22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14ŞUBAT1997CUMA 12 DIZIYAZI Kadızadeler ile 'tarikat ehli' arasındaki çatişmaAğalara bağlı ne kadar saray ileri geleni, helvacılar, bostancılar varsa Uştuvani'nin vaazını dinlemeye giderlerdi. Özellikle IV. Mehmed'in hocası Reyhan Ağa da hocaefendinin Arapça bilgisinden yararlandı, kendisi tutucu olduğu için Ustuvanı ile ılişkiyi arttırdı. Bu yolla Valide Kösem Sultan da hocaefendiye iltifat etti; sonunda 'yasaya aykırı' olarak has odaya bir kürsü kondu. Üstuvani sarayda da vaaza başladı. u de\ ırde ulema ıkı sınıfa dvnlmıştı Kadızadeler, tankatehlı Ayasofyada kadızadelerden bır vaız \ardı Camıde hep somakı dırege dayanarak vaaz ettığı ıçın 'Üstuvani' lakabını almıştı Şamlıydı Memleketınde cınayet ışlemış kısas korkuMindan oradan aynlıp lstanbul a gelmı^ ağalar arasına katılmıştı Ağalara bağlı ne kadar saray ılen geleni helvacılar bostancılar varsa L'stuvanı nın vaazını dinlemeye giderlerdi Ozellıkle IV. Mehmed ın hocası Reyhan Ağa da hocaetendının Arapça bılgiMnden yararlandı. kendısı tutucu oldugu ıçın Ustuvanı ile ılışkıvı arttırdı Bu volla \alide Kosem Sultan da h(XJefendı\e ıltıfat cttı sonunda •\asa\a aykırı' olarak has odaya bır kursu kondu Lstuvanı sarayda da vaaza başladı Bu tanhten sonra Lstuvanı efendı. oldurtulen Cinci Hoca derecesınde un kazandı Butun halk '•Padişah şevhidir deyu"akın akın Ustuvanı nın vaazına koştu Bazıları gorunurde bazılan kalpten şeyh efendıye bağlı gorunduler Ustuvanı nın taraftarlan gıttıkçe coğaldı ÇavuşOglu Macuncu Hasan gıbı zengınlcr Bey Vlustafa'lar, Arap Abdurrahman gıbı kabadayılar, hep bu kesıme gırdıler Bunlar, tankat şeyhlennın \aazlanna gıderler, bıre bın katarak anlatırlardı Soz gelımı Şevhulıslam Yahya Efendi. "Mescidderiya-pîşeleretsin ko riyayı Meyhaneye gel ki ne riya \ar ne miırayi" (Bırak mescıtte ıkıyuzluler ıkı>uzluluk etsın meyhaneye gel, orada ne ıkıyuzlu ne ıkı>uzluluk \ar) beytıvle başlayan bır gazel soylemış Hemen Çavuş Oğlu kursuye çıkar, kcndısıne taraftar olan halka - Ummeti Muhammed! Her kim bu bevti okursa kâfır olur. Zira bu bevit kufr-i sarihtir (açıkça kufiırdur). dıye bağınrdı Sonra soz gelımı Şeyhulislam Bahai Efendi tutunun haram olmadığına fetva vermiş Hemen L'stuvanı taraflılan toplanırlar ondan ıntıkam almak ıçın gızlı gızlı goruşurlerdı Ustuvanıler saray kesımınden, agalar zumresınden olduklan ıçın gereğınde sadrazamdan buyruk alırlar tekkelen basarlardı Osmanlı tarihinde ilk kez İstanbul halkı ayaklandı "ilıiı siyısctı ı t rişfete alet %mmtt\" Ahmet Refik Altınay'dan aktaran Alpay Kabacalı Sarayda toplanan hocalar, ağalar zamanında atanan şeyhülislamı ve kazaskerleri istemiyorlardı. Sonunda Kara Çelebizade, Sakız'a sürüldü. Bu kez de İstanbul'da en çok nüfuz sahibi olarak Şeyhülislam Ebusaid Efendi, Hocazade Bahai Efendi kaldı. Sadrazamlar padişahın zayıflıklarından, Valide Turhan Sultan'ın beceriksiz yönetiminden dolayı sık sık değişirken hocalar da arpalık kavgalarıyla uğraşıyorlardı Bırgun geldı Bahai Efendi de gorevden alındı Ağalar şeyhulıslamlık makamına Kara Çelebizade Abdulazız Efendi yı getırdıler Kara Çelebizade agalann her ısteğıne uyacak yaratılıştaydı Tek amacı da bu makama yukselmek olmuştu Arası çok geçmedı, muthış bır ayaklanma Ktanbul uaıtustettı Halkm başvuracağı tek kışı şeyhulıslamdı Buyuk bır kalabalık geldı - Siz şeyhulislamsınız. Bı/im hakkımızı gorup, bu belayı başımızdan def etmenız gerekir. Bu lulmun def'ini padişah hazretlerinden rica ederiz. Vezire vardık. Bize katır gıdıler' diye sovup saydı. \ ukelasından umut kalmadı. kalk, hallerimizi padişaha bildir.dı\e sadrazamdan yakındılar Abdulazız Etendı ağalarla bırdı Halkın yoksunluk ve telakete uğraması onun açısından onem taşımıyordu - Boyle hususta kanşmaya kadir değilim, dedı Içlennden ılen gelenler şeyhulıslamın bu sozlenne guoendıler - Kendunızden kurkler ıstendikte ayağa kalkub Sultan Ibrahım'ı ve \eziri katlıtdıniz. \a şımdi bızinı ahvalimiz içun ne accb karışma/sı/.' Va kalk onumu/c duş, ya hemen ne ounalı ıse olsun, dıye bağırmaya başladılar Halkın bu sozlen doğruydu Devlet ılen gelenlerı. çıkarlannı ve hırslannı dovurmak ı<,m ışledıklerı unayetlerden halkın haben olmadıgını sunıvorlardı Kara Çelebizade halkı oyalamak ıstıvordu Hatta bır an ellennden kaı,mak bıle ıstedı Ancak, efendi hazretlennın nıvetını anlavanlar - Bırc! EfcndiM kaçırdık. Tutun hay! dı\L tit-gmden vakaladılar zorlabırata bındırdıler Sonunda Kosem Sultan olduruldu sar ı\da tek cgtmen guç Turhan Kadızade'nin tarüştığı konular Tanhe dar goruşluluğun, tutuculuğun temsılciM olarak geçen Kadızade Mehmed Efendi (O 1635), ozellıkle Sofı Abdülmecid Efendi ile bırçok konuda tartışmıştır Descartes (1596-1650), Pascal( 1623-1662), Galile (1564-1642), Spinoza (1632-1677), Kepler(1571-1630) gıbı bılgınlenn yetıştığı bır çağda, Kadızade aşağıdakı konulan ve benzerlennı tartışıyor, hemen her şeye tutucu, yasakçı bır goruşle karşı çıkıyordu Onun olumunden sonra da aynı yolda yuruyen, hatta daha ılen gıdenler oldu ve bunlara 'Kadızadeiiler' denıldı 1. Pozıtıf bılımlenn, bu arada matematığın oğrenımının caız olup olmadığı 2. Hızır peygambenn sağ olup olmadığı 3. Ezanın, mevlıdm, vb'nın güzel sesle okunmasının uygun olup olmadığı 4. Kahvenın, tutunun ve benzerlennın haram olup olmadığı 5. Hz Peygamber'ın anne ve babasının 'mümin' sayılıp sayılmayacağı 6. Tankata gırenlenn 'raks' ve 'devran'ının haram olup olmadığı 7. Fıravun'un ımanla olup olmedığı 8. Halife Yezid'e lanet etmek gerekıp gerekmedığı 9. Kıbann elını, eteğını, ayağını opmek \e selamlaşmada eğılmek konusu 10. Peygamberden sonra ortaya çıkan şeylere uyup uymama, bunları kullanıp kullanmama sorunu Sultan"la kızlarağası Suleyman Ağa kaldı Llemanın çoğunluğu saray tarafınday dı Yalnız Kara Çelebizade ağalarla bırlıkteydı Saravda sancak-ı şenf çıkanlmıştı Turhan Sultan halkla bırleşmış, ağalan tepelemeye çalışıyordu Sarayda toplanan hocalar, ağalar zamanında atanan şeyhulıslarru \e kazaskerleri istemiyorlardı Sonunda Kara Çelebizade Sakız a suruldu Bu kez de İstanbul'da en çok nufuz sahıbı olarak Şeyhülislam Ebusaid Efendi, Hocazade Bahai Efendi kaldı Sadrazamlar padişahın zayıflıklanndan Valide Turhan Sultan'ın becenksız yonetımınden dolayı sık sık değişirken hocalar da kendı âlemlennde. arpalık kavgalanyla uğraşıvorlardı Aralanndakı şakalaşmalar da bayağı ıdı Bursa kadılığından alınmış Ormanı Mustafa Efendi dostu Kara Çelebizade Mahmud Efendf nın evıne konuk geldı Mahmud Efendi'ye - Bahçenızı gezehm, dedı Mahmud Efendi konuğunu bahçeye goturdu Hazret, etrafa bır goz gezdırdı Gulumsemeyle - Behey sultanım, bahçenız orman olmu^, dedı O da şucevabı \erdı - E\ et, bız de sızı orman olduğu ıçın gezdırdık Bu gıbı ağır şakalaşmalar bayağı kufurler vezırler arasında olduğu gıbı ulema arasında da ışıtılırdı şeyhülislamla lstanbul kadısının dovüşmesi Hocazade. herkese kar>ı >ıddet gostermekten gen durmuyordu Sadrazamla ortak olarak yonetıme katılır herkesı azarlar her ışe kansırdı Sonunda Şey hülislam Ebusaid Efendi ile Tarhuncu \hmet Paşa anlaştılar Once Rumelı kazaskennı sonra da Hocazadeyı gorevden aldırdılar Bu yuzden onemlı bır olay çıktı lstanbul kadılığından alınmış Esad Efendi Rumelı kazaskerl.ğıne getınlmeyı beklıyordu Bu makama Tulumcu Sarunzade nın getınlmesı Esad Efendi'yı ofkelendırdı Doğru Şeyhülislam Ebusaid Efendi ve gıttı, hıddetle bağırdı - Bıre Allah'tan korkmaz' Bıre yıyıcı zalım1 Rumelı benım hakkımken nıçun başkasına verdın 1 Şeyhulıslamın akJı başından gıttı Elı ayağı tıtreyerek - Bıre cahıl edepsız, hayasız, dedı Sen kaçan âdem oldun kı bu gune kustahlığa curet ıdersın Bu zebandırazlık (dıl uzatma) ne haddındır 1 Sen Sunbûl \li'nın kah\e oğlanı değıl mıydın' Bu rutbelere hep ruşvetlerle gelmedın mı 9 Sen kendunı âdem mı sanursın7 Esad Efendi daha fazla parladı Artık ıkı taraf bırbınne kufredı\or, bağınyordu Şeyhülislam - Bıre kaldınn şunu' Tız falaka değnek getırun dı>e hızmetlılenne haykırdı Geldıler, Esad Efendi'nın koltuğundan yakaladılar - Kalk hey efendi, dıye cekıştırdıler Esad Efendi ınat edıyordu O zaman şevhulıslamla eskı lstanbul kadısı ara^ında fecı bır do\uş başladı Şe\hulıslam kadının yakasına vapışmış başına gozune \umruklar ındınyordu Kadının sanğı verlerde yuvarlanıyordu Hızmetlıler falaka anyor. bulamıyorlardı Kadıya 'vafir muşt' (çok yumruk) vurdular Şevhulısljmın konuklan dabıreryana kavmışlar uzaktan bu olavı ızlıyorlardı Şeyhulıslamın hıddetı geçınce bırer bırer ortaya çrictıtar, ayagma duşüp Esad Efendı'yı kurtardılar - Var efendının eteğını op. dedıler Başına kavuğunu gıydırdıler ıte kaka goturdüler Ama şeyhulıslamın ofkesı daha geçmemıştı Kadıyı karşısında gorunce busbutun parlamış yakasından ve sakalından tutmuş. elı ayağı tıtreyerek - Bıre hapıs, bıre oğlan dıye sarsıyor başına, çenesıne yuzune yumruklar ındınyordu Sonunda kadıyı guç bela kurtardılar Kadı surgun edılmemesını nca edınce - Kışı, Islam şeyhulıslamına hıç boyle edepsızlık ve dıl uzatarak kustahlık ıder mı1 Bu nasıl ışdır dıye azarladılar Kadı, penşan bır durumda 'menziline' yollandı Kadının dayak yemesı hocalar arasında buyuk bır kaynaşmaya yol açtı Esad Efendi şeyhulıslamdan ıntıkam almaya karar verdı Kapı kapı butun ulema evlennı dolaştı - Ulemanın ırzı yok mudur dıye Bahayf len, Kara Çelebızade'len kışkırttı Esad Efendi hem derdını anlatıyor, hem ağlıyordu Onun halını gorenler hep ayaklandılar, şeyhulıslamın azlı ıçın toplandılar Bunu haber alan şeyhülislam. daha fesatçı davrandı Esad Efendı'nın aleyhınde saraya bır jurnal verdı Bunun sonunda, "<Vsıl amaçlan toplanıp padişaha suikasttir. Bunlann haklarından gelınıp tepelenmeleri gerekli olmuştur" dıyordu Sonunda ulemanın dağılması ıçın ferman çıktı fıtneyı surdurecek olurlarsa uzerlenne çorbacılar gondenleceğı soylendı Ulema bu tehdıde karşı kopurdıılcr Bolavı Mustafa tfendi kendını tutamayıp bağırdı - Ne poh yır bu mel un 1 Bıre hınzır 1 Bız htifuç sntrettık (ayaklasdık mı) kı uzenmıze bolukler tayın olunur1 Bak habısın veduğu herzeye' Artık duramadılar padişaha kadar gıtmek ıstedıler Ağalar, ulemanın bu hareketını gorunce adamlar koşturmu^lardı - Efendıler ısterlerse sılahlanup varalım hızmetde bulunalum Buna olumlu cevap vermedıler Ancak, çevrelennde ayaklanma çıkmasını bekleyen bır suru halk vardı tstanbul halkını yaşatan da olduren de bu gıbı ayaklanmalardı tsyan Istanbul'a devlet ılen gelenlenne hayat, can venyordu Çarşılardan. bedestenlerden adamlar gelmış - Buyurursanız dukkânlan kapayub yardım ıdelum Saraya bıle gıdelum, dıyorlardı Ulema bu yardımlan da ıstemedı Yıne de hocalann peşıne takılmış, ayaklanma bekleyerek ılerleyenler çoktu Hocalar, Şehzadebaşı'na, Eskı Odalar dolayına geldıklen sırada karşıdan kırmızı dolamalı kuşaklı bır hasekı gorundu Elınde ferman vardı Atından ındı. ulemadan Kara Çelebizade Mahmud Efendi'nın eteğınden optu Hart-ı humayûnu sundu Mahmud Efendi y uksek sesle okudu -Izzetlû ulema efendiler, Hatt-ı humayûnum VTJSUI buldukta cemıyetle bır kadem dahı ıleru gelmeyubmenzılınıze dağılasız \e muradınuz nc iseyazıb bıldıresuz Ve bır ıkı gun sabndcsız Viuradınız ne ıse bırhal ıdenz " Hocalar bır adım ılen gıtmeyıp dağıldılar Amaçlan ne\se vazıp bıldırdıler Ebusaid Etendı şeyhulıslamlıktan alındı Bahai Efendi venıden aynı goreve getınldı Sürecek ANKARA.., ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Beyaz Armağan Hâlâsevıyorum bayram gunlerını, yıllaroncesın- den bır selam, anı gıbı hıssedıyorum Kalabalık bır ev kalabalık bır sofra anımsıyorum, dostlar bır ara- ya gelır, yemek yenır, çay ıçılır Kaç kuşak bır ara- da kavuşmanın sevıncı kutlanır İlk kuşaklar dun- yamızdan ayrıldı, bız ilk kuşak olduk şımdı, ayrı kentlerde yaşıyor, bayram sabahları bakır tellerde buluşuyoruz, torunlann şarkısını dınlıyoruz Evde değıl, Kale de, VVashıngton'da yıyoruz bayram ye- meğını, Şişman kardeşler de aılemızın bır parçası gıbı, bırlıkte yaşadık uzun yılları Otekı masalarda da dostlarımız var, eskı başkentlıler Acele donuyoruz Cınnah Yokuşu'na Kum Sa- af;'nıızleyerekgeçırıyoruzakşamvaktını,yazannın da katıldığı guzel bır soyleşı yıne kaç kuşak bır ara- dayız, Cumhurıyet kızları ve delıkanlıları, onlann çocukları, dıplomatlar, bılım adamları, sanatçılar, mımariarla bır başkent mozayığı Elbet kara taşlar- dan da soz edıyoruz ama karamsar degılız Çun- ku bılıyoruz, onlan tanıyoruz artık, bızım toprakla- nmızın taşı değıl o karalar Ulusal mozayığımızde yer alamazlar... • • • ANKA'dakı arkadaşlardan beyaz bır armağan al- dım, bayramın ıkıncı gunu llgaz'a gıttık ıkı araba Ne guzel dağlarımız, ormanlarımız var Başkentın dumanlı, kırlı havası gerılerde kalıyor, şeker değıl oksıjen bayramı kutluyorum llgaz'da Ankara'dan 215 kılometre uzakta ama kaç başkentlı bılıyor bu guzel dağı? Kaç kışı yaşıyor bu doğal guzellığı9 Ka- yak sporu ne olçude gelışmış bu yorede9 Oysa neler olabılır' llgaz tepesınde uç konakla- ma yerı var ancak Bırı Orman Bakanlıgı'nın, ote- kıler Koy Hızmetlen ve Beden Terbıyesı Genel Mu- durluğu'nun Bellı sayıda odası, bellı sayıda ko- nuklar ıçın mutfağı var Kalabalığı gunluk gelenler oluşturuyor Bır de yanm kalmış yapı var llgaz'ın doruğunda, çamlar arasında bıryerde, haylı çırkın bır yapı Doğaya ters, sevgısız bır kışının çızdığı bır proje belkı de gokdelen turu, dort katlı bır bına, nı- çınyarım kalmış bılmem AnkaraUnıversıtesı'neaıt olmasına daha çok şaşırdım Çunku benım tanıdı- ğım rektor, Sayın Profesor Doktor Günal Akbay, bu yapıyı yanm bırakmaz, tersıne çok lyı değerlen- dınr llgaz'ın doruğunda Cumhurıyet okurları da var, ıkısı de dış doktoru olan başkentlı bır çıft ve istan- bul'da ozel sektorde çalışan bır başka çıft Onlar da beyazı ozlemış 1 Ilgınç soyleşıler yaptık Guneş- te sofralar kurduk, mangalda et, sucuk kızartarak şarap ıçtık guzel gunlere 1 Bırkaç kılometre otede- kı alabalık çıftlığıne gıttık, once havuzda dansları- nı seyrettık, sonra canlı bahgın tadını duyduk da- mağımızda Temız sularda bır buçuk yıllık yolculuk- tan sonra sofralara ulaşıyor alabalık Havuzdan ay- rılırken şarkılan daçınladı kulağımda Schubert'ın Alabalık Beşlısı'nı anımsadım 30 Nısan 1990'da mesleğımde kırk yıla ulaşmanın sevıncını kutlarken Suna Kan, rahmetlı Gulay Uğurata, Funda Kal- mukoğlu, Aylın Çınar, Sumru Güner beşlısını rter- ' deyse yenıden dınledım llgaz ormanlarında İlk gece meşalelerle kayak gostensı yaptı genç- ler Alevler karda parlıyor, bır ateş dansı, şarkısı oluşuyor beyaz gecede Ateş çevresınde sıcak şa- raplar ıçıldı sonra Daha guzel gunler yaşamak, be- yaz bayramlar kutlamak dıleğıyle REFAHYOL hu- kumetıne bağlı konutlarda ışıklar sonemıyor ama, odalanndakı duğmeyı çevırenler, otomobıl lamba- sını sondurup yakanlar var Kariı dağlar gıbı terte- mız bırtoplum ıstıyor herkes, dağdakıler de, bayır- dakıler de Saat 21 00'de ben de odamın elekirı- ğını sondurup beyaz geceyı dınledım bırkaç dakı- ka, çamlann arasından ıslık sesı gelıyor karanlığı delıyor bır sure, ardından da klakson seslen yuk- selıyor, derken bır turkuden dızeler Ormanların gumburtusu başıma vurur / Nazlı yarın hayalı kar- şımda durur 1 Artık hepımızın bır nazlı yarı var değıl mı? Haya- lını değıl gerçeğını ozluyoruz, ozlemı dındıreceğız Başkentlı okurlarım, yarın sabah "Katıl ve karşı koy" yuruyuşune gıdıyor muyuz'' Saat 11 00'de Sıhhıye Koprusu'nde başlıyor yolculuk, şenata kar- şı yuruyor başkentlıler, sendıkalar, kımı partıler ve demokratık kıtle orgutlerı yuruyecek Demokratık hak ve ozgurluklerı araç olarak kullananlan, laık cumhurıyetımızı yıkmayı amaçlayanları uyarmak ıçın, Taksım'e camı, karayoluyla hac, kurban den- len, turban konularına ortunenlenn gerçek yuzunu tanıdığımızı belırtmek ıçın yurttaşlık gorevımızı, ın- sanlık onurumuzu kanıtlamak ıçın yuruyeceğız Gecıkırsek tanh bızı affetmez B U L M A C A SEDAT YAŞ4Yİ\ 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Vıruslen ınce- Ieyen bılım dalı 2/ Kendısme ına- nılankımse Ge- nellıkle tahıl olç- mede kullanılan bırolçek 3/Bnç- te bıroyuncunun elınde aynı renk- ten hıç kâğıt ol- maması " Ne şa- ır—doker, neâşık ağlar / Tanhe ka- 9 nştı eskı sevda- lar" (Faruk Nafız Çamlı- bel) 4/Hamam 5/Bırza- manbınmı Bırışıkkay- nağından çıkarak heryo- 3 ne yayılan ışık demetı 6/ Irmaklan geçmek ıçın kullanılan sal Yemek Bır renk II Bır ^ıırden şarkı olarak soylenmek „ uzere yapılmış beste Kadastro hantalarında parseller topluluğu 8. Bır nota Kuçuk uzum salkımı 9/ Çoöu kez Lantan elementının sımgesı VUKARIDAN AŞAĞ1VA: 1/Vışneılekırazınmelezlenmesıyleeldeedılenmeyve Demınn sımgesı 2/ Kuçük erkek kardeş Keçıyolu 3/ Bır ıçkı Boru sesı 4/Gorunuşe gore olacağı sanılan Guzel kadın 5/ Amonvum karbonat 6/Yön gostermek ıçın bellı yerlere konulan ışaret Hanç Nıkelın sımge- sı II Kılâb-ı zulıııe kaldı Lczdığım nazende sahralar / Uyan ey yarelı şir-ı bu hab-ı gafletten (Namık Ke- mal) Gumuşun sımgesı 8/ Mahkeme sonucunu gös- teren resmı belge Dılbılgismdekı sozcuk turlennden bın 9/ Hayat arkadaşı Bılgıçlık taslavan kımse -•
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear