23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAfFA CUMHURİYET 12 MART 1997 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER Washington Enstitüsü'nün bölge uzmanı Alan Makovsky, Türkiye'de bir darbe olasıhğıru Cumhuriyet 'e değerlendirdi 'İslamcılar darbeye direnemez' MAKOVSKY Türkiye uzmanı Makovsky. Aslen Yahudi. Ortadoğu ve Tûrkiye konulannda belki de en sağlam argümanlara sahip kişi. ABD hükümetine verdiği 11 yıllık hizmetin ardından Washington Enstitüsü'ne katılmış. 1993 yılından 1994 mayıs ayına kadar özel Ortadoğu koordinatörii olan ve Tüıkiye'de de yakından tanınan Denis Ross"a özel danışmanlık yaptı. 1992 yılında, Kuzey Irak'taki Kürt nüfusunu korumak için başlatılan Huzur Operasyonu'nda siyasi danışmanlık yaptı. Bu konudaki işbirliği konusunda hükümet görevlisi olarak çalıştı. 1983-1985 yıllan arasında Türk-Yunan ilişkileri, 1985-1988 yıllan arasında Filistin ve Ortadoğu Banş Süreci "çözümleyicisr olarak görev yaptı. Maskovsky 1973'de Yakındoğu çalışmalan ile Princeton Üniversitesi'nden ve 1975'te Michigan Üniversitesi tarih bölümündeki çalışmalanyla bilimsel dereceler elde etti. llgi alanlan arasında Modern Arap Dünyası Tarihi ve Osmanlı Tarihi var. 1978-79 yıllan arasında da Fullbright Bursu kazanıruş. Arapça, tbranice ve Türkçe biliyor. Şu anda Ortadoğu banş sürecinde "çok taraflı görüşmeler" konusunda çalıştığı biliniyor. FUAT KOZLUKLU \VASHINGTON -Yakındoğupolitika- lannın analiz edilmesinde ve oluşturulma- sında son derece önemli bır düşûnce kuru- luşu olan Washington Enstitüsü'nün ünlü uzmanlaruıdan Makovsky, Türkiye'de bir askeri darbe gerçekleştırilmesi durumun- da radıkal islamcılann silahla karşı koyma- yacaklanna inandığını sövledi. Alan Makovsky'nin sorulanrruza verdi- ği yanıtlar özetle şöyle: -ABD darbe istiyormu? -ABD bir darbe ıstemiyor. Ama eğer olursa karşılıklı ortak çıkarlara dayanan pragmatik bir cevap venr. - Clinton yönetimi birdarbeolursane tür bir yaklaşım sergiler? -Burada konuştuğum kışılerden anladı- ğım kadanyla ,ABD yönetimi Türkiye'de bir kriz görmüyor. Fakat Türk Silahlı Kuv- vetleri eğer birkrizgörüyorsa vedarbe şek- linde bir tavır göstenrse, Washıngton'dan haon sayılır bır sempati görecektir. Ata- türk'ün prensiplerini korumaya Türk or- dusu kendi karannı kendi verir, ben TSK'nin bır darbeye yöneldığini sanmı- yorum. - Refahyol hükümetinin işbaşına gekligi Pompalı tüfek yetmez Makovsky'ye göre Refahlılar darbe durumunda eylemlerini sokağa taşısalar bile, 100 bin tane pompalı tüfekleri de olsa tanklara karşı gelemezler. ABP istemiyor ama... ABD'nin darbe istemediğini belirten Makovsky, yine de böyle bir durumda Washington'un pragmatik bir tavır alacağını ve sempatiyle bakabileceğini öne sürüyor. günterde ABD DıştşJeri Bakanhğı'nın söz- cüsü, laiklik konusunda «srartı ohnadıkla- nnı söylemişti. Şimdi ise ısraria laildiğin üzerindeduruvorlar. Aynca Genelkurmay İkind BaşkanıOrgeneraiÇevikBir'in W«s- hington'dan yeşil ışık yakıİması sonucunda sert bir çıkış yapbğı öne sürüldü. Sizce TSK'ye Pentagon'dan sinyal verikü mi? -Türkiye'deki bir sürü laik, başta bizim Refah'ı tuttuğumuzu, görüşlerimizi yete- rince açık ifade etmediğimizi söylediler. Bunun üzerine ABD hükümeti, bu konu- da (laiklik) görüşlerini çok açıklıkla belırt- meihtiyacıhissetti. Nedeni buydu. Yoksa askerlere bir sinyal falan değildi. - Avnıpa'va oranla TSK ABD'den ber zaman daha fazla destek görüyor. -TSK ile ABD Silahlı Kuvvetleri ara- sında çok eskilere dayanan yakın bir ilişki geleneği var. Bütün yakın ilışkilerde oldu- ğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne olduk- ça fazla bir saygı gösteriliyor ve vatanse- ver bir kurum olarak görülüyor. - Rejimi korumak adı alnnda radikal dinci harekeüere karşı bir dartoenin başan şansı nedir ve darbe Türkiye'yi nereye gö- türür? -Radikal dinciler, Silahlı Kuvvetler'e karşı koyabilecek güçte değiller. Eğer kar- şı çıkmaya, direnmeyle kalkışırlarsa sanı- nm bugün geldikleri noktadan on sene ge- riye giderler. Ne olursa olsun, Türkiye'de Cezayir benzeri birdurumun olacağını san- mıyorum, fakat sanıyonım askeri bir dar- be olursa bu Türkiye'nin Avrupa'ya karşı çok ciddi bir kara lekesi olur. -G*çenlenfcW»shingtonPostgazetesm- de Türkiye'nin iç savaşuı eşiğinde okiuğun- dan söz edildi. Bu yönde bir tefalike sezinli- yor musunuz? -Yanılıyor olabilirim ama asla bir iç sa- vaşın olacağına inanmadım. Refahlılar ey- lemlerini sokağa taşısalar bıle, 100 bin ta- ne pompalı tüfek de olsa, askeriyenin tank- lanna karşı gelinebilecek güç olarak gör- müyorum. Kaldı ki, 1980'de asker daha kötüsünü gördü. Ve çabucak üstcsinden geldi. Refah zekı bir parti. Eğer iktidardan indirilırse, ki sanıyorum öyle olacak he- men sokağa çıkıp eyleme başlamayacak- lardır. Bir süreoturup bekleyeceklerdır. Ve muhtemelen de laik hükümetlenn başan- sızlıklarmdan da yararianacaklardır. Refah muhalefette her zaman daha iyi olmuştur. Ordu da bunu biliyor ve hatta Refah'ın mu- halefette kalırsa daha büyük bir güçle ik- tidara gelebilecleğini düşünüyor. Bu da as- kerin karşılaştığı bir ikilem. -W»shington bugün ne tür bir pozisyon- da ve değişik senaryolara naal reaksivon gösterir? -Bugünkü durumhakındaTSK ile ABD arasında yakın görüş-alışverişi ve tartış- malar var. Muhtemelen ABD'nin çeşitli senaryolar karşısında nasıl reaksiyon gös- tereceği konusunda da Türkiye'den ilgi ve merak var. Ancak şunu belirteyim ki, TSK her zaman istediğini yapar ve ben Türk as- kerinin her zaman istediğini yaptığına da Clinton FBFya karşı saldırıya geçti• ABD Başkanı, Çin'in başkanlık seçimlerini etkilemek amacıyla para yardımlannda bulunduğu yolundaki bilgilerin kendisine bildirilmediğini öne sürdü. DışHaberierServisi-ABD Baş- kanı Bill Clinton. Çin'in geçen yıl- ki seçim kampanyası için "yasadı- şı bağış yapmak" istediği sırada Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) bir uyanda bulunduğundan haberi olmadığını açıkladı. Pekin yönetimi de "ABD'deki seçim kampanyalanna harcayacak para- sı olmadığını" bildirdi. Başkan Clinton düzenlediğı ba- sın toplantısında. "Çin'in ABD si- yasetine kanşmak istediği 7 ' yolun- da ortaya atılan ıddıalara değınerek "Eğer doğnıysa bu çok ciddi bir mesetedir. Ancak bu konuda her- hangi bir sonuç çıkarmadan önce FBI'ın tahminlerinin doğru olup oJmadığını araşürmak gerekir. Ön- ce gerçeği bulalım" dedı. FBl'ın Çinli işadamlaruun Clinton'a Pekin hesabuıa yarthm ettiği yolundaki haberkr sdantı yarata. geçen yılki seçim kampanyası sı- rasında 7 kongre üyesini "Çin'in yasadışı bağış yapmaya çabştığı'' yolunda uyardığılcaydedîlmişti. Geçen yılki seçim kampanyası sırasında FBl'ın bu konudaduydu- gu kuşkulardan haberi olmadığını vurgulayan Clinton, FBl'ın kendi- sine habervennesi gerektiğini söy- ledi. Clinton "Böyte bir şeydenbaş- kanm haberi oimahydL Ancak se- çün kampanyası döaeminde kesin- likle bize haber verilmedi'" dedi. Çin'in ABD seçim kampanyası- na bağış yapmak istemesinin yanı sıra, FBl'ın bu konudan doğrudan Başkan Clinton'ı haberdar etme- mesi de VVashington'da büvük van- kı yarattı. Başkan Clinton, FBl'ın kongre üyelerinden durumu kendi- sine bildirmemelerini istediğini, bu nedenle olaydan haberdar edil- mediğini açıkladı. FBI ise kesin- likle böyle bir talimat vermediğini belirtiyor. Washington Post gazetesinde çı- kan bir haberde, ABD'nin Çin po- litikasını yönlendirebilmek ama- cıyla Pekin'in seçim kampanyası sırasında Kongre ve Beyaz Sa- ray'daki bazı politikacalara 2 mil- yon dolar tutannda bağış yapmak istediği öne sürüldü. Çin hüküme- ti ise, dün bir açıklama yaparak "ABD'deki Demokrat Parti'ninse- çjm kampanyalanna yasadışı ba- ğış yaparâk harcayacak denli çok parası oknadığuu'" bildirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cui Tiankai,konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada "Çin geliş- mekte olan bir ülke. Parasını an- cak kendi ekonomik ve toplumsal kalkınmasına harcsyabikr. ABD'- deki siyasi partilerin seçim kam- panyalanna harcavacak paramız vok^dedi tanık oldum. Çok bağımstz ve milliyetçi bir kurum. Öyle ki. Türk ordusu ile ABD or- dusu arasındaki eğitim ve daha bir sürü ko- nularda zaman zaman ciddi anlaşmazlık- larda oluyor. Ve sıkı pazarlıklar yasanıyor. - Sürekh' darbe lafi geçen bir Türkiye'de, askerierin 1980'deki gibi başan sağkyaca- ğına, halkındestekvereceğine inanıyor mu- SUDUZ? -Refah'ın ve laıklerin liderlik sorunun- dan dolayı Türkiye'de çok yüksek bır ge- rilim ve mutsuzluk yasanıyor. Darbenin halk tarafından kabul göreceği izlenimini ediniyorum. ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplurn eğer darbe olursa bu- nu kabullenmez. Özellikle de sokaklarda bir kaos yaşanmadığı sürece, eğer bir dar- be olursa bu. bir kargaşadan kaynaklan- mayan ilk darbe olur. -Re&h'ınMGK'nin20 maddelik karar- lannı imzalamaa tabana nasıl yansr? -Imzalaması bir şey ifade etmez. tmza- laması MGK'nin 20 maddelik kararlannı uygulayacağı anlamına gel- mez. Refah'ın 20 maddelik kararlan uygulayacağma inanmakçok zor. Eğer uygu- larlarsa Refah olmaktan çı- kar ve kımliğını tamamen kaybeder. - Türk demokrasis bu- günkü gerüimi aşabüecek güçte mi? -Türk demokrasisı bu du- rumu bir süre daha kaldıra- bilecek gibi göriinüyor. Şüp- hesiz Refah hükümeti çok büyük derecede gerilim ya- ratmış durumda. Hükümet rejimle uyuşmazlık içinde. TSK, Refah'ın bürokrasiye ve adli kurumlara adamlan- nı yerleştirmesinden kaygı duyuyor. Ben de. Refah' ın askere ve Iran'akarşı tutum- lan daha cesurca olmaya başladı. Bu tür trendler kay- gılandınyor. Ama maalesef bugünkü tablo laiklerin li- derlik eksiğini de daha belır- gin bir şekilde ortaya çıkar- dı. Aralık ayından ben ulu- sal moral de kötü şekilde et- kilenmiş durumda. Sonuç olarak bu Türkiye için 1983 yılından beri en zor, en ger- gin ve en umut kıncı bir dö- nem olma durumunda. Nükleer tesiste patlama TOKYO (AA) - Japonya'nın başkenti Tokyo'nun kuzeydoğusunda bulunan Tokai nükleer yakıt işleme fabrikasında dün bir patlamanın meydana geldiği bildirildi. Pat- lamanın ardından yapılan ölçümlerde radyasyon seviyesinin normal olduğu açıklandı. tbaraki Eyaleti'nde nükleer atıklann geri dönüşümünü sağlayan "Power Reactor and Nuclear Fuel Developpement Corp."ta yerel saatle 20.14'de meydana ge- len patlamada, ölen olmadığı belirtildı reaktörün sahibi olan şirket adına yapılan açıklamada, fabrikada radrasyon se- viyesinin normal olduğu ve bölgeden her- hangi bir tahliyenin de sözkonusu olmadığı bildirildi. Açıklamada, tesiste çalışan 10 kışinin çok küçük miktarda radyasyona maruz kaldığı ve bu kışilerin tedavi altına alındıklan belirtildı. F es l6._JJIuslararası İs geliyor; 1993TEN BERİ 8 HAYVANIN İKİZİ ÜRETİLDİ Dk kopyalaıııa Çîn'de yapdmış ŞANGHAY (AFP) - Çin'de 1993 yılından bu yana, cenin hücreleri kullanılarak sekiz hayvanın kopyalandığı büdi- rildi. Çin Tanm Bilimleri Aka- demisi bilim adamlanndan Ju Yuding, Çin'deki kopyalama deneyleri çerçevesinde cenin hücreleri kullanılarak tavşan, domuz, keçi ve boğa kopya- landığınıbelirtti. îlkkopyala- nan hayvanın bir tavşan oldu- ğunu söyleyen Yuding, son olarak bir yıl önce bir boğayı kopyaladıklannı bildirdi. So- nuçlann teknik dergilerde ya- yımlandığını belirten b^lim adamı, deney sonuçlan Sin- hua haber ajansı tarafından yayımlanmadığı için çok az kişinin olaya ilişkin bilgisi ol- • Çinli bilim adamlannın cenin hücreleri kullanarak tavşan, domuz, keçi ve boğa kopyaladıklan bildirildi. duğunu söyledi. 62 yaşındaki türleri yetiştirmek olarak açık- Ju, hükümetin Pekin'de 5 yıl boyunca yürütülen gizli proje- ye 120 bin dolardan fazla pa- ra sağladığını bildirdi. Ju, araştırmaya parasızlık ve dü- şük başan oranı nedeniyle son verildiğini dile getirdı. in. "Koyun kopyalamanın ku- ramsal degeri Çin'deki araş- nrmadan yüksek ama geniş bir u\gulama\a geçilmesi za- man alacakür" dedı. Devlet Bıyoloji Araştırma Merkezi'nden Şu ŞinglaL hü- kümet tarafından desteklenen projenin amacını, üreme yete- neği yüksek daha iyi hayvan ladı. Iskoçya'da olgun meme hücresi kullanılarak kopyala- nan koyuna da değinen Şing- laı, araştırmalannın, büyük bir bilimsel atılım olan koyun kopyalaması kadar önemli ol- madığını, araştırmalannın de- ğerinin tüp bebek deneylerine eşdeğerolduğunu söyledi. Şu, Ç in 'dekopyalama deneylerine başladıklannda insan kopya- lamayı akıllanna getinnedik- lerini ama başanyla sonuçla- nan koyun kopyalama deneyi- nın ardından bunun olabilirli- ğini düşünmeye başladıklan- nı söyledi. Jiri Menzel de İstanburda... Luis Buhuel, Krzysztof Kieslowski, Fransız Sineması, kadın yönetmenlerden ve Amerikan Bağımsız Sineması* ndan çarpıcı örnekler! 18 bölümde, 35 ülkeden, 135 filmle göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçecek 16 gün. İşi şansa bırakmayın, kapıda kalmayın... Rezervasyon formları 12 Mart Çarşamba gününden itibaren AKM, Emek, Fitaş I, 3, 5 ve Reks Sinemaları gişelerinde... Rezervasyon: 15-17 Mart günleri, 10:00 - 19:00 arasında AKM Ön Fuayesi'nde Bilet Ücretleri: Tam 600.000.-TL, öğrenci ile 65 yaş ve üzeri 400.000.-TL Bu ilan Cumhuriyet gazetesinin katkılanyla ya/ınlanmıştır. Kurumsal Sponsorlar & EMLAK BANKASI IIM V MARMARA 1 S T AN Bli L V RENAULT Festival Sponsoru 29 MART- 13 NİSAN 1997 İSTANBUI 16. ULUSLARARASI « Z İSTANBUL. . VAKFI FILM FESTIUALI ABD-TÜRKTVE Clinton dikkatle izliyor WASHBSGTON(Cumhu- riyet) - Türkiye, mevcut reji- min korunması konusunda neler yapılabileceğini. radi- kal dinci hareketlerin devlet yönetimini ele geçirmesi du- rumundaordunun devreye gi- rip girmeyeceğini tartışırken bir yandan da "ABD'nin tav- nnınneotaca^nı" merak edi- yor. Türkiye'de laik ve demok- ratik rejıme yönelik tehditler- den endişe duyan ABD yö- netimi. gelişmeleri Anka- ra'daki büyükelçilik görevli- leri ile Ç1A uzmanlannın ha- zırladığı raporlar çerçevesin- de değerlendiriyor. BİT yetki- li, Washington'un, Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nm kurmay- lanyla "sörekü temas haHn- de" olduğunu belirterek "Bu- nun gjzti bir yanıyok" diyor. ABD Başkan Bül CTinton'a güne başlarken dünyadaki önemli gelişmeler hakkında brifing verildiğini belirten yönetime yakın bir kaynak "Son iki a>du* hemen henten her gün düzenliolarak Türki- ye hakkında başkana özel ve aynnolı bügi sunukhığunu" söyledi. Aynı kaynak, ulusal güvenlik danışmanlannm da Çlinton'la Türkiye hakkında iki kez toplantı yaptıklannı kaydetti. Türkiye'deki siyasi geliş- meleri şimdilik "bir krizma- saa" oluşturmadan izledikle- rini ifade eden ABD'H bir yetkili. Türkiye'nin içinde bulunduğu çalkantıyı aşması için demokratik yoldan çözü- mün arzulandığını özellikle belirtiyor. Aynı kaynak, bu yaklaşıma karşın Clinton yönetiminin mevcut rejimin değişmemesi ve istikrann bölgesel çıkarla- n tehdit eder hale gelmcmesi için askerlere "destek verece- ğmi" de açıkca vurguluyor ve şöyle konuşuyor:"Türkiye, tarihinde yaşadıgı krizferin en kriti^yte karşı kaı-şıya.Refim Partisi'nin bugünkü gücfin- den ziyade giderek güçkncn ve devlet kadrolanna yerleş- mesi ürkütüvorf IŞBASIN Türkiye ile ış yapmak Geçenlerde New York'a gelen üst düzey bir Türk subayı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne(AB) kabul edilmemesi durumunda NATO'nun doğuya genişlemesinin veto edileceği uyansmda bulunmuştu. Bu tehdidin bir blöf olduğu ortada ama bir yandan da Türkiye'nin kendi uluslararası gündemi olduğunu ve ABD'ye bağımlı olmadığını göstermeyi hedeflediğini ortaya koyuyor. Ankara'daki bu değişim, ABD ile Türkiye'nin yakın gelecekte bir anlaşmazlık yaşayacağı anlamına gelmese de yapıcı ilışkilerin yürütülebilmesi açısından her iki ülkenin de dikkatli davranması gerektiği ortada. Türkiye'nin yeni hükümeti Avrupa'nın bir parçası olmak istıyor. Ama Güneydoğu'da süregelen çatışma bitmedikçe Ankara'nın Avrupa Bırliğıne üyelik başvurusu kabul edilmemelıdır. Ama diğer taraftan, Yunanistan'm Türk düşmanlığı ve Avrupa devietlerinin tslam karşıtı önyargılan Türkiye'nin yolunu tıkıyor. Ankara, tsrail ile Arap komşulannın arasındaki banş sürecini desteklemeyi sürdürmeli, Irak'a yönelik Birleşmiş Milletler yaptınmlannı uygulamalı ve lran'ın terör ihraç etmesini önleme çabalanna katılmalıdır. Bu koşullann yerine getirilmesi dunımunda Washington Erbakan hükümeti ile yapıcı ilişkiler içinde girebilir. (10 mart 1997) Sorunlardankaçınmak İSTANBUL MINKUl KITMITUI BORSASI ABD Devlet Başkanı Bfll Clinton geçen cuma günü düzenlediği basın toplantısında. seçim kampanyası finansmanı üzerine kimsenin karşı çıkmayacağı ve herkesin bildiği çok genel şeylere değindi. Sorulara kaçamak yanıtlar verdi ve bazı suçlamalan yalanladı. Clinton. seçim kampanyasına yapılan bağışlan meşru buluyOT. "Siyasetçifer ve bağış yapanlar arasjndaki işlemlerin doğası gereği kuşkulu olduğuna inanmıvorsaniA ki ben inanmryorum" demeyi ihmal etmiyor. Bu da "Bağışın her türlüsüne karşı değilseniz yabıızca bana yapüan bağışlara nasıl karşı olursunuz" anlamına gelıyor. Clinton, kampanyasına ve Demokratik Ulusal Komite'ye yapılan bütün bağışlann yasal olduğuna inanıyor ve hükümet politikasını yalnızca bir bağış nedeniyle değiştirdiğini kimsenin kanıtlayamayacagını söylüyor. Basın toplantısında Clinton'a güç anlar yaşatan sorulardan biri de 1995 yılında Hffiary Clinton'ın yardımcısı Margaret WlHams'a Beyaz Saray'daki ofisindeyken Demokratik Ulusal Komite için 50 bin dolarlık bir çek veren işadamı Johnny Chung ile ilgili soruydu. Chung, yabancı bir ülke için çalışan yasadışı bir kampanya destekçisi de olabilirdi. Chung, seçim kampanyası döneminde elli kez Beyaz Saray'a girip çıktı. Clinton, bunu Beyaz Saray'a giriş çıkışlan düzenleyen kurallann yetersizliğine bağlarken yönetimden bir kişinin güvenlik elemanlanna Ğhung'm içeri alınması emrini verdiği apaçık ortada. (10 mart 1997)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear