23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavm Yönetmem Orhan Erinç O Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkava • Yazıişlerı Mudurleri Ibrahim Vıldız, Dinç Tavanç (Sorumlu) # Haber Meıken Müdurü Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 tstıhbarat: Cengiz Yılduim 9 K.ültûr Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücehnan • Makaleler. Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belgc Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yaym KunıliL Dhan Selçuk(Başkan l Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Hikmet Çettnkaya, Şfiknuı Soner, Ergun Bala. Dinç Tayanç. İbrahim Yıldı/. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsıkısı Mustafa Balbav 9 Haber Mudum Doğan Akın <\tatürk BuKan No 125, Kat 4. Bakaniıklar-Ankara TeL 4195020 (7 hal), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı SerdarKıak.H ZıyaBlv. 1352S 23Tel:4411220, Faks 4419117 • <\danaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, InönüCd. 119S.No 1 Kat:l,Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Koordsnator AhmetKorukan 9 Muhasebe Bülent Yener • Idare: Hüseyin Gürer • Işletme: ÖnderÇelik • Bügı-Işiem: Nail tnal 9 Bilgısayar Sistem. Mürûvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran # Koordınatör Rehft Ifitnun 9 Genel Mudür Yaıdımcra Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 V'*yım»\ın\e Basan: Ya» Our. Ha*er Ajansı. Basın \e Yayıncıhk A $ riÂocıg'ıC^d 19 41 ağjoğlu 343 >-lst PK. 246 ktanbul Tel (0 212) 512 05 05 UOhatl Faks (0212)513 85 95 1 MART 1997 lmsak:5.06 Güneş. 6.32 Ögle: 12.24 İkindi. 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.22 Lofidra Motfa Haftası • Dış Haberler Strvisi - Londra Moda Haf.ası, her yıl olduğu gibi bin>irinden ilginç tasanmlar \z nefes kesen şovlarla süriyor. Ingıltere'deki Cenral Martin's Koleji soı sınıf öğrencilerinin tasanmlannın sergîlendiğı dünkü defıle, dün.anın önde gelen modacılanndan olmaya aday bu öğrencilerin ilginçlikte de sınır tanımayacakannı göstenyordu. Herbiri defileye sekizer modelle katılan Central Mırtin's öğrencilen, çılgın tasanmlanndan bazılannı da kendi üzerlerinde sergılediler. 'Zetıipli mama' iddiaları • ANKARA (AA) - "Lemıel" ve "Mulimil" isimlı çocuk marnalannır "Salmonella zehırlenmesine" neden olduğu volundakı haberler üzerine yapılan analizlerde, herhangi bir kirmasal bozukluk ve bakteriyolojık üreme belirlenmediği bildırildı. Sağlık Bakanlığı'nca yapılan açıklamada, yapılan incelemeler üzerine •'Lemıel" adlı mamaya Tanm \e Köyişleri Bakanhğı'nca ıthal ve satış iznı venlmediğınin öğrenildiği belırtıldı. Sigara içme yasağı • ANKARA (AA) - Yolcu trenlerinde bugünden itibaren sigara içme yasağı uygulanacak. Yemekli vagon bulunan trenlerde, sigara içen yolcular için bazı düzenlemeler yapıldığını kaydeden TCDD yetkihlen. yemekli vagonlardaki masalann sigara içen ve ıçmeyenler için aynldığını belirttiler. İklim değişimi • VVASHLNGTON (AA) - Uluslararası çevreci kuruluş World VV'ildlife Fund (WWF. Dünya Vahşı Hayatı Koruma Vakfı). dünyanın iklıminin değişmesi. yeryüzünün ısınmasına neden olan sera etkili gazlann atmosfere salınmasından en fazla ABD ve diğer sanayileşmiş ülkeleri sorumlu tuttu. WWF'nin "Kyoto Yolunda" başlıklı 25 sayfalık raporunda 20 sanayileşmiş zengin ülkenin çe\ re performansı karnesinde, Japonya, A\Tistralya. Kanada, Norveç ve Rusya'nın hepsinin notlan kınk. Türkiye'de en yoğun katılımlı eylem olan 'Sürekli Aydmlık İçin 1 Dakika Karanlık' kampanyası değerlendirildi Halk gikeünü keşfetti• Türk-îş Genel Sekreteri Şemsi Denizer, sürekli aydınhk eylemiyle yurttaşlann laik ve demokratik yapıdan yana tavırlannı koyduklannı söyledi. Kampanyanın öncülerinden avukat Ergin Cinmen, kampanyayı, yurttaşlann evlerinden katıldığı bir tür "'ışıklı irade beyam" olarak değerlendirdi. ALİER Türkiye'de en yoğun katılımlı ey- lem olan "Sürekli Aydınlık tçin 1 Da- kika Karanlvk" kampanyastnın öngö- rülen bir aylık süreyi doldurmasının ar- dmdan yapılan değerlendirmelerde. eylemin kendisi ve amacmdan çok de- mokrasımiz ve ülkemizin geleceğine olan rolüne dikkat çekildi. Siyaset bi- limciler kampanyayı değerlendirirken, "demokrasinin yurttaş ayağı oluşuyor* saptamasındabulundular. Kitle örgüt- leri ve eylemi destekleyen aydınlar ise ağTrlıklı görüş olarak eylemin sürme- sini istediler. Eylem sürmeli DtSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak, eylemin evlerde ama bu kez ışık- lan sürekli açıp kapayarak sürdürülme- sinden yana olduklarmı belirterek "Top- lum örgütsüz de olsa. yurttaş olmanın bilinciyletavır koyuyor, bu geleceğuniz için çok umut veren bir gelişrnedir. Bu getişmeninönetni 'binlerinin' şaşkın- hğı ve saldırganuğından çok net anla- ÖĞRENCİ REFERANDUMU Eyleme devam Yurttaşlann bugün saat 21.00'de "Açık referandum" yaparak, devam edip etmeyeceklenne karar verecekleri "Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık' eylemine lf Ü ve YTÜ fakültelerinde "Sandık" usulü yapılan oylama sonucunda öğrenciler eyleme Susurluk olayı aydınlatıhncaya dek devam etme karan aldılar. İTU Taşkışla Binası'nda dün gerçekleştirilmek istenen "Sürekli Aydınlık Eylemine Destek Şöleni"ne ise polis engel oldu. Aralannda robokoplar, kadın polisler ve polis köpeklennin de bulunduğu çok sayıda çevik kuvvet ve panzer bınayı uzun süre abluka altında tuttu. Şenliğe katılmak için üniversıteye girmek isteyen sanatçı ve öğrencilerin polis tarafından binaya sokulmadıklan öne sürüldü. Önceki akşam Beyoğlu Mis Sokak'ta toplanan 300 kişi de ıslıklar, düdükler ve alkışlarla "çeteleri" protesto erti. Eylem sırasında 1 kişınin gözaltına alındığı öne sürüldü. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) şılmaktadır" dedi.Türk-İş Genel Sek- reten Şemsi Denizer de sürekli aydın- lık eylemiyle yurttaşlann, laik ve de- mokratik yapıdan yana tavırlannı koy- duklannı, Türkiye'nin aydınlığa çık- masına dek benzer eyiemlerin sürece- ğını anlattı. Eylemin örgütlü yapıdan yoksun olduğunu anımsatan Deni- zer, " Bu eylem bu şekliylearük sürme- meli. örgütlü bir öndertikle yeni eylem biçimleriyie devam ettirilmelidir" gö- rüşünü savundu. Hak-tş Genel Başkanı Saüm Ushı ise eyleme destek vermemelerinin nede- nini REFAHYOL hükümetı ve RP'nın hedef alınmasi olarak gösterdi. Uslu, eylemin çürümüş ve tıkanmış sisteme yönelik çok geniş katılımlı yapılması- nı önerdi. Eylemi "sivil itaatsiziik" olarak ta- nımlayan 1Ü Siyasal Bilgiler Fakülte- si ögrerim üyesi Prof.Dr. Bakır Çağ- lar. kampanyanın en sevindirici yanı- nın "demokrasinin yurttaş ayağının oluşmaya başlaması' olduğunu be- lirterek,"Çünkü yurttaş kaülımıouna- dan demokrasi olmaz" dedı. Demok- rasi ve temiz yönetim isteyen yurttaş- lann bu eylemle farkh olduklanru or- taya koyduğunu anlattı. Gazi Üniversıtesi öğretim üyesi Dr. Mehmet Ali Kıhçbay da insanlann va- tandaşlık egzersizleri yaparak gelecek için çok ıyı şeyler olabileceğinin işa- retini verdiklerini savundu. Sandıkba- şına gitmenin demokrasi için fazla bir anlamı olmadığını. esas olanın vatan- daşın katılımı olduğunu vurgulayan Kıhçbay, Çin ve Irak gıbi ülkelerde de sandık başına gidildiğini anımsattı. Yurttaş eylemini demokrasinin yeşer- mesi olarak gördüğünü bildiren Dr. Kıhçbay "Bu eylem Susurtuk'a karşı yapıldı ama Refah Partisi demokrasi- nin yeşernıesinden duyduğu korkudan ötûrü üzerine aündr dedi. Sabancı Holding yetkilileri de eyle- me verdikleri desteğin sürdüğünü açık- ladılar. tşadamı İshak Alaton da Türk toplumunun. adıl, düriist, güvenilir ve saygın devleti özlediğini vurgulaya- rak Avrupa üDcelerinin Türkiye kaynak- lı uyuşturucu madde kaçakçılığına kar- şı daha ciddi mücadele beklediğini anımsattı. Alaton, "Aydınhğaçıkuıca- ya dek,'bir dakika kâranlık'a katlan- malıjTz" dedi. Eylemi sürdüreceğini açıklayan gazeteci FatihAltayfa da "Ka- nİım her geçen gün arüyor, Türkiye'de halkBkkez halkolduğunun farkına var- dı vebununtadınıçıkarmak istiyor" di- ye konuştu. Eylem için somut hedef- ler konulmasmı öneren Altaylı, bu kampanya ile çocuklann demokratik hak aramayi öğrendiklerini, eylem kav- ramınm artık kötü çağnşımlar yapma- dığını belirterek, bir amaca ulaşma- dan eylemin bırakılmamasını istedi. Kampanyanın öncülerinden avukat Ergin Cinmen, kampanyayı, yurttaş- lann evlerinden katıldığt bir tür "ışık- h irade beyanı" olarak değerlendirdi. Temiz devlet temiz siyaset isteyen her partiden insanın desteğiyle yüzde 70 oranındabir katılımın sağlandığını sa- vundu. Sanat dünyasından sınema yönet- meni Yavuz Özkan toplumun yalnız olmadığını gördüğünü, kampanyanın bu duygu içinde giderek daha coşku- lu hale geldiğıni bildirdi. Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Celal Yddırmı da yaptığı açıklamada kampanyanın sürdürülmesini istedi. Bilim adamlan yöntemin sakıncalannı anlattılar ^Genetik kopyalama tophımsal dengeyi bozar' Haber Merkezi- Iskoç bi- lim adamlannın genler üze- rinde oynayarak bir koyunun kopyasını geliştirdiklen "ge- netik kopyalama"yöntemi- nin soylan tükenmekle kar- şı karşıya bulunan pandalar için de kullanılabileceği bil- dirildi. Bazı uzmanlar ise genetik kopyalama tekniği- nin oldukçatehlıkeli sonuç- lar doğurabileceğine dikkat çektiler. Yeni Çin Haber Ajan- sı'run (Xinhua) haberine gö- re, Çinli bilim adamlan. Çin'de pandalar ve soylan tükenme tehhkesiyle karşı karşıya bulunan diğer hay- vanlann korunması için ge- netik kopyalama yöntemi- ne başvurabileceklerinı bil- dirdiler. Çinli bilim adam- lan buna karşın bu bilimsel gelişmenin "potansiyelteh- likelerine" karşı bir yasal düzenleme yapılması ge- rektiğini belirttiler. Fransa Cumhurbaşkanı JacouesChirac, Ulusal Etık Komitesı Başkanı Jean Pi- erreChangeiK'yebirmek- e-posta: tan (a vol. com. tr tup göndererek, komite üye- lerinın toplanmasıru ve yön- temin ahlaki yönünün ince- lenmesini istedi Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Emb- riyoloji Anabilim Dalı Baş- kanı Prof. Dr. RefikSoylu, gen bilimini, "iki ucu kes- kin bir bıçağa" benzetti. Soylu. "bu bilim dahnın kö- tü niyetlilerin elinde son de- rece tehJikeli bir süaha dö- nüşecegi'' uyansmda bulun- du. Gen teknolojisinin kö- tü niyetlilenn eline geçme- si halinde, insan yapısının bozulabileceğine dikkat çe- ken Soylu şunlan söyledi: Başkaamaçla kulanıhrsa.. "Bu yöntemk hasta gen- lerdeki kromozomlar alına- rak, genetik hastalıklar bü- yük ölçüde ortadan kaldın- labUir. Ancak bu yöntemin başka amaçlaria kullanıl- masının önüne geçemezsi- niz. Bazüan da bu yöntem- iekafalannda tasarladıkla- n ideal insanı yaratmak is- teyebilirier. Tek tip, birbiri- ne benzeyen insanlann ya- ratılmak istenmesi, dogal dengeye müdahale manası- na gebnektedir. Toplumsal dengeyi de bozma tehlikesi söz konusudur. Zira, kadın erkeğe ihtiyaç duymaksızın çocuk sahibi olabilir." Gen bilimini "saatli bom- baya" benzeten Selçuk Üni- versitesi Veteriner Fakülte- si Histoloji ve Embriyoloji Anabilun Dalı Başkanı Doç. Dr. İlhami Çelik de, "Bu yöntem sayesinde, binkrce gözü kara, kötü insanın se- ri üretimi yapıursa ne ola- cak" diye sordu. Winona Ryder, Cadı Kazanı filminde Daniel Day-Lewis'le başrolde 'Benistıu-)xuxwyiizjimÇeviri Servisi - Nicholas Hymer'ın yönettiği 'Cadı Kazanı' adlı filmde Daniel Day-Levvis ile başrolü paylaşan VV'inona Ryder, Hollyvvood fılmlerindeki kadınlann cinsel objenin ötesinde kimlik göstermediklerini söylüyor. "Ya tamamen ezilûier ya da erkekkrin ihoyaçlanna yanıt verdikleri müddetçe vardırlar" diyen Ryder. Focus dergisinın sorulannı yanıtladı. - Oynadığınız fllmlerde kullandığuiH genç oyuncu kimliğinizi sürdürecek misiniz? Ryder: Açık konuşmak gerekirse, imajım ve hayran kitlemin nitelikleri hakkında çok fazla duşünmek istemiyorum. Ancak bence, benimle büyüyenlerin birçoğu, beni artık başka rollerde yaşamak istıyorlar. Ben on yıldır bu piyasadayım, on yıllık bir gelişme, bir süreç var. Bu olgunlaşma süreci 'Cadı Kazanı' gibi filmlerime gebe oldu. Hollyvvood filmlenndeİa hâkim kadın tiplemesini ele alalım. Oradaki kadınlar cinsel objelerin ötesinde birer kimlik arz edemezler. Ya tamamen ezilirler ya da erkeklerin ihtiyaçlanna yanıt verdikleri müddetçe vardırlar, Ben çok büyük konuşmak istemiyorum, ancak rollenm itibanyla bugüne kadar çok şanslı hissettim kendimv. Ama bana da ıki üç sayfa okuduktan sonra bir kenara bıraktığım senaryolar gelmiyor değil. - Arthur Miller'in 'Cadı Kazanı' adlı yaprtı, HoU>"wood'u uzun yıllar dolandı durdu. Kimse film haüne getirmek istemedL Neden? Ryder: İlginçtır bu. Ben bu projeyi 18 yaşında duydum. Hollyvvood çevreleri büyülenmiştı. ancak bu esen gerçekleştirmek cesaretini gösteremediler. Bir şeyleri ele alıp kara listeye girmek kaygısıdır bu. - Holly>vood ile nasıl başediyorsunuz? Ryder: Bence Hollyvvood çok yavaş değışen bir olgu. Yalanlar, ikiyüzlülükler ve ihanet... İnsanı arkadan v urma yaygın tavır. Ve günümüzde bu daha radikal bir tarzda yapılıyor, çünkü legalize edıldi. Ancak bu tavır sadece bu piyasaya özgü değil. Endüstrinin çarklan da böyle dönüyor. sıyasetin de... tnsanın doğasında var bu. - Başmıza gelen özel bir örnek var mı? Ryder: Bu konuda şanshyım, hayır. Beni tanımadığım adamlarla yatağa sokmak ve bunlan gerçek öyküler gibi süsleyip, kamuoyuna surunak dışında bir şey yok. - SiziiL, partnerinizin sKikesi nedeniyle, film setinde çahşmalaruuza ara verdiğiniz söylentisi çıknuşü?.. Ryder: Yalnış. Ben değil. rejisörüm verdı bu arayı. Ben o dönernde çok gençtim ve çok utanıyordum. O da çok gençti. Sivilceleri olduğunu bilmiyordum. Adtnı vermek de istemem. Ancak bu mesleğin ne kadar acımasız olduğunu kavradım. Verilen aranın 300 bin dolara patladığını bilıyorum. - Daniel Day-Levvis'le ikinci filminizi çektiniz.- Ryder: Ben onu neslinin en iyilerinden biri olarak görüyonım. Onunla adım adım ilerlemek. filmi örmek çok kolay. Son derece duyarh ve duygusal b\r insandır. - Onunla bir ilişkiniz olduğu söylendL Ryder: O Arthur Miller'ın kızıyla evlendi. benimle değil... - SLa star yapan nedir? Ryder: Yüzüm... Ya da bilmiyorum. Eylem ve düşün arasındaki sürekli gidiş geliş... tşi yüreğe ındirmemek... Ama her defasında dış dünyayla bağlan koparabilmek... Bikniyorum. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Gizli kalmış yetenekleri ortaya çıkarmak her toplumun en Önemli görevleri arasındaki seçkin yerini almalıdır. Gizli kalmış yetenek- leri heba eden bir ülke asla gelişemez ve dünya dev letleri ile boy ölçuşemez. Çok şükür ki yetenek bakımından dünyanın hiçbir ülkesinden gen ka- lır yanımız yoktur ama bunlann keş- fedilip yetiştinlmesi eksik kalmıştır. Bütün sıkıntımız budur ve bu sıkın- tımızı giderme yolunda çok şükür son yıllarda büyuk adunlar atmakta- yız. Şimdi yeni bir nevi hizmetimiz ola- rak geliştirilmesı gereken özel yete- nek alanlannı ortaya çıkanyoruz. Hiper-kavrulmu$ şahsiyet geliştirme... ( T T iper-kavrulmuş şahsiyet' es- J L I kidenbıhnerçiftekavrulmu- şun gelışrnış olanıdır. Bunlar, bilin- diği üzere hiçbir şeyden alınmaz ve Hiper-kavrulmuşla süpersalak eğitimi... rahatsız olmazlar. Yüzleri kızarmaz, asla utanma nedir bilmezler. Yüz de- rileri gayetle dayanıklı olup manda de- nsi bile yanlannda kadife gibi kalır. Yüzlenne tükürülse sadeee "Yarab- bi şükür" demekle kalmaz, "Tükü- rüğünüz maşallah parfüm gibi ko- kuyor" diye dalkavukluktan gen kal- mazlar. Sıkıştınlırlarsa kuyruklannı kıstınp kaçmay ı çok güzel becerirler. Yaptıklan yüzlerine vurulursa asla oralı olmaz, başka şeyden söz etme- yı becerirler. Böyle açık gizli yetenek sahibi olanlann özel olarak yetiştiril- meleri memlekete büyük faydalar sağlar. Ticaret alanında olsun. poli- tik alanda olsun, böyle kabiliyetler bü- yük mesafe alır, rakiplerine olmadık katakulliler yapmayı başararak kol- tuklara otururlar. Kazara buralardan uzaklaşırlarsa ne gam, gene güçlü olmanın bildik yollannı bulurlar. El- bette ki hiçbir kabiliyet tek başına başanlı olamaz. Onun için, başka bir kabiliyete geçelim. SüpersalaMara dikkat... i O üpersalakhk''öylebirkabiliyet- O tir ki hiçbir ortamda değişmez, hiçbir eğıtimle bozulmaz, Dayanık- lı bir kabiliyet olup sahibini her tür- lü tehlikeden korur. Hele bizim gibi geçmişle gelecek arasında sıkışmış ül- kelerde ne yapacağını bilmek, bir meseleyi aklına takıp duşünmek, üs- telik düşündüğünü açıklamak gibi tehlikeli gafletler "süpersalak"lann aklına bile gelmez. Bunlar çok kolay aldatıldıklan için pek sevilir, pek okşanırlar. Havucun koklatüması bile bunlann bunınlan- nı uzatıp havucu uzatanın peşinden gitmelerine yeter. Kendüerini uyan- dıracak hertürlü uyancıya, söze, gö- ze, yazıya, iğneye şerbetlidırler. Hiç- bir şeyle uyanma kabiliyetleri yok- tur. Süpersalaklar aldanmayı çok se- ver. kendüerini aldatanlara taparlar. Onlan yere göğe koyamayıp peş- lerinden gitmek için her andan yarar- lanırlar. Her türlü sömürülmeye açık olup aynca bunun için davetiye çıka- nrlar. Kendüerini pek akıllı, pek kur- naz saymalan da kabiliyetleri icabı- dır. Süpersalaklann çoğunlukta ol- duğu bir toplumda beyniy le yaşamak isteyenlerin işi zordur. Çünkü fırsatçılann, tuzakçılann kolayca avı olan "süpersalak"lar, ge- ri kalanlara bütün bunlan göre göre yaşamak azabını tattınrlar. Bu du- rumda da yaşayan herkesi "süpersa- lak" yapmaktan başka çare kalmaz. Megacahil ayrı bir rütbedir... ( II ^ " egacahil'olmak, kendi başı- İVİ na büyük bir kabiliyet olup ne yapsanız ortaya çıkmasını önle- yemezsiniz. Hanı bir insanın içinde tiyatro aşkı olur da ne yapsanız, ne et- seniz bu kabiliyet depreşir durur. iş- te "megacahil" olmak da böyle bir dür- tücü kabihyettir. "Megacahil" ken- disinin her şeyi bildiğine inandığı için başkasmın söylediği hiçbir şeyi ka- bul etmez. Öğrendiği birkaç bilgi kı- nntısıyla dünyayı anladığını sanır. Diplomalan.belgelen, doktoralan ile övünür ama bunca emek heba olup git- miştir. Harvard'a gitse orayı Marvard yapar. Oksford'a gittiğini söylese ora- nın Mokusfort olduğunu sanırsınız. Öyle dar görüşlü, öyle inatçıdır ki, "megacahfl" olduğu ilk zamanlaran- laşılamaz. Sonradan kafa kalınlığı- nın zindan duvanndan farksız oldu- ğu anlaşıhnca gerçek rütbesi olan "megacahiriik de ortaya çıkar. Me- rak etmeyin, böyleleri hayatta hiç ba- şansız olmazlar, hele bizim gibi ge- rikalmış memleketkrde çokça adam yerine konup ukalalık etıne firsatı bu- lurlar. Aman, "megacahiTlerin kıy- metini bilelim, küstürüp memleket- ten kaçırmayalım. zira başka yerler- de pek işe yaramazlar, yazık olur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear