Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25ŞUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
Necati Cumalı'nın 'Yağmurlar ve Topraklar' adlı romam Kore diline çevrildi
Aşkuı ve yaşamın evrenselliğiZEYTVEP SAYGI
50 yıl önce olmuş bir savaşın izlerin-
den binyiz onlar için. Dae-Sung Kim,
"Liseyi bitiren her Koreli Türkiye'yi ta-
rih kitaplaruıdan tamr" diyor. Bu nok-
tada çevırinin kültüTİer arası iletişrmde-
kı önemli rolü de ortaya çıkıyor. Yıllar-
dır Türkçeden Kore diline tek bir roman
çevTİlmemiş. Ta ki ülkenin en önemli beş
üniversitesinden biri olan Hankuk Üni-
versitesi. dünya edebiyatına açılacak bir
çeviri programı hazırlayıncayakadar. İn-
giltere, Rusya, Ispanya, Brezilya, Ro-
manya. Çekoslovakya, Japonya, Tayland
ve Türkiye'den seçilen örnekler arasın-
•da. Necati Cumah'nın yanı sıra Unanıu-
no ve Milan Kundera gjbi yazarlann ya-
pıtlannayer verilmiş. Üniversite saygın-
lığına gölge düşürmemek için, çevirisi ya-
pılacak tüm yazar ve temsilcilerinden
önce ızin almış. sonra da teliflerini öde-
mış.
Kadınla toprak özdeş
Hacettepe Üniversitesi'nde 'tarih' oku-
muş olan Prof. Dr. Dae-SungKim, şu an-
da Hankuk Üniversite'sınde Türkiye Araş-
tırmalan Anabilim Dalı Başkanı ve öğ-
retim üyesi. Üniversitenin çeviri progra-
mında belirlenen 11 ülkeden biri Türki-
ye olunca, Türkçe'den Kore diline çev-
rilecek kitabın seçilmesi ve çevrilmesi gö-
revi kendisine verilrruş. Kim, birkaç ki-
tap okuduktan sonra Necati Cumah'nın
'Yağmurlar ve Topraklar' adlı kitabında
karar kjlmış:
"Çünkü bu kitapta, Türk ve Kore in-
sanı arasındaki benzeıiikleri buldum. Ur-
la, o dönemin Kore köylerine çok benzi-
yor. Ancak Kore'de penç kadın ve erkek-
ler arasındaki ilişki, Islam geteneğinıiz oi-
madığından. bu kadar çok yargdanmıyor.
Türkiye'de bir kesim çok tutucu. bir ke-
simse çok aydın ve Uerigörüşlü yani uyum
sağlanamıyor. Ancak anlaülan aşk öykü-
sü dünyanın her yerinde yaşananlar 0-
bL. Bir de romanın içinde Kore Sava-
şı'na da değinildiğinden Korelilere ilginç
geleceğini düşündüm. Necati Bey'in bu sa-
vaşa bakış. açısını paylaşryordum" diyor.
^
r (Fotoğraflar-.KADERTUĞLA)
ecati Curnah'nın 1974 yılında ilk baskısı çıkan 'Yağmurlar
ve Topraklar' adlı romanı, Kore diline çevrildi. Hankuk
Üniversitesi Türk Araştırmalan Bölümü Başkanı Prof. Dr. Dae-
Sung Kim'in çevirisini üstlendiği kitap, Kore diline çevrilen ilk
Türkçe roman olma özelliği taşıyor. Kim, 'Yağmurlar ve
Topraklar'ı çevirirken birbirinden farkh görünen Türkler ve
Koreliler arasındaki benzerliğin kendisini şaşırttığını belirterek
"Romanda anlatılan günlük yaşantı ve aşk öyküsü tüm dünyada
aynı. Yalnızca bizde tslam gelenekleri olmadığı için, aydın ve
ileri görüşlü insanlarla tutucu insanlar arasındaki uyumsuzluk bu
kadar vurgulu değil" diyor.
Kitabın kısa bir bölümünde Kore sa-
vaşından dönen bir gencin, köyün savaş-
tan çok uzak ortamına uyum sağlayama-
yışı anlatılır. Kım'i romanda en çok et-
kileyen toprağın kadınla özdeşleştirildi-
ği nokta olmuş. Urla'da nisan yağmurla-
n başlamıştır, toprak canlanmaya baş-
lar... u
(._) Evet, dişiydi, doğurgandı bü-
tün bu kırlar. Otomobillcri geçerken, ça-
palan ellerinde doğrulup, tıpkı otlamayı
bırakan sağmailan, binekleri gibi kendi-
k'rine bakan, alyüziü,geniş kalçalı,iri gö-
ğüslü kadınlar gibi dişiydi. O kadınlann
bakışlan nasıl kaüksız bir dişilik gücüy-
le ışıldıyorsa; göğüslerinden. kalçalann-
dan hemen bölünüverip de bağunsız > a-
şamak ister göriinür bir doğurganhk gü-
cü nşkınyorsa, öyleydi dört yanı saran
doğa (-)". Kim, romanın en son bölüm-
lerinden birindeki bu satırlan işaretler-
ken, "Toprak, ana gibi karşılık bekleme-
den veriyor. Ve biz de toprağa çocuklan
gibi bağlryız" diyor.
Mutiuluk yağmura endeksli
Necati Cumalı. doğduğu yer olan İz-
mir'in Urla ilçesinde avukatlık yaptığı dö-
nemde, kendi deyişiyle 'yaşamla, yaşa-
nun gerçekteriyte tanışışının öyküsûnü1
anlatıyor 1973 yılında yazdığı 'Yağmur-
larveTopraklar'da. 'Zeliş','Nalınlar' ve
'Susuz Yaz' gibi yapıtlannı bu dönemde
ûretmiş yazar. "Bir roman kahramanı-
nın yaşanu, üpkı insanlannki gibi, bir tek
çizgi üzerinde gelişmez. 'Yağmurlar ve
Topraklar' budüşünceüzerinekurulu. Ur-
la'da avukatlık yaparken. bu vaşayan ka-
sabada kimseciklerin gülmediğini fark
ettim. Bir gün evden çıktığımdaysa rütiin
ekkileri gülüyordu. Başkalan da gülü-
yor. 'Hayrola?' dedim "Yüzûnüz gülü-
yor'. 'Nasıl gulmeyelim' dediler. 'Bak-
sana, nisan yağmuru geliyor! Altın ara-
ba, gümüş tekerlek, yağmur geliyor!.' O
zaman antadım ki insanlann 365 gün ne-
seleri mutiuluklan yağmura endeksH Ro-
manı ay ay bölmemin sebebi bu. Roman-
da toprak mülkiyetinin oluşum şekiUeri
de var. Avukatiığımdan gelen bir tecrii-
be. Ve bütün bunlann arasında bir de aşk
var. Çünkü insanlann yaşamlan tek bir
çizgjdegeüşmez" diyorCumalı. Hankuk
Universitesi'nin gerçekleştırdiği çalış-
madan duyduğu memnunıyetı ifade et-
meyi de unutmuyor.
Kore'de akademik alanda Sufiler üze-
rine yaptığı araştırmalarla tanınan Prof.
Dr. Dae-Sung Kim de çeviriyı yaparken
Hankuk Üniversitesi Türkolojı Bölü-
mü'nden Ali Rıza Balaman'dan gelenek-
ler konusunda yardım aldığını belirte-
rek. Seul Türk Büyükelçisı HaKl Dağ'ın
da çalışmayı desteklediğinı ekliyor.
Fidel Castro'nun sevgilisi Natty Revualta'ya yazdığı mektuplar gün ışığma çıktı
Demmcinin anhmkıkiromııntikKiiltürServisi- Fıdel Castro'nun
4950'li yıllarda hapiste bulundu-
ğu sırada sevgilisine yazdığı aşk
mektupları, ünlü Küba liderinin
çizdiği maço ımajdan çokdaha faz-
lasını yansıtıyor. 40 yılı aşkın sü-
redir Küba'nın tek lideri olan Cast-
ro'nun mektuplanndaki duygusal,
lirik üslup, güçlü. otoriter ve dik-
tatör bir yöneticiye ait olamaz gi-
bi görünüyor. Castro'nun güzel ve
genç kadınlara özel ilgisi olduğu bi-
linen bir gerçek. Observer gazete-
si tarafından ele geçirilen mektup-
lar, Natty Revualta adlı bir kadına
gönderilmış. tlişkilerinin başladı-
ğı sırada Castro ve Natty başkala-
n ile evli olduklan ıçın yaşadıkla-
n aşkın 'gizli' olduğu anlaşılıyor.
Kızı Alina ABD'ye kaçtı ~
Mektuplar. çiftın beraberlikle-
nnden doğan 'yasadışı' kızlan Ali-
na Revualta tarafından kamuoy/u-
na sunuldu. Bugüne dek pek çok
Şasadışı' çocuğu olduğu söylenen
Castro, ıddialann hepsıni reddetti,
ama Alina konusunda hep sessiz
kalmayı yeğledi. Alina ise Castro
rejimine karşı muhalif olmayı seç-
ti. hattababasını 'şeytan'olarakni-
telemektenkaçmmadı. Castroısekı-
zı 1993'te küba'dan yasal olma-
yan yollardan kaçtıktan sonra onun
babası oldugunu 'resmen' açıkla-
dı. Alina şu anda .\merika'ya ya-
F.idel Castro'nun
1950'li yıllarda hapiste
bulunduğu sırada kendisi
gibi evli olan Natty
Re\aıalta adlı bir kadma
gönderdiği mektuplar,
çiftin bırlikteliğinden
doğan 'yasadışı' kızlan
Alina Revualta tarafından
kamuoyuna sunuldu.
Bugün 60 yaşında olan ve
hâlâ Küba'da yaşayan
Natty Revualta, Castro'nun
kansından boşandıktan
sonra yaptığı evlilik
önerisini reddetmişti.
şıyor ve 'Castro ve Küba' adlı bır
kıtap yazıyor. Castro, sevgilisi
Natty'ye yazdığı mektuplardanbı-
rinde ona olan sevgisini Tnezara ka-
dar' götüreceğini ve mektuplar ol-
madan yaşamımn bir anlamı olma-
dığını söyleyerek şöyle bitiriyor-
du: "Yanıyorum.r>
Doktor bir baba ve tspanyol bir
annenin kızı olan Natty ile Fidel
Castro. 1953'te, yani Castro'nun
General Fulgencio Batista tarafın-
dan hapse konulmasından bir yıl
önce tanıştılar. Castro, 18 ay ha-
pishanede kaldıktan sonra salıve-
rildi. Castro'nun Natty'ye besle-
diği hisler, en çok bu dönemde yo-
ğunlaştı. Varsıl bır aileden gelen
Natty. geçmişme aldırmadan Cast-
ro'nun sosyalizm üzerine düşün-
celerini benimsıyor ve hıç durak-
samadan kendi daıresinı Castro
yandaşlannın toplantılanna açıyor-
du. Natty'nin mektuplannı büyük
bir sabırsızlıkla bekliyordu hapis-
teki Castro. "Mektuplanmmn ken-
dine ait biryaşamı oldugunu düşü-
nüyorum. Pek çok sım pav laşrvor-
lar; sorular soruyoriar. Sence de
bütün bunlann telepath le ilgisi yok
mu? Aşıklar öpüşmekten hiçbirza-
man rnkmaziar.Seninyazdığın mek-
tuplann her sözcüğü sanki birer
aşk öpücüğü."
Mektuplanndan birinde Castro
hayli sitemkârdi. "Neden bana ye-
şil sofada bir fotoğrafının asılıoldu-
gunu daha önce söylemedin? Senin
tek bir fotoğrafın için neter verece-
ğimi bilmiyor musun? Eğer onu ba-
na göndermezsen perişan olaca-
ğun."
Evlilik önerisini reddetti
Meksika")a giderek, devrim ha-
zırhklanna başlayan Castro, dönü-
şünde Che Guevaraile bırlıkte Ma-
estre ormanlannda saklandı. Bu-
râda Cefia Sanchezadlı bir geriHay-
la çokyakın ilişkisi oldu. Geriüa hâ-
reketi içinde olduğu günlerde
Natty'ye yazdığı mektuplarda her
gün düzenİ! olarak ders gibi toplan-
tılaryaptıklannı anlatıyordu. **Btt-
nrya İdeolojik Akademi adını ver-
dik Bir zamanlar silah kullanma-
yı öğrenen bizler, gelecekteki bü-
yük kavgamız için şündi de kitap-
larla başa çıkmaya çalışıyoruz."
Mektuplarda Castro'nun politik dü-
şünce çizgisi de yer alıyordu. O ta-
rihlerde 26 yaşında olan Castro,
Natty'ye her gece uyumadan önce
Karl Nlarks'ı okuduğunu anlatıyor
ve halkı ezen imtiyazlı sınıfın her
türlü ayncalığının yok edilmesi ge-
rektjgini söylüyordu. "Küba'nın
yoksulluğu. şanseseri mevdanaçık-
mış bir sonuç değiL \üksek sınıfın
ayıplanacak derecede duvarsızuğı-
İBT
Natty, ilişkılerinın gizli kalması-
nı isterken Castro çok daha büyük
düşler kuruyordu. Öyle ki bır gün
gelecek dünyadaki herkes, 'kedi-
ler bile' bu ilişkiden haberdar olup
o 'büyük günü' kutlayacaklardı.
Kansı MvTta'dan boşanır boşan-
maz Natty'ye evlenme teklif etti
Castro; ancak sevgilisi, Küba'nın
ilk fırst ladysi olma şansını bır ke-
nara ıtecekti. Kımilen. Castro'nun
bugün 60 yaşında olan ve hâlâ Kü-
ba'da yaşayan Natty ile ilişkisını
sürdürdüğünü iddia etse de Alina
bunu reddederek eski âşıklann ara-
sında bugün hiçbir bağlantının kal-
madığını öne sürüyor.
Dünyanm en ünlü 'yalnız' annesi Mia Farrow'un ilk kitabı en çok satanlar arasında yer alıyor
Kurban mı •••••^hramanmı?KültürServisi-Ka-
tolik okulunda oku-
yan temiz yüzlü bir
öğrenciyi andınyor ilk
bakışta. Medyaya bü-
yük malzeme olan
özel hayatının şimdi-
ye dek söylenmemiş
gerçeklerini 'What
Falls Away' adlı kita-
bımia anlatrken gözünüzün önüne o va-
kıaı tavn geliyor. Zafer kazanmış bir ko-
rriiiıan adeü. Çünkü kazandığı yabana atı-
lacık bir zıfer değil: Çocuklannın vela-
y e t !
Woody ABen'dan aynldıktan sonra ya-
şanını bell bir dengeye oturtmaya çalışı-
yot 50 yapda. ama çok daha genç gös-
tcryor. Kiabından bazı bölümleri oku-
rraac için se;tiği mekân anlamlı. Sosyalist,
feninist yaar Emma Goldman'ın (ya da
ICul Emmı) 1916 >ılında sosyalist düşün-
ceerini ilk kez açıkladığı yer olan Man-
Italan Un»n Square.
VJia Faırow, kitabında bugüne dek ya-
şsuğı ilişklen, Wood>' Alfcn ile beraber-
li^ınin tün yönlerıni açıkça anlatıyor.
P~nnk Sinıtra ve Andre Previn ile kısa
stûEİi evlilkleryapan Farrovv 'un bugün ço-
feıevlat ecindiği 14 çocuğu var. Kedileri,
t.sşanlan.kuşlan, kertenkeleleri ve ço-
c=udanyla3irlikte bir kır evinde yaşamı-
n»ısürdürü.or şimdi. Kimsenin kendisini
I—l«llywooi sosyetesinin kurbanı olarak
görmesini istemı-
yor. Kitabmın adını
Theodore Roeth-
ke'den ödünç aldığı
dizeye gönderme
yaparak koyan Far-
rovv, eleştırmenlere
göre yazarhğı ol-
dukça iyi 'kıvırı-
yor'.
Işte. Mia'nınya-
şamöyküsünden ba-
zı önemli dönemeç-
ler 'TarzanveJane'
fılminin yıldızı Ma-
ureenO'SulBvan'ın
F r a n k S i n a t r a ü e lasa s ü r e l i b i r e v l m k
yzP™ > I i
ünlüfılmi '80GündeDünyaTunı'nunyö-
netmeni John Farrovv. Mia'nın erkek kar-
deşinin bir kaza sonucu ölümüyle mutlu
aile tablosu bozuluyor ve anne-baba kısa
bir süre sonra aynlıyorlar. Mia, annesıyle
birlikte Nevv York'a gidiyor ve 17 yaşın-
da sahneye adım atıyor. İlk tanıştığı ve
âşık olduğu kişı ressam Sarvador Dali. 19
yaşında Frank Sinatra ile karşılaşıyor. O
tarihlerde AvaGardner ile evli olan Sinat-
ra, genç lozın kalbinı çeliyor ve hemen ev-
leniyorlar. 50 yaşındaki Sinatra ve 19 ya-
şındaki Mia arasındaki ilişki inişli çıkış-
lı. Sinatra şefkatlı ama dengesiz. Ancak
Mia, Las Vegas gecelerinden kısa sürede
bıkıyor ve birbırlerini ne kadar az tanıdık-
lannı fark ediyor. Evlilik gerçekleştiğı gi-
bi aniden sona eriyor. Mia, 'Rosemary'nin
Bebeği' fılminin setindeyken Sinatra'nın
avukatlan, ellerinde boşanma kâğıtlany-
la çıkıp geliyor. Mia, okumaya bile gerek
duymadan imzalıyorkâğıtlan.
Boşandıktan sonra 1968'de Hindistan'a
gidiyor. Maharishi ile meditasyonabaşlı-
yor. Nevv York'a dönüşünde, JoniMhcheU,
Mamas and Papas ve Bob Dylan'la birlik-
te Vietnam savaşına yönelık protesto gös-
terilerine katılıyor. 'Yaşamının en önemli
dönemi' diye tanımlıyor o günleri. Ve ya-
şamına kompozitör Andre Previn giriyor.
Evliliklen boyunca yılın sadece 15 günü-
nü birlikte geçiriyorlar. çünkü Previn her
zaman çok ama çok
meşgul!
Aşk kısa sürede
ölüyor. Mia'nın tek
mutiuluk kaynağı ev-
lat edindiği çocuklar.
Broadvvay'de sahne-
lenen 'Romantic Co-
medy'de küçükbir rol
ve Woody Aİlen'la tu-
haf bir yolla gerçek-
leşen ilk karşılaşma.
Allen'a gızliden giz-
liye hayranlık duyan
Mia, birmektupyazıp
filmlerini över. Bir
,. „ hafta sonra.Mlensek-
14 çocuğu var. reteriyle yolladığı me-
sajda onu öğle yemeğine davet eder. Ken-
dısınden 10 yaş büyük, etkileyici bir adam-
dır. İlk karşılaşmalannda Woody sürekli
soru sormaktadır. Mozart, Mahler, Schu-
bert, Plato.Hıristiyanlık ve daha pek çok
konuda sohbet ederler. Birlikte yaşamaya
başlarlar ama Woody gürültülü bir yaşa-
mı. Mia ise sakin kır evini yeğlemektedir.
Mia, aynı evde oturmalan konusunda bas-
kı yapmaz. Kır evine, Woody'nin geldiği
zamanlarda kullanması için bir duş odası
bile yaptınr çünkü bu tuhaf adam banyo-
dan nefret etmektedir.
Buraya kadaranlattıklarunız kitabın 192
sayfasını oluşturuyor. Geriye kalan 367
sayfa boyunca Allen ile birlikte olmanın
ne anlama geldiğını anlatıyor Mia. Zevk-
leri, alışkanlıklan çok farkh iki insanın
cehennem hayatrndan farksız birliktelik-
leri. Woody Allen'ın iki saatte bir viicut
ısısını ölçmek. kalabahktan hoşlanmak.
psikoloğuna danışmadan hiçbir karar al-
mamak gibi garip takıntılan ortaya çıkı-
yor. Mia, oğullannın mezuniyet törenine
katılmayı önerdiğinde şu vanıtı verebili-
yorVv'oody: "Önce, bövle bir şeyiönerme-
ye hakkın olup olmadığını düşünmem ge-
rek!"
Mia' ile Woody arasındaki ipleri kopa-
ran olay ise artık herkes tarafından bilini-
yor. Allen'ın evlatlık kızlan Soon-Yi ile olan
ilişkisi. Mia'nın ilk tepkisi "bu çılgınlık.
benden kaynanan olmanu isteyemezsin."
Ama Allen bu konuda daha serinkanlı.
Soon Yi gerçek kızlan olmadığma göre or-
tada ahlaken yanlış olan bir şey yok. An-
cak her ikisi de artık birlikte olamayacak-
lannı çok iyi biliyorlar. Mia Farrow. So-
on-Yi ilegörüşmeyi aslakabul etmıyor. En
büyük derdi çocuklannm skandal bır da-
vanın içinde olması. Onlara yazdığı notta
şöyle dıyor: "Aflemize karşı çok korkunç
bir yargıda bulunuyorlar. Ne kadar üzül-
düğünüzu, ne kadar kızgın olduğunuzu
biiiyorum ve bunu paylaşıyorum".
Şimdı en çok merak edilen soru şu: Dün-
yanın en ünlü annesi Mia Farrovv, yetenek-
li, ama saplantılı bıradamın kurbanı mı yok-
sa yenı Amerikan melodramasının kah-
ramanı mı?
(Fotoğraf: UĞURGÜN\ÜZ)
UPSD'den '1 dakika
karanhk' eylemine destek
rinin gayri meşru olarak ni-Kültür Servisi - Uluslara-
rası Plastik Sanatlar Der-
neği. önceki akşam dernek
yönetim kurulu ve danış-
ma kurulu üyelenni, Türki-
ye"deki sanatçı dernekleri
temsilcilerine v e basına ta-
nıtmak amacıyla bir tanış-
ma toplantı düzenledi.
Dernek merkezinde yapı-
lan toplantıda. Plastik Sanat-
lar Derneği Eski Başkanı
Prof. Dr. Hüsamettin Ko-
çan'a derneğe yaptığı kat-
kıiardan dolayı bir plaket
venldi Hüsamettin Koçan,
yaptığı konuşmada. böyle
bir plaket almaktan son de-
rece memnun oldugunu ifa-
de etti.
Koçan, derneğin kurul-
ma aşamasında büyük bir
özvenyle çalıştıklannı ve
artık kurumlaştıklannı v ur-
gularken tutarlı ve çağdaş
oluşumlara katkıda bulun-
mak ve sanatçı yaratıcılığı-
nın önünü açmak ıstedık-
lerini dıle getirdi. Türki-
ye'de sivil toplum örgütle-
telendirildiği ifade eden Ko-
çan, demokrasilerde sivil
toplum örgütlerinin vazge-
çilmez oldugunu, böylece
gerçek bir demokrasi yara-
tabıleceklerini sözlerineek-
ledi. Gecede aynca. Genco
Gülan ve Mustafa Karyağ-
dı. 'Sürekli Aydınhk İçin
Bir Dakika Karanlık' kam-
panyasına destek vermek
amacıyla dernek adına bir
mekân düzenlemesi gerçek-
leştirdiler. Dernek merke-
zinde, 28 şubat tanhine ka-
dar sergilenecek olan dü-
zenlemenin, kampanyaya
plastik bir yorumla katkıda
bulunma amacı taşıdığı ifa-
de edildi. Şeffaflık, aydın-
lık ve ışık kavramlanndan
yola çıkılarak yapılan ça-
lışıra, Atatürk fıgürlerinde-
ki rezistanslann direnç kay-
bına uğrayıp işlevıni yitir-
mesı bağlamında ele alın-
dı. Saat 21.00'de gerçekleş-
tırilen eyleme çok sayıda
sanatçı katıldı.
Karadağ'ın karikatür sergisi
• Kültür Servisi - Ateş
gazetesı çizen Turgay
Karadağ. Kankatürcüler
Derneği'nin Sultanahmet
Yerebatan Samıcı
çıkışındaki sergi
salonunda karikatürlerini
sergıliyor. Sergide
Karadağ'ın bir yılı aşkın
süredir Ateş gazetesinde
çızdikleri ve son dönem
çalışmalanndan derlenen yapıtlar yer alıyor. Karadağ
ilk sergisini 1974 yılında açmış ve 1983 yılında
"Çizgigeçmışim Bugüne" karikatür albümünü
yayımlamıştı. "1 Mumdur" başlığıyla düzenlenen son
sergınin açılışında ise ıhtiyacı olan vatandaşlara bir
koli mumdağıtıldı.
ToUu'nun pesim sergisi Galeri B'de
• Kültür Servisi - Ne\ in Zahal Tollu'nun ' 1966'dan
1996'ya' başlıklı sergisi 12 mart tarihine dek Galeri
B'de sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergide
sanatçının yağlıboya ve desenleri yer alıyor. Sanatçı
kendisini, "Geçmişle güncel arasında gidip gelirken
düşüncem tutuculuk değil. kuşaklar arası sevgi bağı.
Cağdaşlığı kendi tavnmla anlatmak" cümleleriyle
tanımlıyor. Yurt içi ve yurtdışında birçok sergiye
katılan sanatçının. birçok kurumda yapıtlan
sergileniyor.
Feridun Karakaya, yeni tiyatrosunda
• Kültür Servisi -Türk tiyatrosuna uzun yıllar emek
\eren Feridun Karakaya. yanm asırdır görev yaptığı
tstanbul Belediyesi ŞehirTiyatrolan'ndan emekli
olarak kendi tiyatrosunu kurdu. Mesleğini kendine
özgü sanatsal İcalıp içinde izleyenleri güldürerek veren
ve düşündüren Feridun Karakaya bundan sonra
oyunlannı, yenilenen Kocamustafa Paşa Çevre
Tiyatrosu'nda sahneleyecek. George Feydeau'nun
yazdığı ve Fendun Karakaya'nın uyarlayıp yönettiği,
"Hadi Beni Gömün' adlı üç perdelik güldürü ilk
sergilenecek oyun olarak belirlendi. Dekor tasanmını
Ayhan Doğan'ın yaptığı oyunda. Feridun Karakaya'nın
yanı sıra Altan Günbay. Bahri Beyat, Naz Önel, Demet
Genç. Yalçın Avşar, Müzehher Çalışkan, Yıldınm
Yanılmaz. Damla Özen, Esra Ülgen, Hakan Uyanık,
Ciğdem Güven gibi sanatçılar rol ahyorlar
Hanefi Yetep'in sengisi 27 şubatta
• Kültür Servisi - Sanat >aşamını Berlin'de sürdüren
Hanefi Yeter'in sergisi 27 şubatta Evin Sanat
Galerisi'nde açılıyor. Güzel Sanatlar Akademisi Bedri
Rahmi Atölyesi'nin ardından Berlin Güzel Sanatlar
Yüksek Okulu'nu bitiren Yeter'in yapıtlannda insan
öğesi ön planda. Sürekli başkalaşım içinde olan yaşam,
zaman içerisınde güzelliklerini yitiren doğa ve tüm bu
değişimlenn sorumlusu insan... Sanatçının tuvalle
birlikte ahşabı da malzeme olarak kullandığı, şiirleriyle
de zenginleştırdiğı vapıtlannda hep insanoğlunun
serüveni ele alınıyor. Hanefi Yeter'in 20 marta dek
sürecek olan sergisinde tuval ve ahşap yağlıboyalannm
yanı sıra sanatçının tek tek renklendirdiği özgün
baskılan da yer alacak.
Genco Erkal Boğaziçi'nde
• Kültür Servisi - Genco Erkal. Azız Nesin'in çeşitli
yapıtlanndan oyunlaştırdığı tek kişilik oyun "Bırtakım
Azızlikler"i bugün saat 20.00'de Boğazıçi Üniversitesi
Büyük Toplantı Salonu'nda sahneliyor. Erkal'ın saf
tavırlı, müzif oyunu>la sevimli bir güldürü olarak
başlayan yapıt ikincı bölümde giderek duygu yüklü,
şiırsel bir anlatıma yöneliyor. Boğaziçi Üniversitesi
Gösteri Sanatlan Topluluğu-Tiyatro Boğaziçi ise
Demir Demirgil Salonu'nda \Villiam Shakespeare'in
"Fırtına" adlı yapıtını sahnelivor Engin Cezzar'ın
konuk oyuncu olarak katılacağı oyun çarşamba saat
17.30'da, perşembe saat 19.30'da cumartesi saat
17.00'de ve pazar saat 15.00'te sahnelenecek.
Lütfî Özgünayüından çevre öyküleri
• Kültür Servisi - Lütfi
Özgünaydın'ın çevre öykülerinden
oluşan 'Şelale Söğüt Ağacı' adlı
kitabı Cem Yayınevı'nden çıktı.
Dokuz öyküden oluşan kitapta
çiçekler, böcekler. sular, dağlar. taşlar
konu alınıyor. Kitap Özgünaydın'ın
daha önce açtığı Şelale sergisinin
fotoğraflanyla desteklenmiş. Yazar
kitabıyla ilgili olarak şunlan
söylüyor: "Ülkemızde yazılanlar bizım çocuklann
algılama gücünün çok gerisınde. Türkiye'dekı bütün
şelalelen gezerken bu kitabı düşündüm. Çok iyi
tanıdığım çocuklann algılama gücüne erişmeyi
düşünerek yazdım. Doğanın ve çevTenin önemini
anlatan öykülerimı şelale görüntülerinın serinligi,
duruluğu ve gücü ile sunmak ıstedim."