22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ŞUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER DSP'li Uluğbay'ın Çiller'i aklama raporuna muhalefet şerhi-3 4 Cîller servetini aklamaclr Yılmaz - Dikiş tu ttu ramazlar. Yûmaz 'Süahı olana ztmıvar' HATİCE TUNCER ~ ADAPAZARI - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümetın devlet memurunda aynm yaptığını belirterek, "Kimin süahı varsa ona zam yapıyor. Silahlı olmazsa zam vapmıyor" dedi. Yılmaz, siyasetı kavga olarak değil hizmet için yapan tüm siyasetçilere çağnda bulunduğunu belirterek "Biz iktidan ne yolsuzJuklan örtmek ne de cumhuriyetin temel direklerini yıkmak için istiyoruz'dedı. Yılmaz. hükümetın artık dıkış tutmasının mümkün olmadığını da ifade ederek. u lnşallah Kurban Bayramı'nda bu ayıplı hükümetten kurtulmuş. ANAP iktidanna katuşmuş olacağız" dıye konuştu. Yılmaz. öncekı gün Şeker Bayramı tatılını geçırmek üzere Sapanca'ya geldı. Yılmaz. dün de Adapazarı'nda köy köy dolaşarak vatandaşlarla bayramlaştı. Kalmakta oldugu Sapanca Oteli'nden Petek otobüsüyle Kırkpınar Köyü beldesıne giden Yılmaz. daha sonra Sapanca ilçe teşkilatına geçerek partililerle bayramlaştı Sapanca'da Yılmaz'ı karşılayanlar arasında Fatıh Belediye Başkanı Sadettin Tantanda bulundu. Adapazan'nda seçım otobüsüyle bır süre tur attıktan sonra kent salonuna geçen Yılmaz. burada yüzlerce partıliyle tek tek bayramlaştı. Yılmaz. yoğun sevgı gösterileri arasında partilılere yaptığı konuşmada 24 Aralık seçimlennden sonra ANAP'ın üç a>lık kısa iktidar dönemmin verdiğı sözleri tutmasına yetmediğıni belirterek. "İnşaJlah bundan sonraki ANAP iktidannda verdiğiıniz sözleri yerine getirmck nasip olacak" dedi. Bayramlann mılletçe birlik ve beraberlık duygulannın yaşandığı en güzel günler olduğunu ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türldye'de bir büyük uzlaşmayı sağlayarak temiz siyaset istiyoruı Siyaseti kavga olarak benimseyen, miUetimizi bölmeye çahşan, en yüce değerierimizi hatta dinimizi kamplara bölmek için kullanmak isteyenler var. Siyasetteki kirienmeyi yalanı ve baramı ortadan kaldırmak. dev letteki çüriimeyi önlemek ve hukuk devletini yeniden kurmak için bu ayıplı hükümeti devirmek gereku-." Türkiye'nın geleceğının parlak olacağını îurgut Özal'ın "21. asır Türklerin asn olacak" sözlenyle ifade eden Yılmaz. şunlan söyledi: "Siyaseti kavga olarak benimsemeyen, çare getirmek isteyen bütün müJervekiUeri ve siyasetçileri bu hedefe ulaşmak için işbirtiğine çağınyorum. Biz iktidan, ne yolsuzluklan örtmek ne de cumhuriyetin temel direklerini yıkmak için istiyoruz. Önümüzdeki dönemde siyaseti kdrletenleri teşhir ederek yeniden iktidar olacağız." > ılmaz, akşam Adapazan bölgesine yayın yapan Kent TV'de katıldığı bir srogramda. Başbakan Neanettin Erbakan'ın. hükümet ktırulmadan önce kenlisiyle yaptığı görişmeler sırasında "Taısu Hanım'ı Yüce Dt\an'a gönderelim" dedğını scyledi. Bunu ilk kezburada açıkladığını belrten Yıimaz. Tansu Çiler'in ANAP'la olan koaısyonu TOFAŞ, TE3AŞ vemalvarlığı ile ılgiı komiiyonlar nedeniyle boznasıyk Kecmettin Erbkan'ır kendisine bu tekjfi yapmasımn aynı yaJkaşım o'duğunu ka-\ktti DOĞAN AKIN ANKARA - "TBMM Tansu Çiller'in Malvaruğını Sonıştunna Komisyonu"nda RP ve DYP'li üyelerin kaleme aldıgı akla- ma raporuna muhalefet şerhi yazan DSP Ankara Milletvekilı Hikmet Uhığbay, Çıl- ler'ın, suçlanan servetini '"ahlaki yoUardan edindiğini kanıtiayamadığını" belgelerle sergiledi. 122 sayfa tutan 33 adet ekiyle bırlikte top- lam 159 sayfalık muhalefet şerhi yazan U- luğbay. belgeler üzerindeki incelemelerinin ardından kuşkulu servet konusunda, özetle şu bulgulan gündeme getirdi: Servetin ahlaki olduğu kanıtJanamadı: Eski başbakan, komısyona gönderdigı 8 O- cak 1997 tarihlı savunmasına eklediği ya- nıtlannda, harcamalan ve borçlan konusunda aşağı- daki yanıtlan vermiştir. Soru ve yanıtlara geçme- den önce bır hususu belırt- mek gerekir ki. Çiller soru- yanıt ekinde sonılan "so- rulduğu üslubun" dışına taşıyan bir çevıriye uğrat- mıştır. Bununla kendisine sorulann kaba bir üslupla sorulduğu izlenimı yarat- mak istedıgı düşünülmek- redir. Soru: Mert, Tansu, Öz- er Çiller'in aylık giderle- ri nedir? Yanıt: Mevcut gelirleri çerçevesindedir. Değerlendirme: Yanıt muglaktır. Eski başbakan ve aile bireylerinın giderle- n konusunda saglıklı bilgi edinilememiştir. Eski baş- bakan gıderlen konusun- daki bilgileri komisyondan gızlemiştır. Soru: Mert ve Berk Çiller'in mal bildirim dö- nemleri olarak eğitim gi- derleri ne kadardır? Yanıt: Soru. 3628 sayılı kanunun 4 ve 5. maddesi- ne aykındır. O nedenle ce- vaplandınlmamıştır. Değerlendirme: Hak- kında soruşturma yapılan eski bir başbakanın çocuk- lanna yaptığı eğitim gider- leri konusunda bilgi ver- mekten kaçınması çok dü- şündürücüdür. Özellıkle bilgi vermemek için 3628 sayılı yasanın 4. maddesi- nin arkasına sığınmasını anlamak da mümkün de- • 122 sayfa tutan 33 adet ekiyle birlikte toplam 159 sayfalık muhalefet şerhi yazan Uluğbay, belgeler üzerindeki incelemelerinin ardından kuşkulu servet konusunda, özetle şöyle dedi: "Tansu Çiller servetinin ahlaki olduğu kanıtlanamadı." Şildir. Soru: Yaklaşık aylık ortalama harcadı- ğınız tutar ne kadardır? (Toplam ailenin giyim-kuşam ve tüketim giderleri). Yanıt: Soru, 3628 sayılı kanunun 5. mad- desine aykındır. Ancak soruya cevap ven- yoruz. Ortalama harcamamız gelırimiz ka- dardır Değerlendirme: Yanıt vermekten kaçınıl- mıştır. Verildiği kadanyla yanıt muglaktır Soru: Mal bildirimleriniz arasındaki dönemler itibarıyla yalının bakım, ona- rım giderleri, Bilkent'teki konutun iç mi- mari değişiklikleri, Bilkent'teki konutun tefriş giderleri, Kuşadası tefriş giderleri hakkında bilgi veriniz. Yanıt: Bu harcamalar cüzi giderler olup hesap tutulmamıştır. Değerlendirme: Yanıtta bu giderlerin ya- pılmadığı ileri sürülmemektedir. Soru için- ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART SAAK-'9 . ıı ııHiıııiMiııııiBiın •rtMMMM de tanımlanan giderlerin cüzi olarak değer- lendirilmesi mümkün değildir. (...) Eski başbakan, harcamalan konusun- da komısyona bilgi vermekten kaçınmıştır. Bu tutumu ile de harcamalannın 3628 sayı- lı kanunun 4. maddesinde ifade edildiği gi- bi, genel ahlaka uygun olarak sağtanan ge- lirlerle yapıldığını kanıtlama fırsatını kul- lanmamıştır. Meıt'in aylığı 300 milyon: Çiller'in, eşi- nın veçocuklannın gıderlerinin başbakanın maaşlannın çok çok üzerinde olduğuna da- ir cıddı karineler (belirtiler) mevcuttur. Bu konudakı ilk karine. ailenin malvarlı- ğında bulunan ve kullanılan istanbuJ'daki yalı, Ankara Bilkent'teki vılla ve bır konut, Kuşadası'ndaki bağevınin idame giderleri ile aile bırey lerinin giyim, kuşam, eğitim ve benzen giderlennın boyutudur. Ikıncı kari- ne ise komisyon başkanmın Bay Mert Çiller'e gönderdı- gi 12 Arahk 1996 tarihli ya- zıda kı -24 Ocak 1995 tarih- li mal bildiriminde yer alan 950 miKon liralık Hazine bo- nosunun vadesi nedir? Ne za- man nakde çe>Tİlmiştir'' so- rulanna adı geçenin verdıği yanıttır Bay Mert Çiller. so- ruyu "Bu tah\iller değişik va- delerde olup, ihtiyacıma göre muhtelif tarihlerde nakde çevrümiştir" şeklinde yanıt- lanmıştir. Bay Mert Çiller'in 950 milyon liralık bonolan 24 O- cak' 1995 tarihli mal bildiri- minde mevcut iken. izleyen 15 Mayıs 1995 tarihli mal bil- dinminde yer almamıştır. Bu durumda. 950 milyon liralık bono getirdiği faizler- le birlikte Mert Çiller tarafın- dan iki mal bildirimi arası olan yaklaşık 3.5 ay icerisin- de "ihtiyacını" karşılamak için nakde çevrilmiştir. Bu- nun anlamı, Bay Mert Çil- ler'in anılan dönemde orta- lama olarak ayda 300 milyon liradan fazla harcamasıdır. Gen'ıier açıkça büdirilme- di: Eski başbakan. malvarlı- ğı inceleme denkleminin önemli kalemlerinden birisi olan gelirleri konusunda da komisyona açık bilgi ver- mekten kaçınmıştır. Çiller, komısyona gönderdiği 8 O- cak 1997 tarihli savunmasına ekli soru-yânıt bölümünde gelirleriyle ilgili şu bilgileri vermiştir: SÜRECEK CHP lideri, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in çağnsına olumlu yaklaşacaklannı söyledi Baykal'dan güç birliğîne evet BÜLENT ECEVtT ANTALYA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit'in güç bir- liği çağnsına olumlu yaklaştı. Baykal, sos- yal demokratlann en ileri düzeyde işbirliği- ni gerçekleştirme hareketi ıçinde yer alabi- leceklerini belirtti ve "Bu doğrultuda orta- ya çıkacak her firsaü şans olarak görfir ve de- ğeriendiririz" dedi. 25 şubatta TBMM'de görüşülecek gensoru ile iktidann tartışılır haie geleceğini öne süren Baykal, RP'nin de anayasal rejimı değil Iran modelini benim- sediğini dile getirdi. Denız Baykal. Şeker Bayramı'nı geçirdi- fi seçim bölgesi Antalya'da dün partililerie ba>Tamlaştı. Milletvekilleri Altan Ö>men, Bekir Kumbul ve Yusuf Öztop'un da katıl- dığı bayramlaşmada gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayan Baykal, DSP lideri Bülent Ece- vit'in güçbirlıği çağnsına yanıt verdi. Bay- kal, anayasal rejime yönelik tehditlerin gi- derek kaygı verici boyutlara ulaştıgını ve bu- nun da demokratik rejimin tabiatında bulun- duğunu belirtti. Tehditlerin demokratik reji- min olanaklannı kullanarak ortaya çıktığını CHP lideri Deniz Baykal bayram tatilini memleketi Antaha'da geçiriyor. (AA) anlatan Baykal. "Türkiye'dedebırakınızsos- yal demokraüan cumhuriyetin temel ilkele- rine inanan anayasal rejimi benimseyen her- kesin bir özel duyarülık ve dayanışma içeri- sinde olması gerekir" dedi. Diğer siyasal partiler arasında gerçekJes,- tirilmesi gereken işbirliğı ve güç birliginin zorunlu olduğu birdönemin içinde bulundu- ğunu anımsatan CHP lideri şöyle dedi: u Bizbudoğrultuda ortayaçıkacak her fir- saO şans olarak görûrüz ve değerlendiririz. Sosyal demokratlann aynşmaİannı mazur göstermek için ortaya aolan gerekçeleri aş- malıyız. Bu gerekçelerin inandıncıugı tarüs- malıdır. Amaç sosyal demokratiann en ileri düzeyde işbirliğini gerçekleştinnek ohnab- dır. Çünkü sosyal demokrarJar kim ne söy- lerse söylesin demokrasinin de laiku'ğin de nihai güvencesi konumundadır." 25 şubatta TBMM'de görüşülecek CHP- DSP gensoru önergeleri konusunda da "Hü- kümetin geleceği hakkında karar verilecek" yorumunu yapan CHP lideri Deniz Baykal. RP'nin ülkede gereksiz yere sertliğe ve ku- tuplaşmaya yönelik hareketler içerisinde bu- lunduğunu bunun da iktidar eliyle yapılmış olmasının "dehşet verici" olduğunu dile ge- tirdi. RP'nin bu davranışlannın rastlantı ol- madığını öne sürdü. Kayseri'de RP'nin pa- ramılıter bir örgütlenme içine gırdiğını de anımsatan Baykal. "Siyasi partiler, parami- liter silahlı bir örgütienme kuraıiarsa siyasi mücadele sözlü oimaktan çıkar silahh müca- deleyedönüşür. Her siyasi parti benzerörgüt- lenme yaparsa demokrasi nasıl işlcr" dedi. Baykal, RP'nin aralık ayı sonuna kadar 67 bınin üzerinde üyeyi devlet memuru kadro- lanna aldıgını söyledi. SgFIŞjNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Afyon'a Metin Göktepe du- ruşmasını izlemeye gittığimde CHP Izmir ll Başkanı Osman Özgüven'le karşılaştık. Özgü- ven'i Dikili Belediye Başkanlığı dönemindeki mücadeleci ve dinamiktavrıylatanımıştım. 12 Eylül koşullannın hükmünü yü- rüttüğü yıllarda "Dikili Şenliği" sivil tepkinin başanlı ve etkili ör- neklerinden birisiydi. Osman Özgüven, daha son- ra CHP Izmir ll Başkanı oldu. Iz- mir'de canlı, etkili bir örgütlen- me çizgisi izliyordu. Ancak ka- rartı, mücadeleci ve bansçı çiz- gisinin CHP yönetimi tarafın- dan hoş karşılanmadığı söyle- niyordu. Söylenenlerin doğru olduğu anlaşıldı. Özgüven'i CHP yönetimi kesin ihraç tale- biyle birlikte görevden almıştı. Afyon'da karşılaştığımızda, gö- revden yeni alınmıştı: "Kesin ihraç talebiyle disiplin kunılu- na sevk ettiler. Böylece yeni- den seçilmemi de engellemek istiyoriar" diyordu. Osman Öz- güven CHP'den umudunu kesmişti. Onun gibi düşünen Sosyal Demokrasinin Krizi çok sayıda CHP'li de aynı ruh hali içindeydi. Osman Özgüven sadece bir örnek. CHP örgütü içinde, yö- netimin farklı eğilimlere taham- mülü olmadığı düşüncesi çok yaygın. Bu nedenle birbirine güvensizlik içindeki her eğilim, diğerini alt edebilmek amacıy- la, kongre ve tüzük oyunlanna başvuruyor. Böyle bir tablo ise zaten düşüş içindeki CHP'yi daha da olumsuz yönde etkili- yor. Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir parti içinde farklı fikirlerin olması, farklı eğilimle- rin ortaya çıkması doğal sayı- labilir. Hatta bu değişik eğilim- ler, parti içinde ideolojik ve si- yasi canlılık yaratıcı bir etken olarak da kabul edilebilir. Parti yönetimleri demokratik bir an- layışa sahip olsalar, bu farklılı- ğı partiyi geliştirmek amacıyla kullanabilir. Gelin görün ki hıçbir demok- ratik geleneğe sahip olmayan Türk sosyal demokratlan, her ayrılığı bir tehlike olarak görü- yor ve farklı düşünenleri yok et- meyi bir zorunluluk olarak ka- bul ediyoriar. Aslında Türk sos- yal demokrasisinin ne kadar sosyal, ne kadar demokrat ol- duğunu ciddi şekilde incelesek hayal k/ncı sonuçlaria karşıla- şabiliriz. Baykal'ın CHP'si böyle de Ecevit'in DSP'si daha mı iyi? DSP milletvekillerinin Ecevit ai- lesinin çizdiği sınıriar içinde ya- sama görevini yapmak zorun- da kalmalan, sosyal demokrat bir partinin değil, otoriter bir partinin ölçülerini bile aşıyor. DSP, bir aile partisi görünü- müyle tam bir umutsuzluk ör- neği. Milletvekilleri, Ecevit aile- si izin vermezse bir gensoru bi- le hazıriamaya cesaret edemi- yorlar. Bu tür izin verilmeyen davranışlara girenler ise kim olursa olsun kendisini kapı önünde buluyor. CHP ve DSP'ye bakarak Türkiye'deki sosyal demokrat partilerin hiç- bir gelecek vaat etmediğini gö- rüyor ve umutsuzluğa kapılıyo- ruz. Sosyal demokratlann bu olumsuz tablosu, aslında Türk solunun genel havasını da yan- sıtıyor. Ülkenin temel sorunla- nnda bir tutum alamamak, ge- nel geçer tepkilerle politika yapmaya çalışmak, sosyal de- mokratlann temel açmazı. Devlete karşı tutum, Kürtso- runu, özgürlüklerin kararlı bir şekilde savunulması konusun- da her iki partinin de yeterlı atakljğı gösterrnediğini biliyo- ruz. Örneğin CHP içinde bu ko- nularda oldukça duyarlı bir bi- rikim olmasına rağmen, parti yönetimi bu birikimden yarar- lanmak bir yana, bu eğilimler- den korku duyuyor ve bu eği- limleryüzünden devletle kapış- ma olacağı endişesiyle bunlan susturmaya çalışıyor. Ölüm oruçlan sırasında Bay- kal, böyle bir tutum içindeydi. Güneydoğu'daki birçok olay CHP yönetimince yeterince duyarlıkla ele alınmadı. Tomris Özden'in zorla partiden atıl- ması da aynı anlayışın bir sonu- cu idi. Gelişmeler Tomris Öz- den'in ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. CHP yönetimi o za- man duyarlılık gösterseydi, devlet içindeki katillerin ortaya çıkanlması için bugün daha i- leri bir noktada olabilirdik. Ne yazık ki devleti her koşul altın- da savunma refleksi ve devlet içindeki silahlı güçlerden kor- ku, sosyal demokratları sindir- miş durumda. Şeriatçılara kar- şı gösterilen ataklık, devletin zulmüne karşı da gösterilebil- seydi, bugün her şey çok fark- lı olabilirdi. Sosyal demokrasi ciddi bir kriz içinde. Çünkü, sosyal demokrat alışkanlıklara sahip değil. Türk sosyal demokrasisi önce sosyal demokrat olup ol- mamaya karar vermek zorun- da. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çatlıdan Çiller'e... Sedat Bucak ile eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı kim kurtaracak? Bu sorunun yanıtını bir DYP'li verdi: "Bucak'ı Tansu Çiller, Ağar'ı ise içişleri Bakanı Meral Akşener..." DYP'li "Olacak şey değil, ama ne yazık ki böyle olacak" deyip ekledi: "DYP'de fırtına öncesinin sessizliği var. Biz bü- güne dek Tansu Hanım'ı koruyup kolladık. Ancak gelişmeler bir noktada Mehmet Ağar, Mehmet Ey- mür, Korkut Eken ve Özer Uçuran Çiller'/n üze- rinde odaklaşıyor..." Sordum: "Nasıl oluyorbu odaklaşma?" Yanıt: "Bu iş Abdullah Çatiı'da düğümlenmiyor. Çat- lı öldü, ama diğeıieri yaşıyor. Bu yaşayar \,şilerin de ne yazık ki DYP ile bağı olduğu anlaşılıyor. Par- tide çok sayıda arkadaşımız İP Genel Başkanı Do- ğu PerinçekVn savlannın doğnj çıktığına inanıyor. Biz bir misyonun temsıtcisiyiz. Son olaylar, yani mafya, polis ve siyaset üçgeni içinde Özer Bey'ın de adının geçmesi, Hanefi Avcı adlı deneyimli bir polis müdürünün anlattıklan, İbrahim Şahin 'in hâ- lâ elini kolunu sallayarak dolaşması ve DGM'ye gitmemesi DYP tabanını düşündürüyor. Bu dü- şünce de yavaş yavaş DYP grubunu etkıliyor. An- cak diğer partilerde olduğu gibi DYP'de de parti içi demokrasi yok. Yani önseçım yok. O nedenle milletvekiliarkadaşlarımız gücünü tabandan değil, Tansu Hanım ve çevresinden aldıklan için sessiz kalıyor. Mesele bu..." Soru: "DYP bir kamuoyu araştırması yaptırmış ve oy oranı yüzde 10'un altına düşmüş, doğru mu?" Yanıt: "Evet, doğaı!.." • • • Özer Uçuran Çiller'in adı son günlerde itirafçı P- KK'lilertarafından neden ortaya atılıyor? Bu sorunun yanıtını Özer Bey mutlaka vermeli- dir... İtirafçı PKK'lilerden Murat Ipek ve Murat De- mir'in anlattıklan gerçekten çok önemlidir. Her iki itirafçı pek çok kanlı eyleme katıldıklarını söylemış- lerdir. Ozel Örgüt adlı birimin başında Özer Uçuran Çiller'le, Mehmet Eymür, Korkut Eken, Mehmet Ağar'ın olduklarını belirtmışlerdir. Bakın Murat Ipek ne diyor: "Ben öncekiyıl Özer Çiller'le tanıştım. SaintJo- seph Lisesi'ndeki bır açılışta tanıştım. Beni, 'Gü- neydoğu'da bizim işlerimizı yapan genç kardeşle- rimizden biri' oiarai< tanıştırdılar. Yemekyedik bir- likte. Ben nasıl tanıştıysam öteki arkadaşlar da ay- nı şekilde tanıştınldılar..." Murat Ipek, Mehmet Ağar'la da tanıştırıldığını, Yeşil kod adıyla tanınan Ahmet Demir'in ilişkıle- rini, Cem Ersever'in nasıl öldürüldüğünü de anla- tıyor. Bu arada eski Van Valisi, DYP Van Milletve- kili Mahmut Yılbaş'ı tanıdığını belırten Murat De- mir, şunlan söylüyor: "Mesela şimdi Susurluk Komisyonu'nda olan Van Valisi Mahmut Yılbaş, bızim yaptıklanmız sa- yesinde milletvekili seçildi." İki PKK itırafçısı, bu açıklamaları niçin yapıyor? Kendilerine "Devletmemuru olacaksınız"sözü ve- rilmesine karşın yerine getirilmediği için. Ya öldü- rülürlerse? Korkulan yok. Diyorlar ki: "Eğer demirden korksaydık, trene binmezdik." Şimdi bır soru: "Acaba Tansu Hanım ve onun çevresindekiler Mahmut Yılbaş'ı özellıkle mi Susurtuk Komisyo- nu'na gönderdi?.." Bu soruyu DYP'li dostumuz şöyle yanıtladı: "Olabilir, ben hiç düşünmemiştim. Çünkü Mah- mut Yılbaş, milletvekili seçılmeden önce Van 'da valiydi. Başbakan da Tansu Çiller'di..." • • • Kamu Güvenlfği Birimi (KGB), Turgut Özal dö- neminde gündeme gelmışti. Abdullah Çatlı da Özal'ın isteğiyle Türkiye'ye dönmüştü. Özal ölün- ce. Süleyman Demirel, cumhurbaşkanı oldu, Tan- su Çiller de DYP Genel Başkanlığı'nı kazanıp Baş- bakanlık koltuğuna oturdu... KGB, 1993 yılından sonra yasal olmasa bile fı- ilen kuruldu. Amacı Güneydoğu'da PKK'ye karşı savaşmaktı. KGB'nin bu savaşta başanlı olması için de PKK'nin "eroin işi"n\ bitirmesi gerekiyordu. Sanırız bunda da başarılı olundu ve Behçet Can- türk, Savaş Buldan gibi ısimler ortadan kaldınla- rak işlem tamamlandı... Bu arada KGB'ciler kendi aralannda kapıştılar. Önce Söylemez Çetesi, ardından Yüksekova Çe- tesi ve üç ay önce de Susurluk kazasıyla işin ren- gı belli oldu. Devlet içinde oluşan çeteler, Susurluk kazasın- dan sonra "vatan-millet" edebiyatıyla olayı "PKK ile savaşıyoruz" noktasına taşıdıysalar da bir yarar sağlayamadılar... Takke düştü, kel göründü!.. Necmettin Hoca, Tansu'yu aklattı, Tansu ise hem Necmettin Hoca'yı hem de REFAHYOL'u ka- ranlıktan aydınlığa çıkarmaya çalışıyor. Bu işin içinde birtarikat şeyhinin de bulunduğu. hatta Abdullah Çatlı'nın Orta Asya cumhuriyetle- rinde Haluk Kırcı'yla birlikte o ünlü tarikat adına kimi olaylara karıştığı, ihracat yaptığı Dışişleri Ba- kanlığı tarafından biliniyor... Hatta KGB'nin bu tarikat şeyhiyle de ılişkisi ol- duğu, Hizbullah adlı yasadışı şeriatçı örgütü Ho- ca'dan "fetva" aldıktan sonra desteklediği, ülke güvenliğiyle ilgili toplantılardatartışılıyor... O zaman da hem Sedat Bucak'ı hem de Meh- met Ağar'ı kurtarma operasyonu başlıyor demek- tir. Acaba Ağar ve Bucak kurtulacaklar mı? Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR FATIH 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'M)EN Esas: 1996 576 Davacı Gûneş Sigorta A.Ş. vekilı Av. Şükrü Devilioğ- lu tarafindan davalı Vedat Yılmaz aleyhine mahkememiz- de açılan tazminat davasmda Izmir-fkiçeşmelik 3. Çıkmazı Sok. No: 4/3 adresınde bulunmayan da%alı Vedat Yılmaz'a ılanen teblıgat yapıl- masına karar verilmıştir. Adı geçenin Juruşma günü olan 25.3.1997 günü saat 9.30'da mahkememız duruşmasında hazır bulunması, de- lıllerinı ibraz ve ikame etmesı, duruşmaya gelmedıği tak- dirde HUMK'nin 509-510. maddelen gereğınce davanın gıyabmda devam edeceğınin teblıgatı yenne geçerli ol- mak üzere ılan olunur. 7.2.1997 Basın: 5384
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear