Catalog

Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatorü Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişlen Müdürlerr. fbrahim Yüdız, Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezı Mudüriı Hakan Kara # Gorsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Istıhbarat: Cengiz Y ıMınm 0 Ivultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç YayınKurulu bhanSelçukfBaşkan). Orhan Erinç. OkU> kurtboke, HikmetÇetinkaya. Şûkran Soner, Ergun Bakı, Dnf Tayanç, tbrahim \ ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbav 0 Haber Müdüriı Do- ğan Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat.4, Bakanlıklar-An- karaTel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 0 Izmır Temsılcı- sı: Serdar Kınk, H. Zıya Bl\ 1352 S 2 3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğhı, lnö- nüCd 119S.No 1 Katl.Tel 363 12 11.Faks-363 12 15 ICoordınatön Ahmet Koruban 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 tdare- Hûsevin Gürer 0 tşletme: ÖnderÇeUkltBilgı-tşlem Nafl tnal 0 Bilgisayar Sıstem Mürüvet ÇUer MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gûlbin Erduran # Koordmalor Reha Ifitmao • Genel Mudur Yardımcısı Mlne AkıUğ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460*1,Faks 5138463 Ya>ımla>an >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansi, Basm ve Ya>ıncıhk ^ Ş Ti-Hiocâjı Cad 39-1! Cagaloglu 34334 Ist PK 246 tstanbul fel (0 212ı 512 05 05 120 hat) Faks (0 212) 513 85 V5 12MART199"' tmsak: 4.49 Güneş:6.14 Ögle 12.21 Ikindi: 15.36 Akşam: 18.14 Yatsı: 119.34 Mısır'da 3 bin yıllık heykel • Çe\iri Servisi - K.ahire çe\resinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan 3 bın yıllık heykel, öncekı gün Kahire Müzesi'nde düzenlenen bir basın toplantısında kamuoyuna göstenldi. Arkeologlann nadide bir parça olarak değerlendirdikleri heykel, kucağında çocuk taşıyan Mısırlı bir kadını temsil edıyor. Arkeolojı uzmanlan Mısır Müzesine yerleştirilecek olan heykelin, arkeolojik açıdan büyük önem taşıdığmı belirtiyor. Donna Karan'dan yeni koku • Haber Merkezi -Vepa Kozmetik, ünlü Amerikalı modacı Donna Karan imzalı parfümün Türkiye distribütörlüğünü üstlendi. Donna Karan Nev. York firmasının bünyesınde kurulan Beauty Company tarafindan üretilen kadın ve erkek kokulan önceki gün Ceylan lntercontinental Oteli'nde tanıtıldı. Kadın bedeninı andıran parfum şişeleri Donna Karan'ın kocası heykeltıraş VVeiss larafından tasarlanmış. Öğretmen atamalan • ANKARA(ANKA)- Milli Eğitim Bakanlığı'nın, açığın kapatılması için öğretmenlik hakkı tanıdığı işsiz üniversiteliler, şimdi de Maliye Bakanlığı engeline takıldı. Maliye Bakanhğı atamalann yapılması halinde, adaylann hemen derse girmeyeceği, bu süre içinde de karşılıksız maaş alacaklan öngörüsüyle atamalara ızin vermiyor. Maliye Bakanlığı"nın bu tutumunu eleştıren Milli Eğitim Bakanlığı yetkılileri de, öğretmen açığının eğitimi olumsuz etkilediğinı vurgulayarak "Eğitim maliyet hesabma göre yapılacak bir hizmet değil" dediler. Avşar-Saygm tartışması • İZMIR(AA)-Devlet Bakanı Işılay Saygın. "Soytan" olarak nitelediği Hülya Avşar'ın muhatabı olmadığını kaydederek, "Benim muhatabım halktır. Bana tazminat davası açarsa, mahkemede görüşürüz" dedi. Avşar için söylediklerinin sanatçılara yönelik olarak algınlanmasının hatah olacağinı kaydeden Saygın, "Ben. onun lalık kıyafetindeki düzensizliği, Türk toplumunun örf ve adetine uygun olmadığını dile getirdim" dedi. Dünyada su sıkıntısı • VVASHINGTON (AA) - Uluslararası Gıda Politikası Araştırmalan Enstitüsü'nün global çapta su kullanımına dair raporuna göre, tanm üretimini sıkıntıya sokan, konutlar ve sanayi sektörundeki su kullanımını kısıp çevreyi tahrip edecek ulusal, bölgesel ve yerel su sıkıntılannı durdurmak için acilen tedbirleT alınması gerekiyor. Dünyada su talebi giderek artarken israf, kötü kullamm, yeraltı su kaynaklannın giderek azalması ve kirlenme nedenn le su arzımn da süreklı düştüğu saptanan raporda. "'Uluslararası ölçüde daha iyi su px)lıtikalan benimsenmediği sürece, su sıkıntısından kaynaklanan büvük ölçekli çatışmalar ve felaketlerle karşılaşabıliriz" denildı. Gösterişi paraya çevirme ustası ülkenin ekonomisini lüks tüketim malları ayakta tutuyor Fransa marka sahyorÇeviri Servisi - Fransız ekonomisinin lo- komotifi lüks tüketim mallan sanayii. ülke- de yaşanan kûltürel. politik ve sosyal olum- suzluklara karşın yıllık 21.1 milyar dolarlık getirisiyle saltanatını sürdürüyor. Haftalık Time dergısı son sayısmda Fran- sız lüks tüketim mallan sanayiine geniş yer verdı. Derginin kapak konusu yaptığı habe- re göre, lüks giyım ve eşyada dünya liderlı- ğini elinde tutan Fransa, bu sektörü ayakta tutmak ve geliştırmek için yeni arayışlara yöneliyor. Başka ülkeler- den stilist it- hal et- me k, Uzakdoğu ülkelerine açılmak, Üçüncü Dün- ya ülkelerindeki marka taklitçiliğini engel- lemek gibi önlemlere başvuran sektör, piya- sayı ABD'deki güçlü markalara kaptırma- mak için de pazarlama ve dağıtım politika- lannda köklü değişiklikler yapıyor. Fransız hükümetinın desteği olmadan ayakta kalma- yı başaran nadir sektörlerden biri olan lüks tüketim mallan sanayii. bugün 225 bin kişi- ye iş olanaği sağlıyor. 1995 depremi eden sektör, 1995'te ekonomik ve politik olumsuzluklann etkisi ile temelinden sarsıl- dı. Fransız nükleer denemelerine karşı dün- ya kamuoyunun protestolan, terör eylemle- ri, ülkede yaşamı durduran grevler Fransız ekonomisini ıflasın eşığine getirdi. Ancak hü- kümetin aldığı köklü önlemlerle başta lüks tüketim mallan sanayii olmak üzere tüm eko- nomi düze çıkmak üzere. Aralannda LVMH (Moet Hennessy, Louis Vuitton), Hermes, Cartier. Channel gibi sektörün ba- şını çeken şirketler, 1995'te- ki knze benzerbir sar-198O'lı yıllarda altın yıllannı yaşayan Fran- sız giyim ve aksesuvar sanayinin yıllık bü- yüme hızı yüzde 30'lann altma düşmüyor- du. Körfez savaşıyla birlikte ülke ekono- misinin ıçine düştüğu durgunluk kaçınıl- maz olarak bu sektörü de etkıledı. Bu dö- nemde hızı kesil- mekle birlikte büyümeye devam Lüks tüketim mallan sanayiinden yıllık 21 milyar dolargelir sağlayan Fransa, bu sektördeki lideriiğini sürdürmek için yeni arayışlara yöneldi. sıntıyı bir daha yaşamamak için halka açıl- dılar ve aralanndaki işbirliğini arttırdılar. Bu sektörde yer alan şirketlenn pek çoğu geleneklere ve tarihe büyük önem veriyor. Bunlara göre moda ve lüks aynı şeyler de- ğil. Moda farklılık. değışiklik ve gösteriş gi- bi soyut kavramlann somut bir ifadesi ola- rak günlük yaşamın aynlmaz bir parçasıy- ken lüks, kalıcı prestij anlamına geliyor. Bu sektörün sürekli taze fikirlerle beslen- mesı gerektiğine ınanan modacılar, yenıliği yakalamak için yurtdışından tasanmcı getir- me yolunu tercih edıyorlar. Amoult şirketi- nin îngiltere'den getırdiğı ünlü stilist McQu- een ve John Gaffiano'nun en uçuk fikirle- ri bile "farkh" olduğu gerekçesiyle bü- yük beğenı topluyor. Lüks tüketimde fiyatlar maliyet he- saplan sonucundabelirlenmiyor. Fiyat- lan etkileyen en önemli unsur imaj. Bir şişe Channel parfümünün astronomik fiyatı. içindeki hammaddelerin değe- rini değil, prestıjini yansıtıyor. Fran- sız markalanna karşı savaş açan Ame- rikan markalan fiyatlan düşük tutarak piyasada arslan payını kapmaya çaba- lıyor. Başta Calvin Cline veya Ralp Lauren olmak üzere Amerikan moda evleri, tasanm ve pazarlama konusun- da yenı taktikler geliştıriyorlar En büyük dert taklitçiler Lüks tüketim mallan sektörünün son yıllardaki en büyük düşmanı mar- ka taklitçileri. özellikle Üçüncü Dün- ya ülkelerinde görülen taklit mallara karşı savaş açan ünlü markalar, ülke yö- neticilerini devreye sokarak yasal yol- lardan taklitçiliğe son verilmesini is- tiyorlar. 'Uzakdoğu kaplanlan' olarak isimlendirilen ülkelerde, son yıllarda Fransız lüks mallanna büyük bir talep patlaması yaşanıyor. Başta Japonya olmak üzere pek çok Uzakdoğu ülke- sınde, bu mallar bir statü sembolü ola- rak algılanıyor. Hındistan ve Çin gibi kalabalık nüfuslu ülkelere de kancayı takan Fransızlar. bu ülkelerdeki zen- gin sımfın elindeki sınırsız servetten pay almanın yollannı anyorlar. Iznik Gölü siyasfleri birleştirdi Bursa milletvekilleri İznik Gölü'ndeki kirlenmenin önüne geçmek için ortak hareket etme karan aldı BURSA (Cumhuriyet) - Bursa milletve- killeri kirlilik pençesindeki İznik Gölü için ortak hareket etme karan aldılar. tnanç tu- rizminin merkezindeki gölün kurtulması için 55 milyar liraya ihtiyaç var. RP'li Ertuğnıl Yalçınbavır, DSP'li Ha- yati Korkmazve AK Rahmi Be>TeH ANAP'lı Feridun Pehlhan ile CHP'lı YahyaŞimşek, dün Iznık Gölü kıyısındakı yerleşim birim- lerinde inceleme yaptılar. tl Çevre Müdü- rü Z«ynel Abidin Turhan. milletvekillerine göldeki kirliliğin Orhangazi 'de bulunan sa- na>i kuruluşlanndan kaynaklandığını, bu kir- liliğin önlenmesi için 50 milyar lira gerek- tiğini söyledi. Turhan, göle kıyısı olan köy- lerin kanalizasyonlannın antılabilmesı için de 5 milyar liraya ihtiyaç olduğunu belirt- ti. Bursa'nın sonınlanna çözüm getırebılmek için diyalog grubu oluşturan milletvekille- rine İznik Gölü'nün sorunlannı aktaran İz- nik Kaymakamı Hasan Karakaş, Orhan- gazi'deki sanayi kuruluşlannı denetleme yetkileri olmadığını bildirdi. Sanayi kaynak- lı kirleticilernedeniyle gölde balık yaşaya- mayacağını anlatan Karakaş, en kısa süre- de kalıcı önlem alınması gerektiğini aktar- dı. Parti aynmı gözetmeksizin ortak çalış- ma içinde olduklannı söyleyen ANAP Mil- letvekilı ve TBMM Çevre Komisyonu Baş- kanı Feridun Pehlivan. 1998 bütçesinden İznik Gölü'nün temizlenebılmesi için öde- nek alabileceklerini bildirdi. RP Millervekili Ertuğnıl Yalçınbayır da. tznik'in tüm dünya için çok özel öneme sa- hip olduğunu belirterek " İznik inanç turiz- minin merkezi 2000 yılında büyük kutiama- lar yapılacak. CöL 2000 yüına kadar temiz- lenmeli. Dünvanın gözü bu Oçemizin üzerin- de"dedi. zorunlu eğitim tartışması Bakan Sağlam '5 artı3'esoğuk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlan doğrultusunda hükümet tarafından uygulamaya konulması beklenen 8 yıllık zorunlu eğitim uygulamasmda. RP'nin istemi olan ve imam-hatiplerin orta okul bölümlenni korumayı amaçlayan 1 *5arn3''modelıne sıcak bakmadığını bildirdi. DYP Ankara Kadın Kollan temsılcılerinden bakanlık görevindeki çalışmalan nedeniyle plaket alan Mehmet Sağlam, 54. hükümetın de diğer cumhuriyet hükümetleri gibi Atatürk ilkeleri zemininde kurulduğunu söyledi. Sağlam, Milli Eğitim Bakanlığı olarak daima ilenci, çağdaş batı medeniyetine yönelik, Atatürkçü bir çizgide olduklannı söyledi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapımı devam eden yatılı bölge okullannın bu yıl içinde tamamlanacağını belirten Sağlam, "Gelecek öğretim yıhndan itibaren okula gitmeven öğrenci ve öğretmensiz okul kalmayacak. Bunun için gerekli bütün tedbirleri akiık" dedi. Zorunlu eğitimde 8 yıla geçişın altyapının hazırlanmasıyla birlikte gerçekJeşeceğini kaydeden Sağlam. RP sözcülerinin imam hatip liselerinin orta kısımlannın değişiklikten etkılenmemesi için savunduklan "5 arü 3" modeline sıcak bakmadığı mesajmı verdi. Sağlam, bu konudaki sorular üzerine, 8 yıllık zorunlu eğitim konusundaki açıklamalannın net olduğunu belirtti. e-posta : tan (â vol. com. tr BİRİNCİ BÖLÜMDEKİ ÜÇ GÖLDEN İKİSİ KURUDU Insuyu Mağarası tehlikede ANTALYA (AA) - Türkiye'nin en büyük mağaralan arasında yer alan, dünyaca ünlü Insuyu Mağa- rası'nın kuruma tehlikesi ile kar- şı karşıya kaldığı bildinldi. Süleyman Demirel Üniversite- si (SDU) Jeoloji Mühendisliği Bö- lümü'nden öğretim üyesi Dr. Mus- tafa Bozcu. Insuyu Mağarası'nın turizme açık olan birinci bölü- mündeki 3 gölden 2'sinin kurudu- ğunu, birinin ise kurumaya yüz tuttuğunu belirterek şunlan söy- ledi: "Turizme açılmış mağaralan- mızda özellikie de İnsuvıı Mağa- rası'nuı birinci bölümünde bulu- nan 3 gölden 2'si kurumuş. biri ise kurumaya yüz tutmuştur. Buna neden olarak çokyoğun zi\areaer- den ka>naklananısıfarkhhğı ve Çi- ne Ovası'ndan Burdur'a içme su- yunun,dengeli çekiunemesini tah- min etmekte\iz. Buradaki göller- de kuruma ve sulann çekilmesi, içerideki oluşumlann nere- deyse durma aşamasına geldiğini göstermektedir. Insuyu Mağarası'nda insan elinin dcğdiği tahribaüar da var. Hele bir de iklimsel olarak düşünüldüğü zaman, 10-12 yıldır dü- zenli olarak yagmur yağmı\or. kurakhk dönemine girdik." Insuyu Mağarası'nın, Türkiye'de ilk kez turizme açılan mağaralar arasında yer aldığını belirten Dr. Bozcu şöyle de- vam etti: "Mağara içerisine bakır kaUolarla döşenen elekt- Ziyaretçi trafîğj İnsuyu'nu olumsuz etkiliyor. rik sistemi ve anıpullerin oluştur- duğu ısı, mağara içinde hava deği- şimlerine neden oluyor. Bu da du- vaıian karartıyor. Halk özdeyişj De"Beş paralık bakır, koca dağı bo- yar'; bu nedenle ışıklandırma sis- teminde bakır kablolann kesinük- le kullamunaması gerekmektedir. tnsuyu Mağarası içindeki 600 met- re uzunluğundaki ilk böKim üç göl- den oluşurken. ikinci bölümünde tespit edebildiğimiz 6 adet göl var. tkiııci bölünıün uzunluğu ise 1300 metre uzunlugundadırr Türkiye'de mağaracılık araştır- malannın 1950'liyıllardabaşladı- ğını %e ülkenin bu alandaki po- tansıyeline rağmen geç kalındığı- nı ifade eden Dr. Bozcu sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü, dünya- da mağaracılık tarihi 1800'lerin ortalanna kadar gidivor. Ülkemiz- deki mağaralar, birer doğa hari- kası ounalan nedeniyle yabancı mağaracılann çok dikkatini çekiyor. Özellikle Toroslar böl- gesine, her yaz Fransız gnıplar gehnekte ve Türkiye'nin en uzun mağaralanndan olan Pmargözü Mağarası'nda araş- tırma yapmaktadırlar. Biz ise teknik donanım eksikliği yü- zünden hâlâ buraya giremedik. Isparta'nın Yalvaç ilçesinde de yabancı mağaracüar araşurmalannı sürdürüyor. Insuy u Mağarası'nın birinci bölümü vıllarönceturizme açıldığı için bu mağarada yabancılarla ortak bir araşbrmanuz yok." Taksim Kentsel Tasanm Projesı nde hayal kırıklığı Büyükşehir Belediyesi ihaleyi erteledi İstanbul Haber Servisi - RP'lı îstan- bul Büyoikşehir Belediyesi'nın "Taksim Kentsel Tasanm ProjesT için açtığı iha- leye, davet ettıği 7 firmadan üçü katıl- dı. Büyükşehir Belediyesi yetblıleri. iha- leye katılan 3 firmanın avan proje ve detay çalışmalan için verilen sürenin ye- terli olmadığını belirtmesi üzerine iha- lenin ertelendiğinı belirtti. Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan "Taksim Kentsel Tasanm Proje- si" ihalesine, çağnlan 7 grup ve kuru- luştan 3'ünün katılması belediyede ha- yal kınklığı yarattı. Ihaleye sadece Alp Mimarhk, INFRA ve PARSONS katıl- dı. Büyiikşehir Beledıyesi Basın Danış- manlığı'ndan alınan bilgiye göre. Alp Mimarlık, ihaleye katılabilmek için ya- tırması gereken teminatı yatırmadı. Alp Mimarhk ve diğerleri. avan proje ve detay çalışmalar için verilen 120 gün- lük sürenin yeterli olmadığını belirtti. Durumu değerlendiren İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi Encümeni ihaleyi erteledi. thaleye davet edilen ünlü mi- mar Behruz Çinici. dün yaptığı yazılı açıklamada. kişisel kimlik \e inançla- n için ihaleden "vareste" turulmalan- nı kendisi. Altuğ ve Can Çinici adına isteyerek şu görüşlere yer verdi: "Kentinönemli iki meydanuıuı kent- sel tasanmının avan projelerinin, ma- hım kanun maddelerinde pazaıiık usu- lü vöntemivie elde olunmasına vönelik ihalelere çağn -Beledive Encümeni- Za- brt ve Muamelat Müdüriüğü'nün üze- rinde tarih ve sayılan bulunmayan ya- zılan. Gerçekler-doğrular-açıklamalar. Meslek hayatım boyunca mimarlığı- mızca bu tip ihalelere hiçbir surette iş- tirak edilmombjtir. Zira; özeUikle böy- leshıe kent ölçeğüıdeki mekânsal plan- lama ve sanatsal eserlerin maddiyat üze- rine pazaıiık konusu yapılmasının doğ- ru olmayacağı şüphesizdir." thaleye katılan INFRA'nm Malez- valı mimar ortaklannın. îstanbul Mimar- lar Odası'nın sözkonusu proje ihalesi- ne karşı çıktığını öğrenmeleri üzerine, proje ortaklığından çekıldikleri öğrenil- di. SÖYLEŞİ ATTlLÂ İLHAN Gerilim Sarmalı Siyasetçi takımı, en çok neye sinirlenir? Bence, o gerine gerine savurdukları, 'seçim meydanı' gerçekleri var ya, onlann üzerine soru işaretlerinin konulmasına! Üstüne en çok bastıkları nedir? Ül- kelerin kaderini, genel seçimlerle iktidar olan, si- yasi partiler belirlermiş! Fikir olarak elbette bu de- dikleri dogru, doğru da uygulamada keyfiyet ne- dir? Uluslararası 'pratik' bu sözü doğrularmı? Ora- sı biraz karanlıktır. Yazmış mıydım bilmem, Aragon müstehzi bir adamdı; bir söyleşisinde, bön bön, ajans telgraf- lanna göre 'ahkâm kesen' bir sosyalist aydını 'ma- karaya almış'; onun önce dıyalektik metodu kul- lanmasını öğrenmesi, aynı zamanda 'sens politi- que' sahibi olması gerektiğini söylemişti. Peki 'Le sens politique' ne demek oluyor? Onu 'siyasi hassasiyet' diye mi Türkçeye çevireceğiz? Aslın- da kapsamı daha geniş, derinliği daha fazla bir kavram! Belki bir örnekle açıklamalı! Başına geten bilir... Hah, Şili'de olup bitenler, iyi bir örnek: Allende, genel seçimlerle iktidar olmuştu, ama partisi ülkenin kaderini belirleyememiştin Allende'nin ka- derini başkalan ('Sistem1 ) belirlemiştir. Iktidan bo- yunca, başı belâdan kurtulamadı. Uluslararası am- bargo, boykot, işgal, grev, sokak gösterileri, der- ken; halkın genel hoşnutsuzluğunatercüman olan Şili Silâhlı Kuvvetleri, duruma el koydu, onun çe- kilmesini istedi. Allende yürekli adam, kuzu gibi gider mi? Teklifi gözünü kırpmadan reddetti, sila- hı elinde öldü. Oysa 'siyasi hassasiyeti' olan birisi, sağı solu kollasa, üç beş kitap karıştırsa (meselâ, Arman- do Uribe'nin kitabınt, 'Şili'de Amerikan Darbe- si', Bilgi Yayınevi, 1975) Washington'daki birta- kım 'gri adamlann', daha Allende iktidar olduğu yıl, onu devirmek için ne planlar hazırladığını fark edecektir; halk arasında hoşnutsuzluk yaratmak, sonra adım adım bu hoşnutsuzluğu örgütleyip, se- çimle gelmtş demokratik yönetime karşı 'kullanmak', gizli servisleriçin, adeta 'çocuk oyuncağı': Pinoc- het faşizmi, orada böyle iktidar olmuştu. Bence ortalığın tozdan dumandan görünmez ol- duğu hallerde, 'siyasi hassasiyet', 'siyasi diraye- f/n'temeli olmalı, durum değeıiendirilmeleri, soğuk- kanlılıkla veetraflı olarak yapılmalı.Alınız.eski Do- ğu Bloku ülkelerini; en çok da Balkanlar'dakile- ri! Bilmez değilsiniz ya, ilk dağılış şaşkınlığı geçtik- ten sonra, bu ülkelerin birçoğunda sosyalist (eski komünist) partiler iktidara geri döndü; hem de seç- menlerin epeyce büyük bir oy çoğunluğu tarafın- dan desteklenerek! Şimdi ne görüyoruz, ahali so- kaklara dökülmüş, bu iktidarlar aleyhine, gösteri- ler yapıyor. Meselâ Bulgaristan'da, durum böyle! Niçin? Kuşkusuz, 'Sistem'in tercihine uygun, ye- ni bir iktidann oluşabilmesi için! Sizi bilemem ama, ben hoşnutsuzluğun da, hoş- nutsuzluğun gösterileredönüşmesinin de, görün- düğü kadar saf, kendiliğinden ve 'demokratik' ol- duğuna, kolay kolay inanamıyorum. Ne demişler; başına gelen bilir! Çok benzemiyor mu?.. Tansiyonu grttikçe yükselen bir gerilim sarma- lındayız. Media'mızda, şimdiye dek eşine ender rastla- dığımız bir beceri ve atılganlık fırtınası esiyor; üst üste, 'patlatılan' haberler, koalisyonun iki partisi- nin 'altını' oymaktadır: DYP ve Çiller takımına karşı, zincirlemeyolsuzluk dosyaları, 'özeltim' re- zaleti, 'Susurtuk dosyas/'nın uzantılan; Erbakan ve takımına karşı, Müslümanlığı ayağadüşüren Acz- mendiler, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı skan- dalları!.. Bu ifşaat sağanağının, tepkisizliği huy edinmiş 'sessiz çoğunluğumuzu', etkilemediği söylenemez; öyle somut bir infıâl yoğunlaşmaya başladı ki, koalisyon partileri -özellikle RP- 'faba- nını kurtarmak' amacıyla harekete geçti (Sincan Olayı. Taksim Camii vs.), bu da gerilimi tehlikeli bir şekilde tırmandınyor. Dikkat isterim; bu 'ortam', önceden yaşadığı- mız bir 'ortam'dır, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Ey- lül öncesi de, aynı 'sağırlar diyaloğu' ve 'tırma- nan gerilim' özelliklerini taşımaktaydı; o yüzden de iktidann değişmesinde çıkannı gören bazı 'mih- raklann', işçi, öğrenci ve halk arasında provokas- yonlar düzenlemesine; yalnız düzenlemek mi, bu provokasyonlarla gerilimi doruğa çıkarmasına fır- sat ve imkân sağlamıştı. Gidişât çok benziyor. Acaba ondan mı, sağdan olsun, soldan olsun, -ahmakça diyebileceğimiz- o dik, küstah ve kış- kırtıcı, eylem ve tavır koymalann; 'kendiliğinden' (spontane) olup olmadığının, iyice ve etraflıca araştınlması, bana gerekli ve zorunlu görünmek- tedir; bazı bulanık fotoğraflar böylelikle netleştiri- lebilir. Türkiye ile Rusya, Türkiye ile Iran'ın bir- biriyle 'hasım' hatta 'düşman' haline gelmesi, '6/- rilerinin' yararınadır, zaten 'senaryolanna' danildir de ondan! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bikjryay/yazar/ailhan.html