23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27ŞUIAT1997 FERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bergama'da altın çıkarma girişiminde bulunan Eurogold'un kurucusu iki şirketin ırkçı rejimleri desteklediği savlandı ^EurogolcPıın ortaldarı sabıkalrtZMtR(Cuınhurvet Ege Bürosu)- Etergana'da 'siyariirie amn' çıkarma gırişimeri büyük ;epkılereyol açan Eurogold'un kururu ortağı iki şirketin dûnyasabtkaJısı' ılduğu belirtilerek dünyadıki ırkçı reimlen desteklîdikleri. sa/aşan ülkeleri sılahlardırarak nrulı yardımda buiundıklan savlmdı. 'Minewatch' adli iraştırma kurumunun madenler, insanla; toprak ve çevre etkinliUerini konı alan 'The Gulliver FDe' dergisinde R»ger Moddy imzasıyla yayımknan aynntlı yazıda, Eurogoldu Tûrkiye'de kuran ki şirketin değişik isimlerie dûnyanır hertarafında faaliyet gösterdiğine değitilerek, ırkçı, sömûrgeci. yayılnacı ve savaş kışkırtıcısı kimlikeriyle rol oynadıklan vurgulandı. Bergarra Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Eurogold'un Berjama'da antma tesıslerni yaptıracağını açıkladığı Kanada kökenli INCO şirketinin 2. • Eurogold'u Türkiye'de kuran iki şirketin değişik isimlerle dünyanın her tarafında faaliyet gösterdiği; ırkçı, sömürgeci, yayılmacı politikalan desteklediği vurgulandı. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Eurogold'un Bergama'da antma tesislerini yaptıracağını açıkladığı Kanada kökenli INCO şirketinin 2. Dünya Savaşf nda Nazilere ve Japonlara silah yardımı yaptığının belgelendiğini kaydetti. Dünya Savaşf nda Nazilere ve Japonlara silah yardımı yaptığının belgelendiğini kaydederek, "Aynı şirket 1970'te Guatemala'daki nikel madenlerinin işletilmesi karsılığında ülkedeki faşist diktatöıiüğe finansal destek sağlamış; Kanada'da ise neden olduğu asit yağmurtanyla Belçika büyüklüğündeki alanı kirlettiği için adalet öniinde mahkûm olmuşirur" dedi. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Eurogold'un 1990 yıhndakı kurucu iki ortağmın Avustralyalı Normandy Poseidon Gold Ltd.(NPL) ve Alman Metal Gesellschaft AG Group olduğunu kaydederek. daha sonra hisse devirleriyle Eurogold kimliğinin değişip karmaşıklaştığını vurguladı. Belediye Başkanı Taşkın, konuya ilişkin şunlan söyledi: "Eurogold'un Avustralyalı ortağı olan ve hisselerinin bir bölümünü Fransız Le Bureau de Recherches Geologiques et Minieres(BRGM)'yesatanNPL'ninen ' büyûk ortağı, Güney Afrika kökenli Angk> American Corporation (AAC)'dır. AAC, bütün dünyada attın-uranyum arayan ve alanında lider olan çokulusiu bir şirkettir. Patronu, dünyaca ünlü para babası Open Heimer adında biridir. 1954 yıtanda Rodezya'daki bağımsızlık mücadelesinde ırkçı azınlık yönetimini destekleyen kişidir. O tarihlerde Birieşmiş Miüetler ve İngütere Rodezya'daki ırkçı lan Smith yönetimine ambargo uygularken, AAC'ın patronu Open Heimer'ın el albndan bu rejime mali yardımda bulunduğu ortaya çıkarümıştır. Yine NPL'nin dünya çevre ödülünü aldtğını iddia ettiği ve içinde olduğu KGCM firması 1980 yılında karanhk üişkileri nedeniyle ABD Yüksek Mahkemesi'nce şerefsiz' (deshonorable) ilan edilmiştir." Belediye Başkanı Taşkın, Eurogold'un kurucu iki ortağından Alman Metal Gesellschaft'ın, hisselerinin tümûnü 1994 yılında Kanada kökenli Mining Corporation (INMET)'a sattığını belirterek, Gesellschaft'ın ortağı olduğu diğer Alman şirketi NUKEM'in 1987- 89'da kuzey Baltık Denizi'ne nükleer atık bıraktığının belirlendiğini, bu nedenle de Avrupa ve Alman parlamentolannın şirket hakkında soruşturma açtığını söyledi. Eurogold'un Bergama'daki antma tesislerini yaptıracağını açıkladığı Kanadalı INCO firmasının da sabıkalı olduğuna dikkat çeken Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın şöyle konuştu: "INCO, 2. Dûnya Savaşı sırasında Nazilere ve Japonlara silah yardımı yapmıstır. 1970-81 yıllannda Cuateraala'da nikel madenlerinin işletilmesi karşıuğında ülkedeki askeri rejime parasal destek sağlanuşür. En önemlisi de Kanada'da işlediği suçtur. INCO, bu ülkede hjlettiği maden bölgelerinde asit yağmurlanna neden olmuş ve Belçika büvüklüğündeki bir alanın kirlenmesine yol açmıştır. Şirket, Kanada'da bu suçtan yargılanarak mahkûm edilmiştir." ERZURUM İranlı yetkililer rahat durmuyor ERZURLTV1 (VBA) - lran'ın Ankara Büyûkelçisi ile Istanbul Başkonsolo- su'nun konuşmalanyla ya- rattıklan diplomatikkriz de- vam ederken bu kez de Er- zurum Konsolosu \<eni bir diplomatik krize yoİ açacak değerlendirmeler yaptı. İran'ın Erzurum Konsolosu Sakl Zare, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in ABD'de yaptığı ko- nuşmayı 'Yersiz, sorumsuz ve art niyetiT olarak değer- lendirdı. Orgeneral Çevik Bir'in ABD'dekı konuşma- sımn *baskı gruplan' tara- fından gerçekleştirildiğinı öne süren Zare. Sincan'a tanklann çıkmasını da zo- run ve şiddetin bir ifadesi olarak yorumladı. Basmı Si- yonist taraftan olmakla suç- İayan tran'ın Erzurum Kon- solosu Zare, Orgeneral Çe- vik Bir'in ABD'de yaptığı konuşmasmı da diplomatik geleneklere aykın bir dille eleştirdi. Zare'ye yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: - Çevik Bir'in ABD'deki konuşmasmı nasıl değerten- diriyorsunuz? - General Çevik Bir'in ifadelerini çok mu çok so- rumsuz ifadeler olarak ad- dediyoruz ve bu konuda diplomatik girişimlerimiz oldu. Iran yetkili makamla- n ve dışişleri bakanlığımı- zın yetkilileri, Türkiye Bü- yükelçısı'ni çağırarak bu konuda resmi itiraz ve pro- testolannı ilan ettiler. Biz şunu kesın olarak resmi ma- kam olarak ifade ediyoruz ki: Sayın Çevik Bir'in ifade- leri çok yersiz ve sorumsuz ifadelerdir. Biz hiçbir ülke- nin. hiçbir makamın bize karşı böyle sorumsuzca ve yersiz ifadeler kullanmasına müsaade etmeyiz. - Çevik Bir'i baskı grup- lan mı ABD'ye gönderip açıklama yapüıtn? - Her ülkenin yetkili ma- kamlannın ayn ayn görev- leri, sorumluluklan, yetki- leri, vazife ve salahiyetleri vardır. Askerin görev sala- hiyeti başkadır. Yani siz bi- raz önceki soruda Türkiye bir demokratik hukuk dev- letidir dediniz. Acaba sizce demokratik bir ülkede silah zoruyla konuşma nasıl olur? Demokratik şartlarla nasıl bağdaşır? Tanklar acaba zo- run ve şiddetin bir ifadesi değil midir? Ve hukuk dev- leti ilkeleri ile kanunla nasıl bağdaşabilir? - Türkiye'de kkn silah zo- ruyla konuşturuhnuş? - Ben, silah zoruyla ko- nuşturulduğunu ifade etme- dim. Bu tip görüşlerde olan- lar, yanı zora dayalı bir dü- şünce yapısı ifade edenler aynı düşünce doğrultusun- da böyle sorumsuzca ifade- ler kullanabiliyorlar. ttfasıl ki tanklar bu düşünce doğ- rultusunda sokaklara çıka- nlıyor. aynı düşünce tarzı, zora dayalı düşünce tarzı böyle sorumsuzca ifadeler kullanabiliyor. - Çevik Bir'i de mi baskı gruplan konuşturdu? - Kesinlikle durum öyle- dir. Şöyle ifade edebilirim. böyle bir düşünce tarzı hem Türkiye'nin iç sorunlann- dan etkilenerek hemde bas- kı gruplannın etkisinde ka- larak gidip Amerika'da Iran'a karşı sorumsuzca ifa- deler kullandı. Bu aynı dü- şünce tarzı Sincan'a tank gönderdi. - Sincan'a tankı ve ABD'ye Çevik Bir'i Idm gönderdi? - Medya gruplannın bazı- lan Siyonizm taraftan ol- maktadırlar. Onun için tsla- ma karşı mücadele etmekte- dirler. Tabii bazı sol gruplar da topyekûn el ele vererek tslama karşı kampanya baş- latmışlardır. Tabii bu dedi- ğimiz baskı gruplan, Siyo- nist rejimden yana tavır koyduklan için kesinkes Is- lama karşı güçlerdir. ORGENERAL KARADAYI 'TSK önleyici görev yapıyor' TEL A\1V (AA) - Genel- kurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı KaradayL Is- rail'e ziyaretinin hiçbir ülke tarafindan 'çok değişik an- lamda' yorurnlanmaması gerektiğini belirtti. Israil'e resmi ziyaretini sürdüren Orgeneral Karada- yı, Latrun'daki Zırhlı Araç- lar Müzesi'ni ziyareti sıra- smda Türk gazetecilerle sohbet etti ve sorulan yanıt- ladı. Orgeneral Karadayı, Is- rail'e de, gerek Türkiye'ye yakınlığı ve gerekse tekno- lojik bakımdan son derece ileri olması nedeniyle sa- vunma sanayii konulannda büyük bir yakınlık içinde bulunulduğunu söy ledi. Ka- radayı, gezisinin daha önce- den planlandığını belirtti. Türkiye'nin Qç yanında yangın bulundugunu ve bunlann ülkeye ulaşmama- sı için Silahlı Kuvvetler'in 'önleyici görev' yaptığmı vurgulayan Orgeneral Kara- dayı, "Süahlı Kuvvetler'e yakın olmak lazım. Silahlı Kuvvetler'i sevmek bzun" dedi. Orgeneral Karadayı, Genelkurmay Ikinci Başka- nı Orgeneral Çevik Bir'in geçen günlerde Washing- ton'da yaptığı konuşmasına tran'ın tepkisi hatırlatılarak yöneltilen bir soruyu yanıt- larken de şöyle konuştu: "Onlar siyasi, aslı astan olacak şeyler değil. Manası Yok™ Çevik Paşa'nın o şekil- de spesifık olarak herhangi bir ülkeyi nedef gösterdiğuıi sanmrvorum. tran da btzim bir komşumuzdur. Onlarla da Ki ilişkiler içinde olmak zorundayız. Herhangi bir ül- keye karşı bizim taraf ruta- rak bir beyanatta bulunma- nuz mümkün değüdir." Karadayı, bir gazetecinin, "Çevik Paşa'nın bu konuş- ması bOginiz dahiMnde nüy- di?" şeklindeki sorusu üze- nne de, "Gayet tabii. Bizde komutan konuşur. diğerieri konuşacağı zaman da mut- laka komutanın tasvibinden gecer. Resmi konuşmalar tabii" dedi. Türk-lş, DÎSK, TESK, ADD ve diğer meslek örgütleri Meclis'e çıkarma yaptı Demirel laîklik mesajım yinelediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Parlamentoda al- tematif oluşum istemiyle yo- la çıkan Türk-tş, DlSK, TESK, Türk Tabıpleri Birli- ği, Türk Eczacılar Birliği ve Atatürkçii Düşünce Derne- ği'nden (ADD) oluşan sivil girişim grubu; DSP. CHP ile ANAP lıderlerinin ardından, dün de Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli \ e DYP Genel Başkanı, Başba- kan Yardımcısı ve Dışişlen Bakanı Tansu Çfller'le gö- rüştü. Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSİ- AD) yöneticileri de, DSP Genel Başkanı BülentEcevit ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yıhnaz'ı ziyaret etti- ler. REFAHYOL'a karşı sendi- ka ve demokratik kitle örgüt- lerinin oluşturduğu sivil giri- şim,içinde yer alan,\\)D Ge- nel Başkanı Suphi Gürsovt- rak. Türk-tş, DlSK veTESK Sivil güişim grubu, Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanı Kalemli ve Başbakan Yardımcısı Çiller fle görüştü. (AA) genel başkanlanylabirlikte TBMM Baş- kanı Kalemli'yi ziyarettebulunurkenbir sonuç alınamayacağı düşüncesiyle Çil- ler'le görüşmeye katılmadı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sivil girişim temsilcilerini kabulünde 'la- ikKk' mesajını yineledi. Halk arasında çeşitli beyanlardan ve tavırlardan doğan rahatsızlıklann bulunduğuna dikkat çe- ken Demirel, "Ben, Atatürk'ün mekâ- nında, onun emancti olan dernokrat la- ik, sosyal hukuk dev leti olan cumhuriye- tin bekçKİyim'' dedi. Demirel ve Kalem- li ile yapılan görüşmelerde konuşan Türk-lş Genel Başkanı Bayram MeraL demokratik-laik cumhunyetin yaşaması için çalıştıklannı bildirdi. Meral, hükü- metin bazı hareketlennin kendilerinde ve halk üzerinde rahatsızlık yarattığına dikkat çekti. TBMM Başkanı Kalemli. görüşmede. idarede tarafsız, ancak de- mokrasi ve laiklik konusunda taraf oldu- ğunu, bu konuda yemini bulundugunu vurguladı. Sivil girişim temsilcileri, Kalemli'den sonra DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'i ziyaret ettiler. DtSK Genel Başkanı Budak görüşmede yaptığı konuşmada, merkez sağ ve mer- kez sol partılenn hem parlamento için- de hem de dışında rejimin korunması ba- kımından bir araya gelmelerini istedik- lerini kaydetti. Budak, RP'nin hükümet ortağı olarak toplumu ıncittiğini. bazı bakanlann söylemlenyle ve yaklaşım- lanyla doğrudan 'bölücülük' yaptıklan- nı belirterek, "Sizin partinizide laik cum- huriyeti koruyan vizvonda görüyoruz. RP. Baolı ve çağdaş dümayia bürünleş- meyi engelliyor. Din ağıruklı siyaset yapı- vorlar. Din ve devtet işlerini birbirine ka- nşünyor. Kadrolaşıyor. Bundan biz ra- hatstzE"dedı. Bu hükümetın devam ede- ceğini vurgulayan DYP Genel Başkanı Çiller ise, dinin ve laikliğin siyasallaşh- nlmaması gerektiği görüşünü yineledi. ANAP Genel Başkanı Yılmaz, TÜSİ- AD'ın yeni Genel Başkanı Muammer Kayhan ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde, çoğulcu demokrasiye her za- mankinden daha fazla gereksinim oldu- ğunu ve sivil toplum örgütlerine büyük görev düştüğünü söyledi. Yılmaz. TÜ- SİAD'ın demokratikleşme raporunun, sorunlann bilincinde olduğunu ortaya koyması ve çözüm önerileri getirmesi açısından önemli olduğunu kaydetti. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de, TÜStAD yöneticilerini kabulünde, ku- rumun etkinliğinin giderek arttığını be- lirterek, hazırladıklan demokratikleşme raporunu. bazı bölümlerine katılmamak- la birlikte övgüye değer bulduğunu söy- ledi. DEMOKRAT PARTİ, CİNDORUKIİDERLİĞİNDEKİ DTP'YE KATILMA KARARI ALDI 'Hükümet değil rejim bunahmı var' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 27 Mayıs devnminde ka- patıldıktan sonra Aydın Mende- res öncülüğünde açılan Demok- rat Parti (DP), Hüsamettin Cm- doruk başkanlığındaki Demok- rat Türkiye Partisi'ne (DTP) ka- tılma karan aldı. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindonık. ülkede hükümet değil rejim bu- nahmı bulundugunu belirterek. krizin aşılması için 'demokrasi devrimi pakef hazırladıklannı söyledi. Cindonık. bugünkü anayasanın demokrasi ve cum- huriyet rejımını karşılamadığını vurgulayarak cumhurbaşkanına Meclis'ı fesıh yetkisı verilmesi, cumhunyet meclisinin kurulma- sı ve insan haklannın anayasaya eklenmesi gerektiğine işaret et- ti. Cindonık, Demokrat Partı Genel Başkanı MuratLzman ile TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi. DP'nin partisiyle bü- tünleşme karanndan memnun- luk duyduğunu kaydeden Cin- donık, diğer partilere de DTP'ye katılmalan konusunda çağnda bulundu. Cindonık, demokrasi- nin sokaklannın batıl diyenlere terk edildiğini vurgulayarak "Sokakta olmayan bir partî, cumhunyetin temel niteliklerini koruyamaz. Sokaklannun geri alacağız" dedi. "Örgütü olma- yan düşünce, toprağın altında petrol değerindedir"diyen Cin- donık, partisinin ocaktan buca- ğa kadarörgütleneceğini kaydet- ti. DTP Başkanlık Divanı, Cin- doruk'un başkanlığında dün toplandı. Cindoruk, toplanıı ön- cesinde yaptığı açıklamada, ül- kede önemli gelişmeler olduğu- nu, yıllar sonra Türkiye 'nin gün- demine darbe sözcüğü gırmesın- den üzüntü duyduklannı dile ge- tirdi. Türkiye'nin rejimı askıya alan hareketlerden zarar gördü- ğünü ve demokrasi adına yapı- lan darbelerle demokrasinin bir türlü rayına oturamadığını anla- tan Cindoruk, demokrasi ve cumhuriyet rejimini bugünkü anayasanın ve hukuksal yapının karşılamadığını vurgulayarak devlette ve demokraside yeni bir yapılanmaya gereksinim bulun- dugunu söyledi. Bir milletvekilinin bakan ol- ması durumunda milletvekilli- ğinden vazgeçmesi gerektiğini belirten Cindonık, senatonun kalkmasından doğan boşluğu Anayasa Mahkemesi'nin dol- durmaya başladığını, Anayasa Mahkemesi ile Meclis'in karşı karşıya kaldığını kaydederek "Bu durumda bir cumhuriyet meclisine. yani eski tabüie bir se- natoya ihtiyaç \ardir" diye ko- nuştu. 'Türkiye'nin gerçek sahibi biziz' leme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Sajlan, politikacüa- nru dinine de, demokrasiye de, laikliğe de bağlı olan tüm insanlann sesine ku- lak vermesi gerektiğini belirtti. Saylan, Ç\ DD'nin. felsefeci Hüseyin Batuhan'uı katkılanyla Şişhane'de açılan yeni genel merkez binasının açıhşında yaptığı konuşmada, Susurluk'la açığa çıkan siyaset, aşiret, tarikat ve mafya ilişkile- rinden ve politikacılann düzeysiz, anlamsız ve çirkin ifadelerinden sonra top- lumun ülkesine ve geleceğine sahip çıküğını belirtti. Saylan şöyle konuştu: "Çağdaş. laik ve demokratik bir parianıenter rejimin açıklık, terni/Jik ve hu- kukun üstünlüğü içinde yürürülmesini vazgeçilmez bir ana koşul olarak gö- rüyoruz. Geriye ve karanlığa degil, iyiye ve atydınlık bir geleceğe kavuşmak için, temiz siyascti. açık yönetimi, adaletin hızlı işlemesini, yargı bagıııısı/Jığını ve hukukun üstünlüğünü, evraısel insan-kadın ve çocuk haklannın, laik ve par- lamenterdüzeninödünsüzişlemesini istiyoruz."(Fotoğraf: BARIŞ DOSTER) İsyancılar Taksim'de cezalandınlmıştı 6 Cami, mürtecîlerin asıldığı yere yapıbnak isteniyor' ANKARA (UBA) - Başbakan Nec- mettin Erbakan'ın, Taksim'e yapılacak caminin yeri olarak ilan ettiği gezi ala- nmda, daha önce mürtecilenn asıldığı ortaya çıktı. Askeri tarih uzmanı bir ge- neral, RP'nin amacının şeriatçı ayak- lanmada asılan mürtecilere selam gön- dermek olabileceğini söyledi. 1908 yılında meydana gelen ve 31 Mart Vak'ası olarak tarihe geçen şeri- atçı ayaklanmanın yaşandığı Taksim gezi alanındaki eski Topçu Kışlası'nın üzerine cami yapılacak olması, başkent- te "Bu bir ihtiyaç mı. yoksa tarihle he- saplaşma ve mürtecilere selam mı" so- rusunu gündeme getirdi. Başbakan Er- bakan'ın 31 Mart Ayaklanmasında çok önemli bir yeri olan Taksim Kışlası'nın üzerine kurulu gezi alanını seçmesi ve bu yerde ısrar etmesi çeşitli spekülas- yonlara neden olurken çok sayıda soru da ortaya atıiıyor. Bu sorular ve spekü- lasyonlarla ilgili olarak askeri tarih uz- manı bir general de şunları söyledi: "RP'nin bu konuda ısrarcı ounası ve İs- tanbul'un fethini tamamlayacağız diye açıklama yapmasının altında, bu gerici ayaklanmanın yaşandığı alanı kutsa- mak, mürteciye selam göndermek anla- VTŞI yatıyor olabilir. Bu çok güçlü bir ih- timal. Çok yönlü düşünmek lazım, ama bu ihtimal çok ürkürücü." 31 Mart Vak'ası nedir? 1908'in 12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağ- layan (Rumi 31 Mart 1325) gece, bugün Taksim gezi yeri olarak anılan bölgede konuşlandınlmış bulunan Taksim Kış- lası'ndaki askerler, subaylanna karşı ayaklanarak. kendilerine önderlik eden din adamlannın peşinden Meclis-i Me- busan'ın önünde toplanmışlar ve ülke- nin şeriat esaslanna göre yönetilmesi- ni istemişlerdi. Şeriat düzeni isteyen is- yancılann, Ittihatçı subaylar ile mebus- lan bulduklan yerde öldürmeleri üzeri- ne isyana Mustafa Kemal'in de komu- tanlan arasında yer aldığı Selanik'teki 3. Ordu müdahale etmiş, ayaklanma bastınlmıştı. Ozer Çiller kabine kuUslerinde • İç Anadolu Bölgesi ağırlıklı bir grup DYP'li milletvekili, bakanlık elde etmek için Özer Çiller'i devreye soktu. Özer Çiller'le birlikte yemek yiyen DYP'li milletvekilleri, bazı bakanlan eleştirerek kendilerinin kabinede temsil edilmemesinden dert yandılar. Yemeğe, genel başkan yardımcılan ile grup başkanvekillerinin çağnlmaması dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardım- cısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in şimdilik askıya aldığı kabine değişikliği, DYP kurmaylan ile milletvekillerini kar- şı karşıya getirdi. İç Anadolu Bölgesi ağırlıklı bir grup milletvekili, Özer Uçu- ran Çiller'i devreye sokarak kabinenin bazı bakanlanndan duyduklan şikâyeti dile getirirken, bölgelerini temsil eden bir milletvekilinin bakan olmasında ıs- rarcı oldular. Kabine değişikliğinden umudunu ke- sen DYP'li bazı milletvekillen, Genel Başkan Tansu Çiller'e baskı yapmak için Özer Çiller'i seçtiler. Kırşehir Milletve- kili Ömer Demir'ın önceki akşam 30 ki- şilik bir gruba verdiği yemeğe katılan Özer Çiller'in, özellikle birlik ve bera- berliğin önemi üzerinde duran birkonuş- ma yaptığı bildirildi. Çiller'in, konuşma- smı ünlü filozoflann sözlerinden alıntı- larla süslediği kaydedildi. Yemeğe katı- lan milletvekilleri, kabine değişikliği beklentilerini Özer Çiller'e ilettiklerini ve değişeceği yönünde bir izlenim edin- diklerini söylediler. İç Anadolu Bölge- si'ni temsil eden bir milletvekilinin ba- kan olarak kabineye gırmesinde ısrarlı olduklannı belirten DYP'liler, "Her za- man Güneydoğuhılar. Tamam, öncefik verilsin, ama bizden de bir bakan obna- Iı" diye konuştular. Yemekte, ısım veril- meden Sanayı ve Ticaret Bakanı Yahm Erez, Sağlık Bakanı Ydduim Aktuna ve Milli Eğitim Bakanı MehmetSağfaun'ın eleştirildiği öğrenildi. Yemeğe, genel başkan yardımcılan ile grup başkanve- killerinin çağnlmaması dikkat çekti. Özer Çiller'in, yemeğı geleneksel hale getirmek isteyen mületvekillerine, "Ben de size haziran ayında Büyükada'da bir yemek vereceğm" dedıği, bunun üzeri- ne de bir milletvekilinin, "Sizzenginsiıuz efendun" karşılığını verdiği öğrenildi. Tansu Çiller, yapacağı kabine değişik- liğini kurmaylann telkini ifedeniyledorî- durdu. DYP genel başkan yardımcılan ve grup başkan vekilleri, Çiller'i, yeni bir küskün grubu oluşturmaması için ka- bine değişikliğini askıya alması konu- sunda ikna ettiler. Bakanlık Kazan hn 'Polatlar'dan intikamı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlık- taki gizli belgelerin çöpe atılması olayı- nı ortaya çıkaran Kanal D muhabiri Gök- sel Polat'ın eşi Sevim Polat ile soyadı Po- lat olan diğer bakanlık görevlilerini alt görevlere tayin ederek cezalandırdı. Giz- li belgeleri çöpe atanlara soruşturma aç- mak yerine, gazeteci yakınlannın ceza- landınlmasının gerekçesi 'bakan tensi- bi'ne dayandınldı. Adalet Bakanlığı'nda, 'gizli1 damgası taşıyan çok sayıda belgenin geçen hafta çöpe atılması, Ramazan Özçeük adlı mu- hasebecinin, Kanal D televizyonunaola- yı bildirmesiyle ortaya çıktı. Adalet Ba- kanı Kazan, geçen pazar günü Kocaeli'de RP'lilerle yaptığı bir toplantıda, haberi yapan muhabirGöksel Polat'ın eşinin ba- kanlıkta memur olarak çalıştığını belir- terek u Bu muhabirin dayısı Cafer Polat ile bunun eşi de bakamıkta. Adalet Ba- kanhğfnda Polatsoyadında tam 8 kişiça- hşıyor"dedi. Kazan, bu kişilerin, Ceza-Tevkifevle- ri 'ne ait bazı evrakı torbalara koyarak çö- pe atnklannı öne sürdü. Kazan, olayı ha- ber veren Özçelik, Kanal D ve Çankaya Belediyesi çöpçülerinin böyle bir tertip hazırladıklannı savundu. Kazan'ın 'sorumlu' ilan ettiği Polat so- yadlı personelin görev yerleri değiştiril- meyebaşlandı. Cumhuriyet'in aldığı bil- giye göre, Göksel Polat'ın, Adalet Ba- kanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü'nde görevli eşi Sevim Polat. Ankara Adliye- si emrine gönderildi. Kazan'ın, Polat'ın dayısı olduğunu öne sürdüğü, ancak ara- lannda hiçbir akrabalık bağı bulunmadı- ğı saptanan Cafer Polat ile eşi Zeynep Polat da Ankara Bölge tdare Mahkeme- si'nde görevlendirildi. Yazıda, Polat so- yadlı personelin 'bakan tensibi gereğin- ce' görev yerlerinın değiştinldiğı belirtil- di. Bakanlıkta görevli diğer 5 Polat'ın da, bakanhktan uzaklaştinlarak çeşitli gö- revlere gönderileceği kaydedildi. Kazan'ın, hakkındaki haberleri nede- niyle rahatsızlık duyduğu Göksel Po- lat'tan intikam almak için, bakanlıkta gö- revli tüm Polat soyadlı personeli kurban ettiği öne sürüldü. Tüm Yargı-Sen ve Ba- sın Konseyi, Adalet Bakanı Kazan'ın uy- gulamalannı yaptıklan yazılı açık- lamalarla kınadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear