Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: B«rin Nadi
Genel Ya\ ın Yönetmeni Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatoru Hikmet
ÇetinkavaO Yazıı^lerı Müdürlen
IbrahimYıldız (Sorumlu). Dinç Ta>anç
# Haber Merkezı Mudüru. Hakan Kara
0 Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Ktihbaral
Cengiz Y ıldınm 0 K.ultur Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler
Sami Karaören 0 Duzeltmc Abdullah v, azıcı
0 Fotoğraf Erdoğan Kdseoğlu 0Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Ya>ınKurulu İIhanSek;uk
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinka> a, Şükran Soner,
ErgunBalcı.DinçTa>anç. İbrahint
V. ıldı/.. Orhan Bursalı. Muslafa
Balba\. Hakan Kara.
AnkaraTeniMlcısı Mustafa Balba> 0 Haber Muduru Doğan
Akın Atarurk BuKan No 125. Kat 4. BakanlıUar-Ankara
Tel 4195020 I 7
hat). Faks 4195027
0 Izmır Temsılcısı
SerdarKrak,H ZıvaBh 1352 S 2 3 Tel 441 [220. Faks
44191 P 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. inönüCd
119 S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11. Faks 363 12 15
Koordmator Ahrnet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0
Idare Hüse>inGürer0Işletme
ÖnderÇelik0Bılgı-lşlem \ail
İnal 0 Bılgısayar Sıstenr
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kunılu
Başkanı - Genel Mudur Gülbîn
Erduran # koordınator Reha
Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı
Mine \kdag Tel 514 CP 5? -
5139580-513846O-61.Faks 5138463
Vıvnnlajan ve Basan: Yenı Gın Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık \ 5
Türkocağ'ı Cad 39 41 Cagaloğlı. 34534 Isl PK 246 Islanbul Tel 10212i 512 05 05 (20 hal) Faks (0212151 16HAZİRAN 199^ İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikindi 17.10 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.38
Yeni dergiler
piyasada
• Haber Merkezi -
Zayıflama. diyet yemek
dergısı Light ve çiçek
sevenler için hazırlanan
Bahçe ve Çiçek Marketing
adlı dergiler piyasaya çıktı.
Türkıye'nin en ünlü
uzmanlannın hazırladiğı
diyet tariflerinin yer aldığı
Light'ın en önemli
özelliğinin düşük kalorilı
yemeklerden oluşan kartlı
bölümü olduğu bıldirildi.
Bahçe ve Çiçek
Marketing'de ise salon
bitkilerinin bakımı, teras ve
balkonlar için çiçek seçimi.
sardunya. yasemin ve
ortanca hakkında merak
edilenler; bahçelerin çit ve
duvarla sınırlandınlması
gibi konular yer alıyor
Devlet panasn
yatılı sınavı
• Haber Merkezi - Ilkokul
Sonu Devlet Parasız Yatılı
ve Burslu Sınavı yapıldı.
Sınav. dün 80 il merkezi ile
Trablus, Lefkoşa, Riyad,
Medineve Cidde'de
gerçekleştirildi. Saat
10.00'da başlayan sınav. 2
saatsürdü. 186bin807
öğrencinin başvurduğu sınav
sonucu. 4 bin 634 öğrenci.
devlet parasız yatılı
okullanna alınacak.
Burs anlaşması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye ve
Türkmenistan, ihtiyaç
duyulan alanlarda
kullanılmak üzere karşılıklı
olarak her yıl burs tahsis
edecek. Türkmenistan'da
öğrenim görecek Türk
öğrencilerin. ÖSYS'ye
gırmeleri ve ÖSS'de baş.anlı
olmalan gerekecek.
Türkiye'ye burslu öğrenim
için gelecek öğrenciler, Türk
Cumhuriyetlen ve Akraba
Topluluklan Sınavı (TCS)
ıle belirlenecek. Öğrencılere
bır yıl süreyle Türkçe
eğitimi venlecek. Türk
öğrenciler de bir yıl süreyle
Türkmence eğitimi alacak.
Türk öğrenciler yalnızca
örgün eğıtim programlanna
devam edebilecek.
Dayağa tepki
• ANKARA (ANKA)-
Türk Tabıpleri Birliği
Merkez Konseyi, iki
doktorun hasta yakınlan
tarafından dövülmesine
tepki göstenrken olaylann,
hastanelerin altyapı
eksikliğinden
kaynaklandığını bildirdi.
TTB Merkez Konseyi'nce
yapılan yazılı açıklamada,
Giresun Görele'de Dr. Arif
Özcan ile Adana'da Dr.
Ömer Sadık Ergüneş'in
hasta yakınlan tarafından
dövüldüğü belirtildi. Dr.
Özcan'ın cerrahi girişim
olanağı bulunmayan
ortamda hastasını sevk
etmesı. Dr. Ergüneş'in de
acil servisteki
olanaksızhklardan
kaynaklanan eksik
müdahalesi nedeniyle
dövüldüğü kaydedilirken
"Nitelikli sağlık hizmeti için
altyapı eksikliği
gıderilmelidır" denildi.
KÖPÜk gibi ciğer
• NEW YORK(AA)-
Gerhard Voger adlı Almanın
karnaval dönemlerinde alet
kullanmadan sadece
nefesiyle 4.7 milyon balonu
şışirdıği ve bu dalda kendı
çapında bır dünya rekoru
kırdığı bildirildi. İnşaat
işçisi olan Voger, balon
şişırme işini 26 yıldan beri
yapıyor. 5 milyon balonu 26
yılda şişiren Voger'in
rekorunu değerlendiren
ilgililer. 'körük gibi
ciğerlere" sahip olan
Almanın günde 500'e yakın
balonu. yardımcı alet
kullanmadan sadece
nefesiyle şişirebildiğini
belırttiler.
3. bin yılda seks
• NİCE(AA)-15.
Jinekoloji Günleri'nde bir
araya gelen doktorlar.
3'üncü bin yılda insanlığı
nasıl bir seks yaşarrumn
beklediğini tartışıyorlar.
Tartışmadaki genel hava,
uzmanlann. insanlığın
müstakbel ve muhtemel seks
\aşamından kaygı
duyduklannı gösteriyor.
Av rupa Seksoloji
Federasyon Başkan Doktor
Robert Porto, bu gıdişle
erkek ve kadınlann
hirbirlerine daha az ihtiyaç
cuyar hale geleceklerine
ı^aret ederek 'seksi ikame
edecek" gereçlerdeki
gelişmenin kavgı verici
boyutlara ulaşmakta
olduğunu vurguladı.
Dört tonluk lahti pazarlarken suçüstü yakalanan Antalyalı tarihi eser kaçakçısı mahkemece serbest bırakıldı
'Herkül Süleyman' yine işbaşında• Birkaç ay önce Perge antik kenti kazı alanı yakınlannda
bulduğu lahti fotoğraflayarak antika kaçakçüanna
pazarlamaya çalışan Süleyman Çoban, Antalya polisince
yakalandı. Mahkemenin serbest bıraktığı Çobarf ın gösterdiği
yerde lahitle birlikte Roma Imparatona Septimius Severus
heykelinin başı da bulundu.
OZGEN ACAR
ANKARA (Cumhuriyet)
-Antalya polısi. antika ka-
çakçılan arasında "Herkül
Süleyman" diye tanınan Sü-
ieyman Çoban'ı (60) yıne
görkemh bir lahti kaçınr-
ken suçüstü yakaladıği hal-
de nöbetçi mahkeme ser-
best bıraktı. "Kültür soykı-
ranı''nın önemli kişilenn-
den biri olan Çoban'ın mah-
kemece serbest bırakılma-
sı; Antalya Müzesi, Perge
Kazı Heyeti ve Mali Şube
Müdürlüğü yetkililen ara-
sında şaşkınlık yarattı.
Antalya'ya 16 km uzak-
lıkta Aksu ilçesine bağlı
Perge antik kentinın bıtışı-
ğinde arazisi bulunan Sü-
leyman Çoban, birkaç ay
önce Barbaros mahallesi
Ağalar mevkiinde bir baş-
kasının tarlasında bir mer-
mer lahit buldu. Lahtin çev -
resini, eşi Gülsüm ve oğlu
Ramazan (30) ile birlikte
açtı. Fotoğrafını çektikten
sonra üzenni yenıden top-
rakla örttü.
Çiçekçi Sebahattin Ka-
nat(37) ile birlikte lahti pa-
zarlamaya başladı. Bu
amaçla antika kaçakçılı-
ğından sabıkalı Hüseyin
Kalyon (56) ile ilişki kur-
du. Beş kişilik kaçakçı gru-
bu, lahit için 300 milyar li-
radan (yaklaşık 2 milyon
dolar) az olmamak üzere
müşteri aramaya başladı.
Istanbul Kapalıçarşı ile
Izmir'ın ünlü antika kaçak-
çjlan, lahti alamayınca Ço-
ban'la ilgili "istihbarat
1
"!
Antalya Mali Şubesi'ne
uçurdular
Polis alıa durumuna geç-
H ve söz konusu beş kişiyi
lahtin fotoğraflan ile birlik-
te yakaladı.
Çoban. lahtin yerini po-
lise gösterdi ve arkeologla-
nn gözetiminde yapılan ka-
zıda lahit ile birlikte Roma
tmparatoru Septimius Seve-
rus heykelinin normalden
büyük bir başı ile boş bira
kutuları ortaya çıkanldı.
tmparator heykelinin başı-
nın da Perge kazı alanmda
başka bir yerde bulunduğu
ve buraya geçici olarak gö-
müldüğü saptandı.
Boş bira kutulan
Arkeologlar "Cumhuri-
yet'"e lahit hakkında şu bil-
gıyi verdiler: "tS3.yy'aait
lahtin kapağında. uzanmış
yatan bir çiftin hey keli 0e aş-
km simgesi Eros heykeii bu-
lunuyor. Dörtton ağırlıgın-
daki lahit Antalya mü/csi-
ne daha önce gelen "Domi-
tias-Filiskas Lahti1
nc çok
benzhor. \ncak, bunun ar-
ka tarafinda Roma-Pı-rs sa-
vaşuıı içeren bir kabartma
var. Demetrios adında bir
Pergeli'ye ait olabilir. Lah-
tin içindeki değerli ölü he-
dheîeri antik çağda so>ııl-
muştu.""
Arkeologlar ile polisin
gözlemleri de şöyle:
1. Lahit. birkaç ay önce
bulunmuş olmalı kı. çev-
resindekı toprak. tarlanın
öte bölümlerine kıyasla da-
ha yumuşaktı.
2. tmparator Septimius
Severus heykelinin başı bir
başka yerde bulunmuş. bu-
raya geçıcı olarak gömül-
müş. bır başka deyışle. baş
bu toprak ıçınde bir dev şir-
me nesne konumundaydı.
3. Bira kutulan, burası-
nın birkaç kez kazılıp örtül-
düğünü ve Çoban ailesınin
burada oldukça uzun bır
süre çalıştığını gösteriyor.
4. Bu eseri bulanlar "iyi
niyetü" olsalardı. fotoğraf
çekmeden önce 2863 sayı-
lı yasanın 4. maddesi gere-
ğince "3 gün içinde en ya-
kın müzeye haber"' venrler-
dı. Oysa fotoğraf çekerek
kötü nıyetlenni ortaya koy-
dular
5. Çoban ailesi kazma ve
örtme ışinı kendi tarlala-
nnda değil. bır başkasına ait
arazıde yaptıklan için bu-
luntu olayı rastlantı olma-
yıp. bilinçli bir antika ara-
yışının kanıtıdır.
Bütün bu verilere karşın
Antalya nöbetçi mahkeme-
sinın -3günlükihbarsüre-
sinin doîmadığı" gibi bır
gerekçe ıle sanıklan ser-
best bırakması Antalya em-
niyetı, Perge Kazı Heyeti ve
Antalya Müzesi yetkililen-
nı saşkına çevırdi.
Arkeologlara ek olarak
emnıyet yetkılıleri, fotoğ-
raflann çok önceden ban-
yo ettırildığine ve yasanın
öngördüğü üç günlük süre-
nın çoktan aşıldığına dik-
kati çekiyorlar.
HERKÜL LAHTİTVİ SATMIŞTI
Dosya kabank
Süleyman Çoban, eşi ve km, tarihi eser sabşianndan sağladıklan para ile alınan trak-
törle Perge'den .\ksu'ya alışverişe giderken.
Siileyman Çoban'ın bulup sarnıava çalışdğı İS 3. y\ 'a ait lahtin kapağında, uzanmış vatan bir çiftin hev keli ile aş-
kın simgesi Eros heykeii bulunuyor. Lahtin arka tarafinda Roma-Pers savaşını içeren bir kabartma var.
Tanhi esersatıcısı Süley-
man Çoban'ın "geçmişi" de
karanlık. "Cumhuriyet"
okurlan şu öykülen okuyun-
ca "Herkül Süleyman'ın ma-
rifetierini" daha ıyi anımsa-
yacaklardır:
Ekim 1972'de SülevTnan
Çoban. Aksu'nun Macun
köyünde Perge antik kenti-
nin "Batı Nekropolü'nde
(ölüler kenti)" ağabeyinin
tarlasını sürerken üç dört ton
ağırlığında bir mermer lahit
buldu.
Ağabeyine haber verme-
den aralannda bır astsubay
da olan bir grup kaçakçıya
lahti 110 bin lıraya (o za-
manki 7500 dolara) sattı.
Alıcılar Çoban'a, teknik ola-
naksızlık nedeniyle 3-4 ton-
luk lahti taşıyamayacaklan-
nı. bunu dilimlemesıni söy-
lemışlerdi. Çoban, lahti ke-
semeyince parçalayıp pazar-
lamıştı.
Kum vüklü kamyon
4Nısan 1973"te tstanbul
Kumkapı'da kaldınma park
etmiş kum yüklü bir kamyo-
nun üzerinde oynayan ço-
cuklar resimli bazı mermer
parçalar buldular. Resımler
"Herkül'ün 12 İşi"ni göste-
ren İS 2. yv Roma dönemi-
ne ait bir lahtin parçalany-
dı. Polis, lahtin bazı parça-
lannı da Kapalıçarşı'nın ün-
lü kaçakçılan Selim ve Aziz
Dere'nın babasının yatağı
altında buldu. Selım şu an-
da Nevv Yok'un ünlü "Ma-
dison Avenue"sunda "For-
tunaGalerisi'*nin sahıpliğı-
nı, Azız ıse Kanada'da anti-
ka tıcaretini sürdürüyor. So-
ruşturmada Çoban'a ulaşıi-
dı. Ağabeyinin gösterdiği
yerde lahtin dıbi ve kapağı
bulundu.
Yine de lahtin bazı par-
çalan yurtdışına kaçınlmış-
tı. Prof. Jale İnan bir parça-
yı Los Angeles'ta Paul Getty
Müzesi'nde buldu. Parça
Türkiye'ye geri gönderildi.
Dr. Nuşin Asgari'nin. Al-
manya'da bir özel koleksı-
yoncu adına Kassel Müze-
si'nde sergilenirken sapta-
dığı bir başka parça ise bır-
den kayboldu. Dr. Asgan,
mevcut parçalan birleştire-
rek lahti .Antalya Müzesf nde
sergilenecek dunıma getır-
di. Süleyman Çoban bu olay-
dan ceza almadan kurtuldu.
Çünkü suçu "genel af"a gır-
mişti.
Antalya Müzesi 'nin o za-
manki müdürü Tanju Özo-
ral, 5 Mayıs 1973 tarih ve
478-203 sayılı yazısında Es-
kı Eserler ve Müzeler Genel
Müdürlüğü'ne şu önerıde
bulundu:
"... Süleyman Çoban'ın
evi ve önündeki tarlası, Per-
ge Bati Nekropolü içinde bu-
lunmaktadır. Daha önce tar-
lasında çalışırken bu lahte
rastiadığı ve bir müddet sak-
ladıktan sonra sattığı kanı-
sındavız. Süleyman Çoban
aslen Macun köylü olmayıp
\ örüktür. Kendisi ve kardeş-
leri köylülerce pek sevilme-
mekte ve kötü tabiatlı ola-
rak vasıflandınlmakta. kar-
deşinden başka pek kimse
ile görüşmemektedir. Bu ba-
kımdan bulduğu bu eserler
köytülertaranndan da duyul-
mamış ve bir sır olarak iki
kardeş arasında kalmıştır.
Tarlası bekçilerimiz tara-
fından devamlı kontrol al-
tında bulundumlmakta ve
şayet bu lahit parçalan bu
tarladan çıkanldıysa lahtin
kapak, taban ve diğer kısım-
lan burada bulunmaktadır.
Bakanbğımızca acele olarak
ödenek gönderilirse müze-
mizce bir araşbrma yaptla-
bilir."
Bakanlık gereklı ödeneği
gönderıyor. Özoral eserin
bulunduğu noktada kazı v a-
pıyor ve lahtin tabanı ıle ka-
pağını buluyordu. Ödenek
sınırlı geldiğı için Özoral,
"kurtarma kazısı"nı geniş-
letemıyordu.
Yarm: Öteki Herküiler
Bakanlar Kurulu karan sanayicileri rahatlattı
Çevrecilersantraüann peşinde
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Yatağan ve Yeniköy ter-
mik santrallannın Bakanlar Kurulu
karanyla çalışünlması, tunzmcı ve sa-
nayicilere denn soluk aldınrken sant-
rallann ikincı kez Bakanlar Kurulu ka-
ranyla çalıştınlmasına tepki gösteren
çevreciler. "Dikkat etsinler. o soluğun
içinde kükürtdioksit var" görüşünü dı-
le getirdıler. Sınırsız Çevre Yolculan
Sözcüsü Saynur Gelendost. "Bütün
seyahat acentekrine mektup gönde-
rip, Türkiye've gönderdikleri nıristie-
rin güney Ege'de soluvacaklan hava-
nın zehirli olduğunu bildireceğiz" de-
di.
Termik santrallann Bakanlar Kuru-
lu karanyla yenıden çalıştınlması tu-
rizmcilen rahatlattı Turızmciler. "Elekt-
rikierin iki gün kesilmesi bile sektörde
bunalım yaratti. Yeni bunalımlar yara-
nlmaması için santrallar konusunda
nihai bir karara vanlmah. Her sene
turizm mevsinıinde termik santral kay-
naklı enerji bunalımı >aşamaktan bık-
tık" dıve konuştular. Bodrum Beledı-
ye Başkanı Tuğrul Acar ıse şunları
söyledı: "Bakanlar Kurulu karanyla
santrallann yeniden çalıştınlması bizi
rahatlatü. Ancak çevreciler işin peşini
bırakmay acaklardır. O nedenle hükü-
met bu santrallann yarattığı kirliliğin
önknmesi için gerekli olan desülfüri-
zasvon sistemini zaman geçirmeden
kurmahdır."
Bakanlar Kurulu karannın ardından
Tes-İş Sendıkası Yatağan Şube Başka-
nı Erol Soğancı da santrallann sadece
5 bin enerjı ve maden işçısı çalışanı ile
bunlann eş ve çocuklannı ılgılendi-
ren bır konu olmadığınt belirterek
"Santrallann kapaalmasıyla yaşanan
sorunun işçiler ve aileleriyle birlikte
onlardan dolayt olarak ekmekyiyen §0
bin kişinin ve bunun vanında turizm-
cüerin. sana\ icik'rin sonınu olduğu bir
kez daha anlas.ilmis.tir. Modem çağda
elektrik olmadan hiçbirşev vapüama-
makta, hayat dunnaktadır. Santralla-
nn kapatılması 5 milyon kişinin yaşa-
nunı etkilemekte. Santrallann bir gün
çalrştınlrnamasına dahi tahammül edi-
lememiştir. Ülke gerçeklerine uvgun
düzenlemeler yapılarak santrallann
çahştınbnasının önündeki engeller kal-
dınlmaüdır. Yasal boşluklardanyarar-
lanılarak mahkeme kararlan ile sant-
rallann kapatılması engellenmelklir"
dıve konuştu.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral .\hmet Çörekçi. Türkiye'nin ih-
^ . ^ o l a n h a > a s j , a h y e a r a ç | a n n ı n y^^^ ^ d e go'ieri bulan oranda
yabancı kaynaklardan sağlanmasınm Türkiyc'nin önemli bir sorunu olduğunu dile gerirdi. "Harp Okulu 1. Bilim
Şenliği '97", dün Hava Harp Okulu'nda dü/enlenen törenle başladı. Törende bir konuşma vapan Hava Kuvvetle-
ri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, "Yüce önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği demokratik. laik. çağdaş
Türkiye Cumhuriyeri'nin her zamankinden daha fazla korunmava. kollanmaya ihtiyacı olduğu günümüzde fik-
ren, ilnıen. fennen kuvvetli erdemli ve yüksek karakterii, bilimden güç alan üniversitelerimizin v önerici ve öğretim
üyeleri ile TSK'nin bir sembolü olan biz askeri bir araya getiren Hava Harp Okulu'nıın bu faaliveriv le gurur du-
yuyorum** dedi. Daha sonra elektronikten ebruya kadar çeşitli çalışmalann yer aldığı proje yanşmasında derece-
ye girenlere ödüllerini veren Çörekçi, sergiyi gezerek yetkililerden bilgi aldı. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Cumhuriyeti, 'Silâhsız Kuvvetler'e Emânet Etmiştir
Oyaz, Erzincan'daaskenm; Gâzi'nin 'Nutku'nu
tekrar okumak geneğinı duydum; o sıralar yaz-
maktaolduğum romanın ÇKurtlarSofrası'), bazı bö-
lümlerini elden geçiriyorum; bir akşam üstü (güneş
yaldızı ağaçlarda, kuşların çılgınlığı; yukarda. çivit
mavisi bır gök, dişmacunu beyazı bulut köpükleri)
kaldığım otelden, çarşıyayürüyorum, birden iki ger-
çeği olanca çıplaklığıyla gördüm:
1/ Büyük 'Nutku 'nun, hele ikincı cildi boyunca Gâ-
zi Mustafa Kemal aslında 'yalnızlığını' anlatmak-
tadır, hem de kaç türlüsünü: a) Dersaadet, komp-
rador/levanten burjuvazısi, 'işbirtıkçı' matbuatı, Tan-
zimat'çı bürokrasisiyle, ona karşıdır. b) Anadolu Ih-
tilâli'ni birlikte başlatıp. berabergötürdüğü 'yolar-
kadaşlan', iş Anadolu inkılâbı'nı gerçekleştırme-
ye gelince. 'ayak süruyorlar'; hatta, ona karşı çıkı-
yorlar. c) Küçük Asya'da elden kaybettiğı dizgin-
leri, yenıden ele geçirmek telaşındakı emperyalizm
(özellikle İngiltere) Şeyh Sait isyanını. Nestûrî is-
yanı'nı el altından örgütleyip, içerdekı 'muhalefeti'
besleyerek ona karşı 'tavır koyuyor'.
Hiç unutmam, o akşam üzeri, sonraları sık sık
üzennde duracağım, başka -çok da önemli- bir so-
ruya bulaştım: Inkılâp, bu kadar kapsamı geniş bir
'tehlike çemben' ile sarılmışsa, acaba neden Gâzi
büyük 'Nutku'nun sonunda, Cumhurıyet'ı, Sılahlı
Kuvvetler'e değil de 'Türk Gençliği'ne, yâni 'Türkis-
tikbâlinin evlâdına' emânet etmışti? Biliyor musunuz,
sadece bu 'korkunç' soru bıle Gâzi'nin 'İhtilâl ve
İnkılâbı'nı, hangi dıyalektik sarmalında gerçekleş-
tirdiğini anlamak için, bir anahtar oluşturabilin
Gâzi, 'Cumhuriyetin ve onu muhafaza ve muda-
faa etmenin' aslında 'Silâhsız Kuvvetler'e terettüp
eden bır vazife olduğuna ınanmıştı; çünkü cumhu-
riyet, dolayısıyla demokrasi Fransız Ihtilâli'ndede,
Anadolu Ihtilâli'nde de, cemiyetler, şûralar, kong-
reler vemeclisleryoluylagerçekleşmiş, 'sivil'yöne-
timlerdir: 'Kuva-yı Milliye', halkın silahlı direnişiydi,
Gâzi sonradan geliştirilen 'muntazam orduyu', ha-
tırianacağı gibi 'TBMM'n/n ordusu' diye vasıflan-
dırmıştı; çünkü o, oldum olası askeri. siyasetin dı-
şında tutma kararındaydı.
Bunu, 24 Temmuz 1977'de bakın nasıl anlatmı-
şım.
'Ya ordu, ya siyaset...'
Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Şevket Süreyya'ya
yazdığı bir mektupta, Ittihat ve Terakki Cemı-
yeti içindeki faaliyetlerini anlatırken; Mustafa Ke-
mal'ın ve kendisınin, ülkenin önemli sorunlarına
dikkati çektiklerinden dolayı, 'cemiyet rüesası' ta-
rafından sevilmediklerini söyler ve arkasını şöyle
getirir:
"... bu meseleieri ortaya koyduğumuz zaman
aramızda ihtilâf çıktı. Bunun üzerine bizi Selâ-
nik dışında rehberlik vazifesine verdiler. Ben
Selânik'le Manastır, Mustafa Kemal de Selâ-
nik'le Üsküp arasında rehberlik işlerimizi yapı-
yorduk. Fakat Hürriyet'in ilânından sonra, ara-
mızdaki ihtilâf da arttı. Mustafa Kemal cemiyet-
le meşgul olan subaylarm, ya orduyu bırakma-
lannı, ya cemiyetten aynlmalannı istiyordu..."
Ittihat ve Terakki Cemıyeti, esasında, bir 'zabitler
komitesi'yö'v. Mustafa Kemal ise, görüldüğü gibi,
daha 1900'lü yıllarda, ordunun politikaya bulaştınl-
masına karşı çıkmıştı. Sene 1909, Selânik'te Ittihat
ve Terakki'nin II. Büyük Kongresi toplanıyor. Mus-
tafa Kemal, Trablusgarp delegesı olarak, kong-
reye katılmaktadır. Tevfik Rüştü Aras'ın hatıralan-
nagöre, Mustafa Kemal'in ortaya attığı, genel ku-
rulun tartıştığı tez ise şu:
"... ordu mensuplan cemiyet içinde kaldıkca,
hem parti kuramayacağız, hem de ordumuz ol-
mayacaktr. Mensuplannın pek çoğu cemiyet aza-
sı olan III. Ordu, tam manasıyla modern bir or-
du sayılmaz. Orduya dayanan cemiyet de, mil-
let bünyesinde kök salamamaktadır. Bunun için
bir an evvel cemiyetin muhtaç olduğu zabitleri
veyahut cemiyette kalmak isteyen ordu mensup-
lannı, istifa suretiyle ordudan çıkaralım. Bundan
sonra, zabitlerin ve ordu mensuplannın, her-
hangi bir siyasi cemiyete girmelerine mani ol-
mak için kanuni hükümler koyalım..." ('Hangi
Atatürk', s: 184/3. basım, Bilgi Yayınevi/1996)
Hazindir, bir bakıma tragique dir ama, ne yapa-
lım ki gerçektir. Mustafa Kemal ile ihtilâl arkadaş-
ları arasındaki uyuşmazlık da, aslında, aynı nokta-
da başlayacaktı. Acaba hatırlayacak mısınız, 'Nu-
tuk'ta, uzun uzun 'akim bıraktınlan büyükbirkomp-
to'dan bahseder; gerçekte tartıştığı. eski ihtilâl ar-
kadaşlarının, onu devredışı bırakmak için, orduyu
işe kanştırarak, gerçekleştirmeyi düşündükleri bir 'as-
keri müdahale'dk.
Ona boşuna mı, 'yalnızdı' diyorum.
MiHetin emrinde ve ona sâdık!..'
f 'komplo'ya geleceğiz. Ondan önce 12 Mart son-
\_/ rasında, 'Demokrat Izmir'öekı 'Gâzi diyorki' kö-
şesine aldığım bir paragrafı aktarmak niyetindeyim.
Burada Mustafa Kemal, tasarladığı cumhuriyet
toplumu içinde, Silâhlı Kuvvetler'i nereye koyduğu-
nu çok açık ve seçik olarak anlatmaktadır:
"...Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin
ordusu, istilâlar yapmak, veya saltanatlar yık-
mak, veya saltanatlar kurmak için, şunun bunun
elinde âlet-i ihtiras olmaktan münezzehtir..."
"...insanca ve müstakil yaşamaktan başka
gâyesi olmayan milletin aynı mefkûre iie müte-
hassis ve yalnız onun emrine tâbi ve sâdık öz
evlatlarından mürekkep muhterem ve kıymetli
bir heyettir..." (Nisan 1922)
Dikkat isterim, 'yalnız milletin emrine tâbi ve ona
sâdık' diyor. TBMM Hükümeti'nin ordusu diyor. Üs-
telik bunu. 'akim bıraktınlan büyük komplo 'dan ön-
ce diyor.
Anlayana, sivrisinek saz!.
http:// www. prizma.neL tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm