25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 SUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şeriatçı tehdrt demokrasiye engel • İstaabul Haber Servisi - Esnıf ve Sanatkârlar Koırederasyonu Genel BaşLanı ile Türk-lş, DİSK ve Haklş genel başkanlan, Refch Partili merkezi ve yere vönetımlenn laiklik karştı eylemleriyle daha aktif yöntemlerle mücadele edecjklenni açıkJadılar. FCand D'ye konusan baskınlar, şeriatçı saldnlann demokratik yönftmlerle enge lenebileceğini beiinıier. Demirel'den Rusya'ya uyanı • A.VKARA (Cumhuriyet Btiroiu) - Cumhurbaskanı Süleyman Demirel, Birle>miş MiIletlerGüvenlik Konseyi daımi üyesı olan Rusyı'nın Güney Kıbns'a fîize satma karanna tepki gösteirken çatışma bölgesine sılah satılmasının tahmın edilemeyecek gelişnelere yol açabileceğini söyledi. NTV'ye bir demeç veren Demirel. Moskova'ya mesajında, Kafkasya ve Orta Asya'da 'laikJığin geliştmlmesinın'. Türkiye ve RUSVE Federasyonu'nun ortak ;ıkan olduğunu bildirdi. Çankaya-RP • AINKARA (Cumhuriyet Bürosa) - RP Genel Sekreteri ve Gn.p Başkanvekili Oğuzhan Asılıürk, Demirel'ın Şeker Bayramı mesajında laiklik vurgusuna özen göstermesi konusunda, "Devlet hukuk devleti. sosyal devlet değil mi? Cumhurbaşkanı hepsini kastetmıştır. böyle demek yarasır Aceleden belkj öyle söylemiştir" değerlendırmesını yaptı. İran Büyiikelçisi gidecek' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYPGrup Başkanvekılı Saffet Ankan Bedük. RP'li Sıncan Belediyesi tarafından düzenJenen Kudüs Gecesi'nde şeriat çagnsı yapan Iran'ın Ankara Büyiikelçisi Muhammed Rıza Bagheri'nin mutlaka Türkiye'den aynlacağını söyledi Lojman kiralarına tepkiI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Lojman kıralanmn • ücret zammının dört katı I oranında arttınlması, ; öğretim üyelerinin tepkisine , neden oldu. lzmır Üniversite - Öğretim Elemanlan Derneği - Başkanı Prof. Dr. Hamza '- Bulut, kamu çalışanlanna l verilen yûzde 30 zamdan ;sonra lojman kiralannın -arttınlmasının ikinci bir -darbe olduğunu belirtti. Samandai'da operasyon • CIMHURİYET (Cumhuriyet Güney İlferi Bürosu)- Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı Seldiren Köyü Madentepe bölgesinde güvenlik güçleriyle PKK'lıler arasında çıkan çatışmada bir korucu ıle bir PKK'li öldü, bir astsubay da yaralandı. Dün saat 16.00 sıralannda çıkan çatışmada ölen korucunun Eşref Dayaklı olduğu . belırlendi. Yaralı Astsubay ' Kıdemli Çavuş Cıhan Çevirme ise tedavı altına ahndı. Yaprak davadan vazgeçti • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep'te, evinin önünden -25 nisanda kaçınlıp bir hafta ^sonra serbest bırakılan yerel ; Yaprak TVnin sahibi ^Mehmet Alı Yaprak. ^cumhunyet başsavcıhğına ^başvurarak daha önce ^kecdisini kaçırdığını ıddıa ^ettiği 3 kişinın olayla • ilgilerinin bulunmadığını ." belirtti ve davacı olmadığını : sö>ledi. Kazan'dan adli pclis projesi *:• \NKARA (Cumhuriyet Birosu) - Adalet Bakanı Şe^ket Kazan, yeni - haarlanan "Adli Kolluk Yasa Tasansı Taslağı" "karsamınca, 160 bin kişilik ^emıiyet teşkilatı dışında, cunhunyet başsavcılannın emr ve gözetimıne bağlı 10 birkişilik Adli Kolluk Te&ilatı'nın kurulacağmı 'bilürdı. ICazan. sunduğu tasağa baii DYP'li batonlann karşı çıktığını belrtti. Bir tür zekâ geriliği olan fenilketonüri hastalığının Türkiye'deki görülme sıklığı 3-4 binde bir Bir damlakan yeterSAADET USLU Bir tür zekâ geriliği olan ''fenil- ketonüri''' hastalığı. zamanında alı- nan bir damla kan sayesinde teşhis edilıp, tamamen tedavı ediliyor. Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Anabilım Dalı "ndan Doç. Dr. Ayşegül Tokat- h. insanlarımızm hastaîık konu- sunda yeterlı bilgiye sahıp olmadı- ğını vurgulayarak "Arük Saglık Bakanuğı'nın bu hastalığın testini de aşı olavmda olduğu gibi mecbu- ri yapmasını istiyoruz" dedi. Kalıtsal ve metabolik bir hasta- lık olan fenilketonürinin zamanın- da tedavi edilememesı halinde, ile- ri derecede zekâ özrüne neden ol- duğunu belirten uzmanlar. bu nok- tada erken teşhisin öneminı vurgu- ladılar. Uzmanlar. hastalığın. be- beğin doğumundan sonraki bırkaç ay içınde fark edilemediğini. ancak 5-6 ay sonra zekâ gerilığınin belir- 1986 yılında kurulan koruma derneği taramalarını sürdürüyor Fenilketonüri kalıtsal bir hastalıktır Kalıtsal ve metabolik bir hastalıktır. Bu hasta- lıkla doğan çocuklar. proteinli gıdalarda bulunan fenilalanin isimli bir amino asidi metabolize ede- mezJer. Sonuçta kanda ve diğer vücut sıvılannda artmiş olan fenilalanin ve onun artıklan çocuğun gelişmekte oîan beynini harapeder ve ileri derece- de zekâ özürlü olmasına, sinir sistemini ilgilendi- ren daha birçok belirtinin ortaya çıkmasına neden olur. Prof. Dr. İmran Özatp başkanlığındaki koruma derneği, kuruldugu J 986 yılından bu yana fenilke- tonürili bebekleri belirlemek için taramalar yapı- yor. İHc kez Hacettepe'de başlaülan tarama çalış- malan, yüksek rakamlar elde edilince genişletil- miş. Bugûn tûm Türkiye 'de taramalanna devam e- den dernek yetkilileri, insanlann bilinçlendirilme- siyle çahşrnalanndan daha da olumlu sonuçlar el- de edeceklerini söylediler. Hasta aileleri için de fenilketonürili çocuğu izleme, dtyet tedavisini uy- guJama yollannı gösteren broşürler hazırlayan der- neğin hesap numarası ise şöyle: "Yapı Kredi Baıı- kası Hacettepe Şubesi Hesap No: 920075-9" gın hale geldığini kaydettiler. Doç. Dr. Ayşegül Tokatlı, hastalığın ka- lıtsal olduğunu, anne ve baba taşı- yıcı olduğu zaman her bir çocuğun fenilketonüri olma olasılığının yüzde 25'lere çıktığını söyledi. To- katlı, görülme sıklığı birçok Avru pa ülkesinde 10 ile 30 bınde bir arasında değişen hastalığın Türki- ye'deki görülme sıklığının 3-4 bin- de bir olduğunu belirterek "Heryıl ülkemizde 350-400 çocukbu hasta- lıkla doğmaktadır. Her 20-25 kişi- den birinin hastalığı taşıyor olma- sı ve ülkemizde akraba e\ lilikleri- nin yüksek oranda görülmesi sık görülmeye neden olmaktadır" di- ye konuştu. Doç. Tokatlı belirtile- ri "Akranlanndan farklı orurma, i- ki ayhkken başını tam dik tutama- ma, yü rüme ve konuşma gibi bece-_»-\j ay j\jıua z.*.ıva 5\_ı 1115111111 LA.HI- ıvtıııı. guj uııııc aiMigı UII^^JN rvvı u- ucu uuıııuı ıidsuuıgı uı^ifuı uuııa- IIM,^uı uıııc *c IUHIU^IIJA&'- n w*v«^- TTB ve birçok insan haklan örgütü siyasi mahkûmlann tedavisi için devrede 15 yılda 25 tutuklu öldü rilerin obnaması, bevin geb'şimJeri- nin normal olmamasj yüzünden baslannın küçük olması ile saç ve gözlerinin anne ve babalanndaki- ne göre daha açık renkte olması" olan hastalığın tedavisi konusunda da şubilgileri verdi: "Erken teşhis edüdiğuıde, fenilketonüri tedavi edilebilcn bir hastahkbr. Tedavide genel ilke,gıda ile alınan fenilalanin miktannı azaltarak kan fenilala- nin düzeyini normal sınıriar içinde rutmaktır. Diyetteda>isi için fenila- lanini çok azaiblnuş >a da fenilala- nin içermeyen özet ve ilaç niteiiğin- de mamalann kullanılması gerekir. Tedavi, bevin dokusunun en hızlı geliştigi hayatın en azilk 8-10 yıhn- da devam etmelidir." Ayşegül Tokatlı, özellikle Sağlık Bakanlığı'nın konuya duyarlı ol- masını ısteyerek. teşhis edildiğin- de tamamen tedavi edilebilen has- talığın testinin zorunlu hale getinl- mesi gerektiğini vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bayram- paşa Cezaevi'nde kalan Türkiye Jşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TKP-MLTİKKO) üyesi Pb- lat İyit'in tedavisine izin venlmemesı üzenne kanserden ölmesinin ardından, çok sayıda tu- tukJu ve hükümlünün de cezaevinde tedavisi olanaksız olan hastalıklan nedeniyle ölümün eşığindeolduklanbıldırildı.TürkTabıpleriBir- liği fTTB) ve çeşitli insan haklan örgütü, ceza- evinde ölümü bekleyen çok sayıdaki siyasi mahkûma cezalan ertelenerek tedavi izni veril- mesi için harekete geçti. TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer, Polat İyit'in cezaevinde tedavı edilemedığinden ve cezaevı dışında tedavısinın yapılma^ına izın venlmediğinden yaşamını yitirdiğıni belirterek benzeri durumda çok sayıda ınsanın cezaevin- de tedav i beklediğini biidirdı. Soyer, cezaevlennde bulunan insanlann sağ- lık sorunlannın. özellikle 1980 sonrası Türki- ye insan haklan gündeminın en başında gelen konular arasında yeraldığını anımsatarak 1991 • TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer, 1991 'deki kısmi aftan sonra cezaevinde bulunarilann sağlık sorunlannın diğer sorunlarla birlikte unutulduğunu söyledi. İHD verilerine göre cezaevlerindeki 70 dolayında tutuklu ve hükümlü ölümcül hastaîık yüzünden zor durumda. yılmdaki kısmi aftan sonra cezaevindeki insan- lann sağlık sorunlannın diğer sorunlarla birlik- te unutulduğunu savundu. Soyer. son günlerde cezaevlennde yaşanan olaylann, bir süredir unuruJmaya yüz rutan bu sonınlan yeniden gün- deme getirdiğini belirtti. Ağır hastalığı bulunan tutukJu ve hükümlü- lerin Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın (CMUK) 399. maddesi uyannca tedavi amaç- lı ceza ertelemesi hakkından yararlandınlma- lan gerektiğini vurguladı. Soyer, yasa madde- sini uvgulamayan ve ölüme neden olanlann suçlu olduklannı ve bu maddeyi uygulamamak- la, yeni ölüm ve sakatlıklara davetiye çıkardık- Iannı söyledi. İnsan Haklan Derneği (İHD) ve TTB. Anka- ra Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulunan kanser hastası Resit Kayran içindevTeyegirdi. Ağırra- hatsızlığı nedeniyle ilaç tedavisi bile göreme- diği bildiriien Kayran'ın, Ankara Numune Has- tanesi'ne sevk edildiği ve sağlık kurulunun.te- davi görüp görmeyeceğine karar vermek için 3 ay sonrasına randevu verdiği belirtildi. Kay- ran'ın, tedavi görmeden 3 ay yasayabilmesinin olanaksız olduğu dile getirilerek. "terörist ol- duğu için ölümle ödüllendirikliği'" kaydedildi. ÎHD ve TTB, Adalet Bakanlığı'na başvura- rak, Kayran'ın cezasının ertelenerek tedavisi- nin yapılmasını istedi. İHD verilerine göre 1982 yılından bu yana 25 siyasi tutuklu ve hükümlünün, tedavi göre- mediği için yasamını yitirdiği Türkiye'de şuan- da 70 dolayında tutuklu ve hükümlünün ölüm- cül hastalıklan nedeniyle tedavi olanağı sağlan- masını bekledikleri bildirildi. Baynunda tatik gidemeyen vatandaslarhavalann ısınmaM\la biriikte denizrıavTatıı ı m > ı a ı ı ı ^ w p ^ ^ m a a K S p r t ^ n n i h e r i d e l M ı k t t mayı. kiıni de Gülhane Parkı'nda eğlenmevi tercih etti, Yıldız Parkı'nı seçenler ise İstanbul'un kalabalığından kaçıp dogaya sığındı. Parkta kimileri bir ağaç altuıda kitap okurken kimileri de spor yapıp köpeklerini gezdirdi Yenilen dondurnıalar ve lunapark eğlence- siyle doyasıva eğlenen çocuklar ise güneşü bir gün sayesinde belkj de en güzel bay ranı hediyelesinj alnuş oldular. Silah ruhsatı Çath'ya yardım eden polislere soruşturma İstanbul Haber Servisi - Susurluk kazasının ardından gündeme gelen Abdullah Çatiı'ya Mehmet Örbay sahte kimliğı ile ruhsatsız silah alımında Mecıdiye Karakolu'nda görev yapan polis memuru Dinçer Sanboğa ile Komiser Doğan Şimşek'ın yardım ettıği ortaya çıktı. Bu kişiler hakkında Fatih Cumhuriyet Savcılığı'nda soruşturma başlatıldı. Abdullah Çatiı'ya Mehmet Özbay sahte kimliğiyle 1993 yılında ikametgâh ilmühaberi belgesini kendisinın adma muhtardan. polis memuru Dinçer Sanboğa'nın aldığı yönünde İstanbul DGM Savcılığı'na bilgı verildiği öğrenıldi. Çatlı için ikametgâh belgesi Silah ruhsatı alırken gerekli olan ikametgâh belgesinde gerçek adres göstermemek için. Çatlı'nın o sırada Mecidiye Karakolu'nda görev yapan polis memuru Dinçer Sanboğa ile Komiser Doğan Şimşek'ten yardım gördüğü öğrenildi. Sanboğa. Mecidiye Mahallesi Muhtan Burhan Kocapehlivan'dan Çatlı için ikametgâh belgesi düzenlemesinı istedi. Muhtar belgeyi hazıriadı Polis olduğu için Sanboğa'ya yardım ettiğini söyleyen Kocapehlivanlı, istenilen belgeyi hazıriadı. Öte yandan, ülkücü mafya babalanndan "Drej Ali" olarak bilınen Ali Yasak'ın. kardeşi Nihat Yasak'ın silah ruhsatının alınmasında "vekil'' olduğu belirlendi. tstanbul Devlet Gü\ enlik Mahkemesi'nce verilen bu ifade üzerine. Mecidiye Karakolu'nda görevli polis memurlan hakkında soruşrurma açıldı. ARAYIŞ Tarikatları aıılataııa ölüm tehdidi DEVTIİM SEVİMAY Tarikat skandallannın gündeme gelmesi- nin ardından pek çok gazeteye ve telev izyon kanalına -tarikatlann karanhk yüzünü"an- latan "Perşembe Annelerr ya da "Şehir An- neleri" sık sık ölüm tehdidi aldıklannı ileri sürdüler. Anneler, şeriatçı basının da kendi- leriyle ilgili karalayıcı yayınlar yaptıklanna dikkat çektiler. Geçen ay Türkiye gündemi- ne yerleşen Müslüm Gündüz-Fadime Şahin- Ali Kalkancı üçlüsü. tarikatlann içinde ne türlü çarpık ılişkilerin yaşandığının bir ka- nıtıydı. Bu üçlüye Kalkancı'nın eşi Emire Kalkancı'nın da katılmasıyla tarikat sömü- rüsünün ekonomik boyutlan da gözier önü- ne serildi. Türkiye'nin medya aracılığıyla yakından takip etme olanağını bulduğu bu din kisvesi altındaki çıkar ılişkılennin canlı tanıklan da vardı. Tarikatlann içinden gelen tanıklann arasında kamuoyunun en fazla ak- lında kalan ise kara çarşaflannın verdiği iz- lenime karşıt konuşan Şehir Anneleri oldu. • Geçimlerini boyadıklan eşarplan satarak sağladıklannı, ancak "yukan"dan yapılan baskılar sonucunda artık tek bir müşterilerinin bile kalmadığım söyleyen Şehir Anneleri, sürekli olarak kendilerine neden "solcular"a gıttiklerinin hesabının sorulduğunu anlattılar. Tarikatlara ihanet ettikleri gerekçesiyle öldü- rüleceklerini söyleyen söz konusu karanlık seslerin gıderek kendilerine yakınlaşmasın- dan endişelenen anneler, geri adım atmayı hıç düşünmediklerini vurguluyorlar. Anne- ler kendilerini tehdit eden kesimi çok iyi ta- nıdıklanna dikkat çekerek **Onlar her şeyı yapabilirier. Kendilerine muhaiif kimsevi is- temiyorlar. Bizi yok ederek. tarikarJann di- ğer bilinmeyen yönlerini anlatmak Lstevenle- ri de korkutarak susturmak istiyorlar" diye konuşuyorlar. Geçimlerini boyadıklan eşarplan satarak sağladıklannı, ancak "yukan"dan yapılan baskılar sonucunda artık tek bir müşterileri- nin bile kalmadığım söyleyen Şehir Annele- ri. sürekli olarak kendilerine neden "soku- lar"a gıttiklerinin hesabının sorulduğunu an- Tarikatlarda cinsel tacizlerde bulunuldu- ğundan. müritlerin kendilerini şeyhlerine sunmak zorunda kaldıklanndan ve hatta lez- bıyen. homoseksüel ilişkılerin yaşandığın- dan söz eden bu çarşaflı kadınlar. tarikatla- n terör örgütü PKK'den farksız bulduklan- nı söylediler. Kendisini Şehir .Anneleri'nin fikir babası ve dini konularla ılgıli bir araş- tırmacı olarak tanıtan Abdullah Haldun Çe- tinde aynı şekilde tarikatlan eleştirerek tüm tarikatlann C1A tarafindan yönetıldiğini ve birer mafya olduklannı iddia etti. Çetin 'in bu sözleri. yıllarcatankatlann içinde bulunmuş birisine ait olması nedeniyle ortaya çıkan ta- nkat tablosunu pekiştirdi. Şimdi ise Şehir Anneleri hertelefonu kal- dırdıklannda karşılanna çıkan farklı seslerin kendilenni ölümle tehdit ettiğini söylüyor. lattılar. AVTII sorunun şeriatçı bir gazetenin köşe yazısında da "Neden Cumhuriyet ga- zetesine gjdiyorsunuz" şeklinde sorulduğu dikkat çekerken Şehir Anneleri bu soruyu şöyle yanıtlıyor. "Hangi medya kunıluşu gerçekleri yansı- öyorsa biz ona gittik. Tarikadann içyüzünü insanlara anlatmak istemeyen, üstelik bu tür- lü haberleri okuyuculardan kaçıranlara na- sıi gidebiiiriz ki? Aynca onJarla da görüştük. Ancak hiçbir sonuç alamadık." Şehır Anneleri şeriatçı basının kendilen- ne karşı bir karalama kampanyası içinde bu- lunduğunu savunarak Çetin'le yapılan rö- portajlann yanıltıcı bir şekilde yayımlandı- ğını ve tarikatlan kötüleyenlere "deü ima- jı"nın venlmek istendiğıni de öne sürdüler. Şehır Anneleri "Arkadaşımız Aysun Ceva- hır'i de deli diyerek ortadan kaJdırdılar. Şim- di nerede, ne yaprvor bilen yok. Bize de aynı yöntemi uygulayacaklar. Kendilerine hizmet eden basın da bunun zemûnni şimdiden olus- turuyor" diye konuştular. TOKTAMIŞ ATEŞ Çocuklarımızın Bayramı Bugün Şeker Bayramı'nın son günü. Bayram öncesinde yazdığ/m son yazıya bir not düşmüş ve "Ağzımızın tadı pek kalmadı, ama umut ve mücadele azimlerinizin azalmamasını diliyorum" demiştim. Zira olaylar üzerimize öylesıne sert ve amansız geliyor ki "diri kalabilmek" günden gü- ne daha zorlaşıyor. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, "si- yasetyasağı" olduğu günlerde, çok ılginç konuş- malaryapardı. Umarım o düşüncelere hâlâ sahip çıkmaktadır. Çok net hatırlıyorum, bir gün birtop- lantıda; "Eğer bir rejim demokrasi değilse, bu- nunla mücadele etmek kolaydır" demışti. "Kar- şınızdakilerin ne olduğunu ve ne yapmanız ge- rektiğini kolayca saptayabilırsiniz. Ancak eğer bir rejim demokrasinin kurallannı ayaklaraltına alır ve buna rağmen kendini demokrasi olarak tanımlar ve kimilerinı de buna inandınrsa, bununla müca- dele etmek çok daha zordur." O günlerde Kenan Evren cumhurbaşkanı ve Turgut Özal başbakandı. Ve gerçekten "kanun kanun diye kanun tepeleniyordu." Ve bunun bı- rinci dereceden mağdurlarından olan Sayın De- mirel, tam bir isyan halinde ıdı. (Zaten bızler de o "isyana" kanmış ve "İnsan ellisinden sonra kola- yına değişmez" diyen hekim arkadaşlarımızın bıl- gisine güvenemediğimizden, Sayın Demirel'in de içinde bulunduğu "siyasalyasaklılann" hak mü- cadelesine katkıda bulunmak için ağustos sıca- ğında binlerce kilometre yol yapmış, sayısız top- lantıda konuşmuştuk. Akıl işte... Bugünlerin Türkiyesi de 198rierın Türkiye- si'nden pek farklı değıl. insanı o günlerde isyan ettiren ne varsa bugün de aynı şeyler yürürlükte. Hatta belki de daha kötü bir biçımde. Beni özellikle isyan ettiren, hatta çıldırtan şey. yönetimdeki "çifte standartlar" oluyor. Susur- luk'taki "şans" kazasının üzerinden üç buçuk ay geçti. Çete ilişkilerini sağır suttan bile duydu. En geri zekâlı insanlar bile kimi devlet görevlileriyle ülkücü mafya ve kımi siyasetçilerin oluşturdukla- rı çetelerin marifetlerini anladı. Ama bu adamla- nn bir bölümü hâlâ dokunulmazlık zırhının ardına gizlenmiş, elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Hatta protokolde yer alıyorlar, saygı göruyorlar. Çıldırmamak elde değil... Parasız eğitim için TBMM'de pankart açan gençler sekizer yıl ceza alıyor. Aynı Meclıs'ın ku- lislerini basarak Refah'la koalisyon yapılmasını protesto için ANAP'lılara saldıran DYP'li 'laik ka- dınlanmız' ellenni kollarını sallaya sallaya çıkıp gi- dıyorlar. Ve daha sonra Refah'la koalısyonu ken- di partileri yapınca aynı 'heyecanla' genel baş- kanlarının etrafında kenetleniyorlar. Utanmazlığın ve çifte standardın bu derecesı görülmüş, işitıl- mişdeğildir... Sıvas'ta tekbir sesleri arasında adam yakan 'gençlere'(l) istenen ceza, Ankara'da Türk-İş mi- tingine katılan evlatlarımıza verilen cezadan da- ha az. Böyle adalet mı olur? Böyle yasa mı olur? Ve bu çocuklar şimdi içerde... Aczmendiler gözaltına alınıyorlar, sanki Fener- bahçe'nin Galatasaray maçı öncesındekı kampı. Adamlar toplu cimnastik yapıyorlar, şarkılar söy- lüyorlar. Sakallan ve sarıkları olmasa. 19 Mayıs provası yapan öğrencılere benzeyecekler! Eği- timdeki fırsat eşitsizliğinı protesto eden gençleri- miz gözaltına alınıyorlar, hepsi birer 'punchıng ball.' Gelen bir yumruk atıyor, giden bir tekme. Çıl- dırmamak mümkün değil... Manisa'da düzmece bir iddianameyle kaç ocak söndürüldü. Pırlanta gibi çocuklarımız, ışkence al- tında imzalatılan itiraflarla sekizer, onar, on ikişer yıl yediler. izleyebildiğim kadarıyla, ortada bir tek 'somut' kanıt yok. Zaten sorgulamayı yapan po- lisler de işkence iddiası ile yargılanıyorlar. Ama bu davanın sonucunu beklemeye bile gerek görme- diler. Böyle adalet olur mu? Geçenlerde okuldaki odama bir öğrencı geldi. Manisa olayını protesto edeceklerini söyledi ve bir konuşma yapıp yapmayacağımı sordu. "Elbette konuşurum" dedim. Ama kim olduklannı sordu- ğum zaman, birörgüt adı veremedi. Örgütsüzlük belimizi fena büküyor. Konuşma saatınde ön ka- pıyagittim. Biravuç öğrenci. Neörgütleri belli, ne kim oldukları. Görünmeden geri döndüm. Benim- le birlikte birkaç meslektaşım daha vardı. Onlar da döndüler. Bu nedenle, Manisalı evlatlarımıza bir 'gönül borcum' kalmıştı. Hepsine sevgiler gönderiyorum. Bunlar, bayram günü yazılacak şeyler değıl. De- ğil, ama o çocuklar içerde ve aileleri, binbir acılar ve sıkıntılar ıçinde. Başka türlü sahıp çıkamıyo- ruz. Bari bayram günü, onlan da unutmadığımızı dile getirmek istedim. Türkiye, bu 'karanlıklan' elbette aşacaktır. Bu çifte standartlar, bu insanı isyana sevk eden hak- sızlıklar elbette sona erecektir. Ama bu arada öy- le şeyler yitiriyoruz ki bunları telafi etmek pek mümkün olacak gibi değil. Fakat her ne olursa olsun, "Güzel günler göreceğiz çocuklar." inancınızı ve umudunuzu yıtirmeyin. TEŞEKKUR Safrakesesi ameliyatımı "Kansız ameliyat" yöntemiyle büyük bir titizlikle yapan ve beni 24 saatte sağlığıma kavuşturan Saym Prof. Dr. ERGÜN GÖNEY'e yardımcılan Sn. Op. Dr. FL AT HIZLI Sn. Op. Dr. HAKAN EVRÜKE Anestezi uzmanı Sn. Dr. FİKRET KUTLU Hemşire Sn. KEZBAN BAKIR ile tüm çalışma arkadaşlanna ve FLORENCE NIGHTINGALE Hastanesi personeline içtenlikle teşekkür ederim. ALEV COŞKUN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear