29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2NİSAN1997SALI CUMHURİYET KÜLTÜR SAYFA 13 Ergin Atlıhan, çocuklarla birlikte gerçekleştireceği enstalasyonla, araba egzozlarıyla çevre bilincini yaratacak Çok kültürlü çok reııldi 'çevrecf* bîr çağrıDUYGU DURGUN Ergin Atlıhan. geçen yıl Al- rnanya'ran \Viesbaden kentinde, 300 çocukla birlikte araba eg- zozlanndan oluşan bır enstalas- yon (yerleştirme) gerçekleştir- nıek üzere kollan sıvamıştı. UM- CEF'in bünyesinde düzenlene- cek bu etkinlik 20 Eylül Dûnya Çocuk Günü'nde, Wiesbaden'da eskiden askeri amaçlar için kul- lanılan geniş bir alanda, mûzis- yenlerin katılımıyla da renklenen bir 'çevre karnavalı' olarak dü- şünülmüştü. Ancak projenin karşılaşOgı mali sıkıntılar, Ergin Athhan'ın kafasındaki bu şenlik tablosunu gerçeğe dönüştürmesini engelle- di. Atlıhan o tarihten bugüne çe- şitli sponsor firmalarla yazıştı; onlara, bu projenin gerçekleş- mesi halinde Ren nehrinde yü- zen balıklann bile minnettar ka- lacağını söyledi. Çabalar meyve- sini verdi. Athhan'ın çocuklar- la birlikte gerçekleştireceği ens- talasyon, nisan ya da mayıs ay- lannda Wiesbaden kentinin çeh- resini değıştirecek. Müzisyen Omer Ahunbay da etkinlige kat- kıda bulunacak. Atlıhan, projenin ana fikri olarak araba egzozunu seçiyor, çûnkü egzoz çağımızın tûketim alışkanhklannı en iyi simgeleyen malzeme. 21. yûzyıhn geçmişin pisliklerini temizlemekle geçe- ceğini söyleyen Atlıhan, bûtün sa- nayi kurulu^ıanna bır çagnda bulunuyon "GcHn, uzakiardaki o temiz adaya 0den uçakta bflet tükenmedcn bir şeylerin farta- navaratan!" Opel, Marshall gi- bi fırmalann desteğini arkasına alan Atlıhan."Yeryüzündeki kir- BHği yaratanlarw o knüKkten ya- kınanlar da aslında aynı getni icinde. Öyieyseortakbir düşün- cede buluşmamız gerek. Çevre- vi kirieten fırmalardan bu vfiz- den yardnn isriyonım. Madem kirletiyorlar, o halde temizlesin- ler!" diyor. Atlıhan, devasa boyutlardaki egzoz enstalasyonunun Alman- ya gibı endüstn devi olan bir ül- kede gerçekleştirilmesini anlam- lı buluyor. Aslında her açıdan çok sayıda göndermeleri var bu projenin. Çevre bilincini yarat- mak için Almanya gibi bir en- düstri beşiğinin seçilmesinden öte, tüketim alışkanlıklanmızı egzoz gazıyla anlatmak proje- nin en can alıcı noktası. Atlı- han'm projede sadece çocukla- ra yer vermesi, üstelik bu çocuk- lann Almanya'daki göçmen ai- lelerden gelmesi de gönderme- lerin birbaşka ayağmı oluşturu- yor. "3. Dünya'nın henüz tûken- memiş kümlrlerini simgetiyor o çocuklar.'' Işin bir başka boyutu da, eskıden askeri amaçlarla kul- lanılan bir alanın şımdi çok renk- li, çok sivil bir sanat etkinliğine kucak açması. Atlıhan'ın en bü- yûk düşü, bu projenin Türki- ye'den de alacağı destekle ger- çekleşmesi. Eğer başarabilirse, Wiesbaden'daki bu kolektif ve doğurgan sanat projesini Türki- ye'ye taşıyacak. Almanya'da nüfusun çok ge- niş bir bölümünü oluşturan Türk- lerin artık sanat yoluyla da ken- dilerini ifade etmesi gerektiğini düşünen Atlıhan "Enternasyo- nal ohnanın üketabı Idşinin ken- disi otanasKhr. Yani önce Anado- hı kültüriinün zengjnügini fark etmehsiniz ki başka kültürlerle flişkiniz olsun" diyor. u Ben de bu işi,Türkoiduğumuortaya ko- yarak yapiyorum. Her insanın enindesoounda ortaya çıkan mfl- B bir referansı vardır. Kafamda farkta kühfirle OgDi büyûk proje- ler var. Bunlan gerçekleştîrebfl- mek için önce kişinin kendi var- hk fonnlanyla yeniden hesaplaş- mas gerektiğini düşünüyorum." 4 Nasrettiıı Hoca' sergisi Kültür Servisi - Nazan Erkmen'in Nasrettin Hoca'yı konu alan resim ser- gisi, 3 mayıs tarihine dek Kadın Eserle- ri Kütüphanesrnde izleyicilere sunulu- yor. UNESCO'nun 1996-1997 yıllannı 'Nasrettin Hoca Yıh' ilan etmesi nede- niyle hazırlanan 'Nasrettin Hoca Resim Sergisi'nde 25x35,50x70 boyutlannda, guvaş ve airbrush tekniğinde çalışılmış 25 resim yer alıyor. Bir yıh aşkın bir sü- redir Anadolu'yu gezen sergide Nazan Erkmen, zengin kültür mirasımızdan ve minyatürlerden esinlenerek ortaya çı- kardığı çalışmalannı, herzamanki usta- lığı, detaycı ve espri dolu anlatımıyla sergiliyor. Nazan Erkmen, 11. Nasrettin Hoca Sergisi'ni, özellikle 23 nisan tarihine rastlatarak sergiyi çocuklarla birlikte kutlamayı amaçlamış. Nazan Erkmen'in resimlediği, Nuran Turan'ın öyküleri- ni yazdığı, 'Nasrettin Hoca ve Serdar' ad- k kitapta, 13. yüzyıldan bu yana Türk mizah anlayışmın sembolü olarak tanı- nan Hoca, doğa koruyucusu ve güldü- rürken eğlendiren bir kimlikle karşunı- za çıkıyor. tllüstrasyon sanatı alanında özgün ya- pıtlar üreten Nazan Erkmen, resimle- rinde mizah dolu ve zengin bir anlatım sergilerken, yapıtlannda baskı teknigı da- hil çeşitli tekniklerini kullanıyor. Özel- likle kitap resimleme konusunda çahş- malar yapan sanatçı, şimdiye kadar ço- cuklar için 30, büyükler için 46 resim- lik iki seri hazırladı. Bu çalışmalannın yanı sıra afış, kitap kapağı, dergi illüst- rasyonu gibi illüstrasyon türlerinde ya- pıtlarveren Erkmen, yapıtlannda çocuk- lar için ideal bir evren yaratma, onlara sanat yoluyla estetik ve sanat sevgisi aşılama çabasını ön plana çıkanyor. Pek çok karma sergjye katılan, on bir kişi- sel sergi açan ve Bratislava, Japonya, Almanya, Çekoslovakya gibi pek çok ülkede ve yurtdışında da çeşitli bienal- lerde ve yanşmalarda Türkiye'yi tem- sil eden sanatçınnı şimdiye kadar afîş ve kitap resimleme konulannda kazanmış oldugu 7 ödülü bulunuyor. Sanatçınm yapmış oldugu resimlerden bazılannın bu yıl 23 Nisan Pulu olarak basıhnası ka- rarlaştınldı. Nazan Erkmen'in Nasrettin Hocabaş- lıklı sergisinin kapanış günleri olan 2-3 mayıs tarihlerinde aynca Ayla Algan ve Uğur Değirmencioğju tarafından çalış- tınlan Marmara Üniversitesi Disiplinle- rarası Gösteri Sanatı Kulübü üyelen, sa- natçınm yapıtlanndan yola çıkarak bir doğaçlama gösterisi sunacaklar. Nijeryalı yazar Wole SoyinkŞ cezasıyla karşı karşıya manıtona haztrlaKûttûr Servisi- 1986'daNobel Ede- biyat Ödülü'nü kazanan Nijeryalı oyun yazan WoteSoyinka, ülkesinin en önem- li muhalif kimliklerinden biri. Soyinka, son kitabı 'The Open Sore of a Conti- nent' (Bir Kıtanın Açık Yarası) ile Ni- jerya'nın diktatör lideri General Abac- ha'yı şiddetle eleştiriyor. Nıjerya hükümeti askeri otontelen- nın 'lanetii kişi' ilan ettıği Soyinka. 12 martta, askeri tesislere yapılan bomba- lama eylemlerinde parmağı oldugu id- diasıyla suçlandı. Soyinka eğer suçlu bu- lunursa ıdam cezası ile yargılanacak. Newsweek dergisi, Nijerya'yı terk et- meye hazırlanan yazar Wole Soyinka ile konuştu. Soyinka, yaşamınm bundan sonraki bölümünü Fransa, Almanya ve Rusya'da sürdürecek. -GeneralAbacha neden sizisuçiuyor? SOYİNKA - Abacha' nın politık mu- halefetle ilişkisi oturup konuşmak ve uz- laşmak değil. O, askerlenyle birlikte iş bitirmekten yana. lşlemediğim bir suç için suçlanıyonrm, aynca getirilen yap- tınmlar uluslararası desteğı baltalayıcı nitelikte. Abacha eğerbizi tehlikeli suç- lular olarak göstermeyi başanrsa ya- bancı hükümetlenn bizim tarafimızda yer ajma olasılığı gerçekleşmeyecek. -Abacha'nın sizi hükümete karşı top- lana vapmakb suçladığı zaman siz Da- vos'tâki Dünva Ekonomi Zirvesi'ndey- dinizdeğnmi? SOYİNKA - Evet. O gün, BM Genel Sekreteri ile görüştüm. Toplanhlara ka- tıldım. CNN kameralan da oradaydı. Ama ilginçtir, Nijerya televizyonu be- ni Benin'deki toplantıdaymışım gibi gösterdi! Bu da Abacha rejiminin ne kadarsallanülı ve tutarsız oldugunun işa- reti. Düpedüz bır yalanı nasıl bütün ül- keye yayımlayabilır? - Nijerya'da sizinle birlikte suçianan Idşflerin asıiacağnıa inanıyor musunuz? SOYİNKA - Büyük bır tehlikenın ıçindeler. Vatana ihanet etmenin suçu idam cezası. Abacha rejimı, tutarsız ve yeterli olmayan bir adalet sistemiy- le çalışıyor. Iddia edilen suçlann ne bir görgü tanığı var ne de kanıtı. Ken Sa- ro, Wiwa da aynı trajik durumla karşı- laşmıştı. Çünkü Abacha hem yargıç hem jüri hem de infaz edici. -TehBkedemismiz? SOYİNKA - Evet, elbette. Buna emi- nim. Abacha bir katil ordusunun başın- da. Hepimiz onlann kimler tarafından eğitildiğinı; kimlerin sayesinde buraya gönderildiklerini çok iyi biliyoruz. Bir- kaç yıl önce Abacha, Afrikalı pekçok liderle, ülkeleri tarafından geri istenen insanlarla ilgili olarak gizli birpakt ım- zaladı. - Nijerya'nın Salman RüşdTsi haüne geidiniz o hakfc? SOYİNKA - Hayır, hayır! Bu kıyas- lama yapılıyor, çünkü durumumuzu an- cak böyle daha iyi anlaşıhr kılıyoruz. Ben Salman Rüşdi değilim. Bizim so- runumuz devlete ihanetle suçlanmak. - General Abacha için 'öldürmekten, işkence yapmaktan sakınmayan katil, psikopat ve patolojik bir yalancı' di- yorsunuz. Peki uluslararası kamuoyu neden bu kadar Ugisiz? SOYİNKA - O bir öldürücü. Ama hükümetler, Abacha'yla girdikleri iliş- kilerde onun bir hayvan olduğunu gö- zardı ediyorlar. Bizim amacımız, bu ül- kelere 'bakm, Abacha ile dost obnak uznn vadede cıkarlannıza zarar verir' demek. Zaman varken, daha saygın bir hükümetin kunılması gerek. - Nijerya için tunatiannı yitinniş in- sanlara ne söylüvorsunuz? SOYTNKÂ -Dünya Abacha'yı sa- dece izliyor, ama kolunu kıpırdatmı- yor. Demokrasıye inancunız tam, As- kerlerin yaşantımızdan çekip gıtmesi- nı istiyoruz. Önümüzde hazırlanmamız gereken bir maraton var. Hoüywood kendini kitaplara gömüyorKûltûrServisi-'İngflizHas- ta' (English Patient) filminin kazanmış oldugu En iyi Film Odülü. sinemaya ya da oyun- culuga değil de, 'edebiyat'a ve- rilmış bir ödüldü aslında. Do- kuz dalda Oscar kazanan film sinemaya uyarlanmış en basa- nlı fihn ömeği olmanuı yanı sıra edebiyat ve sinema ara- sında bir ateşkesin işaretiydi. Kurmacadaki dolambaçlan da- ha kolay anlaşılabilir bir anla- tıma kavuşturan ve yapıttaki tekrarlanan imgeler ve karma- şık konulan açıklayan film, bugüne kadar edebiyattan uyar- lanan pek az yapıtın yapabil- diklerini yaptı: Kitabm okur- larmm iki katınaulaşan izleyi- ciler kitabın yorumlanması açı- sından oldukça önemli bir hiz- metle ödüllendirildi. önce fıl- mi izleyip ondan sonra kitabı okuyan kışiler Mkhael Onda- aatje'nin edebi başansım da- ha iyi kavrayabüiyor. 'fngfliz Hasta' insanı derin- den etkileyen aşk öyküsü ve gizemli anlatımıyla 'Rüzgâr Gibi Geçti' ve 'DoktorJivago' gibi klasik edebiyat uyarlama- lanna dönüşün simgesi haline geldi. Filmin başansı yapım- cılara izleyicilerin artık özel efektlerle yüklenmiş, piyasaya yönelik Fılmlerin dışında bek- lentilerinin olduğunu göster- İJ ^ngiliz Hasta'nın Oscar başansı, edebiyatın gişe hasılatı üzerindeki etkisini gözler önüne sererken pekçok Hollywood yapımcısı en çok satan kitaplara yönelmiş durumda. YapıtJan sinema\a en çok para kazandıran yazarlann başında Mkhael Crkbton getiyor. di. Çok ünlü isimlerin rol al- sk Park' ile Michael Crichton tabının film hakkını romanrn dığı "Mission Impossibfc" gi- bi yüksek bütçeli filmlerin ar- tık beklenen gişe hasılatlannı yakalayamaması nedeniyle de yapımcılar artık edebi yapıtla- ra yönehniş durumda. 'Ingiliz Hasta' ve 'Trains- potring' gibi fılmler dışında edebiyattan uyarlanan eski fılmler sadece para kazanma- yı amaçlamayan. gözüpek, ba- ğunsız yapımcılar tarafından çekiliyordu. Sinema dergilerı- nin yaptığı araştırmalara göre yapıtlan sinemaya en çok pa- ra kazandıran yazarlar, 'Juras- ve 'Şirket' (The Firm) ile John Grisham. Bu uyarlamalann ba- şansı film endüstrisinin best- seller romanlar konusımdaki iştahını kabarttı ve yeni Crich- ton ve Gnshamlar bulma ko- nusunda kumar oynamaya teş- vik etti. Yapımcılann bu konudaki en büyük kaygılan, bır sonra- ki bestseller'ın film haklannı kaçırmak. Bu nedenle bazı ki- tapların film haklan kitabın basımı henüz tamamlanmadan bile satın alınabiliyor. Hatta Ingiliz yazar Nicholas Evans ki- son bölümünü tamamlamadan satmıştı. Orta halli bir televiz- yon yapımcısı olan Evans, Ro- bert Redford'un 'The Horse Whispirer' adlı yapıtının fibn haklannı bir milyon dolara sa- tın almasıyla Ingiltere'nin en zengin yazarlanndan biri olu- verdi. Önümüzdeki yıl çekim- lerine başlanacak olan filmde de 'Ingiliz Hasta'nın oyuncu- su Christin Scott Thomas rol alıyor. Şu anda Tom Cruise ve Ro- bert De Niro ile bir sonraki ki- tabı üzerine görüşmeler yapan tngiliz yazar Philip Kerr'i de benzer bir akıbetin beklediği düşünülüyor. Kerr, önceki ro- manlanyla yaymcılanndan en az 30 bin dolar kazanan saygı- değer bir yazar. Kerr'in altın- cı romanı 'GrkHron'un fihn haklannm Holh/vvood tarafın- dan satnı alınmasından sonra sanatçı Crichton'ın Avrupalı alternatifı olarak görülmeye başlandı. Kerr aslında Holly- wood'un çağdaş romanlan da kendi tican amaçlan için alet etmek istediğini söylüyor ve dikkatli davranılması gerekti- ğini savunuyor. Sanatçrya gö- re bir filmde romanın özgün- lüğü konımak güçleşiyor. Öte yandan bir romanm orijinali- ni okuyan herkes farklı biryo- rum katabiliyor yapıta. Bu ni- teliği sinemada yakalamak çok güç. Pek çok uzman da aslın- da Hollywood'un edebiyata bu yönelişinin öykülerin çekicili- ğiyle bağlanülı olduğunu, ken- dilerini zorlayacak ya da gişe hasılatına olumlu etkileri ol- mayacak romanlar konusunda hiçbir yapımcının gönüllü ol- mayacağı konusunda hemfı- kir. Şimdi herkes Hollywo- od'un bu yeni ilgisinin ne ka- dar para kazandıracağını ve bununla bağlantılı olarak da bu ilginin ne kadar süreceğini merak ediyor. Devlet Tiyatposu1 nda 'Muamma' • Kültür Servisi - Mayıs ayı ortasında sezona veda edecek olan Istanbul Devlet Tiyatrosu, sezonun son oyunu Muamma'nın prömiyenni bu akşam AKM Oda Tiyatrosu'nda gerçekleştinyor. Bir meydan komedisi olan 'Muamma' gelenekselle modernin sahnede ve sanatta çatışmasını, uyuşmasını, mizah dolu bir hayat sürecınin "kendi kendini arayan' dolantılanyla sergiliyor. Yılmaz Onay'ın yazdığı ve yönettigi oyunun müziklenni Levent Güner besteledi, koreografısını de Ayşin Kücüküçerler yaptı. 'Muamma'da Nunnnısa Yıldınm, Metin Beğen, Umut Demirdelen, Erdoğan Ersever, Selçuk Kıpçak. Ali Fuat Çimen. Levent Güner. Melek Gökçer. Süheyla Erbaş rol alıyor. İdil Biret KKTC'de • LEFKOŞA(AA)- Piyanıst İdil Biret, 23 Nisan günü konser vermek için Kuzey KıbnsTürk Cumhuriyeti'ne gidiyor. İki özel kuruluşun düzenlediği sanat etkinlikleri çerçevesmde. Bellapais Manastın'nda konser verecek olan Biret'e Türkiye'den 22 kişılik "Çağdaş Kadmlar Oda Orkestrası" eşlik edecek. Konserde orkestrayı da lzmir Senfoni Orkestrası Şefi Ender Sakpınar yönetecek. Sanatçılardan Özerklik Kuruttayı • ANKARA (ANK.\) - Sanat ortamının özerkleşmesı yönünde üç yıldan bu yana çalışmalannı sürdüren Özerk Sanat Konseyı Girişim Kurulu, 3. Sanatta Özerk Yapılanma Kurultayı'nı 6-8 mayıs tarihleri arasında tstanbul'da düzenleyecek. Kurultayda sanatçı haklan ve örgütlenme özgürlüğü ele almırken 2000 yılına kadar sanat eylem programı belırlenecek. Özeric Sanat Konseyi Girişim Kurulu dönem başkanı ve Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çahşanlan Yardımlaşma Vakfı (TOBAV) Genel Başkanı Tamer Levent 52 sanat kuruluşunun sanat alanının özerk yapılanması için üç yıldan bu yana birlikte hareket ettiğını bildırdı. Eskı Kültür Bakanı Fikri Sağlar dönemınde Kültür Bakanlığı ile Özerk Sanat Konseyi GirişTm Kurulu arasında imzalanan -• bır protokolle Ulusal Sanat Kurumu'nun oluşumunun gerçekleştiğini kaydeden Levent, Ulusal Sanat Kurumu'nun kurumsallaşması için Özerk Sanat Girişim Kurulu ve 52 üyenin sanat kuruluşunun çahşmalannı sürdürme kararlılığında olduğunu bildirdi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi'nde yapılacak 3. Sanatta Özerklik Yapılanma Kurultayı'nın teması "sanatçı haklan ve örgütlenme özgürlüğü" olacak. Kurultayda sanatçı örgütlerinin federatif bırliğı. telif haklan ve 2000 yılına kadar sanat eylem programı konulannda çahşmalar yapılırken sanatçılar kendi sanat alanlannın sonınlannı saptayıcı toplantılar düzenleyecek. CUMOK Opkestrası'ndan anlaülı konser • Kültür Servisi - Cumhuriyet Okurlan Birliktelıği Kültür ve Sanat Kolu etkinlikleri kapsamında düzenlenen anlatılı konserlenn 'Romantik Dönem' başlıklısı 26 nisan pazar günü saat 19.30'da Caddebostan Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Arzu An Demirkaya ve Alper Akgün'ün Romantik Dönem üzerine vereceklen kısa bilgilerden sonra Deniz Neyire Saner ve Evren Bilge Kutlay piyanoda Schubert'in Sonat Op. Posth 120 D.664 ve Etüdler (Op.25 No:3 Op 10 No: 8,12), Chopin'in Op.10 No.945 ve Mendelssohn'un 'Rondo Capnccıosso ', 'Andante Presso' adlı yapıtlannı seslendirecekler. 'Aydınlanmaya öncelikle kendi çevremızden başlamalıyız' anlayışıyla kunılan CUMOK Orkestrası, müziğın tarihsel gelişiminı göz önünde bulundurarak hazırladıklan aylık anlatılı konserlerini sürdürecek. Cengiz Ugur resim sergisi • Kültür Servisi- Cengiz Uğur'un resim sergısı 28 nisan tanhine kadar Enka Rönesans Galeri Bar'da görülebilir. 1964 yıhnda Bursa'da dünyaya gelen sanatçı. Uludağ Üniversitesi Resim Bölümü'nü bitirdi. 1992 yıhnda Neşe Erdok Atölyesi'nde yüksek lisans eğıtimıni tamamlayan sanatçı, bugüne kadar 1991 Devlet Resim Heykel Sergisi. 1991 Esbank Resim Yanşması ve 1996 Tekel Resim Yanşmasf na katıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear