13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AIY/u. SAYFA CUMHURİYET 26ARALIK1997CUMA HABERLER Dilekçelerin reddinden sonra Şeref Malkoç, Anayasa Mahkemesi'ne 41 sayfalık ek savunma sundu RP'de davayı ıızatma çabasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP, kapatma davasını, Anayasa Mahkemesi Başkaru Vekta Gfingör Özden'in görev süresinin doldugu 1998 yılına uzatabil- mek için her gün yeni bir başvuruda bu- lunuyor. RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal ve Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç'un verdiklen 4 dilekçenin oybırlığıyle reddedilmesinin ardından Şeref Malkoç. mahkemeye 41 sayfadan oluşan yenı bir ek savunma sundu. Yüksek Mahkeme'ye saat 09.50'de ge- len Malkoç, dava ile ilgili ek savunmayı Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Ve- kili Ismet Ertek'e verdi. Saat 10.00'da mahkemeden aynlan Malkoç, gazetecile- Refah Partisi, Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasını Özden'in görev süresinin dolduğu 1998 yılına uzatmak için taktik üzerine taktik deniyor. RP'li Malkoç, Yüksek Mahkeme'ye bundan sonra yeni bir başvuru yapmayacakJannı söyledi. nn sorusu üzerine bundan sonra yeni bir başvuruda bulunmayacakJanni söyledi. Anayasa Mahkemesi'ndekı yargıçların "fevkaiade yüksek birtempoyh" çalıştık- lannı belirten Malkoç, "Sizdenhangiko- nuda bilgi istediler" sorusuna, "BÜ bir açjklama getirdik. Sözfii savunmalarunız- da söylemiştik. Siyasi Partiler Kanu- nu'nun 101. maddesi, CML K ve anaya- sanın 68 ve 69. maddderiyk ilgili açıkla- ma yapük" yanıtını verdı. 41 sayfalık ek savunmada, MehmetBi- can'ın dilekçesine yanıtla ramazan mesa- isine ilişkin açıklamanın yer aldığı öğre- nildı. Edinılen bılgiye göre, Bıcan'ın di- lekçesine \anit olarak şu değerlendirme yapıldı: "İftarjeroeğiBasbakanlık'çadü- zenknmiştir. Bunun. dönemin başbakanı Necmettın Erbakan'ın şahsrvla doğnıdan Ugisiyoktur." Ramazan mesaisinde Mec- lis'in karanyla alındığı, dolayısıyla bu- nun RP"yı bağlamayacağı savunuldu. Anayasa Mahkemesi'nin, kapatma da- vası ile ilgiJi sabahki oturumu saat 12.00'de sona erdi. Anayasa Mahkeme- si Başkanı Özden, toplantı sonrasında yaptıgı açıklamada, parti kapatma dava- lannda ceza yargılaması yöntem yasası- nm uygulandığını anımsattı. Bu açıkla- malan da, o yasaya bağlı kalarak berrak- Iıktan yana olduğu için yaptığını belirten Özden. Malkoç'un sabahki dilekçesinin ele alınıp ahnmadığı yönündeki soruya, "Birdilekçeverdi.Onu da okuyoruz. Dos- yaya girdL Bize gelen her şej günü günü- ne dosyaya girer ve okunur" karşılığmı verdi. Dilekçenin ikinci bir ek savunma niteliğinde olduğunu vurgulayan Özden, video görüntülerinin izlenip izlenmediği- nin sorulması üzerine şunlan söyledi: "Her türlü çahşmayı vapnoruz. İçeri- deki oluşumla ilgili bilgi vermenin doğru olmadığını biliyorsunuz. Ama her türlü çahşmayı yapıyoruz." Özden, sonucun ne zaman çıkacağının sorulması üzerine "Bir şey söylemek mümkün değil" dedi. Özden, saat 17.00'de sona eren dünkü toplantıdan aynlırken yaptığı açıklama- da, "Dilekçe dikkate alındı. Görüşmeler; dosyaya gelen büriin belgelerin, dilekçe, bant kaset hepsinin dikkate almarak ya- pılan bir çaJışmadır" diye konuştu. Cezaevleri Nazüli'de/d açkkgrevi sona erdi İZıMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Nazilli E Tı- pi Cezaevi'nde 68 tutuldu ve hükümlünün sürdürdü- gü süresiz dönüşümsüz aç- hk grevi, eylemcilerin is- temlennin kabul edilmesi üzerine sona erdi. Hasta olan üç eylemci açlık gre- vinin bitirilmesinin ardın- dan Nazilli Devlet Hasta- nesi'nde tedavi aJtına alın- dı. Nazilli E Tipi Ceza- evi'ndeki eylemin sona er- mesiyle birlikte Aydın ve Uşak E Tipi Cezaevi'ndeki destek amacıyla sürdürüJen dönüşümlü açlık grevleri de sona erdi. Nazilli E Tipi Ceza- evi'nde siyasi davalardan tutuklu ve hükümlü bulu- nan 68 kişi, cezaevi koşul- lannı protesto amacıyla 30 Ekim günü 3 'er günlük dö- nüşümlü süresiz açlık gre- vine başlamışlardı. Eyle- min başlamasıyla birlikte açlık grevınde bulunan tu- tuklu ve hükümlülerin avu- kaj|aot_sorunun Çözürnü ieia cezaevi yetkilileriylev diyalog başlattı. Ancak gi- rişimlerden olumlu sonuç ahafâataynnca açlık grevin- dekı tutuldu ve hükümlü- ler, 21 Kasım'dan itibaren eylemlerini dönüşümsüz ve süresiz açlık grevine çevir- mişlerdi. Avukatlar, tnsan Haklan Derneği yöneticileri. son olarak da HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ile genel merkez yöneticileri eylemin sona ermesi için girişimlerde bulundular. Eylemcilerin temsilcileri ve sorunun çözümü için devreye giren avukatlann cezaevi yönetimiyle aralık- sız sürdürdüğü diyalog so- nucu, önceki gün akşam sa- atlerinde Cezaevi Savcısı Metin Küçükerden'in ko- ğuşlara giderek eylemcile- rin. temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından ey- lem bitirildi. Erzurum Özel Tip ve E Tipi cezaevlerinde, terör suçundan tutuklu ve hü- kümlü 370 kişinin başlattı- ğı dönüşümlü açlık grevi 41. gtinünü doldurdu. Geb- ze Cezaevi'nde de PKK ör- gütü üyesi 41 tutuklu ve hü- kümlü açlık grevine başia- dı. Malatya Cezaevi'nde DHKP tutuklulan ile ceza- evi yönetimi arasındaki gerginliğin devam ettiği bildirildi. T) Otelin sahibi Hikmet Babataş: Çatlı'dan Topal için bana yardım teklifi geldi RegalOtelolayvıa Çattıda kmsmş • Abdullah Çatlı'nın, Ö. Lütfu Topal'ın adamlan tarafından öldürülen Hikmet Babataş'ın Bodrum'daki Regal Otel'i Topal ailesi ele geçirmesin diye, Babataşlar'a yardım teklifi gönderdiği ortaya çıktı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Bodrum'daki otelinde PKK'li bir intihar timini banndırdığı iddiasıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) rutuklu yargılanan Yaşar Babataş, yeraltı dünyasının bir çok ismi gibi Abdullah Çatfa'mn da kendisini, Ö. Lütfü Topal dan korumak için öneri getirdiğini söyledi. Susurluk Çetesi'nin kilit ismi Abdullah Çatlı'nın adı Diyarbakır DGM'de "mafyanın PKK'yi taşeron olarak kullandığı'' ıddialannın yeraldığı bir dava dosyasında da yeraldı. Bodrum'da intihar saldınsı düzenlemek isterken taşıdığı bombalann patlaması sonucu ölen Dıbıstan Pertşan adındaki militan ile Sıddık Bülbül. M. Sah Yalçu Fethullah Gülen 'in onursal başkanı olduğu vakfın plaketini aldı GazetecilerveYazarlarV*akfi'nındû^erded^gecedemedya,sanategitim,ldiltûrveekononıidallarında ödüUerverildi(HATlCE TUNCER) Demirel tepkileri dinlemedi tstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel. kendisine gösterilen tüm tepkilere karşın Fethullah Gülen'in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vak- fı'nın teşekkür plaketini aldı. Sivil Toplum Kuruluşlan Birliğı (STKB). tören öncesinde yaptıklan açıklamalarda. Cumhurbaşkanı Demırel'e, "Uhısal Uzlaşına Ödülü"nü kabul etmeme çağnsı yapmıştı. Si- vil kuruluşlar, "Aksi halde amaçlan ve koşul- lan acısından büyük soruniar içeren bir cema- atin ödülünü aJmakla bu mnaati meşrulaşnr- mış olacaksınız" görüşünü dıle getırmıştı. Açıklamalarda, "Demokratik, laik, sosyal hu- kuk devteti" ortak paydasında bir araya gel- diği v urgulanarak "Atatürk ilke ve devriınle- rine inanan bir lider olarak bu ödülü alma^a- cagınıza inanıyoruz" denımişti. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Hilton Oteli'nde düzenlediğı Ulusal Uzlaşma Gece- si'nde medya-sanat, eğitim-kültür, ekonomi dallannda uzlaşma ödüileri ise eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli. Türk-tş Genel Baş- kanı Bayram Meral, Rıza Zelyut Nevval Se- vindi,Gülav Göktürk, Şahin Özer, Hülya Koç- yiğit, Sami Yddının, Nüûfer Göle, Prof Yaşar Nuri Öztürk. Prof. Halil İnalcık. İhsan Doğ- ramacu Üzeyir Garih ve Nihat Göky^it'e ve- rildi. Törende siyaset dalında ödül verildiği açık- lanan TBMM Başkanı Hikmet Çetin ve Bö- lent Ecevit'in ödülü kabul ettiklerini ancak bütçe görüşmeleri nedeniyle katılamayacak- lannı bildirdikleri duyuruldu. Cumhurbaşkanı Demirel, dün Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi'nin 61. kuruluş yıldönümü törenine de katıldı. Burada bir ko- nuşma yapan Demirel. daha sonra öğrencile- rin sorulannı yanıtladı. Öğrencilerin üniver- sitelerdeparasızeğitimisteyenöğrencilerüze- rindeki polis baskısıyla ilgili sorulan hakkın- da Demirel şunlan söyledi: "Bizdebusıralar- dan geçtik. Bizim de bazı sıkınûlannn/ oldu. Örneğin ben yasada bir kanştkhk nedeniyle İTL1 'de 6 seneyerine 7 seneokudum. Şimdi on- lann haklı olduğunu anlıyorum. Şuna inanın, hocalar sizi kendi eviatian olarak severler." Öğrencilere "Gözelgüzelokuyuıı'' diye na- sihat eden Demirel, daha sonra özetle şöyle konuştu: "Kimsenin devletin polisi ilesizi kar- şı karşı getirmek gibi bir isteği yok. Ancak ka- nun ve nizam muhafaza edilecektir. Okullar okunamaz hale getirilirse eski fihnlere dönü- lür. Eski fllmlerde bulacağınız bir şey yoktur. MJOetin annesi babası yillarca «sürap gördü. Devtetin polisi ihtiyaç >arsa çağnhr. Gösteri mi yapmak istiyorsunuz yapın. bunun için uy- gun yerler var. Toplanıp aklınıza geleni söyte- yin. Bir tane Türkiye var ve bagımsıriık ilke- sine sahip çıkmaJıyız." Bir ögrencmin, askerin politikaya müdaha- lesinin demokrasiyle bağdaşıp bağdaşmaya- cağı şeklindeki sorusuna karşılık Demirel, "Türkiye'nûı askeri demokrasinin askeridir. Kimse dini istismar etmesin. Ülkenin böiün- mez büriinlüğüne el uzatmasın. O zaman as- ker Türkiye'nin sınırlannı korumaya uzanan elleri kırmaya muktedirdir. Askersiz Türkiye düşünülemez" yanıtını verdi. IÜ tktisat Fakültesi Dekanı Münir Kudu- ata, konuşmasını tamamlayan Cumhurbaşka- nı Demırel'e günün anısma bir plaket verdi. Daha sonra Çevre Teknolojisi Uygulayıcı- lan Derneği'nin (ÇEVRETED) Çıragan Sa- rayı'nda düzenlediği 6. Çevre Dostu Ödül Tö- reni'ne katılan Demirel, kardeşi ŞevketDemi- rel'in onur başkanı olduğu Akdeniz Sigor- ta'nm Esentepe'deki açılışını yaptı. adlı PKK'lileri otelinde banndırdığı iddiasıyla örgüte yardım ve yataklık yapmak suçundan yargılanan Regal Otelinin sahibi Yaşar Babataş, sorgulandığı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesinde ilginç açıklamalarda bulundu. Ö. Lütfu Topal ile oğlu Murat'm öldürülmesi için PKK'lilerle 20 milyar karşlıgında anlaştığıru itiraf eden Babataş, babası nın öldüriilmesinden sonra kumarhaneier kralı Ö. Lütfü Topal ve adamlannın oteli ele geçirmeye çalıştıklannı belirterek şunlan söyledi: "Nihat Akgün,Hasan Heybetli, Dündar Kılıç'ın adamı Selçuk, Kürşat Yılmaz'ın adamlan beni arayarak yardım edebikceklerinj söylediler. Bunlann yanı sıra Mimar Orhan Gönülal, bana Abdullah Çatlı tarafindan göre\ lendirildigini ve Çatüilebiriikte çahşabileceğimizi söyledL Bu teklifleri kabul etmedim. Ortağun Rıza Kösem fle görüşerek Topal'ın bir örgüt tarafindan öldürülmesüıüi daha . - uygun olacağına karar verdik ve bunun da PKK olabiltceği üzerinde konuştuk." Yasar Babataş, DGM Savcılığındaki ifadesinde, kendisine Abdullah Çatlı'nın Topal ailesine karşı korunma talebini getiren Orhan Gönülal'ı otelin miman olduğu için tanıdığını kaydederek, "Orhan, bize sıkıntılı devremizde Abdullah Çadı'nın vanından geldiğini Çatlı'nın bize yardımcı olabileceğini sövJemiştir. Abdullah Çath'yı tanıyıp tanunadığmı bümi>> orum'' dedi. Ö. Lütfü Topal'ın öldüriilmesinden sonra olaym kendilerinden bilineceği kuşkusuyla Kıbns'a gittiğini ve burada 2 ay kaldıktan sonra Susurluk kazasının patlamasıyla Bodrum'a geri döndügünü söyleyen Yaşar Babataş. "Susurluk hadisesinin Topal Ue bağlantıh olduğu medya tarafindan yazıhnca Topal ailesi arük bize bulaşmaz diyerek Türkiye'ye döndütn. Bizim Topal'ı öldürme istegimiz düşünce aşamasında kalmjtştır'' diye konuştu. UZYAZI/ ORHAN BİRGİT Ecevit, önceki günkü "Cumhuri- yefin manşet haberinde, hükümet ola- rak bir belirsizlik ortamında olduğunu söylöyor ve "Önümûzü göremiyoruz" diyordu. Sabahın erken saatlerinde ha- beri okuyunca, politikadakı değerlen- dirmeleri kadar sezgi gücünü de bildi- ğim DSP Genel Başkanf nın hükümet- teki ortakları ile anlaşmazlık içinde ol- duğu için mi bu tür bir konuşma yaptı- ğını düşündüm. Ama, zaman çok geçmeden, elli be- şincîhükümetin neden belirsizlik orta- mında bulunduğu ve niçin önünü gö- remediği somutlaştı. Bütçe maratonunun sonuna yakla- şılrpıştı ve sıra kamu kesiminde çalı- şanlarla, tüm emeklilerin ücretlerini bi- çimlendirecek katsayının saptanması- na gelmişti. Muhalefet partileri, koalis- yon iktidarının Maliye Bakanı'nı sıkıştı- nyorlardı. Sadece muhalefet değildi hükümeti sıkıştırıp, katsayı artışı ijteyen. Elli be- şinci hükümet ile ilişkıleh'nde, yerde mi yoksa gökte mi olduğuna bir türlü ka- rar veremeyen CHP de maaşlarda yüz- de otuzun üstünde bir artış için ısrar- lıydı. Denilecektir ki: Hangi politikacı ücret artışına sırt çevirir ki? îsmet Paşa'yı Unutmak mı? llk bakışta çok doğru bir söylemdir bu. Ama biliniyor kı bu bütçe yaklaşık 4 katrilyon açık verecektir. Bunun böy- le olduğunu hükümet saklamamakta- dır. Tam aksine hükümet, son yıllann üst üste açık veren bütçeferinin yarat- tığı borç dağlarını ödemek zorunda ol- duğunu da biimektedir. Bılen sadece hükümet değil ki. Baş- ta geçen yılın bütçesinı, parlamentoya "denk" iddiası ile getirip 2.4 katnlyon açıkla bağlandığını gören REFAHYOL ortakları da CHP de bağımsızlar da hatta Mısır'daki sağır sultan da bıliyor. Ama, ülkemizin her on yılda bir ara verilen çokpartili demokratik parla- menteryaşamının geçmişinde, sıyasal partılerimizin asıl bildıği, seçmenine hoş görünmek için popülizmi bütün ku- rallan ile uygulamak değil mi? • • • Önceki gece Meclis Bütçe Komisyo- nu'nda başlayan, daha sonra Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in tam bir "devlet adamı" olduğunu tescil eden konuşması ile kınlan muhalefetin oyu- nunda üzerinde asıl durulması gereken CHP'nin son zamanlarda izlediği zik- zak politikasıdır. Gazetemizde bu konu ile ilgili habe- ri bugün etraflıca okuyacaksınız. Oysa aynı saatlerde, DYP milletvekilleri, büt- çeye 412 trilyon liralık bir ek gider ge- tıren zam teklifi verdiler. Cumhuriyet Halk Partililer arttjrmaya 725 trilyon li- ralık ek gider artışı ile katıldılar. Tabii en fazla artışı, getecek bütçe yılına bir baş- ka siyasi partinin çatısı altında girecek- lerini düşünmenin telaşı içinde olan Re- fahlılar katıldı. Onlar 1 katrilyondan açı- yorlardı arttırmayı. Hükümet üyeleri, bu manzarayı sı- kıntı içinde izledi. Başbakan Mesut Yıl- maz, o sabah "Cumhunyette önümü- zü göremiyoruz, belirsizlik içindeyiz" sözlerinin sahibi Başbakan Yardımcısı Ecevrt'i alarak DSP grubuna çıktı. Baş- ka bazı bakanlar da çağnldı ve bu öne- rılerin oylanması halinde olacaklarla il- gili durum saptanması yapıldı. Hükümet, birazınlık iktidanydı. Cum- huriyet Halk Partililer de bu önergele- rin yanında yer alınca, katsayı teklifi el- bette teklif edilecek, açık onarılmaz bir biçimde büyüyecekti. Yatınmlar dur- muş, enflasyon hiçbir bahane kabul et- meden daha da şahlanmış olacaktı. Ama, elli beşinci hükümet kendisini tabanda destekleyen memurlann, işçi- lerin ve emeklilerin oylannı tehlikeye de sokma pahasına önergeler karşısında direnme karan aldı. Hükümet direndı. Direnirken de çe- kilmeyi göze aldığını açıkladı. Ve milletvekilleri, ücretlerie ilgili mad- deyi hükümetin Meclis'e getirdiği biçi- mi ile kabul etti. Çünkü, sabah arttırmaya 412 trifyon ile katılan CHP, gerçeği görmüş ve er- tesi günün ilk saatlerinde iktidar parti- leri ile oy kullanmıştı. Yani doğru olanı, aklın yolunu seç- mişti. lyı de böyle bir yola gelmesi için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu'nun sa- yın üyelerınin sabah Refah ve Doğru- yolcular ile kol kola girmesınin, daha sonra da Maliye Bakanı Zekeriya Temi- zel'den Bütçe Komisyonu'nda şu söz- leri duymasının gereği var mıydı: "Memura bu artışları öderseniz, ge- lecek ay hiçbihsine tek kuruş ödeme yapamazsınız. Memurianna hiçbir şey ödemeyen hükümet hiçbir şey yapa- maz. Hükümetin devamı isteniyorsa, altından kalkamayacağımız bir yükü kimse bize dayatamaz." ••• CHP'liler bunu hep yapıyor. Iki hafta önce de gensoru verilmesine yeşil ışık yaktığı Ulaştırma Bakanı için bakanlı- ğın bütçesi görüşülürken can ciğer ku- zu sarması rolünü oynadı. Önceki sabah da önce popülizm karmasında Refahlı ve Doğruyolcular- la Diriikte sahaya çıktı. Sonra yüzgeri yapmakta beis görmedi. Dün CHP'nin İkinci Genel Başkanı ismet Inönü'nün ölüm yıldönümüydü. Adnan Keskin başkanlığında bir CHP heyeti de Ismet Paşa'nın kabrine giderek saygı duruşunda bulundu. Keskin, paşanın yaşadığı yıllarda De- nizli il başkanlığı ve milletvekilliği yap- tığı için O'nun o tatlı kızgın anlannda söytediği bir sözü, bu saygı duruşu sı- rasında hatırladı mı acaba: "Maskaralar." BffiBAKIMA SERVER TANtLLİ Hasan Ali Yücelln , Aydınhğı ; "Hasan Âii onuncu sınıfta edebiyat, onbirincisı- nıfta felsefe hocamız olmuştu. Benim onda gör- i' düğüm en ilginç yan çok düzgün, etkili ve güzel] Türkçe ile ders vermesiydi. Zamanla anhyordum t ki güzel Türkçe konuşan kişi bizde azdır. Bunun nedenlerini anlamaya çok çalıştım. Yücel'in ikin-,' ci özelliği (belki dilinin güzelliğinin etkisi ile) bize'. derin bir felsefe bilgisi değil, geniş bir felsefe ilgi1 si vermek olmuştur. Onun arkasından gelen fef-', sefe hocasına kıyasla o, felsefe sorunlannı derin-' leştirmekten çok basitleştiren kişiydi. Diğer bir\ beğendiğim yanı temiz, düzgün ve güzel giyimi ile görünüşüydü. Felsefeciyim diye salkım saçak do-' laşan bir kişi değildi. Şık görünümü arkadaşı Hrf-\ ZJ Tevfik gibi züppe hissini hiç vermiyordu. Çok} geçmeden öğretim müfettişliğine aynlacağını gû- • zel konuşması ile bize haber verdi." ' Lisede öğrencisi olduğu Niyazi Berkes, hoca-, sı Hasan Ali Yücel'ı anılannda böyle anlatıyor. , İlginç bir portre! önce öğretmenlık, sonra müfettişlik ve arkasın- j dan da Milli Eğitim Bakanlığı. • Bir ansiklopedinin nitelemesine dikkat ediyo-' rum: "Eğitimci, yazar, devlet adamı". Sadece eği-' timci ve yazarlığı, Hasan Âİİ Yücel'i anlatmakta- gerçekten eksik kalır; yaptıklannın çapı ancak dev-' let adamlığı ile açıklanabilir türden. > < Yani uzağı gören, çığır açıcı, kalıcı... \ Cumhuriyet'in o yıllanna böylesi insanlann ku-; şağı damgasını vurdu. Nasıl bir toplumda ve tariht döneminde görev aldıklannın bilinci içindeydiler ve' devlet adamı olmak zorundaydılar, oldular da. On- lan, sonra girdiğimız demokrasi döneminde hükü- " met adamlan izledi. Bu dönem biryanm yüzyılı dol-' durdu sayılır. Ama kaç devlet adamı gösterebilirsiniz içlerin-,' de? Bugün dağ gibi biriken sorunlanmızın altında bu, da var! Niyazi Berkes'in çizdiği o ciddi insan portresi- > nin sahibinin, 1935'ten 1946'ya değin -aralıksız-i kaldığı Milli Eğitim Bakanlığı görevinde, dikkatimi ilk çekenlerden önce şu ikisi oluyor: 1939'da 1,' Eğitim Şûrası'nı toplayarak bir eğitim planı hazır-1 latması; bir de 1946'da Üniversiteler Kanunu'nu^ hazırlatıp çıkarttırarak, düşünce, bilim ve kürsü' özgürlügünün yolunu açması. Yani eğitimde plancılık ve düşünceye saygı. Sonra şu dev girişimler: Türk Ansiklopedisi, Is- lam Ansiklopedisi, Sanat Ansiklopedisi ile açılan bir ansiklopedi çığın; onun yanı sıra, Doğu-Batı,' eski ve yeni dünya edebiyatı klasiklerinin çevirisi., Ve Köy Enstitüleri uygulaması. ; Kafaları aydınlatmak ve kentlerle yetinmeyip( köyiere de götürmek ışığı. _., ,^n< ,,. , O f l 6 b Bütün bunlar "Aydınlanmacı" yantrv da göste-- rir Hasan Âli Yücel'in ve eğitim tarihimizde onu • benzersiz kılar. ^ a Çocukluğum ve gençliğim o yıllara rastladı; göz-: lerimle gördüm yapılanlan ve fikri gelişmem o dö-; nemin önüme y^ğdığı eserterle beslendi. O yüzden' olacak, Hasan Âli Yücel denince dururum; ülkem- de eğitime, yani insan yaratma sanatına bunca e- mek vermiş bir kişi için yekpare saygı kesilirim. ; Ama azdır ona! - ı • • î içinde bulunduğumuz yıl, bu büyük kültürada- mının doğumunun 100. yılı idi. 16 Aralık'ta doğ- : duğuna göre, yazımı da o aya denk düşecek bi-! çimde yazdım. Ve yılın şu son günlerinde sormalıyız: Hasan ÂJi Yücel'in anısma saygıyı gerektiği biçimiyle göste- rebildik mi? Hatırımda kalanlar, Işçi Partisi'nin, büyük eğitim-! cinin anısma 6-7 Aralık günlerinde düzenlediği bir, eğitim kurultayı; bir de ondan önce, bir üniversK temizin öncülüğüyle gerçekfeştirilen bir çeviri sem-| pozyumu. ' Her ikisi de önemliydi. Ama o kadarta mı kalma-- lıydık? Nerede onunla ilgili monografi çalışmaları? Ne-; rede örneğin klasikler çevirisi hareketi üzerine ya-> pılmış bir değerlendirme araştırması? Biz yapmayacaksak kim yapacak? '4 Acıdır söylemesi: O söz konusu klasikleri toplu-' ca bir kitapçıda bile bulamazsınız bugün. 1 Hasan Âli Yücel yazardı da; edebî ve fikrî pek,' değerli eserierin üstünde imzası vardır. OnlarrJan, biri, Goethe, Bir Dehanın Romanı adını taşır. 1932'de yayımladığı bu ciddi monografiyi, yanıl-! mıyorsam Alman Kültür Bakanlığı o yıllarda ödül-' lendirmişti de. \ Anlamlı olmaz mıydı yeni bir basımını yapmak?. DinozoRHAFTALIK MİZAH DERGİNİZ Paniğe gerekyok... 1998 takviminiz bu çarşamba Dinozor'da
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear