Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 ARALIK 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
IstanbU
Edıme
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizlı
Y
Y
Y
Y
B
B
B
B
10
6
10
10
12
10
13
11
Zonguldak Y 9 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
y
10
11
12
5
4
5
2
B 15 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıırt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
B
B
B
13
12
7
11
8
8
4
3
Yurdun kuzey kesımlen
parçalı açık bulutlu Batı
Karadenız kıyılan Orta ve
Doğu Karadenız yağmur,
Doğu Anadolu'nun kuze-
yı karta kanşık yağmur ve
kar yağışlı, ötekı yerter az
bulutlu geçecek Marma-
ra ıle yurdun ıç kesımtenn-
de yer yer sıs gorulecek
Hava sıcaktığında onemlı
bır değışıklık olmayacak.
Ruzgâr kuzey ve bat yon-
lerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek.
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
BrüksJİ
Pans
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
-3
0
-1
14
5
11
15
11
Münih Y 8 Milano
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
K
B
Y
B
B
B
B
6
4
14
8
6
7
14
11
B 14
Taşkent
ASYA
Moskova K
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
B
Y
B
Y
B
Y
B
8
-3
6
8
0
7
18
Şam B 17
0Aç<K Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bulutlu > Yağnuriu Karlı k Gök gürûltulü
G U N C E L CÜNEYTARCAYTREK
I Baştarafı 1. Sayfada
layacak partiler arası komisyona DYP bir öneri ge-
tiriyor. Iki önemli özelliği olan bir öneri:
Binnci yanı; Şaibe Hanım, Yüce Divan'a gön-
derilsebile, Başbakan olmasını sağlıyor. ikinci yö-
nü, bağımsız Anayasa Mahkemesi yargıçlanndan
nedense korkuyor. Sankı, yargıçları gerçekleri Şa-
ibe adına saptıracakmış gibi Yargıtay'ın Yüce Di-
van görevi yapmasını istiyor.
Şaibe'nintakıntıları birdeğil, birkaçnoktadatop-
lanabilir. Başbakan olamadığı için bir "ara rejim"
lafı tutturmuş. Örneğin "ara rejim dönemlerinde
bağımsız yargının tam işlemediğini hepimiz biliyo-
ruz" diyor.
Ne ki, artık itiraf halinde. Yargı önüne çıkacağı-
nı sindirmiş. "Hiçbirsebep gösterilmeksizin Yüce
Divan'la tehdit edildiğini" söylüyor.
Tek bir umutla yaşıyor: Yeniden Başbakan ol-
mak! Hatta başbakanlığa geleceğinden kuşku
duymuyor. Bu dürtü ile, Anayasa'nın Yüce Divan'a
giden bir siyasetçinin başbakanlık yapamayaca-
ğını emreden maddesini, kendi düşlerine göre de-
ğiştirmenin peşinde.
Tabii ötekı partiler hem mahkemeye gidecek
hem de mahkemenin isteyeceğı tüm belgeleri de-
ğiştirme, yok etme olanağı elinde olacak kişiyi baş-
bakanlığa uygun görmüyor. Öneri ret!
Son 6 ayda ölümsüz yaralar alan iki siyasetçinin
kimi son davranışlan doğrusu gözler yaşartıcı. Şa-
ibe Hanım'a uzun yıllar hizmet veren sadık bürok-
rat Mehmet Bican'ın Anayasa Mahkemesi'ne
Takkeli'yi yalancı çıkaran dilekçesinden sonra
hem DYP'de hem de RP'de bir telaş, bir telaş...
DYP diyor kı; Bican'ın başvurusuyla Şaibe Ha-
nım'ın uzak yakın ilgisı yok. Yok yahu? RP diyor ki,
Şaibe'yi Yüce Divan'a göndereceğimizi içeren
açıklamalarımız yanlış anlaşıldı. Vay canına!
Sonuç; RP'nin naşir-i efkân (yayın organı) Milli
Gazete'nin manşeti: "Çirkin Senaryo-Kartel des-
tekli güdümlü iktidar, şimdi de demokrasi müca-
delesi veren RP ve DYP'yı birbirine düşürmenin
yollannı anyor".
Köktendinci Yeni Şafak: "Ittıfaka devam".
Her iki partiye mübarek olsun!
Ya öteki yalanlar?
Doğal olarak büyük yalanı ortaya çıkaran Bican
datukaka. Köktendinciye göre, Bican, "karteleça-
lışıyor"du ve yapılmak istenen ise çok açıktı: DYP
ile RP arasında anlaşmazlık meydana getirerek;
RP'nin Yüksek Mahkeme'de "kolayca boğulma-
sı"sağlanacaktı.
Kafaya bak, hızaya gel! , ,
ŞaJbe'nin düşük seviyedeki itibannın Anayasa
1
Mahkemesi'ni etkileyeceğı sanısına kapılmak, hay-
li gülünç. Zaten kelin meıtıemi olsa başına sürmez
mi?
Bu olaylar ve tabii iktidar kanadından gelen ses-
ler; kuşkusuz karşılaşacağımız "olası anormal
olaylann "öncüsü.
Bir Başbakan düşününüz ki; halkımızı özveriye
çağırırken aralık ayında zamlar müjdeliyor. Ardın-
dan 6 ay fiyatlann dondurulacağını ilan eyliyor. O
arada aşırı dozda fıyat yüklemelerı yapılıyor toplu-
ma. Yüzde 20, 30 gibi zamlar.
Gerçi, vaat Başbakan'dan da gelse inandıncı
olamıyor. Örneğin akaryakıt. Dolara endeksli. Sor-
duk geliyoruz: Akaryakıta 6 ay zam olmayacak mı?
Bir söylediği ötekıni tutmayan. IMF ıle ne haller-
dedir, artık ekonomistlerin bile içinden çıkamadı-
ğı problem olan bir "Devletlû" Bakanımız var: Gü-
neş Taner beyefendi!
Son ABD gezısinden önce akaryakıta zam "yok"
diyordu. Gezi sonrası şimdilerde ise. "Dolarkunın-
da biryükselme olursa tabii bundan doğacak fark
fıyatlara yansıyacak" diye konuşuyor.
Bu tezatlı sözlerle davranışlar hükümetin itibarı-
nı kemiriyor.
Yaşam süresindeki erozyon hızlanıyor.
Son özdeyişı ile Güneş Taner; hükümet adamı
olmadan önce de, olduktan sonra da ülkenin han-
gi koşullardaolduğunu hâlâözümsemediğini gös-
teriyor:
Dedıği şu: "Benim için sermayenin Islamisi, Is-
lami olmayanı diye bir şey yoktur. Sermaye ser-
mayedir."
Görüyor musunuz; laik cumhuriyeti bırlikte sa-
vunduğumuz insanların sermayeyle bağlantılı
mantığını...
Yazık sözcüğüne bile yazık!
TEM katliamı
İki işadamı gözaltmda
Haber Merkezi - Edime
TEM ICarayolu'nda 6
kişinin öldürülmesiyle
ilgili soruşturma sürüyor.
Susurluk soruşturmasını
derinleştiren Başbakanlık
Teftiş Kurulu'nun,
cinayetlerle ilgili emniyet
müdürlüğü ve MlT'ten
bilgi istemesinden sonra
dün tstanbul'da iki
işadamının gözaltına
alındığı öğrenildi.
Yürütülen soruşturma
kapsarrunda otobüste
bulunan cep telefonlannın
Yanıt anahtarı
kayıtlannı ınceleyen
emniyet görevlıleri,
katliamdan bir süre önce
aranan iki işadamını
gözaltına aldı.
tşadamlanndan birinin
tekstil sektöründe çalıştığı
belirtildi. Bu arada olayin
tek görgü tanığı Renata
Ringa VVesokmska'nın
gözaltı süresi bugün
doluyor. Polisin
mahkemeye başvurarak
gözaltı süresinin
uzatılmasını
isteyebileceği bildirildi.
TÜRKÇE: 1) B. 2) B. 3) C, 4) E, 5) B, 6) D. 7) D, 8) C. 9)
B. 10) D. 11) A, 12) D. 13) E. 14) D. 15) C. 16) C. 17) E.
18) B, 19) B, 20) E. TARİH: 1) A, 2) B, 3) B. 4) E, 5) B,
6) A, 7) B. 8) B,9) E, 10) C. 11) A, 12) C. COĞRAFYA:
1) D, 2) A, 3) C, 4) E, 5) B, 6) C, 7) D, 8) E, 9) A. PSİKO-
LOJİ: 1) B, 2) B. 3) A, 4) C, 5) E, 6) E, 7) A, 8) A, 9) E.
MATEMATİK: 1) C. 2) E. 3) A, 4) A. 5) C. 6) A, 7) E. 8)
A,9)B, 10) D, 11) E, 12) C, 13) D. 14) D. 15) D, 16) E,
17) A, 18) E, 19) C, 20) E. FİZİK: 1) B, 2) A, 3) E, 4) A
5)E,6)A, 7)C, 8)D,9)A. 10) E, 11) D, 12) E. KİMYA:
1) C, 2) A, 3) D. 4) D, 5) B, 6) A. 7) D, 8) C. 9) E. BİYO
LOJİ: 1) A, 2) B, 3) C, 4) E, 5) B, 6) A, 1) C, 8) D, 9) C.
Meral: Özefleştirme talana dönüştü
I Baştamfi 1. Sayfada
lerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin sorunlannın başında demokra-
tüdeşme, işsizlik, enflasyon, yoksulluk, gelir ve
servet dağılımındaki adaletsizlik, rantçıhk, ver-
gi adaletsizliği. terör, göç, Avrupa Birliği ile OLş—
kiler, siyasi istikrarsızlık. Türkiye'nin komşula-
nvla Uişkileri, Kıbns sorunu, yağma ve talan bi-
çiminde sürdürülen özeUeştinne, sağlık ve egi-
tim hizmetlerinin yetersizligi, konut yetersizttği
ve trafık kazalan gehnektedir."
Ulusal gelirin yaklaşık yüzde 22'sini alan üc-
retlilerin, gelir vergisinin yüzde 51 'ini, dolaylı
vergilerin de önemJi bölümünü ödediğini vur-
gulayan Meral, kayıt dışı sektörün ulusal geli-
rin yansı büyüklüğüne geldiğini söyledi.
"Sermayedarlar her tüıiö lüks harcamalan-
nı gider gösterip vergiden düşerken, işçinin ve
memurun birçoktemelihü'yacı,vergiiadesi kap-
samında değjidir" diyen Meral, sosyal devlet
anlayışının ayaklar altına ahnarak, eğitim. sağ-
lık gibi pek çok alanda kamu hizmetierinin ge-
riletildiğini belirtri. Yıllardır özelleştirme uygu-
lamalannın yağma ve talan halinde sürdürüldü-
ğüne işaret eden Meral, Anayasa Mahkeme-
si'nin ve idan mahkemelerin özelleştirme ko-
nusundakı ıptal kararlannın, hukuk devleti an-
layışı çiğnenerek inatlauygulanmadığını belirt-
ti. Meral şunlan söyledi: "Bugünekadarkiözel-
leştirme uygulamalan ülkemiz ve halkımjz açı-
sından hiçbir yarar sağlamamış. ciddi toplum-
sal huzursuzluklar yaratmış, hükümetlereduyu-
lan giiveni sarsıcı iddialara neden olmuştur. Ül-
kemLan ve halkımızın çıkarian aley hindeki özel-
leştinne uygulamalan gözden geçirilmeli, özel-
leştinnenin iptaline ilişkin mahkeme kararian
geciktirilmeksizin uygulanmaü,yargı kararlan-
nı uygulamayanlar hakkında kovuşturma açıl-
mali, kamu işletmelerinin geleceğL, sendikalaria
görüşülerek belirlenmelidir."1
Türkıye'de kaçak ışçiliğin hızla yaygınlaştı-
ğına dikkat çeken Meral, 4.5 milyona yakın ka-
çak işçinin yürürlükteki işçi haklanndan ve sen-
dikal hak ve özgürlüklerden yararlanamadığını
kaydettı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami
Çağan da, çalışan kesimin gerçek anlamda iş
güv encesine kavuşturulamadığına dikkat çekti.
Demokratik rejimlerin örgütlülük ilkesi üze-
rinde yükseldiğini vurgulayan Çağan, Türki-
ye'deki sendikalaşma düzeyinin yetersiz oldu-
ğunu kaydetti. Çalışma yaşamını düzenleyen
yasalann 12 Eylül darbesinin izlerini taşıdığı-
na işaret eden Çağan sözlerinı şöyle sürdürdü:
u
İşçi sağlığı ve tş güvenliği bakunından işyeri
koşuJlannın geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Ül-
kemizdeki sosval güvenlik sistemi, aktüeryal
dengenin bozulmuş olması nedeniyle sürdiirü-
lemez bir durumdadır. Aynca çalışırken işsiz ka-
lanlar için gelir güvencesi sağla\acak işsizlik si-
gortası henüz kurulamamıştır. OECD ülkeleri
arasında işsizlik sigortası bulunmayan tek ülke
Türldye'dir."
Çalışma Bakanı Çağan, emeklilik yaşmın ka-
dınlar için 50, erkekler için 55'e yükseltilmesi-
ni öngören yasa tasansmın gelecek yıl başlann-
da yasalaşacağını bildirdi.
Hazırlanan "ekönlemlerpaketi" ile SSK'nin
aktüeryal dengesinın sağlanmasının hedeflen-
diğini kaydeden Nami Çağan, bu çerçevede sos-
yal yardım zammının kaldınlarak gösterge tab-
losuna ekleneceğini, devletin sisteme yüzde 10
oranmda prim katkısı sağlayacağını, işçilerin
SSK primlerinin Emekli Sandığı kesenekleri
gibi tahsil edileceğini, tasarrufu teşvik uygula-
masına son verilerek işsizlik sigortası kurulaca-
ğını söyledi.
Meclis'te yine yumrııklar konuştu
I Baştarafı 1. Sayfada
jim modelidir. Türki\e"nin öncelik-
li hedefi de rejim bunalımını aş-
maktır. Çünkü, Türkiye bugün iğ-
renç bir ikiyüzlülük yaşamaktadır"
dedi.
RP Grubu adına söz alan Sıvas
Milletvekilı Abdüllaüf Şener. hükü-
metin, işçiyi, memuru, çiftçiyi ezen
bir bütçe hazırladıgını savundu. Hü-
kümetin dar gelırlilen yok etme ka-
ran aldıgmı ileri süren Şener. **tşçi-
ler \ürüyor. hükümet ayak seslcrini
duymuyor. Bu hükümete işçinin de-
giL postalsesleri ilginç geüyor" dedi.
Hükümet adına eleştınleri yanıtla-
yan Başbakan Mesut Yılmaz dışın-
da, bütçe üzerinde söz alan tek siya-
si parti lideri olan Deniz BaykaL, hü-
kümete eleştiri \e uyanlarda bulun-
du. Başbakan Yardımcısı Ecevtt'in
tebelirsizlik\ar'' sözlenne dikkat çe-
ken Baykal, "Bu, hükümet etme id-
diasından vazgeçmek anlamına ge-
lir" dedi. Hükümeti, "devlet gemisi-
ninkaptanköşkü" diye nıtelendiren
Baykal, "Hükümetin görevi, önünü
görmek. rotayı çizmektir" diye ko-
nuştu. Başbakan Yılmaz'm 6 ay ön-
ce "2000)Tİınakadariktidanz" söz-
lerini anımsatan Baykal, son zaman-
larda ortaya atılan "6ay" senaryola-
nna göre ülke yönetilemeyeceğini
vurguladı. Baykal, "Türkiye'yi, kâ-
gıt üzerinden senaryolariayönlendir-
meyeimkânyok. Eğerböylesenaryo-
lar geliştiriliyorsa CHP. senaryoda
kendisine verîlen rolü kcsinlikk oyna-
mayacakür" dedi.
Baykal, Lüksemburg zirvesinden
sonra Başbakan Yılmaz'ın ABD yo-
lunda yaptığı açıklamalan eleştirdi.
Baykal şöyle konuştu: "Türkiyeüye-
lik müracaaünıçekmişmidir, çekrne-
miş mkür? Bu iyi değerlendirilmeli.
tnsan haklan konusunda AB Ue gö-
rüşmeyeeegi/ de, \BD ilt görüşecek
miyiz? ABD ile yapdğımız müzake-
reyi AB'ye karşı kullanmak ne ka-
daVdoğnı?''
Yılmaz, bütçe üzerindeki eleştiri-
leri yanıtlarken milli iradeyı tartış-
maya açmanın asla affedilemeyece-
ğini söyledi. CHP'ye seslenen Yıl-
Trfaz. ^Bo hntç^t öc ret vpfü vprrtıi-°"
lirsiniz. ama bunu yaparken demok-
rasiye,rejime zarar \erirsenizbunun
altından kalkamazsınız" dedi.
Ara rejim iddıalannı da yanıtla-
yan Yılmaz, ortada bir ara rejim hü-
kümeti değil, aksine ara rejıme geçıt
vermeyen demokrasi hükümeti bu-
lunduğunu söyledi. Susurluk kazası-
na da değinen Yılmaz. bu olayı hiç-
bir zaman 20 günde çözeceğini söy-
lemediğini belirterek şöyle konuştu:
"Ama REFAHYOL iktidan Susur-
luk olayının üzerine ciddiyetk gitsey-
di. hukukun gereğini yapsaydı 20
günde çözülürdü. Eğer olay fasa fıso
olarak görülmeseydi bugün mesele
çözülmüş olurdu. Ben hukukun için-
de meseleyi çözmek için üstüme dü-
şeni yapacağım, tüm yetkilerimi kul-
lanacağım, önüme çıkan olursa ezip
geçeceğün."
Yılmaz, 55. hükümetin günde-
minde seçim olmadığını belirtirken
"Seçim karan vermek hükümetin
yetkisinde değüdir. Seçimi engelle-
mek de bize bağlı değildir. Ancak yü-
ce Meclis hangi karan verirse ona
uyanz" dedi.
Yılmaz, konuşmasının önemli bö-
lümünü ise Lüksemburg zirvesi ve
AB ile ilişkilere ayırdı. Hükümeti
de\Taldıklannda Türkiye'nin AB ile
ilişkilerinin sıfir noktasında olduğu-
mrHen»ÖH.ıl''¥ıb»mt, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Ben son gelişmeieri zafergibi su-
nabilirdim. Ben 'Ya olacak. ya ola-
cak' demedim. Benim çıkarlanma
uyarsa, işime gelirse olur dedim. Ba-
na saygsızhk ederek. elimden Kıb-
ns'ı alarak AB'yealacaklarsa yokum
dedim. Gümrük Birligi Anlaşması
de^am edecek. Ama tam üyetikkonu-
sunda bitmeyen bir süreç var. 95'ten
bu yana beş kuruş almamışım. AB
üzerine düşen mali yardınu yapma-
ZamlarIMF baskısıyla geliyor
• Baştarafı 1. Sayfada
oranlı artışlar yapılmasını istedi. Uygun koşullar-
la dış kredi bulabilmek için destek vermesi iste-
nen IMF ve Dünya Bankası ile ocak ayında yeni-
den görüşecek olan hükümet, IMF'nin zamlar ko-
nusundakı isteğini yerine getirme karan aldı. Zam-
lara yeni yılda da devam edileceğinin açıklanması,
kamu açıklannın yıne zamlarla kapatılacağını orta-
ya koydu. Hükümetin zam politikası karşısında, enf-
lasyonun 1997 yılı sonunda yüzde 100'ü aşmasına
kesin gözüyle bakılıyor. Hükümet, zam yapmama
karannı açıkladığı 1 Aralık'tan sonra da zam yapma-
ya devam etti. Aralık ayında, akaryakıt ve likıt gaz
fıyatlan yüzde 9 arttınlırken. akaryakıt zammının
etkisi özel sektör tarafindan üretilen bütün mallara
yayıldı.
THY bilet fıyatlan ortalama yüzde 20 artarken,
THY'deki yıllıkartış yüzde 109'ubuldu. Aralıkta yüz-
de 6.6 artış gören telefon ücretlerindeki yıllık yüikse-
liş ise yüzde 166'yı buldu. Çay fıyatlan yüzde 9.3 art-
tınlırken, sigara ve içki fıyatlanna da yüzde 7 ile 10
arasında zam yapıldı. Şeker fıyatlannın yüzde 6-9
arasında arttınldığı aralık ayında, sebze ve meyveye
yapılan zamlar da yüzde 20 ile 50 arasında değişti.
mış, ben onlann kalkınmasına katkı-
da bulunmuşum; ama benim sırf bu
yüzden açığun 22 nülyardolara ulaş-
mış. AB'ye kör âşık gibi davrana-
mam. Bana saygı duyarsa. şerefime
çıkanma uyarsa tam üye olurum. Be-
nim talip olduğum Avrupa, hatasını
düzeltmeye mecburdur. Avrupa'nın
kendi kendisini sorgulamasını istiyo-
rum."
Hırçın Başbakan
Yılmaz. hükümeti diyet borcu
ödemekle suçlayan RP'ye seslenır-
ken de "Diyet borcundan söz etmeye
en son hakkı olanlar. diyet borcu yü-
zünden en ağır hakaretkre uğradıgı
çöl çadmnda dut yemiş bülbüle dö-
nenlerdir" dedi. Yılmaz'ın sözleri
RP'liler tarafindan sıralara vıırula- I
rak protesto edildi. Sataşma nede- ı\
niyle söz alan RP Grup Başkanvekı-
li Temel KaramoOaoğtu, "Bir başba-
kanın bütçe görüşmesinde bu kadar
hırçın, ka>gacı olduğunu görmedim"
dedi. Yılmaz'ı, RP lideri Necmettin
Erbakan'ı kasteden sözlerinden do-
layı kınayan Karamollaoğlu'nun
"Adam gibi konuşmayı öğrenin de
öyle gefin" sözlen ise genel kurulda -
bir anda milletvekillerinin yumruk-
laşmasına yol açtı. ANAP ve RP'li
milletvekilleri birbirlerini yumruk-
larken TBMM Başkanı Çetin, bir-
leşmeye bir süre ara verdi.
Aradan sonra yapılan kişisel ko-
nuşmalar sırasında RP Sıvas Millet-
vekili Abdüllatif Şener'in ABD'de
aldığı ödülle ilgili eleştirisine yanıt
vermek üzere yeniden kürsüye çıkan
Yılmaz, "Buödülübendendahafaz-
la hakeden biri var o da Erbakan'dır.
Çünkü İsrail Ue dört kez anlaşma
yapmıştır. arzu ederlerse bu ödülü
kendikrine dev retmeye haanm" de-
di.
Daha sonra yapılan oylamaya 519
milletvekili katıldı. 1998 bütçesi
217'ye karşın 301 oyla kabul edilir-
ken bir oy da geçersiz sayıldı. Baş-
bakan Yılmaz, bütçenin kabulünün
ardından kısa bir teşekkür konuşması
yaptı.
9 9
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
aramada bulunan üç pasaportta da kendi fotoğ-
rafının yer aldığını, ama ikisinde başka adlann ya-
zılı olduğunu "Akyürek Mitolojisi" başlıklı yazıda
duyurmuştuk.
Öteki iki ad şu:
Seydo Cansıya, Murat Uslu...
Seydo'nun meslek bölümünde, "duvarcı usta-
s<" yazılı. Murat Uslu'nun mesleği ise mühendis-
lik. Seydo'nun mühendis olacağı yok ya, tabii ki
duvarcı olacak...
Akman Akyürek'in evinde bulunan ve Tereke Hâ-
kimi Yılmaz Uğurlu tarafindan tutanağa geçirilip
Şişli Cumhuriyet Savcısı Oktar Çakır'a gönderi-
len öteki bilgi-belge ve eşyalar şunlar:
- Bir adet Çince belge. i
- Antika paralar, sikkeler.
- Çok sayıda tarihi eser kataloğu.
- Bir adet Japon değerii taşlar kataloğu.
- Kürt tarıhiyie ilgili kitaplar.
- Siyah poşet içinde kimyasal madde.
- Bir boş kovan, iki tabanca meımisi.
- Bir çek koçanı.
Akyürek, ölümünden yaklaşık bir ay önce Anka-
ra'da kendi üzerine kayıtlı bir evi satmış. Evin ad-
resi şöyle:
- Güniz Sokak 29/7.
Satış işlemlerıni Istanbul Barosu'na kayıtlı avu-
katlardan Mehmet Deniz'in yaptığı zapta geçen
bilgiler arasında.
Yukandaki yeni unsurtann her biri ayn ayn araş-
tırılması gereken konular. Her durum yeni soru işa-
retlerini beraberinde getiriyor:
- Akyürek niçin farklı kimlikte pasaportlar edin-
me gereği duydu? Susurluk Komisyonu'na daha
yarariı olmak için mi?
- Akyürek'in evinde sikkeler ne anyor? Meclis'te
bizim btlmediğimiz Türkiye'deki sahibi meçhul ta-
rihi paralan araştırma komisyonu var da, Akyürek
onun deportörü, affedersiniz raportörü mü?
- Çince belgenin anlamı nedir?
Daha onlarca soru ortaya atılabilir. Akyürek'in
kimliğinin mutlaka netleşmesi gerekiyor. Bunun bi-
rinci nedeni şu:
Türkiye'de bir dizi hukuk dışı olay oluyor. Haya-
li ihracatla faili meçhul cinayetlerin birleştiği nok-
ta, hukuk dışılık. Bu olayların aydınlatılmasında
TBMM'ye de görev düşüyor. TBMM zaman zaman
bu görevini anımsıyor ve konulann üzerine gidiyor.
Nasıl gidiyor?
Araştırma komisyonlan kurarak.
Işte bu komisyonlann en kilit noktasında görev
alan kişinin kimliği netleşmezse şu soru-yorum ka-
çınılmaz olur:
- Acaba, hukuk dışı işleri yapanlar, bunlararaş-
tınlırken de yönlendirici mi oluyortar?
Yerattı dünyasına güvence...
Gelelim Akyürek'in ABD'ye gidiş öyküsüne. Ak-
yürek'in kimliği gibi bu inceleme-araştırma gezisi-
nin de netleşmeyen yanları var. TBMM Genel Sek-
reterVekiliOrhan Dülgerler, "Böyle bir kişikesin-
likle Meclis 'ın görevlendirmesiyle gitmedi" demiş-
ti.
Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu
Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun bir televizyon
programında, Akyürek'in, kendisinin verdiği gö-
revle ABD'ye gittiğini söylediği izlenimi doğmuş-
tu. Avundukluoğlu bunun yanlış anlaşılmadan kay-
naklandığını, Akyürek'i kendisinin görevlendirme-
diğini söyledi.
Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkat-
mış da, "Akyürek bana, Türk-Amerikan Dostluk
Derneği'nin özel davetiyle gittiğini söyledi" dedi.
Bu konudaki gelişmelerde de okuru habersiz bı-
rakmayacağımızı vurgulayıp yazıyı noktalayalım.
Geçen akşam televizyon izlerken reklamlarda
bir ses:
"Yeraltı dünyasını güvence altına alıyoruz..."
Birden irkildim... Meğer bir madensuyu-şişe rek-
lamıymış...
Her şey öylesine günlük yaşamımıza girdi ki...
Gel de haykırma:
"Demokratik mafya cumhuriyeti".
Emniyet 'dedektif savcı'ya karşı
ANKARA (UBA) - Adalet Bakanı
Oltan Sunguriu, savcılann hazırlık
soruşturmasında polisle bırlikte ça-
lışmasını hedefleyen bir düzenleme
için Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Jandarma Genel K.omutanhğrndan
olumsuz görüş geldiğini belirterek
"Savcılann polis ve jandarma telsizi-
ni dinleyerek, alanlara inip, kolluk
güçleri ik beraber hazıruk soruştur-
ması vürütmesi için basnnvoruz" de-
di.
Sungurlu'nun, Adalet Bakanlığı
bünyesınde başlatılan \e savcılann
Batı'da olduğu gibi olaylara "bire bir
müdahale ederek" soruşturmayı po-
lisle bırlikte yürürme olanağı tanıya-
cak düzenleme için yaptığı girişimJer,
Emniyet ve Jandarma engeline takıl-
dı. Sunguriu, savcılann jandarma ve
polis telsizini dinleyerek olaya anın-
da müdahale etmesine, hazırlık so-
ruşturmasıra tamamlayana kadar "bir
dedektif gibi" araştırma yapmasına
olanak tanıyacak düzenlemede. sav-
cılann terfısinde de bu çalışmalannın
esas alınmasını hedefliyor. Ancak
Sungurlu'nun ilk girişimi engele ta-
kıhnca, amaçlanan düzenlemenin ya-
şama geçmesi için Adalet Bakanlığı
yeniden harekete geçti.
Adalet Bakanı Sunguriu. düzenle-
me için Emniyet Genel Müdürlüğü
ve Jandarma Genel Komutanh-
AKİT GAZETESİ HEDEF GÖSTERMİŞTİ
Öztürk'ten savunma dosyası
.\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapat-
ma davasında RP hakkında rapor hazır-
layarak partınin kapatılması yönünde
görüş bıldiren raportör Yusuf Oztürk,
Akit gazetesinin kendisı aleyhinde yap-
tığı yaymlan çürütebiimek için yeni bir
doşya hazırladı.
Oztürk'ün, dava açılması halinde
mahkemeye sunacağı yeni dosyada me-
zun olduğu okullara ilişkin diplomalar,
not durumlan ile başanlannı gösteren
belgeler yer alıyor. Afyon Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı iken Öztürk'e. dö-
nemin Adalet Bakanı Prof. Dr. Suat BU-
ge. HSYK Başkanı olarak gönderdıği ya-
zıda şunlan kaydetmişti: "Bihmselgüçve
yeteneğinize, hizmet ve meslekteki başa-
nnıza,önceki sınıflarda kazandığuuz eh-
liyet derecesine göre emsaliniz arasında
temayüz ettiğinize kanaat getirilerek,
31.8.1991 tarihinden geçerli olmak üze-
re birinci sınıfa aynlmanıza karar verfl-
miştir. Sizj tebrik eder, bundan sonraki
meslek hayannızda da başanlannızuı de-
vamııu diierim."
ğı'ndan olumsuz görüş geldiğini be-
lirterek "Savcılann polis ve jandar-
ma telsizini dinleyerek, alanlara inip,
kolluk güçleri ile beraber hazırlık so-
nışturması yürütmesi için bastınyo-
ruz" dedi. Sungurlu, bu konuda ya-
sal düzenlemeye girmeyeceklerini de
vurgulayarak şunlan söyledi:
"Yasa yapüarak her şey çözülür
manrığı ik hareket etmeyeceğiz. Bu-
nu İçişleri ile yanşarak beüd bir pro-
tokol imzalayarak çözmek istiyoruz.
Çünkü getirmek istediğimiz yetküer
yasalarda mevcut, ancak çeşitii neden-
lerle uygulanmıyor. Önemli olan uy-
gulama. Herkes Türkh e'de trafik ka-
zalannın yasa ile çözülecegini zanne-
diyordu. Bu nedenle Mec-
lis'e çok ağır hakaretler
edildi. Ama zaman gösterdi
ki. kapsamlı ve ağır cezalar
içeren yasavı da getirseniz,
trafik kazalannı ancak uy-
gulama ile eğitim ile.çözer-
siniz."
Sungurlu, düzenlemenin
"savcılann polisleşmesi"
amacına yönelik olmadığı-
nı, hazırlık soruşturmasmın
"hukuki bir yapıya" otur-
tulması için çaba gösterdik-
lerini belirterek, "Asunda
mevcut yasa ile savcıya bu
yetki verüiyor. Fakat savcı-
lar uygulamada olaya ilk
müdahaleden sonra polisin
getirecegi hazıruk soruştur-
ma raporunu bekliyor" de-
di.