25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
36 EKİM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cemal Reşit Rey'de Afro- Amerikan ezgileri • Kültür Servisi - Egzotik •Uzakdoğu ve Asya enstrümanlannda son otuz yıldırerı yenilikçi \e gûncel müzikte en etkili müzisyen olarak bilinen Yusef Lateef, Cemal Reşit Rey'de Adam Rudolph'la birlikte verdiği konserde €azseverlere unutulmaz dakikalaryaşattı. Ralp Jones ve Hamıd Drake'ın yurmalı ve üflemeli çalgilarda sanatçılara eşlik ettiği konser, 1.5 saat aralıksız sürdü. Müziklennde genel olarak doğadaki seslerden yararlanan grup. cazseverlere 'Afrika örmanlanna' dek uzanan bir serüven yaşattı. Müziğin, 'insanın içindeki tûm duygulann dişa yurulmasından' oluştuğunu "söyleyen Lateef, konser boyunca kendi duygulannı .^Afro-Amerikan' müzığin Şesiyle seyircilere ulaştırdı. Nüfus müdüplüklepinde yolsuzluk • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Valiliği, Kadıköy tlçe Nüfus Müdürlüğü'nde 2 milyar 874 milyon, Büyükçekmece'de ise 535 milyon lira yolsuzluk yapıldığının belirlendiğini açıkladı Kadıköy Nüfiıs Müdürü Nuran Kuşman. Büyûkçekmece Nüfus Kfüdürü M. ^amuran Ulus ffd Veri Haztrlama ve Kontrol Işletmeni Tâner Güldü'nün valilikçe görevden uzaklaştınldığı bildirildi. Yeni Günaydın'a promosyon kararı • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Günaydın gazetesi aleyhine açılan "promosyon davalannın" ilki sonuçlandı. Yaklaşık 200 bin okuru ilgilendiren "buzdolabı promosyon davasf'run dünkü karar duruşmasında Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi. Yeni Günaydın gazetesinin, kupon karşılığı söz verdigi buzdolaplannı ivedilikle hak sahiplerine dağıtmasına karar verdi. Mahkeme, buzdolaplannın dağıtılmaması durumunda, değeri karşılığı olarak gösterilen 50 milyon liranın hak sahiplerine verilmesini kararlaştırdı. Öntülü ödenek davası • \NKARA (Cumhuriyet Şürosu) - Yargıtay tumhuriyet Başsavcıhğı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'i. başbakan olduğu dönemde örtülü ödenekten 5.5 mil>ar lira dolandırdıklan gerekçesiyle çeşitli hapis cezalanna çarptmlan Selçuk Parsadan ve arkadaşlan hakkındaki mahkûmiyet karannın onanmasını istedi. Böylece Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nın ardmdan başsavcılık da Çiller'in başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten dolandınldığını kabul etmiş oldu. ŞPK Başkanı beHrlendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanlığı'na Prof. Dr. Muhsin Mengitürk atandj. Başbakanlık'tan yapılan açıklamaya göre, SPKBaşkanvekilliğı'ne Recep Önal getirildi. SPK üyeliklerine Erdal Batmaz (Devlet Bakanlığı), Cemil Yılmaz (Adalet Bakanlığı), Ömer Laik (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı). Cenap Öngel (Merkez Bankası), Cahit Sönmez (Bankalar Birliği) atandı. RP'nin taktiği İnan'ı güçlendirdi. Pakdemirli çekildi. ANAP'ta adaylık sancısı Başkan bugün belirleniyorANKARA (Curahuriyet Bürosu) - TBMM Başkanlığı düğümü bugün yapıla- cak turlarla çözülecek. Ilk iki tur sonuçlan, 4 adayla yanşa katılan ANAP'ta sancı ya- rattı. RP'nin, eski TBMM Başkanı Musta- faKalemli'nin yeniden seçilmesıni önlemek için ızlediği taktik ANAP'lı Klmran İnan'ı öne çıkardı. ANAP Manisa Milletvekili Ek- rem Pakdemirli dün yanştan çekildi. TBMM Genel Kurulu bugün saat 15.00'te toplanarak yeni Meclis Başkanı'nı seçmek için turlara devam edecek. Bugün gerçekleştırilecek turlar öncesi dün yoğun adaylık kulisleri yapıldı. ANAP grubu dün toplanarak Meclis Baş- kanlığı seçımleriyle ılgili genel görüşme yaptı. Başbakan Mesut Yılmaz da grup ön- cesi ve toplantı sırasmda başkan adaylany- la görüşerek aday sayısını teke düşürmek ve kazanma şansı olan lehıne diğer adayla- nn çekilmesini sağlamak için çalıştı. Yılmaz ile görüşen Hayrettin Uzun, tav- n konusunda net bir açıklama yapmaktan kaçındı. îlk iki turda en düşük oyu alan Pak- demirli ise adaylıktan çekildiğıni açıkJadı. ANAP'ta gün boyu süren tartışmalarda RP'nin taktik olarak desteklediği Kâmran tnan ile Kalemli tercıhi üzerinde duruldu. Ilk turda Aydın MeDderes'in ardından ikin- ci sırada yer alan, ancak ikinci tur sonucun- da Inan'ın gerisine düşen Kalemli, gazete- cilerin sorulannı yanıtlarken "Sonuna ka- dar devam edeceğün. Benden de bu isteni- yor. Bundan sonrası partinin işp dedi. Grup toplantısı sırasmda kendısi dışında- ki adaylann çekilmesi gerektiği görüşünü savunan Kâmran Inan ise Başbakan Yıl- maz'la görüşmesinden neşeli bir şekilde ay- nldı. tnan bir açıklama yapmaktan kaçınırken, yanında bulunan Genel Başkan Yardımcısı MehmetKeçeciler'ın u RP'nin adayıçekilir- se ANAP'm adayı Kâmran İnan'dır" deme- si dikkat çekti. Helsinki 'de bulunan Başbakan Yardımcı- sı BülentEcevit, TBMM Başkanlığı seçimi konusunda."Biziın için Kalemli,Çetin ya da tnan fark etmez. Hepsiyle çaJışınz" dedi. Menderes: Almgan değilim RP'lilerin taktik olarak ikinci turda Kâm- ran İnan'ı desteklemesi nedeniyle oyları 145'ten 28'e düşen Aydın Menderes, Cum- huriyet'e yaptığı değerlendirmede, "Bu so- nuçla ilgili bir ahnganhğını söz konusu değiL Ben, arkadaşlanmın gösterdiği genel arzu- ya uyarak aday oldum. Bu arzu devam etti- ği sürece adayım. Adaylığunın devamı konu- sunda ben birdeferlendirme yapmaya gerek duymuyorum. Karan partim \erir" dıye ko- nuştu. RP Grup Başkanvekili Temel Karamolla- oğlu dün düzenlediği basın toplantısmda, teamül gereği TBMM Başkanı'nın en bü- yûk partiden seçilmesi gerektiğini savundu. Karamollaoğlu, "Birinci tur bir bakuna Medis'te Idmin başkan seçilmesi gerektiği konusunda fikir venniştir. En çok oyu Men- deres almışnr. İkinci turda da eğer Menderes olmazsa kim olabilir gibi bir nokta denenmiştir ve Kâmran İnan birinci ounuştur. Şimdi üçün- cü tur oy lamada yine eğüimler doğrultusun- da oy kuUanılacakür. Ümit ediyorum ki Sa>in Menderes bu oy- lamalar sonucunda Meclis Başkanı seçik- cektir" diye konuştu. CHP Gaziantep Milletvekili Hikmet Çe- tin de adaylıktan çekilmeyi düşünmediğıni, oyu en ıstikrarlı artan adayuı kendisi oldu- ğunu söyledi. Çetin, "Üçüncü turda taktik- lerden çok. gerçek eğüimler ortaya çıkacak- tir. Şansımın yüksekolduğuna inanıyorum" dedi. Bakanlar Kurulu 1998 bütçesi onaylandı ANKARA (Curahu- riyet Bürosu) - Bakan1 ar Kurulu 14.8 katrilyon liralık harcama, 4 kat- rilyon liralık açık öngö- ren 1998 bütçe yasa ta- sansını kabul ettı. TB- MM'ye yann gönderi- lecek tasanda, yatınm- lara yalnızca 1.4 katril- yon liralık yüzde 10 oranında pay aynlması öngörüldü. Memur ma- aşlanna ocak ayında ya- pılacak zam oranının yüzde 30 düzeyinde tu- tulduğu belirtildi. Bakanlar Kurulu dün 1998 bütçe yasa tasan- sını görüşmek üzere toplandı. Toplantının ardından bir açıklama yapan Maliye Bakanı Zekeriya Temizel ve Devlet Bakanı Işın Çe- lebi hükümetin 1998 so- nunda yüzde 50 enflas- yon oranının gerçekleş- mesi yönünde hazırla- nan bütçeyi onayladığı- nı söyledi. Anayasa gereği, 1 o- cak olan mali yıl başlan- gıcından 75 gün önce 'yann'TBMM Başkan- lığı'na sunulacak olan tasan 14.8 katrilyon li- rahk harcama, 4 katril- yon liralık da açık hede- fi öngörüyor. Bütçeden eğitim ya- tınmlanna 500 trilyon liralık ödenek aynldı. Diğer tüm yatınmlar için ödenek miktan 900 trilyon lirada tutuldu. Çelebi, KlT satışla- nndan sağlanacak kay- naklann yatınmlara kaynak olarak aktanla- cağını belirtirken bütçe gelırleri arasında 400 trilyon liralık özelleştır- me geliri koyduklannı bildirdi. Temizel, tarafından bugün açıklanması bek- lenen bütçede memur- lara 1 ocaktan geçerh olmak üzere venlecek zam oranının yüzde 30 düzeyinde olmasının öngörüldüğü öğrenildi. Bakanlar Kurulu ön- ceki gece yapılan top- lantısında da Türkı- ye'nin 3. uydusunu uza- ya firlatmasını kararlaş- tırdı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART Uluslararası Stratejik Araşürmalar Enstitüsü raporuna göre Türkiye'nin 1998 savunma harcamalan 6.8 milyar dolara (1 katrilyon 223 trilyon TL) çıkacak. m v2A\ -,v\ A CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısmda konuştu 'Susuftukhükümetin namısu'ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal. Susur- luk olayının hükümetin "onur, şerefve namus konu- su" olduğunu belırterek "Susurluk'u aydınlatamaz- sa bu hükümete yazıklar ol- sun" dedi. Kıbns ve Ege'de tehlikeli bir sıkışmanın içi- ne girildiğini vurgulayan Baykal, dış politikanın gü- venli, ciddi ve kararlı bi- çimde sürdürülmesi gerek- tiğini söyledi. Partisinin grup toplantı- sının açılışında konuşan Baykal. Istanbul'dayaşanan sel felaketınin 7 kişinın ölü- müyle sonuçlanması, trafik kazalan, enflasyon rekorla- n krnlması ve devlet içinde çetelerin yuvalanmasını *if- las, tükeniş ve büyük bir alarm" dıye niteledi. Bay- kal, kötü yönetildiğinı söy- lediği ülkenin hızla medeni bir görünümden uzaklaştı- ğını savundu. "Buna isyan Sağlar'dan Yılmaz'a Susurluk soru onergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Içeî Milletvekili veTBMM Susur- luk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar, Başbakan Mesut Yılmaz'm yazı- lı olarak yanıtlaması istemiyle Susur- luk'un askeri boyutuyla ilgili soru öner- gesi verdi. Sağlar, Abdullah Çatb ile Gi- resun Jandarma Bölge Asayiş Komuta- nı Tuğgeneral Vyi Küçük arasındaki iliş- ki hakkmda soruşturma açılıp açümadı- ğını sorduğu önergesinde, Jandarma Is- tihbarat ve Terörle Mücadele Birimi (Jl- TEM) konusunu da gündeme getirdi. CHP'li Susurluk Komisyonu Üyesi Sağlar, TBMM Başkanlığı'na dün verdi- gi önergesinde, "ulusiararası eroin ka- çakçsı ve katiiam sanığı olarak bilinen. aynca birtakım yabancı istihbarat örgüt- leri hesabına çalışüğı açığa çıkan" kişi olarak tanımladığı Abdullah Çatlı ile Tuğgeneral Veli Küçük arasındaki ilişki- lenn resmi belgelerle de kanıtlandığını belirtti. Çatlı ile Küçük arasındaki ilişkinin ni- teliği konusunda soruşturma açılıp açıl- madığmı soran Sağlar, Susurluk olayıy- la bağlanttlı olarak dokunulmazlığımn kaldınlması için hakkmda fezleke dü- zenlenen DYP Elazığ Milletvekili Meh- met Ağar'ın "yapü^ her faaUyetin MGK v^Genelkurmay'ınbilgisidahilindeoklu- ğn" savlanru anımsattı. Sağlar. Ağar'm açıklamalanyla ilgili araştırma yapılıp yapılmayacagın] da sordu. ediyorum. bu tabloyu haz- medemiyorum'" dıyen Bay- kal, ülkenin anlayış değişik- liğine gereksinimi olduğu- nu kaydetti. TBMM Başkanhk Diva- nı'nın göreve başlamasın- dan sonra, Susurluk fezle- kelerinın gündemin ilk maddesini oluşturması ge- rektiğini belirten Baykal, TBMM'nin onuru haline gelen konu için hiç kimse- nin "bütün fezlekeler bir- den görüşülsün diye kayta- ramayacağmı" bildirdi. Baykal şöyle devam etti: "Bu yöntemk' Susur- luk'un kamuflesi çabasma girenJer, bunun siyasi hesa- bını hiçbir yerde veremez- ler. Hükümet çevresinden gelen çeüşküi açıklamalar- dan da rahatsızız. Hükümet tereddüt içinde olursa, bu konu a> dınlanlamaz. Bu ko- nu hükümetin onur, şeref, namus konusudur. Bunu ay- dınlatamazsa, bu hüküme- teyazıkolsun. Aydınlataca- ğız' diye gelip sonra ilk za- fiy eti siz göstereceksiniz, bu oünaz." Kıbns ve Ege'de tehlike- li bir sıkışmanın içine giril- diği uyansında bulunan Baykal, Başbakan Mesut Yıhnaz'ın bir yıl önce orta- ya koyduğu gibi yalnızca kadro değişiklikleriyle so- runun aşılamayacağını bil- dirdi. Baykal, ekonomi po- litikasını da eleştirdiği hü- kümetin geçmiş dönemden daha çok ve hızlı biçimde borçlanıp zam yaptığını kaydetti. Baykal, "Hükü- metin ekonomik perfor- mansı, başansızlık olmuş- tur. 1998'de daha da sıkınü- lı bir ekonomik konjonk- türe gireceğiz'* görüşünü dile getirdi. IRMIKI AYDIN ENGİN Ne trafik ama... Yok, yok, caddeterinden sel- lerakan Istanbul'da, felç olmuş trafikten söz etmiyoruz. Konu- muz tıkır tıkır işleyen, yağ gibi akan, gitgide yoğunlaşan bir trafik. Anımsayın. Mollabaşı Erba- kan "bir iasım medya" iie bir araya geldi. Onlara ne kadar "demokrat"(!) olduğunu anlat- mayı denedi. Kendini bilen ye- medi; yemeye teşne olan üstü örtük övgüler döktürdü. Ardından Nazlı llıcak çıktı sahneye. Beylerbeyi Koru- su'nun Havuzbaşı'na bakan te- pesindeki konağında art arda yemekler verdi. Yemekyartşına "medya emekçileri" Mehmet - Canan Barlas çifti de katıldı. Bir başka çift, Tansu - Özer Çiller öğle yemeğini birinde, akşam yemeğini ötekinde ye- di. Refah'ın kanalı olarak ünle- nen Kanal 7 ekranlannda bir Barlas çifti görücüye çıktı, bir Nazlı llıcak - Özer Çiller ikilisi. Barlaslar nasıl haklarının Hırsız-Faşist-Molla Ittifakı yendiğini, demokrasi savaşın- da nasıl bir değerbilmezlikle karşı karşıya geldiklerini anlatıp yüreklerimizi parçaladılar. Ardından öğle yemeğinde sohbeti tamamlayamamış ola- caklar ki Nazlı llıcak ile Özer Çil- ler bu kez de Kanal 7 ekranla- nnda buluşup sohbetlerine kal- dıkları yerden devam ettiler. Özer Çiller'in mülk tutkusu fi- lan olmadığını, fukaranın karı- sı başbakan olduktan sonra kendini yirmı bilmem kaç met- rekarelik bir odacığa hapsetti- ğini, boşzamanlannı değerlen- dinmek için mülkedinme.edin- diği mülkleri değerlendirme hobby'si ileoyalandığını öğren- dik. Nazlı llıcak hızını alamadı; ilk seçimlerde Refah listesinden bağımsız milletvekili adayı ola- cağıduyuruldu. llıcak MGKve- sayetinde kurulmuş Mesut Yıl- maz hükümetine karşı "de- mokrasi ve anti militarizm" bayrağını yükseltirken Tansu Çiller kürsülerde ciyak ciyak, demokrasi cephesinin bayrak- tarlığına soyundu. "Gerekirse Marmaris'in nüfusunu birkaç kişi daha çoğaltınz" gibisinden gözyaşartıcı antimilitarist çıkış- lara imza koydu. Refah mollaları Tansu Çiller, Nazlı llıcak gibi kılıklan ve kılıf- lan ile mollalar nezdinde göz zi- nasından, ahlaksal çürümeye kadar bir dizi kötülüğün sim- gesi olması gereken iki kadını bağırtanna bastılar. ••• DYP örgütünün MHP'lileş- mesinin salt Istanbul'da il baş- kanı Celal Adan'dan, Sam- sun'da Lokman Kundak- çı'dan ibaret olmadığı görüldü. Ibrahim Şahin'leri, Mehmet Ağar'lan, Tansu Çiller'leri bağ- nna basan DYP kadro ve dev- şirmelerinin parmaklannın git- gide daha sık kurtbaşına dö- nüştüğünü ekranlarda hep bir- likte izlerolduk. Devlet Bahçe- li komutanlığında var olma kav- gası veren MHP, DYP'nin reka- beti karşısında panikledi, şid- detle bir erime sürecine girdi. MHP tabanındaki faşist eğilim- terin ne kadar köklü ve güçlü ol- duğu iyice ayan beyan oldu. Bizcileyin gazetecilere düşen desözlüklerin sayfalannı kanş- tınp "utanmazlık"ten, "ilkesiz- lik"ten daha vurgulu sözcükler aramak oldu. Bulunan hiçbir sözcük kepazeliği anlatmakta, tanımlamakta yeterii olamadı. "Molla - faşist - soyguncu itti- fakı" boyutlan, kendini sergile- yişi ile utancı bile utandıran öl- çülere ulaştı. "Şak- tak" ya da "tak-şak" paşalara yaslanıp militarizmin siyasal sözcülüğünü üstlenen- ler, "şerefli katil" nitelemesinin patentini alanlar, sefil bir iktidar tutkusuyla antimilitarist siya- setçi postuna bürünüp karşı- mıza çıkmaya cesaret edebili- yor. Medya vurgunlannın prens ve prensesleri, ekranlarda vur- gunculuğun elebaşılannı akla- mak üzere programlar düzen- liyoıiar. Arabaiannın camlannı "Ege- menlik kayrtsız şartsızAllah 'ın- dır" yapışkanlarıyla süsleyip demokrasiyi temelden reddet- tiklerini pervasızca ilan eden mollalar, demokrasi havarisi kesilip, ortalıktadolanıyorlar... Türkiye çok kepazelikler ya- şamış bir ülke. Ama at izinin, it izine bu kadar kanştığı bir dö- nem galiba yaşamadı. Gerçek bir demokrasiyi savunanlar, ne- reden (devlet dahil nereden) gelirse gelsin terörün, zorbalı- ğın her türüne kararlılıkla karşı çıkanlar, ortalıkta dolanan sah- tedemokratlardan, sahteanti- militaristlerden kendilerini ayı- rabilmek için aynca çaba har- camak zorundalar. Ne iş be! POLİTİKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Tunceli Öyküsü... Gazeteci-yazar Ümit Zileli'nin 'Vur Emri' Ç) adh kitabını okudum... Ümit, askerliğini Tunceli'de komando asteğmen olarak yaprnış, yaşadıklarını daha sonra yazmıştı... Aslında öykütadında biranılaryumağı Umit'ın an- lattıkları... Vur Emri'nde Ümit Zileli, bir yaşamın gri gölgele- ri üzerindeki noktalan mı anlatıyor, yoksa insan ol- manın onurunu yüreğindeki bir kır çiçeğiyle mi bir- leştiriyor? Ümit, Tunceli kısacık bir sürede gözlerinin önün- deyiterken bir düş ormanında kayboluyor... Ümit. insanın içini sızlatan olaylan şöyle anlatıyor: "Işte Aktuluk Karakolu... Kurşun yağmuruna tu- tulan, yardıma giderken pusuya düştüğümüz kara- koll Panzerin ûzehnden seken MG3 mermilerinin soğuk tslıklarını anımsıyonım. Dörde üç tertip Ta- hir, elinden yaralanmıştı. Hâlâ ateş etmeye çalışı- yor, ama tetiği çekemiyordu. Geriçekmeye çalıştık- lannda hırsla bağırmıştı: - Bırakın... Yanlanna komam... Galip asteğmeni hatırlıyorum. O da elinden ya- ralanmıştı. Bir geceyansı, Ovacık'ın bir dağ mezra- sında, bir köy evinde karşılaşmıştı teröristlerle... Ateş eden en fazla beş.adım uzağındaydı... Ve ka- pıdan yanlamasına girmesi kurtarmıştı hayatını. İki parmağının koptuğunu ise müsademe bittikten son- ra sancı başlayınca fark etmişti... Ya zavallı Turaa.. Özel timin henüz bir haftalık ete- manı! Turan Gündüz. Geyiksuyu Karşılar Köyü operasyonunda yirmi yaşını noktalamıştı. Helikop- terden en son atlayan oydu. Evin darnına on metre yükseklikten atlamanın sersemliğinden kurtulmaya çalışırken yemişti kurşunu... Tepeden atılan mermi, köprücük kemiğinin üzerinden girip kalbi parçala- mış, hemen oracıkta can vermişti... Dört aylık ço- cuğunun henüz yüzünü bile görmediğini sonradan öğrenmiştik! Tunceli kısacık sürede yitip gitti gözlerimin önün- den... Herzamanki neşesiyle Doktor Aykut, sevgi- li Emre, dost Mustafa, genişyürekliyüzbaşım, sev- gili Hüseyin, Gökalp asteğmen, Pertekli Celal am- ca, kocaman gözlü Sema ve diğeheriyle birlikte... - Tuzla 'daki bölük komutanımızın dediği gibi üze- rine siyah bir çizgi çektiğim on altı ay geride kalmış- tı işte... Yaşama bıraktığım yerden başlamak üzere geri dönüyordum. - Peki sonuç? Sonuç, bir yüksek rütbelinin, Jandarma Genel Komutanı'na söylediği tek bir cümlenin içinde ya- tıyor galiba: - Şark Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!.." ••• Ümit Zileli'nin 'Vur Emri', 'kara mizah' ile 'gerçe- ğ/'yansıtıyor... Keklik avlarken 'teröhst' olarak yakalanan 16-17 yaşlanndaki iki çocuğun öyküsünü okurken insan is- ter istemez şu soruyu soruyor: "Biz bu gerçekler karşısında ne yaptık?" Ümit anlatıyor: "Ikisi kardeşti. Kemal ve Mustafa.. Evleriazile- rideydi. Keklik avına çıkmışlar, bizi görünce de kofc kup kaçmışlardı. Pekiya üçüncü kişi... O neredey- di: - Dedemizdi komutanım. Şimdi evde olsa gerek... Pek tatmin olmamıştım. Ûstelikyağmuraltında dört saat koşturmanın öfkesi de yakıyordu içimi! Göster- dikleri evi bastık. Bir kadın, yaşlı bir adam ve bir kız çocuğu vardı evde. Yaşlı adam, çocuklann ifadesi- ni doğruluyordu... Bu arada bir panzer ve yedek kuvvet de olayyerineyetişmişti. Tepeye çıktık. Ger- çekten de keklik avlamak için kurulmuş tuzaklarbul- duk. Yapılan sorgulamalar ve araştırmalar sonucu bizim yakaladığımız çocuklann gerçek birer keklik avcısı olduklan ortaya çıktı. Hem de profesyonel! Rezil olmanın verdiği utancı yaşarken bir de Tu- gay Komutanı çağınnca ne yapacağımı şaşırmıştım. Olümlerden ölüm beğenerek huzuruna çıktım. Hay- ret, Paşa gülümsüyordu. Üstelik: - Bravo asteğmenim. Tebrik ederim! Deyince iyice afalladım. Herhalde alay ediyordu: Biraz sonra benim timde bulunan erieri de çağırta- rak tek tek kutlayınca, rüya gördüğümü sanmaya başlamıştım ki komutan açıkladı: - Gerçekleştirdiğiniz kıstırma operasyonu ve yö- netim şekliniz fevkaladeydi!" ••• Ümit Zileli, 'Vur Emri'nl Tuncelilere verdiği söz üzerineyazmış... Ümit diyor ki: "Doğu ve Güneydoğu'da salt Kürtleryaşamıyor- du. Her halktan, hermezhepten ve kökten insanla- nn oluşturduğu birmozaik. Biryandan devlet 'da- ha baskıcı' olmanın yasalannı çıkanrken diğer taraf- tan koyu bir 'Kürt milliyetçiliği' almış başınıyürümüş- tü..." Ümit Zileli bu gerçeğin altını tam 8 yıl önce çiz- miş... 'Vur Emri', özellikle bugünlerde okunması gere- ken birkitap... (*)'Vur Emri' 4. Baskı. Pencere Yayınlan/lstanbul E. Posta: Hikmet.Cetinkaya@raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Kısa... Kısa... Kısa. • Şanlıurfa'run Birecik ilçesinden sonra Ceylanpınar ve Gaziantep'in Nizip ilçesinde de kuduz paniği yaşanıyor. Birecik'te bine yakın köpek itlaf edildi. • DİSK'e bağh Genel-lş Sendikası'nın 9 bölge şube başkanı, bölge şubelerinin "birleşfirümesr karanna karşı başlaraklan dönüşümlü açlık grevinde 7. günü doldurdular. • CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Antalya'mn Alanya ilçesinde haziran ayından beri işlenen seri cinayetlerin arkasında devlet boşluğunu doldurmaya çalışan çetelerin bulunduğunu söyledi. • Başbakan Mesut Yılmaz'ın IMF İcra Direktörü \Villl Kiekens'i bugün kabul edeceği öğrenildi. • Başbakanlık tarafından onaylanan bir genelgeye göre. kamu kurum ve kuruluşlannda çalışan personel, askeri tesisler hariç, tüm kamu kurum ve kuruluşlannın sosyal tesis ve misafîrhanelerinden yararlanabilecek. • İstanbul'da "Haliç" \c "Bahçeşehir" aduıda iki ayn ünrversite kurulmasına ilişkin yasa tasanst, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. • Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) önerisi üzerine düzenlenen "Atatürk llkeleri ve lnkılâp Tarihi Dersi Yöntembilim" seminerinde devrim tarihi dersini verenlerin arasında Atatürk'ün aydınlamna felsefesiyle uyuşmayan kişiler bulunduğuna dikkat çekildi. • MHP Genel Merkezi'nin avukarj Sadık Tokuçoğlu'nun öldürülmesi ola\ı\la ilgili göıalüna alınan 10 kişi, dün çıkanldıklan Lnrıir DGM tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear