7)vebağımsızlardan 13 milletvekilıyle 265 rakamına ulaşan mu- halefete DYP'den en az 11 parlamenterin desteği gerekiyor. Yıimaz. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın ıstifasından önce grup toplan- tısında, Türkiye'nin içinde bulunduğu du- rumdan çıkmasının tek yolunun genış ta- banlı uzlaşma hükümeti olduğunu belirte- rek. Demirelden hükümeti kurma görevi- ni kendısine vermesini istedi. Muhsin Yazıcıoğlu / Ülkü Ocakları'ndan hükümete 'Demokrasi havarisi'nin geçmişi çok karanlık HALİL NEBİLER REFAHYOL hükümetınin ki- litlenmesi üzerine YOLREFAH hükümetine, "demokrasinin ak- samaması adına" destek veren Büyük Birlık Partısı Genel Başka- nı Muhsin Yazıcıoğlu. özellikle REFAHYOL hükümetiyle Genel-., -kurmay arasmdakı ilışkilerin sert- leşmesinden sonra askerlere kar- şı yaptığı çıkışlarla iyıce gündeme gırdi Demeçlenyle kendisini par- lamenterdemokrasinin koruyucu- su gibi göstermeye çalışan Muh- sin Yazıcıoğlu'nun. 18 yıl geride kalan bir başka kişiliği daha var. Yazıcıoğlu, Ülkü Ocaklan'nm 1977-1978 yıllannda Genel Baş- kanlığı'nı yaptı. Clkücü Gençlik Demeği Genel Başkanı ve Ülkü Ocaklan Genel Başkanı olduğu dönemlerde ülkücülenn işlediği binlerce cinayetm bir bölümünün sorumluluğu, bombalamalar, kat- liamlar nedeniyle Ankara Sıkıyö- netim 4. Kolordu Askeri Mahke- mesi'nde idam talebiyle yargıla- nan, 1981 Şubatı'yla 1987 Nisa- nı arasında yedi yıl Mamak Aske- ri Ceza ve Tutukev i'nde yatan Ya- zıcıoğlu, Sıvas'tabaşlayan ülkücü eylemcıliğini 1981 yılının Şubat ayına kadar Ankara'da sürdurdü. Harekette sözü geçen kişi olmaya başladığı 1975'lerden sonraki dö- nem. 12 Eylül darbecilen tarafın- dan 1983 yılında yayımlanan ün- lü "Beyaz Kitap"ta şöyle anlatılı- yor. "İ975-1978 sıkvyönetim ön- cesi dönem de dahil 11 Nisan 1983"e kadargeçen dönemdeolay- larda 5 bin 634 kişi yaşamını > itir- di, 11 bin 286 kişi yaraJandı." Beyaz Kitap'a göre Yazıcıoğ- lu'nun sözünün geçtıği dönemde silahlı şiddet olaylannda 5 bin ki- şiden fazla ölü. 10 binden fazla yaralı vardı. Yazıcıoğlu, bu olay- lann önemli bir bölümünde mili- tan veyakarar verici olarak yer al- dığı için idam talebiyle yargılan- dı. Cezaevinde kendisini devlet ta- rafından kullanılmış hissetti ve daha cezaevinde yatarken alışıl- m|ş,MHP'lüikten uzaklaştı, Ül- kücülük kavramını terk etti ve "Njzam-t Âlem ve İlahi Kelimerul- lah" (Allah'ın kelamını yayma ve dünyada onun düzenini hâkim kıl- ma) ülküsü olarak özetlenen şeri- atçı çizgiye kaydı. Büyük Birlik Partisi'ni kurdu. Yazıcıoğlu, 1981 yılı Şubat ayında MHP ve Ülkücü Kuruluş- lar davası nedeniyle tutuklanıp yargılanmaya başlandı. Yazıcıoğ- lu hakkında iddianamede şu bılgi- lere yer veriliyor: "Muhsin \azıcıoğlu: 1975yıhn- da Clkü Ocaklan Derneği 2. Baş- kanı. 1977 yıLnda ÜlkücüGençlik Derneği'nin Genel Başkanı ve Ni- san 1978 yıhnda da ÜGD'nin Ge- nel Başkanı olarak görev yapmış- ür. Türkmen Onur'un başkanlık yaptığı ve gençlik örgütierini yön- lendiren .\nkara komitesinde yer almışnr. Örgürün parasal kayna- ğını sağlamış. bunlarla silah edin- miş. 12 Eylül 1980 harekâündan sonra saruk Atilla Engür. Hasan Çağlayan ve Sahir Solmaz'la bir- Bkte silahlann bir kısmınuı balis- tik izlerini alefle yok ederek. top- rağa gömmek suretiyle saklamış- ür. Silahlı eylemlere girişen \e ka- çak durumda bulunan militanla- ra parasal yardımda bulunmuş. bunlann saklanmasında, zorunlu halkrde tesliminde söz sahibi ol- muştur." 7 Ekim 1980'de avukatı Seyfı Seyhanın da taruklığında itiraf- larda bulunan Mustafa Pehliva- noğlu. Muhsin Yazıcıoğlu'nu şöy - le anlatıyordu: "._ Şûndiye kadar bu dernek- lerdebaşkanhkyapan Muhsin Ya- zıcıoğlu ve Abdullah Çatlı benim gördüğüm kadanyla en faal bas- kanlardı.Genel Başkanhksıfab oİ- mayan Muhsin Yazıcıoğlu perde arkasından örgütü yöneten kişi- "Olayiarda kullamhm-silahlar tcşkilafta pis silah otarafrttdlandı- rümıştır. Bu silahlann el değiştir- mesi ve taşraya gidip gelmesi genel merkezdeki genel başkanın emir ve direktifleriyle yürütülür. Bu emir\« direktifi verenler.eylemle- ri yönlendirenler Abdullah Çath, Muhsin Yazıcıoğlu. Şe\ kat Cetin ve Esat Bütün'dür." Ülkücü Gençlik Derneğfnin 12 Eylül öncesinde bir dönem hu- kuk masası şefhğinı yapan, daha sonra MHP ve ülkücülerle ilgili olarak bildiklerini anlatıp Alman- ya'ya giden Ali Yurtaslan'ın iti- raflannda, Muhsin Yazıcıoğlu ci- nayet ve bombalama emirleri ve- ren. soygun çetelen kuran bin ola- rak anlatılıyor. Yurtaslan'ın itiraf- lannda. 1978sonlanndaBalıkesir Cezaevı'nde ülkücülerce çıkan- lan ısyan şöyle yer alıyor: "Burada isyan Muhsin Yazıcı- oğlu'nun em riyleçı kan Imıştı. Ön- ce cezaevinde de\rimciler,Ülkücü İşçikr Derneği üyesi Bakı Yeşiloğ- lu'nu öklürdüler. Genel merkezde otururken bir gün Bahkesir ÜGD Başkanı'nı Ankara'va çağırdılar. Erdem Şenocak \e Şevket Çetin de vardı. Muhsin YazKioğlu,' Bu- nun öcü alınmalıdır" dedi. Bunun üzerine cezaevinde isyan çıkanl- dı. Haürladığıma göre iki, üç kişi öldürüldü. Baki'nin öldürülme- sinde solculara \ardım eden baş- gardiyan da öldürüldü. C Ikücüle- rin bumu bile kanamamıştı." SÜRECEK 'Aceleseçime hayır y DSP Ankara İl Örgütü'nün ardından. İstanbul İl Başkaniığı da, "REFAHYOL ile acele seçime hayır" imza kampanyası başlarü. DSP İl Başkanı Mehmet Yüceer, "Türkiye'nin REFAHYOCdan bir an önce kurtulmasını ve Meciis'te laikJiği benimsemiş tüm partilerin katılımıyla bir ulusai uzlaşma ve çöziim hükümeti kuruhnasım istiyoruz" dedi. TBMM'ye iletilmek üzere "REFAHYOL ile acele seçime hayır" kâmpanvası başlatan DSP İstanbul İl Başkaniığı, dün Taksinı Cumhuriyet ,\nıtı'na çelenk koydu. Aruttaki törene katılan ve aralarında DSP İl Başkanı Mehmet Yüceer, eski DSP Milletvekili Mustafa Sangül \e tiyatro sanatçısı Selçuk Lluergüven'in de bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, "Türkiye laiktir. laik kalacak". "Erbakan İran'a" ve "^ır vur inlesin. hacı-bacı dinJesin" sloganlan atb. Törende konuşan DSP İstanbul İl Başkanı Mehmet Yüceer, Türkiye'de hükümete karşı güvensizliğin en yüksek seviyeye çıktığııu beh'rterek, "Bu hükümetin uygulamalan sonucunda işçiler. esnaf. işadamlan. sml toplum örgütJeri ve ilk defa askerier rahatsı/lıklannı \ üksek sesle dile eetirir hale gelmişlerdir" dedL (Fotoğraf: İPEK YEZDANI) NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr CHP, 1977 seçimlerinde yüz- de 41.8 oy almıştı. 0 dönemde yükselen sol hareket, parla- mentoya bu oy yüzdesiyie yan- sımıştı. Bülent Ecevit önderli- ğindeki sosyal-demokrat hare- ket, bu iktidar dönemini iyi de- ğeriendiremedi. CHP'nin başa- nsızlığında kendi hatalannın ya- nı sıra, ABD ile Sovyetler ara- sındaki hegemonya kavgası da büyük rol oynadı. Sovyetler'in burnunun dibin- de yükselen bir sol hareket ve iktidan elinde tutan bir sosyal- demokrasi, ABD'nin nüfuz alanları açısından ciddi birteh- dit kabul edilmişti. Büyük siya- si cinayetler, 1 Mayıs provokas- yonu, bilinçli tırmandınlan iç gerilim, askeri darbe yoluyla solun önünü kesmeyi amaçla- yan girişimlerdi. 12 Eytül müda- halesi bu hedeflerin sonucu gerçekleştirildi. O gün bugündür Türkiye'de solun yıldızı partamadı. Sovyet- ler Birliği'nin dağılması bu gidi- şi daha dramatik hale getirdi. Komünizmin gündemden çık- Deniz Baykal'ın Vizyonu masıyla, bu kez de "bölücülük tehlikesi" baş köşeye oturtul- du. Sosyal-demokrasi, Kürt sorununda milliyetçi bir solcu- luk olarak arada kaldı. Güney- doğu'daki savaş, onları şaşkı- na çevirdi, sosyal-demokrat li- derier devletin kanatlannın al- tına sığınarak varlıklarını koru- maya çalıştılar. Bölünme bu sa- ğa kayış içinde kalıcılık kazan- dı. Çöküş, sosyal-demokrasinin yeni bir lider yaratamamasının ana nedeniydi... 1960'lann so- ğuk savaş döneminin siyaset- çileri, yeni bir atılım olmadığı için koltuklannı koruyabildiler. Deniz Baykal, Bülent Ecevit, yirmi yıldır hemangi bir başarı- ya imza atmadıkları halde ken- di küçük partilerinin iplerini el- lerinde tutabildiler. Solun şansının arttığı yeni bir döneme girdik. Dünyada ve Türkiye'de sola olan ihtiyaç ar- tıyor. Merkez sağın, siyasi is- lamla mücadelede fos çıkma- sı, yıllardır Türkiye'yi yöneten sağcı partilerin dağılmanın eşi- ğine gelmesi, solun önünü açı- yor. Yalnız sosyal-demokrasi değil, sosyalist hareket de bir canlanma içinde. Sıyası İslamla mücadele, devletin kiıienmesi ve artan barış ıhtiyacı, solun gündeme gelmesinin en önemli nedeni. Soldaki bu yükselişi gören merkezi devlet guçlerınin de bu gelişmeyi kontrol altında tuta- bilmek amacıyla sosyal-de- mokrasiyi kollamaya karar ver- dikleri anlaşılıyor. Medya da CHP'ye ve Deniz Baykal'a son dönemde sıcak yaklaşıyor, destek venyor. Baykal, kendi- sinin bile beklemediği şekilde bir ilginin odağı haline geldi. Deniz Baykal, denenmiş bir politikacıydı. 1970'lerde CHP- MSP hükümetini bozup erken seçim hesabını ortaya süren oydu. Bu yanlış hesap, yıllarca Milliyetçi Cephe hükümetleri- nin kurulmasına neden olmuş- tu. 1995 Aralık'ında DYP- CHP koalisyonunu, Tansu Çiller'in tam köşeye sıkıştığı bir anda bozup, Türkiye'yi gereksiz bir erken seçime zorlayan da Bay- kal'dı. Bugünkü TBMM tablo- sunun ortaya çıkmasının en büyük sorumlulanndan birisiy- di. Medyanın desteği ve devle- tin merkezi güçlerinin iteleme- siyle kamuoyu yoklamalarında birkaç puan kazandığının söy- lenmesi, son seçimlerde bara- jı zar-zor aşan Baykal'ın hava- sını değiştiriverdi. Hemen se- çim istemekle kalmadı, RE- FAHYOL hükümetine karşı ku- rulacak bir koalisyona da des- tek vermeyeceğini ilan etti. Baykal'ın havasının değiştiği hissediliyor. Önceki gece Pınar Tü- renç'in Interstar TV'de yayım- lanan programında sosyal-de- mokrat kimliğiyle tanınan işa- damı İshak Alaton'un sorusu- na verdiği yanıt, hayal kırıklığı yaratacak cinstendi. Alaton'un sorusu, "sol rûzgâr" üzeriney- di. Alaton, Baykal'dan, Ingilte- re'deki Blair örneğinden yola çıkarak program ve ekip olarak ne gibi çalışmalar yaptıklarını anlatmasını istedi. Baykal, Ala- ton'un bu çok yerinde sorusu- na hakaret dolu bir cevap ver- di. Bu sorunun züppelik oldu- ğunu söyleyen Baykal, laiklik üzerine hamasi bir nutuk attı. Alaton'un yüzüne dönen ka- meralar, onun aldığı cevap kar- şısındaki şaşkınlığını yansıtı- yordu. Alaton'un sorusu önem- liydi, solun geleceğini ilgilendi- riyordu. Baykal'a, kendini ve projele- rinı anlatması için olanak yara- tıyordu. CHP liderinin cevapla- n, neyazık ki umutsuzdu. Bay- kal'ın değişmediğini ve yeni ge- lişmeleri anlayamadığını kanıt- lıyordu. Bir havaya kapılmıştı, gördüğü ilgiyi hazmedemiyor- du. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Ne Kadar Teknik'siniz? Evinizdeki teknik sorunları çözer, hatta bu sorun- lara özgün çözümler üretir misiniz? Örneğin en azından lavabo vb. tıkandığı, musluk akıttığı za- man, sistemlerin nasıl çalıştığını inceleyip açmasını takmasını minik tamirlerini yapar mısınız? Yaşadığı- nız ve bulunduğunuz mekânları inceleyip, gereksi- nimlerinize uygun çözümler aradığınız ve öneriler geliştirdiğiniz; örneğin gereksıniminize uygun bir dolap, masa vb. tasarlayıp en azından yaptırdığınız olur mu? Yani amatör bir tasarımcı ve bir mühendis gö- züyle, hayatınıza, çevrenize bakar mısınız? Konumuz, yine teknoloji. Geçen haftaki yazıda, TÜBjTAK, TTGV ve TÜSİ- AD'ın "Türkiye Teknoloji Ödülleri" koyduğunu duyurmuş ve amacın teknoloji üretimi bakımından "sıfıra yakın biryerde" bulunan ülkemizde, işadamı- nı, şirketleri, sanayicıyi yaratıcılığa, araştırma-geliş- tirmeye yöneltmek ve Türkiye'nin rekabetçi gücünü -bu arada gelirini/kazancını- arttırmak olduğunu yazmıştık. Bugünkü yazıda ise merak ettiğimiz, Türkiye'nin -dünya çapında üretim/tasanm yapan bazı şirketle- rimiz olmasına rağmen-, teknoloji bakımından niçin sıfıra yakın birye'rde bulunduğudur. Bu sorunun yanrtı, acaba, Türk insanı ve top- lumsal örgütlenme olarak Türkiye'nin, sorun çöz- mede başansız olmasında mı aranmalıdır? (Hangi sorunlarımız çözülebiliyor'u yanrtlamaya çalışın!) Sorun çözme ile teknoloji arasında çok sıkı bag var. Çünkü teknoloji, sorun çözmenin ta kendisidir. Eğer kişi olarak en basit düzeydeki teknik sorun- ları çözmede hiçbir çabamız yoksa, bu eğilimin toplum boyutundaki yansımasının, teknolojiye uzak bir toplum yapısı şeklinde olması da doğaldır. Konu ıle ilgili bir arkadaşım şu noktaya değindi: Osmanlı ve hatta Cumhuriyet döneminde bile, bü- tün teknik mesleklerin sahiplerı Ermeni ve Rum yurttaşlardı. Ermeni ustaların namı hâlâ sürmekte- dir. Ve artık kalmadıklarından yakınırız. Onların, toplumun, günlük hayattaki teknik bütün sorunlan- nı, hem de yaratıcılıklarını işin içıne katarak çöz- düklerini anlatınz. Toplum, bu geleneği üstlenecek ve sürdürecek bir örgütlenmeyi başaramadı... Örneğin Ege'de es- ki Rum evlerinin hepsinde özel havalandırma sis- temleri olduğu belirtilir. Bir boru, bir kanal, baca vs. ile evin içi havalandırılırdı. Türklerin eline geçince de bu sistemler kapatılarak iptal edildi. Insanımız, yahu bu bacalar, bu kanallar ne işe yanyor, sorusunu bile sormadı. Okul kitaplanmızda -ilk, orta ve lise- tasanmla, mühendislikle, teknik çözümler ve anlayışlarla ilgili hiçbir şey yok. Yaratıcı becerilerı ön plana geçire- cek ve öğrencinin ilgisini uyandtracak bir şey bul- mak mümkün değil, kitaplanmızda. Örneğin, öğrencilerimize, örneğin resim dersinde niçin sandalye çizdirmeyiz ve yeni sandalye model- leri üretmeleri gibi bir problem vermeyiz? • • • Teknoloji Ödülleri koymak, sanayicıyi teşvik et- •" n*k ; açısından önemli olacaktır. Ancak, bu üikeye ve bu ûlkenin insanına teknik, teknolojik, tasanmcı becerıler kazandırmak ve teknoloji üretiminin altya- pısını hazırlamak için, ödül koymanın ötesinde çok daha fazla ış yapmak gerekiyor. Düzertme: Geçen hafta "Teknoloji Büyük Ödülü, bir kuruluşa verilecek (yanm milyar TL). Teknoloji Teşvik ödülleri ise daha küçük kuruluşiara veya ki- şilere 3 ürün için verilecek (75 milyon TL)" şeklinde yazdım. Bu doğru değil. Söz konusu parasal de- ğerler, ürünlerini teknoloji ödüllerine aday göstere- cek kişi ve şırketlerin ödeyeceklerı miktarlardır. Doğrusu da, zaten, Teknoloji Ödülü'nün daha çok onursal bir özelliği olmasıdır. • • • Not: (Çiller'in kuracağı hükümet güvenoyu alır mı, dersiniz? Alır! Niçin almasın? Türkiye'de iktidanyla birlikte, ilkesizlikten ahlaksızlığa kadar her konunun bu kadar dibe vurduğu ve iktidar olabilmek için de her şeyin göze alındığı bir dönemde, Çiller hükü- meti güvenoyu almayacak da ne zaman aiacak? Alması, eşyanın tabiatına uygundur. Peki, muhale- fet hükümet kurabilecek mi? Kuramayacak! Niçin kurabilsin? Daha doğrusu, NE İÇİN, hangi maksat- la hükümet kuracak? Bunlann tersi olursa, sıyasette minik umutların içimde yeniden canlanma olasılığı umudu var!) Yüksekova Cetesi davası îtirafçı Bilgiç'e polisten rüşvet iddiası Dİ\ARBAKIR (Cum- huriyet Bürusu) -Yükseko- va çetesi davasında Necip Baskın'ın kaçınlması olayı ile ilgili 3 özel tim mensu- bu ve 5 geçici köy korucu- suyla birlikte yargılanan P- KK itırafçısı Kahraman Bilgiç. ifadelerini gen al- ması için polislenn ceza- evinde kendisine 100 bin mark rüşvet teklif ettiğini öne sürdü. Diyarbakır 1 No'lu Dev let Güvenlik Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya Kahraman Bıl- giç'in yanı sıra özel tim mensuplan Fatih Özhan. Yusuf Azmi Ay dın. Abdül- kerim Özcük ile köy koru- cuları Osman Özpazar, Necmettin Hazeyi. Abdül- kadir Bayram. Mehmet Emin Ergen ve Osman Er- gen katıldı. Iddianameyı okuyan DGM Savcısı. sa- nıklann "suç işlemek için çete oluşturmak. çete oluş- turup fidye almak için adam kaldırmak" suçla- nndan toplam 535 yıl ağır hapis istemıyle yargılan- malannı istedi. Sanık avukatlan ise mü- vekkillerinin masum ve suçsuz olduğunu bir kez daha tekrarlayarak tahliye- lenni talep ettiler. Daha sonra söz alan PKK'li itırafçı Kahraman Bilgiç, ıfadelerinden vaz- geçmesi için kendisine bü- yük miktarda para teklif edildiğini öne sürerek şun- lan söyledi: "Aynı ceza- evinde kaldığım özel tim komiseri Fatih Özhan ve polis memuru Yusuf Azmi Ay dın. benünle görüşmek için cezaevi müdürüy le ha- ber gönderdüer. Müdür de bana görüşmek isteyipiste- mediğimi sordu. Bende ona. 'Şayet can güvenliği- mi sağlarsanız ve onlar da benimle görüşmek istiyor- sa neden olmasın' dedim. Daha sonra özel bir koğuş- ta bir araya geldik. Komi- ser Fatih. Yüksekova çetesi ile ilgili ifadelerimi geri al- mam için bana 10 bin mar- kı peşjn olmak üzere top- lam 100 bin mark verme teklifınde bulundu. Hatta bana, "Sen ifadelennı kal- dır. bız dışan çıktıgımızda sana burada bakanz. Ben tayini mi Mıdyat'a çıkartıp seninle bızzat ılgilenirim' dedL Ancak ben bunlann hiçbirini kabul etmedim." Özel tim polıslen. Bil- giç'in bu ifadeleri karşısın- da sessiz kalırken duruşma Necip Baskın'ın dinlenme- sı için ileriki bir tarihe er- telendı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear