19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 KASIM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 'Küçük Balıklar'dan yıllar sonra yönetmen-senarist Banş Pirhasan'ın görkemli dönüşü yüzeyim, sen havada uçV Belirsizbirzaman diliminde, sıkıyö- netimin ilan edildiği, komando giysili askerlerin bonısunun öttüğü, bir baskı ve şiddet rejiminın hüküm sürdüğü, sa- vaşa her an gırdi girecek, karanhk, kas- vetli bir Orta Avrupa ülkesinde, denizin kıy ısındaki bir sınır kasabasında göste- ri yapan, gezginci bir sirkteyiz. Siz bak- mayın adının Iaola Sirki olduğuna, kü- çüklü büyüklü vahşi hayvanlann yer al- madığı, dolayısıyla sirkten çok, ip cam- bazı, palyaço, atbinici, ateş yiyen, alev püskürten jonglör, bıçak atıcı ve hilkat garibelerinden oluşan bir panayır cam- bazhanesindeyiz demek, belki daha doğru olur aslında. Derme çatma kara- vanlarda toplu olarak yaşayan, çalışan, gösteriye çıkan, kötü koşullarda kader birliği etmiş büyûk bir aile gibi takılan sirk çalışanlanndan genç cambazın, tel üstünde, neredeyse seyirciyi de ortak ettiği, heyecan vencı yürüyüşüyle baş- ltyor Tsta Beni Öldürsene'. tshak (meraklısınm, bırkaç yıl önce- sinden. Daniel Day- Lewb'in çocuklu- ğunu oynadıgı, trlanda yapımı 'Sol Aya- ğun'dan hatırlayacağı Ingiliz oyuncu Hugfa O'Conor) adındaki bu genç cam- bazla onu bebekliğinden beri yetiştiren ustası büyük (H)Abib'in (KarohEper- jes)ilişkisi üstûne yoğunlaş.ıyor. Küçük yaşta ustasının eiine düşmüş, hayatının bahanndakı Ishak, hassas, narin, doğa- üstü sezgılere sahip, bir çeşit hayal âle- minde yaşayan. çok duygulu bir deli- kaniı. Ip üstünde gösteri yaparken geç- mişin anıiannın gözünde canlanıver- mesine ve bir anda dalıp gitmesine en- gelolamayanıshak'ı.yereçakılmaktan son anda bileğini yakalayan ustası kur- tanyor.Her an tetikte olması, kendini bütünüyle dengesini ayarlamaya ver- mesi gereken bir cambazın hayale ka- pılmasının ölüme davetiye çıkarmak anlamına geldiğini vurgulayan ustası- nın dedilderi, çiçeği bumunda genç ak- robatın bir kulağından girip ötekinden çıkıyor. Üstelik sirk elemanlanndan yaşlı, kör balıkçının (Tuncel Kurtiz), kafesinde açsusuzbıraktığı,pisliktenkokan, mu- radını ancak kınk dökük kelimelerle güç bela ifade edebilen, tannnm çok acı çeken bir kulu' olan, yeniyetmelik- ten daha çıkamamış gencecik, körpe bir denız kızına tutuluyor Ishak ve firsatı- nı buldukça gidip gidip kir pas içinde- kı genç kıza yediriyor, içiriyor, yıkıyor, gızli gızJi. qı= Muhteşem Abib^lshak cambaz ikili- sinin ağ kurmadan yaptığı ölümcül nu- maralannı, gele gide, gele gide kışlaya çevirdikleri sirki sürekli gözaftında tu- tan haşin albayla (David Harries) asker- MSUNGUÇAPAN Usta Beni Öldürsene Yönetmen-Senaryo: Banş Pirhasan / Kamera: Jürgen Jürges / Müzik: Peter Ogi / Oyuncular: Hugh O'Conor, Julia Brendler, Karoly Eperjes, Tuncel Kurtiz, Meltem Cumbul, Haluk Bilginer, David Harries, Heinz Kraethkamp, Hale Soygazi, Cem Ozer / Türk- Alman- Macar ortak yapımı, 1997 leri de alkışlıyor. Öte yandan sirkteki 18 yaş üstü erkekleri olası bir savaş için or- duya almaya hazırlanan albayla asker- leri, idam mangasından bir kurşuna diz- me eylemi sırasında firar edip sirke sı- ğınmış, öldürmektense öldürülmeyi gö- ze almış, Yahudi asıllı bir askeri anyor- lar fellik fellik. Ustam ve babam... Sirkin bıçkın bıçak atıcısı olan kıs- kanç kocası Aron'a (son sıralarda her önemlı Türk fılmmde karşımıza çıkan, usta aktör Haluk Bilginer) nişan tahta- lığı yapan, alımlı, fettan ama iyi yürek- li kansı Katya (Mehcm Cumbul), tesa- düfen bulup konıduğu genç firari aske- ri, herkese dilsiz, palyaço kardeşi gibi tanıtıyor, aslında bütün sirk ahalisinin canını riske atarak. Iaola Sirki'nin sunucusu ve tüm ça- lışan1an, panayırdan bütün kazanılan parayı, uzaklarda, metresini yılanlı ka- dına yediren ve 3 gün içinde, uzaklar- dan gelerek elemanlannı sıkıyönetim rejimindeki ülkeden gemiyle kurtara- cak olan. feleğin çemberinden geçmiş, rüşvetle her kapıyı açan patron Ru- pert'in (san peruİdu, hinoğlu hın bir Cem Özer) dönüşünü bekliyorlar sabır- sızca, çünkü hepsi can derdinde. Ko- nuşma dışinda, bildiğı tüm akrobası nu- maralannı öğrettiği, bütün deneyimini aktardığı, yıllardır hem analık hem ba- balık hem de hocalık ettiği, geleceği için fena halde kaygılandığı çırağının, deniz kıziyla ilgilenmesi, yanm akıllı kıza gösteriler yapıp eğlendirmesi ve onu tıkıldığı kafesinden kurtanp kaçır- mak ıstemesı, Abıb Usta'nın canını sı- kıyor bittabi. JConuşarak kendini ifade etme gibi içki içmesıni de öğretmediği çırağını, panayırdan çıkanp nezih bir yemeğe götürüyor, delikanlının sevişmeyi öğ- renebileceği geçkince bir fahişenin (Hale Soygazi) kollanna itiyor onu ama nafile. Ishak, deneyimli kadının, por- nografik desenlerle donatılmış, zevk yuvası odasından kadının parfümlerini alıp götürüyor, denizi görmemiş deniz kızı sevdiceğı mis gibi koksun diye. Us- tayla çırağın (ya da babayla oğulun), kuşaklararası uyumla, çatışmadan nasi- bını alan ılışkisinin nihai bir yol aynmı- na vardığı filmin fınalinde, yine ip üs- tüne çıkıp kılıç numarastnı sergiliyor muhteşem Abib-tshak ikilisi. Seyircinin zannettiğinin tersine bu kez, genellikle ölecek olanın yüzünde, üçgen şeklindeki bir ölüm lekesini gö- rür gibi olan, sezgisi güçlü. genç çıra- ğını. eski kulağı kesiklerden, yaşlı cam- baz ustası bile kurtar(a)mıyor bu özgür- lüğe açılan, etkileyici finalde. Ve gidip kör balıkçıdan satın aldıgı deniz kızını, onca arzuladığı denizine kavuştunıp su- lara salıyor Abib Usta, sirk elemanlan gemiyle, savaşsız, baskı sız başka bir ül- keye doğru nihayet yola çıkarken... Şairlikle adını duyurup yazdığı se- naryolarla sinemaya bulaşan ve ilk yö- netmenlık denemesi 'Küçük Balıklar Üstüne Bir Masal'dan yaklaşık on yıl kadar sonra ikinci uzun fihniyle karşı- mıza çıkan Banş Pirhasan, bu kez her bakımdan başanlı bir iş çıkarmış. Ma- car, Alman, tngiliz, Türk oyunculan ve teknik kadroyu bir araya getıren, çoku- luslu bir ortak yapım nitelığınde, Türk fılminden çok bir Avrupa fılmi gibi du- ran 'Usta Beni ÖMürsene', yönetmen, senarist Banş Pirhasan'ın, Bilge Kara- su'nun masal gibi bir hıkâyesinden esınlenerek, yurtdışında nice engeli gö- ğüsleyerek, 2-3 yılda ve 2-2.5 milyon Amerikan Dolan'na mal ettiği, sıradı- şı bir yapıt sonuçta. Enınde sonunda birinin düşeceği, ay- nı ipte oynamaya çıkmış, usta- çırak i- ki cambazın odağına yerleştirüdiği, ça- tısı oldukça yalın ve sağlam çatılmış fîlmin görsel düzeyi, ünlü Alman ka- meraman JürgenJürges'in ustalığından kaynaklanan bir mükemmelliğe eriş- miş. Görselliğinin yanı sıra, başanlı oyunculugu, rol dağıtımı, mekân kulla- nımı, müzik çalışması, montajı, ışığı ve teknik düzeyiyle de yerli fılmlerden alabildiğine farklı duruyor. Özetle 'Usta Beni Öldürsene', sine- macı Banş Pirhasan'ın hanesine kuş- kusuz artı olarak yazılacak, ilgiyle iz- lenen, incelikli, özenli bir çalışma. An- talya'da sadece en iyi senaryo Altın Por- takalf ylaödüllendirilen 'Usta Beni Öl- dürsene'yi, arkasında yine sevgi, arzu, tutku, güç, baskı, vs. ekseninde geçen ve çadır tiyatrosu-deniz kızı muhabbe- ti yapan bir film bırakrruş olan sevgili Yavuzer Çetinkaya da görse çok sever- di sanınz. Hem deprem hemyanardağEleşhrmenlerce yerden yere vurul- masına karşın, Nero kompleksini tat- min ettiği geniş seyircı kıtlesince, bü- tün dünyada çok tutulan ve beyazper- deye demir attığı 1970'li yıllardan 1980'lere kadar sürdükten sonra orta- dan silinen, daha doğrusu uykuya dal- mış görünen felaket Fılmleri türünü, 199O'lı yıllarda yeniden hortlaüp can- landırdı Hollywood. Günümüzde 'Twister'. 'Dante YanardağT, 'Günış> ğı', vb gibi, ünlü oyuncularla harman- lanmış özel efekt bombardımanı halin- deki, gişeye oynayan, parlak aksiyon- macera üstün yapırnlannın en son uzan- tısı. fılm başlar başlamaz neredeyse toprağın da ayaklaraltında altırıda güm- bürdemeye başladığı 'VoJcano'. Aslında geçen mevsim 'Twister-Hor- tum'la aynı dönemde gösterime çıka- cakken gişe rekabetı nedenıyle son an- da vizyonu ertelenen '\Wcano', türün bütün bildik klişelerini bir araya getire- rek tezgâhlanmış, görsel efektlerle des- teklenmiş, Amerikan sınemasına özgü bir teknik beceriyle aktanlmış, kızgın bir 'lav şenliğT baştan sona. Kuşkusuz en azından yanm yüzyıl ötemizin refahını yaşayan, ABD-Kali- fomiya'nın ünlü eğlence metropolü 'Metekler Kenti'nin altı fokur fokur kaynıyor 'Volcano'da. Adı 'Vokano' olan fîlmde, Los Angeles caddelerin- den rrmak gibi, önüne geleni silip sü- pürerek akan lavlar bu kez bir volkanın kraterinden değil de yerin altından püs- kürüp, insanoğlunun kazdığı delikler- den yeryüzüne çıkıyor. Yerbilimcilerce yaygın bir hareket- lenmenin saptandığı Los Angeles'ın al- tındaki fay tabakasından kaynaklanan, küçüklü büyüklü depremler sonucun- da, gazaba gelmiş mağmanın kustuğu ve kızgın buharlar, dumanlar ve yoğun ısı eşliğinde irili ufaklı ateş toplan sa- çarak dipten vuran lavlann, yeralünda sıkışıp kalmış metro vagonlannı, kur- tancılanyla bırlikte yalayıp yuttuğu, yüzeye çıkarak Los Angeles sokaklan- nı, binalannı kapladığı filmin cingöz senaristleri, hem deprem hem de ya- nardağ gibi, yoğun ateş ve dehşet saça- rak kitle halinde ölümlere yol açacak i- ki doğal afete bel bağlamışlar bu kez. Anlatılan hikâyenin 'iyi' kahraman- lanyla bu kez 'kötü adam' rolünü üst- lenmiş doğal felaketin mücadelesinde, inandıncılık öğesı gitgıde *yerse' bo- yutlanna gerilerken, başlangıçtakı o ür- pertıci lav dehşetiyle seyirciyi avucuna alıvermiş bildik felaket fılmi atmosfe- ri dag^fek iyıce tekdüzeleşiyor. Yansından itibaren ikna ediciliğini yitinp sonuna doğru hatın sayıhr bı- çimde irtifa kaybeden 'Vfoteano', artık seyrettiğinin inandıncı olup olmadığı- nı pek de önemsemeyen, gardı düşmüş seyircinin kafasını darmaduman eden, monoton bir ateş ve lav kaosuna dönü- şüyor. Çok sayıda karakterin boy gös- terdiği filmde tatilde olmayı umarken ele vererek kınlan camlarm yağmur gi- bi yağdığı. cehenneme dönüşmüş, ade- ta kocaman bir tost makinesinde kızar- tılan kentin sokaklanndan denize doğ- ru akıtmayı başanyorlar sonunda lav ır- maklaruıı. Tabıi kızını da kurtanyor üs- tübaşı küllere bulanmış baba. yağmur- lufinalde... Helikopterlerle lavlaraüst- ten tonlarca su döküldüğü ya da metro- VOlcano / Yönetmen: Mick Jackson / Senaryo: Jerome Armstrong, Billy Ray / Kamera: Teo Van De Sande / Müzik: Alan Silvestri / Oyuncular: Tommy Lee Jones, Anne Heche, Gaby Hoffmann, Keith David, Don Cheadle / 1996 ABD (Özen Film) kendmı doğaya karşı venlen dehşeten- gız bir mücadelenın göbeğinde bulan ve bir yandan hastaneye gönderdiği kı- zının (Gaby Hoflfmann) durumunu me- rak ederken öte yandan da çevresinde- kileri örgütle^p paniğe kapılmayarak afete set çekmeye çalışan. deneyimli bir acil servis şefi kahramanımız Mike Roark'u Tommy Lee Jones oynuyor. Mike Roark'umuz, gözükara, çıtıpıtı, akıllı bir sismolojistle (Anne Heche) el da, fedakâr kurtancı bir mühendisin kavrulduğu gibisinden dandik sahneler de içeren '\Wcano', deprem, yanarda- ğı, vb doğal felaketlere ilişkin, malum bılgi kınntılannı da yineleyerek oyala- yıcı olmayaçalışan, beylik bir aksıyon- felaket seyirliğı. Paralel montaja başvu- rarak anlatılmış fılm, ortalık cehenne- me dönüşünce herkesin kendi derdini unutup birbirine yarduncı olması ge- rektiğini vurgulayıp 'fedakârkk, yar- dımseveriik, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için' gibisinden, göz yaşarücı mesajlara bağlanıyor tabıi ki. Kendini hıssettiren doğal afetin olu- şum öncesi durum tasviri, ölümcül, zor durumlarla karşı karşıya kalan kahra- manlann sunumu, afetin harekete geçip ortalığı birbinne katmasınıntüm aynn- tısıyla verilmesi ve herhangi bir şekil- de noktalanan afet sonrası bir dünyanın bizi beklediği final gıbı, bölümlerden bütünlenen türün değişmez reçetesıni bır kez daha uygulayan 'Vbteano', tek- nolojinin emrine koşulduğu Hollywo- od yaklaşımının ve temaşa zevkinin ürünü, sığ ama gösterişli, cehennem- den sıcak tablolar sunma iddiasını taşı- yan bir felaket fılmi. Gösterişli olduğu kadar da kafa ütü- leyici ve sıcak aynı zamanda. Hollywo- od'a özgü bır beceriyle, göz alıcı efekt- lerle kotanlmış, içine beylik gerilim ve aksiyon öğesı de katılmış 'Volcano', lavlann, ateşın. dehşetin üstümüze bol- ca boca edildiği, beylik bır felaket fıl- mi özetle. Türün meraklısı. yine de il- ginç bulabılir ama bize 'deja vu' duy- gusundan öteye pek bir şey vermedi bu volkansız '\btcano'. YENİ BAŞLAYANLAR En İyi Arkadaşım Evlenlyor Yönetmenliğini PJ. Hogan'ın yaptığı 'En İyi Arkadaşun Evleniyor' isımlı filmin başrol oyunculan Julia Roberts, Dermot Mulroney, Cameron Diaz ve Rupert Everett Filmde biri kadın, diğeri erkek iki eski dostun öyküsü anlatılıyor. Julıanne ve Michael 28 yaşına dek kimseyi bulamazlarsa birbirleriyle evleneceklerine söz veriyorlar, ama 28 yaşına geldiklerinde Michael'in evlenme teklifi ettiği kadın bir başkası oluyor. Julianne ise ancak o zaman sahip olduğu en iyi şeyin elinden uçup gitmekte olduğunu anlıyor. Yüzyüze Yönetmenliğini John Woo'nun yaptığı 'Yüzyüze'nin başrol oyunculan John Travolta, Nicolas Cage, Joan ADen, Gina Gershon ve Dominkjue Svvain. Filmde terör karşıtı bir grubun başkanı olan ajan Sean Archer ile psikopat terörist Castor Tory arasında yaşanan kovalamaca anlatılıyor. Tam anlamıyla Woo'nun çizgisini yansıtan bir action filmi. Pream wlth tne flshes Yönetmenliğini Fmn Taylor'ın yaptığı filmde başrolleri David Arquette. Brad Hunt ve Cathy Moriarty paylaşıyorlar. Filmde hayattan vazgeçmiş, depresif ve tatminsiz Terry'nin öyküsü anlatılıyor. Terry tam intihann eşiğine gelmişken ortaya çıkan Nick, aniden filmin gidişatını değiştiriveriyor. Terry ve Nick hayatta o güne dek yapamadıklan her şeyi yapmaya soyunan bir ikili oluşturuyorlar. 'En İyi Arkadaşım Evleniyor' ÎDSO 'nun solisti Alain Lefevre KüHür Servisi - Fransız asıllı Kanadalı piyanıst Alain Lefevre, îstanbul Devlet Senfoni Orkestra- sı'nın bugün ve yannkı konserlerinde Beettao- ven'ın "lmparator" baş- lıklı 5 nolupiyano konçer- tosunu seslendırecek. Bugün 19.00 ve yann 11.00'deAKM Büyük Sa- lon'da gerçekleştırilecek konserlerin şefı Tadeusz Strugala. Konserlerde ay- nca ABD'de yaşayan bes- tecimiz Kamran Ince'nin 2.senfonisi "Bizans'mDu- şüşü"nün Türkiye'de ılk seslendirilişı yapılacak. 12 yıl önce Avrupa'dakı ilk konserini istanburda veren Alain Lefevre, daha sonra tüm dünyada verdi- ği konserlerle aranan bır piyanıst olmuş, pek çok ödül almış ve Kanada hü- kümetinin sanatelçısı ola- rak tumeler yapmış.Halen ABD'nin Memphis ken- tinde yaşayan besteci Kamran Ince tarafmdan Eylül 1993 veOcak 1994 arasında bestelenen eser, Albany Senfoni Orkestra tarafmdan ısmarlanmış, ilk seslendirilişi Mart 1994'te Albany, NY'de ya- pılmış. Kaydı Polygrara' Raks'tan çıkan eserin ko- nusu, 1453'te Osmanlı Türklennin Bizans'ı fet- hetmelen üzerine. Beş ana bölüm üzerine kurulu olan, arasız çalınan eser- deki bölüm başlıklan, iki yıl süren kuşatma sırasın- dakı olaylar zıncırini tasvir ediyor. Hadi OMürsene Canikom, BBT'de • KürtürServisi- Ölümünün ikinci yılında usta mizahçı Aziz Nesin'in anısına seçılen 'Hadı Öldürsene Canikom' isimli o>r un Bakırköy Belediye Tiyatrolan'nda sahneleniyor. Yönetmenliğini Pekcan Koşar'ın yaptığı oyunda Meral Çetinkaya, Gül Onat ve Pekcan Koşar rol alıyor. Jack Benny'nin kemanı satıldı • Kültür Servisi - Kırk yılı aşkın bir süre boyunca pek çok fılm ve televizyon dızisinde Jack Benny'e eşlik eden kemanı Sotheby Müzayede Salonu'nda yaklaşık 85 bin dolara satıldı. Ünlü komedyen 19. yüzyıl Fransız yapımı kemanını aktörlüğünün dışında da çalarak bır kez Başkan Harry Truman'a, bir kez de Richard Nixon'a eşlik ermişti Ulusat Kilap ÖtUilteri verildi • Kültür Servisi - Amerika'da verilen Ulusal Kitap Ödülleri sahiplerini buldu. Charles Frazier, Amerikan sivil savaşmdan sonra evine dönen bir Amerikalı askerin öyküsünü anlattığı 'Cold Mountain' adlı kitabıyla kurgu roman dalında. Joseph Ellis ise 'Amencan Sphinx: The Characterof Thomas Jefferson" adlı kitabıyla ödüle layık görüldü. Şiir ödülünü VVillıam Meredith kazanırken, genç yazarlara verilen ödül 'Dancıng On The Edge' adlı kitabıyla Han Nolan'ın oldu. Harvey Keltel'dan Vıetnamlı çocuklara yardım • Kültür Servisi - Vietnam Savaşı'ndan bu yana bu ülkede çekilen ılk Amerikan filmde rol almak üzere Vietnam'a giden ve çekimler sırasında sürekli Vietnamlı çocuklarla ilgilenerek sohbet eden Harvey Keitel, ülkesine döndükten sonra 'Vietnamlı Çocuklar Fonu'na 25 bin dolar bağışta bulundu. Tony Bui'nin yönettığı "Three Seasons" adlı fılm Vietnam Savaşı sırasında yaşadığı bir aşk sonucunda dünyaya gelen kızını aramak için Vietnam'a dönen Amerikalı bu- askerin öyküsünü konu alıyor. Asiammor Yunanistan'da • Kültür Servisi - Asiaminor, 'Selanık-Avrupa Kültür Başkenti' etkinlikleri kapsamında cumartesi ve pazar günleri iki konser verecek. Kamil Erdem (bas), Tahir Aydoğdu (kanun), Yahya Dai (saks, flüt), Turay Dinleyen (keman), ve Zafer Gerdanh'dan (davul) oluşan topluluğun üçüncü albümleri 'Kedi Rüyası' bu hafta çıktı. Asiaminor 6 Aralık'ta Denizli'de, 12 Aralık'ta da Ankara Sakhkent'te konserler verecek. Andersen'in bilinmeyen bir yapm bulundu • Kültür Servisi - Danımarka'da 19. yüzyılda yaşayan ünlü yazar Christian Andersen'in, bugüne dek gün ışığına çıkmamış bir yapıtı bulundu. Andersen'le ilgili bir ev ödevi hazırlayan ortaokul öğrencisı bır kız, ödevini yapmak için babasından yardım isteyince, bugüne kadar gizli kalmış bir yapıt da ortaya çıktı. Danimarka haber ajansı Ritzau'nun haberine göre, kızına yardım etmek isteyen baba, büyük büyükannesi oğlunu kaybettığınde, Andersen'in el yazısıyla yazıp acılı anneye verdiği 'Frederik'in Annesine' isunlı şiin ha&rladı. Habere göre, 1836 yılında kaleme alınan şıirde, evlat acısı ile yanan annenin, tesellıyi Hz. tsa'da araması gerektıği teması işleniyor. Uzmanlar şiirin gerçekten Andersen tarafmdan yazıldığını ve her zaman olduğu gibi, yazann bu şiirde de ruhun ölümsüz olduğunu ışledığinı vurguluyorlar. Odense Üniversitesi Hans Chnstian Andersen Enstitüsü yetkılilen ise ılk kez okul dergisinde basılan şiirin, çok ilginç bir keşif olduğunu behrtiyorlar. Masallan ile tanınan Andersen'in en ünlü yapıtlan arasında 'Kibritçi Kız', 'Çirkin Ördek Yavnısu' ve 'Küçük Denızkızı' bulunuyor. En pahalı albüm Beatles'm • Kültür Servisi - Beatles'ın özel kapsamlı bir albümünün fiyatı 3500 dolar olarak açıklanınca albüm Fransa'nın en değerli diski olma unvanını da kazandı. Ancak albüme bu unvanı kazandıran şey, içindeki parçalar değil Fransa için özel olarak hazırlanmış kapağı. "From Me To You", "Ask Me Why", "I Saw Her Standing There" ve "Please Please Me" adlı parçalann yer aldığı albümün kapağında Beatles üyeleri Fransa'da sandvıç yerken göstenliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear