Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Istanbul
Edırne
Çanakkale
Kocaelı
Izmır
Manısa
Aydın
Denızli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
14
15
16
16
18
18
21
20
Zonguldak PB 11 Antalya
bınop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Konya
Eskışehır
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
10
11
10
10
10
9
12
3
PB 19 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
1 /
18
9
12
7
9
2
7
PB -2
Butun bölgeler par-
çalı ve az bulutlu, ya-
rın akşam saatlerın-
den ıtıbaren yurdun
doğu kesımleri çok
bulutlu, Marmara,
Ege, Iç Anadolu'nun
kuzeybatısı ile Batı
Karadenız'ın batısı
yağmurlu geçecek.
Yurdun ıç ve doğu
kesımlerınde yer yer
sis görulecek. Hava
sıcaklığı artacak
Londra
Paris
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrıd
Sofya
Brüksel
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
Y
14
11
16
9
10
13
9
10
Budapeşte Y 10 Münih
Atina
Milano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
Y
Y
PB
K
K
Y
Y
Y
14
8
0
0
6
12
7
8
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tıflıs
Kahire
K
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
1
12
14
12
9
10
7
22
Şam PB 20
0Aç,k Parçalı bulutkj Sısı ^ Çok bulutlu Yağmurlu Karı
vAisfafîg
Sulukar Gok gınjftulu
* *
G U N C E L CLTVEYTARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
ması, elbette olanaksi2. Baksanıza; yetmiş yılda
toplumun büyük çoğunluğuna kök salan laikliği
"içimizde" arayacağına, "dışarıdan" ithal etmeye
uğraşıyor.
Karagöz ün "Yarbana eğlence"sme benzer bir
söylem icatetmiş, "Verbana Amerika'dakineben-
zer laiklik" diye orada burada söylenip duruyor.
Aklanıp paklanmamış, sadece TBMM'deki siya-
sal kararın arkasına saklanmış Şaibe Hanım da
başka dünyalarda geziniyor. MGK'den önce as-
kerlere "mesajlar" gönderiyor. Öyle ki, "ortağının
heryaptığı DYP'yi ilgilendırmezmiş, protokol dışı-
na çıkılmadıkça hükümet yürür gidermiş."
Takkeli ile Şaibe, askerleri yeterince tanımıyor.
Yalancı dolmalara kannları tok!
Rejimin bugünkü noktaya gelmesınde tek so-
aımlu: Şaibe!
Hele "bundan sonra RP'ye taviz vermeyeceği-
ne" nasıl inanacaksın? Demiş ki bir grup partiliye;
TOFAŞ-TEDAŞ ve malvarlığı "boğazında üç dü-
ğüm" imiş, "kurtulmuş". Bundan sonra nasıl dire-
neceğini, RP şimdiden görsün demeye getiriyor.
Işit de inanma! Hemen arkasından protokole ay-
kın hareket edilmediği sürece, "hükümetin devam
edeceğine" değiniyor... Ta ki, 8 Temmuz 1998'de
Takkeli'nin başbakanlığı "boğazında üç düğüm"\ü
Şaibe'ye teslim edinceye kadar.
Ne rejim ne laiklik... Gözü başka bir şey görmü-
yor.
Muhalefetten, iktidardan kaynaklanan yalanlarla
gerçekler arasındaki uçurumu halkımız göre göre,
siyasetçiye de partılere de düşük not vermeyi sür-
dürüyorlar.
Hadi oradan
Doçent Gökhan Çapoğlu, "Yepyeni Bir Türkiye
Için" araştırmalar yapmış, bir kitapta toplamış.
"Türkiye'deki siyasi parti lideherini ülkenin sorun-
lannı çözmede yeterii buluyor musunuz?" sorusu-
na alınan yanıtları şöyle sıralıyor:
"Çokyetersizyüzde 34, yetersizyüzde 46, neye-
terli ne yetersizyüzde 15, yeteriiyüzde 4, çokye-
terli yüzde sıfır."
Bu sonuçların yalan yanlış olduğunu öne süre-
rek; kuşkusuz, Takkeli'nin, hele Şaibe'nin ne yüzü
kızaracak ne de ders çıkarma özellikleri kıpırdana-
cak!
'Çok yetersiz ile yetersiz'in toplamı yüzde 80.
'Ne yetertlne yetersiz'\ yüzde 80'e eklersek sonuç
daha vahim: Yüzde 95!..
Şaibe Hanım; Cevheri-Ekinci-Gölhan üçlüsün-
den aldığı derslerie, aklı sıra askerlere "Kimse de-
mokrasiden vazgeçilebileceğini düşünmesin" gibi
bir de "sert" uyanda bulunuyor.
Tabii Doğan Güreş Bey üniformalı olsaydı bir
"ağabey olarak kızkardeşine" gerçeğı söylerdi. Ne
çare, Güreş Bey sade bir milletvekili.
Bu nedenle Şaibe hâlâ şu durumu anlamış de-
ğil:
Askerler, "bugün" rejimin içine düştüğü bunaltm-
dan demokratik yollar ve yöntemlerle çıkılmasını is-
tiyorlar. Ama parlamento bir çıkjş yolu bulmazsa...
Yannı kim bilebilir? • ••.-.-
Zaten; askerler "darbe "ye karar verip uygtrtarrra-
ya geçse, o sırada Bilkent'teki görkemli konutun-
da ABD ve buradaki gayrimenkulleri ile paracıkla-
rını saymakta olan Şaibe ile ünlü kocasının olan bi-
teni ruhlan bile duymaz...
Şaibe Hanım, Takkeli'yi savunurken irticaya yat-
km, "tek bir karamame, yasa ve yönetmeliği Çan-
kaya'ya göndermediklerini" öne sürüyor.
Peki ama, Şaibe ile Takkeli, Çankaya'dan geri dö-
nen kararnamelerin sayısını niçin açıklamıyor?
Demokrasi kurallanna sığınan Takkeli, antilaik he-
zeyanlara pabuç bırakmayan geniş kesimlere "Otu-
run oturduğunuz yerde" gibi sözlerie, bir siyasalka-
badayı ağzıyla saldırıyor.
Yüzde 22 oyla Türkiye'yi teslim aldığını sanan
Takkeli; sen otur oturduğun yerde!
Bir de laikliğin din düşmanlığı olmadığını söy-
lemiyor mu?
Güler misin, ağlar mısın!
'Yargı, RP'yi îzlemiyor'• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhuriyet'e yaptığı değerlendir-
mede. kurulda hiçbır zaman sert tar-
tışmalann yaşanmayacağını, ancak
askerin gelişen köktendinci girişim-
lerle ilgili uyanlannı "nazikçe" ilet-
mesine kesin gözüyle baktıklannı
söyledi. Aynı kaynak, "Asker siyasi
rejimi Okaıunış gibi görmüyor, yar-
gmın tıkandıgı görüşünde. 2 aydan
beri şeriatçılıkla ilgili birçok iddia
gündeme geldi. Buıılar neden suç
duyurusu kabul edilmiyor. Yargı
RP'Kkri izlemıyor" dedi.
DSP lideri Bülent Ecevit, grup
toplantısında yaptığı konuşmada ül-
kenin rejim açısından hiizün vericı
bir noktada olduğunu vurguladi.
Ecevit, "Rejimin ciddibirtehlikey-
le karşı karşıya oldujju. siyasal yaşa-
mın tıkanıklık içinde buiunduğu bir
sırada. demokratik bir ülkede de-
mokrasisi sağlıklı ve gereği gibi işle-
yen bir ülkede, gözlerin ve kulakla-
nn TBMM'ye, parlamentoya yöne-
likolmasıgerekirdL Biryandan göz-
ler ve kulakJar MGK'ye çevrili, bir
yandan da toplumun, halkın yüreği
sokaklarda çarpıyor" dedi.
TBMM'nin görevıni yeterince
yerine getiremediğini, rejim bunalı-
mını aşmakta zorlanır duruma gel-
diğini bildiren Ecevit, güçbirliği
çağnlannın solda birlik dayatması-
na feda edildiğini söyledi. Ecevit.
"Bunun faturasını da şimdi ban çev-
reler DSP'ye ve bana çıkarmaya ça-
uşıyorlar. Kendini solcu sanan bazı
çevreler, DSP'yi de öteki partilere
benzetme çabasından nedense ken-
düerini alamıyor. Onlann solculu-
ğunu da ciddiye almıyorum. Bay-
kal'ın "blok'veya "çekirdek' kav-
ramiannm TBMM aritmetiğine de
siyasetin gerçeklerine de uy madığt-
nı bu çevreler bibnezden geliyor" di-
ye konuştu.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı
Atila Sav da dün düzenlediği basın
toplantısında, MGK toplantısında
rejimin tartışılacağı söylenince,
•MGK anayasai bir kuruluştur.
Böyle bir konuyu gündeme aJması
doğakür.Ancak sonaşamadaçözüm
parlamentodadır" dedi. RP"nin
amacının anayasai düzeni değiştire-
rek Iran benzeri bir teokratık devlet
kurmak olduğunu vurgulayan Sav,
"DYP'nin RP'yeolan borcunu, laik,
demokratik cumhuriyeti yıkma
stratejisinde bu partiye destek vere-
reködediğini'* ileri sürdü. Toplumun
bu konuda tedirgin, tepkili ve kay-
gılı olduğunu belirten Sav. "üst dü-
zey askeri yetkililerin kaygılannı di-
le getiren açıklamalannın RP'üler-
ceeleştirilmesi"'ne yönelik bir soru-
ya ise şuyanıtı verdi. "Erbakan sert
bir konuşma yaptı. Bu konuşma,
RP'nin tabanını artık tutamaz hale
geldiğinin göstergesidir. Ama yüzde
2l'lik birpartinin Türkiye'de anaya-
sairejimi yıkmaya gücü yetmeyecek-
tir."
Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım
Erez. Izmir Enternasyonal Fuan ta-
nıtım toplantısında gazetecılerin şe-
riat konusunda Cumhurbaşkanı De-
mırerin uyanlannı anımsatarak vö-
nelttikleri sorulara. "Şeriatgelir, di-
ye düşünenlerin aklından zoru var-
dır, yeri akıl hastanesidir. Ben cum-
hurbaşkanı kadar vaktimi kay bedip
bu konudaki sorulara cevap dahi
vermem"dedi. DYPKilis Milletve-
kili Doğan Güreş de "Kilis Yöreteri
Sanatsal Faaliyefleri" kermesı açılı-
şında MGK ile ilgili sorulan yanıt-
ladı. Güreş, "MGK gündemini,
cumhurbaşkanı belirler. Çalışma sis-
temini bilmeyenler yanlış yorum ya-
pıyor. Her ay toplanır ve gündemini
göruşür. Gerek duyarsa. hükümete
tavsiyede bulunur" dedi. "Türk Si-
lahlı Kuvvetleri neden rahatsız" so-
rusuna Güreş. "Kazamn altını de-
vamlı yakarsan tedirginlik çıkar.
Ateşi daha da çok açarsan kazan
patlar. Tabii ki tedirginlik olabilir*
karşılığını verdi. Güreş. Genelkur-
ma> 2. Başkanı Orgeneral Çevik
Bir'in ABD'deki konuşmasının al-
tına imzasını atacağını da sözlenne
ekledı. DYPGrup Başkanvekılı Saf-
fet Ankan Bedük, MGK toplantı-
sında bazı rahatsızlıklann ele alın-
sa bile ordunun bunu rejım sorun
yapmaktan çok, devletin kurumlan-
nı göreve çağırmayı tercih edeceği-
ne dikkat çekti. Bedük. Tarkh gö-
rüşler hukümeti bağlamaz. Özellik-
le yargı görevini yapmabdır" dedi.
Refah'tan dinci istemlerde ısrarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millı Gü-
venlik Kurulu'nun (MGK) yann yapılacak şubat
ayı olağan toplantısı, ordunun rejım uyanlan ko-
nusunda RP'de farklı seslerin yükselmesine ne-
den oldu.
MGK öncesi ordunun gerilimini düşürmek
için hükümetin bazı adımlar atması gerektiği
uyansında bulunan RP Genel Başkan Yardımcı-
sı Aydın Menderes, parti içindeki ılımlı isimler-
den destek aldı. TBMM'de yapılan oylamalarda
muhalefetle birlikte DYP Genel Başkanı, Dışiş-
leri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'in Yüce Divan'a gönderilmesi yönünde oy
kullanan RP Ankara Milletvekili Şaban Karataş,
Menderes'in MGK'ye ilişkin değerlendirmele-
rine katıldığını belirterek ordunun rahatsız oldu-
ğunu söyledi. MGK'nin gündeminin çok önem-
li olduğunu belirten Karataş. kamuoyunda bu
toplantıdan gerginliği azaltacak bir sonuç çık-
ması beklentisinin oluştuğuna dikkat çektı. Or-
dunun rahatsızlığının sağlam gerekçeleri bulun-
duğu inancını dile getiren Karataş, şunlan söy-
ledi:
"Eğer orduda böyle bir huzursuzluk. rahatsız-
lıkvarsa mutlaka ellerinde birtakım rapoıiar, cid-
di belgeler vardır. Bu rahatsızlığın giderilmesi zo-
runludur. Hükümet, bu rapoıiar ve belgeier ışı-
ğında gelecek tavsiyeleri ciddiye almalı ve gcrcgt-
ni yerine getirmelidir."
RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk ise
parlamentoda düzenlediği basın toplantısında,
MGK'nin görev ve yetkilerinın belli olduğunu
vurgulayarak, "MGK ilk kez toplanmıyor. Top-
lumda huzuru saglamak için MGK toplantıla-
ruıda tavsiye kararlan alınır. MGK toplantısın-
dan bu defa da yine aynı şekilde güzel bir tavsiye
çıkacağına inanıyorum
1
" dıye konuştu. Muhale-
fetin "Sadece bizim gibi düşünenlere demokrasi
- y^ndaş demokrasisi" anlayışına sahip olduğu-
nu savunan Asiltürk şunlan söyledi:
"İşyeıierine mescit yapılmasına. çalışanlara
ikindi namazı için izin verilmesine karşı çıkıyor-
lar. Ama kreş açılmasınu annelere süt izni verü-
mesini çalışırken çay içilmesini temel insan hak-
kı olarak değerlendiriyorlar. Bunlar temel haklar
da, bir insanın namaz kılmak istemeye hakkı yok
mu? İkindi namazı izni deyince hemen tamtanı-
lan çahyorlar ve gulu gulu dansına başlıyorlar
"LaikJik elden gidiyor' diye. Şimdi 160 kişiyiz, ge-
lecek seçimde 360 kişi geliriz ve herkesin hakkını
da veririz.**
Gülçay aflesinin hııkıık savaşı Abdullah Gül
KEREM ILGAZ
Geçen eylü! ayında Beşik-
taş ÜlküOcaklan'ndaöldürü-
len Şenol Gülçjç''ın ailesi hu-
kuk mücadelesi veriyor. 'Dev-
letin polisi ve avukatmın ülkü-
cülerden korktuğunu' öne sü-
ren Gülçay ailesi, mahkemede
savunmalannı kendi yapıyor.
Etiler Büyükanlı Ticaret Li-
sesi 'nde okuyan 16 yaşındaki
Şenol Gülçay'ın ailesi, 10 Ey-
lül 1996 tarihinde aldıkJan bir
haberle yıkıldı. Oğullannın,
Beşiktaş Ülkü Ocaklan'nda
bırakılan bir av tüfeğiyle kaza
sonucu öldüriildüğü haberini
alan Gülçaylar hemen müca-
deleye başladılar.
Öİdürülme olayı sonrasın-
da Turan Altunbaşak (20) ve
V.T.gözaltına alındılar ve tu-
tuklanarak cezaevine gönde-
rildiler. Sanıklar, polis vesav-
cılıkta verdikleri ifadelerle
j ınnt i
birbırlenni suçladılar. Istanbul
1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılanan Turan Altunbaşak
için TCK'nın 448. maddesi
uyannca 'kasten adam öidür-
nıek'suçundan 30 yıla kadar
ağır hapis cezasj istenirken,
V.T. için, yaşının 18'den kü-
çük olması nedeniyle ceza in-
dirim maddesi uygulanarak 10
yıla kadar ağır hapıs cezası is-
tendi. Yapılan ilk duruşmada,
Turan Altunbaşak tahliye edil-
di. Beşiktaş Ülkü Ocaği Baş-
kanıCüneyt Kocak ise tanık
olarak çağnlmasma karşın du-
ruşmaya gelmedi. Diğer tanık-
lann da duruşmaya gelmeme-
si nedeniyle dava uzuyor.
Sanıldar ise mahkemede tu-
tarsız ifadeler verdiler. Dava-
nın son oturumunda ise ilginç
bir gelişme yaşandı. Bayram-
paşa Cezaevi'nde bulunan tu-
tukJu sanık VT. mahkemede
bir mektup okudu. V.T, bu
mektubun diğer sanık Altun-
başak tarafindan gönderildiğı-
ni ve kendisinın çelışkıli ifade
vermesinin istendiğini öne
sürdü. içinde "Olayın kaza ol-
duğuna mahkemeyi inandır-
mak için çelişkiü ifadeler ver-
memizgerekiyor'' cümlesı bu-
lunan mektup dosyaya konul-
du. Ancak yargılamada bir ge-
lişme olmadı ve dava yine er-
telendi.
Gülçaylar. karşı tarafin ülkü
ocağı olması nedeniyle tanı-
dıklan avukatlann davayı al-
fnak istemediğinj anlatıyorlar.
Zaten Gülçaylar, avukatın bir
yaran olduğunu düşünmüyor-
lar. Şenol'un ocağa spor yap-
maya geldıği şeklindeki ıddi-
alann dadoğru olmadığını be-
lirten baba Hasan Gülçay. oğ-
lunda eklem romatızması ol-
duğu için okulda beden eğiti-
mi dersine bile gırmedığıni
belirtiyor.
6
Çevik Bîr^e değil
bana inanın
9
NEVVYORK-ABD'run,
partisi hakkındaki görüşle-
rini değiştirmeyeçabalayan
RP'li De\let Bakanı Âb-
dullah Gül, Genel kurmay
tkinci Başkanı Çevik Bir'e
ilk yanıtını verdi.
Gül. Orgeneral Bir'in
Washington'da geçen hafta
yaptığı "LaikHkvedemok-
rasinin bckçisiyiz. fran te-
rörist ülkedir" sözlenne
önceki gün verdiğı yanıtta,
"Siz bana inanın, seçilmiş
olan benim"
1
dedi.
New York'ta finans çev-
releriyle hafta başından be-
ri görüşmelerde bulunan
Gül. başkanlığını Türk asıl-
lı AhmetErtegün'ün yaptı-
ğı Amerikan Türk Derneği
Kuran kursunda öğrencilere tecavüz iddiası
CENGİZ DEMİREL
SİNOP - Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'na bağlı Sinop Pervane Kuran Kur-
su'nda erkek ögrenciler arasında yaşa-
nan cinsel ilişkilerin ortaya çıkması
üzerine arkadaşlanna tecavüz ettiklen
öne sürülen iki öğrenci tutuklandı.
Cumhuriyet savcılığı tecavüzle ilgili
soruşturmayı derinleştirirken, Sinop
Müftüsü Cevat Altun'un olayı yalanla-
ması dikkat çekti.
50 öğrencinin banndığı Pervane Ku-
ran Kursu'nda İA. (15) ile Y.Y. (15)
adlı yatılı öğrencilerin 14 yaşındaki
H.T.'ye tecavüz ettiği iddialan üzerine
Sinop Cumhuriyet Başsavcıhğı birso-
ruşturma başlattı.
H.T.'ye tecavüz edildiği doktor kont-
rolünde de kesinlik kazanmca gözal-
tında tutulan Y.Y. ile I.A. dün mah-
kemeye sevk edıldi. tkı öğrenci tutuk-
lanarak Sinop Çocuk Islahevi'ne gön-
derildi
Kuran kursundaki tecavüz olayının
duyulması Sinop'ta yankı uyandınr-
ken, Sinop Müftüsü Cevat Altun teca-
vüz olayını H.T.'nin yalanı olarak nite-
ledi. Savcılık başka öğrencilere de te-
cavüz edildiği iddialannı soruşturuyor.
onuruna verdıği yemekte
konuştu. Gül. Refah Parti-
si'ni anlatırken Türkiye"de
laiklik ve demokrasiyı ge-
lıştirmek yolunda çaba sarf
• ettıklenni savundu. Ameri-
kan tipı laiklik sözlennı bu-
rada da yineleyen Gül, ken-
dilennin dıl. din ve ırk ay-
rımından uzak bir toplum
özlemi içinde olduklannı
söyledi. Gül. kımsenin
inançlanndan dolayı ay-
nmcılığa tabi tutulmadan
ışe alındığı. üniversiteye gı-
debildıği bir laiklik mode-
lı üzerınde durduklannı
vurguladı.
Gazetecilerin alınmadığı
yemekte, Washıngton Post
gazetesinin yazarlanndan
Elizabeth W\moth: ABD
Dışışlen Bakanı Madekine
.Albright'ın sözlerini hatır-
latarak "Türkiye'de halk,
askerler ve ay dınlar. bugün
yaşananlardan rahatsız ol-
duklannı dile getiriyorlar"
dedi. Abdullah Gül de bu-
nun üzerine "Siz bana ina-
nın, seçilmiş olan benim"
diye konuştu. Dev let Baka-
nı Gül, bugün Türkjye'ye
hareket edıyor.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı I. Sayfada
si", "Yaşasın halkımızın örgütlü mücadelesi" slo-
ganları atarak çıksak yeriydi...
Kendi kendime mırıldandım:
"Âşıksan vur saza, yazarsan gel gaza..."
Şaka bir yana, Demirel'in tanımlamaları bir süre-
dirdahanet...
Bizim görüşmemizde de öyleydi...
Demirel, laiklikle ilgili sorulan yanıtlarken artık,
"Türkiye laik bir devletin adıdır"gibi genel tanımla-
malar yapmıyor. Neredeyse şöyle bir tanımlama
yapma noktasına gelmış görünüyor:
"Laiklik, Demirel'in ikinci soyadıdır..."
Siyaset konusunda geleneksel olarak söylediği,
"Kışlaya, camiye ve okulasiyasetisokmayın"söz-
lerinin yerini de, deyim yerindeyse şu almış görü-
nüyor:
"Kışlada, sıyasette ve okulda dinikullanmayın..."
Kanuni Sultan Süleyman'ın iktidar rekorunu
zorlayan Demirel'in son gelişmelen görmemesi ta-
bii ki beklenemez. Bu doğal ama, Demirel'in bu
durum karşısında netleşmesi önemli.
Şöyle de diyebılirdi:
"Beni şu işlere alet etmeyin..."
Bunun yerine şunu söylüyor:
"Ben, laiklik konusunda tarafım..."
Neden taraf?
"Çünkü" diyor, "laiklik anayasamızın temel hük-
mûdür. Laiklik Tûrkiye'nin çimentosudur."
Şu tümceyi keşke 1970'li yıllarda da söyleseydi:
"Siyasi partiler dıne dayalı siyaset yapamazlar.
Yaparlarsa yargı işlemiyor demektir..."
Demirel zaman zaman, "of'lu konuştu. Gerçi
söylemedi ama, kımi tümcelerinin başına, "Oooofff
of" nidası yakışıyordu. Kimi tümcelerine başlarken
de, "of the record" dedi.
Yemeğin sonunda Demirel'in deyimiyle "Köşk'ün
sıpesiyalitesi" fırında sütlaçı yerken sordum:
_ - 1980'lerin sonunda, 'Düşün peşime' deyip,
Özal'a karşı yoğun bir muhalefet kampanyası baş-
latmıştınız. Bugünkü iktidara karşı yürütülen muha-
lefeti nasıl buluyorsunuz?
Sözümüz tabii ki tuzaktan uzaktı ama, imalı ıma-
lı baktı, "Yaramı deşmeyin" dedi.
Köşk'ün bahçesi geniş, yetkisi dar... Çok hare-
ketli bir siyasi yaşamın ardından Köşk'e çıkan De-
mirel'e, "çerçeveler içinde kalmak" zor geliyor ol-
malı..
Demokratik darbe tartışmaları...
Görüşmede söz ister ıstemez darbe söylentileri-
ne de geldi. Demirel sordu:
"Darbenin bu kadar çok tartışıldığı demokratik bir
ülke varmıdır?"
Ardından yanıtladı:
"Yoktur..."
Darbe sözü ne yazık ki ülkenin gündemine yer-
leşti. "Durum kötü" diyen herkes ikinci tümceyi,
şöyle kuruyon
"Darbe mı olur?"
Demokrasiyle yönetildiği söylenen bir hukuk dev-
letinde, her sıkışıklıkta darbeden söz ediliyorsa bu-
nun dört nedeni vardır:
- Ülke insanları çok hazırcıdır.
- Demokrasiye olan güven azdır.
- Demokratik kurumlar ve gelenekler oturtula-
mamıştır.
- Ülke yönetimi, demokrasiye amaç değil araç
gözüyle bakanların elindedir.
Demokratik mafya cumhuriyetinden sonra dar-
benın de demokratik tartışıldığı bir ülke olduk...
Demirel, "dinin siyasete alet edilmesi"n'\ açar-
ken, "Hem yasalarda bu suç olacak, hem bu iddi-
alar sürekli gündemde olacak. Tütkiye bu ikilemle
gitmez" dedi... . :-•>'.•
Gitmezse ne olur?
Yol burada ayrtlıyor. İnsan ister ıstemez soruyor:
- Türkiye'de demokrasi zemini niçin bu kadar
darbe?
İhrahim Şahin operasyomı
BURSA (AA) - Hakkmda
tutuklama karan bulunan es-
ki Özel Harekât Dairesi Baş-
kan Vekilı İbrahimŞahin'ın
Gemlık'te bulunduğunun
ihbar edilmesi üzerine jan-
darma ve polis ekiplerince
operasyon düzenlendi.
tçişleri Bakanlığı'na ya-
pılan bir ihbarda. Şahin'in.
Bursa'nın Gemlik ilçesine
bağlı Küçükkumlabeldesin-
de bir evde saklandığı bildi-
nldi. Şahın'i berber Emir
Arparslan'ın sakladığı iddia
edildi. Bunun üzerine böl-
gede operasyon yapıldı. Jan-
darmanın Kuçükkumia bel-
desinde. polisin de Gemlik
polis bölgesınde yürüttüğü
aramalarda tbrahım Şa-
hin'in ızine rastlanmadı.
Emir Alparslan'ın çalıştırdı-
ğı berber dükkânına da bir
operasyon düzenleyen polis,
burada bulunan kalfa ve çı-
rağı gözaltına aldı. Gözaltı-
na alınan iki kişı daha sonra
serbest bırakıldı.
Bursa Valisi Orhan Ta-
şanlar. "Bir ihbar geldi ve
operasyon vapıkjı" dedi.
Artık he de Fadime. Yeter oeklet
tigin. IstİRDalîmle oyTiuyorsun!..
-i\e diyorsun... PeRi sen r>eıııın istıkbalımı garanti
edivor musun? HııV..
Istîkbalimlt ovnuvorsun daa'/.