11 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ARALIK 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 IstanbU Edıme Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı Y Y Y Y B B B B 10 6 10 10 12 10 13 11 Zonguldak Y 9 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas Y Y Y Y Y Y Y Y y 10 11 12 5 4 5 2 B 15 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıırt Hakkâri Van B B B B B B B B 13 12 7 11 8 8 4 3 Yurdun kuzey kesımlen parçalı açık bulutlu Batı Karadenız kıyılan Orta ve Doğu Karadenız yağmur, Doğu Anadolu'nun kuze- yı karta kanşık yağmur ve kar yağışlı, ötekı yerter az bulutlu geçecek Marma- ra ıle yurdun ıç kesımtenn- de yer yer sıs gorulecek Hava sıcaktığında onemlı bır değışıklık olmayacak. Ruzgâr kuzey ve bat yon- lerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam BrüksJİ Pans Bonn K K K Y Y Y Y Y -3 0 -1 14 5 11 15 11 Münih Y 8 Milano Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y K B Y B B B B 6 4 14 8 6 7 14 11 B 14 Taşkent ASYA Moskova K Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahire B Y B Y B Y B 8 -3 6 8 0 7 18 Şam B 17 0Aç<K Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bulutlu > Yağnuriu Karlı k Gök gürûltulü G U N C E L CÜNEYTARCAYTREK I Baştarafı 1. Sayfada layacak partiler arası komisyona DYP bir öneri ge- tiriyor. Iki önemli özelliği olan bir öneri: Binnci yanı; Şaibe Hanım, Yüce Divan'a gön- derilsebile, Başbakan olmasını sağlıyor. ikinci yö- nü, bağımsız Anayasa Mahkemesi yargıçlanndan nedense korkuyor. Sankı, yargıçları gerçekleri Şa- ibe adına saptıracakmış gibi Yargıtay'ın Yüce Di- van görevi yapmasını istiyor. Şaibe'nintakıntıları birdeğil, birkaçnoktadatop- lanabilir. Başbakan olamadığı için bir "ara rejim" lafı tutturmuş. Örneğin "ara rejim dönemlerinde bağımsız yargının tam işlemediğini hepimiz biliyo- ruz" diyor. Ne ki, artık itiraf halinde. Yargı önüne çıkacağı- nı sindirmiş. "Hiçbirsebep gösterilmeksizin Yüce Divan'la tehdit edildiğini" söylüyor. Tek bir umutla yaşıyor: Yeniden Başbakan ol- mak! Hatta başbakanlığa geleceğinden kuşku duymuyor. Bu dürtü ile, Anayasa'nın Yüce Divan'a giden bir siyasetçinin başbakanlık yapamayaca- ğını emreden maddesini, kendi düşlerine göre de- ğiştirmenin peşinde. Tabii ötekı partiler hem mahkemeye gidecek hem de mahkemenin isteyeceğı tüm belgeleri de- ğiştirme, yok etme olanağı elinde olacak kişiyi baş- bakanlığa uygun görmüyor. Öneri ret! Son 6 ayda ölümsüz yaralar alan iki siyasetçinin kimi son davranışlan doğrusu gözler yaşartıcı. Şa- ibe Hanım'a uzun yıllar hizmet veren sadık bürok- rat Mehmet Bican'ın Anayasa Mahkemesi'ne Takkeli'yi yalancı çıkaran dilekçesinden sonra hem DYP'de hem de RP'de bir telaş, bir telaş... DYP diyor kı; Bican'ın başvurusuyla Şaibe Ha- nım'ın uzak yakın ilgisı yok. Yok yahu? RP diyor ki, Şaibe'yi Yüce Divan'a göndereceğimizi içeren açıklamalarımız yanlış anlaşıldı. Vay canına! Sonuç; RP'nin naşir-i efkân (yayın organı) Milli Gazete'nin manşeti: "Çirkin Senaryo-Kartel des- tekli güdümlü iktidar, şimdi de demokrasi müca- delesi veren RP ve DYP'yı birbirine düşürmenin yollannı anyor". Köktendinci Yeni Şafak: "Ittıfaka devam". Her iki partiye mübarek olsun! Ya öteki yalanlar? Doğal olarak büyük yalanı ortaya çıkaran Bican datukaka. Köktendinciye göre, Bican, "karteleça- lışıyor"du ve yapılmak istenen ise çok açıktı: DYP ile RP arasında anlaşmazlık meydana getirerek; RP'nin Yüksek Mahkeme'de "kolayca boğulma- sı"sağlanacaktı. Kafaya bak, hızaya gel! , , ŞaJbe'nin düşük seviyedeki itibannın Anayasa 1 Mahkemesi'ni etkileyeceğı sanısına kapılmak, hay- li gülünç. Zaten kelin meıtıemi olsa başına sürmez mi? Bu olaylar ve tabii iktidar kanadından gelen ses- ler; kuşkusuz karşılaşacağımız "olası anormal olaylann "öncüsü. Bir Başbakan düşününüz ki; halkımızı özveriye çağırırken aralık ayında zamlar müjdeliyor. Ardın- dan 6 ay fiyatlann dondurulacağını ilan eyliyor. O arada aşırı dozda fıyat yüklemelerı yapılıyor toplu- ma. Yüzde 20, 30 gibi zamlar. Gerçi, vaat Başbakan'dan da gelse inandıncı olamıyor. Örneğin akaryakıt. Dolara endeksli. Sor- duk geliyoruz: Akaryakıta 6 ay zam olmayacak mı? Bir söylediği ötekıni tutmayan. IMF ıle ne haller- dedir, artık ekonomistlerin bile içinden çıkamadı- ğı problem olan bir "Devletlû" Bakanımız var: Gü- neş Taner beyefendi! Son ABD gezısinden önce akaryakıta zam "yok" diyordu. Gezi sonrası şimdilerde ise. "Dolarkunın- da biryükselme olursa tabii bundan doğacak fark fıyatlara yansıyacak" diye konuşuyor. Bu tezatlı sözlerle davranışlar hükümetin itibarı- nı kemiriyor. Yaşam süresindeki erozyon hızlanıyor. Son özdeyişı ile Güneş Taner; hükümet adamı olmadan önce de, olduktan sonra da ülkenin han- gi koşullardaolduğunu hâlâözümsemediğini gös- teriyor: Dedıği şu: "Benim için sermayenin Islamisi, Is- lami olmayanı diye bir şey yoktur. Sermaye ser- mayedir." Görüyor musunuz; laik cumhuriyeti bırlikte sa- vunduğumuz insanların sermayeyle bağlantılı mantığını... Yazık sözcüğüne bile yazık! TEM katliamı İki işadamı gözaltmda Haber Merkezi - Edime TEM ICarayolu'nda 6 kişinin öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürüyor. Susurluk soruşturmasını derinleştiren Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun, cinayetlerle ilgili emniyet müdürlüğü ve MlT'ten bilgi istemesinden sonra dün tstanbul'da iki işadamının gözaltına alındığı öğrenildi. Yürütülen soruşturma kapsarrunda otobüste bulunan cep telefonlannın Yanıt anahtarı kayıtlannı ınceleyen emniyet görevlıleri, katliamdan bir süre önce aranan iki işadamını gözaltına aldı. tşadamlanndan birinin tekstil sektöründe çalıştığı belirtildi. Bu arada olayin tek görgü tanığı Renata Ringa VVesokmska'nın gözaltı süresi bugün doluyor. Polisin mahkemeye başvurarak gözaltı süresinin uzatılmasını isteyebileceği bildirildi. TÜRKÇE: 1) B. 2) B. 3) C, 4) E, 5) B, 6) D. 7) D, 8) C. 9) B. 10) D. 11) A, 12) D. 13) E. 14) D. 15) C. 16) C. 17) E. 18) B, 19) B, 20) E. TARİH: 1) A, 2) B, 3) B. 4) E, 5) B, 6) A, 7) B. 8) B,9) E, 10) C. 11) A, 12) C. COĞRAFYA: 1) D, 2) A, 3) C, 4) E, 5) B, 6) C, 7) D, 8) E, 9) A. PSİKO- LOJİ: 1) B, 2) B. 3) A, 4) C, 5) E, 6) E, 7) A, 8) A, 9) E. MATEMATİK: 1) C. 2) E. 3) A, 4) A. 5) C. 6) A, 7) E. 8) A,9)B, 10) D, 11) E, 12) C, 13) D. 14) D. 15) D, 16) E, 17) A, 18) E, 19) C, 20) E. FİZİK: 1) B, 2) A, 3) E, 4) A 5)E,6)A, 7)C, 8)D,9)A. 10) E, 11) D, 12) E. KİMYA: 1) C, 2) A, 3) D. 4) D, 5) B, 6) A. 7) D, 8) C. 9) E. BİYO LOJİ: 1) A, 2) B, 3) C, 4) E, 5) B, 6) A, 1) C, 8) D, 9) C. Meral: Özefleştirme talana dönüştü I Baştamfi 1. Sayfada lerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin sorunlannın başında demokra- tüdeşme, işsizlik, enflasyon, yoksulluk, gelir ve servet dağılımındaki adaletsizlik, rantçıhk, ver- gi adaletsizliği. terör, göç, Avrupa Birliği ile OLş— kiler, siyasi istikrarsızlık. Türkiye'nin komşula- nvla Uişkileri, Kıbns sorunu, yağma ve talan bi- çiminde sürdürülen özeUeştinne, sağlık ve egi- tim hizmetlerinin yetersizligi, konut yetersizttği ve trafık kazalan gehnektedir." Ulusal gelirin yaklaşık yüzde 22'sini alan üc- retlilerin, gelir vergisinin yüzde 51 'ini, dolaylı vergilerin de önemJi bölümünü ödediğini vur- gulayan Meral, kayıt dışı sektörün ulusal geli- rin yansı büyüklüğüne geldiğini söyledi. "Sermayedarlar her tüıiö lüks harcamalan- nı gider gösterip vergiden düşerken, işçinin ve memurun birçoktemelihü'yacı,vergiiadesi kap- samında değjidir" diyen Meral, sosyal devlet anlayışının ayaklar altına ahnarak, eğitim. sağ- lık gibi pek çok alanda kamu hizmetierinin ge- riletildiğini belirtri. Yıllardır özelleştirme uygu- lamalannın yağma ve talan halinde sürdürüldü- ğüne işaret eden Meral, Anayasa Mahkeme- si'nin ve idan mahkemelerin özelleştirme ko- nusundakı ıptal kararlannın, hukuk devleti an- layışı çiğnenerek inatlauygulanmadığını belirt- ti. Meral şunlan söyledi: "Bugünekadarkiözel- leştirme uygulamalan ülkemiz ve halkımjz açı- sından hiçbir yarar sağlamamış. ciddi toplum- sal huzursuzluklar yaratmış, hükümetlereduyu- lan giiveni sarsıcı iddialara neden olmuştur. Ül- kemLan ve halkımızın çıkarian aley hindeki özel- leştinne uygulamalan gözden geçirilmeli, özel- leştinnenin iptaline ilişkin mahkeme kararian geciktirilmeksizin uygulanmaü,yargı kararlan- nı uygulamayanlar hakkında kovuşturma açıl- mali, kamu işletmelerinin geleceğL, sendikalaria görüşülerek belirlenmelidir."1 Türkıye'de kaçak ışçiliğin hızla yaygınlaştı- ğına dikkat çeken Meral, 4.5 milyona yakın ka- çak işçinin yürürlükteki işçi haklanndan ve sen- dikal hak ve özgürlüklerden yararlanamadığını kaydettı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan da, çalışan kesimin gerçek anlamda iş güv encesine kavuşturulamadığına dikkat çekti. Demokratik rejimlerin örgütlülük ilkesi üze- rinde yükseldiğini vurgulayan Çağan, Türki- ye'deki sendikalaşma düzeyinin yetersiz oldu- ğunu kaydetti. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalann 12 Eylül darbesinin izlerini taşıdığı- na işaret eden Çağan sözlerinı şöyle sürdürdü: u İşçi sağlığı ve tş güvenliği bakunından işyeri koşuJlannın geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Ül- kemizdeki sosval güvenlik sistemi, aktüeryal dengenin bozulmuş olması nedeniyle sürdiirü- lemez bir durumdadır. Aynca çalışırken işsiz ka- lanlar için gelir güvencesi sağla\acak işsizlik si- gortası henüz kurulamamıştır. OECD ülkeleri arasında işsizlik sigortası bulunmayan tek ülke Türldye'dir." Çalışma Bakanı Çağan, emeklilik yaşmın ka- dınlar için 50, erkekler için 55'e yükseltilmesi- ni öngören yasa tasansmın gelecek yıl başlann- da yasalaşacağını bildirdi. Hazırlanan "ekönlemlerpaketi" ile SSK'nin aktüeryal dengesinın sağlanmasının hedeflen- diğini kaydeden Nami Çağan, bu çerçevede sos- yal yardım zammının kaldınlarak gösterge tab- losuna ekleneceğini, devletin sisteme yüzde 10 oranmda prim katkısı sağlayacağını, işçilerin SSK primlerinin Emekli Sandığı kesenekleri gibi tahsil edileceğini, tasarrufu teşvik uygula- masına son verilerek işsizlik sigortası kurulaca- ğını söyledi. Meclis'te yine yumrııklar konuştu I Baştarafı 1. Sayfada jim modelidir. Türki\e"nin öncelik- li hedefi de rejim bunalımını aş- maktır. Çünkü, Türkiye bugün iğ- renç bir ikiyüzlülük yaşamaktadır" dedi. RP Grubu adına söz alan Sıvas Milletvekilı Abdüllaüf Şener. hükü- metin, işçiyi, memuru, çiftçiyi ezen bir bütçe hazırladıgını savundu. Hü- kümetin dar gelırlilen yok etme ka- ran aldıgmı ileri süren Şener. **tşçi- ler \ürüyor. hükümet ayak seslcrini duymuyor. Bu hükümete işçinin de- giL postalsesleri ilginç geüyor" dedi. Hükümet adına eleştınleri yanıtla- yan Başbakan Mesut Yılmaz dışın- da, bütçe üzerinde söz alan tek siya- si parti lideri olan Deniz BaykaL, hü- kümete eleştiri \e uyanlarda bulun- du. Başbakan Yardımcısı Ecevtt'in tebelirsizlik\ar'' sözlenne dikkat çe- ken Baykal, "Bu, hükümet etme id- diasından vazgeçmek anlamına ge- lir" dedi. Hükümeti, "devlet gemisi- ninkaptanköşkü" diye nıtelendiren Baykal, "Hükümetin görevi, önünü görmek. rotayı çizmektir" diye ko- nuştu. Başbakan Yılmaz'm 6 ay ön- ce "2000)Tİınakadariktidanz" söz- lerini anımsatan Baykal, son zaman- larda ortaya atılan "6ay" senaryola- nna göre ülke yönetilemeyeceğini vurguladı. Baykal, "Türkiye'yi, kâ- gıt üzerinden senaryolariayönlendir- meyeimkânyok. Eğerböylesenaryo- lar geliştiriliyorsa CHP. senaryoda kendisine verîlen rolü kcsinlikk oyna- mayacakür" dedi. Baykal, Lüksemburg zirvesinden sonra Başbakan Yılmaz'ın ABD yo- lunda yaptığı açıklamalan eleştirdi. Baykal şöyle konuştu: "Türkiyeüye- lik müracaaünıçekmişmidir, çekrne- miş mkür? Bu iyi değerlendirilmeli. tnsan haklan konusunda AB Ue gö- rüşmeyeeegi/ de, \BD ilt görüşecek miyiz? ABD ile yapdğımız müzake- reyi AB'ye karşı kullanmak ne ka- daVdoğnı?'' Yılmaz, bütçe üzerindeki eleştiri- leri yanıtlarken milli iradeyı tartış- maya açmanın asla affedilemeyece- ğini söyledi. CHP'ye seslenen Yıl- Trfaz. ^Bo hntç^t öc ret vpfü vprrtıi-°" lirsiniz. ama bunu yaparken demok- rasiye,rejime zarar \erirsenizbunun altından kalkamazsınız" dedi. Ara rejim iddıalannı da yanıtla- yan Yılmaz, ortada bir ara rejim hü- kümeti değil, aksine ara rejıme geçıt vermeyen demokrasi hükümeti bu- lunduğunu söyledi. Susurluk kazası- na da değinen Yılmaz. bu olayı hiç- bir zaman 20 günde çözeceğini söy- lemediğini belirterek şöyle konuştu: "Ama REFAHYOL iktidan Susur- luk olayının üzerine ciddiyetk gitsey- di. hukukun gereğini yapsaydı 20 günde çözülürdü. Eğer olay fasa fıso olarak görülmeseydi bugün mesele çözülmüş olurdu. Ben hukukun için- de meseleyi çözmek için üstüme dü- şeni yapacağım, tüm yetkilerimi kul- lanacağım, önüme çıkan olursa ezip geçeceğün." Yılmaz, 55. hükümetin günde- minde seçim olmadığını belirtirken "Seçim karan vermek hükümetin yetkisinde değüdir. Seçimi engelle- mek de bize bağlı değildir. Ancak yü- ce Meclis hangi karan verirse ona uyanz" dedi. Yılmaz, konuşmasının önemli bö- lümünü ise Lüksemburg zirvesi ve AB ile ilişkilere ayırdı. Hükümeti de\Taldıklannda Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin sıfir noktasında olduğu- mrHen»ÖH.ıl''¥ıb»mt, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Ben son gelişmeieri zafergibi su- nabilirdim. Ben 'Ya olacak. ya ola- cak' demedim. Benim çıkarlanma uyarsa, işime gelirse olur dedim. Ba- na saygsızhk ederek. elimden Kıb- ns'ı alarak AB'yealacaklarsa yokum dedim. Gümrük Birligi Anlaşması de^am edecek. Ama tam üyetikkonu- sunda bitmeyen bir süreç var. 95'ten bu yana beş kuruş almamışım. AB üzerine düşen mali yardınu yapma- ZamlarIMF baskısıyla geliyor • Baştarafı 1. Sayfada oranlı artışlar yapılmasını istedi. Uygun koşullar- la dış kredi bulabilmek için destek vermesi iste- nen IMF ve Dünya Bankası ile ocak ayında yeni- den görüşecek olan hükümet, IMF'nin zamlar ko- nusundakı isteğini yerine getirme karan aldı. Zam- lara yeni yılda da devam edileceğinin açıklanması, kamu açıklannın yıne zamlarla kapatılacağını orta- ya koydu. Hükümetin zam politikası karşısında, enf- lasyonun 1997 yılı sonunda yüzde 100'ü aşmasına kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet, zam yapmama karannı açıkladığı 1 Aralık'tan sonra da zam yapma- ya devam etti. Aralık ayında, akaryakıt ve likıt gaz fıyatlan yüzde 9 arttınlırken. akaryakıt zammının etkisi özel sektör tarafindan üretilen bütün mallara yayıldı. THY bilet fıyatlan ortalama yüzde 20 artarken, THY'deki yıllıkartış yüzde 109'ubuldu. Aralıkta yüz- de 6.6 artış gören telefon ücretlerindeki yıllık yüikse- liş ise yüzde 166'yı buldu. Çay fıyatlan yüzde 9.3 art- tınlırken, sigara ve içki fıyatlanna da yüzde 7 ile 10 arasında zam yapıldı. Şeker fıyatlannın yüzde 6-9 arasında arttınldığı aralık ayında, sebze ve meyveye yapılan zamlar da yüzde 20 ile 50 arasında değişti. mış, ben onlann kalkınmasına katkı- da bulunmuşum; ama benim sırf bu yüzden açığun 22 nülyardolara ulaş- mış. AB'ye kör âşık gibi davrana- mam. Bana saygı duyarsa. şerefime çıkanma uyarsa tam üye olurum. Be- nim talip olduğum Avrupa, hatasını düzeltmeye mecburdur. Avrupa'nın kendi kendisini sorgulamasını istiyo- rum." Hırçın Başbakan Yılmaz. hükümeti diyet borcu ödemekle suçlayan RP'ye seslenır- ken de "Diyet borcundan söz etmeye en son hakkı olanlar. diyet borcu yü- zünden en ağır hakaretkre uğradıgı çöl çadmnda dut yemiş bülbüle dö- nenlerdir" dedi. Yılmaz'ın sözleri RP'liler tarafindan sıralara vıırula- I rak protesto edildi. Sataşma nede- ı\ niyle söz alan RP Grup Başkanvekı- li Temel KaramoOaoğtu, "Bir başba- kanın bütçe görüşmesinde bu kadar hırçın, ka>gacı olduğunu görmedim" dedi. Yılmaz'ı, RP lideri Necmettin Erbakan'ı kasteden sözlerinden do- layı kınayan Karamollaoğlu'nun "Adam gibi konuşmayı öğrenin de öyle gefin" sözlen ise genel kurulda - bir anda milletvekillerinin yumruk- laşmasına yol açtı. ANAP ve RP'li milletvekilleri birbirlerini yumruk- larken TBMM Başkanı Çetin, bir- leşmeye bir süre ara verdi. Aradan sonra yapılan kişisel ko- nuşmalar sırasında RP Sıvas Millet- vekili Abdüllatif Şener'in ABD'de aldığı ödülle ilgili eleştirisine yanıt vermek üzere yeniden kürsüye çıkan Yılmaz, "Buödülübendendahafaz- la hakeden biri var o da Erbakan'dır. Çünkü İsrail Ue dört kez anlaşma yapmıştır. arzu ederlerse bu ödülü kendikrine dev retmeye haanm" de- di. Daha sonra yapılan oylamaya 519 milletvekili katıldı. 1998 bütçesi 217'ye karşın 301 oyla kabul edilir- ken bir oy da geçersiz sayıldı. Baş- bakan Yılmaz, bütçenin kabulünün ardından kısa bir teşekkür konuşması yaptı. 9 9 G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada aramada bulunan üç pasaportta da kendi fotoğ- rafının yer aldığını, ama ikisinde başka adlann ya- zılı olduğunu "Akyürek Mitolojisi" başlıklı yazıda duyurmuştuk. Öteki iki ad şu: Seydo Cansıya, Murat Uslu... Seydo'nun meslek bölümünde, "duvarcı usta- s<" yazılı. Murat Uslu'nun mesleği ise mühendis- lik. Seydo'nun mühendis olacağı yok ya, tabii ki duvarcı olacak... Akman Akyürek'in evinde bulunan ve Tereke Hâ- kimi Yılmaz Uğurlu tarafindan tutanağa geçirilip Şişli Cumhuriyet Savcısı Oktar Çakır'a gönderi- len öteki bilgi-belge ve eşyalar şunlar: - Bir adet Çince belge. i - Antika paralar, sikkeler. - Çok sayıda tarihi eser kataloğu. - Bir adet Japon değerii taşlar kataloğu. - Kürt tarıhiyie ilgili kitaplar. - Siyah poşet içinde kimyasal madde. - Bir boş kovan, iki tabanca meımisi. - Bir çek koçanı. Akyürek, ölümünden yaklaşık bir ay önce Anka- ra'da kendi üzerine kayıtlı bir evi satmış. Evin ad- resi şöyle: - Güniz Sokak 29/7. Satış işlemlerıni Istanbul Barosu'na kayıtlı avu- katlardan Mehmet Deniz'in yaptığı zapta geçen bilgiler arasında. Yukandaki yeni unsurtann her biri ayn ayn araş- tırılması gereken konular. Her durum yeni soru işa- retlerini beraberinde getiriyor: - Akyürek niçin farklı kimlikte pasaportlar edin- me gereği duydu? Susurluk Komisyonu'na daha yarariı olmak için mi? - Akyürek'in evinde sikkeler ne anyor? Meclis'te bizim btlmediğimiz Türkiye'deki sahibi meçhul ta- rihi paralan araştırma komisyonu var da, Akyürek onun deportörü, affedersiniz raportörü mü? - Çince belgenin anlamı nedir? Daha onlarca soru ortaya atılabilir. Akyürek'in kimliğinin mutlaka netleşmesi gerekiyor. Bunun bi- rinci nedeni şu: Türkiye'de bir dizi hukuk dışı olay oluyor. Haya- li ihracatla faili meçhul cinayetlerin birleştiği nok- ta, hukuk dışılık. Bu olayların aydınlatılmasında TBMM'ye de görev düşüyor. TBMM zaman zaman bu görevini anımsıyor ve konulann üzerine gidiyor. Nasıl gidiyor? Araştırma komisyonlan kurarak. Işte bu komisyonlann en kilit noktasında görev alan kişinin kimliği netleşmezse şu soru-yorum ka- çınılmaz olur: - Acaba, hukuk dışı işleri yapanlar, bunlararaş- tınlırken de yönlendirici mi oluyortar? Yerattı dünyasına güvence... Gelelim Akyürek'in ABD'ye gidiş öyküsüne. Ak- yürek'in kimliği gibi bu inceleme-araştırma gezisi- nin de netleşmeyen yanları var. TBMM Genel Sek- reterVekiliOrhan Dülgerler, "Böyle bir kişikesin- likle Meclis 'ın görevlendirmesiyle gitmedi" demiş- ti. Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun bir televizyon programında, Akyürek'in, kendisinin verdiği gö- revle ABD'ye gittiğini söylediği izlenimi doğmuş- tu. Avundukluoğlu bunun yanlış anlaşılmadan kay- naklandığını, Akyürek'i kendisinin görevlendirme- diğini söyledi. Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkat- mış da, "Akyürek bana, Türk-Amerikan Dostluk Derneği'nin özel davetiyle gittiğini söyledi" dedi. Bu konudaki gelişmelerde de okuru habersiz bı- rakmayacağımızı vurgulayıp yazıyı noktalayalım. Geçen akşam televizyon izlerken reklamlarda bir ses: "Yeraltı dünyasını güvence altına alıyoruz..." Birden irkildim... Meğer bir madensuyu-şişe rek- lamıymış... Her şey öylesine günlük yaşamımıza girdi ki... Gel de haykırma: "Demokratik mafya cumhuriyeti". Emniyet 'dedektif savcı'ya karşı ANKARA (UBA) - Adalet Bakanı Oltan Sunguriu, savcılann hazırlık soruşturmasında polisle bırlikte ça- lışmasını hedefleyen bir düzenleme için Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel K.omutanhğrndan olumsuz görüş geldiğini belirterek "Savcılann polis ve jandarma telsizi- ni dinleyerek, alanlara inip, kolluk güçleri ik beraber hazıruk soruştur- ması vürütmesi için basnnvoruz" de- di. Sungurlu'nun, Adalet Bakanlığı bünyesınde başlatılan \e savcılann Batı'da olduğu gibi olaylara "bire bir müdahale ederek" soruşturmayı po- lisle bırlikte yürürme olanağı tanıya- cak düzenleme için yaptığı girişimJer, Emniyet ve Jandarma engeline takıl- dı. Sunguriu, savcılann jandarma ve polis telsizini dinleyerek olaya anın- da müdahale etmesine, hazırlık so- ruşturmasıra tamamlayana kadar "bir dedektif gibi" araştırma yapmasına olanak tanıyacak düzenlemede. sav- cılann terfısinde de bu çalışmalannın esas alınmasını hedefliyor. Ancak Sungurlu'nun ilk girişimi engele ta- kıhnca, amaçlanan düzenlemenin ya- şama geçmesi için Adalet Bakanlığı yeniden harekete geçti. Adalet Bakanı Sunguriu. düzenle- me için Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanh- AKİT GAZETESİ HEDEF GÖSTERMİŞTİ Öztürk'ten savunma dosyası .\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapat- ma davasında RP hakkında rapor hazır- layarak partınin kapatılması yönünde görüş bıldiren raportör Yusuf Oztürk, Akit gazetesinin kendisı aleyhinde yap- tığı yaymlan çürütebiimek için yeni bir doşya hazırladı. Oztürk'ün, dava açılması halinde mahkemeye sunacağı yeni dosyada me- zun olduğu okullara ilişkin diplomalar, not durumlan ile başanlannı gösteren belgeler yer alıyor. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken Öztürk'e. dö- nemin Adalet Bakanı Prof. Dr. Suat BU- ge. HSYK Başkanı olarak gönderdıği ya- zıda şunlan kaydetmişti: "Bihmselgüçve yeteneğinize, hizmet ve meslekteki başa- nnıza,önceki sınıflarda kazandığuuz eh- liyet derecesine göre emsaliniz arasında temayüz ettiğinize kanaat getirilerek, 31.8.1991 tarihinden geçerli olmak üze- re birinci sınıfa aynlmanıza karar verfl- miştir. Sizj tebrik eder, bundan sonraki meslek hayannızda da başanlannızuı de- vamııu diierim." ğı'ndan olumsuz görüş geldiğini be- lirterek "Savcılann polis ve jandar- ma telsizini dinleyerek, alanlara inip, kolluk güçleri ile beraber hazırlık so- nışturması yürütmesi için bastınyo- ruz" dedi. Sungurlu, bu konuda ya- sal düzenlemeye girmeyeceklerini de vurgulayarak şunlan söyledi: "Yasa yapüarak her şey çözülür manrığı ik hareket etmeyeceğiz. Bu- nu İçişleri ile yanşarak beüd bir pro- tokol imzalayarak çözmek istiyoruz. Çünkü getirmek istediğimiz yetküer yasalarda mevcut, ancak çeşitii neden- lerle uygulanmıyor. Önemli olan uy- gulama. Herkes Türkh e'de trafik ka- zalannın yasa ile çözülecegini zanne- diyordu. Bu nedenle Mec- lis'e çok ağır hakaretler edildi. Ama zaman gösterdi ki. kapsamlı ve ağır cezalar içeren yasavı da getirseniz, trafik kazalannı ancak uy- gulama ile eğitim ile.çözer- siniz." Sungurlu, düzenlemenin "savcılann polisleşmesi" amacına yönelik olmadığı- nı, hazırlık soruşturmasmın "hukuki bir yapıya" otur- tulması için çaba gösterdik- lerini belirterek, "Asunda mevcut yasa ile savcıya bu yetki verüiyor. Fakat savcı- lar uygulamada olaya ilk müdahaleden sonra polisin getirecegi hazıruk soruştur- ma raporunu bekliyor" de- di.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear