23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edırne Çanakkale Kocaelı Izmır Manısa Aydın Denızli PB PB PB PB PB PB PB PB 14 15 16 16 18 18 21 20 Zonguldak PB 11 Antalya bınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskışehır Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 10 11 10 10 10 9 12 3 PB 19 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB PB 1 / 18 9 12 7 9 2 7 PB -2 Butun bölgeler par- çalı ve az bulutlu, ya- rın akşam saatlerın- den ıtıbaren yurdun doğu kesımleri çok bulutlu, Marmara, Ege, Iç Anadolu'nun kuzeybatısı ile Batı Karadenız'ın batısı yağmurlu geçecek. Yurdun ıç ve doğu kesımlerınde yer yer sis görulecek. Hava sıcaklığı artacak Londra Paris Roma Berlın Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel Y Y Y Y Y PB Y Y 14 11 16 9 10 13 9 10 Budapeşte Y 10 Münih Atina Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn Y Y PB K K Y Y Y 14 8 0 0 6 12 7 8 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tıflıs Kahire K PB PB PB PB PB PB PB 1 12 14 12 9 10 7 22 Şam PB 20 0Aç,k Parçalı bulutkj Sısı ^ Çok bulutlu Yağmurlu Karı vAisfafîg Sulukar Gok gınjftulu * * G U N C E L CLTVEYTARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada ması, elbette olanaksi2. Baksanıza; yetmiş yılda toplumun büyük çoğunluğuna kök salan laikliği "içimizde" arayacağına, "dışarıdan" ithal etmeye uğraşıyor. Karagöz ün "Yarbana eğlence"sme benzer bir söylem icatetmiş, "Verbana Amerika'dakineben- zer laiklik" diye orada burada söylenip duruyor. Aklanıp paklanmamış, sadece TBMM'deki siya- sal kararın arkasına saklanmış Şaibe Hanım da başka dünyalarda geziniyor. MGK'den önce as- kerlere "mesajlar" gönderiyor. Öyle ki, "ortağının heryaptığı DYP'yi ilgilendırmezmiş, protokol dışı- na çıkılmadıkça hükümet yürür gidermiş." Takkeli ile Şaibe, askerleri yeterince tanımıyor. Yalancı dolmalara kannları tok! Rejimin bugünkü noktaya gelmesınde tek so- aımlu: Şaibe! Hele "bundan sonra RP'ye taviz vermeyeceği- ne" nasıl inanacaksın? Demiş ki bir grup partiliye; TOFAŞ-TEDAŞ ve malvarlığı "boğazında üç dü- ğüm" imiş, "kurtulmuş". Bundan sonra nasıl dire- neceğini, RP şimdiden görsün demeye getiriyor. Işit de inanma! Hemen arkasından protokole ay- kın hareket edilmediği sürece, "hükümetin devam edeceğine" değiniyor... Ta ki, 8 Temmuz 1998'de Takkeli'nin başbakanlığı "boğazında üç düğüm"\ü Şaibe'ye teslim edinceye kadar. Ne rejim ne laiklik... Gözü başka bir şey görmü- yor. Muhalefetten, iktidardan kaynaklanan yalanlarla gerçekler arasındaki uçurumu halkımız göre göre, siyasetçiye de partılere de düşük not vermeyi sür- dürüyorlar. Hadi oradan Doçent Gökhan Çapoğlu, "Yepyeni Bir Türkiye Için" araştırmalar yapmış, bir kitapta toplamış. "Türkiye'deki siyasi parti lideherini ülkenin sorun- lannı çözmede yeterii buluyor musunuz?" sorusu- na alınan yanıtları şöyle sıralıyor: "Çokyetersizyüzde 34, yetersizyüzde 46, neye- terli ne yetersizyüzde 15, yeteriiyüzde 4, çokye- terli yüzde sıfır." Bu sonuçların yalan yanlış olduğunu öne süre- rek; kuşkusuz, Takkeli'nin, hele Şaibe'nin ne yüzü kızaracak ne de ders çıkarma özellikleri kıpırdana- cak! 'Çok yetersiz ile yetersiz'in toplamı yüzde 80. 'Ne yetertlne yetersiz'\ yüzde 80'e eklersek sonuç daha vahim: Yüzde 95!.. Şaibe Hanım; Cevheri-Ekinci-Gölhan üçlüsün- den aldığı derslerie, aklı sıra askerlere "Kimse de- mokrasiden vazgeçilebileceğini düşünmesin" gibi bir de "sert" uyanda bulunuyor. Tabii Doğan Güreş Bey üniformalı olsaydı bir "ağabey olarak kızkardeşine" gerçeğı söylerdi. Ne çare, Güreş Bey sade bir milletvekili. Bu nedenle Şaibe hâlâ şu durumu anlamış de- ğil: Askerler, "bugün" rejimin içine düştüğü bunaltm- dan demokratik yollar ve yöntemlerle çıkılmasını is- tiyorlar. Ama parlamento bir çıkjş yolu bulmazsa... Yannı kim bilebilir? • ••.-.- Zaten; askerler "darbe "ye karar verip uygtrtarrra- ya geçse, o sırada Bilkent'teki görkemli konutun- da ABD ve buradaki gayrimenkulleri ile paracıkla- rını saymakta olan Şaibe ile ünlü kocasının olan bi- teni ruhlan bile duymaz... Şaibe Hanım, Takkeli'yi savunurken irticaya yat- km, "tek bir karamame, yasa ve yönetmeliği Çan- kaya'ya göndermediklerini" öne sürüyor. Peki ama, Şaibe ile Takkeli, Çankaya'dan geri dö- nen kararnamelerin sayısını niçin açıklamıyor? Demokrasi kurallanna sığınan Takkeli, antilaik he- zeyanlara pabuç bırakmayan geniş kesimlere "Otu- run oturduğunuz yerde" gibi sözlerie, bir siyasalka- badayı ağzıyla saldırıyor. Yüzde 22 oyla Türkiye'yi teslim aldığını sanan Takkeli; sen otur oturduğun yerde! Bir de laikliğin din düşmanlığı olmadığını söy- lemiyor mu? Güler misin, ağlar mısın! 'Yargı, RP'yi îzlemiyor'• Baştarafı 1. Sayfada Cumhuriyet'e yaptığı değerlendir- mede. kurulda hiçbır zaman sert tar- tışmalann yaşanmayacağını, ancak askerin gelişen köktendinci girişim- lerle ilgili uyanlannı "nazikçe" ilet- mesine kesin gözüyle baktıklannı söyledi. Aynı kaynak, "Asker siyasi rejimi Okaıunış gibi görmüyor, yar- gmın tıkandıgı görüşünde. 2 aydan beri şeriatçılıkla ilgili birçok iddia gündeme geldi. Buıılar neden suç duyurusu kabul edilmiyor. Yargı RP'Kkri izlemıyor" dedi. DSP lideri Bülent Ecevit, grup toplantısında yaptığı konuşmada ül- kenin rejim açısından hiizün vericı bir noktada olduğunu vurguladi. Ecevit, "Rejimin ciddibirtehlikey- le karşı karşıya oldujju. siyasal yaşa- mın tıkanıklık içinde buiunduğu bir sırada. demokratik bir ülkede de- mokrasisi sağlıklı ve gereği gibi işle- yen bir ülkede, gözlerin ve kulakla- nn TBMM'ye, parlamentoya yöne- likolmasıgerekirdL Biryandan göz- ler ve kulakJar MGK'ye çevrili, bir yandan da toplumun, halkın yüreği sokaklarda çarpıyor" dedi. TBMM'nin görevıni yeterince yerine getiremediğini, rejim bunalı- mını aşmakta zorlanır duruma gel- diğini bildiren Ecevit, güçbirliği çağnlannın solda birlik dayatması- na feda edildiğini söyledi. Ecevit. "Bunun faturasını da şimdi ban çev- reler DSP'ye ve bana çıkarmaya ça- uşıyorlar. Kendini solcu sanan bazı çevreler, DSP'yi de öteki partilere benzetme çabasından nedense ken- düerini alamıyor. Onlann solculu- ğunu da ciddiye almıyorum. Bay- kal'ın "blok'veya "çekirdek' kav- ramiannm TBMM aritmetiğine de siyasetin gerçeklerine de uy madığt- nı bu çevreler bibnezden geliyor" di- ye konuştu. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Atila Sav da dün düzenlediği basın toplantısında, MGK toplantısında rejimin tartışılacağı söylenince, •MGK anayasai bir kuruluştur. Böyle bir konuyu gündeme aJması doğakür.Ancak sonaşamadaçözüm parlamentodadır" dedi. RP"nin amacının anayasai düzeni değiştire- rek Iran benzeri bir teokratık devlet kurmak olduğunu vurgulayan Sav, "DYP'nin RP'yeolan borcunu, laik, demokratik cumhuriyeti yıkma stratejisinde bu partiye destek vere- reködediğini'* ileri sürdü. Toplumun bu konuda tedirgin, tepkili ve kay- gılı olduğunu belirten Sav. "üst dü- zey askeri yetkililerin kaygılannı di- le getiren açıklamalannın RP'üler- ceeleştirilmesi"'ne yönelik bir soru- ya ise şuyanıtı verdi. "Erbakan sert bir konuşma yaptı. Bu konuşma, RP'nin tabanını artık tutamaz hale geldiğinin göstergesidir. Ama yüzde 2l'lik birpartinin Türkiye'de anaya- sairejimi yıkmaya gücü yetmeyecek- tir." Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez. Izmir Enternasyonal Fuan ta- nıtım toplantısında gazetecılerin şe- riat konusunda Cumhurbaşkanı De- mırerin uyanlannı anımsatarak vö- nelttikleri sorulara. "Şeriatgelir, di- ye düşünenlerin aklından zoru var- dır, yeri akıl hastanesidir. Ben cum- hurbaşkanı kadar vaktimi kay bedip bu konudaki sorulara cevap dahi vermem"dedi. DYPKilis Milletve- kili Doğan Güreş de "Kilis Yöreteri Sanatsal Faaliyefleri" kermesı açılı- şında MGK ile ilgili sorulan yanıt- ladı. Güreş, "MGK gündemini, cumhurbaşkanı belirler. Çalışma sis- temini bilmeyenler yanlış yorum ya- pıyor. Her ay toplanır ve gündemini göruşür. Gerek duyarsa. hükümete tavsiyede bulunur" dedi. "Türk Si- lahlı Kuvvetleri neden rahatsız" so- rusuna Güreş. "Kazamn altını de- vamlı yakarsan tedirginlik çıkar. Ateşi daha da çok açarsan kazan patlar. Tabii ki tedirginlik olabilir* karşılığını verdi. Güreş. Genelkur- ma> 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in ABD'deki konuşmasının al- tına imzasını atacağını da sözlenne ekledı. DYPGrup Başkanvekılı Saf- fet Ankan Bedük, MGK toplantı- sında bazı rahatsızlıklann ele alın- sa bile ordunun bunu rejım sorun yapmaktan çok, devletin kurumlan- nı göreve çağırmayı tercih edeceği- ne dikkat çekti. Bedük. Tarkh gö- rüşler hukümeti bağlamaz. Özellik- le yargı görevini yapmabdır" dedi. Refah'tan dinci istemlerde ısrarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millı Gü- venlik Kurulu'nun (MGK) yann yapılacak şubat ayı olağan toplantısı, ordunun rejım uyanlan ko- nusunda RP'de farklı seslerin yükselmesine ne- den oldu. MGK öncesi ordunun gerilimini düşürmek için hükümetin bazı adımlar atması gerektiği uyansında bulunan RP Genel Başkan Yardımcı- sı Aydın Menderes, parti içindeki ılımlı isimler- den destek aldı. TBMM'de yapılan oylamalarda muhalefetle birlikte DYP Genel Başkanı, Dışiş- leri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çil- ler'in Yüce Divan'a gönderilmesi yönünde oy kullanan RP Ankara Milletvekili Şaban Karataş, Menderes'in MGK'ye ilişkin değerlendirmele- rine katıldığını belirterek ordunun rahatsız oldu- ğunu söyledi. MGK'nin gündeminin çok önem- li olduğunu belirten Karataş. kamuoyunda bu toplantıdan gerginliği azaltacak bir sonuç çık- ması beklentisinin oluştuğuna dikkat çektı. Or- dunun rahatsızlığının sağlam gerekçeleri bulun- duğu inancını dile getiren Karataş, şunlan söy- ledi: "Eğer orduda böyle bir huzursuzluk. rahatsız- lıkvarsa mutlaka ellerinde birtakım rapoıiar, cid- di belgeler vardır. Bu rahatsızlığın giderilmesi zo- runludur. Hükümet, bu rapoıiar ve belgeier ışı- ğında gelecek tavsiyeleri ciddiye almalı ve gcrcgt- ni yerine getirmelidir." RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk ise parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, MGK'nin görev ve yetkilerinın belli olduğunu vurgulayarak, "MGK ilk kez toplanmıyor. Top- lumda huzuru saglamak için MGK toplantıla- ruıda tavsiye kararlan alınır. MGK toplantısın- dan bu defa da yine aynı şekilde güzel bir tavsiye çıkacağına inanıyorum 1 " dıye konuştu. Muhale- fetin "Sadece bizim gibi düşünenlere demokrasi - y^ndaş demokrasisi" anlayışına sahip olduğu- nu savunan Asiltürk şunlan söyledi: "İşyeıierine mescit yapılmasına. çalışanlara ikindi namazı için izin verilmesine karşı çıkıyor- lar. Ama kreş açılmasınu annelere süt izni verü- mesini çalışırken çay içilmesini temel insan hak- kı olarak değerlendiriyorlar. Bunlar temel haklar da, bir insanın namaz kılmak istemeye hakkı yok mu? İkindi namazı izni deyince hemen tamtanı- lan çahyorlar ve gulu gulu dansına başlıyorlar "LaikJik elden gidiyor' diye. Şimdi 160 kişiyiz, ge- lecek seçimde 360 kişi geliriz ve herkesin hakkını da veririz.** Gülçay aflesinin hııkıık savaşı Abdullah Gül KEREM ILGAZ Geçen eylü! ayında Beşik- taş ÜlküOcaklan'ndaöldürü- len Şenol Gülçjç''ın ailesi hu- kuk mücadelesi veriyor. 'Dev- letin polisi ve avukatmın ülkü- cülerden korktuğunu' öne sü- ren Gülçay ailesi, mahkemede savunmalannı kendi yapıyor. Etiler Büyükanlı Ticaret Li- sesi 'nde okuyan 16 yaşındaki Şenol Gülçay'ın ailesi, 10 Ey- lül 1996 tarihinde aldıkJan bir haberle yıkıldı. Oğullannın, Beşiktaş Ülkü Ocaklan'nda bırakılan bir av tüfeğiyle kaza sonucu öldüriildüğü haberini alan Gülçaylar hemen müca- deleye başladılar. Öİdürülme olayı sonrasın- da Turan Altunbaşak (20) ve V.T.gözaltına alındılar ve tu- tuklanarak cezaevine gönde- rildiler. Sanıklar, polis vesav- cılıkta verdikleri ifadelerle j ınnt i birbırlenni suçladılar. Istanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Turan Altunbaşak için TCK'nın 448. maddesi uyannca 'kasten adam öidür- nıek'suçundan 30 yıla kadar ağır hapis cezasj istenirken, V.T. için, yaşının 18'den kü- çük olması nedeniyle ceza in- dirim maddesi uygulanarak 10 yıla kadar ağır hapıs cezası is- tendi. Yapılan ilk duruşmada, Turan Altunbaşak tahliye edil- di. Beşiktaş Ülkü Ocaği Baş- kanıCüneyt Kocak ise tanık olarak çağnlmasma karşın du- ruşmaya gelmedi. Diğer tanık- lann da duruşmaya gelmeme- si nedeniyle dava uzuyor. Sanıldar ise mahkemede tu- tarsız ifadeler verdiler. Dava- nın son oturumunda ise ilginç bir gelişme yaşandı. Bayram- paşa Cezaevi'nde bulunan tu- tukJu sanık VT. mahkemede bir mektup okudu. V.T, bu mektubun diğer sanık Altun- başak tarafindan gönderildiğı- ni ve kendisinın çelışkıli ifade vermesinin istendiğini öne sürdü. içinde "Olayın kaza ol- duğuna mahkemeyi inandır- mak için çelişkiü ifadeler ver- memizgerekiyor'' cümlesı bu- lunan mektup dosyaya konul- du. Ancak yargılamada bir ge- lişme olmadı ve dava yine er- telendi. Gülçaylar. karşı tarafin ülkü ocağı olması nedeniyle tanı- dıklan avukatlann davayı al- fnak istemediğinj anlatıyorlar. Zaten Gülçaylar, avukatın bir yaran olduğunu düşünmüyor- lar. Şenol'un ocağa spor yap- maya geldıği şeklindeki ıddi- alann dadoğru olmadığını be- lirten baba Hasan Gülçay. oğ- lunda eklem romatızması ol- duğu için okulda beden eğiti- mi dersine bile gırmedığıni belirtiyor. 6 Çevik Bîr^e değil bana inanın 9 NEVVYORK-ABD'run, partisi hakkındaki görüşle- rini değiştirmeyeçabalayan RP'li De\let Bakanı Âb- dullah Gül, Genel kurmay tkinci Başkanı Çevik Bir'e ilk yanıtını verdi. Gül. Orgeneral Bir'in Washington'da geçen hafta yaptığı "LaikHkvedemok- rasinin bckçisiyiz. fran te- rörist ülkedir" sözlenne önceki gün verdiğı yanıtta, "Siz bana inanın, seçilmiş olan benim" 1 dedi. New York'ta finans çev- releriyle hafta başından be- ri görüşmelerde bulunan Gül. başkanlığını Türk asıl- lı AhmetErtegün'ün yaptı- ğı Amerikan Türk Derneği Kuran kursunda öğrencilere tecavüz iddiası CENGİZ DEMİREL SİNOP - Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'na bağlı Sinop Pervane Kuran Kur- su'nda erkek ögrenciler arasında yaşa- nan cinsel ilişkilerin ortaya çıkması üzerine arkadaşlanna tecavüz ettiklen öne sürülen iki öğrenci tutuklandı. Cumhuriyet savcılığı tecavüzle ilgili soruşturmayı derinleştirirken, Sinop Müftüsü Cevat Altun'un olayı yalanla- ması dikkat çekti. 50 öğrencinin banndığı Pervane Ku- ran Kursu'nda İA. (15) ile Y.Y. (15) adlı yatılı öğrencilerin 14 yaşındaki H.T.'ye tecavüz ettiği iddialan üzerine Sinop Cumhuriyet Başsavcıhğı birso- ruşturma başlattı. H.T.'ye tecavüz edildiği doktor kont- rolünde de kesinlik kazanmca gözal- tında tutulan Y.Y. ile I.A. dün mah- kemeye sevk edıldi. tkı öğrenci tutuk- lanarak Sinop Çocuk Islahevi'ne gön- derildi Kuran kursundaki tecavüz olayının duyulması Sinop'ta yankı uyandınr- ken, Sinop Müftüsü Cevat Altun teca- vüz olayını H.T.'nin yalanı olarak nite- ledi. Savcılık başka öğrencilere de te- cavüz edildiği iddialannı soruşturuyor. onuruna verdıği yemekte konuştu. Gül. Refah Parti- si'ni anlatırken Türkiye"de laiklik ve demokrasiyı ge- lıştirmek yolunda çaba sarf • ettıklenni savundu. Ameri- kan tipı laiklik sözlennı bu- rada da yineleyen Gül, ken- dilennin dıl. din ve ırk ay- rımından uzak bir toplum özlemi içinde olduklannı söyledi. Gül. kımsenin inançlanndan dolayı ay- nmcılığa tabi tutulmadan ışe alındığı. üniversiteye gı- debildıği bir laiklik mode- lı üzerınde durduklannı vurguladı. Gazetecilerin alınmadığı yemekte, Washıngton Post gazetesinin yazarlanndan Elizabeth W\moth: ABD Dışışlen Bakanı Madekine .Albright'ın sözlerini hatır- latarak "Türkiye'de halk, askerler ve ay dınlar. bugün yaşananlardan rahatsız ol- duklannı dile getiriyorlar" dedi. Abdullah Gül de bu- nun üzerine "Siz bana ina- nın, seçilmiş olan benim" diye konuştu. Dev let Baka- nı Gül, bugün Türkjye'ye hareket edıyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı I. Sayfada si", "Yaşasın halkımızın örgütlü mücadelesi" slo- ganları atarak çıksak yeriydi... Kendi kendime mırıldandım: "Âşıksan vur saza, yazarsan gel gaza..." Şaka bir yana, Demirel'in tanımlamaları bir süre- dirdahanet... Bizim görüşmemizde de öyleydi... Demirel, laiklikle ilgili sorulan yanıtlarken artık, "Türkiye laik bir devletin adıdır"gibi genel tanımla- malar yapmıyor. Neredeyse şöyle bir tanımlama yapma noktasına gelmış görünüyor: "Laiklik, Demirel'in ikinci soyadıdır..." Siyaset konusunda geleneksel olarak söylediği, "Kışlaya, camiye ve okulasiyasetisokmayın"söz- lerinin yerini de, deyim yerindeyse şu almış görü- nüyor: "Kışlada, sıyasette ve okulda dinikullanmayın..." Kanuni Sultan Süleyman'ın iktidar rekorunu zorlayan Demirel'in son gelişmelen görmemesi ta- bii ki beklenemez. Bu doğal ama, Demirel'in bu durum karşısında netleşmesi önemli. Şöyle de diyebılirdi: "Beni şu işlere alet etmeyin..." Bunun yerine şunu söylüyor: "Ben, laiklik konusunda tarafım..." Neden taraf? "Çünkü" diyor, "laiklik anayasamızın temel hük- mûdür. Laiklik Tûrkiye'nin çimentosudur." Şu tümceyi keşke 1970'li yıllarda da söyleseydi: "Siyasi partiler dıne dayalı siyaset yapamazlar. Yaparlarsa yargı işlemiyor demektir..." Demirel zaman zaman, "of'lu konuştu. Gerçi söylemedi ama, kımi tümcelerinin başına, "Oooofff of" nidası yakışıyordu. Kimi tümcelerine başlarken de, "of the record" dedi. Yemeğin sonunda Demirel'in deyimiyle "Köşk'ün sıpesiyalitesi" fırında sütlaçı yerken sordum: _ - 1980'lerin sonunda, 'Düşün peşime' deyip, Özal'a karşı yoğun bir muhalefet kampanyası baş- latmıştınız. Bugünkü iktidara karşı yürütülen muha- lefeti nasıl buluyorsunuz? Sözümüz tabii ki tuzaktan uzaktı ama, imalı ıma- lı baktı, "Yaramı deşmeyin" dedi. Köşk'ün bahçesi geniş, yetkisi dar... Çok hare- ketli bir siyasi yaşamın ardından Köşk'e çıkan De- mirel'e, "çerçeveler içinde kalmak" zor geliyor ol- malı.. Demokratik darbe tartışmaları... Görüşmede söz ister ıstemez darbe söylentileri- ne de geldi. Demirel sordu: "Darbenin bu kadar çok tartışıldığı demokratik bir ülke varmıdır?" Ardından yanıtladı: "Yoktur..." Darbe sözü ne yazık ki ülkenin gündemine yer- leşti. "Durum kötü" diyen herkes ikinci tümceyi, şöyle kuruyon "Darbe mı olur?" Demokrasiyle yönetildiği söylenen bir hukuk dev- letinde, her sıkışıklıkta darbeden söz ediliyorsa bu- nun dört nedeni vardır: - Ülke insanları çok hazırcıdır. - Demokrasiye olan güven azdır. - Demokratik kurumlar ve gelenekler oturtula- mamıştır. - Ülke yönetimi, demokrasiye amaç değil araç gözüyle bakanların elindedir. Demokratik mafya cumhuriyetinden sonra dar- benın de demokratik tartışıldığı bir ülke olduk... Demirel, "dinin siyasete alet edilmesi"n'\ açar- ken, "Hem yasalarda bu suç olacak, hem bu iddi- alar sürekli gündemde olacak. Tütkiye bu ikilemle gitmez" dedi... . :-•>'.• Gitmezse ne olur? Yol burada ayrtlıyor. İnsan ister ıstemez soruyor: - Türkiye'de demokrasi zemini niçin bu kadar darbe? İhrahim Şahin operasyomı BURSA (AA) - Hakkmda tutuklama karan bulunan es- ki Özel Harekât Dairesi Baş- kan Vekilı İbrahimŞahin'ın Gemlık'te bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine jan- darma ve polis ekiplerince operasyon düzenlendi. tçişleri Bakanlığı'na ya- pılan bir ihbarda. Şahin'in. Bursa'nın Gemlik ilçesine bağlı Küçükkumlabeldesin- de bir evde saklandığı bildi- nldi. Şahın'i berber Emir Arparslan'ın sakladığı iddia edildi. Bunun üzerine böl- gede operasyon yapıldı. Jan- darmanın Kuçükkumia bel- desinde. polisin de Gemlik polis bölgesınde yürüttüğü aramalarda tbrahım Şa- hin'in ızine rastlanmadı. Emir Alparslan'ın çalıştırdı- ğı berber dükkânına da bir operasyon düzenleyen polis, burada bulunan kalfa ve çı- rağı gözaltına aldı. Gözaltı- na alınan iki kişı daha sonra serbest bırakıldı. Bursa Valisi Orhan Ta- şanlar. "Bir ihbar geldi ve operasyon vapıkjı" dedi. Artık he de Fadime. Yeter oeklet tigin. IstİRDalîmle oyTiuyorsun!.. -i\e diyorsun... PeRi sen r>eıııın istıkbalımı garanti edivor musun? HııV.. Istîkbalimlt ovnuvorsun daa'/.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear