13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ARALIK 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER RP'li Kazan Tarikat yemeğinden pişman değiliz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, REFAHYOL ıktidan döneminde Başbakanlık Konutu'nda tarikat liderlerine verilen iftar yemeğinden ötürû hiçbir pişmanlık duymadıklannı söyledi. RP hakkındaki kapatılma davasıyla ılgili kaygılan olmadığım iddia eden Kazan. "EUerini ovuşturarak RP'nin kapatılmasuu bekleyenler hayal kmklığına uğrayacaklar" dedi. RP Genel Başkan Yardımcısı Kazan, parlamentoda dûzenlediği basın toplantısında partisinin "U" dönüşlerine bir yenisini daha ekJedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, kapatma davasıyla ilgili sözlü savunmasında Başbakanlık Konutu'ndaki tarikat yemeği konusunda sorumluluktan kurtulmak için topu Başbakanlık Basın ve Halkla llışkiler Daire Başkanlığı'na atmıştı. Dönemin Daıre Başkanı Mehmet Bkan ise, Erbakan'ın açıklamalannın tersıne tarikat liderlerine ilgili birim tarafından resmi bir davet gönderilmediğini, bu yemeğe katılan isimlerin de kendileri tarafından belırienmedığıni yüksek mahkemeye bildirmişti. Şevket Kazan ise. tarikat yemeğinin sorumluluğunu üstlendi. Kazan, bir soruya yanıt verirken, "iftar yemeğine katılanlann tarikat şe>hleri değü, dini yaşann bakımından önemli kişiler olduklanru" öne sürdü. Öavetin çerçevesinin dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan > •""*» tarafıridân değil, * ' Başbakanlık Müsteşan Kadri Keskin'in gorevlendirdiği bir ekip taraftndan belirlendiğini savunan Kazan, başka bir soru ûzenne de. "Bu iftar yemeğinden hiçbir zaman pişmanlık duymadık. Biz RP oiarak halkla ilişkilcri ön planda tutan tek parti\ iz. Devlet-miUet kaynaşmasına önem veren bir partiyiz" diye konuştu. Kazan, Anayasa Mahkemesi'ne \erdikleri dikkçelerin reddedilmesi nedenıyle herhangi bir endişeye kapılmadıklannı belırterek. "Kimse sevinmesin" dedi. Kazan, RP'nin kapatılması durumunda halkın sokaklara dökülebileceği kaygısıyla bazı hazırlıklar yapıldığına dıkkat çekilmesi üzerine "Bu senaryolara gülüp geçiyoruz" dedi. Türk halkının demokrasi bilincınin gelişmiş oldugunu savunan Kazan. "türldje Cezayir değü, tran da değil. Türk halkı milli irade dışuıda birtakun harekedere karşı cevabuu tek bir yerde verir, orası da seçim sandığıdır" dedi. Sanık polislerden Seydi Battal Köse, Metin Göktepe'nin öldürüldüğünü açıkladı Gözaltında öliiııı itirafiMERİHAK AFYON - Gazeteci Metin Gök- tepe davasında sanık polislerden Seydi Battal Köse. Göktepe'nin gözaltında öldüğünü açıkladı. Köse, gözaltında fenalaşan bir ki- şiyi dört polis memuruna teslim ettiğini ve dışan çıkarttırdığını belirterek, akşam saatlerinde de aynı kişinin yaşamını yitirdiğini öğrendiğini söyledi. Köse, konu- yu Eyüp tlçe Emniyet Müdürû Mehmet Ali Aydın Akdemir'e ilettiğini. Akdemir'in de kendisi- ne "Görevinin başuıa dön" dedi- ğins açikladı. Müdahil avukatlan, Köse'nin yaptığı açıklamalann bugüne kadar savunduklan görü- şü doğruladığını belirterek, "Göktepe"nin ölümü Ak- demir, Istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ke- mal Bayrak ve İstanbul Emniyet Müdiirü Orhan Taşanlartarafından biün- diği halde gizlenmeye ça- lışılmışür" dediler. Gazeteci Metin Gökte- pe'nin öldürülmesi dava- sının dün gerçekleştirilen 12. oturumu nedenıyle çeşitli kentlerden yakla- şık 300 kışi Afyon'a gel- di. Adliye binasınm ar- kasındaki polıs koridoru- na kadar yürüyen grup -Metinin katili faşist dik- tatörlük". "Dava nerede bizoradayH". "Analann öfkesi katiDeri boğacak". "ÇiBer, Ağar, Bucak yar- gdanacak" sloganlan at- tılar. Göktepe'nin ailesi de dava nedeniyle Af- yon'daydı. Metin Gökte- pe'nin annesi Fadime Göktepe'nin elindeki ba- londa yazan "Dava nere- de biz oradayız" yazısı dikkatçekti. Geniş güvenlik önlem- len altında adliye bınası- na alınan gazeteciler. du- ruşma salonuna girerken de didik didik arandılar. Kamera ve fotoğraf ma- kıneleri yine duruşma sa- lonuna sokulmadı. Dünkü oturuma, Seydi Battal jCpşe'nin (fadesın- de açıkgi suçladjğı, tutuk- suz yargılanan Metin Ku- şat'ın gelmemesi dikkat çekti. Davanın 12. oturumunda, tutuklu sanıklar Seydi Battal Kö- se, Şuayip Muthıer, Selçuk Bav- raktaroğlu, Saffet Hızara ve İl- han Sanoğhı'yla bırlikte turuksuz yargılanan Fikret Kayacan, Bur- han Koç,TuncayL'zun,MuratPo- lat ve Fedai Korkmaz hazır bu- lundular. Davadailk oiarak Yargıç Mus- tafa Binşık tarafından Gökte- pe'nin öldürülmesine neyin ne- den olduğu yolunda adli tıptan is- tenen rapor ile sanık polisleri sor- gulayan müfettişlerin talimatla alınan ifadeleri okundu. Yargıç Binşık'm okuduğu adli tıp rapo- runda Göktepe'nin başında altı tane derin darbe izi bulunduğu ve vücudunun çeşitli yerlerinde de darplara rastlandığı belirtildi. Metin Göktepe'nin annesi Fadi- me Göktepe, adli tıp raporu oku- nurken gözyaşlannı tutamadı. Binşık aynca, sanık polisleri sorgulayan VaşarGökejık,Osman Özçefik,Eran Üstün ile Lütfullah Uzun'un talimatla alınan ifadele- rini de özetleyerek okudu. Daha sonra müdahil vekilleri adına söz alan Avukat Ali Saydı. adli tıptan gelen rapordan. sanık- lann "canavarca bir hisle adam öldûrdüklerinin anlasudığmı" söyledi. Ali Saydı. sanıklar hak- kında ~kastın aşıbnası" suçlama- sının doğru olmadığım da belirte- rek şunlan söyledi: "AdM üp raporunagöre polisle- rin Göktepe'yiökturmekiçin döv- dükleri ortaya çıkmıştır. Müfettiş- lerin ifadelerinde de hiçbir baskı ve işkence > apılmadığı söyleniyor. Polis. genelde işkence yapar ama, meslektaşlarma yapmamışlardır. Tamklar, tutuksuz yargılanan Burhan Koç, Metin Kuşat ve Fik- ret Kayacan'ı çok açık şekflde teş- his ettiler. Mahkeme heyetinin böyle bir ortamda sanık polislere müsamahalı davrandığını düşü- nüyorum. Linç eder gibi adam öl- düren bu sanıklann da tutuklan- ması gerektiğini düşünüyorum." Daha sonra sanık polıslere söz veren Binşık. adli tıp raporu ile müfettişlerin raporlan hakkında- ki görüşlerinı sordu. Tutuklu sa- nıklardan Şuayip Mutluer, müfet- tişlerce ifadesi alınması sırasında ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART kendisine işkence yapıldığını di- le getirirken, diğer tutuklu sanık polislerin hiçbiri işkenceden söz etmediler ve sadece "Arkadaşla- nmızın saçlan başlan dağunktT dedıler.Tutuklu yargılanan Eyüp Emniyet Amiri Seydi Battal Kö- se mahkemeye 11 sayfalık bir di- lekçe vererek şunlan söyledi: "CMay günü ben, başkonıisere salonda yaralı bir şahsın oiduğu- nu bildirdim. Onu dışan çıkarma- lan yotunda talimat verdim. Dört memur. adını bilmediğim bu kişi- yi dışan çıkardılar. İkisinin başın- da kalmasını srtyledim. Saat 19.00 sıralannda çayocağının vanında- ki betonda bir kişinin yerde yatü- ğı haberigeldi; gittim, şahsın nab- zuıa baküm. Ounüş oldugunu gördüm. Şahsın kûnliğini o esnada bilmiyordum. Duru- mu ilçe emniyet müdürüne teJefonla ve daha sonra biz- zat giderek bildirdim." Bu açıklamadan sonra söz alan müdahil avukatlar- dan KamilTekinSürek Kö- se'nin daha önceki ifadele- riyle bu açıklamasının çeliş- tiğini belirtti. Bu açıklamay- la Göktepe'nin gözaltında öldüğünün doğrulandığını \-urgulayan Tekın Sürek, şunlan söyledi: "Olay günü Eyüp hçe Emniyet Miidürü Mehmet Ali Aydın Akdemir, Emni- yet Müdür Yarduncısı Ke- mal Bayrakve İstanbul Em- niyet Müdiirü Taşanlar'uı, Göktepe'nin ölümfinden haberdar olduklan ortaya çıkiyor. Ve bu kişUerin olayı örtbas etmek için çaba har- cadıklan ortaya çıkıyor. Da- ha önce "hakiannda yargı- lanmalanna gerek yoktur' denilen bu kişiler hakkında suç duyunısundabulunaca- ğjtz." Mahkeme heyeti, du- ruşmayı 22 Ocak 1998 tari- hine ertelerken, tutuklu sa- nık polislerin tahliye istem- lerini reddetti. 5 Ocak'ta Eyüp Ağır Ceza Mahkeme- si tarafından yapılacak olan keşfin beklenmesine karar veren mahkeme mülkiye başmüfettişleri Şfikrfi Er- dem ve Cengiz Akm'ın da talimatla ifadelerinin alm- masına karar verdiler. Metin Göktepe'nin gözaltında öldürüldüğünü itiraf eden sanık polis Köse'nin yazılı ifadesi 'Büfenin yanındaki cesedi gördüm' Haber Merkezi - Eyüp Emniyet Amiri Seydi Battal Köse, Afyon Ağır Ceza Mah- kemesı Başkanlığı'na verdığı 11 sayfalık ek savunmasında şunlan anlattı: Olay günü şahıslardan bırisi tribüne alın- dıktan sonra yakın görevde olan başkomi- ser Mustafa Karataş'a şahsın rahatsızlandı- ğını haber verdikten sonra bana haber ver- meleri üzenne şahsın yanına intikal ettim. Hiçbir müdahalede bulunmadan orada bu- lunan polis memurlanndan Metin Kuşat, Fedai Korkmaz,TuncayUzun ve Fikret Ka- yacan ile şahsı salonun dışına çıkarttım. Bu memurlara şahsı dışan çıkarmalannı söy- ledim. Memurlar şahsı dışan çıkardılar. Bu es- nada Eyüp Merkez Karakolu'na bir telsiz anonsu yaptım ancak irtibat sağlayamadım. Dışan çıkarttığım şahsa baktığımda şahsın yerde oturur normal bir vaziyette oldugunu ve rnemurlardan Metin Kuşat ve Fedai Korkmaz'ın haberim olmadan aynldıklan- nı. Tuncay Uzun ve Fikret Kayacan'ın şah- sın başında kaldıklannı görünce kendileri- ne hıtaben şahsın başında kalmalannı ve şahıs tamamen kendine geldikten sonra alıp salona getirmelerini söyledim. Daha sonra bu şahsın akıbeti hakkında Afyon'daki duruşmaya Metin Göktepe'nin annesi ve kalabahk bir grup kaüldı. bana bilgı veren olmadı. Akşam saatlenn- de içerdekilenn salıverilmeleri yapılırken görevlilerden polis memuru MehmetAkkö- se bana gelerek. dışandaki çay büfesinin yanında bir şahsın yattığını, ölmüş olabile- ceğinı, kendisine stat bekçisinin söylediği- ni bildirmesi üzerine memur ile birlikte gi- dip baktığımda karanlık olmasına rağmen şahsın betonun üzerinde hareketsiz yattığı- nı, eğilip nabzına baktığımda hiçbir hayat belirrisinin olmadığım ve şahsm ölmüş ol- dugu kanaatıne vardım. Başka hiçbir yerine dokunmadım. O bölge, yani salonun dış kısmı Bayram- paşa çevik kuvvet görevlilerince korunma- ya alınmıştı. Durumu üstüm olan tlçe Em- niyet Müdürüm AK Aydın Akdemir'e ma- kamına giderek haber verdim. Bildiklerimi kendisine anlattım. Bana spor salonuna dönmemi söyledi. Ben de salona döndüm... IRMIKI AYDIN ENGİN Çocukluğumdan kalma bir deyimdir. Eli sıkı kocalarını ta- nımlamak için kadınlar kullanır: °Para isteme benden, buz gibi soğunım senden." Son haftalarda Maliye Baka- nı Zekeriya Temizel'in ünlü "Vergi Reform Paketi"y\e ilgili gelişmeler nedense ha bire bu sözü anımsatıyor. Vergi isteme benden, buz gibi soğurum sen- den. Aynntılar maliyecilerin, eko- nomi ulemasının işi. Paketin sa- kıncaları, eksiği gediği varsa düzeltmek de onların işi. Ama bir bütün oiarak bakıldığında kimse, Zekeriya Temizel'in ha- zırladığı paketin çağdaş bir ver- gi sisteminin ilkelerini içerdiğini rkâr edemiyor. ; Şu çağdaş terimi REFAHYOL rktidarından bu yana daha da sıkkullanılıroldu. Bu terımle hu- kuk devleti, hukukun egemen- liği, laiklik, cumhuriyet ve de- mokrasi kastediliyor. Kezaeko- nomik düzen oiarak da "çağ- tiaş bir kapitalizm" öngörüldü- ğü kanısındayım. Vergi İsteme Benden... Elbette "çağdaş bir kapita- lizm" tanımîaması üstüne pek zengin açılımlar yapılabilir; ka- pitalizmin çağdaş olup olama- yacağından tutun da, 1989 sonrasında köpeksiz köyde değneksizdolaşan kapitalizmin vahşi yüzü üstüne farklı ve hak- lı degerlendirmelersergilenebi- lir. Ama bu yazıda "çağdaş" derken kapitalizmin kuralları çerçevesinde topu taça atma- dan, ayıcılık yapmadan, şikeye başvurmadan oynamayı kabul eden senmaye sahiplerinin kâr amaçlı ekonomik etkinliklerin- den söz ediyoruz. Bunun yan- sımalanndan biri de vergi öde- mektir. Burjuva devrimlerinden bu yana "yurttaş" kavramının tanımlanndan birinin de "vergi ödeyen" olduğunun göz ardı edilmemesi gerekir. 1789 Bü- yük Fransız Devrimi'nin ilkgün- lerdeki kargaşasında, oy hakkı tartışılırken "her yurttaşın seç- me ve seçilme /iakfc"ndan söz edildi ve eklendi: "Oyhakkıyal- nızca vergi ödeyenlere tanın- sın." Bu öneri kabul edilmedi a- ma gene de burjuva toplumu- nun (kapitalizm) zihniyetinin il- ginç göstergelerinden biri oia- rak altı çizilesi bir anlam taşıyor. Türkiye kapitalizminin ayırt edici özelliklerinin çapaçulluk; rant vurgunlarına eğilim; bir yandan devleti ekonomiden dışlamak, bir yandan da devlet ihalelerinden avanta, devlet bankalarından beleş kredi kap- mak olduğu söylenegelir. Bu köşede benzeri yargılar savu- nulduğunda kaş çatanlar oldu; işaret parmağını öne arkaya sallayanlar oldu; "Boş ver, ba- yatlamış Marksist lafazanlıklar bunlar" diye dudak büküp kü- çümseme zımının ardına sığı- nanlar oldu. Peki sekiz yıllık eğitim denin- ce "çağdaşlığı yakalamak için zorunlu" diye destek verenler; mollalaryaşam biçimini belirle- meye kalkınca "çağdışı bir da- yatma" diye küplere binenler; 9. Senfoni dinlemeyi neredey- se yetetii bir çağdaşlık göster- gesi oiarak kavrayanlardan bir kesimi vergi söz konusu olun- ca niye şaha kalkıyor ya da böy- le bir konu ve sorun yokmuşça- sına davranmayı yeğliyor? O çok özenilen, kapısında bekletildiğimiz için gözyaşları dökülen Batı demokrasilerin- den her şeyi, her degeri alma- ya evet diyenler, aynı ülkelerde geçerli vergi sistemi söz konu- su olunca handiyse kaçacak delik anyorlar. Yıllık zorunlu ve düzenli vergi beyanı, bir vergi döneminde sağlanan bütün ge- lirlerin kayda geçmesi ve beyan zorunluluğu, kayıt dışı gelir kav- ramının defterden silinmesi, bu- nun bir sistem ahlakı oiarak be- nimsenmesi... Bütün bunların sosyalizmle mosyalizmlealaka- sı yok. Bunlann tümü de çağ- daş bir kapitalizmin olmazsa ol- mazlandır. Peki o zaman ANASOL-D hükümetinin Maliye Bakanı'nca hazırtanan vergi reform paketi- ne karşı faiz, borsa, döviz gelir- lerinin vergilendirilmesi söz ko- nusu olunca "sermaye kaçar" tehditleri ile aba altından sopa göstermeler hangi çağdaşlık kı- lıfına giriyor? Temizel'in vergi reformu pa- ketini sessiz sedasız (yineleye- lim: Sessiz sedasız) hasır altı edip, 1999'a (pratik oiarak 2000 yılına) ertelemeyi becerenlerya- nn bir başka konuda "Çağdaş Türkiye " diye ortaya çıktıklann- da, AvrupaBirliği'nealınmasa bile Türkiye 'nin çağdaş Batı uy- gariığı ile bütünleşmek yolun- dan sapmayacağı" fetvalan vermeye kalkıştıklannda şöyle okkalı, ağız dolusu bir şeyler söyler, yazarsak, adımız gene "ağzı bozuk gazeteci"ye mi çı- kacak?.. Kanaatime göre, Metin Göktepe'yi spor salonunda ilkkarşılayanlar, alanlar veya sa- lonun ilk girişinde copla vuranlar o kısım- da daha çok görev yapan ve orada bulunan polis memurlan Metin Kuşat, Yalçın Ayde- niz, Burhan Koç, aynca Fedai Korkmaz'ın da olup olmadığı kanaatına varamıyorum. Kendileri huzurdadır, doğruluk derecesinı daha iyi bilirler... Ancak daha sonra polis memuru Metin Kuşat'tan kendisi tarafından da dışan çıka- nlan şahsın Metin Göktepe oldugunu, ge- tirenleri, getiriş şeklini ve teslim ediliş şek- li hakkında hiçbir bilgi vermeden sadece bu şahsa polis memuru Şuayip Mutluer'in birtekme vurduğunu. hatta Burhan Koç'un ise bir tek jop vurduğunu beyan ettı. Kendisinin ise diğer gözlem altına alınıp getirilenlere vurduğunu, ancak Metin Gök- tepe denilen şahsa hiç vurmadığını söyle- di. Bu beyanın ne derece doğru olup olma- dığım bilmiyorum. Anlatış ve görünüme baktığımda bir şeyleri yanlış veya eksik söylediğini veya gizlediğini kanaatine var- dım... Yalçuı Aydeniz'i de kendisine tanık gös- tererek Şuayip Mutluer'in birtekme vurdu- ğunu, Burhan Koç'un bircop vurduğunu in- kârederek aynı gecenin geç saatlerinde ayn mekânda ifade vermiş olduğu yazılı ^ ^ — ifadeye göre Metin Göktepe olayının kendisi, Metin Ku- şat, Burhan Koç ve Yalçın Aydeniz üzerinde odaklan- dığı anlaşıhnaktadır. Nofc Ifadedeki cümle bo- zukluklan özellikle düzel- tilmemiştir. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethullahçılar... Uzun yıllar 'Nurculann' içinde kalmış eski bir Fet- hullahçı genç, bazı video kâyıtlan getirdi... Kasetleri gazetedeki arkadaşlanmla birlikte izle- dim... Fethullah Gülen, başında takkesiyle 'bir büyük medyapatronu'nayapuğı ziyareti anlatryor, Türkba- sını' üzerine konuşuyordu... Dıyordu ki: "Bunlar Islamı Batılılar gibi görûyohardı. Gazete- lerin bakış açısı 50-60 yıl önce neyse şimditerde de oydu. Benimle tanıştıktan sonra tavırlan yavaş yavaş değişmeye başladı." Büyük medya patronu, Fethullah Güten'in kendisi- ni ziyaretini önce "Gazefe içinde tepki görür" djye- rek geri çevirmek istemiş, daha sonra kabul etmiş... Gülen, 'basınla ilişkileh' anlatırken şöyle diyor "Onlaria çok sıkı diyalog kurup yemek yemeli, çay içmeliyiz; onlara kendimizi anlatmalryız..." Acaba Fethullahçılar kendilerini 'medya'yaanlata- bildiler mi? Hem 'meoya 'ya hem de merkez sağ ve merkez so- laanlattılar... Anlatamadıklan sadece askerier kaldı... O zaman ne yapmalılar? -*' Şunu: "Biz yurtiçindeki ve yurtdışındaki 300 okuiu Milli Eğitim Bakanlığı'na devretmeye hazınz..." Fethullah Gülen, Hürriyet'in haberine göre bu ka- ran okullan fınanse eden kişilere danışarak almış... Gerekçesi ise şu: "Bu okullan bazı kişilerirticayuvası oiarakgörüyor- lar..." Fethullah Gülen'le bizim ilgilenmemiz, 1970'li yıh larda 'Nurkamplan'ru ortaya çıkarmakla başlıyor... Evet, yıl 1974... Ege ve Akdeniz'de bir yandan 'irtica kamplan' öte yandan ülkücülerin 'komando kamplan' açılıyor, bu- ralarda silahlı eğitimler yapılıyor. Sonraki yıllarda Tür- kiye'de 'kan gövdeyi götürüyor'. 12 Eylül 1980 saba- hı ise terör' birden duruyor... • • • Fethullah Gülen 'Kestanepazan 'ndan Türkiye'nin dört bir yanında örgütlenmeyi o yıllarda düşünüyor a- ma 'fakir" bir türlü Nurculann Veni Asya' kolundan, dolayısıyla Mehmet Kutiular'dan kurtulamıyor... 1970'ten 1980'e dek Adatet Partisi'ni destekteyen hazret, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'e 'sı- kı sıhya bağlı' gözükmeye çalışıyor, 1977'dejzmir'dön MSP adayı olduğu zaman tanıştığı Turgut Özal'la da ilişkisini sürdürüyor, MHP lideri Alparslan Türkeş'le sıksıkbuluşuyor... 12 Eylül 1980 sonrası sıkıyönetim tarafından ara- nırken şimdi emekli olan kimi general ve albaylara söz veriyor: "Anayasa oylamasında Nurculann 'evet' oyu kul- lanmalan için çalışacağım..." Durum Süleyman Demirel'e iletiliyor, Mehmet Kut- lular'la bağ kopuyor... 1983'te yapılan seçimlerde ANAP'ı destekleyen Fethullah Gülen'in o tarihten itibaren her tuttuğu al- tın oluyor, vakrflar aracılığıyla okullar, dershaneler açı- lıyor... 1987'de Maltepe ve Kuleti Askeri Liseleri'ndeki 'ir- tica operasyonu'nda Fethuttahçılann sahte sağlık ra- porianyla oralarda nasıl örgütlendikleri ortaya çıkı- yor... O dönemdeTurgutÖzal başbakan..; • (•• '"iir:» J Askeri okullardan atılanlarÖzel Anadolu LJseteıfne yerleştiriliyor... 1990'lı yıllar da 'iyi geçiyor', Fethullahçılar Doğan Güreş'te çok sıkı ilişki kuruyor... 1996 yılına gelindiğinde askerier Fethullahçılara yüz vermiyor. Bunun üzerine Fethullah Hoca üç-beş ya- zan toplayıp önemli bir açıklama yapryor: "Askerier darbe hazıhığında..." ••• Fethullah Gülen şu sıralar bir hayii sıkıntılı... Birtakım kasetler elden ele dolaşryor, özellikleyurt- dışı ve yurtiçindeki okullar zarar ediyor, 500-600 do- lar olan öğretmen maaşlan ödenemiyor... Hoca, askerlere yanaşmak için her türlü yolu deni- yor ama umduğunu bulamıyor... Birtakım aracılar bu iş için kollan.sıvıyor, ancak elleri boş dönüyor... Ertuğrul Özkök'ün yazdığı doğrudur. Hoca, Tan- su Çiller'e ANASOL-D kurulduğu günden ben yüz vermiyor, Özer Çiller'le sık sık telefonla görüşmüyor.. Çünkü Tansu Hanım muhalefette, Mesut Yılmaz iktidardadır. Bu bir 'Fethullahçı Klasiği' olduğu için de ANASOL-D'ye yanaşmanın tam zamanıdır. Fethullah Gülen ABD'den destek alryor, 'yeşil ku- şak projesi'ne uygun tavn puan topluyor. Moon Tari- katı da 'ekonomik krizde' olduğundan dolarlar fazla akmıyor... Hoca'nın Musevilerie arası öteden beri iyidir, tica- reti iyi bildikleri için Fethullahçılann Israil'le bağlarrö- sı dakuvvetlidir... Özetlersek, Hoca bugünlerde bir hayli dertli, şeke- ri de durmadan yükseliyor, kalp atışlan her Milli Gü- venlik Kurulu toplantısı öncesi çarpmaya başlıyor... Hoca, Süleyman Demirel'i 'uzlaşma ödü/ü'töreni- ne getirmek için büyük çaba harcadı ve başardı... Aslında Hoca'ya yeni imaj gerek!.. O da yakında olacak!.. Belki Hoca Fehmi'den de kurtulacak!.. Bakalım birileri çıkıp Hoca'nın vakrflannı, şirketteri- ni ne zaman denetleyecek? Bize kalırsa Hoca, bugünlerde televizyonlara çık- malı, ünlü futbolcularia yaptığı toplantılann video ka- setlerini medyaya dağıtmalı, medyumlara 'su falı' baktırmalı, geieceği için önemli kararlar almalı!.. Nasıl olsa Fethullahçılar MEB'in tüm birimlerinde, okullanndaörgütlü, 300okulu bağışlasalarneyazart. Komünizm öldü!.. Yaşasın Fethullahçılar, kahrolsun Refahlılar, Yüce Divan'a Çiller!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnetcom Faks numaramız: 02127 513 90 98 YIL^ASI ÖZEL ÇEKİLİŞİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear