22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 MART 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 IŞIK KANSU Çek bir PETLAS, kaymaklı olsun P ETLAS'ın satış fiyatı, bundan yaklaşık iki yıl önce, 10 Şubat 1995'te 65 milyon dolar olarak ilan edilmişti. Şu işe bakın ki, aradan geçen iki yıl içinde semt pazannda börülcenin, kabağın bile fiyatı yükseldi de, koskoca fabrika PETLAS'ınki yan yanya, hatta daha azına düşüverdi. PETLAS, daha geçenlerde RP'ye yakınlığı ile tanınan Kombassan ' Holding'e, 3.6 milyon dolan peşin, geri kalanı 7 yıl taksitle 35.8 milyon dolara satıldı. 65 milyon dolar nere, 8 taksitle 35.8 milyon dolar nere! Dahası var... Işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlannı devlet üstleniyor. Gelin, RP yandaşı Kombassan'a allanıp pullanıp attın tepsi içinde sunulan bu ulusal değerin durumuna bir göz atalım: PETLAS'ın stok ve alacağı 10.2 milyon dolar. Bu, şu demek: Bir kuruş vermeden PETLAS'ı Kombassan alacak, peşin ödeme ve iki taksidini bizzat PETLAS'ın hazır parasıyla ödeyecek. Mis gibi ekmek kadayıfı, hem de kaymaklısından... Heyecanınız dinmesin, gerisi geliyon PETLAS'ın 1996 yılı cirosu 22.4 milyon dolar. Yani, diğer taksitleri de bizzat fabrikanın geliri kolaylıkla amorti edecek. Ohhhh, Kombassan.. Bu nadide satışı gerçekleştiren özelleştirme Yüksek Kurulu'nun üyeierinin adlannı yazalım da, tarihe geçsinler: Prof. Dr. Necmettin Erbakan (Başbakan), Fehim Adak (Devlet Bakanı), Doç. Dr. Abdüllatif Şener (Maliye Bakanı), Yalım Erez (Sanayi ve Ticaret Bakanı) ve her anlamda, alanda bir "özellestirmeci klasiği" olan Devlet Bakanı Ufuk Söylemez. Ruh çağırsınlar G ünlerdir, 8 yıllık ilköğretim nedeniyle ortalık neredeyse yıkılıyor. Isteyenler, istemeyenler; taraftar olanlar, karşısında duranlar... Işadamlan bile görüşlerini açıklıyorlar. Bunca hareketlilik karşısında ısrarla suskunluğunu koruyan bir kurum epey dikkatimizi çekti. Bu kurum, bir öğretmen örgütü. Yani, 8 yıllık ilköğretim konusunda öncelikle görüş açıklaması gerekenlerden... Bu örgütün adı "Eğitim-Sen". Binlerce öğretmeni şemsiyesi altında toplayan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hazırladığı duyurularda, "Kıyafet yönetmeliği kaldınlsın!" gibisinden, ardında çok derin "toplumsal muhalefet misyonu" bulunan çağnlarda bulunan Eğitim-Sen Genel Merkezi'nin herhalde konuya ilişkin bir çift sözü vardır. Bir yazılı açıklama, bir toplantı, kamuoyunu aydınlatıcı birkaç yayınla dile getirir belki görüşlerini... Bunlan da gerçekleştirmezse, öğretmenler topluca mh çağırsınlar: "Ey ruh, geldiysen masaya üç kere vur..." Neşeye, festivale B eethoven, "9. Senfoni"sini hiç duymadan yaratmış. Bütün sesler, beyninin kıvnmlannda tınılamış. : l B«Mh(»en, "9. Serfförti"^ yaratırken, önünde Schiller'in "Neşeye" adlı şiiri varmış: "Ey dostlar: bu sesleri değil / gelin daha hoşa gidecekleri, daha neşelileri söyleyelim". Beethoven, "9. Senfoni"yi, bu görkemli müzik yapıtını insanlığa adarken, Schiller, kardeşliğe ve dostluğa çağn yapıyormuş: "Şen, şuh, tıpkı gökte uçan güneşler gibi / neşeyle siz yürüyün / tpkı muhteşem göklerde uçan güneşler gibi, / durmadan yol alın sizler, / durmadan yol alın hep kardeşler, / koşun siz, kahramanlar ; gitri hep zafere, / hep yol ahn siz zafere, / Kucaklanın, ey milyonlart" "9. Senfoni", notaya dökülmesinden yaklaşık 170 yıl sonra yann Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin açılışında başkentlilerle kucaklaşacak. Hem de ne kucaklaşış! Ankara'nın tüm senfoni orkestralan ve korolanndan oluşan yaklaşık 450 kişilik bir topluluk, insanlığın dostluk, kardeşlik ve mutluluk ülkülerini doyumsuz müziğe dönüştürecekler. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı'nca düzenlenen festival 15 mayısa değin sürecek; Bach'tan Brahms a. Haydn'dan Ravel'e... Biletler, konsere göre 350 bin liradan 1 milyon liraya değin değişiyor. Yüzde 35 öğrenci, yüzde 25 grup indirimleri yapılıyor. Biletler, Sevda-Cenap And Vakfı'nın Kavaklıdere Tunalı Hilmi Caddesi 114/26 numaralı merkezinden, Kızılay'daki Milli Piyango Idaresi'nden alınabiliyor. Festival, sizi bekliyor... Lisedeki hazırlık Altındağ llçe Milli Eği- tim Müdürlüğü, Kutlu Doğum Haftası için tö- ren düzenlemek üzere u ' J Ankara Gazi Lisesi'ni görevlendirmiş. Müzik öğretmeni, öğrencilere ilahileröğretiyormuş. Bir edebiyat öğretmeni de, çocuklara "Veda Hut- besi"ni ezberletiyor- muş. Tören, 15 nisanda Altınpark'ta yapılacak- mış. Ankara'da, Gazi Lıse- si'nde, ilahilerie, hutbe- lerle Kutlu Doğum Haf- tası'na hazırlanılıyor... Sigara içenin ömrü T BMM Dışişleri Komisyonu salonunda Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkei bekleniyordu. Konuk bakan azıcık gecikmişti. Salonda sigara içmek yasak olduğundan, tütün krizine giren komisyon üyeleri İlhan Kesici ile Cefi Kamhi koridora çıktılar. Sigara düşmanı ANAP'lı Bülent Akarcalı, zaman geçirecek konuyu bulmuştu: "Sigara ile başbakanlrk süresi arasında bir ilinti var mı sizce?" Akarcalı, sorusunun yanıtını kendisi verdi: "Mesela, Süleyman Demirei sigara içmez, yıllarca başbakanlık yaptı. Turgut Özal sigarayı bırakmıştı, onun da başbakanlığı uzun sürdü. Keza Tansu Çiller de öyle. Ama, Bülent Ecevit sigara içer, başbakanlıklan hep kısadır." Araya ANAP'lı Kâmran Inan girdi: "Tabii canım, sigara içenlerin başbakanlıktaki ömrü sigara dumanı kadar oluyor." Başbakanlık ile sigara içme arasındaki bağlantıyı ileri süren her iki ANAP'lının lıderi Mesut Yıimaz tiryakidir, bilirsiniz... Vergi afişleri A fişler, neredeyse gözümüzü oyacak: "Ülkemi sevıyo- rum, vergimi ödûyorum". "Her kuruş vergi size hizmet ola- rak geri dönecek". Memursanız, işçiyseniz, siz za- ten en namuslu, vergi ödeyen va- tandaşsınız. Niye mi? Gelir verginiz, daha ma- aşınızı alırken şak diye kesiliyor. Harb-lş Sendikası'nın dergisinde bir araştırma yayımlanmış. Okuya- lım: "1996 yılı verilerine göre gelir düzeyine göre alınan gelir vergi- si içindeki beyannameli mükel- leflerden alınan vergi yüzde 9.5'u buluyor. Götürü usulde ver- gi ödeyenler yüzde 1.4 vergi ve- rirterken, ücretlilerden kesilen vergiler gelir vergisinin yüzde 85'ine ulaşıyor." Anlayacağınız, memur, işçi, ma- aşlı, ücretliyseniz; toplam gelir ver- gisinin yüzde 85'ini ödeyen grup- tan olmanın onuruyla göğsünüzü gere gere dolaşabilirsiniz. Çünkü siz, ülkenizi seviyorsunuz, vergini- zi ödüyorsunuz. Her kuruş vergi- nin size hizmet olarak geri dönüp dönmediğine gelince! Aynı araştır- madan bir başka alıntı yapalım: "1991 yılında vergilerin yüzde 30.7'si faiz ödemelerine ayrılır- ken, bu durum, diğer yıllarda korkunç boyutlara ulaştı: 1992'de yüzde 28.5,1993'te yüz- de 44.1, 1994'te yüzde 50.2, 1995'te yüzde 52.2,1996 yılında yüzde 67.9... Yani ücretliler, bordrolanndan yüksek oranda vergi ödemenin yanında mal ve hizmet alımlann- da yüksek oranlarda dolaylı ver- gi ödediler. Ama devlet, topladı- ğı vergilerin yüzde 67.9'unu ran- ta, yüksek oranlı faiz olarak ge- ri verdi." Maliye Bakanlığı'na bir önerimiz var. Fabrikalara, devlet dairelerine, işçi ve memurun bol olduğu yerle- re asılmak üzere şöyle bir afiş ha- zırlasın: "Öpüldünüz!" HAYVANLAR İSMAH GVLGEÇ Yüksel Endeğer yazıyor Bir gün TV'de rek- lamları izlerken çok şaşırdım: Said-i Nursi, Bart Simp- ' son, Sezen Aksu gi- ' bi birbirinden uzak, önemli şahsiyetler, "O birradikal!" anonsuyla renkli camdan geçiyorlardı. Sonradan anlaşıldı ki, bu "Radikal" gazetesinin reklamıymış. Ultra imaj dönemine yakışan da buy- du. Hayatınızda her şeye yer vardı; Nâzım Hikmet'e de, Zeki Müren'e de. Gerçi postmodernizmden bihaber, atgözlüklü, lens sevmez solcu tayfası biraz homurdandı; hatta Taksim'in gö- beğine uygarlık detayı olarak yapılmış güzelım şehir tuvaletinin canına Nâ- zım Hikmet'li ilanın asılmasına da son derece kötü niyetli bir şekilde tepki gösterildi, ama sonuç ne oldu? Radi- Modepnizmin Gazetesi Radikal! kal kazandı! Uygarlık kazandı! Yeni ça- ğın yeni değerleri, dijital bakış açısı ka- zandı! Dinozorlar ise "görkemli kay- betti"! Radikal'e bayılıyorum. içine, dışına, kartonlanna, posterlerine, her şeyine! Müthiş bir gazete. Hele o köşe yazar- lannın sanki Fransız ya da Ingiliz ga- zetesiymiş gibi çekilen siyah-beyaz mat, çağcıl imajlı fotoğraflan yok mu, deliriyorum. Ben de istiyorum! Müm- kün olmuyor. Kudurasım geliyor! Radikal de tıpkı Yeni Yüzyıl gibi, san- ki biraz sol kokuyor. Ama sadece ko- kusu öyle! Bir odaya bir şişe kadın par- fümü sıksanız bu, o odada kadın var demek mi olur? Olmaz. Bu yüzden o kadannı hoşgörüyorum. Zaten benim en sevdiğim sol, "aslında sololmayan soldur!" Reklamla başladık yazıya, reklamla bitirelim. Güzelim Radikal'in sinema ekinin reklamı da çok güzel. Ekrandan modern bir gencin sesi geliyor. "Kız ar- kadaşım Başak, seçiciyiz, nitelikliyiz, pınlpınlız" türünde bir şeyier söylüyor. Çok da iyi ediyor. Modern ilişkileri, modern gazeteler okuyan gençleryaşar. Bu siyah-beyaz yığını okuyanlann haline yazık! Onlar iletişimsizliğe ve yalnızlığa mahkûm! (Pazartesi günü Milliyet'i anlataca- ğım.) Internet: htp/www/Yaşasın radikal sermaye! KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl H A R B İ SEMtH POROY GADDAR DAVUT NLRJ KLRTCEBE EN uİİİİİİİİİİİİlİiİıii BULUT BEBEK TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 29 Mart MAIIAI KATLIAMI KONGRE'DE.. 1369 'DA 8USUU, VİETNAM £4U4f( ££L£N Bie KATU4M A4£X- eA4 A £ A4AI LAf KıöyÜM&GKj S/l/fC H/tLta ÖCOÜR- H AZ 1O2 KONUDA Ll g/'/P OPE&ISyOAJ " Vtff/ŞET MePEAJİyLE ASKEGÎ MAMKEMEOE S WTLLlAM CAlLEY, 1O YfL MAPİŞ C£2ı4£lNA ÇARPrr&tLMtŞ:AUCAlc, 3 Y/L YAmKT#N SONKA AFFEPi<-Mi?T-f.. üsrre, KATU'AM I/£ TEĞAI£~M cALLey Gö/eütüy&e
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear