22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ŞUBAT1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 1996da 20 bin şirket sermaye anttıpdı • ANKARA(ANKA)- Enflasyonun mali bünye üzennde yarattığı tahribatın gıderilmesi gereksmimı. geçen vıl şirketlen rekor düzeyde sermaye arttınmına zorlad'i. 1996 vılmda 19 bin 511 şirket toplam 516.4 trilyon lıralık sermaye arttınmına gıttı. Bu arttınmın büyük bölümü anonim şırketler tarafından gerçekleştınldi. 6 bin 199 anonim şirket 409.9 tnlyon. 13 bin 234 limıtet şirket 106.2 trilyon liralık sermaye arttırdı. Arttınmların geri kalan bölümünü de 45 kooperatif \e 33 kolektif şirket gerçekleştirdı. En fazla sermaye arttıran sektör imalat sanayıı oldu. İmalat sanayiinde 7 bin 654 şirket toplam 27 2.7 trilyon liralık sermaye arttınmına gitti. THY'den yeni hatlar • ANKARA(ANKA)- Türk Hava Yollan. sefer yapacağı yurtdışı hatlannın savısını artırmayı planlıyor. THY Genel Müdiirü Atilla Çelebi'nin verdiği bilgiye göre, THY bu yıl yaz tanfe döneminde Güney Korenin başkenti Seul'le Çin Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pekin'e sefer açacak. THY aynca. Rusya'nın Sivastopol ve Odessa ile İngiltere'nin Manchester kenti \e Macaristan'ın başkenti Budapeşte"ye sefer yapmayı planlıyor. Genel Müdür Çelebi. THY'nin Orta Asya Tiirk cumhuriyetlerine direkt uçuşlarla. mevcut belli başiı noktalardakı uçuş sayısını arttırmayı hedeflediğini bildirdi. THY halen, yurtdışında 58 noktaya uçuş yapıyor. İfiSAŞ'ı zor günler bekliyor' • KOCAELİ (AA) - Türkiye'deki en yüksek ciro yapan 500 firma arasında 58'ınci sırada, karlilık âçısından ise ilk sıralarda yer alan İstanbul Gübre Sanayi Anonim Şirketi'ni(İGSAŞ). sübvansiyondaki yeni düzenleme çalışmalan. KIT'ler için kurulan "havuz sistemi" ve yenileme çalışmalan için aynlan ödeneklerdekı kısıtlama nedeniyle zor günlerin beklediği öne sürüldü. İGSAŞ Genel Müdürii Feridun Güray. geçen yıl kapasite kullanımını yüzde 100ün üzerine çıkararak. geçici hesaplara göre 1996 yılında 6.5 trilyon lira kar eden kurumun. hükümetin aldığı bazı kararlardan olumsuz etkileneceğini söyledi. Tavşanlı esnafı elektriğe talip • ANKARA(ANKA)- Ta\şanlı ilçesindeki işadamlan ve esnaflar, hükümetin özelleştirmeye çalıştığı elektnk üretim ve dağıtımına talip oldu. Tavşanlı ilçesinde, Sanayi ve Ticaret Odası ile meslek odalannın öncülüğünde. elektrik üretim ve dağıtımı için 93 ortaklı şirket oluşturuldu. "Temtaş Tavşanlı Enerji Madencilik Turizm Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ" adı verilen şirketin sermayesi 30 milyar lira olarak belırlendi. Şırkette ortaklar 50 milyon lira ile 380 milyon lira arasında değişik düzeyde pay edindi. SHY'den zam • BURSA(AA)-Bursa- Istanbul arasında tarifeli sefer yapan Sönmez Hava Yollan (SHY), yolcu taşıma ücretlerine yüzde 19 zam yaptı. SHY yetkilileri. yakıt ve bakım giderlenndeki artış nedeniyle Ulaştırma Bakanlığı Tarife ve Ticaret Daıresi Başkanlığf na yaptıklan zam talebinin uygun görüldüğünü belırttıler. 24 şubatîaıı itibaren uygulanacak yeni yolcu tarifesi şöyle: "Bjrsa-İstanbul tek hat tarr. bilet ücreti 5 milyon lira gidiş-dönüş ücreti 9 milyon 500 bin lira, basın merısubu-milletvekili, er- öğrenci ve çocuk gidiş ücreti 2 milyon 500 bin liragidış-dönüş ücreti 5 milvon lira. 0-2 yaş bebek gidş ücreti 500 bin lira, gidş-dönüş ücreti bir milyon ]jr 2 ." 'İşgücü uyum projesi'ndeki danışmanlık hizmetlerinde teknik ayrmtılara yer verilmiyor Ozellestirme'zede'lere akılHACER GEMİCİ ÖZDEN ADANA - Dünya Bankası tarafından finanse edilen ve özelleştirme sonrasında işsiz kalan hak sahiplerini kapsayan "işgü- cü uyum projesP'nden özelleştirme kur- banlanna sadece "akıl" düştü. Halen Sü- mer Holding'in 7 ilde özelleştirilen fabri- kasında çalışan ve özelleştirme sonrasın- da işsiz kalan 3 bin kişiyi kapsayan söz konusu proje ile kendi işlerini kurmak is- teyen işçilere ücretsiz danışmanlık hizme- ti veriliyor. Ancak projede işçinin iş kura- bilmek için sermayeyi nasıl bulacağı. na- sıl ayakta kalacağı. krediyi nasıl temin ede- ceği gibi konulara yer verilmiyor. Sümer Holding1de çalışırken tesisin özel- leştinlmesi ile işsiz kalan özelleştirme kur- banlan projenin gerçekçilikten uzak oldu- ğunu belirterek "Danışman firmava ve- recekleri parayı bize vcrseler. iş kurmak için sermayemiz olurdu. Sermaye olma- dan nevi. kime danışacağız" diyorlar. Bu arada kendı işini kurmak hayali ile danış- man firmaya başvuran her özelleştirme kurbanı için ihale ile bu işi alan Norm Da- nışmaniık Şirketi'neayn ücretödeniyor. Bu işi büyük ve orta ölçekli firmalara çok da- ha pahalıya yaptıklannı belirten Norm Da- nışmanlık Şirketi yetkilileri ise danışman- lık ücreti konusunda bılgi \ermekten çe- kinerek "Çok daha ucuza bu hizmeti ve- riyoruz. Biz bu projeye inandığımız için girdik" diye yuvarlak sözler edıyorlar. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 14 Haziran 1995 tarihli karanyla 'şgücü uyum projesini kapsayacak kuruluşlan belirle- yen ÖİB ve Hazine Müsteşarlığı ilk olarak Sümer Holding'de projenin başlaması için start verdi. Proje kapsamında danışmanlık hizmetini ihale ile alan Norm Danışman- lık Şirketi, eylül ayında ilk toplantıyı He- reke'de gerçekleştirdi. Ardından Eskişe- hir. Nevşehir. Karaman ve en son olarak Adana'daki özelleştirme kurbanlan ile bir araya geien şirket yöneticileri hizmetlen ko- nusunda bilgı verdiler. Geneldetoplantıla- nn sancılı geçtiğini belirten Norm Danış- manlık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Vük- sel Türkil, özelleştirmenin Türkiye'nin gerçeği olduğunu kaydederek "Olan oldu, sonrasına bakmak gerekiyor" dedi. Türkıye'de özelleştırme sonrasında 700 bin kişinin işsiz kalacağını anımsatan Tür- kil. Adana'daki özelleştirme kurbanlanna "Siz yine şanslısımz. Bu hizmetten sade- ce siz faydalanıvorsunuz. Sizin dışınız- dakilerin böyle bir şansı da yok" diye- rek Sümerzedelere "halinize şükredin" önerisinde bulundu. 'Projede para yok' Projeyi anlatırken işsiz gruba çok az umut vermeyi tercih eden Norm Danış- manlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Türkil, üstüne basa basa "Detayları şim- diden bilmeniz gerek. Bu projede para yok" derken sadece iş kurmak isteyen ki- şinin krediyi bulması için kendileri tarafın- dan yönlendinlebileceğini söyledi. Türkil, ucuz kredi için yine kamu kuruluşu olan iki bankayı Ziraat ve Halk'ı gösterdi. An- cak kişinin buradan kredı alması kendine kalmış bir olay. Danışmanlık firmasının işi sadece yön göstermekten ibaret. Bugüne kadar kendilerinin de hiç para almadığını belirten Norm Danışmanlık Yö- netim Kurulu üyesi Adnan Şahsüvar ise "İşyaptığımız sürece, başvuru geldikçe bize paramızı Hazine ödeyecek" diyor. Nevşehir, Eskişehir. Hereke. Erzincan. Ş.Urfa. Karaman ve Adana'daki Sümer Holding mağdurlannı kapsayan proje için bugüne dek yapılan toplantılar sonrasında 74 kişi kendi işini kurmak üzere başvuru- da bulunmuş. Genelde tavuk şirketi kurmak hayaliyle gelen özelleştirme kurbanlannın diğer tercihleri ise tuhafiye. nakliye, kon- feksiyon gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Projenin üç ayaklı çalıştığını anımsatan Yüksel Türkil, İş ve İşçi Bulma Kurumu. TOBB ve KOSGEB'ın projenin programı içinde yeraldığını belirterek "İş ve İşçi Bul- ma kurumu'nun iş bulamama, bulsa da ücretin düşük olması ya da atılma riski- niz var. Yine mesleki eğitim alıp bir işe girdiğinizde ya da bir iş kurduğunuzda zarar riskiniz var. Proje sadece üçüncü aşamada, yani kendi işinizi kurmayı ter- cih ederseniz bir ölçüde sizin yanınızda. Riski bir ölçüde paylaşıp işletme ayak- ta durana kadar yanınızdayız" diyor. Ancak işletmenin zarar etmesi veya ka- panması riskini üstlenmıyor. Urfa'da işadamlan, sanayiciler, çalışanlar ve sivil toplum örgütleri şirket kurma hazırlığında TEDAŞ'a Güneydoğulıılar talip ŞERBETÇLHADAR ÖZCAN GÜNEŞ KAHRAMANMARAŞ/ ŞANLIURFA - Hükümetin özelleştirme pazanna çıkardığı TEDAŞ'a ait işletmelere Gü- neydoğulular talip. K. Maraşlı- lar, Kahramanmaraş-Adıyaman TEDAŞ'a teklif vermek üzere Ticaret ve Sanayi Odası ba^- kanlığında bir şirket kurarken Şanlıurfalı işadamlan. sivil top- lum örgütleri ve TEDAŞ çalı- şanlan da ŞanhurfaTEDAŞ't al- mak üzere bir şirket kurmak üzere harekete geçtiler. Önümüzdekı yı 1larda Türkı- ye'nın bir enerji darboğazına düşeceğini hesap eden büyük kunıluşlar, Erdemir'den bile vaz- geçerek gözlerini enerji sant- rallarına çevirirken Güneydo- ğulu. TEDAŞ tesislerini kaptır- mamaktakararlı görünüyor. Hü- kümetin özelleştirme kapsamı- na aldığı ve 3 nisan tarihinde iha- leye çıkacak olan Kahraman- mâraş. Adıyarrian'TEDAŞ Mü- essesi için Maraşlılar Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde bir şirket oluşturarak ihaleye gir- me karan aldılar. îşadamlan. sivil toplum örgüt temsilcileri ve TEDAŞ çalışanlannın oda baş- kanlığında bir araya gelerek oluşturduklan şirket 60 milyon dolara kiralanacak tesisler için şimdiden 4 trilyon lira topladı. K. Maraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Bal- duk, ihale kendilerinde kaldı- ğı takdirde yüzde 60ın şirket bünyesinde tutulacağını ve ka- lan yüzde 40'lık hissenin halka Bölgede özelleştirme ertelenebilir ENVERSEVİŞ Elektriğin oıelleştirilmesi işçilerin tepkisine neden olmuştu. satılacağını belirtti. Türkiye'deki 25 TEDAŞ mü- essesesi arasında ilk 10'da yer alan ve 814 personeli ile 310 aboneye sahip olan K. Maraş- Adıyaman TEDAŞ'ın geçen yıl kânnın 2 trilyon lira olduğunu anımsatan Balduk. konuyla il- gili olarak şunlan söyledi: "Elimizdeki verilere göre son derece kârlı bir yatırım, kârlı bir işletme. Maraş'taki sanayicilerin bu ihaleyi tek başlarına alma imkânı var. Ancak biz bir şirket oluştura- rak teklif vermek istiyoruz." Öte yandan Özelleştirme Ida- resi'nce 30yıllığına45 milyon dolara satışa çıkanlan Şanlıur- fa TEDAŞ'ı da Urfalılar almak- ta kararh. Diğer TEDAŞ işlet- melerinın aksine tek başına sa- tışa sunulan ve ÖI tarafından son teklif verme tarihi 3 Mart 1997 olarak belirlenen Şanlıur- fa TEDAŞ'ı satın almak üzere Ticaret ve Sanayii Odası Baş- kanlığf nda bir yürütme kuru- lu oluşturuldu. Yürütme kuru- lununçağnsı ile bir araya gelen sanayici, işadamı, tüccar, il ve ilçe belediye başkanlan ile oda ve meslek kuruluşlan TE- DAŞ'ın satışını görüştü. Toplantıda katılımcılara TE- DAŞ'ın şartnamesi ile ilgili bil- gi veren Belediye Başkanı Ah- met Bahçıvan, bugüne dek 4 firmanın almak için başvurdu- ğu tesislerin oldukça kârlı oldu- ğunu anımsatarak "Bugün Tür- kiye'nin en fazla kâr eden ku- rumu TEDAŞ'tır. Bu nedenle bizim TEDAŞ'ı başkalarına vermeve nivetimiz vok" dedi. DİYARBAKIR - Özelleştirme kapsamına alınan Diyarbakır. Mardin. Şırnak. Batman, Siirt, Bitlis. Muş, Van ve Hakkân TEDAŞ Dağıtım Müesseselerindekı özelleştirmenin uzun bir süre ertelenebileceği bildirildi. Tes-İş I No"lu Diyarbakır Şube Başkanı AN Öncü, Ankara'da önceki gün iftar yemeğinde bir araya geldikleri bölge milletvekillen ile bölge bakanlanna. Doğu'da sıyasi istikrar sağlanmadan yapılacak olan özelleştirmenin olumsuz sonuçlar doğuracağını anlattığını söyiedi. Diyarbakır'da geçen günlerde hazırladıklan ortak deklarasyonu bölge milletvekili ve bakanlanna sunduklannı anlatan ve enerji sektöründe yapılacak olan özelleştirmenin bölgede siyasi bir istikrar ortamının sağlanmadan yapılmasının vahim sonuçlar ortaya çıkaracağını. bölge parlamenterleri aracılığıyla hükümete ilettiklenni bildiren Tes-tş I No'lu Şube Başkanı Ali Öncü, "Görüştüğümüz bölge milletvekilleri ve bakanlar. bu teklifimize oldukça olumlu baktılar ve katıldıklarını söylediler. Bölgedeki TEDAŞ dağıtım müesseselerinde özelleştirmenin siyasi istikrar sağlanıncaya dek ertelenmesi için hükümet yetkilileriyle görüşeceklerini ve olumlu bir karar çıkarabilmeleri için büyük bir çaba harcayacaklarını söylediler" şeklinde konuştu. ÇİFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI ÇiQer 9 in Tehlikeli Oyunu!.. B aşbakan Yardımcısı Tansu Çiller, dar gelir- li insanlara karşı son derece acımasız. Hat- ta "Ben zenginjeri severim" di- yebilen Turgut Özal'dan daha da acımasız... Parlamentoya girdi- ği günden beri gözü tarım kesi- minin üstünde. Onların gelirleri- ni sanayi kesımine aktarabilmek için her gün yeni yeni senaryo- lar hazıriıyor... Çiftçiyi ve dar ge- lirliyi özel sektörün sömürüsüne karşı koruyan tarımsal KlT'lerin birkısmını hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan yok pahasına haraç mezat sattırdı. Çiftçinin öz malı olan Tarım Satış Koopera- tifleri Birlikleri'ne de taktı. Onla- n batırmak için her türlü çareye başvurdu. Borç batağına sürük- lemek istedi. Üreticinin malı olan birlikleri tüccar ve sanayici yara- nna kuüanmaya çalıştı. Bu tutu- muna karşı çıkan birlik yönetici- lerini gorevden aldı, yerine ken- di istediklerini atadı. Aynca TARİŞ, ÇUKOBİRLİK, ANTBİRLİK, TRAKYABİRÜK, FİSKOBİRÜK gibi dev çiftçi ko- operatiflerinin trilyonlarca lira de- ğerindeki sanayi tesislerini sat- maya kalktı... Büyük tepki görün- ce satmaktan vazgeçmış gibi bir görüntü verdi. Çok ürkmüş ola- cak ki satış lafını bir süre ağzına almadı. Bu arada birliklere ve or- taklara sıcak yaklaşmaya çalış- tı. Bırliklerin yönetimlerinı, ortak- larına bırakacaklarını açıkladı. Bu açıklama da kaderini birlik- lere bağlayan çitçıleri sevındirdi ve rahatlattı... Adı ıslah raporu, ama Ancak bu iyimser hava ve sessizlik uzun sürmedi. Çünkü Tansu Çiller, Tarım Satış Koope- ratifleri'ni yok etmeye kararlıydı. Sadece zaman kazanmak ve ıl- gililerı yumuşatmak için bir tak- tik uygulamıştı. Nıtekim bırlikler ıçın tam Tansu Çiller'ın amacına uygun bir "ıslahraporu"hazırian- dı ve Başbakan Ernakan'a su- nuldu. Çiller'in bugüne kadar gizli veya açıktan savundugu bü- tün görüşler raporda var. Örne- ğin birliklere ait sanayi tesisleri- nin anonim şirket haline getirıl- mesi... Sanayi tesısleri ile ko- operatifçilik çalışmalarının bir- birinden ayrılması. Ayrıca birlik- lerin üstünde bir "merkez örgüt" kurulması!.. Hemen söyleyelim ki, bu ke- sinlikle bir ıslah planı değildir. Bu rapor tam b ir "birlikleriyok etme" planıdır. Üstelik bu plan o kadar acımasızdır ki, devlet. birlikleri kendi elleri ile öldürmeyecek, üreticinin kucağında can verdi- recektir. Planda çiftçinin hoşuna gide- çek önerilerde var. Örneğin bir- liklerin özerkleştirilmesi ve dev- let müdahalesinin kalkması gibi... bu iki maddenın göz boyamak ve üreticiyi avutmak için konduğu çok açık. Zira arkasından gelen maddeler özerkliği tamamen or- tadan kaldırıyor. hatta daha ba- ğımlı hale getiriyor... Birliklere ait sanayi tesisleri- nin şirketleştirilmesi son derece tehlikeli biroyun... Sanayi tesis- leri birliklerden koparılıp şirket haline dönüştürüldükten sonra başına neler gelir bilinmez... Şir- ketlerdeki büyük hisselerin ki- min elineçjeçeceğini kimse kes- tiremez. Ustelik Tarım Satış Ko- operatifleri'nin en büyük gücü sanayi tesisleri. Hem büyük bir gelir kaynağı hem de birliğe bü- yük destek... Trilyonlarca lira de- ğerindeki sanayi kuruluşlan ko- parılıp alındığı anda birlikler su- dan çıkmış balığa dönecek... Karşılığı yok diye kredi alamaya- cak, parasız kalacak ve sonuç- ta üreticilerini koruyamayacak ve batacaktır... Birlıklerın üstünde kurulacak "merkez örgüt" ise kooperatif ortaklarının aldıkları kararları de- netleyecek, hükümetlerın iste- mediği kararları uygulamalarına Tansu Çiller gözünü çiftçinin birliklerine dikti. engel olacaktır... Yani devlet doğ- rudan müdahale etmeyecek, ama aracı kurum vasıtası ile bir- likleri gene yönetmeye devam edecek!... Birliklerin kuruluş amacı, or- tağı olan çiftçiye hızmet vermek- tir. Onları özel sektörün sömürü- süne karşı korumaktır. Bu ne- denle piyasalara girerek rekabet ortamı yaratır ve böylece ortağı- nın ürünlerini yüksek fiyatla sat- masını sağlar. Ortağına düşük faizlı krediler- le gubre, akaryakıt. traktör, ziraı ilaç, yedek parça gibi önemli gır- dilerinı temın eder. 1980 yılına kadar 16 birlik 750 bin civarındaki ortağına bu hiz- metleri verdi. Onları tüccar ve sanayicinin sömürüsüne karşı başarı ile korudu. Tanmın ve hay- vancılığın gelışmesıne büyük çapta katkıda bulundu. O zama- nın iktidar ve muhalefet partile- ri bu konularda birbirlerine ağır eleştiriler getirir ve daha iyı hız- met verebilmek için yarışırlardı. Sanayici ve tüccar ise, daha o zamanlardan üretici vetüketi- cıyi koruyan bu kuruluşlara düş- mandı. Yok olması için çalışıyor- lardı. ama sonuç alamıyorlardı. 1980 yılından sonra sanayici ve ışadamlarına fırsat doğdu. Dar- beci yönetımlerle işbirlıği yapa- rak tarımsal KİT'leri sattırmak, Tarım Satış Kooperatifleri'ni de batırmak için harekete geçtiler. Önce darbecilerin ve Turgut Özal'ın başlattığı bu hareketi şim- di Tansu Çiller yürütüyor... Ancak hiçbiri senelerce uğraşmasma rağmen kooperatifçiliği ve bir- likleri yıkamadı. Birliklere akıl al- maz ekonomik baskılar uygu- landı, yüksek faizli krediler al- maya zorlandı, çalışmalan en- gellendi... Buna rağmen birlikler bilinçli ortaklarının sayesinde ayakta kalınca "ıslah raporu"na umut bağlandı. Eğer Başbakan Erba- kan evet derse önümüzdeki ay- larda Türkiye ciddi bir tartışma- ya sahne olacak. Tanm Satış Ko- operatifleri'nın 750 bin ortağı hü- kümetin bu haksız uygulaması- na karşı çıkacak... En önemli tarımsal KİT'ler özelleştirme bahanesi ile satıldı ve özel sektörün eline geçti. Eğer Tarım Satış Kooperatifleri de yok olursa, Türk tarımını ve çiftçisi- ni kimse koruyamaz ve kurtara- maz. Türk tarımı ile bırlikte Türk ekonomisi de batağa sürükle- nir. Erbakan ve Çiller'e hatırlat- mak isteriz. Tarım Satış Koope- r.atifleri'nin geleceği ile oynamak, ateşin üstüne barutla gitmekten farksızdır. Çiller bu sevdadan vazgeçmelidir. Eğer hükümet iyi niyetli ise, bir- liklerin yönetımlerini ortaklarına brakmalı ve ondan sonrasına da karışmamalıdır. Para ortakla- rın... Mal ortaklann... Gelecekle- ri ile ilgili kararları da kendileri almalıdır. Akıl hocalanna ihtiyaç- ları yoktur. İsterlerse sanayi te- sislerini geliştirirler, isterlerse şir- ketleştırirler. Ne isterlerse yapar- lar... Holdingler ne kadar özgür- se, birlıklerın sahibi olan çiftçi- ler de o kadar ozgürdür... Bu kooperatıfler ve sanayı tesısleri çiftçilerin elinden çeşit- li yollarla çıkarılırsa tekrar kurabil- mek için katrilyonlaryetmez!... • tŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Bayram Arası Uzatmalı tatilin çoğu gittı azı kaldı. Şimdi hatır- latmanın âlemi mi var? Tatil yapmanın, keyifli bir bay- ram yaşamanın koşullarını yaratamamış olsak bi- le, şunun şurasında yaşamımızın bir parçası olan tembelliğin keyfini çıkarırken, bayram sonrasmı anımsatmanın anlamı mı var? Tatil ya da tembellik yapamadığım için benimki kıskançlık değil. Herkesin kafasının bir ucunda bay- ram sonrası günlere ilişkin sorular yok muydu? Siz hiç bayram ziyaretlerinde, sokakta, kahvelerde, her yerde gündemin bu kadar politize ve bayram ara- sı verilen tartışmalar üzerinde odaklandığı bir dö- nem anımsıyor musunuz? "Bayram sonrası ne olacak?" Erbakan-Çiller iki- lisi iktidarları için ne kadar uzun ömür biçerlerse biç- sinler, herkes bayram sonrası önemli degişiklikle- rın olabileceğini düşünüyor. Erbakan-Çiller, RE- FAHYOL iktidarının ömrü belli ki bundan sonrasın- da doğrudan kendı karartılıklarına bağlı değil. Refah'ın ve Doğru Yol'un yüzde yüz ihanet ettik- leri seçmenleri, partilıler, kendi kamuoylan olup bi- tenlere, söylenenlerin tam tersi yapılanlara seyirci kaldılar diyelim. Bayram öncesi kaldığımız nokta- dan yüfünmesine, her şeyden önce parlamento bu gidişe izin verebilir mi? Refahlılar ve DYP'liler, parti program ve ilkeleri- ne, halka söylenenlere yüzde yüz ihanet edilmesi- ne boyun eğdiler, liderlerinin kontrolünün dışına çıkmadılar, bayram sonrası da durumlarında bir değişiklik olamayacak besbelli. Parlamentodaki diğer partiler bayram öncesi ka- lınan son tabloda, eski konumlarını sürdürebile- cekler mi? Daha doğrusu sonuç alacak ve iktidar değişikliğine yol açacak oluşumları gerçekleştire- bilecekler mi? Bugüne kadar olduğu gibi, söylene söylene, hep harekete geçeceklermiş, artık bir şeyler yapacak- larmış ızlenımini vere vere, sonuç alıcı adımları at- madan, muhalefette yerleşip kalmaları şansları var mı? Susurluk dosyalannda hükümet ne kadar durdu- rursa durdursun, oradan buradan sızan bilgilerie ge- linen sonuçlar, Sincan'da doruğa ulaşan, şeriatın bu iktidar eliyle yükselen ayak sesleri, muhalefet partilerine, hele de liderlerine, hem yerlerinde say- ma, hem de parti olarak ayakta kalma şansını pek bırakmıyor. Gelişmeler muhalefet liderlerinin iktidar alterna- tifi yaratma çaba ve tempolanna uymuyor, geliş- meler acil çözüm üretemezlerse, selin akışında sü- rüklenip gidebilecekleri bir tabloyu gösteriyor. Üniversitelerde bilim insanlarının daha fazla bek- leme, susma lüksleri yok. Sorun bilim insanlarının, insanca yaşama ücretlerinden çok uzakta olumsuz ekonomik koşulara mahk0um edilmeleri İle hiç sı- nırlı değil. Çok daha yaşamsal bir durum var. Uni- versiteler 12 Eylül' ün YÖK düzeninin kendilerine yaptığı baskıdan çok daha ağınnın bu iktidar eliy- le yapıldığını görmenin öfkesinde. Bilim insanlan bel- ki de öğrencilerinden once, sokağa dökülmenin gereksiniminde. Son Sincan gelişmeleri tuz biberoldu. Tarikatlar, imam nıkâhı tartışmaları, üniversitelere ve resmi dairelere türban, çarşafın sokulmak istenmesi.. bar- dağı çoktan taşırmıştı. Kadınlar, Atatürk devrim- lerı, medeni hukuk ile, cumhuriyetle kazanılmış, hiçbir zaman tamamını kullanamadıkları haklarını ciddıi olarak kaybetmenin paniği ve korkusu için- de. 15 şubat günü Ankara'da, adlarını sayarsam bu köşeyi çok fazla işgal edecek sayıda kadın örgüt- lenmesi ve demokratik örgüt desteğinde miting yapacaklar. "Uyanıkolalım. Biriik olalım. Ortaçağka- ranlığına kadınca karsı duralım.." sloganlan ile güç- lerıni birleştirmek, toplumsal muhalefeti yükselt- mek kararlılığındalar. Parlamento dışı muhalefet, toplumsal muhalefe- tin sesi ye gücü, oradan, buradan zaten giderek yük- seliyor. Ülkemizde daha önce hiç denenmemiş, ta- bandan, sivil girişımlerle bir dizi eylem, toplumsal tepkı gerçekleştirilyor. Eskiden bir Cumartesi An- neleri'ni bilirdik. Şimdi saat 21'de ışıkları kapata- rak, karanlığa karşı savaşımda her gün bir yeni renk yaşanıyor. Orada burada doğrudan sivil top- lum örgütlerinin bile düzenlemediği, bireylerden gelen pazartoplantıları benzeri çıkışlar destek bu- luyor. Zoraki de olsa, uzun zamandır oluşmamış bir geniş demokrasi cephesı havası, işçi, işveren ör- gütleri, bütün meslek örgütlerini, sivil toplum örgüt- lenmelenni bir araya getiriyor. işin en komik yani, bugüne kadar topluma, kit- lelere hep kenarda durmayı, susmayı öğütleyenler, artık "Toplum nerede, kamuoyu, halk nerede? Da- ha ne kadar susulacak" sorulannı yöneltiyoriar. Belli ki bu iktidarın gitmesinin yolunun silahlı güç olmaması gerektığinde genel bir buluşma var. An- cak iktidarın öyle istenmemekle gitmeyeceği, yüz- süzlüğün son perdesıne vanlmış olduğu da bılini- yor. iktıdarı götürmek üzere demokratik yollarının bulunmasında buluşan çoğunluk, hâlâ bu yollann neler olabileceğinin çözümünde buluşamamış ol- sa bile, birbirini bir şeyler yapmaya zoriamak zo- runda olduğunda buluşmuş bulunuyor. Bayram ziyaretlerinde insanlar birbirlerine bol bol tatlı yiyip, enerji toplamalarını, dinlenip bayram sonrası bol hareketlı, enerji gerekli günlere hazırol- malarını öğütlüyorlar. Bize de bu şaka yollu öğüt- leri aktarmak, çoğunluğun özlemi, çağdaş hukuk düzeninin geçerli olduğu bir Türkiye yaratmada katkınızın bol olacağı günler dileği ile Şeker Bay- ramınızı kutlamak düşüyor. Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz 'Ekonomi siyasi istikrara bağlı' MERSİN(AA)- Dev- let Bakanı Ayfer Yılmaz, hükümetin, "Toplumsal bir uzlaşma temelinde kurulmuş bir hükümet" olduğunu belirterek, "Ül- kemLrin bu hükümete ih- tiyacı vardır" dedi. Yılmaz, DYP İçel İl Teşkilatı'ndadüzenlediği basın toplantısında, hü- kümet programının pro- tokolde belirlendiği gibi uygulandığı sürece. bu hü- kümetin devam edeceğıni söyledi. Koalisyonun bozulma- sıyla ilgili gündeme geti- rilen konulann gerçcklc bağlantısının olmadığını ifade eden Bakan Yılmaz. "Gündeme getirilenko- nuların hiçbirisi hükü- metin gündemi değildir. Tünı bu konular, hükü- met çerçevesinde her- hangi bir şekilde günde- me alınmayacak konu- lardır" diye konuştu. Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz, ülkede siyasi is- tikrar olmadan ekonomik istikrarın olamayacağını kaydederek, şunlan söyle- di: " 1996 Temmuzu'ndan itibaren hükümet olarak kendimizi ispat ettik. Al- dığımız önlemler ve açık- lanan paketler, 1996 yı- lının ikinci yarısındaet- kisini göstererek, ülke ekonomisindeki gelişme- leri olumlu birseyresok- muştur. Bu durumun iş dünyası tarafından far- kedilmesi, uluslararası kuruluşların da ortaya koyduğu gelişmelerle kendini göstermiştir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear