25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 1997 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Bu Topraklarda Yaşamaya Kararlı mıyız? Prof. Dr. METÎN SÖZEN A klımıza gelmesi mümkün olmayan yanlışlan üreterek bunlann çözümüyle zaman yitiren bir top- lum olmaktan bir tür- lüsıynlamıyoruz. Uzağa gitmeyelim, Sanyer'de son günlerde birbirini ızle- yen gelişmeler, bunun somut tanığı. Bu ve benzeri örnekler için 1997 yı- lırun gazetelerini bir tarayahm. Ne- lerle uğraştığımızı belirli başlıklar al- tında topladığııruzda, iki temel nok- tada çabalanmızın yoğunlaştığını gö- rürüz. Bunlann ilki, çağdaş bir toplum ol- mak için ulaştığımız köklü değerleri ve olanaklan, çağdışı kavTamlarla yıpratmamız, ikincisi ise dünya uy- garlığınm kaynağı bu topraklann tüm verilerini hızla elden çıkarmamızdır. Nedenleri ne olursa olsun veterin- ce demokratikleşemememizin kanıtı olan bu yaklaşunlanmız, "yenidenya- püanmanın" artık kaçınılmaz oluşu- nu gündeme getirmektedir. "Yeniden bir yapılanmaya yöneldi- ğimizde, temel dayanaklanmız "in- san" ve onun varlığını geliştirdiği "toprak" yıpratılmışsa. geleceği ne- yın üzerine kuracağız?" "Şaşkma çev- rilmiş. çağdışı kavramlarta kafası ka- nştınlıruş. üzerinde oturduğu toprağı dolayu-doğrudan tüketen bir toplum. gûnünü ve geleceğini nasıl sağhîdı to- lar?" "Bu kısır döngüye nasıl son verebi- lir?" "Küreselleşme rüzgân içinde kimliğini koruyarak yeni ve katacı bir gündemi nasıl oluşturabilir?" Bütün bu sorulara artık inandıncı yanıt bulmak zorunda olduğumuz günleri yaşıyoruz. 1997 yılı gazetele- ri, zamaru kötü kullandığımızı göste- nyor. Çünkü insanımıza, kimliğini tüke- teceği bir ortamı egemen kıhyoruz, bunun için sürekli yanlışlan yürürlü- ğe koyuyoruz. Onu bu topraklarda "kötü bir kiracı gibi" yaşamaya tutsak ediyoruz. Yanm yüzyıldır dünyada saygınlığı olan bir ulus olma birikımi- mizi. yeni ve kalıcı bir gündem oluş- turacak gûcümûzü, büyük bir hızla yi- tiriyoruz. Bunun için "düşman" ara- maya gerek yok. Bizler içimizdeki düşmanı kendimiz "coşkuyla" üreti- yoruz. "Bu topraklardan ahp veremediği- miz nedir?" "Dört mevsimin tüm ve- rikrrvie donatilnuş bu topraklan dde- ld yasalarla, her gelen yönetimle, her seçimle. her düzenlemeyle, büyük bir hızla niçin ölüme sürüklüyoruz?" "Bu dinmeyen hıncımız. bu sevgisizliğimiz ne tür bir eğitimle kazanıldı?*" "Deği- şik nitetikte süpürücü bu yağma din- mezse, bizler 21. yüzyılı neleıie doldu- racağız, hangi topraklarda oturaca- ğız?" Altı ve üstü doğal. kültürel, tarihsel verilerle donatılmış bu uygarhklar ül- kesinin gittikçe artan bir aymazlıkla tûketilişine bir simge aranırsa, tek ba- şına Istanbul bunu açıklayacak "gü- ce" ve "niteliğe" sahiptir! Sanyer'den Kilyos'a gitmekle bile yeter. Son günlerde sürekli tartışılan bu topraklann nasıl altüst edildiğinin ka- nıtlan tüm açıklığıyla durmaktadır. Altındaki niteliksiz linyiti almak için bir yandan dağlar-tepeler yok oluyor. öte yandan Istanbul'u Istanbul kılan, özlü özellikler ıçeren orman, kızamık çıkarrruş gibi her türlü yerleşmeye tut- sak edilmiş bulunuyor. Bunu Istanbul'un her yerine, ülke- nin her köşesine yaydığırruz zaman, yeni bir "Türldye haritası17 ortaya çı- kıyor. 21. yüzyıla akarken bu ülkenin neyi. nerede, ne düzeyde. hangi önce- likte ve yoğunlukta yaşama geçirece- ğini belirleyen yeni ve sağlıklı bir "ül- ke-bölge planır 'nın olmadığmı göste- riyor. Artık bu topraklar, bu büyük yan- lışlığı çekemiyor. Üstelik bu yanlışlıklara tutsak ola- mayacak kadar kimlikli ve özellikli. Kötü bir kiracılıktan sıynlarak ül- kenin gerçek sahibi olduğumuzu. ger- çek yurttaşı olduğumuzu göstermeye de yeterince zaman yok. Bu nedenle suçumuzu kabul ederek "öramü" he- men ertelemeliyiz. Yanlışlan ertelediğimız zaman gö- rülecektir ki bu ülkede yanlışı doğru- ya dönüştürecek birikimlı-özverili- deneyimli kişi ve kurumlar vardır. Değişimi sağlayacak "devingenbir ortam". tüm sorunlara karşın ülkeyi ayakta tutmaya çalışmaktadır. Onlar, umutsuzluğu umuda dönüştürmekte- dir. Kısacası "kimlikli bir birey için" ar- tık karar zamanıdır. ARADABİR KEMAL OCAK zıtımcı En Büyük Bayram Cumhuriyet Bayramı'nın 74. kuruluşyıldö- nümünü büyük bir coşkuyla ve inançla kut- ladık. Ancak bizler bu içten çoşkularla kut- larken cumhuriyet düşmanları, bağnaz ve yobazlar da boş durmuyorlar: Bu cumhuri- yeti yıkmak, kuşatmak, yeni kaleler, yeni mevziler elde etmek için ellerinden geleni artlanna koymuyorlar. Üstelik bu düşüncenin yandaşları DGM'de savcıların ve yargıçların karşısına çıkıyor, ağızlarına gelenleri büyük bir küstahlıklasöy- leyebiliyorlar. Ülkemizdeki bazı kara aydınlar da bu olan- ları üstü açık ve kapalı olarak destekliyor ve ateşle oynamaya devam ediyorlar. Kara sap- lı hançeri cumhuriyetin bağnna saplamak is- tiyor ve cumhuriyetin temel kurumlarına sal- dınyorlar. Açıkça Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk devrimlerinden ve laiklikten uzaklaşarak bir ümmet toplumu olmasını bekliyor, teokratik devlet özlemleri içinde yanıp tutuşuyorlar. Bunu da demokrasi adına yine demokratik düzeni yıkmak için yapıyorlar. Yapıyorlar ama bütün bu düşüncelerin yolu, 28 Şubat 1997 tarihinde MGK'de alınan kararlarla kesiliyor. Cumhuriyetin dinamik güçleri bir kez da- ha silkiniyor. Arkasından da TBMM'de çıka- rılan 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz öğretim ya- sasıyla cumhuriyet tarihinin iktnci en kap- - samlı ve en önerhli "eğitim olayı"gerçekleş- tiriliyor. Gerçek şu ki çıkanlan bu yasa ile Türk ço- cukları yurt, bayrak ve bağımsızlık sevgisiy- le donanacak. Anadilini, tarihini, coğrafyası- nı, yurt gerçeklerini öğrenecek ve yurttaş ol- manın bilincine varacaklardır. Ayrıca bu ya- sa ile eğitimin "birliği ve ulusallığı" sağlana- caktır. Cumhuriyetin 74. yıldönümünden sonra yeni kuşaklar "din ve vicdan özgürtüğünü" daha özgür, daha bilinçli, daha anlamlı kul- lanacaklardır. Gazi Mustafa Kemal Ata- türk'ün deyişiyle bu okullarda "Fikrihür, vic- danı hür, irfanı hür yurttaşlar" yetişecektir. Ve bunlar gelecekte Türkiye Cumhuriyeti'nin ye- ni dokusunu oluşturacaklardır. Bugün artık cumhuriyetin temel amaçları da iyice belirginleşmiştir. Bu amaçlar; ekono- mik, küttürel ve siyasal alanda bağımsız ol- maktır. Evrensel değerleri benimsemek, çağ- daş uygarlık düzeyine yükselmektir. Bilgi ça- ğını yakalamak, bilgi toplumuna ulaşmakttr. Türk insanını barış, varsıllık ve mutluluk için- de yaşatmak ve 2000'li yıllara girerken Tür- kiye Cumhuriyeti devletinin yapısını koru- maktır. Bunun için çok anlamlı, çok sancılı ve çok çalkantılı geçen 1997'nin son aylarında bize düşen ödev, tüm okullarda, üniversitelerde, yerel yönetimlerde, askeri kışlalarda, "Bu halk bayramını" büyük bir görkemle ve is- tençle -hafta boyunca- kutlamaktır. Ulusal birliğimizi ve bütünlüğümüzü dosta düşma- na göstermek gerek. Kamu Yönetimi ve Memurlann Sorunları HÜSNÜ MERDANOGLU Kamu Yönetimi Uzmam G ünümüzde, örgütlenmiş sos- yal topluluğun en üstü olan devletın önde gelen görevi, yurttaşlara hizmet sunmak ve bu hizmet karşıhğında yurttaşlık ödevi beklemektir. Sunulan hizmetler ise, çoğunluğu memurlar eliyle yerine getirilen kamu hizmetidir. Ka- muda, memurlann başansı. doğal olarak ka- mu yönetiminin başansını, kamu yönetimi- nin başansı da devletin başansını yansıtır. Devlet yönetiminde, kamu yönetiminin önemi ve etkinliği her dönemde siyasal ku- ruluşlann ilgisini çeker. Iktidan elde eden si- yasal partiler bu etkinlikten yararlanarak ken- di kadrolannı kurarak kamu yönetiminde et- kili olmanın yollannı ararlar. Iktidarda olma- yan, ancak yürürlükteki yasalar uyannca ül- keye hizmet için kurulmuş olan öbür siyasal kuruluşlar ise bu kadrolaşmadan huzursuz olurlar, doğal olarak huzursuzluklar ülke yö- netiminin geneline yansır. Huzursuzluklann önlenmesi ise, kamu yönetiminin belli bir si- yasal kunıluşun güdümüne girmeden, sade- ce devlet çıkannı ve huzurunu gözetmekle olasıdır. Tarafsız devlet hizmetlerinin yerine getirilmesi ise, tutariı kamu yönetimi sıyasa- lannın yerleşmelerine bağlıdır. Ne var ki; kamu yönetimimizin siyasasının yeterli oldugunu söylemek olası değildir. Ka- mu yönetiminde görev alan memurlann hak ve yükürnJülükleriHİ düzenleyen 657 sayılı , j(asada bı^gün^ değin yasa ya da KHK ile 77 kez değışiklik yaptlmış olması. ek, geçici ve ek geçici maddeler ile 127 madde eklenmiş bulunması bunun göstergesidir. Öte yandan, 4158 sayılı yasa ile, 2451 sa- yılı yasaya eklenen ve "...Başbakanın imza- sı Ue yapılması öngörülen atanıa. nakil ve gö- rev den alma işlemlerinde'' en çok üyesi olan Başbakan Yardımcısının da imzasının aranı- lacağı hükmünü içeren madde ise, kamu kad- rolannda siyasi kayınmcılık olduğu ve bunu önlemeye yönelik yasal önlemin açık kanıtı- dır. Ancak bu önlem, sadece koalisyon ortak- lan arasmda uyumun sağlanmasına yönelik bir önlemdir. Ülkenin kıt kaynaklannın devlet yaran için en verimli şekilde kullanılmasında, dünyada gelişen son teknolojik yeniliklerin ulus yaşa- mına yansıtılmasında... kamu kadrolannda görevli "memur" ya da "bürokrat" sanı ta- şıyan kamu görevlilerinin etkinliği yadsına- maz. Devlet yaşamında bu denli etkili bu kesi- min kimi sıkıntılan bulunmaktadır. Doğal olarak bu sıkıntılann devlet yönetimine de yansıması kaçınılmazdır. Kamu görevlileri ile ilgili yeni iyileştirmelerin gündemde ol- duğu şu günlerde, sözkonusu sıkıntılara de- ğinmeyi ve önerilerde bulunmayı devlete olan saygımızın bir gereği olarak görmekte- yiz. 1) Genel yönetimde (idarede) görev alan kamu yöneticileri için özel bir okul bulunma- makta, bu kadrolara, belli hizmet yılını dol- dunnuş, herhangi bir okuldan "•diploma" alan kişiler atanabilmektedir. Böylece çok çeşitli düzeyde ve içerikte eğitim görmüş olanlar ayn bir özen ve uzmanlık isteyen ka- mu yönetiminde görev almış olmaktadırlar. Hizmetiçi eğitim yerleri, dınlence yen (kamp) olarak kullanılmakta olduğundan, ka- mu görevlilerine yerli ve sürekli izlenceye bağlı hizmetiçi eğitim de verilmediğinden, kamu görevlilerinin eğıtimi kendi özel çaba- lan ile yöneticilerin ilgisine kalmaktadır. Gü- nümüzde yöneticilerin sık sık görevden alın- malan bu geleneksel eğitim yöntemini de sekteye uğratmıştır. 2) Bir kadroya atanmak için özel eğitim koşulunun aranılmaması ve salt "diplo- ma"run yeterli olması. "adamımn" bulun- duğu sürece bir kadro kapmayı geçerlı kıl- makta, "adam" bulmak için birçok kamu gö- revhsi özellikle "siyasi"'lerin kapılanna yı- ğılmaktadır. Böylece, yürürlükteki yasalann kariyeri ve yeterliliği (liyakatı) öngörmüş ol- masına karşın. örtülü olarak, özünde çıkar- cılığı içeren "ganimef sisteminin uygula- nılmasına olanak tanmmaktadır. Sonuçta ise kişi değil, kişiye iş aramalan yaygınlaşmakta ve kamu kadrolannda "boş gezenin boş kalfası" görünümünde. ancak "memur" kimliğinde kişilenn sayısı çoğal- makta, görevine, yasalara, devletine saygılı kamu görevlilerinin üstüne "adamını" bulan "torpiHi" kişiler getirilerek, kişilerin onuru, kişiliği ve çalışma gayretleri köreltilmekte- dir. 3) Kamu görevlerinin iş tanımı, bu görev- lerde görev alanlann işlenni ne denli yerine getırdiğini ortaya koyabilecek, iş değerlendir- me yöntemi, başanyı ya da başansızlığı ölç- me teknikleri geliştirilmediği için, kamu kad- rolannı "adamı" olanın işgal etmesi sürekli- lik kazanmaktadır. 4) Devlet işinin süreklilik ve işbirliğine da- yanması gereğine karşın, eşit işe eşit ücret si- yasası yerleşmediği için, kamu hizmeti gö- renler arasında kırgınlık ve zıtlaşma yaşanıl- makta. böylece, bir devlet için çok tehlikeli anlam içeren devlete yönelik küskünlük art- maktadır. 5) Kamu konutlanndan yararlanma ölçü ve uygulamalannda da benzen "keyfilikler" göründüğü için. kamu kadrolanndan başka kamu konutlan yönünden de ayn bir küskün- ler ordusu çoğalmaktadır. 6) Kimi üst kadrolarda bulunduktan son- ra, emekli olmak koşuluyla ek göstergesi yüksek başka bir kadroya atanma. böylece; emeklilikte ve öldükten sonra mirasçılanna yüksek aylık bırakma uygulamalan, ortaçağ- da cennet tapusu dağıtan din tacirlerini anım- satmaktadır. Kısaca değindiğimiz bu sorunlara yönelik önerilerimize gelince: • Türk kamu yönetimine yönetici yetiştir- mekte en deneyimli kuruluş olan Türkiye ve Ortadoğu Amme Idaresi Enstitüsü, Türk ka- mu yönetimine yönetici yetiştiren okula dö- nüştürülerek iller düzeyinde yaygınlaştınl- malı ve bu yerlerde eğitim görenlerin üst kad- rolara atanmalanna öncelik verilmelidir. • Kamu yönetimimizde görevli olanlar ve görev alacaklar; genel içerikli hizmetiçi eği- tim izlencilerinden geçirilmelidir. Bu izlen- celerde genel kültür yanında, Atatürk ilke ve devrimlerinin ulusal ve evrensel önemine yer verilmelidir. Çünkü, ülkemizin içinde yaşa- dığı bütün ulusal sorunlann temelinde, Ata- türk ilke ve devriminin gerçek anlamda ülke yönetimine yansıtılmadığı yatmaktadır. Kal- dı ki, yürürlükteki 657 sayılı yasanın 6'ncı maddesi uyannca her kamu görevlisinin. Atatürk ilkelerini yaşama yansıtmak, "na- mus ve şerer' borcudur. Bu borcun yerine getirilebilmesinin önko- şulu, bu ilkeleri ve devrimin özünü bilmekle olasıdır. • Kamu görevlerinin iş tanımlan, iş değer- lendirme yöntemleri geliştirilmeli, böylece, görevin gereğini yerine getiremeyenlerin üst kadrolan işgal etmeleri önlenmelidir. • Eşit işe eşit ücret esaslan ve aynen aske- ri yükselme yöntemlerine benzer terfi siste- mi geliştirilerek, torpilli uygulamalar sonu- cunda büyük çoğunun onurlannın incinme- si, dolayısı ile de devlete olan küskünlük ön- lenmelidir. • Kamu konutlan bulunan kurum ve ku- ruluşlar konutta oturanlann, oturma sürele- rini ve hak etme puanlannı periyodik olarak ilan etmeli, kişiler kendi durumlannı bilme- li, gereksiz şaibe ve örtülü kayırmalann ön- lenmesi sağlanmalıdır. • Memurlann, kadro yokluğu nedeniyle yükselebilecekleri derecelere atanmalan en- gellenmemelı. atama ve yükselmeler, yasa- nın öngördüğünden çok atamaya yetkili yö- neticilerin istencinde olması nedeniyle me- mur güvenliğityeterli ohnadığı »çrri, kamu mallannın yağmalanması durumunda sessiz- liği yeğleyen memurun cesaretine destek ve- rici memur güvenliği sağlanmalıdır. • Adam kayırma ve kadro boşaltma ama- cı güden, emeklilik öncesi yüksek ek göster- geli kadrolara atama uygulamalan, açık bir eşitsizliği yansıttığı için, bu uygulamalar ya emekli aşamasına gelen her kamu görevlisi için yaygınlaştmlmah ya da tamamen önlen- mesine yönelik yasal önlem ahnmalıdır. Çok özet olarak değindiğimiz ve hemen her kamu kuruluşunun özlük dosyalannda örnekleri bulunan bu konulara yetkililerin duyarlı olmalan ve gereği için yasal önlem- leri kamu yönetiminde yaşama geçirmeleri şu iki yaran sağlayacaktır: 1) Sabahtan akşama değin kadro ve unvan isteği için kapılan aşınan siyasiler ile etkili ve yetkililer, kişilere kadro ve unvan aramak yerine gerçek görevlerine ve ülke sorunlan- na yönelik çalışmak için zaman bulabilecek- lerdir. 2) Devlet yönetiminin temel taşı olan ka- mu görevlileri huzur ve güvene kavuşacak, bu huzur ve güven devlet yönetimine de yan- sıyacağı için, asıl önemli olan, kimi keyfı uy- gulamalardan dolayı devlete yönelik küskün- lük sözkonusu olmayacak, ülke yönetiminde mutluluk ve huzur sağlanmış olacaktır. Unutulmamalıdır ki hiçbir askeri unvan sa- hibi kişınin, bir başkasından. bir üst rütbeye terfisi için aracı olmasını istemesi görülme- miştir. Çünkü vüksdmekoşullanyasaUeaçık, net ve tartışmasız şekilde esasa bağlanmışnr. Benze ri esasların sivil kadrolara uyarianma- sının ne gibi sakıncalan olabilir? TARTIŞMA Türk Basmı'nm Unutulmaz Asım Us'u AEG, markası ne olursa olsun eski Fırımntzı, Buzdolabıntzı, Camasır makınenm Bulasık makinenizi 11.000.000 TL'ye alıp, pcşinata S3yıp, size ycpycni bir AEG Lavamat Çamjşır makine" \> Hı AEG Favorıt Bulasık makinest veriyor. (lygun fiyatbr. 1 yı!t aşan uatın AFG mutluluğunu y»kalay(n..."E»ft" AEG »Ücrctsiz Mnntaj »Yaygın Servıs AEGlTBlLGİ 0800 211 6 • «^ izim I M Kızıltoprak'ta. I ^fcgüzelim caminın JLa^arkasında. içeri doğru uzanan yolun adı Asım Us SokagL Hemen her gün defalarca geçtığim bu yol bana, epeyden beri rahmete kalan çok değerli gazetecimiz Asım Us'u anımsatır. Yanılmıyorsam, kardeşi olan ve Istanbul Erkek Lisesi"nde çok başan ile hocalık yaptıktan sonra. T.B.M. Meclisi'nin de savgın üyesi olan Hakkı Tank Us gibi o da. basınımızda pek başanlı görev yapmış, geriye çok tatlı, takdir ve saygı toplayan meslek anılan bırakmıştır. Rahmetli Asım Us"u ben. Adalet Bakanlığrndaki görevim sırasında hazırladığımız, basına daha çok özgürlük ve ispat hakkı sağlamaya yönelik yasa tasansının basın mensuplanyla birlıkte gözden geçirilmesı sırasında tanımıştım. Bu çalışma süresince B. Asım Us. ağırbaşlılığı, değerli gözlem ve fikirleri ile tüm komisyon üyelerinin sevgi ve saygısını toplamıştı. Aslında Hakkı Tank Us da aynı karakter ve değerdeydi ve Istanbul Erkek Lisesi'nden aynlalı yıllar geçmiş olmasına karşın, Türkçe v e edebiyat öğretimınde sağladığı muhabbet ve saygınlığı asla yitirmemişti. Gerçi ne ona ne de rahmetli Asım Us'a, mezarlannda muhakkak ki görkemli birer anıt dikilmiş değildir. Amma, geride bıraktıklan değerli anı, kuşkusuz en değerli ustalarca yontulmuş nadide taşlardan çok daha içtenlikle kalplerimizde yaşamaktadır. Ruhlan şâdolsun. Em. Prof. Dr. REŞAT TESAL ILAN T.C. ELAZIĞ SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1997/961 Davacı Şerif Kaya vekili Av. Hasan Akkuzu tarafindan davalılar Zeynel Kırkez vs. aralanndaki ortaklığın giderilme- sı davasınm mahkememizde yapılan açık yargılamalan sırasında; Davacı davalılarla paydaş olduğu Elazığ ıli Hüseymk kö>1i, ada 939, parsel 5-6'da kayıtlı taşınmazın mümkünse tak- sımi. değılse satışı sureti ile pavdaşla arasındakı ortaklığın gıderilmesine karar venlmesini istemiş, yapılan yargılama sırasında davalılann adreslen tespıt edılemediğınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmiş olmakla davalılann 27.11.1997 gûnü saat 09.00'da duruşmaya gelmeleri veya kendilenni bir vekille temsil ettırmelen, aksi takdırde yok- luklannda yargılama yapılarak karar verileceği hususu davalılar Muazzez Tarakçı. Beyhan Kılıçbey, Ayşe Mükerrem, Gülay, Zeynel Kırkez'e meşruhatlı davetıye teblıği makamına kaım olmak ûzere ılanen teblığ olunur. Basın: 46994 PENCERE Geçmişten Geleceğe... Türkiye Cumhuriyeti, 1912'den 1922'yedek10yıl süren bir savaşlar dizisinden sonra kuruldu; maya- sındaki 'asker-sivil aydın önderliği' bu nedenle do- ğaldır; '1923 Devrimi' bu kanlı siireç sonunda to- humlandı. 1912'de Balkan Harbi, 1914'ten 1918'e Birinci Dünya Savaşı, 1919'dan 1922'ye Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla 'afeş sınavı'nöan geçtilerTürkler... Sür- git savaşlann son aşamasında 'Istiklal Harbi' gün- deme girdi. Emperyalizm 'SevrAntlaşması'nüaça- diği haritaya göre Anadolu'yu paylaşmak istiyordu; ama, tarihte ilk kez yenilgıye uğradı. Türkiye Cum- huriyeti'nin kuruluşuna yol açan savaşın karmaşık bir yapısı var; • 'Istiklal Harbi' emperyalistlere karşı bir 'ulusal kurtuluş savaşı 'dır. Istanbul'u işgal eden Ingiliz, em- peryalizmin en büyük temsilcisiydi; Lozan Banş Ant- laşması emperyalıstlerle imzalanmıştır. • Istiklal Harbi bir 7ç savaş 'tır. Kemalist ordu hem cephede hem cephe gerisınde sürekli muharebe- leri kazanmak zorundaydı. Milli ordu, Padişah'ın 'Hilafet ordusu'yla çarpışıyordu; Çerkez Ethem, Anzavur vb. ıç savaşın çeşitli sayfalannı oluşturdu- lar. • Istiklal Harbi -deyim yerindeyse- bir 'dış sa- vaş'tır. Şark Cephesi'nde Ermeniler, Antep'te Fran- sızlartaçarpışıldı. Yunanlılar Anadolu'yu Eskişehir'e kadar istıla ettiler; sonunda düşman yenilgiye uğ- ratıldı. • Istiklal Harbi, kapsamında 'etnik savaş' içerigi- ni de taşıyordu; Rumlar ve Ermeniler bu savaşta em- peryalizmin yanında yer aldılar, Anadolu halkı bir- birini kırdı. • Istiklal Harbi bir 'din savaşı'r» da içeriyordu; bir yanda Hıristiyanlar, karşı yanda Müslümanlar var- dı. Birinci Büyük Millet Meclisi'nde birtek Hıristiyan mebus yoktur. Anadolu'da yüzyıllar boyu kardeşçe yaşayanlar, ister Hıristiyan ya da Müslüman olsunlar, ister Er- meni, Türk, Kürt, Çerkez, Laz, vb. olsunlar, bu kan- lı kıyamette birbirlerini boğazladılar; 1912'den 1922'ye değin süren hesaplaşmanın kördüğümü- nü Mustafa Kemal kılıçla çözdü. • '7923 Aydınlanma Devrımi' bu kanlı kıyametle birlikte gerçekleşmiş, 'laik cumhuriyet'\e Anado- lu'da yeni insan doğmuştur; bu aşamadan geriye dönüş olanaksızdır. Cumhuriyet, Türkiye için ne demektir?.. • Yazı devrimi demektir. Artık kimsenin gücü, Arap harflerine geri dönü- şü sağlamaya yetmeyecektir. • Cumhuriyet dil devrimi demektir. Halkın dili dev- letin dili olmuştur. Bundan böyle hiçbir güç Osman- lıcayı canlandırmaya yetmeyecektir. • Cumhuriyet devleti "Aydınlanma" demektir. Artık hiçbir güç aklın ınançtan, bilimin dinden ba- ğımsızlaşmasına engel olamayacaktır. • Cumhuriyet devrimi 'Medeni Kanun' (Yurttaş- lar Yasası) demektir. Hiç kimsenin gücü 1926'da yürürlüğe giren Me- deni Kanun'u değiştirip şenat kökeninden kaynak- Janan Mecelle'yı geriye getirmeye yetmeyecektir. . •'Curnhuriyet devrimi yeni saat, yeni takvim, on- dalıklı ölçü sistemi demektir... Hiçbir güç eski saat, eski takvim, okka, endaze, arşın gibi ölçütleri geri getiremeyecektir. • Cumhuriyet yurttaşlıkta ve insanlıkta kadın hak- larına kavuşmak demektir... Hiçbir güç kadınlann cumhuriyetle verilen hakla- rını geri almaya yetmeyecektir; bir erkek kadına "Boş ol" dediği zaman 'medeninikâh' bozulmaya- caktır; kadınların seçme ve seçilme haklarını hiç kimse ellerinden alamaz. • Cumhuriyet devrimi padişahlığın yıkılması ve hi- lafetin kaldınlması demektir. Kim, hangi parti, hangi kurum cumhuriyeti kaldı- np padişahlık ve hilafeti geri getirebilir?.. • Cumhuriyet laik ve sosyal devlet demektir... Kim ya da hangi güç. laıkliğı cumhuriyetin içeri- ğinden silebilir, Kemalist güçlerin anayasaya yazdı- ğı sosyal ve sendikal emekçi haklannı kaldırabılir?.. • Cumhuriyet devrimi cıns aynmı yapmadan in- san haklanna yönelme demektir... Hiç kimsenin gücü cumhuriyet devriminin de- rhokrasiye dönüşümünü durdurmaya yetmeyecek- tir. • Herkesin gözlerinı geçmişin kavgalanndan ayınp geleceğe çevirmesinde. ismet Paşa'nın dediği gi- bi "saymakla bitmez yarahar" vardır. 1923 Devrimi, tarihte eşine az rastlanır bir kanlı kıyametten çıkışı sağlayan 'çağdaş senfez'dir. Günümüzde emperyalist rekabet etnik savaşlan körüklüyor, kapitalizmin sömürüsü Islam kökten- dinciliğini kışkırtıyor. Ancak bu sorunlar 'laik cum- huriyet modeli' içinde çözümlenecektir. Kimsenin kuşkusu olmasın ki 21 'inci yüzyıla yaklaşırken Ana- dolu'da demokrasiyi kuracak olanlar, yine cumhu- riyetçilerdir. Cumhuriyetçilenn dışında, demokrasiyi amaçla- mış bir güç görülmüyor. kitap kulübü TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA İMZA GUNÜ 31 Ekim Cuma (Yarın) MUSTAFA BALBAY Saat: 14.00 Stand No:85-86 A(Alt kat) Adres:Tüyap Sergi Salonu Tepebaşı-lstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear