Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 MART1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
W9 •
Universiteler tepkiliÖğretim elemanlan, laik ve demokratik Türkiye'nin ödünsüz savunuculan olarak
demokratikleşme yolunda atılacak her adımın yanmda olacaklannı açıkladılar
İZMİR (Cumhuriyet Ege BÜFOSU) -
Çeşitli üniversitelenn öğretim üyeleri
derneklen. "laik ve demokratik Türlri-
ve'nin ödünsüz savunuculan olarak de-
mokratikleşme yolunda atılacak her adı-
mın yanında olacaklannı" bıldırdiler.
"Dine dayalı devlet sistemi kurma giri-
jûnlerine, her türlü dikta özlemlerine,
YÖK Vasası'nı daha da kötüleştirecek
değişikliktasansına,üniversitelerdeki si-
yasi kadrolaşmaya ve yeniden başlatıl-
mak istenen öğrenci çatişmalannar
kar-
şı olduklannı açıkJayan öğretim eleman-
lan, 3 mart pazartesi günü akademik giy-
sileriyle Anıtkabir'de Atatürk'ün mane-
vi huzuruna çıkacaklar.
Öğretim Elemanlan Sendikası, Üni-
versite Öğretim Üyeleri Derneğj ile OD-
TÜ, Gazi. Akdeniz, Hacettepe Universi-
tesi Beytepe Kampusu öğretim üyeleri
dernekleri tarafından yapılan ortak yazı-
lı açıkJamada, 3 Mart 1924 tarihınin hi-
lafetin kaldınldığı, Şer'iye ve Evkaf Ve-
kaleti'nin kapaüldığı ve Tevhid-i Tedri-
sat Kanunu'nun çıkanldığı gün olduğu
hatırlatıldı.
AçıkJamada, '"Buyasalarladinsiyaset-
ten anndınlmış. kişi vicdanında olması
gereken yere oturtulmuş, devlet laik te-
mellerine kavuşmuş. siyasal sistemin de-
mokratikleşmesinin yolu açümıştir" de-
nildi.
3 Mart 1997 Pazartesi günü saat
10.30'da, "laik ve demokratik bir Türld-
ye için, özerk bir üniversite için" Anıtka-
bir'de buluşulma çağnsmın yapıldığı
açıklamada şöyle denildi:
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na göre
Şer'iye ve EvkafVekaleti' nce wya özel va-
kıflarca yönetilen bütün medrese ve okul-
lar Milli Eğitim Bakanlığı'na devredil-
miş, din adamı yetiştirmek üzere meslek
okulian açılması yetkisi Milli Eğitim Ba-
kanlığı'na verilmiştir. Böylelikle, dini eği-
timdeki başıboşluğun önüne geçilmesi de
amaçlanmışör. Ancak. dini siyasetin mal-
zemesi haline getiren hükümetler. cum-
huriyet devrimlerinin kazandırdjğı eği-
tim biriiğinin ortadan kaJdınlmasına y-
ol açmış ve Türkiye'yi bugûn laik düze-
nin tarüşıklığı karanlık noktaya getirmiş-
tir. Dûı ve deviet otoritesinin tek bir erk-
te toplanmasının kişi hak ve özgüriükle-
rini ortadan kaldırdığınj tarih ve bugün
çeşitli ulkeierde yaşananlar bize açıkça
göstermektedir."
'Laiklik olmadan bilim olmaz'
Üniversite öğretim elemanlannın.
genç cumhuriyetin kendilerine armağan
ettiği laik ve demokratik düzenin bılin-
ci olduğunun vıırgulandığı açıklamada
şu görüşe yer verildi:
u
Laiklik olmadan demokrasi ve biiim
olmaz; demokrasi olmadan laikiik boş
bir kavram olmaktan başka bir şey ifade
etmez. Laikiik ve demokrasi olmadan
üniversitenin özerkliğinden söz edilemez,
üniversite özerk olmadıkça bilimsel Uer-
leme olmaz."
Üniversite öğretim elemanlannın, "di-
ne dayalı bir devlet sistemi kurma giri-
şimlerine; ülkemizi baskıcı rejimlerin ba-
tağına götürecek her türlü dikta özlem-
lerine: sekizyıllıktemel eğitim uygulama-
sının sürekli ertelenmesine; üniversitete-
ri siyasal iktidaıiann güdümüne soka-
cak her türlü yasal düzeniemelere ve bu
çerçevede aşırı merkezivetçi ve antide-
mokratik VOK Vasası'nı daha da kötü-
leştirecek değişiklik tasansına; üniversi-
telerdeki siyasi kadrolaşma girişimleri-
ne; ünrversiteierde yeniden başlatılmak
istenen öğrenci çanşmalanna" karşı ol-
dukJan kaydedildi.
Karamahmutoğlu'na tepki
'İddia hedef
göstermedir'tstanbul Haber Servisi - ts-
tanbul Üniversıtesf ndemey-
dana gelen faşist ve gerici
saldından sonra Ülkü Ocak-
lan Genel Başkanı Azmi Ka-
ramahrnutoğhfnun ortaya
attığı iddialara, üniversite
yöneticileri ve öğretim üye-
leri sert tepki gösterdi. Istan-
bul Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Bülent Berkarda,
"Gerek aşın sağdan. gerekse
aşın soldan yönetime ve baa
öğretim üyelerine yönelen kJ-
diaiann gerçekle Uişkisi yok-
tur" dedi.
Istanbul Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Bülent Berkar-
da, tstanbul Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. AyseJÇdikei, Siyasal Bil-
giler Fakültesi Yönetim Ku-
rulu, Üniversite Öğretim
Üyeleri Derneği 2. Başkanı
Prof. Dr. Kadir Erdin dün
ayn ayn yaptıklan yazılı
açıklamalarda, Karamahmu-
toğlu'nun iddialannı yalan-
ladılar. Rektör Bülent Ber-
karda, militan gruplann ger-
çekte üniversiteyle ilgisi ol-
mayan bahanelerle huzuru
bozduğunu. öğretim ve eği-
timi engelleyerek anarşik bir
ortam yaratmaya çalıştıkla-
nnı vurguladıgı açıklamasın-
da şunlan söyledi • "Ban öğ-
retim üyelerine yönelen iddi-
alann gerçekle Uişkisi yoktur.
Bizler tarafsız ve demokratik
bir yaklaşımla öğretim ve eği-
timin en iyi şeküde yüriitül-
mesine çahşmaktayız. Ama-
cımızüniversitede suç oluştu-
racak hareketleri güvenlik
kuvvederinin de yardımıyla
önlemek ve akademik çahş-
manın devamını sağlamak-
ÎHukuk Fakültesi Dekanı
Pfbf. Dr. Aysel Çelikel, öğre-
tim üyelerine yönelen asılsız
suçlamalar ve gözdağı ver-
meginşimleri karşısında de-
rin kaygı ve üzüntü duyduk-
lannı belirtti. Çelikel, açıkla-
masında şunlan vurguladı:
"Bu iddialaru yalnız öğre-
tim üyelerimlan şahsına bağ-
b değii. fakültemi/e yapılmış
haksız bir tecavüz olarak ni-
telendiriyorum. Ortaya ati-
lan iddiaiar tamamıyîa ger-
çekdtşKhr."
Siyasal Bilgiler Fakültesi
Yönetim Kurulu adına yapı-
lan yazılı açıklamada da fa-
kültelerinin dekanı ve öğre-
tim üyesine yönelik iddiala-
nn gerçekle uzaktan yakın-
dan bir ilişkisi olmadığı vur-
gulandı. Iddialan destekleye-
cek en küçük bir kanıtın da
olmadığı belirtılen açıklama-
da, "İddialann bem zaman-
laması hem de içeriği bakı-
mından üniversitede olaylan
tirmandırma ve huzursuzlu-
ğu artbrma gibi gerçekJeşti-
rilmesi olanaksı/ bir siyasal
amaç gütmektedir" denildi.
tddialann aynı zamanda bir
tehdit ve hedef gösterme ni-
telıği taşıdığına da dikkat çe-
kilen açıklamada şu görüşle-
re yer verildi: "Bugünden iti-
baren dekanınuz ve ilgili öğ-
retim üyemizin can güvenliği-
ne yönelik heniangi bir giri-
şimin tahrikçilerinin. gerçek-
le ilişkisi olmayan bu iddiala-
n ileri süren kesimler oldu-
ğunu ilan eder. yasal haklann
korunması için yargıya baş-
vunılacağuu kamuoyunadu-
yurunız."
Üniversite Öğretim Üye-
leri Derneği de konuyla ilgi-
li bir açıklama yaptı. Ikinci
Başkan Prof. Dr. Kadir Er-
din imzasıyla yapılan açıkla-
mada şöyle denildi: "Tü-
müyle gerceğe aylan bu iddi-
aiar aynı zamanda bir tehdit
ve hedef gösterme nheliğin-
dedir. Bugünden itibaren is-
mi geçen öğretim üyderinin
can güvenliğine yönelik her-
hangi bir girişim olursa tah-
rikçiler şimdiden belli olmuş-
tur. İtham edilen öğretim üye-
leri yargıya basvuracak veya-
sal haklannı sonuna kadar
kullanacaklardır."
Haber ajansı oluşturulacak
Anadolu TV'lerinden
ortak proje hazırlığı
ANKARA (Cumhuriyet
1
Bürosu) - Tüm Radyo-Tele-
vizyon Yayıncılan Birlıği
; (TURTEB) üyesi yerel tele-
.' vizyon ve radyolann, Yurtnet
i şirteti ile işbirliği ıçerisinde
i yapacağı ortak yayının 10
; güıe kadar başlayacagı bil-
| diridi. 18 saat ortak yayınve
j 6 sat de yerel yayın yapılma-
> sı cngörülen proje kapsamın-
i da i'iT de haber ajansı oluştu-
! rulnası planlanıyor. Yurtnet
! tanfrndanAnkara'da yapılan
; toplantıda sorunlannı tartı-
ş£iryerel yayıncılar, ortak çö-
zûnler geliştirme yolunda
• admlar attılar.
T
erel televizyonlann top-
! lanısında konuşan Devlet
Baanı Namık Kemal Zey-
beL "tnsanlık tarihinin ya-
şsnağı en büyük devrimi. bil-
gi v iletişim çagını yaşıyoruz.
Bugelişmevi sağlayan iküm
denokrasidir. Türkiye'nin en
bii ük eksikliği de demokra-
SMİki cksiklerdirr
dedi.
"oplantıda, ıki yıl önce ya-
pMİn düzenlemelerde her
kette sadece bir TV'ye izin
vcJmesi, yerel kanallara fre-
k a s tahsisinin hâlâ yapılma-
rrmı olması, kredı almakta ya-
şa»nn güçlükler ve yerel ma-
k^ılann baskılan üzerinde
d«_uldu. Yerel yayıncılar,
yayın yapan özel TV
kanallanna verdikJeri haber-
lerin karşılığını alamamak-
tan da yakındılar. Yurtnet
Başkanı Osman Ataman'ın
yönettiği panelde söz alan
projenin danışmanı Ardan
Zentürk Türkiye'nin "sar-
malandığı sanaî haberler"e
alternatif bir haber yapılan-
ması içerisınde olduklannı
söyledi. Zentürk tüm yerel
TV'lerin katılacağı bir haber
ha\oızu oluşturulacağını be-
lirtti.
Hastanede tedavisi devam eden Füsun Ay göreve gelmediği için sürüldü
Hasta öğretmene sürgün
GÜLÇİNtLCİ
BURDUR - Karaçal Köyü llko-
kulu Öğretmeni Füsun Ay, hastane-
de tedavisi sürerken "görevegelme-
diği'' gerekçesiyle Ağlasun ilçesine
bağlı Çanaklı Köyü'ne sürüldü.
Milli Eğitim Müdürlüğü'nce sür-
gün öğretmene 1/30 oranında ay-
lıktan kesme cezası da verildi. Eği-
tim-Sen Burdur Şubesi Başkanı Yu-
suf Akça. "Sürgünün gerekçesi, öğ-
retmen Füsun Ay'ın Eğitim-Sen
üyesi olmasıdır'* dedi.
Karaçal Köyü ilkokulu Öğretme-
ni Füsun Ay, 25.10.1996 tarihinde
Burdur Devlet Hastanesi'ne sevk
yaptırdı. Başhekimliğin 8405 no'lu
protokolüyle Kulak Burun Boğaz
Polikliniği'ne başvuran Ay'ın
1.11.1996 tarihine kadar ayakta te-
davisine karar verildi.
30.10.1996 tarihinde Burdur Ve-
rem Savaş Dispanseri'ne de kayıt
yaptıran Ay'a tüberküloz deri testi
yapıldı, dispanserden yapılan çağ-
nyla 1.1.1996'da PPD ölçümü yine-
lendi.
Milli Eğitim Müdürlüğü, tedavı
ve tetkilderin başlangıcından duru-
mu okul müdürlüğüne bildiren ve
gördüğü tedaviyi Burdur Devlet
Hastanesi Başhekimliği'nin 404,
Verem Savaş Dispanseri'nin 12 sa-
yılı raporlanyla kanıtlayan öğret-
meni, iki gün göreve gelmediği ge-
rekçesiyle açtığı soruşturmada suç-
lu bularak cezalandırdı.
Burdur Milli Eğitim Müdürlü-
ğü'nün "muhakkik teklifi"ne da-
yandınlan 28.1.1997 tarihli, 115 sa-
yılı bildıriminde, "Soruşturmados-
yasmda isnat edilen'30-31.10.1996
tarihlerinde iki gün göreve gelme-
diğiniz' suçu subuta erdiğinden, du-
nımunuza uyan 657 sayılı Devlet
Memuıian Kanunu'nun verdigi
yetkiye dayanılarak, aynı kanunun
125. maddesinin c/b fıkrasına göre
brüt ay lığınızdan 1/30 oranında ke-
siünek kaydı ile ayhktan kesme ce-
zasıyla tecziye ediyorum" denildi.
6.2.1997 tarihli. 290 sayılı işlem-
le de Ağlasun'un Çanaklı Köyü ll-
kokulu'na sürülen öğretmene^ Mil-
li Eğitim Müdürü Ramazan Ozgü-
leç'in imzasıyla gönderilen ayhk-
tan kesme cezası bildinminde. bun-
dan böyle "bu tür davranışlardan"
kaçınması ricasında da bulunuldu.
Sürgüne kmama
Sevkli öğretmen Füsun Ay'ın
ayakta tetkik ve tedavisi sürerken
sürulmesi ve maaştan kesme ceza-
sı ile cezalandınlmasını kınayan
Eğitım-Sen Burdur Şubesi Başka-
nı Yusuf Akça, "Öğretmenınörgüt-
lü olmasını hazmedemiyoıiar. Ba-
hane anyortar. Füsun Ay'uı sürgün-
le cezalandırrimasımn gerçek nede-
ni, sendika üyesi olmasıdır. Milli
Bğitim Müdürlüğü'nün muhakkik
teklifine dayandırdığı gerekçe düz-
mece ve hukuk dışıdır" dıye konuş-
tu.
Beyazrt Camii'nden çıkan ve Büyük Birlik Partisi'ne (BBP) yakınhğıyla bilinen Nizam-ı Âlem Ocaklan'na üye yakJaşık 100 kişi ünher-
sitedeki ve Doğu 1 ürkistan'daki olaylarla ilgili olarak Beyazıt Mevdam'nda gösteri yapmak istedi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Poiisgösteriyeizjn vermeditstanbui Haber Servisi - Istanbul Üniversi-
tesi "nde geçen salı günü 19 öğrencinin yara-
landığı faşist saldınyı protesto etmek amacıy-
la gösteri düzenlemek isteyen üniversite öğ-
rencilerinden 15'i gözaltına alındı. Polis, Be-
yazıt Camii'nden cuma namazından sonra
tekbir getirerek çıkan ve BBP'ye yakınhğıy-
la bilinen Nizam-ı Âlem Ocaklan'ndanda 10
kişiyi gözaltına aldı.
İstanbul Valiliği'nin, son günlerde üniver-
sitelerde yaşanan olaylan protesto etmek is-
teyen öğrencilerin dün yapacağı gösteriye izin
vermeyeceğini açıklamasının ardından Beya-
zıt Meydanf nda yoğun güvenlik önlemi alın-
dı. Yüzlerce polis ve panzerler hazır bekler-
ken, olay çıkması durumunda gözaltına alı-
nanlan götürmek için belediye otobüsleri de
Beyazıt Meydanf na getirildi.
Istanbul Ûniversiteleri Öğrenci Koordinas-
yonu'na bağlı öğrenciler ve Emek Gençliği
Grubu'nun eyleme katılmaktan son anda vaz-
geçmesi üzerine Üniversitelı Öğrencıler Plat-
fonmu (ÜÖP) üyesi yaklaşık 100 öğrenci sa-
at 12.30 sıralannda meydanda toplanmaya
• Polis, tstanbul Üniversitesi'ndeki
faşist saldınyı protesto etmek isteyen
15 öğrenci ile cuma namazından sonra
Beyazıt Camii'nden tekbir getirerek
çıkan ve BBP'ye yakınhğıyla bilinen
Nizam-ı Âlem Ocaklan'ndan 10
göstericiyi gözaltına aldı.
başladı. Istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı
Hüseyin ArpacTmn "GÖsteri izni yok. dağılın"
uyansına rağmen öğrenciler alkışlarla yürü-
meye başladı. "Susma sustukça sıra sana ge-
leçek", "Türkiye Çattı'lara kalmayacak" ve
"Oğrenciyiz, haklıv ız. kazanacağız"' sloganla-
nnı atan grup, "Öğrenciler hapiste, çeteler
Meclis'te" pankartı açtı. Çevik kuvvet polıs-
leri, Vezneciler'e doğru yürümek isteyen gru-
bu takıp edince öğrenciler dağılarak kaçma-
ya başladı. Polis. yürüyüş yapan gruptan özel-
likle pankart taşıyanlann da aralannda bulun-
duğu 15 kişiyi gözaltına alarak belediye oto-
büsüne bindirdi.
Eylemden sonra basın mensuplannı yanı-
na çağıran terörle mücadeleden sorumlu Is-
tanbul Emniyet Müdür YardımcısıReşat AJtay
ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Atilla Çı-
nar. gazetecilenn kendi çalışmalanna engel
olduğunu öne sürerek "Biz basın mensupla-
nyla karşı karşıya gelmek istemiyoruz, ancak
sürekli topluluğun içine girerek iş yapmamıza
engel oluyorsunuz. Biraz daha dikkatli ve du-
yarlı olun" diye konuştular.
Nizam-ı .\lemciler'e de gözaltı
Öğrencilerin polis tarafından dağıtılmasın-
dan sonra Beyazıt Camii'nden çıkan ve Bü-
yük Birlik Partisi'ne (BBP) yakmlığıyla bili-
nen Nizam-ı Âlem Ocaklan'na üye yaklaşık
100 kişi üniversitedeki ve Doğu Türkistan'da-
ki olaylarla ilgili olarak Beyazıt Meydanf nda
gösteri yapmak istedi. Polisin 'dağıkn'
uyansını dinlemeyen ve slogan atmaya devam
eden Nizam-ı Âlem'cilerden 10 kişi, tstanbul
Emniyet Müdür Yardımcısı Reşat Altay'ın
" Yeter artık. çok oldu bunlar. Pankart taşıy an-
lan toplayın" sözlennden sonra gözaltına alın-
dılar.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Cumhuriyet ve Demokrasi
Toplumsal yaşamımızdaki "kavram kargaşası"
her şeye karşın devam ediyor. Aralannda benim de
bulunduğum çok sayıdayazar, belli kavramlan net-
leştirmek içtn ne denli uğraşırsa uğraşsın, kimi kav-
ramlar bir türiü yerli yerine oturmuyor.
Bu sütunda yıllardan beri en sık yenilediğim kav-
ramlar, "laiklik", "demokrasi" ve "cumhuriyet" kav-
ramlandır. Bunlann tanımlannı yüzlerce kez yaptım.
Neden karıştmldıklannı anlattım, kanştırılmamala-
n için ne yapılması gerektiğinin üzerinde durdum.
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyorduk. Laf
arasında dehşetle fark ertim ki, cumhuriyet ve de-
mokrasi kavramlarını karıştınyor. "Aman" dedim,
"Ne yapıyorsun ? Hiç bu kavramlar karıştınlır mı?".
Işin doğrusunu anlattım elbette. "Peki bunlan
neden yazmtyorsun" diye sormaz mı?
"Yahu bunlan yüzlerce kezyazdım " dedim. "De-
mek ki, benim gözümden kaçmış ya da unutmu-
şum" dedi, "Üşenme, otur bir kez daha yaz".
Doğrusu bu iş, üşenilecek bir iş değü. Ve kimi
okurlarımı bıktırmanın riskini de göze alarak, cum-
huriyet ve demokrasi kavramlarını bir kez daha kı-
saca ele almak istıyorum. (*)
Kavram olarak demokrasi sözcüğü. cumhuriyet-
ten daha eski bir sözcüktür. Eski Yunancada halk
anlamına gelen "demos" ve yönetim anlamına ge-
len "foafos"sözcüklerinin birteşmesinden meyda-
na gelmiştir ve en eski biçimiyle, "demoskratos"
"halkm yönetimi" demektir.
Cumhuriyet sözcüğü ise, Latince kökenli bir söz-
cüktür ve Romalılar döneminden kalmadır. "Halka
ait" anlamına gelen "Res Publica" sözcüklerınin
birleşmesinden oluşmuştur. Türkçede kullandığı-
mız "cumhuriyet" sözcüğü ise, Arapça kökenli bir
sözcüktür ve "cumhur" sözcüğü, çok farklı anlam-
lannın yanı sıra, "yığın, halk yığını" anlamına gel-
mektedir. Zaten bizdeki kanşıklık biraz da "cum-
huriyet" sözcüğünün, bu anlamından kaynaklan-
maktadır.
Şöyle ki; bir tarafta "halkm yönetimi" demek olan
"demokrasi", öbür tarafta "yığınlann yönetimi" an-
lamına çekilebilecek "cumhuriyet"...
Fakat bu yaklaşım çok yanlış bir yaklaşımdır ve
yaşam da bunu doğrulamamaktadır. Aslında her
cumhuriyet demokrasi olmadığı gibi, her demok-
rasi de cumhuriyet değildir.
Hatta günümüz dünyastna baktığımız zaman,
özellikle Avrupa'nın köklü demokrasilerinin büyük
bir çoğunluğunun cumhuriyet olmadtğı, tam tersi-
ne biçimsel de olsa "monarşi rejimleri" olduğunu
görüyoruz. ömeğin Ingiltere, Belçika, Hollanda, Is-
veç, Norveç, Danimarka vs.
Buna karşılık dünya üzenndeki cumhuriyetler-
den büyük bir bölümünün demokrasiyle falan ilgi-
si yoktur. Örneğin Doğu Avrupa'da, şimdi çökmüş
bulunan "halk cumhuriyetlerinin" demokrasiyle il-
gisi olmadığı gibi, Orta ve Latin Amerika'daki tüm
diktatörlük yönetimleri, kendilerine cumhuriyet adı-
nı verebilmektedirler. Aynı biçimde Iran Islam Cum-
huriyeti'nin de demokrasiyle uzaktan yakından bir
ilgisi bulunmamaktadır.
Bu iki kavramı bırbirınden ayırabilmek için, net bir
biçimde tanımlamak gerekir. Fakat demokrasiyi ta-
nımlamak kolay değildir. Zira yüzyıllar boyunca,
farklı başlangıç noktalanndan yola çıkarak çok fara
tı demokrasi tanımlan yapılmıştır. Ve ışin ilginç ya-
nı, bu tanımlardan büyük bir bölümü doğrudur. An-
cak şu kadannı söyleyeyim ki; demokrasinin isim
babalığı onurunu taşıyan Atına demokrasisınin, gü-
nümüz demokrasi anlayışıyla bir ilgisi yoktur. Top-
lumun çok ufak bir azınlığı için söz konusudur YB
ağırlıklı bir biçimde "kura"ya dayanır. ;
Ben demokrasiyi şöyle tanımlıyorum: "Demok-
rasi, bir toplumda insanlann kendilerini ilgilendirep
ya da ilgilendirebilecek olan konularda, karariann
oluşum sürecine katılımlandır." Yani bence demok-
rasi tek sözcükle bile tanımlanır: "Katılım." •
Demokrasinin böyle çok farklı biçimlerde tanırri-
lanabılmesıne karşın, cumhuriyeti tanımlamak çok
kolaydır. "Monarşik olmayan tüm rejımler cumhu-
riyet olarak isimlendırilebilir" dersek, yanlış bir tâ-
nımlamayapmış olmayız. Fakat sorun, bu cumhu-
riyetin niteliğinin anlatılmasında ya da anlaşılmasıri-
dadır. ;
Gerçekten bir cumhuriyet; demokratik midir, tq-
taliter midir, din temeline göre mi yönetılmektedir
vb.gibisinden sorulan yanıtlamak kimi zaman scj-
run olabilmektedir. Ancak her ne olursa olsun, mo-
narşik olmayan tüm rejimler cumhuriyet olarak
isimlendirilebilir. '
Burada iki satırla monarşi üzerinde de durmak
gerekir. Monarşi; bir ülkede yönetimin, aynı hane-
dan içinde, birbirine devredilerek sürdürülmesidir.
Kimi zaman babadan oğula, kimi zaman babadah
kıza, kimi zaman hanedan ıçindeki en yaşlı üyeye
yönetim geçer. Bu devir işlemi "hanedan yasatâ-
nyla" belirtenmiştır. Monarşinin niteliğini anlamak
için de, monarkın yetkilerinin sınınna bakılır. Kirrji
zaman "mutlak" bir monarşi söz konusu otabtljr
(Suudi Arabistan vb.), kimi zaman da "meşruti" bjr
monarşi (Osmanlı'nın son dönemi). Ama günümüz
Avrupa monarşilerinde monarklann hemen hıçbjr
yetkisi kalmamıştır. Müzelik ve turistik özelliklere
sahiptirler. Bunlara da "demokratik monarşi" adt-
nı vermek gerekir. Salt bir denge unsuruduriar ve
demokratik cumhuriyetlerde bu işlev "sorumsuz"
devlet başkanlarına verilmiştir.
Bana sorarsanız "yakışanı", her cumhuriyetin de-
mokrasi ve her demokrasinin cumhuriyet olması.
Ama kimse bana sormuyor...
(*) Bu konularda Türkçede binlerce değerti çalışma
vardır. Benim de Sarmal Yayınlan'ndan çıkan 'Cum-
huriyet ve Laikiik' ve Ümit Yayınlan'ndan çıkan
'Demokrasi' başlıklı kitaplanmda bu konularda daha
aynntılı bilgi bulabilırsiniz.
Merkezi Çorum olmak üzere İç Anadolu'da meydana gelen 4.8 şiddetindeki deprem korku yarattı. Halk geceyi sokakta geçirdi
Paldstan ve Iran'da deprem: EJI az 180 ölüHaber Merkezi - Pakistan ve İran'da mey-
dana gelen şiddetli depremlerde en az 180 ki-
şinın öldüğü bıldirildi. Türkiye'de de Çorum ili
merkezınde 4.8 şıddetinde dün meydana gelen
depremde ise can kaybı olmadı.
İran'ın kuzeybatısmdaki Erdebil eyaletinde
dün meydana gelen depremde ilk belirbelirle-
meler göre 100 kişinin öldüğü, 250 kişinin de
yaralandığı bildirildi. tran'ın resmi haberajan-
sı IRNA'nın habenne göre. Richter ölçeğiyle
6 şiddetindeki ılksarsıntıTSl 15.00"tebaşkent
Tahran'ın 590 kilometre kuzeybatısmdaki Er-
debil bölgesinde yaşandı. 15 saniye süren ilk
sarsıntıdan sonra başka yörelerde iki sarsıntı
daha kaydedildi. Burada Richter ölçeğine gö-
re 5.5 şiddetinde meydana gelen depremın can
kaybı ya da hasara yol açıp açmadığı konusun-
da bilgi verilmedi. Üçüncü sarsıntının ise 4
şiddetinde. kuzeybatıdaki Raşd'da meydana
geldiği belirtildi. Sarsvntılar sırasında 40 köyün
büyük hasar gördüğü öğrenildi. lran Radyo-
su'nun bölgedeki yardım ekiplenne dayanarak
verdiği habere göre köylerin yüzde 40 ila yüz-
de 80 arasında hasar gördüğü kaydedildi. Dep-
remden özellikie Nir Sareyn kenti yakınında-
ki köylerin etkilenmediğini belirten radyo, ya-
ralılann bölgedeki hastanelere taşmması için
ekipler oluşturulduğunu bildirdi.
Pakıstan'ın güneybatısında meydana gelen
ve Richter ölçeğiyle göre 7.3 şiddetindeki dep-
remde ilk belirlemelere göre en az 80 kişinin
öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı ve ev-
siz kaldığı bildirildi.
Pakistan' ın Belucistan eyaletinin başkenti
olan 2 milyon nüfuslu Kuetta kentinde. dün
sabaha karşı depremle uyanan binlerce kişi
korku içinde sokaklara döküldü. Battaniyele-
re sannan halk, geceyi dışanda geçirdi.
Yetkililer, Kuetta'nın 145 km güneyindeki
Harnai kentinde 38 kişinin öldüğünü, 235 ai-
lenin de toprak altında kalan evlerinde mahsur
kaldığını belirttiler. Kuetta da 3 kişi ölürken
Sibbi'de ise 7 kişi yaşamını yitirdi. Kuetta ken-
tinin yoksul semtlerindeki kerpiç evlerin bü-
yük bölümünün yıkıldığı ve pek çok kişinin ya-
ralandığı belirtildi. Kuetta"dâki bazı betonarme
binalann ise duvarlan çatladı. Sibbi'deki Be-
luci göçebelere ait yüzlerce koyun da ağıllan-
nın çökmesi sonucu öldü. Bölgede enkaz kal-
dırma ve yardım çalışmalannın başladığı bil-
dirildi.
Merkezi Çorum olmak üzere Iç Anadolu
Bölgesf nde. dün sabaha karşı deprem meyda-
na geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandıllı Rasat-
hanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Mü-
dürlüğü'nden edinılen bılgiye göre saat
02.04'te, Kavak Deprem Istasyonu'na yakla-
şık 80 kilometre uzaklıkta bulunan Çonım Me-
citözü civannda aletsel büyüklüğü 4.8 olan bir
deprem kaydedildi. Yer sarsıntılan başta Ço-
rum olmak üzere Sınop, Samsun, Amasya. To-
kat, Çankırı. Kayserı, Kastamonu ve Anka-
ra'da hissedildi.
Çorum'da panığe kapılan halk geceyi dışa-
nda geçirdi.