19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 1997 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Hukuku Gerileten Anayasa. Prof. Dr. İBRAHİM O. KABOGLUA/<VL;H HukFakultesı 7 Kasım 1982'de halkoyu ıle kabul edılen ve 9 Kasım gj- nu Resmı Gazete'de yayım- lanarak yururluğe gıren 1982 \nayasasL 15 yılında nasıl değerlendırilebılır0 En üst duzevde genel \e soyut bır norm olarak anavasa, sıyasal kurumlar denge- sını sağlayan toplumsal bır uzlaşma metnıdır Iç uyumu \e geleceğe yone- lık dınamık yapısı. anayasal normun be- lırgın nıtelığıdır 1982 Anayasası ıse, bu tanıma karşıtlık oluşturan bır yapı- lanma>ı yansitır Çağdaş anayasal gehş- melere ters duşen bu temel norm u\gu- lamada cıddı hukuksal. sıyasal ve top- lumsal sorunlara yol açmıştır Otorite ve düzene öncelik veren 1982 Anayasası, demokrasi ve ozgurlukleri geri plana atmıstır. Dev let \ e otonte adı- na kutsanan ulus ve halk adına aşağılan- dığından "Hukuk Devleti"sadece ıçe- nk olarak değıl, bıçım olarak da kuru- lamamıştır Once kimi çeüşkilere değinilebilir: Llus adına TBMM'nın olan v e "dev- redilemez" olarak öngorulen yasama yetkısı (m 7), olağanüstu yonetımlerde Yurutme'yebırakılmıştır(m 119-122) Anayasanın bağlayıcılıgı ve ustunlüğu ılkesı (m 11), 148 ve Geçıcı 15 mad- deler ıle buyuk olçude geçersız kılın- mıştır Bunlarla, 12 Eylul donemınde çıkanlan yüzlerce yasa ve vasa huk- munde kararnamelerle, "olağanustü hallerde, sıkıyonetim ve savaş hallerin- de çıkanlan kanun hükmünde karar- nameter'" anayasal yargı denetımı dışı tutulmuştur 82 Anayasası. ozgurluk ılkesını koy- duktan sonra, hemen ardından sınırla- ma ya da y asaklamav la onu ışlev sız kıl- mıştır Ornegın, "düşünce \e kanaat hıirriveti" mutlak koruma altına alınıp (m 25). buna. sıkıyonetım v e sav aş hal- lennde bıle dokunulamavacağı (m 15) kabul edılırken, "Düşüncelerinaçıklan- masıveyayümasındadiKasağTfm 26) konarak ve 13 maddede ongorulen 9 ayn sinırlama nedenı "temel hakvehür- rhetlerin tümü için geçerli" kılınarak, "çelişkiler yumağı*' yaratılmıştır "Hâkımler, görev lerinde bağımsızdır- lar; anavasava, kanuna ve hukuka uv- gun olarak vicdani kanaatlerine göre hükumverirler"kuralı(m 138)ve%4 hâ- kimlik \e savcıük teminaü*' (m 139) hukmu. ızleyen maddeler ve vasal du- zenlemelerle zedelenmıştır Anayasadakı olumsuzluklar. çelışkı ve karşıtlıklar uvgulamada dennleşmış- tır Tekil olmayan hukuk Devlet otontesını pekıştırmek ıçın yûrûtme organını aşın guçlendıren ana- yasa, parlamenter rejımde geçerlı erk- lerarası dengeyı bozma pahasına unıter devletı en katı merkezıyetçı bıçımıne sokmuştur Tekil sıyasal erk oncehkle dev let ıçınde uygulanan hukukun teklı- ğı kuralına dayanır Ne kı. anayasanın kendısı, hukukun bırlığı ve butûnluğu- nuyadsımıştır 82 Anayasası, "Olağanüstu Yönetim UsullerTnı (OUYU) (m 119-122) ta- mamen aynk bır düzenlemeye bağlı kıl- mış, özellıkle anayasal ve ıdan yargı denetımıne ılışkın > asaklar, OL Y U'yu anay asa dışına çıkarmıştır Once sıkıyo- netım sonra Olağanüstu Hal (OLH). ul- kenın onemlı bır kısmında aralıksız ola- rak surduğunden, Turkıve'de 82 Anaya- sası donemınde "tek hukuk duzeni" ge- çerlı kılınamamıştır Uygulama bu ıkı- lığı "olağan'laştırmı^tır Oysa, geçıcı- lık, kısmılık ve hukuksallık bır hukuk dev letınde OUYL "nun ortak olçutlen- dır Bu rejımlenn olağandışı durumlarla sınırlı kalması gereğı bır yana, anaya- sanın kendısı. OLYL'yu "idare" (ola- ğan >onetım)den once duzenlemıştır Uysulama da bunu doğrulamıştır Kıs- mıhk ıse, OUH KHK'len ıle butun ul- keyı kapsamına alan duzenlemeler Anayasa Mahkemesı nce engellendığı ıçın "kısmen" de olsa sağlanabılmıştır Yargı denetımı buyuk olçude kısıtlandı- ğından OUY uygulaması "hukuksalre- jim" olamamıştır Bu nedenle OUH bolgesınde Avru- pa organlanna başvuru ıçın ıç hukuk yollannın tüketılmesı koşulu aranmadı- ğından, Strasbourg Organlan Güney- doğu Bolgesı açısından Yuksek Yargı yenne donuşmüştur ( ) Yaratılan ıkı- lık.Turkıje'yı hukuk bırlığınden uzak- laştırmış. sıvasal ıktıdar tekelını zede- lemıştır Bu ıkılık "daha az demokratik ya- prdan Parlamento'nun pay ına dusenın bır sonucudur aynı zamanda Halkın ıs- tencının yasama organına demokratik yollarla yansımasındakı ve yasayıcının anayasal yetkılenndekı olumsuzluklan gozardı edılemez Ne kı, Parlamen- to'nunjapabıleceklenvardı Demokra- tik açılımı »ağlayıcı. hak ve ozgurlük- len rahatlatıcı yasalar çıkarmayan, hu- kumetı ve onun yururluğe kovmuş ol- duğu KHK'ler ıle OLH KHK'len de- netlemeyen, geçıcı 15 son kapsamına gıren ve hukukun genel ılkelenne aykı- n olan yüzlerce normatıf düzenlemeye dokunma>an Yasama Meclısı'nın, "se- çenleri" katında kendını saygın kılabıl- mesı guçfur Adalet saraylan yenne karakollann yukseldığı, kolluk güçlennın hıyerar- şık şeflennın "çetelerle işbirliğr ıçen- sıne gırebıldığı, adalet bakanlannın kendılennı >argıçlann "hijerarşikami- ri" olarak gorebıldığı ana>asa pratığın- devargiç ozgurluklenn temel güvence- si olabılır mı9 Demokratik duzenın altyapısını oluş- turan ıfade ozgurluğünu sınırlamakla yetınmeyıp "dil>asağı'"dakoyarakulu- sal dev letın uzennde kurulduğu Anado- lu mozayığıne ortmeyı amaçladığı "şaT ıle anayasanın. toplumsal uzlaş- ma normundan çok. "avnmcılıktohum- lan" eken bır belge ozellığı agır basmı- yormu° Kaygan ve yasakçı yasa maddelen nedenıyle "düşünce suçlulan"nı mah- kûm eden yargıçlar, göruşu nedenıyle meslektaşlannı da >argılama konumu- na sokulmadılar mı9 Anayasanın "aşağıladığı" bırev ve toplum katında, insan haklan ihlallerin- de artış ve çeşıtlılıkJer ışkence, duşun- ce suçlulan, yargısız ınfazlar, faılı meç- hul cınayetler, cumartesı annelen, kov yakma v e zorla boşaltımlar. buyük goç- ler, hapıshanelerde oldurmeler. dın dı- şında kalma ozgurluğünu kullananlan toplu yakmalar Anayasanın "jüceltti- ğj" ve varlık nedenı guvenlığı sağlamak olan devlet katında yozlaşma surecı ve otonte boşluğu tktısadı lıberalızmın sureklı kollandığı. sıyası lıberalızmın ıse gudümlu tutulduğu soz konusu do- nemde "devleti küçültme" soylemı, "daha etkili devlet" anlayışını yansıt- madığından lcurumlan laçkalaştırmış- tır Hukukun dayandığı temel değerler olan "özgürlük, eşitlik ve davanış- ma"nın o denlı zedelendığı bır ortam- da hukuk devletınden bır özlemın ote- sıne geçılebılır mı° Nereden başlamalı? Şımdılık ufukta yenı bır anayasa ya- pımı gozukmedığıne gore bu Parlamen- to'nun oncelıklı ve ıvedı gorev olarak anayasada şu değışıklıklen gerçekleş- tırmesı beklenır, olağanüstu yonetım usullenne ılışkın duzenlemenın elden geçınlerek anayasa dışı rejıme son ve- nlmesı, yargısal denetım yasaklan ve sınıriannın kaldınlarak, yargı guvence ve bağımsizlığının sağlanması, 12 E>- lul mevzuatını donduran Geçıcı 15 Madde'nınkaldınlması, 26 Madde'nın ve düşunce suçuna kaynaklık eden öte- kı hukumlenn değıştınlmesı Cumhurbaşkanı. dev letın doruğunu daha da guçlendırmek ıçın "hukümet rejimi"ne ılışkın anayasa değışıklığı projelen onerebılıyor, kuşkusuz, değı- nılenler konusunda nasıl bır anayasal yaklasıma sahıp olduğu merak edılebı- lır Fakat, Turkıye ıçın XIX yuzyıl ana- yasa tasansını uretmek, olumsuz koşul- lara karşın fılızlenebılen sıvıl toplum orgutlennden beklenmelıdır ARADA BİR RECEP BİLGİNER Dayanılmaz İlgisizlik! Bu yazı bıraz da benım kışısel yakınmam gıbı go- runse de aslında Atatürk konusunda, bılınçlı ve ınanç- lı bır ılgının olmadığını ortaya koymak ıçındır Bır-ıkı or- nekle değınmek ıstıyorum Altı yıl once, Kultur Bakanhğı televızyonda dızı yapıl- ması ıçın, bazı yazarlara "Atatürk Senaryolan" ısmarla- dı Yapılan toplantılarda sorular ve yanıtlan şoyle - Bu senaryolarda Atatürk gorunecek mı'' - Elbette gorunecek - Ya ozel sofrası 9 - Ataturk'un sofrası bır çeşıt akademıdır Her konuda açık tartışmalann yapıldığı bır platformdur Sonra, en krıtık soruya gelınce - Ama, Atatürk, elınde ıçkı kadehıyle 7 - Atatürk ıçmıyor muydu 9 Içıyordu Içtığını saklıyor muydu" 7 Saklamıyordu Toplantıdakı kımı yetkılıler bıraz da çekıne çekıne, - Yanı Atatürk duşmanlarının elıne - Onlann asıl düşmanlıklan, Ataturk'un duşuncelen- ne, kurduğu (aık, demokratik cumhunyetedır Ulkeyı çagdaş uygarlık duzeyıne çıkarma amacınadır Bu tartışmalann yapıldığı toplantılann bınnde, ben de dedım kı - Atatürk ınsan olarak, zaaflan ve duygulanyla bu se- naryolarda yer alacağına gore kadınlara nasıl sarıldığı, nasıl optuğu de yer alacaktır Orhan Asena, Refik Erduran, Nezihe Araz, Giın- gör Oilmen, Turan Oflazoğlu, Necati Cumalı, Tank Buğra ve benım gjbı yazarlar, bır sınema re|isoru, Kur- tuluş Savaşı nı ve Atatyrk'un çeşıtlı yonlerını ırdeleyen senaryolan yazıp Kultur Bakanlığı na verdıler Ne var kı bu senaryolarla devletın televızyonu (TFTO hıç ılgılenmedı Özel televızyonlar da Ancak bızlenn olayı sık sık gundeme getırmemızle Sayın Fikri Sağ- lar'ın Kuttur Bakanlığı donemınde, musteşardostumuz Emre Kongar'ın ve yardımcısı Karakadıoğlu'nun ılgı- lenmelenyle senaryolar kıtaplaştı Mevcutlan tukendı, Bakanlık ıkıncı baskılarını yapmadı Bu senaryolar, her bırı bu buyuk konunun bır kesıtını ele aldığı ıçın, TRT ılgılenıp gerçekleştırseydı, Kurtuluş Savaşı'nın butun boyutlan, bır butun olarak ortaya çı- kacaktı Dahası, ben, eskı bır Babıalı çalışanı olarak "Zafer- den Sonra" adını taşıyan senaryomu gazetelere. bu arada bırçok köşe yazarına verdım Bır-ıkı gazetede an- cak kısa bır haber olarak çıktı Koşe yazarları hıç ılgılen- medı. Yenı çıkan gazetelerden bırıne yuksek bır trans- fer ucretıyle geçen genç bır koşe yazanmıza "okuyup oKumadığını" sorduğumda "Okumayazaman mı var?" yanıtını verdı Eğer koşe yazarlan ve anlı şanlı eleştırmenlenmız oku- nrak lutfunda bulunsalardı ya Atatürk yeterınce değer- lendırılmedı dıye eleştırecek ya da gereğı gıbt değerlen- dnlmışse, oveceklerdı Atatürk u sevenler ve Ataturk- çj duşunceyı benımseyenler, bu gereğı yapmakla yu- kumluyduler Yapmadılar Ben ve arkadaşlanmız, uzul- rrekle kaldık Ben senaryoyla yetınmedım "Savaştan Banşa, Aşk- tan Kavgaya" adlı bır de pıyes yazarak, Ataturk'un ozel ve resmı yaşamındakı kavgalannı oyunlaştırdım Pıyes, hem SehırTıyatrolan'nca hem de Devlet Tiyatrolan'nca, kabul edıldı bır yıl once Devlet Tiyatrolan'nda, Ankara'da Buyuk Tiyatro'da sahnelenmek uzere provalan başladı Ekım başında da, br basın toplantısıyla medyaya tanıtıldı Rejısoru ve rol aan butun oyuncularıyta Aynca aynı gun Atatürk Araş- tıma Merkezı, oyunu Atatürk odulune yakışır, yaraşır gxdu Ama, ne oyunun provalarının başladığı haben ne dî venlen odulun torenı, bır gazete ve ıkı televızyondan raşka - kısa da olsa - yer aldı Elh yıllık gazetecılık yaşamım sonunda, ellı yıla yakın fratro yazarlığı yapıp yırmıye yakın yapıt vermış bır ya- m olarak, şımdı bu yakınmamla Cumhunyet gazete- snın ıkıncı sayfasında "Arada Bır" sutununa sığınıyo- run Konu, kendımın ve otekı yazararkadaşlarımın so- nnu olmaktan çok otede duyarlı bır konudur Butun Aaturkçulenn dıkkatlenne, duyarlılıklanna sunuyorum Gündemden Hiç Düşmeyen Ezan Sorunu AYŞE tLHAN Ankara evremızde gecıkmış onarımlar. yık-yap ışlemlen ıvme kazandı, do- ğaldır Dut yapraklan her ne kadar , bozulmadan yeşıl atlas gıbı dursa da bahçeler. savrulan san yaprak- larla doldu, guzdur gayn. havava guvenılır mı 9 An gıbı çalışan ışçılere ıbretle ba- kıyorum Onlar, "Yanlış hesap Bağdat'tan dö- ner" özdeyışını doğruluyorlar Aklı başına son- radan gelme sav\ırganlık bov le olur Apartman- lar dıkılırken duşunulmemış, duvarlann buyuk kısımlannı enıne boyuna, temızlenmesı pek zor, kocaman pencerelerle donatmışlar Şımdı tersı- ne çalışmalarbaşlıyor Yakmımızdakı buvıık kız yurdu. pencereler lyıce kuçultulerek derlı toplu hale getınlıyor Çunkü, Ankara'nın ne kışı, ne de yazı fazla cam gerektmr Bu-jşler bır tasarun. hesap-kıtap üzenne yürûtulur değıl mı 9 Yok. ne gezer O lcuçuk duv ar eklemelen bıle kaç kez yıkılıp ya- pılıyor bılsenız Işçılen ızlerken yollanmızın neden bır turlü ıflah olup toptan duzelmedığını anlıyorum Bırmemurvaktıvlebana"Çünkübu işlerin içinde ne Alı Cengız oyunlan oiduğunu bilemeöiniz" demıştı Yollarda malzeme gere- ğınce kullanılmazmış Pekıvı ne olurmuş 7 De- ve' Ben de az saf değılım Bır şeyler anladığı- mı sanıyorum. ülke çetelercennetıne donuşmuş- ken Ay lardan ben göruntusu canımı sıkan bır yı- kıntı daha var BulvarPalas Ona da anılar cen- netı desek mı° llk sahıbını, oğlunu, ortaklannı tanıyoruz Son kez orada Mustafa Ekmekçi,bır hanım arkadaşım ve ben bırlıkte >emek yemış- tık O zaman Ekmekçı kapanacağını nedenle- nnı anlatmıştı Çok geçmeden çatı. ındınlmeye başlandı. sonra ış yanm bırakılıp aylarca bekle- tıldı Guzelım bına, nınemın devımıy le "gozya- zığı" olmustu Şımdılerde yıkım ıvme kazandı Her bakımdan mukemmel unutulmaz bır kuru- luştu Guzel doşenmış genış salonlan, >emek- len ozenlı servısıyle herkesın beğenısını kazan- mıştı Rahmetlı Emin İlhan'ın Amenkalı uç meslektaşını orava goturmuştuk, yedıklen ma- yonezlı levTeğı pek beğenerek ovmuşlerdı Bır kez de ozel bır günumuzde Bulvar Palas'ta ıdık Yemekte soz anılara kayınca gozlenm nemlı ko- nuşuyordum Tanışmamızdan, Emın'ın benı Restoran Bekır'e davet edışınden, oranın da her bakımdan pek mukemmel bır yer olduğundan soz ettıkten sonra "yemekleri de nefisti" dedım Bunun uzenne Dr tlhan espnsını gecıktırmedı "O zamanlar yemeklerimizi kendi dişlerimtzle yivorduU." dıyerek huzunlu ortamı kahkahayla dağıtmıştı • >- -*? «iT' ir*'> > 'V " - ••• Şu ezan konuşmalannı, Demokrat Partı ışle- n berbat ettığınden ben hıç sevmem Yoksul ul- kemızle çelışen bol ödenek, luks lojmanlar. ye- me-ıçme. o berberler, her şey yolunda Yoksul mılletın nasıl mılletvekıllenyse bunlar ezandan başka konuşacak şey bulamıyorlar 1 İhaleye çıkarsalar bır Mudurnulu hafız bulur- lar Şımdı çocukluğum geldı aklıma Yedı-sekız yaşlannda olmalıyım, Bolu"da ıdık Babam Bo- lu Kadısı allâme efendı dıye anılan (Mehmed Sıtla) hatırlı bır kışı Ramazahlar şenlıklı geçer- dı Muslumanlık boyle bunaltıcı ılletlerle, sıya- sette depremler yaratan, "kanh mı-kansız mı", "Cezayir mi- Iran mı" sorulannı gundeme ge- tıren bclalarla dolu değıldı İnsanlar ferahtı. kar- şılıklı bırbırlenne dış bıleyen kamplar yoktu Ramazanlarda halkın ısrarla usrune duştuğu ıkı kışı vardı Allâme kadı v e Mudurnulu hafız. Ba- bam yalvarmalara dayanamayıp bır-ıkı kez va- az venrdı Ağır dınsel so> lemlerle ağlatıp. ce- hennem ateşıyle korkutmadığı, tatlı oykuler. fik- ralar anlattığı, daha çok guzel ahlakı hedef al- dığı ıçın pek sevılırdı konuşmalan Mudurnulu hafız. kırmızı balmumlu çağnlarla gelırdı Bo- lu'ya Ama ne gelış' Haber bomba gıbı patlar- dı Işte, bu ufak tefek, sevımlı Anadolu çocuğu, ağlatırdı halkı olağanüstu sesıyle O ezan oku- yuşu. o ınançlı havkınş hangı buyuyu ıçenyor- du ne bıleyım, bıldığım. buv uklerle bırlıkte be- nım de o kûçucuk kalbımı kopardığıydı Ondan sonra bır kez bıle ne oyle ezan dınledım. ne de oyle duygularla sarsıldım Turkçe ezanda.i zevk alırdım. ulkemızın gok- lenne yakışırdı Ne yalan soyleyeyım, sıyasal amaçla okurulan Arapça ezanı hıç sevmedım, bep sorguladım. hep taroştım kafamda ı - Konur Sokak'ın, Karanfil Sokak'tan yana ba- kan daırelen, onlann arka bahçelennı gorur Bır resmı daırenın bahçesınde eğıtımlı. sev ımlı, ger- çekten edalı yuruyuşlu bır kopek vaşardı aylar- ca önce Bahçede kulubesı vardı Her ezan se- sınde ulumaya (daha doğrusu eğıtımlı olduğu ıçın mlemeye) başlardı Hele sabah ezanlannda o kopeğın halı bana dert oluyordu Kendı ken- dıme çozemedım durumu Kopek sev en v e bes- leyen dostlarıma sormaya başladım Hemen hepsınden "köpeklerin kulaklan çok duyaru- dır; birden vükselen, pürüzlü,cızırtılı, bozuk ses- lere karşı olumsuz tepkl gösterüier" bıçımınde yanıtlaraldım Demek ezandakı madensel, bozuk ses etkıtı- yordu hay^'anı Epeyı oluvor, hayvan kayboldu Bahçeden kulubesı falan kaldmldı Ne oldu der- sınız 9 TARTIŞMA Yeşil Sank E llı yıldan buyana sıyasılenn "o>" uğruna verdığı odunlerle genledık. pıslenıp brlendık Hele laıklığın temınatı oiduğunu söyleyen malum bavanın da para ve makam uğruna hangı çızgıye geldığını bılmeven kalmadı 3Şubat 1947tanhınde Sabahartin Ali'nın Markopaşa'da yayımladığı "\TStL S\Rlk" sankı bugun ıçın vazılmış "Ne zaman 'Bu millet kendi baştna buyruk olsun" dense parlarlar, kopururlerdı "Ne münasebet? Daha sırası değil. Millet henuz olgunlaşmadı. Kara kuv^et baş kaldırmak için firsat beklhor. Bu halka hürrijet \er, goreceksin, meclis >eşil sanklaıia dolar." Gazetelennde, nutuklannda hep bunu ılen suruyorlardı Memlekette rahat nefes alma>abıle ımkân vermeyen baskılanna bır neden gostermek gerekınce, -ara sıra anarşı olur, dûzen bozulur, gıbı sozler etseler bıle,- asıl bu ırtıca bahanesını ele alıvorlar. "Yobazlığuı hortlamasına müsaade edemeyiz" dıye yırtınıyorlardı Nıhayet gunun bınnde yobazlık, kara kuvvet yeşıl sank. ırtıca sahıden hortladı \ma Menemen'de değıl. o elıne avağına köstek vurmak ıstedıklen HALKIN IÇINDE DEĞIL ^^KAR.VDA VE KENDI ARALARINDA \ırmmcı yuzyılın ortasındayız Sesını gunden gune yukselten ırtıca bağınyor "Kız okullannı oğlan okullanndan ayırahm. Kız öğrencileri Köy Enstitülerine almayahm" Sankı tarlada ve fabnkada da kadını ekekten ayırabılırlermış gıbı1 "Ulûmudinivc okutaum da ŞL BOZL K AHLAKEVÜZ DÜZELStN". Sankı kendı ahlaklannda dın ıle duzelecek taraf kalmış gıbı' Dünyanın neresınde bır gencılık varsa dort elle sanlıyorlar Hur ve efendı bır mılletın ıçınde vaşadıklannı unutup usaklara dalkavukluk edıyorlar Ankara'nın bır camısınde beş on ıhtıyar bır hacı babanın eteğını opunce utançlanndan yere geçeceklen yerde "sinsi ve memnun gülümsüyorlar." RLHÎTEK Mersın İLAN T.C. MUCUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1997 116 Davacı Turkıye Iş Bankası A Ş vekılı Av Emel Deyneklı tarafından Mucur ılçesı Halk Bankası Şubesf nden venlen. Keşıdecı Alpaslan Mülazımoğlu, hamılı Kazım Bekman olan 7627567 no'lu ve 25 02 1997 tanh- h 144 390 000 - TL'lık çekuı kaybolduğundan ba- hısle mahkememızde çekın ıptalı davası açmıştır Dosyanın duruşması 23 12 1997 gunu saat 11 30'da Mucur Adlıyesf nde yapılacaktır Bu çekı elınde bulunduranlann ılk ılan tanhın- den ıtıbaren üç ay ıçınde mahkememıze getırme- sı, hertıangı bır hakkı varsa aynca ve açıkça bıl- dırmesı ılan olunur Basın 44386 PENCERE En Büyük Düşman: Mustafa KemalL Medyanın çok satışlı gazete koşelerınde kor kor parmağım gozune bır sıkıntı var, bızım enteller (ya da yenı mandacılar) Atatürk konusunda ıkıntı ıçın- deler, Islamcılarla ıçtıklerı su ayrı gıtmıyor, açıkîan Mustafa Kemal'e karşı çıkamıyorlar, Kurtçulerle bırlıkte ne yapacaklannı bılemıyorlar, doluya koyu- yorlar, almıyor, boşa koyuyorlar, dolmuyor; hakla- rı da yok değıl, halk Ataturk'e oyle bır sanlmış kı ne yapsan boşuna! Ancak ozel soyleşılerde fiskos suruyor. "- Olur mu canım, koskoca ulke bır tek adama bu denlı bağlanır mı?. " "- llkellık!.. Ne Ingılıze anlatabılırsın bu sevgıyı, ne Fransıza, ne de bır başka uygar topluma bu bağlılığı açıklayabılırsın..." "- Bır turputa tapmak!.." Sokaktakı yurttaş, Ataturk'e gonul vermış, top- lumun bılıncı odun vermıyor, ılle de Atatürk. • Mustafa Kemal daha başlangıçta çok kışının ca- nını sıkıyordu, Falih Rrfkı Atay 'Çan/caya'sındaan- latır, 1920'lerde Istanbul'da yaşayıp ışını tıkınna bağlayanlar arasındakı eğılım neydı9 "An Yunan- lılar, şu Kuvayı Mıllıye'nın hakkından gelseler de hem Mustafa Kemal'den hem Ittıhatçılardan kur- tulsak" dıye bekleşenlerın haddı hesabı yoktu Ba- bıâlı'de 'Verçınlur' gazetesının sahıbı Zaven alay edermış "Anadolu'da Mustafa Kemal Istanbul'da Alı Kemal Asayış berkemal " Mustafa Kemal'ın Anadolu dırenışını 'çılgınlık' dıye nıteleyıp Kemalıstlerı ulkeyı maceraya suruk- leyen 'delıler' olarak gorenler o yıllarda guçluydu- ler, yazdıkları ve soyledıklen mantığa ve sağduyu- ya da uygun gorunuyordu, Mustafa Kemal'ı baş belası sayanlar saymakla bıtmezdı, ama madalyo- nun bır de arka yuzu vardı Falıh Rıfkı tanhın o yu- zunu usta kalemıyle çızıyor "Kılıksız kıyafetsız, yoksul ve bıçare halk, batan bır devletın yenne geçecek yenı bır Turk devletı- nın temellennı attıklannı bılmeksızm, dışı ve tırna- ğı ıle uğraşıyordu Bu, komutanlann ve subayla- nn erterte omuz omuza, kara namlu delığı ve sun- gupınltısı onunde ınsan cesaretını tanfe ıhtıyaç bı- rakmadıklan bır olum kalım boğuşması ıdı Atın- dan ınerken bırkemığı kınlan Mustafa Kemal, guç- lukle doğrularak - Ya sen ya ben demıştı Ya Kral Konstantin, ya o " • Aradan uç çeyrek yuzyıl geçtı, yenı mandacılar, Kurtçuler ve şerıatçıların karşısındakı en buyuk duşman kım? Mustafa Kemal! Kemalıstler "entel-şenatçı-Kürtçu ıttıfakı"na gö- re baş belasıdır Ne var kı halkın buyuk çoğunluğu da ınadına Atatürk sevgısıne bağlanmış 1 Yurttaş, varoluşu- nun kaynağını Mustafa Kemal'de buluyor, 'Aydın- lanma' 'ınsan' olmak demektjr, şenatın karanlığı- na katşı el ele verenlenn oluşturduğu ınsan zıncın Anadolu halkının guvencesıdır Doğrudur, Turkıye'nın tarıh seruvenınden geç- memış, varoluş ya da yokoluş sınavını tum goze- neklerıyle yaşamamış bır Fransıza, Ingılıze, Ame- rıkalıya Turkıye'nın gerçeğını anlatmak çok guçtur 1919'da Avrupa bızım ıçın şu karan açık seçık ver- mıştı "Turkler cezalandınlacak, Avrupa'dan kovula- cak, ınsanlık bu beladan kurtulacaktır" Avrupalı bızı nasıl anlayabılır Ancak bır tek ko- şulla Gerçek bır aydınsa, Batı'nın dışındakı dun- yaya ınsan gıbı bakmasını oğrenebılmışse .. MUSTAFA EKMEKÇI DOSTLARINA ÇAĞRI Aramızdan aynldığı 21 Mayıs 1997 gunune dek kale- mını hep banştan ozguriukten, demokrasi ve halktan yana kullanan gazetecı Mustafa Ekmekçı'nın anısına bır kıtap yayımlanacaktır Kıtapta, Ekmekçı ıle ılgılı anı, belge, mektup ve fotoğ- raflar yer alacaktır Mustafa Ekmekçı'nın yaşadığı doneme de ışık tuta- cak bu kıtabın hazırlanmasına tum Ekmekçı dostlan O'na aıt fotoğraf, mektup belge ve varsa anılan, onjınal metınlen daha sonra gerı venlmek koşuluyla aşağıda- kı adrese 1 Ocak 1998 tarihine kadar gondererek kat- kıda bulunabıleceklerdır Yayımlanacak kıtap, kulaklardan gıtmeyen kahkaha- sı, yureklere kazınan ınsan sevgısı ve onuriu kalemıyle Mustafa Ekmekçf yı yaşatmanın da bır adımı olacaktır Yazışma adresi: Mustafa Ekmekçi Kitabı Cinnah Cad 1. Basın Srtesı No: 8 D Blok Daıre 2 06690 Çankaya-Ankara Tel: + Faks: (0.312) 438 46 01 İLAN T.C. MUCUR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1997 105 Davacı Türkıve tş Bankası A Ş vekılı \\ Sınem (Yuzbaşıoğlu) Bal tarafından Iş Bankası Aluparmak Bursa Şu- besı'ne tahsıl ıçın venlen. Türkıye Iş Bankası AltıparmakBursa Şubesı'ne tahsıl ıçın venlen 30 10 1996 vadelı keşıdecısı Şeref Metm olan 10 000 000 - TL'lık bononun ka>bolduğundan bahısle mahkememızde senedın ıptalı davası açılmıştır Dos>anın duru^masi 22 12 1997 gunü saat 09 00'da Mucur Adlıvesi nde >apılacaktır Bu senedı elınde bulunduranlann ılk ılan tanhınden ıtıbaren üç ay ıçınde mahkememıze getırmesı, herhangı bır hakkı varsa aynca ve açıkça bıldırmesı ılan olunur Basın 44385 H
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear